19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA MADRİD’DEN RİYAD’A KIRMIZI KART İspanya, Suudi Arabistan’a 400 hassas lazer güdümlü bombanın satışını durdurmak için harekete geçti. Cadena Ser Radyosu’na konuşan bir savunma bakanlığı yetkilisi, daha önce satış anlaşması yapılan söz konusu bombaların Yemen’de kul lanılabileceği gerekçesiyle bakanlığın satışı durdurmayı planladığını duyurdu. Bombalar için ödenen 9.2 milyon Avro’nun iade edileceği ve böylece Ocak 2015’te İspanya ile Suudi Arabistan arasında imzalanan anlaşmanın geçersiz kalacağı belirtildi. 9 Ağustos’ta Yemen’in kuzeyindeki Sada ilinde bir otobüse düzenlenen saldırıda 40’ı çocuk 51 kişi yaşamını yitirmişti. Çarşamba 5 Eylül 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 11 Sınıra takviye güç gönderildi Rus uçaklarının bombardımanı ve İdlib’e olası harekât için hareketliliğin artması üzerine Türkiye sınırındaki güvenlik önlemleri artırıldı. TSK’nin İdlib’e komşu Hatay’ın sınır hattına birçok bölgeden askeri araç ve personel takviyesi yaptığı bildirildi. Sınır hattında gönderilen zırhlı paletli silahlar arasında modernize edilen M60 tankları da yer alıyor. İdlib’e müdahale sonrası Türkiye’ye gelebilecek göç dalgası için de Suriye topraklarında kurulan Atme kampı hazır hale getirildi. TSK’nin İdlib’i çevreleyen 12 gözlem noktası da beton bariyerler ve ateş destek vasıtalarıyla güçlendirildi. Suriye sınırının Mınbiç, Tel Rıfat ve İdlib bölgesine TSK tarafından yapılan sevkıyatlar ise dün sabaha kadar sürdü. Rusya’dan uyarı vuruşu JEFFREY AKAR’LA GÖRÜŞTÜ ABD nabız yokluyor DUYGU GÜVENÇ ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, yeni Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, dün Ankara’da ilk temaslarını yaparken, Rusya günlerdir beklenen İdlib operasyonuna başladı. Uzun süredir ikili ilişkilerde Rahip Brunson kriziyle yaşanan gerilime karşın, Türkiye ve ABD, İdlib’e yönelik kaygılar konusunda birleşti. İdlib operasyonunun başlamasıyla birlikte iki ülke dışişleri bakanları 1 ay sonra yeniden telefonla görüştü; görüşmede “ikili konular, İdlib ve Mınbiç yol haritasında son durum” ele alındı. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, İdlib’e hava operasyonunun başladığı gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu telefonla aradı. Brunson krizini aşmak için uzun süre peş peşe telefon mesaisi yapan iki bakan, 3 Ağustos’tan bu yana temas kurmamış; ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırımları peş peşe uygulamaya başlamasıyla diplomasi yerini gerilime bırakmıştı. Bu görüşmenin ardından da Çavuşoğlu, Jeffrey’i akşam saatlerinde kabul etti. Jeffrey, ‘özel temsilci’ sıfatıyla çıktığı ilk resmi ziyareti çerçevesinde İsrail ve Ürdün’ün ardından Türkiye’ye gelirken, kendisine Suriye ve Yakın doğu’dan Sorumlu Özel Elçi Joel Rayburn eşlik etti. Ankara’da Çavuşoğlu’nun yanı sıra Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile de bir araya gelen Jefrrey’nin bugün Ankara’dan ayrılması bekleniyor. 7 Eylül öncesi ABD, bir süredir İdlib’e düzenlenecek bir operasyona karşı olduğunu sert sözlerle dile getirirken bu tepkilerine Başkan Trump’ın tweet’leri de eklenmişti. Ankara ise ağustos ayı boyunca Rusya’nın operasyonunu durdurmaya çalışıyordu. Türkiye, Moskova’ya yapılan ziyaretlerle İdlib’e bir operasyonu önlemeye çalışmış, bunun “bir felaket olacağı” uyarısında bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Tebriz’de, 7 Eylül’de Rus ve İranlı muhataplarıyla görüşmesinde, İdlib’e yönelik topyekun bir operasyon yerine bu saldırıların kısıtlı kalması için muhataplarını ikna etmeye çalışacak. Rusya’nın 7 Eylül buluşması öncesinde başlattığı hava saldırısı için Ankara, ilk aşamada, “sınırlı bir operasyon” olarak kalmasını umuyor. ABD’den 5 mesaj ABD Büyükelçiliği görüşmelerden önce iki ülkeyi Suriye konusunda başından bu yana buluşturan BMGK’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde olduğunu belirtti ve iki ülke arasında süre gelen işbirliğinin önemini vurguladı; Türkiye’ye Suriye halkına yönelik yardımları için takdirlerini sundu. Büyükelçilik açıklamasında, operasyonun başlamasıyla birlikte “Suriye’deki krizi tırmandırarak insani yardım kuruluşu çalışanlarının ve Suriyeli sivillerin hayatlarını tehlikeye atacak; sivil altyapıyı tahrip edecek; Suriye’de siyasi çözüme ulaşılması ihtimalini riske atacak; teröre desteği artıracak; bölgesel istikrara zarar verecek” uyarılarını yaptı. Tamamen terk edecek Jeffrey’nin Akar tarafından kabulünde de İdlib’in yanı sıra Mınbiç’te iki ülkenin uzlaştığı yol haritasındaki son durum; ortak devriyelere başlamak için süren çalışmalar ve Türkiye’nin YPG/PYD’ye yönelik kaygıları ele alındı. l ANKARA Tahran’daki Astana zirvesi için geri sayım sürerken Rus jetleri Suriye ordusunun kuşatmasındaki İdlib’e hava saldırılarına yeniden başladı Suriye’de ellerin tetikte olduğu İdlib’de Rusya’nın 22 gün aranın ardından hava İsviçre’nin Cenevre kentinde 1011 Eylül’de gerçekleştireceği görüşmelerin Suriye’deki siyasi sürece iliş bombardımanına başlaması, aşa kin “kader anı” olacağını belirtti. malı olacağı iddia edilen harekât için güçlü bir mesaj olarak yorumlandı. Gözler, Türkiye, Rusya ve İran’ın garantörlüğünde ilerleyen Astana formatlı süreç çerçevesinde 7 Eylül’de Tahran’da yapılması İdlib’de silahlı muhalif güçlerin operasyona karşı hazırlık yaptıklarını gösteren fotoğraflar yabancı ajanslara yansıyor. BM: Olumsuz işaret BM’nin üst düzey yetkililerinin Suriye’de Anayasa Komisyonu’nun kurulmasına yönelik son haftalarda Türkiye, Rusya ve İran’da temaslarda bulun planlanan liderler zirvesine çevrilmişken, Rusya’dan İdlib’e dönük bir hamle daha geldi. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, üç Rus savaş uçağının İdlib’in Cisr eşŞuğur kasabasının da aralarında olduğu birden çok noktasını vurduğunu bildirdi. Rus uçaklarının hem Nusra bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) hem de Türkiye destekli ÖSO bağlantılı unsurların hâkim oldukları bölgeleri vurduğu öne sürüldü. Sivil kayıplar var TSK’nin İdlib’de bulunan 12 gözlem noktasından birinin Cisr eşŞuğur kırsalında birinin de kasabanın batı sınırında bulunduğu biliniyor. Gözlemevi bombardımanda aralarında çocukların da olduğu 13 sivilin yaşamını yitirdi ğini duyurdu. Kimi kaynaklar saldırıya Suriye savaş uçaklarının da katıldığını aktardı. Suriye resmi haber ajansı SANA, İsrail’den Hama bölgesine çok sayıda füze atıldığını duyurdu. Ajans, füzelerinin Suriye hava savunma sistemi tarafından engellendiğini öne sürdü. 7 Eylül’de Tahran’da yapılacak liderler zirvesinin ise ana gündem maddesinin İdlib olacağı biliniyor. Üç ülke arasında İdlib’e ilişkin HTŞ içindeki yabancı cihatçılarla Suriyeli unsurların ayrıştırılması, topyekun saldırı ihtimalinde Türkiye sınırına yaşanabilecek göç akını ve bölgenin gelecekte siyasi yapısı gibi müzakere gündemleri bulunuyor. Öte yandan, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Türkiye, Rusya ve İran heyetleriyle duğunu söyleyen Mistura, 1011 Eylül’de ve 14 Eylül’de Mısır, Fransa, Almanya, Ürdün, Suudi Arabistan, İngiltere ve ABD heyetleriyle Cenevre’de yapılacak görüşmelere atıfla “Oldukça önemli birkaç haftanın eşiğindeyiz” dedi. MoskovaAnkara arasındaki süregiden görüşmelerin “İdlib’in kan banyosuna dönmemesi” için kritik öneme sahip olduğunu belirten Mistura, son hava bombardımanının ise bu görüşmelerde yaşanan soruna işaret edebileceğini söyledi. Mistura ayrıca, medyada Suriye ordusunun operasyon için 10 Eylül civarını belirlediği yönünde haberler gördüklerini de sözlerine ekledi. Öte yandan ABD’nin BM Temsilcisi de BM Güvenlik Konseyi’nin İdlib konusunda cuma günü toplanacağını açıkladı. Trump, ‘Devlet Başkanı Esad’ dedi Suriye’de askeri varlığı bulunan, olası İdlib harekâtına karşı olduğu bilinen ABD Başkanı Donald Trump Twitter’dan “Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad Suriye’nin İdlib şehrine pervasızca saldırmamalıdır. Ruslar ve İranlılar bu muhtemel insanlık trajedisinde yer alarak derin bir insani hata yaparlar. Yüz binlerce insan ölebilir. Olmasına müsaade etmeyin” ifadesini kullandı. Esad hakkında yakın zamanda “hayvan, diktatör” gibi sıfatlar kullanan Trump’ın bu kez “devlet başkanı” ifadesini kullanması dikkat çekti. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford da “İdlib’e büyük bir askeri saldırının insani felakete neden olabileceğini bunun yerine militanlara yönelik dar ölçekli operasyonların tercih edilmesi” uyarısında bulundu. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise Trump’ın sözlerine “Suriye genelindeki tehlikeli ve olumsuz potansiyeli gözardı ederek uyarılarda bulunmak bütüncül bir yaklaşım değil” yanıtı verdi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, kimyasal silah kullanılması halinde, ABD ve müttefiklerinin hızlı ve uygun bir karşılık vereceği yinelendi. EVE DÖNÜŞ UMUDU... Suriye’deki savaştan kaçarak Lübnan’a sığınan Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü sürüyor. Beyrut’tan dün bir kafile daha yola çıktı. Basra’da ateş dinmiyor Siyasi, ekonomik krizin sürdüğü Irak’ın Basra kentinde yolsuzluk, elektrik başta olmak üzere altyapı hizmetlerindeki yetersizliklere yönelik protestolardan yine can kaybı haberi geldi. Basra’da önceki gün yönetim karşıtı eylemlerde bir kişinin hayatını kaybettiği, altı kişinin yaralandığı duyuruldu. Göstericiler, yerel yönetim binalarının çevresinde eylem yaptı. Reuters’in haberine göre molotof kokteyli ve taş atan göstericilere güvenlik güçleri havaya uyarı ateşi açarak ve göz yaşartıcı gaz ile karşılık verdi. Kimi kaynaklar polisin protestoculara ateş açtığını bildirdi. Hayatını kaybeden eylemcinin kimliği Yasser Makki olarak açıklandı. Irak İn san Hakları Komisyonu’nun bölge yöneticisi omzundan vurulan ve polis tarafından elektrik şoku uygulandığı iddia edilen Makki’nin ölümü ile ilgili soruşturma açılmasını talep etti. Irak’ın ikinci büyük kenti ve petrol üretiminin yüzde 80’inin karşılandığı Basra’da geçen temmuz başlayan protesto gösterileri kısa sürede başkent Bağdat’a sıçramıştı. Yaklaşık bir ay süren eylemlerde kimi yerel kaynağa göre en az 8 kişi yaşamını yitirmişti. CHEMNITZ’DE IRKÇILIĞA HAYIR KONSERİ Almanya’nın Chemnitz kentinde aşırı sağcıların geçen hafta sonundan bu yana gerçkleştirdiği yabancı düşmanı gösterileri protesto için bir konser düzenlendi. “Çoğunluktayız” (#wirsindmehr) sloganı ile düzenlenen ücretsiz halk konserinde Kraftklub, Feine Sahne Fischfilet, K.I.Z., Materia&Casper’in de aralarında olduğu Alman grup ve müzisyenler sahne aldı. 65 bine yakın kişi nin katıldığı konser, #çoğunluktayız adı altında açılan sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayımlandı. Chemnitz’te bir kişinin öldürülmesinin ardından iki göçmen tutuklanmış, aşırı sağcı gruplar ile Almanya için Alternatif (AfD) partisi ve yabancı düşmanı PEGIDA (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) hareketi tarafından yabancı düşmanı gösteriler düzenlenmişti. Zaharçenko darbesi Suriye ordusunun müttefiklerinin desteğiyle İdlib’deki El Kaide devletçiğinin üzerine yürümesinin eli kulağındayken Rusya sınırının hemen ötesindeki Donbass’ı sarsan suikast belki şoke edici ama şaşırtıcı değil. Donbass’taki iki halk cumhuriyetinden (Donetsk ve Lugansk/DNRLNR) DNR’nin popüler ve tartışmasız genç lideri Aleksandr Vladimiroviç Zaharçenko geçen cuma düzenlenen bombalı suikastla öldürüldü. HHH Temmuz ayının son 15 gününü geçirdiğim Donbass’tan izlenimlerimi bayramda dört bölümlük dizi olarak yayımlamıştım. 2014’te ‘Meydan’ olarak anılan ‘renkli devrim’, Batı medyası tarafında içindeki İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Nazi işbirlikçisi Banderistlerin mirasını sahiplenen neonazi unsurlar halı altına süpürülerek ‘demokrasi girişimi’ olarak sunulmuştu. Karşısındaki ‘AntiMeydan’ protestoları ile oluşan DNR ve LNR ise görmezden gelinmişti. Dizide buradaki siyasi, toplumsal ve ekonomik dinamiklerini anlatmaya, sosyolojik yapıya ışık tutmaya çalışmıştım. HHH Donetsk’teyken Zaharçenko ile görüşmek nasip olmadı. Kısmen genç liderin basını önemsememesi, kısmen zaman sorunundan ötürü. Ne kadar sevildiğini, savaş ve yaşanan zorluklara karşılık liderliğinin tartışmasızlığına tanıklık ettim. Zaharçenko’nun babası Ukraynalı, annesi Rus. O salt Ukrayna değil SSCB ağır sanayisinin kalbinin attığı ‘Donetsk’in evladıydı’. Elektrik mühendisliği okuyup kömür madenlerinde çalışmış. Orduda görev almış. Sınıfsal köken olarak küçük burjuva. Bölgede saygı duyulan Sovyet mirasına sahip çıkan kuşaktan. Dolayısıyla Kiev’deki sivil darbe onun, halk ordusuna dönüşen gönüllü milislere katılmasına yol açıyor. 2014’ten sonra iki kez yaralanıyor, çok sayıda suikast girişiminden kurtuluyor. Kasım 2014’te Donetsk Sovyet’i (Konsey) tarafından seçildiğinden beri DNR başkanıydı. Geçen sene LNR lideriyle birlikte ‘Malorossiya’yı ilan etse de bunu zamana yaymıştı. Sonuncusu Şubat 2015’te imzalanan iki Minsk anlaşmasında imzası vardı. Kiev, ateşkes ve özel statü sunan bu anlaşmaları hiç uygulamadı. HHH Geride dul bir eş ve dört çocuk bırakan Zaharçenko’nun suikastı Kiev’i sevince boğdu. Suikastın arkasındakileri henüz bilmiyoruz ama nedensonuç ilişkileriyle tahminde bulunmak mümkün. Son dört senede DNR ve LNR’de sayısız askeri, siyasi lider suikastlarla öldürüldü. Hepsinin baş şüphelisi Ukrayna ordusu istihbaratı ve kontrgerilla. Zaharçenko vakasında da DNR onları suçluyor. Son derece profesyonel hazırlandığı anlaşılan suikasttan ötürü ABD’yi işaret edenler eksik değil. Bunda Washington’ın Kiev’e askeri desteğinin artırmış olmasının rolü büyük. HHH Karşıt cephe ise Moskova’nın Zaharçenko’dan bıktığını, suikastın DNR’deki ‘çetelerin’ işi olabileceğini öne sürüyor. Ortada kanıt yok. Zaharçenko’nun DNR’de sağladığı istikrar, LNR’deki gibi rakip kanat olmamasının yanı sıra Moskova ile uyumu ortadayken niye?.. Aksi akıl yürütmede ise Zaharçenko’nun ölümünün neofaşistlere direnenlere darbe vurduğu ortada. DNR’yi ve Moskova’yı saldırıya zorlamak hedefi güdülmüş olabilir. Hele de Rusya Suriye/İdlib ile meşgulken yeni bir askeri saldırı hazırlanıyor olabilir... HHH DNR ve LNR klasik ‘ayrılıkçılık vakası’ değil. Bu tarihsel, siyasi, ekonomik ve sosyolojik olarak koca bir yalan. Donbass ahalisi SSCB döneminde 70 sene aynı ülkenin vatandaşları. Hemen hepsi Rusça konuşan bir nüfus. Askeri, siyasi ve insani yardımını reddetmeyen Rusya’nın bölgeye ordu göndermesine gerek yok. Şahsen Donbass’ta daha ziyade Rus ordusunun gelmemesiyle hayal kırıklığı yaşayanlara tanıklık ettim. Hal böyleyken Ukrayna yönetiminin ABD’den aldığı askeri desteği, Amerikalı subayların Azov taburu gibi neonazilerle iletişimlerini, Kiev’in NATO eşliğinde tatbikatlar düzenlediğini anımsatmalı. HHH Batı 2014’te 2004’te başaramadığı ‘renkli devrim’ hamlesi ile stratejik hata yapmıştı. Donbass’ın direnişi Moskova’ya Kırım’ın federasyona geri dönüşünü getirirken KaradenizAkdeniz hattına ‘yolunu açmıştı’. Zaharçenko suikastı üzerinden Moskova’ya kendi siyasi/tarihi/sosyolojik coğrafyasından ne mesaj verilmek istenildiyse, Kızıl Meydan’daki buz gibi duvarlara toslayacağını beklemek yanlış olmaz.   Faturayı Sessions’a kesti ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions kasım ayındaki ara seçimler öncesi Cumhuriyetçi Kongre üyelerine dava açtığı gerekçesiyle Başkanı Donald Trump’ın hışmına uğradı. Trump, “iki eyalette yarışın riske girdiğine” dikkat çekti. New York’tan Chris Collins, içeriden bilgi alarak borsa işlemi yapmakla, Kaliforniya’dan Duncan Hunter ise eşiyle birlikte kampanya bağışlarını kişisel harcamaları için kullanmakla suçlanıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle