14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 1 OCAK 2019 SALI EDİTÖR: GÜRER MUT haber Kutuplaşma yerine ‘ortak çıkarları’ görebilsek... Uygar ve demokratik toplumların siyaset insanlarının temel özellikleri şunlardır: Bireylerin, firmaların, sektörlerin, sınıfların içerde çatışması yerine, “aralarında ortak çıkarları geliştirerek ulusal refahı, insanların (ve toplumların) mutluluğunu artırmak”. (Son küresel araştırmalarda Türkiye 78. sıraya düşmüş.) Siyasal partilerin amacı, aralarında birbirlerine yıkıcı saldırılar yapmak değil, uygar bir rekabet içinde, ülkenin ulusal çıkarlarını kollamak için yarışmaktır. Bireylerin amacı çalıştıkları yerde, aile içinde, arkadaş ortamında, “ortak yarar ve ortak mutluluk yaratacak” düşünceler güderek ilişkileri geliştirmektir. Ortak çıkarlar yerine “bencil duruşlarda bulunmak, bireye de karşısındakine de zarar verir”. Sokağa çıktığımızda trafik kurallarına uyduğumuz zaman yaya da, sürücü de, yolcu da birlikte yararlarını artırırlar. Firmalar birbirleri ile “haksız rekabet savaşına girerlerse, sadece karteller kazanırlar”. Birey komşusuna karşı haksız davranışta bulunursa ikisi de mutsuz olur: Firma, “konulan piyasa düzeninin dışına çıkarsa, sadece tekeller kazanır”: “yandaş” firmalar ortaya çıkarsa, geri kalan çoğunluk zarara uğrar. Bu nedenle uygar ve demokratik ülkelerde ulusal düzeyde “birey de, firma da, sivil toplum örgütü de, siyasal partiler de kurallara uyarak” ülkenin toplam ekonomik, sosyal, kültürel ve demokratik maksimizasyonuna katkıda bulunurlar. Ya tersi varsa... Buna karşılık, yukarıda andığım oluşumlar yerine tersi işliyorsa: trafik kurallarına uyulmuyorsa, vatandaşların demokratik vatandaşlık hakları işlemiyorsa: piyasada haksız rekabete yol açan uygulamalar geçerli ise: insanlar arasındaki ilişkilerde şiddet ve saldırılar yaygınlaşmışsa: eğitimde uygar ve çağdaş ölçütler yerine çağdışı bir karmaşa varsa: siyasal partiler aralarında birbirlerine karşı hukuk dışı saldırılarda bulunuyorlarsa ne sonuç çıkar: Böyle bir ülke, bir toplum azgelişmiş olur. Totaliter eğilimler ve uygulamalar derinleşir. Ekonomik olarak hem içerde hem de dış ilişkilerde gerilemeler ve çöküşler yaygınlaşır: firmalar iflas eder, işsizlik artar, gelir bölüşümü bozulur, dış borç yükselir, sermaye dışarı kaçar. Türkiye bu konuda ne yazık ki ikinci gruba giriyor. Sorunun temelinde, çağdaş uygarlık ve demokrasi yerine siyasal İslamın esas alınması: hukuk, ekonomi, kültür, eğitim ve dış ilişkilerde buna göre uygulamaların yapılması yatıyor. Bireyin mutluluğundan şirketin toplum yararına işleyişine: siyasal partilerin ulusal çıkarlar için “ortak çağdaş değerleri” esas almak yerine, “kutuplaşma sayesinde(!) ayakta kalmaya yönelik oluşumlar ve uygulamalar ortaya çıkıyor”. 1961 Anayasası ile katılımcı demokrasinin temellerini atmaya başlayan Türkiye’nin önüne ne çıkarıldı: 12 Mart ve 12 Eylül gibi postallı darbeler ABD tarafından desteklendi; siyasal İslam referansları kullanılarak FETÖ’cüler yaratıldı. Ülkenin çağdaşlaşma ve demokratikleşmesi engellendi. Bireylerin mutsuz olduğu, kamu kurumlarının ülke yararına işleyemediği, şirketlerin rekabet edemediği ve siyasal partilerin birbirlerine saldırdığı bir ortam yaratıldı. Ortak çıkarları çalıştırmak, bu güzel ülkenin tek çıkış yoludur. HHH  Sevgili Metin ve Müjdat, biz 7 akademisyeni FETÖ’nün Atlantik’e savuran dalgasına 12. dalga adı verilmişti: sorun yaratan mizahi dalganızı geçerken, sizinki hangi dalga oluyor acaba? Attilâ İlhan’ın adını koyduğu “dip dalgası” olmadığı kesin, gözlerinizden öpüyorum, yeni yılınız “yine de” kutlu olsun. Erol... 1 OCAK 2019 SAYI: 34054 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:48 06:31 06:52 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:15 15:32 08:03 12:59 15:20 08:22 13:22 15:47 Akşam 17:55 17:43 18:10 Yatsı 19:21 19:07 19:32 Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur...” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsıyorduk... Bundan sonra önümüze “gazeteci doğmayanlar!” çıkacak... HHH Geçen haftaki yazı şöyle bitiyordu:  “Safa Kılıçlıoğlu, basından bıkınca 1964’te gazetenin kapısına kilit vurdu. 21 yıl sonra, Kılıçlıoğlu İstanbul’da evinde hasta yatarken telefonu çaldı. ‘Yeni Sabah’ gazetesinin isim hakkı satın alınmak isteniyordu!” HHH  Dinç Bilgin: “Yeni Asır” gazetesi... Telefonla arayan kişi, “Yeni Asır” gazetesinden Dinç Bilgin idi, “Yeni Sabah” gazetesinin “isim hakkını” satın almak istiyordu. Bilgin “haberi” değil, babası Şevket Bilgin’in önerisi ile gazetenin “muhasebe” bölümünde Napolyon’un “Para, para, para...” söylemini öğrenerek basın yaşamına başlamıştı! Bilgin’in hırslı olduğu söylenir... Genel Yayın Yönetmeni olan, eniştesi Cemil Devrim’i bile tereddütsüz kovmuştu! Gazetenin dağıtımına öncelik verdi. Kapanan “Yeni Sabah” gazete Basın Nereye Gidiyor? (8) sinden baskı makinelerini almak istediyse de parası yetmedi. Ancak dizgi harflerini aldı, “Yeni Sabah’ın” sayfa düzenini kullanmaya başladı! “Bölge” gazetesi “Yeni Asır”, baskı kalitesine verdiği özenden dolayı, kısa sürede “ulusal” gazeteleri yakalamakla kalmadı, bazılarını da geçti. 60’lı yılların sonunda ise Haldun Simavi’nin “ofset tekniği” ile basılan Günaydın gazetesinden etkilenince, eski “kurşun döküm dizgi” baskı makinelerini dışlayan ilk gazete oldu.  (O günlerde kurşun zehirlenmesine karşın çalışanlara süt ya da yoğurt verilirdi. Ancak ciğerler, yine de kurşunun çıkardığı gazı solurdu! Ben de o gazı çok soludum...) “Gazeteci doğan” Babıâli basını, “gazeteci doğmayan” İzmir’deki bu “çağdaş teknolojik” gelişmeyi basına yansıtanları algılamakta gecikti! Bilgin’e “İzmir yetmez” olunca, İstanbul’da“ulusal” gazete çıkarmaya heveslendi. 1982’de Kemal Uzan’la ortaklığa heveslendiyse de anlaşamadı. Selahattin Beyazıt’la anlaşınca, banka kredisi aldı... HHH Gazete “Sabah” adıyla 22 Nisan 1985’te yayına başladı. İlk gün 680 bin baskı yaptı! Artık Türk basınında, haberin “doğruluğu” değil, “ilginç olmasının öne çıktığı, asparagas (kuşkonmaz) haberler” yoğunlaştı! Sonrasında, her geçen gün baskı ve satışını artırdı... Geleneksel gazeteler, Bilgin’i “üşütük (!)” olarak izledilerse de, onlar da “elektronik” yayına yöneldiler...   HHH Bilgin’e Mecidiyeköy’deki 4 katlı binası yetmiyordu. Türk basınının “başkenti” Babıâli boşalmaya başlıyordu. Bilgin, önce “İkitelli” semtinde Türkiye’de “plaza türü” olarak adlandırılan görkemli bir bina yaptırdı. Otoparkı, yüzme havuzu, jimnastik salonu, lokantaları, berberi, matbaasını içeriyordu. Matbaa da dönemin en çağdaş araçları ile donatılmıştı. (Not: Devam edecek...) Tarafsızlık andı! Türk demokrasisinde tarihsel günleri yaşıyoruz... Anımsarsınız Reisi Cumhur’un, yeni anayasaya göre içtiği antta şu cümle vardı:  “(...) Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim.” Görev nasıl yerine getirilecek?: “Tarafsızlıkla...” HHH Kendini “Benim gibi yaşlılar...” diye tanıtan ve İzmirlilerin önceki seçimde yüz vermediği ve TBMM koltuğundan istifa ettirilmeyen Başkanı, Reisi Cumhur İstanbul’dan aday gösterirken şöyle konuştu: “Milletim CHP’yi bed sesinden tanır! CHP hangi kılığa girerse girsin, milletimiz onu tek partici, darbeci, teröristlere destek veren sesinden tanır...” HHH CHP’lilere bir görev düşüyor... Mustafa Kemal Atatürk’ün “kendi sesinden konuşmalarının”  CD’lerini Reisi Cumhur’a göndersinler ki o “bed sesin” kim olduğunu öğrensin! Kutlu olsun! Yeni yılınızı kutlar, nice sağlıklı, mutlu, başarılı, huzurlu, barış içinde geçen uzun ömürler ve bazı çevrelerin ekonomik koşullarına “ayakkabı kutuları” olmaksızın kavuşmanızı dilerim... Görüş talebineOğlunun darp edildiğini açıklayan anne suç duyurusunda bulundu işkenceli yanıt SEYHAN AVŞAR Ziyaret sırasında oğlunun gözünün mor, Hanife Köseoğlu, Silivri L Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olan oğlu Mustafa Özgür Mulla’nın kollarının ise yara bere içerisinde olduğunu öne süren anne Köseoğlu, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Köseoğlu savcıya verdiği ifadesinde, “Oğlumun gözü gardiyanlar tarafından darp edildiği mor, kollarının kanama derecesinde darp ni öne sürerek, gardiyanlar ve cezae edildiğini, bir elinin şiş olduğunu, ayak vi müdürü hakkında Silivri Cumhuriyet kabısız ve üzerinde sadece atletle görü Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulun şe getirildiğini gördüm. Kendisine ne ol du. Köseoğlu, oğlunun gözünde morluk, kolunda yara izleri ve ayakkabısız bir şe M. Özgür Mulla duğunu sordum. Bana, ‘Sohbet hakkının kısa verildiğini, bu duruma itiraz ettiğini kilde görüşe getirildiğini söyledi. Ayrıca cezae ve akabinde cezaevi görevlilerince işkenceye uğ vi yönetimi tarafından anne Köseoğlu’na cezae radığını, koğuştan ayakkabıları olmadan sürük vinde attığı “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” lenerek çıkarıldığını’ söyledi. Oğlumu darp eden şeklinde slogan nedeniyle iki ay görüş yasağı ve infaz koruma memurlarından, sorumluluğu bu rildi. lunan tüm çalışanlardan ve kurum müdürlerin ‘Vücudu yara içinde’ den şikâyetçiyim” dedi. Kurum kamera kayıtlarının çıkarılmasını isteyen Köseoğlu, ayrıca oğlu Köseoğlu, 18 Aralık tarihinde hükümlü olan na doktor raporu alınmasını da talep etti. oğlunu ziyaret etmek için Silivri Cezaevi’ne gitti. l İSTANBUL 16 yıllık çalışmaVestiyerde çikolata kutusunu alan temizlikçi kadın kovuldu boş kutuyla bitti Belediyenin taşeron firması bünyesinde temizlikçi olarak çalışan kadın, iddiaya göre vestiyerde gördüğü çikolata kutusunu boş zannedip dikiş iğne ve ipliklerini koymak için aldı. Kendisine hediye gelen paketi arayan personel ise konuyu özel güvenlik görevlisine iletti. Yapılan incelemede, boş olduğu tahmin edilen çikolata kutusunun temizlik görevlisi kadın tarafından alındığı belirlendi. Boş çikolata kutusunu alan temizlikçi kadın tazminatsız kovulurken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu temizlik işçisi kadına kıdem tazminatı ödenmemesi gerektiğine hükmetti. Kararla birlikte, kadın 16 yıldır çalıştığı kuruma veda etti. Suçlamayı reddetti 16 yıllık çalışma hayatında herhangi bir disiplin cezası dahi almadığını ve hırsızlık suçlamasını reddettiğini belirten kadın, Bursa 2. İş Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, herkesin izinsiz olarak girip çıktığı, temizlik ürünlerinin bulunduğu yere bırakılan, bir çikolata kutusunu dikiş kutusu yapmak maksadıyla alan davacının tazminatsız işten çıkarılmasının hakkaniyet kurallarına uymadığına hükmetti. Kararı davalı kurum temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi. Daire, davacının başkasına ait çikolata kutusunu alarak kendisine mal etmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde olduğuna hükmedip mahkeme kararını bozdu. Bursa 2. İş Mahkemesi, ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Olaydan tam 8 yıl sonra davada son sözü söyleyen genel kurul, mahkeme kararını yasaya aykırı buldu. l İHA Akpınar’ın avukatından adli kontrol kararına itiraz Bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında hakkında adli kontrol kararı verilen sanatçı Metin Akpınar’ın avukatı İrem Hekimoğlu, mahkemeye itiraz dilekçesi sunarak adli kontrol kararının kaldırılmasını istedi. İtiraz dilekçesinde, adli kontrol hükümlerinin kaçma IŞİD operasyonu Kocaeli’de düzenlenen IŞİD operasyonunda 4 kişi gözaltına alındı.Körfez, Derince ve Gebze ilçelerinde şafak vakti yapılan operasyonda IŞİD terör örgütü içerisinde bomba ve patlayıcı düzenek sorumlusu olarak görev yaptığı iddia edilen Suriye uyruklu S.C., A.N.E.A. ve A.S. isimli şahıslar ile H.E. isimli şahıs gözaltına alındı. l Haber Merkezi şüphesi olan kişiler için uygulanan tedbir olduğu belirtildi. Akpınar’ın halka mal olmuş bir sanatçının kaçma şüphesinin bulunmadığı ifade edildi. Öte yandan Müjdat Gezen’in avukatı Celal Ülgen de 28 Aralık’ta mahkemeye sunduğu dilekçede, adli kontrol kararının kaldırılmasını talep etmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Hasan akar’a ceza Atatürk’e hakaretten yargılanan Nur cemaati hocalarından Hasan Akar, “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret etmek” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. İddianamede, “şüphelinin videoda Atatürk, annesi ve babası hakkında açık küfür içerecek şekilde Atatürk’ün hatırasına alenen hakarette bulunduğu” belirtilmişti. l AA Beşiktaş saldırısıyla ilgili 2. iddianame İstanbul’da 10 Aralık 2016’da oynanan BeşiktaşBursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park çevresinde meydana gelen ve 39’u Emniyet mensubu, 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısına ilişkin ikinci iddianame hazırlandı. 22’si tutuklu 40 şahsın da “şüpheli” sıfatıyla yer aldığı iddianamede, saldırıyı organize ettiği tespit edilen şüpheli Zozan Kutum’a 46 kişiyi “kasten öldürme” suçlarından 47 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi. İddianamede, diğer şüpheliler hakkında 15 yılla 5 bin 15 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istendi. İddianamede, Binali Yıldırım, Burak ve Bilal Erdoğan ile o zaman Genelkurmay 2. Başkanı olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in de araların da bulunduğu bazı komutanlara yönelik eylem yapmak için keşif istihbarat çalışması yapıldığı belirtildi. l AA Hava Kuvvetleri’nde FETÖ operasyonu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki FETÖ yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında arasında 4 albayın olduğu 60 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefonlardan periyodik ve ardışık aramayla haberleşen askerlere yönelik dün sabah yeni bir operasyon düzenlendi. FETÖ ile irtibatları olduğu iddia edilen 4 albay, 2 yarbay, 5 binbaşı, 7 yüzbaşı, 8 üsteğmen, 3 teğmen, 31 astsubay olmak üzere 60 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. 60 şüpheliden 8’nin pilot olduğu öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kişiye devamlı olarak hükmeden ve onu mantıkdışı davranışlara sürükleyen takıntı. 2/ Belli bir bölgede yaşayan 1 Y AND I RMA 2 OVA SAUNA 3 NEŞE D İ NK 4 GRAF F İ T İ 5 AR LAK BU 6 R OMA A R A S 7 İ NT İ ULA 8 AZ URAL N hayvanların 9 A M İ N B O R Ç tümü... Bir soru sözü. 3/ Türkiye’nin plaka imi... Tek sıra elmastan ya da inciden gerdanlık. 4/ Yunan mitolojisinde, Tanrıça Afrodit’in gözdesi olan güzel delikanlı... İskambilde bir kâğıt. 5/ Otel, tiyatro gibi yerlerde girişe yakın geniş yer... Gümüş elementinin simgesi. 6/ Evlerin üzerindeki karı atmakta kullanılan büyük tahta kürek. 7/ Duman lekesi... İlave... Donuk renkli. 8/ İçkiye aşırı düşkünlük. 9/ Halterde, ağırlıkları tutan demir çubuk... İran’ın para birimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İltihaplı göz hastalıklarının genel adı. 2/ Aygırla dişi eşekten olan melez hayvan... Şifa lı kaynak suları ya da çamurla tedaviyi amaç layan kuruluşlara verilen ad. 3/ Kenar süsü... Bölmeli göçebe çadırı... Önü hendekli siper. 4/ Kendini beğenme, bencillik. 5/ “Eyvan gerek oturmaya yaz ile / Bir de mey doldura naz ile” (Köroğlu)... Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada tınlaması. 6/ Başlıca, temel niteliğinde olan... Bir nota. 7/ Aşıboyası... Şa raplık bir üzüm cinsi. 8/ Kuran’da bir sure... Anlam. 9/ Eskiden dikdörtgene verilen ad. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle