19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Eylül 2018 haber 6 EDİTÖR: SERKAN OZAN Adaleti kazanacağız İdlib’de yüzleşmek Suriye’nin bir vilayeti olan İdlib’e karşı Rusya destekli Suriye operasyonu engellenemez, durdurulamaz. Suriye’nin İdlib’in tamamını geri almasının önüne diplomasi yoluyla belki geçilebilir. Bir parça arazi ve yerleşim merkezinin Ankara’nın kontrolündeki cihatçıların elinde kalması belki sağlanabilir. Rusya karşısında buna benzer bir sonucu temin edebilecek diplomatik kapasiteye sahip tek ülke Türkiye’dir. Suriye’de yenildiklerini ne zamandır bilen ve artık hiçbir stratejik hedefleri kalmamış bulunan Türkiye’nin Batılı müttefikleri de Rusya’nın Ankara’yla iyi ilişkilerini sürdürmek istemesinden gücünü alan bu diplomatik kapasiteye bir şans tanımaktadırlar. Ankara’nın, İdlib hususunda bugün Tahran’da “Astana Süreci” ortaklarından ne alabileceğini ya da bir şey alıp alamayacağını göreceğiz. Şurası ise kesindir: “Astana Süreci” güya “Cenevre Barış Görüşmeleri”ni destekleyen bir mekanizma olarak tasarlanmıştı ama aslında Rusya’nın Suriye’deki savaşı yönetme ve kazanma planının ta kendisiydi. “Astana” uyarınca tesis edilen dört adet çatışmasızlık bölgesi Rusya destekli Suriye ordusu tarafından birer birer alınıp sıranın sonunda İdlib’e gelmesi karşısında başka söze gerek yoktur. Bu “çatışmasızlık bölgeleri”nden İdlib’e gitmelerine izin verilenlerle birlikte şimdi 70 bine yakın silahlı cihatçı burada sıkıştırılmış bulunuyor. Bunların yarısına yakını yabancı ve bunların önemli bir kısmı da Orta Asya, Kafkasya ve Çin’in Uygur bölgesinden. Bir kısmı da Avrupa’dan. Rusya bunları İdlib’deyken imha etmek istiyor. Suriye’de yedi yıl önce dış destekli silahlı isyan olarak başlayıp, sonra iç savaşa dönüşen, ardından vekâleten savaş ve 201415’ten itibaren dış güçlerin doğrudan askeri müdahalesiyle süren çatışmanın bildiğimiz hali, nihayet İdlib’de fevkalade kanlı ve trajik biçimde son bulacak. Haritaya bakınız; İdlib bölgesi, Suriye’nin en önemli üç kenti Halep, Lazkiye ve Şam’ın arasına bir bıçak gibi saplanarak ülkenin yeniden inşası için gerekli olan karasal bağlantıyı önlüyor. Bu üç merkezi birbirine bağlayan stratejik otoyollar İdlib bölgesinden geçiyor. 2015’in başında, o zamanki Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ittifakının desteklediği cihatçı ordusu İdlib’in tamamını ele geçirmiş ve bu gelişme Rusya’nın aynı yıl Suriye’ye müdahalesini büyük ölçüde tetikleyen faktör olmuştu. Rusya’nın şimdi İdlib’in bugünkü haliyle Suriye’ye her bakımdan tehdit olarak varlığının devamına göz yumması, bu ülkeye yaptığı müdahalenin nedeniyle temelden çelişir. Üstünlük ve güç, Suriye ve hamisi Rusya’nın eline geçmişken İdlib’in ihmal edilmesi gibi bir ihtimalden söz edilemez. Şam’da rejim değişikliği için bu ülkeye cihatçı, silah ve para akıtıp savaşın uzamasına, yıkım ve insani trajedinin büyümesine neden olan güçler, doğrudan ya da el altından destekledikleri unsurlar vasıtasıyla İdlib’den sonra artık tek bir amaç güdebilirler: Kendileri savaşı madem kaybetmişlerdir, o halde bu, kazananlar için astarı yüzünden pahalı bir zafer olmalıdır; yakılıp yıkılmış Suriye, Rusya’nın başına kalsın, barış ve istikrar olmasın... Bu politikanın muhtemel vasıtası sabotaj eylemleridir, kendilerine yapılsa “terör” diyecekleri silahlı saldırılardır. Ankara’daki zevatın bu aşamadaki tek kaygısı ise Türkiye’nin ulusal güvenliği olmak zorundadır. İdlib bağlamında önümüzde duran üç büyük mesele vardır: Birincisi, olası mülteci akını ve bunun yönetimi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Biz Suriyelilerin dönmesini sağlamaya çalışırken ilave 2 milyon mültecinin nereye gideceği belli olmaz” diyerek Avrupa’yı işaret etmiştir. İdlib kaynaklı bir mülteci krizi sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da büyük baş ağrısı olmaya adaydır. İkincisi, İdlib’den kaçacak silahlı cihatçı unsurların Afrin’e ve “Fırat Kalkanı” bölgesine yerleştirilmemeleri halinde ilk aşamada Türkiye’den başka gidecek adreslerinin bulunmamasıdır. Çavuşoğlu bu bağlamda yine Avrupa’ya mesaj yollamıştır: “Teröristler nereye gidecek? Türkiye’ye gelebilir, geldikleri ülkeye ya da Avrupa’ya gidebilir.” Türkiye’nin kendi ağırlaşan ekonomik krizinde medet umduğu Avrupa güçleri Almanya ve Fransa’yla şimdi bir de mülteci ve terörist pazarlığı içinde girme ihtimali belirmiştir. Üçüncüsü, TSK’nin Astana Süreci’nde varılan anlaşma uyarınca İdlib çeperinde kurduğu 12 gözetleme istasyonudur. Operasyon başladıktan sonra bunların orada durmasının Türkiye’ye herhangi bir jeopolitik avantaj sağlamayacağı, tam tersine Türkiye’yi gereksiz risklerle karşı karşıya bırakacağı açıktır. “İdlib”, Ankara’nın her bakımdan yanlış Suriye politikasının neticesinde Türkiye’nin giymek zorunda kalacağı ateşten bir gömlektir. Türkiye bu çökmüş politikanın tarihsel maliyetini nasıl optimize edecektir? Meselemiz budur. ‘Faili meçhul: Gazeteci cinayetlerinde cezasızlıkla mücadele’ panelinde, öldürülen gazetecilerin yakınları yaşadıklarını anlattı MEHMET KIZMAZ Faili meçhul cinayetlerle katledilen Uğur Mumcu, Hrant Dink, Metin Göktepe, Daphne Caruana Galizia ve Musa Anter’in aileleri Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin düzenlediği “Faili meçhul: Gazeteci cinayetlerinde cezasızlıkla mücadele” panelinde bir araya geldi. İsveç Başkonsolosluğu’nda düzenlenen panel, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Direktörü Barış Altıntaş, İsveç Başkonsolosu Therese Hyden ve Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Savunuculuk Koordinatorü Caroline Stockford’ın konuşmalarıyla başladı. Farklı ülkelerden diplomatlar ile Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak ve Hrant Dink ailesi de panele katıdı. ‘Hepimizin savaşı aynı’ Geçen yıl gazeteci Daphne Caruana Galizia Malta’da, Jan Kuciak ise Slovakya’da suikaste uğradı. Panelde konuşah Daphne’nin oğlu Matthew Caruana Galizia, cinayetten sonra da Malta’da hiçbir gazetecinin suikastı araştırmaya yanaşmadığını ve araştırmacı gazetecilik yapmanın daha çok zorlaştığını ifa de etti. Galizia, “Annem öldürülmeden önce banka hesapları donduruldu; uluslararası temsilciler nedenini sorduğunda ise ‘alt tarafı nefret dolu bir blog yazarı önemli biri değil’ demişlerdi. Onu öldürdüler, çünkü başka türlü onu durduramayacaklarını biliyorlardı. Tacizleri ve tehditleri onu hiçbir zaman durdurmadı. Adaleti tesis etmek için çalışıyoruz. Burada hepimiz aynı şey için savaşıyoruz ve kazanacağımızdan eminim” diye konuştu. Ciddi zorluk yaşanıyor 1993 yılında katledilen gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu ise suikastın ardından oluşan toplumsal baskıya rağmen failin hâlâ bulunamadığını, cinayetli ilgili dava kapsamında kırmızı bültenle aranan bir kişinin Star gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını söyledi. Araştırmacı gazetecilerin çok ciddi zorluklarla karşılaştıklarını vurgulayan Mumcu, “Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, babamın davası hakkında anneme ‘bir duvar var ve onu geçemiyoruz’ demişti. Annemin ‘bir tuğla çekin’ demesi üzerine ‘çekemem’ diyen Ağar’a annem, ‘o zaman o duvar yıkılır ve siz altında ka lırsınız’ demişti. Ardından Mehmet Ağar’la bağlantılı olduğunu bildiğimiz Susurluk kazası yaşandı” dedi. Gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe’nin kardeşi Meryem Göktepe de Cumartesi Anneleri’ne yapılan müdahaleye de değinerek, “Mehmet Ağar ne yazık ki hepimizin hayatına bir yerden dokundu. Bugünde Cumartesi Anneleri’ne yapılan saldırıların ağababası, Metin’e ‘teröristtir’ diyen Ağar’dır” dedi. Diyarbakır’da düzenlenen bir festival sırasında suikaste uğrayan Özgür Gündem gazetesi köşe yazarı Musa Anter’in oğlu Dicle Anter konuşmasına babasının öldürüldüğü günü anlatarak başladı. Babasının kendilerinden habersizce gömüldüğünü ifade eden Anter, “Sağolsun avukatımız çok uğraştı. Davayı AİHM’ne taşıdık. 2007’de AİHM Türkiye’yi mahkum etti. Davada ‘T.C, Musa Anter’in güvenliğini sağlamamıştır’ gerekçesi bana hep saçma gelmiştir. Öldüreceği adamın güvenliğini niye sağlasın?” dedi. 1909’dan beri 95 faili meçhul gazeteci cinayetinin işlendiğini ifade eden Anter, derin devletin bir sistem olarak karşılarında durduğunu, bu sisteme karşı olduklarını söyledi. l İSTANBUL Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak Hrant Dink’in kızı Delal Dink Musa Anter’in oğlu Dicle Anter Hrant Dink’in Daphne Caruana oğlu Arat Dink Galizia’nın oğlu Matthew Metin Caruana Galizia Göktepe’nin kardeşi Uğur Mumcu’nun Meryem Göktepe kızı Özge Mumcu Öldürülen gazetecilerin yakınları İsveç Başkonsolosluğu’nda düzenlenen panelde bir araya geldi. Gazetecilerin ‘Afrin tweetleri’ davasında üç tahliye Harf başına 6 gün Haber ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuksuz yargılanan gazeteci Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in de aralarında bulunduğu 11 kişinin ilk duruşması dün görüldü. Özgürlükçü Demokrasi çalışanı Barış Ceyhan da dahil 9 aydır cezaevinde olan 3 tutuklunun tahliyesine karar veren mahkeme, diğer sanıkların imza yükümlülüğünü de kaldırdı. Afrin harekâtına ilişkin sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek yargılanan gazeteci Hürtaş, Demir, Ceyhan ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen’in de aralarında bulunduğu 3’ü tutuklu 11 kişinin ilk duruşması dün Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, HDP’den milletvekili seçilen Kemal Bülbül’ün dosyasını ayırdı. Artı Tv Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş, iddianamedeki iki tweet’in yaptığı haberlerin paylaşımı olduğunu söyledi. Hürtaş, “Yargılanmamak için teksesli bir yayın yapsaydım, propaganda yapmış olacaktım. Yapılan suçlamaları anlamakta güçlük çekiyorum. Bu nedenle suç dosyasına da baktım ve bir yaşındaki oğlumun fotoğrafını gördüm. Hrant Dink ile ilgili bir döviz vardı. Yargı muhabiri olarak bugüne kadar birçok dava izledim ve bugüne kadar gördüğüm en tatlı suç unsuru” diye konuştu. 5 tweet, 111 kelime Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Hayri Demir, suçlamaya konu alan paylaşımlarının haber niteliğinde olduğunu söyledi. Bilgilendirmek amacıyla attığı tweet’lerin “TSK’nin Afrin’e yönelik düzenlediği operasyonu karalayıcı ve küçümse yici” şeklinde suçlandığını belirten Demir, “Operasyon 20 Ocak’ta başlamıştı ama ben 19 Ocak’ta tweet atmıştım. Olmayan bir operasyon nasıl karalanacak? Hakkımda 10 yıl 6 ay hapis cezası isteniyor. 5 tweet’ten yargılanıyorum. 5 tweet 111 kelimeden oluşuyor. 720 harf yapıyor. Harf başına 6 gün ceza isteniyor” dedi. Özgürlükçü Demokrasi çalışanı Barış Ceyhan, ilk tutuklandığında Sincan Cezaevi’nde hücrede tutulduğunu, hedef gösterilerek saldırılara maruz kaldığını anlattı. Avukat beyanlarının ardından mahkeme heyeti ara kararını verdi. Tutuklu yargılanan 3 kişi yurtdışı yasağı konularak tahliye edilirken, tutuksuz yargılananların yurtdışı yasaklarının devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 22 Kasım saat 10.40’a ertelendi. l ANKARA / Cumhuriyet KADRİ GÜRSEL ÖDÜLÜNÜ ALIYOR Karşıyaka’da basın özgürlüğü günü Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından 7. kez düzenlenen Basın Özgürlüğü Ödülü, bu yıl Uluslararası Basın Enstitüsü adına enstitünün Türkiye Temsilcisi Kadri Gürsel’e verilecek. Ödül töreni bugün saat 16.00’da Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Uluslararası Basın Enstitüsü’nün, Türkiye’deki bağımsız ve özgür basın kuruluşlarının desteklenmesi amacıyla geçen aylarda başlattığı abonelik kampanyası ödüle gerekçe olarak gösterilmişti. Bugünkü törene, Gürsel’in yanı sıra, Uluslararası Basın Enstitüsü Direktörleri Caroline Stockford ve Ravi Prasad ile AB Türkiye Delegasyonunu temsilen Elçi Müsteşar Simona Gatti ile Avrupa Komisyonu Temsilcisi Seda Erdem de katılacak. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Gazetecilerin özgürlüklerinin ellerinden alındığı, bağımsızlıklarının sorgulandığı bir süreci yaşıyoruz. Kadri Gürsel de bu demokrasi mücadelesinde iktidara karşı bedel ödemiş çok değerli isimlerden biri” dedi. İGC Başkanı Misket Dikmen ise “Basın özgürlüğünün önemine bir kez daha dikkat çekmek adına, herkesi törene bekliyoruz” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet Oya Berberoğlu, Malkoç’u ziyaret etti Tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun eşi gazeteci Oya Berberoğlu Türkiye Kamu Başdenetçisi hukukçu Şeref Malkoç’u makamında ziyaret etti. Önceki günkü görüşmeye ilişkin Berberoğlu şunları söyledi: “Sayın Malkoç ile Enis’in durumuyla ilgili görüş alışverişinde bulundum. Yargı kendisinin görev alanı dışında olsa da hukuki sorunu ilk ağızdan anlatmak istedim. Çok yararlandım. Sayın Malkoç’a zaman ayırdığı için teşekkür ederim.” Kılıçdaroğlu görüşmesi Oya Berberoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da makamında ziyaret etti. Berberoğlu, “Çok verimli sohbet oldu. Hukukun üstünlüğü, tarafsız ve bağımsız yargının realize olacağını umuyorum” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet ASKERİ CASUSLUK İDDİASI Nazlı Ilıcak’a müebbet istemi CANAN COŞKUN Anayasayı ihlal ettiği suçlamasıy la ağırlaştırılmış müeb bet hapis cezasına çarp tırılan tutuklu gazete ci Nazlı Ilıcak hakkında, 2015’te Bugün gazete sinde yayımlanan “Aske Nazlı Ilıcak ri istihbarat ve Tahşiyeciler” başlıklı yazısı ne deniyle yargılandığı da vada müebbet hapis cezası istendi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutulan Nazlı Ilıcak, Ses ve Gö rüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıy la katıldı. Mahkeme heyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü dosyaya Ilıcak’ın katıldığı tele vizyon programlarının YouTube kayıtlarını gönderdiğini belirtti. Ilıcak söz konusu ka yıtların bulunduğu CD’nin kendisine veril mediğini belirtti. Ilıcak, yazıya konu belge nin kendisine herkese açık olan bir Twit ter hesabından gönderildiğini ifade ederek “Belge 29 Aralık’ta geldi, ben 3 Ocak’ta ya yımladım. Öncesinde belge hakkında hiç konuşmadım” dedi. Belgenin kendisine açık kaynak tarafından ulaştırıldığı için “sır” vas fını yitirdiğini belirten Ilıcak, “Ben herke sin üç yıldır bildiği bir konu hakkında yorum yaptığım için yargılanıyorum” dedi. İnandırıcı değil Esas hakkında mütalaasını açıklayan duruşma savcısı ise Ilıcak’ın, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıkladığı” iddiasıyla müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. Davaya 9 Ekim’de devam edilecek. 1 AYDA 84 GAZETECİ Yargının işi gücü basın davaları Eylül ayında 84 gazeteci haberleri nedeniyle çeşitli davalarda “örgüt üyeliği” ya da “örgüt propagandası” iddialarıyla hâkim karşısına çıkacak. 32’si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı “KCK basın davası” bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Özgürlükçü Demokrasi gazetesine yönelik operasyonun ardınan açılan davada ise 6’sı tutuklu 14 gazeteci 12 Eylül günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Özgürlükçü Demokrasi gazetesini basan Gün Matbacılık’ın davası ise 18 Eylül’de görülecek. Davada 21 kişi tutuklu yargılanıyor. Ayrıca, Demokratik Ulus yazı işleri müdürü Arafat Dayan bugün, Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın 12 Eylül’de, DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik, gazeteciler Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Derya Okatan, Metin Yoksu ve Eray Sargın ise 13 Eylül’de yargıç karşısına çıkacak. l Haber Merkezi Gazeteci Fatih Polat’a 10 bin TL para cezası Evrensel gazetesinde 23 Mayıs 2012’de yayımlanan “Lise öğrencisine ders ortasında gözaltı” başlıklı haber nedeniyle o dönem gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü olan Fatih Polat’a 10 bin lira para cezası verilmiş, ancak cezanın açıklanması geri bırakılmıştı. Polat’a gazetecilik faaliyetleri nedeniyle başka cezalar verilmesi nedeniyle bu dosya yeniden açıldı. Dosyaya ilişkin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada geri bırakılan 10 bin liralık ceza açıklandı. Polat’ın avukatı Avcı, karara itiraz edeceğini duyurdu. l İSTANBUL / Cumhuriyet CUMHURİYET YARGILANIYOR Paradise Papers davası bekleyecek Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ve gazetemiz muhabiri Pelin Ünker hakkında, Paradise Papers haberleri nedeniyle eski Başbakan Binali Yıldırım ve oğulları tarafından açılan 500 bin liralık tazminat davasının ikinci duruşması Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme verdiği ara kararda davanın manevi tazminat davası olduğunu belirterek açılan ceza davasının sonuçlanmasının beklenmesine karar verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle