19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Eylül 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Derse İKİHÇSRABACRP’PDOIECRNI işe BEŞ saat ekonomi 9 Türkiye’de her beş üniversite öğrencisinden dördü günde 4.9 saat bir işte çalışıyor. Aileler çocuklarını borçla okutuyor Birikim yapamıyorlar 4 Türkiye’deki ailelerin yüzde 91’i çocuklarının üniversite eğitimi masraflarını günlük kazançlarından karşıladıklarını belirtirken, yalnızca yüzde 11’i belirli bir birikim veya yatırım hesabından karşıladıklarını ifade ediyor. Ebeveynlerin yüzde 68’i (küresel ortalama yüzde 49) çocuklarının eğitimi için birikim yapmaya önceden başlamış olmayı arzuluyor. Yüzde 62’si daha düzenli ve daha fazla birikim yapmış olmayı, yüzde 24’ü ise çocuklarına para yönetimi hakkında eğitim vermiş olmayı diliyor. 4 Eğitim masrafları için en çok Türkiye’deki aileler borçlanıyor. Türkiye’deki ebeveynlerin yüzde 73’ü (küresel ortalama yüzde 53) çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için sosyal aktivitelerinden ödün veriyor. Yüzde 39’u ise daha uzun saatler veya ikinci bir işte çalışıyor. 4 Ebeveynlerin yüzde 54’ü üniversite eğitimi için gerçekleştirdikleri borçlanmalarda kredi kartını kullanıyor.Yüzde 22’si aile üyeleri veya arkadaşlarından borç aldıklarını dile getiriyor. HSBC Grubu’nun ‘Eğitimin Değeri: Başarının Bedeli’ raporuna göre; Türkiye’de bir üniversite öğrencisi eğitim masraflarını karşılamak için günde ortalama 4.9 saat yarı zamanlı bir işte çalışırken, derslerde günde ortalama 2 saat zaman geçiriyor. 15 ülkeden 10 binden fazla ebeveyn ve bin 500 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirdiği araştırmada Türkiye ile ilgili öne çıkan bulgular şöyle: 4 Ebeveynlerin yüzde 71’i (küresel ortalama yüzde 35) eğitim masraflarını karşılamak için borçlandıklarını ifade ederken; Türkiye, araştırmanın gerçekleştirildiği ülkeler arasında ebeveynlerin eğitim masraflarını karşılama amacıyla borçlanma oranının en yüksek olduğu ülke olarak dikkat çekiyor. Ebeveynlerin yüzde 63’ü borçlanmalarının ana sebebinin okul ücretini karşılamak olduğunu ifade ederken, yüzde 38’i tablet veya dizüstü bilgisayar gibi teknolojik cihaz satın alımlarının da etkili olduğunu ifade ediyor. 4 Bir üniversite öğrencisinin okul ücreti, konaklama, faturalar ve yaşam giderleri dahil olmak üzere eğitim süreci boyunca toplam harcaması ortalama 87 bin TL. Ebeveynler ise çocuklarının üniversite eğitimi boyunca toplamda ortalama 49 bin TL harcadıklarını ifade ediyor. Öğrenciler arada oluşan yaklaşık 38 bin TL’lik farkı yarı zamanlı işlerde çalışarak kapatmaya çabalıyor. Türkiye’de her beş üniversite öğrencisinden dördü bir işte çalışıyor. l Ekonomi Servisi Kamuda faiz yüzde 22’ye çıktı Kamu alacaklarında tecil faizi yüzde 12’den yüzde 22’ye yükseltildi. Tecil faizi zamanında ödenmeyen kamu borçlarının taksitlendirilmesi sırasında kullanılıyor. Yeni tecil faizi oranı Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tebliğinin Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanmasıyla birlikte yürürlüğe girdi. Tecil faizi Kasım 2009’dan beri yüzde 12 olarak uygulanıyordu. Daha önce de gecikme zammı için faiz oranı yüzde 1.40’dan yüzde 2’ye yükseltilmişti. l Ekonomi Servisi AKP ile açlık da arttı AKP’nin iktidarda olduğu son 15 yılda açlık sınırı da 4.27 kat arttı. 2003 Ağustos’ta 4 kişilik bir aile günlük 13.67 TL ile sağlıklı beslenebilirken bugün ancak 58.31 TL’ye sağlıklı beslenebilmekte. Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi, Ağustos 2018 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini hesapladı. Hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için, günlük 58.31 TL, aylık 1.749 TL’lik harcama yapması gerekiyor. Harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 40.4 ile en yüksek paya sahip. 4 kişilik ailenin sağlıklı beslenmek ve insanca yaşayabilmek için yapması gereken asgari harcama tutarı ise aylık 6 bin 50 TL oldu. Geçen yılın aynı ayına göre ise yok sulluk sınırı 843 TL, açlık sınırı 244 TL arttı. l Ekonomi Servisi Antepfıstığı üzerinden tarıma bakış (1) 9kere yerine 2 kez toprağı sürerek ağaçtan daha fazla verim alınabiliyor. Üstelik daha az mazot ve daha az gübre kullanarak. Aşırı değil doğru sulama ile. Çevreyi daha az kirleterek daha fazla ürün elde edilebiliyor, dolayısı ile gelir de artıyor. Peki neden yapılmıyor? Yapılamıyor? Neden gıdada dünyanın kendine yeten 7 ülkesi arasında iken bu özelliğimizi yitirdik? Neden köylerimizin çoğu boş, kalanlar da 60 yaş üstü? Neden bir yandan eti, sütü, limonu, fındığı bu kadar pahalı yerken diğer yandan üreticinin iki yakası bir araya gelemiyor? Tarımın bugünkü hali bünyesinde onlarca soruyu barındıran bir çözümsüzlük sarmalı, çünkü hepsi birbirine bağlı ve Türkiye’nin hangi bölgesine giderseniz gidin ürün farklı da olsa sorunların aynı olduğunu görürsünüz. 2 gündür Güneydoğu Anadolu topraklarındaydık. Tarihi milattan önce 7 binli yıllara kadar giden fıstığın izinde. TEMA Vakfı ile Nestle’nin 8 yıl önce antepfıstığı yetiştiriciliğinde verim ve kalitenin artırılması ile sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsetilmesi amacıyla başlattıkları “Fıstığımız bol olsun” projesinin geldiğini noktayı gördük. Antepfıstığının anavatanı, Türkmenistan, İran ve Türkiye. En çok üretim buralarda ve ABD’de. Türkiye dünya antepfıstığı bahçelerinin yüzde 35’ine sahip ama ne yazık ki üretimdeki payı yalnızca yüzde 12. Bunun en büyük nedeni de verim düşüklüğü. Aslında parantez arası şunu da anımsatalım, Türkiye’de en fazla Şanlıurfa’da yetişiyor fıstık ancak işleme, pazarlama, ihracat daha çok Gaziantep’ten yapıldığı için adını bu ilden alıyor. 210 bin ailenin geçim kaynağı fıstık. TEMA ve Nestle ortak projesi 8. yılında Gelelim projeye: İlk iki fazı tamamlanan ve bu yıl üçüncüsüne başlanan projede üzerinde çalışılan bahçelerde verimi yüzde 49 arttı. Bu rakam son derece önemli. Üstelik toprağı 9 kere değil 2 kere sürerek, daha az gübre daha az mazot harcayarak. Zararlılarla mücadele etmek için hepimizi zehire bulayan zirai tarım ilaçlarını az kullanarak onun yerine entegre mücadele teknikleri ile. Evet, proje TEMA ile Nestle’nin ortak projesi ama işi azimle yürüten bir kişi var ki o da bölgede “Fıstık Dede” diye tanınan Tema’nın orman mühendisi Metin Şenol. “Çiftçinin kendi atalarından bildiği doğruları değiştirmek kadar zoru yoktur” diyor. Fıstık ağacına ilişkin “baba diker, oğul yer” anlayışı örneğin. Ya da toprağı derinden sürmek... Fıstık Dede bakmış ki olacak gibi değil, tası tarağı toplamış Gaziantep’e yerleşmiş. Halen köy köy dolaşıyor ama ilk fazda 23 bahçede sağlanan başarı diğer çiftçileri de oraya daha hızlı çekmiş. Fıstık Dede, “10 yılda yemişi alma inancı kırıldı 2 3 yıl içinde fıstıkları toplamaya başladılar” diyor. Yine proje kapsamında ikinci fazda toplam 5 bin 890 dekarlık 154 bahçede antepfıstığında sürdürülebilir tarım uygulamalarına rehberlik edildi. Tozlaşmayı artırmak üzere dişi ağaçlarla çiçek açma uyumluluğu olan 2 bin erkek ağaç dikimi yapıldı. Budama ve aşılama eğitimleri verildi. Şöyle size iki cümlede özetlediklerim şüphesiz kolay olmadı, Fıstık Dede, “Gittim Hamit Polat’a. Bahçenden 5 fidanı benim uygulamalarıma vermeni istiyorum. Zararın olursa cebimden karşılarım dedim. 2 yılda aşılanmaz dediği ağaçları aşıladım, böyle sürülmez dediği toprağı sürdüm. Gördüler sonucu böylece adım adım karşılıklı güvenin sağladık” diyor. ç8ı5ktlıi.raNdeadnen12?5 liraya “Neden bilgiyi böyle hemen reddediyorlar” diye soruyorum haklı olarak. Ancak Fıstık Dede’nin verdiği yanıt Türkiye’de tarımın can alıcı sorunlarından birine işaret ediyor: Köylü ne yapsın en az 7 otorite çıkıyor sürekli karşısına. Tarım il müdürlüğü, ilçe müdürlüğü, ziraat odası, ilaç satıcıları, gübre bayileri, malzeme satıcıları... hepsi kendi bildiğinin doğru olduğunu söyleyen bir bilgi kirliliği. Bu yüzden önce güvenin tesisi şart. Ne yazık ki ortak çalışma kültürü olmayan, koordinasyonu kabullenmeyen bir toplum olmamızın yansımaları bunlar ve her yerde olduğu gibi tarımda da sonuçları böyle oluyor. Yer kalmadı ama konuyu sürdüreceğim: Hasat başında yani 20 gün önce üreticiden kilosu 3032 liradan toplanan fıstığın neden hasatın sonunda 5052 liraya fırladığı ve neden markette, kuruyemişçide 85 lira olan fıstığın yine 15 günde 125 liraya çıktığı mesela? Bileniniz var mı? Öğrencinin ev çilesi başladı Türkiye’de üniversite öğrencisi eğitim süresi boyunca 20 bin TL civarında ev harcaması yapıyor. Fiyat ilçeye göre değişiyor. Üniversite sınav yerleştirme sonuçlarının belli olmasından sonra, öğrenciler de tercih ettikleri üniversitelerin bulunduğu şehirlerde ev aramaya başladı. Türkiye’de bir üniversite öğrencisi eğitim süresi boyunca 20 bin TL civarında konut harcaması yapıyor. Türkiye genelinde üniversite öğrencileri en yüksek kirayı İstanbul’da ödüyor. Eskişehir’de ortalama 525 liraya kiralanan ev, İstanbul’da 3 bin 500 liraya kadar çıkıyor. Öğrencilerin genellikle tercih ettikleri lokasyonlar arasında ise Beşiktaş, Beyoğlu, Şişli, Kadıköy, Avcılar ve Bakırköy geliyor. Bu ilçelerde kiralık daire fiyatları ise 700 ila 3 bin 500 lira arasında değişiyor. TSKB’nin araş tırmasına göre, 100 metrekarelik 2+1 dairelerin ortalama kira fiyatının en yüksek olduğu yerlerin başında 2 bin 900 lira ile Beşiktaş gelirken, onu 2 bin 750 ile Kadıköy takip ediyor. Bakırköy’de 2 bin 100 lira olan kira değeri Kartal’da bin 700 lira, Avcılar’da bin 350 lira olarak göze çarpıyor. Öğrenciler için en ucuz evlerin olduğu bölgeleri derleyen Zingat.com’a göre üniversite sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’da üniversite öğrencileri için en uygun kiralık daireler Silivri’de yer alıyor. Silivri’de en uygun kiralık daire 692 TL olarak öne çıkarken, Esenyurt’ta bütçeye en uygun kira fiyatı 812 TL, Avcılar’da 900 TL, Kartal’da 1.038 TL, Bahçelievler’de 1.062 TL, Şişli’de 1.725 TL, Kadıköy’de 1.745 TL ve Beşiktaş’ta 2.604 TL’ye ulaşıyor. Toplamda dört üniversitesi bulunan Bursa’da kampüslerin yakınında bulunan Gemlik’te en düşük kira fiyatı 491 TL, Yıldırım’da 629 TL, Osmangazi’de en düşük kira fiyatı 709 TL olarak dikkat çekiyor. Nilüfer’de ise en uygun kira bedeli 862 TL. İki üniversitesi bulunan Eskişehir’de Odunpazarı’nda en uygun kiralık daire 556 TL. Anadolu Üniversitesi İki Eylül ve Yunus Emre kampüslerinin bulunduğu Tepebaşı’nda ise en düşük kira bedeli 647 TL. Kira artışı zirvede Eylül 2018 kira artış oranı belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkla dığı üretici fiyat endeksine (ÜFE) göre kira artış oranı Eylül 2018’de yüzde 18.78 olarak gerçekleşti. Bu oran 2018’in en yüksek seviyesi oldu. Kira zam oranı hesaplanır ken ÜFE’nin 12 aylık ortalaması baz alınıyor. Örne ğin 1000 TL kira ödemesi yapan bir aile eylül ayında zam dönemi ise 1.188 TL ödeme yapmak zorunda. Ev aramAsında İstanbul önde Doğan Grubu bünyesindeki Hürriyet Emlak ve uluslararası gayrimenkul teknoloji firması Homsters işbirliğiyle faaliyet gösteren Hürriyet Emlak Projeland verilerine göre, yeni bir konuta sahip olmak isteyenler alıcıların yüzde 47.14’ü evini İstanbul’dan arıyor. 1 yıl dene kampanyası Anadolu Grubu’nun gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren firması AND Gayrimenkul, Temmuz 2018’de teslimlerin başladığı AND Pastel’de daire satın almayı düşünenlere uzun yıllar yaşayacakları evi 1 yıl boyunca deneyimleme imkânı veriyor. Kampanya sınırlı sa alırken evin fiyatı üzerinden yüzde 20 indirim sunuluyor. Ev sahibi hemen evine taşınabiliyor. 1 yıl boyunca yaşadıktan sonra vazgeçmesi halinde ise yüzde 20 prim ile evini satma garantisi veriliyor. Şirket ayrıca, gayrimenkul sektöründe başlayan ‘Türkiye İçin Kazanç Vakti’ kampanyası İstanbul’da ev arayan yıdaki dairede ve peşin na AND Pastel projesi ile ların en çok tercih et alımlarda geçerli. Satın dahil oldu. tiği lokasyon ise yüzde Akfen gelirini yükseltti8.76’yla yeni markalı ko nut projeleriyle dikkat çeken ilçe Maltepe ol du. Maltepe’de ise konutlar 300 bin liradan başlıyor. Akfen GYO’nun Türkiye’de sahibi olduğu toplam rin oda başına gelirleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 bin 477 odası bu 26.2 artış gösterdi. 35 milyonluk kültür merkezi lunan 15 otelinde yılın yedi aylık dö neminde or Türkiye otellerinde 7 ayda yüzde 64.3’lük artışla 22.5 milyon Teknik Yapı tarafından talama TL’lik kira gelirine 35 milyon liralık yatı doluluk ulaştıklarını anlatan rımla inşa edilen ‘Deniz oranı Akfen GYO Genel Mü li Kültür Merkezi’ hizme yüzde dürü Sertaç Karaağa te girdi. 6.8’lik oğlu, Rusya’daki dört Teknik Yapı Yönetim yük oteli de dikkate alındı Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, Denizli’ye yakışan bir eser inşa etmekten gurur duyduklarını dile getirdi. Sertaç Karaağaoğlu selişle yüzde 66.4’e ulaştı. Otelle ğında 19 otelde 3342 odaya ulaşan Akfen GYO’nun gelirleri ise 7.2 milyon Avro’ya çıktığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle