Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                Cumartesi 29 Eylül 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Zoraki birliktelik  haber 5  Erdoğan, Almanya’daki ülkedeki FETÖ ve PKK varlığına dikkat çekti. Merkel ise  hukuk, basın özgürlüğü ve Türkiye’deki tutuklu Alman vatandaşlarına değindi  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’deki temaslarının ardından gittiği Almanya’da, önceki gece sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi, dün ise resmi temaslarına başladı. Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier tarafından Bellevue Sarayı’nda törenle karşılandı. İki Cumhurbaşkanı’nın başbaşa görüşmesinin ardından heyetler arası görüşmelere geçildi. Ancak Erdoğan’ın en kritik buluşması, görüşmeden hemen önce “Türkiye’de insan hakları görmek istediğim gibi değil. Görüşmede bu konuyu gündeme getireceğim. Alman vatandaşlarının durumu da masada olacak” diyen Başbakan Merkel ile, öğleden sonra gerçekleştirildi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Burada “Türkiye ile hukuk ve basın özgürlüğü konusunda fikir ayrılıklarımız var” diyen Merkel, bazı somut durumların çözüme ulaşmasının da kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Merkel, Türkiye’de tutuklu Alman vatandaşlarını da hatırlatarak, “Bu konuda da bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum. Yarın tekrar görüşmemiz olacak. Bu konuları da ele alacağız” dedi. Türkiye’nin Suriye’den gelen göç konusunda olağanüstü yüksek bir performans sergilediğini belirten Merkel, “AB’nin özellikle mülteci projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akmasını sağlamak istiyoruz. Terörle mücadele konusunda işbirliğimizi daha da iyileştirmek istiyoruz. İçişleri bakanlarının işbirliğini tekrar canlandırmak istiyoruz. Karşılıklı iyi ilişkileri biz de arzulamaktayız” ifadelerini kullandı. ‘FETÖ ve PKK’ vurgusu Erdoğan ise Merkel ile görüşmesinde bir süredir çalışmayan mekanizmaları işler kılma noktasında fikir birliğine vardıklarını belirtti. Türkiye’nin FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle daha etkili mücadele beklentisini görüşmede ele aldıklarını anlatan Erdoğan, “Her ülkenin, özellikle yargı bağımsızlığı noktasındaki alacağı kararlara hep birlikte saygı duyulmasının da gereğini ifade etmem herhalde hukuka inanmış, demokrasiye inanmış ülkelerin en doğal hakkıdır” dedi. Sorucevap bölümünde, Almanya’nın FETÖ’yü terör örgütü kabul etmesi ve PKK ile mücadelesine destekle ilgili soru üzerine PKK’nin Almanya’da yasaklandığını anlatan Merkel, FETÖ konusunda ise Türkiye’nin savlarını ciddiye aldıklarını ama daha çok bilgiye ve nesnel bulguya ihtiyaç duyduklarını söyledi. Erdoğan ise aynı soruya, binlerce PKK mensubunun Almanya’da bulunduğunu söyleyerek yanıt verdi. Yüzlerce FETÖ’cünün de Almanya’ya kaçtığını anlatan Erdoğan, “Gerek bizim istihbarat teşkilatımızın, gerek Alman istihbaratının müşterek çalışmalarıyla, nerede kimi yakalıyorsak bunu teslim etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır. Bu türleri yakalayıp teslim etmek ülkemizin huzuru mutluluğu için çok büyük önem ifade ediyor” yanıtını verdi. Erdoğan, basın toplantısının ardından Neue Wache Anıtı’nı ziyaret ederek çelenk bıraktı. Merkel ile bugün kahvaltıda tekrar bir araya gelecek olan Erdoğan, sonrasında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Camii’nin açılışına katılacak. Öte yandan Köln’deki cami açılışının açık hava bölümü, güvenlik konseptini yetersiz bulan Köln Belediyesi tarafından iptal edildi. l Haber Merkezi  dışGaarızçeıtkeacrıildı Erdoğan ve Merkel ‘in basın toplantısında bir gazeteci salon dışına çıkarıldı. ‘Gazetecilere özgürlük’ yazılı tişört giyerek basın toplantısına katılan Avrupa Postası Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit, polis tarafından salondan çıkarıldı. Yiğit’in çıkarılması salonda bulunan diğer gazetecilerin de tepkisini çekti. Dündar’ı ajan ilan etti  Ortak basın toplantısının soru cevap bölümünde, Almanya’da bulunan Can Dündar’ın toplantıya aktredite olması ancak toplantıya katılmaması sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini biliyorsunuzdur. 5 yıl 10 aya mahkum olan bir kişi, kaçarak Almanya’ya gelmiştir. Şu anda bu kişi Türk yargısına göre bir mahkumdur ve 5 yıl 10 ay mahkumiyeti vardır, ajandır. Devletin sırlarını ifşa etmiştir. Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez, suç teşkil eder. Bir diğer konu biz Almanya ile suçluların iadesi anlaşması yapmış bir ülkeyiz. Bizim böyle bir suçluyu iadesini istemek en doğal hakkımızdır.  Bir Alman hakikaten burada yargılanmış mahkum olmuşsa, bizden Almanya isteyebilir. Biz de bunu vermek durumundayız. Böyle bir şey benim başıma gelse, ben veririm, hiç bakmam.” Merkel ise Dündar konusunda ihtilaflar olduğuna dikkat çekti, “Kendisiyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı ile farklı görüşlerin olduğunu teyit edebilirim. Burada herhangi bir şekilde iki sınıflı bir akreditasyon yoktur. Çok sayıda gazeteci burada bulunuyor, bundan ötürü herkes tek tek soru soramıyor. Ama eşitlik açısından bu hak tanınmıştır. Can Dündar’ın kendisi katılmama kararı vermiştir” dedi. Dündar, önceki gün toplantıya katılıp Erdoğan’a soru soracağını açıklamış, ancak dün vazgeçmişti. Sorularının orada olacağını belirten Dündar, toplantıya katılma  ma gerekçesini ise şöyle anlattı: “Almanya’da gazeteciliğe devam ediyorum. Erdoğan soru sorulmasına çok sıcak bakan bir lider değil. İstediği soruları soran gazetecilerden hoşlanıyor. Kendisi basın toplantısına geldiğim takdirde toplantıyı iptal edeceğini söyledi. Erdoğan’dan alışık olduğumuz bir tavır. Bir sorunun onu bu kadar korkutacağını düşünemedim. Bir gazeteci haber yapmak zorundadır. Haber olmak istemez. Toplantıya gitseydim haber olurdum. Bu anlamda benim sorularım, Alman gazetecilere emanet.” Dündar daha sonra yaptığı basın toplantısında Erdoğan’ın iddialarına yanıt verdi. Dündar “Ajan olduğumu kanıtlarsa mesleği bırakacağım. Mahkemenin verdiği 5 yıl 10 aylık hapis cezası kararı yargıtay tarafından bozuldu” dedi.  Die Welt’ten ‘Taraf’lı manşet  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kritik Berlin ziyareti Alman basınında geniş yankı buldu. Haber ve analizlerde Erdoğan’a yönelik eleştirel ifadelerin ağılıkta olduğu görülürken, Alman liderlerin Ankara’ya mesaj vermesine de dikkat çekildi. Ülkede en yüksek tiraja sahip, sağ eğilimli Bild, Erdoğan’ın Berlin’e indikten sonra aracında yaptığı rabia işaretinin fotoğrafını kullanarak, “Erdoğan İslamcıların selamıyla Almanya’yla alay ediyor” ifadelerini manşete taşıdı. Manşete iliştirilmiş spotta da Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier’e “Sayın Cumhurbaşkanı bu akşam  ki resmi davete katılmayın” çağrısı yapıldı. Gazetenin haberinde, Erdoğan’ın kullandığı işaretin, “Batı değerlerine ve demokrasiye karşı bir provokasyon” olduğu savunuldu. Die Welt gazetesi ise, Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu öne sürülen, kapatılan Taraf gazetesine atıfla “Bugün biz Tarafız” manşetini attı ve “Türk hü  kümeti, liberal gazeteleri kapattı. Bu yüzden Erdoğan’ın resmi devlet ziyaretinde yaptığı sırada Die Welt gazetesi olarak ‘Taraf’ logosunu kullandık. Erdoğan, Merkel tarafından kabul edildiği sırada, Türkiye’de 174 gazeteci cezaevinde bulunuyor” ifadelerini kullandı. Handelsblatt gazetesinin yorumunda ise “Erdoğan’ın Brüksel’in milyarlarına muhtaç olduğu herkesin malumudur. Bu durumda Berlin’in taviz talep etmesi normal karşılanmalıdır” ifadeleri kullanılırken “Berlin’in Erdoğan’ı ülkesinin demokrat lideri olmaya teşvik etmesi gerektiği” belirtildi. Gazete Erdoğan için ziyafet verilmemesi gerektiğini savundu.  Erdoğan’dan Steinmeier’e sitem  Erdoğan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in, kendisi onuruna verdiği yemekte konuştu.  Erdoğan Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier’in, kendisi onuruna Berlin’de verdiği akşam yemeğinde konuştu. Erdoğan Steinmeier’ın açıklamalarından duyduğu rahatsızlığı konuşmasına da yansıttı. Erdoğan, “Biz bunları gündüz aramızda konuştuk. Tekrar konuşmaya gerek yoktu. Bu sofrayı muhabbet sofrası olarak görüyordum. Bunlar aslında burada konuşulmazdı” dedi. Erdoğan, sözü Türkiye’nin iadesini istediği Can  Dündar’a da getirerek “Beş yıl 10 aya mahkum olmuş bir güya sözde gazeteci bir boşluktan yaralanarak kaçmış ve Almanya’ya sığınmıştır. Kendisi el üstünde tutulmuştur. Kendileri bizden 3 tane, 5 tane, 6 tane gazeteciyi istediler. Biz gerekeni yaptık. Yargımız elinden geleni yaparak iki tanesi tutuksuz yargılanmak üzere, bir tanesi de bırakılmıştır” dedi. Steinmeier de Türkiye’de sivil topluma uygulanan yoğun baskı ve hükümet muhaliflerinin tutuk  lanmasına dikkat çekti. Steinmeier, “Sayın Cumhurbaşkanı umarım bunları görmezden gelemeyeceğimizi anlıyorsunuzdur” dedi. Steinmeier, “Türkiye’den endişe verici derecede çok sayıda insan, artan baskıdan kaçarak bize sığınıyor. Türkiye’de siyasi nedenlerle tutuklu olan Alman vatandaşlarından dolayı endişeliyim. Endişem halen tutuklu olan Türk gazeteciler, sendikacılar, hukukçular, entelektüeller ve siyasetçiler için de geçerli” dedi.  Askerini doyuramayan  ordu mu olur?  Sinek küçük ama mide bulandırıyor. İktidarın seçim öncesi milli has  yoktur. Seçim otobüslerinde haber yazdığım da olmuştur, sokakta yürürken yazı yazdırdı  sasiyetleri düşünüp ıııh dediği, ğım da. Hele şimdi cep telefon  ama sonra gelecek oyları he ları bilgiyasara dönüştüğünden  saba katıp razı olduğu bedelli beri telefonuma köşe yazısı  askerlik, parası olanlar için bir dikte ettiğim de oluyor, bir otel  kurtuluştu. Ya olmayanlar? 15 odasında. Hayatın her anı nö  bin TL, parası olan için bayağı bette gibi. Yine de insanın bir  indirimli bir fiyat. Motosikletini işyeri olmalı. O gün yazı yaz  satan oldu, kredi alan da. Ya mayacak olsa bile gidecek bir  onu da yapamayan? Pantolon ofisi. Ben ofis insanıyım, home  parasını bulamayan? Boynu ofis değil. Home, adı üstünde  nu büküp “vatani görev” diye ev, yuva. Evde yazı yazmıyor  kendini kandırıp askere gitti.  muyum, bu gece yarısı olduğu  Eğitimine de katkıda bulun  gibi, her zaman. Pıtırcık Hanım  duğum için yakın takip ettiğim nefret ediyor bilgisayarımdan,  bir genç anlatıyor, askerliğini klavyenin üstünde oturuyor,  yapmadığı için asgari ücretle çalışmayıp onunla ilgilenmem  çalıştığı işten çıkarılmış. Biraz için. Çiçeklerim sulanmak için  süründükten sonra yedek  boyunlarını büküyor, Ricky  subay olarak askere gitmiş.  tüylerini taramam için kana  Ankara’da eğitimde. Hiç biri pede bekliyor. Çünkü orası  kimi, yardım edecek ailesi de ev, evde yaşanır. Bugün her  yok. İlk 4 ay öğrenci maaşı alı evde üniversite mezunu işsiz  yorlarmış; 350 TL. Askerde ne bir genç var. En büyük travma,  para harcayacağım, yeter diye sabah kalkınca ne yapacakları  düşünmüş önce. Ama kantini nı bilememek. Ben de 20 yıldır  düşünmemiş! Meğer kantinler çalıştığım gazeteden ayrılınca,  özelleştirilmiş! Özel firmalar  ki çok mutsuzdum son zaman  işletmeyi ihaleyle alıyor, sonra larda, sudan çıkmış balık gibi  da istediği fiyattan mal satıyor. hissettim birden. Artık ofis yok.  Su bile her kantinde ayrı fiyat, birinde 35 kuruş, birinde 75.  Kaçta geleyim?  Askerlerin işlettiği orduevleri,  Köşe yazarlığına ilk başladı  kantinler sudan ucuzken, özel ğım gazete Günaydın’da, yayın  leştirilmiş kantinler, hele parası yönetmenim Rahmi Turan’a  olmayana ateş pahası, tavuk sormuştum. “Sabahları kaçta  döner 7.5 TL. Karavana çıkıyor geleyim?” Şaşırıp, “Siz köşe  onu yesin derseniz, doymuyor yazarısınız, kaçta isterseniz”  larmış. Askerinin karnını doyu demişti. İlk iş, odamdaki süslü  ramayan ordu olur mu? Nasıl koltuğu değiştirtmek olmuştu,  savaşacak bunlar? Oluyormuş, bunda oturup yazı yazamam,  porsiyonlar o kadar küçük ki, uykum gelir. Sabahları onda  bütün gün koşturan genç er gitmeye karar vermiştim, işe  kek bunlar, doymuyorlarmış. daha geç gidilmez ki. Bir hafta  Hoş yiyen de zehirleniyor, o da sonra, ‘Toplantılara girmek isti  ayrı. Kantin ise pahalı. Musluk yorum dedim, ben köşe yazarı  suyu kötü. Günde 75 kuruştan yım, köşe yastığı değil.’ Haya  4 tane içse, harçlık bitti, he  tım hep ofis, toplantı, seyahat,  sapla; para yetmiyor, üniver haber peşinde geçti. Evden  site mezunu ama aç ve susuz, çıkmadığım gün, şaşkın olu  bunalıyor! Orduevinde ucuza rum. Cumhuriyet’te başlamak,  yediğimiz yemekten utandım! heyecanı hâlâ yenemediğim bir  Çarşı iznine çıkmış, cebinde  duygu. Sadece bende değil,  beş kuruş olmadığı için kah  okurlarımda, eşimde, dostum  valtı yapamayıp simitçiye yan da da. Haftada iki gün yaza  gözle bakan yedek subay ada cağım dedim, her gün, “bugün  yından utandım, siz oğlunuzun yazınız yok” diye arayan var.  bedelli parasını yatırdınız değil Kutlamak için gazeteye ziya  mi? Şu kantin kuntin işini de  rete gelmek, çiçek yollamak  bir düşünün bu arada!  isteyenleri atlatıyorum. Gaze  Artık bir odam da var!  teciyim, ama gazetede değilim ki! Yüzyıllık arkadaşım Miyase  ‘Mesleğiniz?’, ‘Gazeteci.’  İlknur’la sohbet ederken bunu  Yıllardır bu soruya bu cevabı anlatıyorum, yine kaşınıyorum  veriyorum. Bunun için okudum, anladığınız. Ertesi gün haber  bunun için çalıştım. İlk işim  geliyor, “Odanız hazır, ne za  Ankara’da foto muhabirliğiydi. man isterseniz buyrun.” Bu  Ankara macerasını Başbakanlık Cumhuriyet de, gerçekten mü  muhabirliğiyle bitirdim ki, zor essese! Sadece köşem değil,  iştir. Gazeteciliğin yapmadığım artık bir masam, ne masası,  hiçbir görevi kalmadı: yazıişleri odam bile var! Artık ev gaze  müdürlüğü, haber koordina  tecisi, home ofisçi değilim, işe  törlüğü, yayın yönetmenliği,  gideceğim. Eski kuşağız biz  editörlük, röportaj, dizi. Çalış napalım, iş işte yapılır. Miyase  madığım medya da kalmadı:  takılıyor; “Çiçeğini, çikolatasını  ajans, dergi, gazete, radyo,  yollamak, kutlamak isteyen  televizyon. Çalışmadığım, işsiz gelebilir artık.” Sonbaharı  kaldığım zamanlar da oldu. Ga severim. Sokaklarda kestane  zeteci, sadece bir yayın orga pişirilir, yağmur yağar, sinema  nında çalıştığı zaman gazeteci ya gidilir. İnsanlar telaşlı yürür  değildir. Her zaman gazeteci sokakta, sevgililer, üşüdüm  dir. Aklıma takılan bir konu yü bahanesiyle daha bir sarılır  zünden uykumun kaçtığı, gece birbirine. Sonbaharda okullar  yarısı iki buçukta kalkıp yazı  açılır, tiyatrolar, konserler, kon  yazdığım olmuştur. Bu yazıyı feranslar başlar. Tatil biter, iş  yazarken olduğu gibi. Gaze  başlar. İşe gideceğim. Keşke  tecinin mesaisi, iş saati, işyeri herkesin işi, bir masası olsa!  İki Alman polise soruşturma  Erdoğan’ın Berlin ziyareti için görevlendirilen iki polis memuru  memuru hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı bildirildi. NSU terör hücresi  nun, takma isim olarak Nasyonal Sos 2011’de ortaya çıkarılmıştı. Uwe Böhn  yalist Yeraltı (NSU) örgütü üyesi Uwe hardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe  Böhnhardt’ın adını kullandıkları belir üçlüsü 8 Türk, bir Yunan ve bir Alman  lendi. Durumun Berlin polisinin dikka polis memurunun öldürülmesinden so  tini çektiği ve görevden alınan iki polis rumlu tutuluyor. l Haber Merkezi  OSMAN ÇUTSAY /FRANKFURT Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ne kadar güç durumda olduğunu, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile basın toplantısındaki laf cambazlığı özetleyebilir: Merkel, iki ülke arasında basın özgürlüğü ve hukuk devleti başlıklarında “derinlere işleyen farklar” bulunduğunu itiraf etti, ama ortak çıkarların da altını çizdi. Alman kamuoyunun bu ziyaretten duyduğu rahatsızlığı Alman medyasının geniş işlemesi bir başka gösterge kabul edilebilir. Bild gazetesi “İslamcı selamı”nı manşetten ve ağır biçimde eleştirerek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu  İkisi de zor durumda  ziyaretiyle, Ankara, giderek derinleşen ekonomik krizin etkilerini yeni dış bağlantılarla yumuşatmak zorunda olduğunu istemeden ilan etmiş oldu. Ama “yatırım ve borç ricasında” bulunduğu AB’nin hegemon ülkesinde de siyasi bir krizin tam göbeğine oturdu. Merkel, gerçekten her an görevden çekilebilir. Almanca konuşulan dünyanın en ve tek etkili günlük ekonomi gazetesi Handelsblatt, Merkel’in büyük bir resmini verdiği dünkü sayısında Almanya’nın ka  dın başbakanının her an görevden alınabileceğini duyurdu. Hafta içinde Merkel’in adayı Volker Kauder Hıristiyan demokrat partilerin (CDU ve CSU) Meclis Grubu Başkanlığını kazanamayınca, yani Merkel açık bir isyanla karşı karşıya kalınca, “Merkel’in suyu ısındı” yorumları yaygınlaşmıştı. Şimdi de Alman seçmenin büyük tepki gösterdiği Erdoğan’a kırmızı halı serilmesi, ortamı gerginleştirdi. Sağ popülist AfD, bu ziyarete  en sert tepki gösteren ve yükselen parti oldu. İki kriz dedik: Ekonomik krizdeki Türkiye’yi yoksullaşma, siyasi kriz sinyalleri veren Almanya’yı ise korkunç boyutlar alan zenginleşme vuruyor. Federal Almanya, dünya dış ticaret fazlası rekorunu bu yıl da kırmaya hazırlanıyor. İçeride de büyük bir bütçe fazlası veren Alman hükümeti, neoliberal takıntıları nedeniyle kamu harcamalarını çok aşan bu kamu gelirlerini  nereye aktaracağını bilemiyor. Ama iç piyasadaki yoksullaşma ile büyük sermayenin ve hükümetin gelir fazlaları, AB’nin en zengin ülkesini sarsıyor. Dolayısıyla AB de sallanıyor. İki kriz ülkesinin iki en yetkili isminin, birbirlerinden destek almaya çalıştığı Berlin’de gözlendi. Medyanın bir bütün olarak Erdoğan’dan rahatsızlığı daha da belirginleşti. Neredeyse tüm görsel ve işitel medya, gazeteler, bir İslamcı politikacıya bu kadar yakınlık gösterilmesine manşetler  den ağır eleştiriler yöneltti. Die Welt başta olmak üzere çeşitli yayın organlarının anketlerinden bu ziyarete yüzde 90’a yakın bir “Hayır” çıktığı anlaşılıyor. Can Dündar’ın sorun çıkarmamak için basın toplantısına katılmaması, düzenlenen Erdoğan karşıtı gösteriler, geri planda çok gergin bir hattın oluştuğunu gösteriyor. Erdoğan hükümeti bölgede Alman ekonomi ve siyaset dünyası için vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu biliyor. Ama Avrupa’nın en zengin ülkesinde de yakınlarda patlak vereceği anlaşılan siyasi krizin, bu hesapların tutmasını zorlaştıracağı anlaşılıyor. İki Tarzan da zor durumda.  C MY B   
            
    
