19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 29 Eylül 2018 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER kendini aştı! Yerli ve milli McKinsey Gün geçmiyor ki “yerli ve milli” dönüşüm hamlesiyle ilgili yeni bir icraat haberi almayalım. Yeni haber New York’ta açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan. Önce kısa hatırlatma: Albayrak 20 Eylül’deki yeni ekonomi programı sunumunda bakanlık bünyesinde bir Maliyet ve Dönüşüm Ofisi kurulacağını ilan etmişti. Bu ofiste tüm bakanlıkların temsilcileri yer alacak ve kemer sıkma programı buradan yürütülecekmiş. Ayrıca buradaki ekip “kamudaki işleyişten farklı” çalışacakmış. Özeti bu. Kamu adına görev yapan, “anayasal” devlet düzeni içinde işleyecek bir kurul nasıl farklı çalışır ki? “E, hani devlette çift başlılık olmayacaktı!” Bu soruyu soruyorsanız, Türkiye’nin 16 Nisan anayasa referandumuyla ve ardından 24 Haziran seçimleriyle içine sürüklendiği yeni, denetimsiz Saray Rejimi’nden de habersizsiniz demektir. Artık her şey mümkün. Bir kararnameye, tek imzaya bakar. İşte bu “kamudaki işleyişten fark”ı tanımlayan yeni haberi verdi Bakan Albayrak. Bu ofisin kamudaki kesintilerle ilgili çalışmalarını denetlemek için Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey ile anlaşma yapılmış. Bu şirket, içinde tüm bakanlıkların temsilcilerinin yer alacağı Maliyet ve Dönüşüm Ofisi’nin işlerini her çeyrekte denetleyecek ve rapor sunacak. “Şu çok harcamış, buradan az kısmışsınız” diyecek yani. Çünkü ekonomi tıkırında, işler yolunda! IMF yerine McKinsey verelim. Şakası bir yana, Osmanlı’nın son döneminden hangi kurumu andırdığını çok iyi biliyorsunuz. Tek tek McKinsey şirketinin farklı ülkelerdeki sicilinden de örnekler sunabiliriz elbette. Mesela bu şirketin birkaç ay önce Lübnan hükümetine “ekonomiyi canlandırmak için tıbbi marihuana üretimini serbest bırak” dediğini ya da Suudi yönetimiyle çalışırken Enerji Bakanı’nın iki çocuğu dahil üst düzey 8 hanedan üyesinin çocuğunu, akrabasını işe aldığını belirtebiliriz. Fakat ana sorunumuz bu şirket değil. “A şirketi değil de B şirketi olsun” demiyoruz. Nedir sorun? Açalım. Birincisi; “Madem Amerika ile ekonomik savaştayız; öyleyse Amerikan yapımı hediye uçağı iade edin” derken baktık ki ekonominin denetimiyle ilgili yetkiler bir Amerikan şirketine devredilmiş. Eğer “Amerika ile ekonomik savaş”tayken bu karar alındıysa; yenilgi bayrağının çekildiğine işarettir. Eğer “Amerika ile ekonomik savaşta” değilsek, iç siyasette halkımıza ekonomik kötü gidişin sorumlusunun başkaları olduğu masalı satılmıştır. Hangisi doğru? Baktığınız yere göre ikisi de. İkinci soruna gelelim. Ulusal egemenliğe dair bir yetki, uluslararası bir şirkete aktarılıyor. Oysa Türkiye’de kamunun harcamalarını, gelir ve giderlerini anayasanın 160. maddesine göre kim denetlemeli? Sayıştay. Peki ne oldu Sayıştay’a? Yetkileri budandı, etkisizleştirildi. Raporları kamuoyundan ve Meclis’ten adım adım kaçırıldı. Sonraki adıma bakalım. 16 Nisan 2017’de bir anayasa değişikliği yapıldı. Meclis’in yürütmeyi denetleme yetkileri elinden alındı; Bakanlar Kurulu kaldırıldı; devlet Saray etrafında yeniden yapılandırıldı, ülkenin kararnamelerle tek kişi tarafından yönetilmesinin önü açıldı. Değişiklikle Anayasa 87. maddede TBMM görev ve yetkileri arasında sayılan “Bakanlar Kurulu’nu ve bakanları denetlemek” ibaresi de çıkarıldı. İşte kamunun ekonomik açıdan denetiminin ABD’li bir şirkete verilmesi de bu rejim dönüşümünün üçüncü adımıdır. Önce kuvvetler ayrılığı budandı; ardından Meclis yetkileri Saray’a taşındı ve şimdi bu yetkiler, uluslararası güçlerle paylaşılıyor. Bu bir egemenlik devri işaretidir. Ve çok açıkça gösteriyor ki Türkiye demokrasiye, halk egemenliğine yaklaştıkça bağımsızlaşır; bunlardan uzaklaştıkça bağımlılaşır. Yeniden yaşıyoruz. Gelelim son soruna. “Fena mı işte, şirket gibi dışarıdan bir gözle harcamaları denetlesinler, kamuda tasarruf yapılsın” diyenler olacaktır. Birincisi, şirketin parası bizim cebimizden çıkacak. İkincisi, kamuda tasarruf dendiğinde uluslararası tekellerin aklına ilk gelen şey, kamu hizmetlerinden kesinti ve faturanın çalışan çoğunluğa kesilmesi oluyor. Ne diyecekler? “Saray’ın ısınma, aydınlatma masraflarını, örtülü ödeneğini kısın; makam araçlarını, uçaklarını satın” mı? Hayır. “Daha fazla özelleştirme yapın” diyecekler. Bir yandan özelleştirmeler, diğer yandan kamu hizmetlerinden kesintiler ve son olarak da tasarrufu desteklemek adı altında gelir artırıcı, yani yeni vergi öneren tedbirler kapıda. Ne demişti Albayrak 20 Eylül toplantısında? “Vergiyi tabana yayacağız.” Yani yükü artacak olan yine kıt kanaat geçinen, ücretli çalışan çoğunluk. Halkçı, kamucu ve bağımsızlıkta ısrar eden bir iktidar alternatifinin zorunlu olduğunun yeni bir kanıtıdır sadece McKinsey kararı. Fuat Oktay’ın annesi yaşamını yitirdi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın 83 yaşındaki annesi Şaziye Oktay’ın, İstanbul’daki evinde vefat ettiği bildirildi. Vefat haberini Yozgat’ın Çekerek ilçesinde alan Oktay, öğleden sonraki programlarını iptal ederek İstanbul’a geldi ve taziyeleri kabul etti. Şaziye Oktay’ın cenazesinin bugün öğle namazını müteakip Eyüp Sultan Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedileceği belirtildi. l DHA Sakıncalı bulunan içeriğin internetten kaldırılması veya erişimin engellenmesine RTÜK tek başına karar verecek. Bunun için hâkim kararı beklenmeyecek İnternet üzerinden sesli ve görüntülü yayınları denetlemek için ha erişimin tamamen engellenmesi için Cumhurbaşkanlığı’nın ve zırlanan yönetmelik taslağı önceki ya ilgili bakanlıkların talepte bu gün RTÜK’ün internet sitesinde ya lunması gerekiyor. Talep; BTK’ye yımlandı. Yönetmelik; RTÜK Yasa iletiliyor, sitedeki içerik çıkarı sı ve İnternet Ortamından Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Ya SİNAN TARTANOĞLU lıyor veya site erişime kapatılıyor. BTK aldığı kararı daha sonra yınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mü Sulh Ceza Hakimi’nin onayına su cadele Edilmesi Hakkında Yasa’nın ilgi nuyor. Yani site önce yasaklanıyor, yar li hükümlerine göre hazırlandı. Ancak bu gının onayı daha sonra alınıyor. Bura iki yasada yer alan bazı önemli düzenle da erişilmesi istenmeyen içeriğe ulaşıl melere yönetmelik taslağında atıf yapıl masının zaman kaybetmeden engellen maması RTÜK ve BTK’ye yasanın çerçe mesi amaçlanıyor. Sulh Ceza Hâkimi’nin vesini aşan yetkiler tanıdı. Cumhurbaşkanı’nın talebini ve BTK’nin İnternet Yasası’na göre bir internet si yasak işlemini yerinde bulmaması, yani tesinden içerik çıkarılması veya siteye erişimin engellenmesine gerek duyma ması durumunda erişim yasağının kendiliğinden kaldırılması gerekiyor. Ancak RTÜK’ün internet sitesinde yayımlanan taslak yönetmelikte; internet yasasının izlenmesini öngördüğü yöntem yer almıyor. Taslağa göre erişimin engellenmesini Cumhurbaşkanlığı veya ilgili bakanlık değil sadece RTÜK talep ediyor. RTÜK’ün yasak kararını, internet yasasında olduğu gibi sulh ceza hâkimliği ile aynı anda uygulanması için BTK’ye da gönderiliyor. Radyo ve televizyon yayını yapan internet sitesi hâkimin kararı beklenmeden yasaklanıyor. İnternet yasasına göre; sulh ceza hâkiminin yasak kararını yerinde bulma ması durumunda, internet sitesinin hemen açılması gerekiyor. Bu zorunluluk, yasada “Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar, aksi hâlde, karar kendiliğinden kalkar” hükmü ile sağlanıyor. Ancak bu hüküm RTÜK’ün yönetmelik taslağında yer almıyor. Yani sulh ceza hâkiminin kararından önce RTÜK’ün talebi ile engellenen internet sitesinin, sulh ceza hâkimi aksi yönde karar verse bile erişime açılması gerekmiyor. Taslakta, RTÜK’ün uyguladığı yasağa uymayan sitelere doğrudan BTK Başkanı tarafından 50 bin TL ile 500 bin TL arasında idari para cezası kesilmesi de yer alıyor. l ANKARA ‘Açlık tehlikesi var’ Kılıçdaroğlu, yaşananın siyasal krizin ekonomiye yansıması olduğunu söyledi, toplantıya katılan Berberoğlu’na ise ‘Yarı açık cezaevine hoş geldiniz’ dedi CHP’nin 27. Dönem 1. Çalışma Toplantısı dün Abant’ta Genel Başkan YEP kendi içinde çelişiyor: Açıklanan ekonomik programın iç tutarlılığı yok. Diyor ki: Kamu mali Kılıçdaroğlu’nun açılış konuş yesinin en temel hedefi faiz gider masıyla başladı. Toplantıya ge lerinin azaltılmasıdır. Doğru. Faiz çen hafta cezaevinden tahliye olan CHP İstanbul Milletve MAHMUT LICALI gideri ne kadar az olursa ücretlere daha fazla kaynak ayrılabilir. Faiz kili Enis Berberoğlu da katıldı. Top rantiyeye aktarılan bir kaynaktır. He lantının gerçekleştiği salona ise ceza def faiz harcamalarını düşürmek. Ger evinde olan CHP Parti Meclisi (PM) çek ise yine aynı programın 30. sayfa üyesi Eren Erdem’in fotoğrafı asıldı. sında ek tabloda... 2019’da 117 milyar Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır lira faiz ödeyeceğiz diyor. 2020’de 148 başları şöyle: milyar faiz ödeyeceğiz diyor. 2021’de Yarı açık cezaevine geldiniz: 15 171 milyar lira. Hani azalacaktı? Ken aydır aramızda olmayan değerli mil di içinde çelişen, tutarlı olmayan bir letvekilimiz Enis Berberoğlu aramız programla karşı karşıyayız. da. Kendisi konuşacak, duygularını, düşüncelerini aktaracak. Belki gördü ‘Hanedan yönetimi’ ğü aksaklıklar, şu veya bu şekilde di Siyasal kriz yansıması: Yaşadığı le getirilecek. Ama sonuçta Enis Bey’in mız krizi çoğu kişi bir ekonomik kriz aramızda olması hepimiz için mutlu olarak düşünüyor. Yaşanan kriz aslın luk verici bir olay. Şunu rahatlıkla söy Toplantının ardından Abant Gölü’nde yürüyüşe çıkan Kılıçdaroğlu’na Enis Berberoğlu da ‘Ggierreerkyirastearyımine’eşliketti. leyebilirim; daha önce gazeteciler, milletvekilleri, yazarlar hapise girip çıktıklarında onlara telefon ettiğimde şu cümleyi kullandım: Kapalı cezaevinden, yarı açık cezaevine geldiniz. Özgürlük alanınız biraz daha genişledi. Türkiye’yi bir anlamda yarı açık cezaevine döndürdüler. Evet, Enis Bey tahliye oldu. Parlamentoda görevine başlayacak. Milletvekili yeminini edecek. Ama hâlâ hapiste gazeteciler var, avukatlar var, Eren Erdem başta olmak üzere eski milletvekilleri var. 2001’den hiç mi ders almadınız?: 2001 krizi yaşanan bir ülkede, krizi aş da bir siyasal krizdir. Bu; siyasal krizin ekonomiye, eğitime, dış politikaya yansımasıdır. Tek adam rejiminin olduğu ülkelerde bir kişi sorumludur. Ama bu yönetimlerde bir kişi asla sorumluluk almaz, anayasal sorumsuzluğu vardır. Hanedanlık tarafından yönetilen ülkelerde bu tür tablolar kaçınılmaz olarak Türkiye’nin gündemine gelir. Bu kişilerin temel özelliklerinden birisi de herkes tarafından kandırılabilir olmalıdır. O da şimdi vatandaşı kandırmaya çalışıyor. Türkiye açlık sorunu yaşayabilir: Çiftçi henüz ekonomik krizin çok farkında değil. Ama bir süre son mak için dönemin hükümeti ağır bedel ra tarlasını ekmek için gübre, tohum CHP’nin dün Abant’ta başlayan çalışma toplantısında CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu katılırken, 20 Eylül’de cezaevinden tahliye edilmesinin ardından ilk kez kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasının ardından toplantının kapalı kısmında Berberoğlu’nun, kürsüden milletvekillerine seslenirken zaman roğlu, cezaevinde bulunduğu süre içerisinde Türkiye’nin içinde bulunduğu adaletsiz durumu yaşayarak gördüğünü ifade etti. Konuşmasında hakkındaki hukuki sürecin hâlâ devam ettiğine işaret eden Berberoğlu’nun, “Benim durumum nedeniyle partimin muhalefet anlayışında bir tutum değişikliği olmasın. Gerekirse bir kez daha girer, cezaevin ler ödedi. Sonra yeni bir hükümet geldi, 16 yıldır kesintisiz tek başına ülkeyi yönetiyor. Trajikomik olan nedir? 16 yıldır Türkiye’yi tek başına yöneteceksiniz ve 16 yıl sonra da ülkeyi yeniden bir ekonomik krizin kucağına iteceksiniz. Hiç mi ders almadınız ondan? Türkiye bugün bir ekonomik krizin göbeğinde, üstelik 2001’e göre daha ağır bir alacak. Bunları almaya başladığında çiftçi tarlasını ekemeyecek. O nedenle Türkiye bir açlık sorunu ile yakın zamanda karşı karşıya gelecek. Sanayici böyle bir ortamda ya konkordato ilan edecek ya da işçi çıkartacak. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı’na göre esnafın durumu çok iyi. Yağ çekmek için söy zaman duygulandığı öğrenildi. Berbe de yatarım” dediği öğrenildi. ekonomik krizle karşı karşıya. lüyor. l ABANT ‘Yendiğim kansere yeniden yakalandım’ Milletvekili olduğundan beri oğluyla sürekli uğraşıldığını söyleyen Eren Erdem’in annesi Hüsniye Erdem, “Çocuğumu zindana, beni cehenneme attılar” dedi Hüsniye Erdem SEYHAN AVŞAR CHP Parti Meclis üyesi Eren Erdem 93 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu. Tek kişilik hücrede tutulan Eren Erdem’in annesi Hüsniye Erdem, çocuğunun haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanmasına isyan ediyor. Daha önce tiroit kanserini yenen anne Erdem, “Oğlumun tutuklanmasıyla yendiğim kansere yeniden yakalandım. Çocuğumu zindana, beni cehenneme attılar” diyor. Hüsniye Erdem ile Eren Erdem’in dün görülen tutukluluk incelemesinin ardından adalet aradıkları İstanbul Adliyesi’nin bahçesinde bir araya geldik. n Eren Bey’in yargılanmasına gerekçe gösterilen iddialarla ilgili neler söylemek istersiniz? Oğlumla çok uğraştılar. Milletvekili olduğu günden beri sürekli uğ raşıldı. Olmadık iftiralar attılar. Eren için İranlı vs. dediler, benim ismimi değiştirdiler, iftira üstüne iftira attılar. Eren vekil olduktan sonra ben şeker hastası oldum. Dayanacak gücüm kalmadı. Oğlumun yargılandığı dosyadaki iddialar boş. Bir şeylerin olmadığı dosyada tutuklu yargılanıyor. Türkiye’de adalet yok. Adalet olsa oğlum tutuksuz yargılanırdı. Oğlunun tedavisi için yurtdışına gidecekti. Kaçacak dediler. Kaçacak insan Türkiye’de iş yeri kurar mı? n Bir oğlunuz cezaevinde, diğer oğlunuz askerde galiba. Evet. Zaten beni de en çok bu durum üzüyor. Kanseri atlatmıştım. Eren cezaevine girince yine kanser hastası oldum. Sürekli acillerdeyim. Küçük oğlum interneti kapattı. Bir şeyleri görmeyeyim, okumayayım diye. Biri askerde, diğeri cezaevinde bir anne bu kadar yalnız mı bırakı lır? Yazıklar olsun bu devlete. n Cezaevi görüşlerine gidiyor musunuz? Gidemiyorum. İlk gittiğimde ya kınlarım tembihlemişti sakın ağlama diye. Bırakın ağlamayı çocuğumun yanında görüşte bayıldım. Her cezaevine gittiğimde kötü şeyler yaşıyorum. Ciğerim yanıyor. Dayanamıyorum. n Torununuz Ali Eren Can bu süreci nasıl geçiriyor? Torunum babasına çok düşkün. Mümkün oldukça yaşananları ona yansıtmamaya çalışıyoruz. ‘Babacım gel’ diyor. Ben dayanamıyorum bu sürece, küçücük çocuk nasıl dayansın? n Sizin gözünüzden Eren Bey nasıl bir evlattır? Bir anne olarak oğlumla gurur duyuyorum. Eren iyi olan her şeyi çok sever. Cebinde 100 TL olsa 10 Erdem yine tahliye edilmedi CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Eren Erdem’in “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yargılandığı davanın aylık tutukluluk incelemesi dün görüldü. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki incelemeye Erdem getirilmezken, Erdem’in avukatı Onur Cingil savunma yaptı. Cingil, “Eren Erdem 92 gündür esir, mahkemeye bile çıkarılmadı. Adalet herkese lazım. 800 yıl önceki Magna Carta’yı arar haldeyiz. Yusuf Has Hacip ‘Adalet göğün temelidir’ demiş. Gök yıkıldı, sanık yok, savunma yapıyoruz” dedi. Mahkeme heyeti Erdem’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. l İSTANBUL TL’sini alır, gerisini fakirlere verir. Çok yardımseverdir. Ayrıca kendisi bana düşkündür. Çıkacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. n Gazetemiz aracılığıyla oğlunuza neler söylemek istersiniz? Oğlum sakın üzülme. Kendine iyi bak. Dışarda olup bitenleri düşünme. Bu günlerde gelip geçecek. Ancak bazı şeyler var gelir gelip geçiyor, kimi şeyler ise delip geçer. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle