19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 10 Eylül 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Her ay 70 bin TIR yurda boş dönüyor İthal taşımaları düşerken araçlar da yurda boş giriş yapıyor. Nakliyeciler kur kaynaklı maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmak için bu hafta toplanıyor ŞEHRİBAN KIRAÇ İthal taşımaların azalması nedeniyle uluslararası taşımacılık yapan yaklaşık 70 bin Türk plakalı TIR her ay yurda boş dönüyor. Ülkeye boş giriş yapan yabancı plakalı araç sayısı da 10 bini buldu. Dövizdeki yükseliş birçok sektörde maliyetleri artırırken fiyat artışları da her gün devreye giriyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) de bu hafta yapacağı yönetim kurulu toplantısında bu konuyu masaya yatıracak ve zammı gündemine alacak. UND İcra Kurulu Başkanı Recai Şen, ülkenin panik havası durumundan çıkması gerektiğini belirterek, sektörde ödeme sisteminin değişmesinden endişe duyulduğunu söyledi. Recai Şen ile nakliyecilerin sorunları ve son ekonomik gelişmeleri konuştuk. Fiyatlar artıyor n Kur zirve yaptı petrol fiyatları artıyor, 2018 birçok sektör açısından iyi geçmiyor sizde durum nedir? Temmuza kadar her şey normal gibiydi. Sınır kapılarından vergisiz akaryakıt alabiliyorduk. Ama temmuzda kurun da etkisiyle bazı paydaşlarımızda beklemediğimiz tepkiler yarattı. Özellikle Kapukule, Hamzabeyli ve İpsala sınır kapılarından aldığımız akaryakıtlarda temmuz ve ağustostan itibaren beklemediğimiz artışlar oldu. 31.7.2018 itibarıyla kur 4.89 TL civarındayken litresi 3.59 olan akaryakıt fiyatı daramatik bir yükselişle 4.80’lere çıktı. Bu zamların altyapısı yok. Bir panik havası var. Ma Beklemek ek maliyet n Akaryakıtın yüzde kaçını bu istasyonlardan alıyorsunuz? İhraç taşımaların tamamı için oralardan alıyoruz. Paydaşlarımız bizimle anlayış birliği içinde olmak zorundalar. Toplam 10 civarında istasyon var. Teşvik sisteminin ruhuna uygun bir fiyatlandırma yapıp yapmadıkları bizim için çok önemli. Sınır kapılarında bu istasyonların kurulması bir kolaylıktır. Ama bazen kolaylık değil, zorluk haline geliyor. Tek hattan girip bu istasyonlardan akaryakıt alıyoruz. O meşhur TIR kuyruklarının nedenlerinden biri de budur. Bu hatların çoğaltılması ve ihtiyaca cevap vermesi gerekiyor. Sınır kapılarında beklemek önemli ek maliyetler oluşturuyor. Her bir araç minimum kapıda 2 gün bekliyor. n Kuyruklarda beklemenin maliyeti nedir? Bunu hesaplamanın imkânı yok. Ama her Kapıkule çıkışında 23 gün beklerseniz bunu toplarsanız ayda 12 sefer demek. Aracın boşa yatması, boşa yakması demektir. liyetleri hemen kendi satışımıza yansıtmamız lazım gibi 1000 üye bir düşünce oluştu ekonomide. Bu bizim partnerlerimizde de oldu. İstasyonlardaki fiyatlandırmada şeffalık görmüyoruz. Sınırdaki akaryakıt istasyonunda sistem şu: Bir edinim fiyat var. Edinim fiyat yasanın da emrettiği rafineriden çıkış fiyatı, artı akaryakıt istasyonuna kadar olan navlun ve üzerine yüzde 8’lik bir kâr n UND’nin kaç üyesi var, finansal olarak ne durumdalar? 1000 üyemiz var. Toplam filo özmal ve kiralamalarla 55 bin civarında. Sektörde ayrılmalar tavsfiyeler olabilir. nSektörde kârlılık ne düzeyde? Çok az. Bir seferde 600700 Avro kalıyorsa tamam kârlıyız diyoruz. Eskisi gibi artık bir seferde 3 bin Avro kaldı 4 bin Avro kaldı payı. Bununla şekillenir. Bu onlar gitti. nun dışındaki herhagi birşeyi n Taşımaların yüzde kaçını yer kabullenmeyiz. li firmalar yapıyor? Pendik Limanı Sınır Kapısı’nda satışı yapılan vergisiz akaryakıtın satış fiyatı geçen cuma günü itibarıyla 4.676 TL’dir. Batı kara sınır kapıları ilk 8 ay ortalaması satış fiyat farkı 0.24 TL’dir. Sadece Batı kara sınır kapılarından 2018’in ilk 8 ayında çıkış yapan 324 bin 819 adet aracın sadece akaryakıt satış fiyat farkı için ödediği ilave Son 2 yılda yabancıların lehine bir artış var. Eskiden ihraç taşı malarının yüzde 70’ini yerliler ya pıyordu, şimdi yüzde 10’un üze rinde yabancıların taşımalarında artış var. Mesela eskiden İran’a yüklerin yüzde 80’ini yerli şirket Recai Şen, Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. ler taşıyordu, şimdi yüzde 40’ını İranlılar taşıyor. Biz de dövize geçebiliriz maliyet 100 milyon Türk Lira sı. Bu ilave maliyet sadece ta n Panik havası dağıldı mı, Bu bir panik haliydi. Biz de etkisi yapar. Bunun olmasını şımacıların katlandığı maliyet açıklanan tüm veriler olum dedik ki, bunu yapmayın. Kriz tercih etmem. Panik havasını değil aksine ihracatımızı pa suza işaret ediyor? dönemlerinde birbirimize des dağıtmamız lazım. Evet, kurlar halılaştıran ve ihracatçıları Bazı göstergeler yolunda tek olmalıyız. Sonra RoRo ge yükseliyor maliyetlerimiz yük mızı mağdur eden haksız bir gitmeyebilir. Bir yer düşerse ri adım attı ve bir genelge ya seliyor. Biz de bu hafta taşıma uygulamadır. diğerleri de düşer. Domino et yımladı: Belirsiz bir süreye cılarımızla yönetim toplantı Bu istasyonlar bütünüyle kisi yaratır. Döviz kurları bir kadar bunu erteledik yine gö sı yapacağız bu konuyu da ma ihracatı desteklemek için ku den yukarı fırladığında bizim rüşeceğiz dediler. saya yatıracağız. Ama şu an ruldular. Sınırdan aldığımız ana partnerimiz RoRo şirke n RoRo şirketinin tekrar da bize yansıyan, dayanamıyo akaryakıtın içeriden aldığı ti hemen bir ödeme biçimi de ödeme sistemini değiştirme ruz çok yüksek miktarda zam mız akaryakıttan ucuz oldu ğişikliğine gitti. Dedi ki, ben riski var mı? yapıyorum gibi şeyler gelmedi. ğuna emin olmalıyız. Ama he eskiden size taşımalar için fa Var. 10 gün sonra ben bu Bize yansıyan şey ödeme sis saplama yaptık, içerde bir is turayı döviz cinsinden kesip na geçiyorum demeyeceğinin temlerindeki değişiklik. Biz es tasyondan alsak, vergili al kestiğim anda TL çeviriyor bir garantisi yok. Arzu ediyo ki standart yöntemde devam sak ihraç yüküyle yurdu terk dum ve bunu bir vadeye yayıp rum ki ne yapacaklarsa bizim etmek istiyoruz. Faturayı ke ettikten sonra iade için baş tahsil ediyordum. Ama dedi le istişare ederek yapsınlar. selim TL cinsinden ne ise va vursak ödediğimiz KDV ve ler, bu kur riskleri çerçevesin Ama ödeme sistemi değişirse de içinde onu ödeyelim. Her ta ÖTV’leri alsak 56 kuruş bize de ben faturayı kestiğim ta taşıma sayıları da düşer. Ama rafın öyle yapması gerekiyor. daha ucuza mal oluyor. rihten tahsil ettiğim tarihe ka sistem değişirse taşımacımız, Eğer bir taraf bu ödeme şekli Şeffaflık şart darki döviz kurunun ne ola ne kadar dönüş yüküm varsa ni bozarsa biz de şuna geçebicağını bilemediğim ona göre çıkarım, der. Dokun liriz: Faturayı döviz keserim n İstasyonlar yasanın den dolayı eğer mayalım sistem devam etsin. verdiğim vade sonunda döviz dışına çıkıp kendi başına fiyat mı belirlemeye başladı? Bunların şim kur yükselir Kur istikrarı se size ay sağlanmalı rıca fatura ede Domino etkisi n Sektörde bir zam baskısı yok mu, hatta yüzde 40’lara tahsil ederim. Buna geçebilirim TL’den vazgeçebilirim. Bunu da istemeyiz. n Şartlar buna zorluyor diye kadar cid n Kısa vadede sektörde ne tür rim. varan rakamlar telefuz edili mu şu anda? di bir denetim riskler görüyorsunuz? yor, ne diyorsunuz? Bakacağız. Bundan 20 gün leri yok. Bunun denetlenmesi için Maliye ve Gümrük bakanlıklarına bayramdan önce ya Ekonomik durumun düzelmesi lazım. Bu döviz oynaklığı bizim açımızdan büyük bir tehlike. Bunun düzeleceğine inanıyoruz. Bu işin ne kadar süreceğini riskleri kesitirerek bazı destek paketlerini hükümetimizin masaya getirmesi gerekiyor. Şimdi en fazla hangi taraf bağırıyorsa desteği o taraf alıyor, biz bağırmı Taşımacılarımız kendi aralarında ayarlamalar yapabilir. Ama yüzde 40 bunlar domino öncesinin durumundan hem finansal hem psikolojik olarak daha iyiyiz diye düşünüyorum. Belge sorunu çözülmeli zı yazdık. Sürecin şeffaf olması gerektiğini söyledik. Onların haksız kazanç elde ettik yoruz. Bugün ihracat artıyorsa bu bizim sayemizde, biz taşıyoruz. Döviz istikrarını sağlayacak birtakım özel fonlamaların yavaş yavaş hazır hale getirmek gere kiyor. Ekonomide bugün olacak şeylerin etkisi belki 2 ay sonra da orta ya çıkabilir. Özellikle kasım ayın n Ülkeye boş dönen TIR sayısı artıyor bunun nedeni ne? İthal taşımaların azalmasıyla boş dönüşler arttı. Yılın ilk yedi ayında Türk taşımacılar; bin araçla kendi ülkelerine boş dönüş yapıyor. Yabancı araçlar ise aylık 10 bin adet boş giriş yapıyor. Bu trendin böyle gitmeyeceğini düşünüyoruz. Belgelendirme sisteminde bazı değişiklik lerine inanıyoruz. Fiyat ayarlamasının neye göre yapıldığını ve işin ruhuna da ödemelerde bir takım sıkıntılar olabileceği söyleniyor. Hazırlıklı olmak gerekiyor. Avrupa’dan aylık 5 bin araç, Irak ve Suriye’den 50 bin araç, Azerbaycan ve Gürcistan’dan 10 bin araç, İran’dan 2 bin 500 araç ler önerdik. Yükü götürdüğünde başka bir ülkede yük bulup aldığımızda ceza ödüyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’nın belge sorununu çözmesi lazım. Bu dönem uygun olup olmadığı ken, Rusya’dan 2 bin araç ile aylık 70 de belge cezası alınmamalı. nı görmemiz lazım. ekonomi 9 Faşizm güncel bir tehlike! Avrupa’da yükselen sağ popülist (ırkçı, otoriter) dalganın üzerine bir de Almanya’nın Saksonya eyaletinin (eski Doğu Almanya) Chemnitz kentinde patlak veren kitlesel faşist gösteriler, göçmenlere yönelik saldırılar gelince, “1930’lara mı dönüyoruz” sorusu etrafındaki tartışmalar yeniden alevlendi. 1930 denince akla doğal olarak öncelikle Almanya’da ve Avrupa’da, Yahudi soykırımı gibi büyük felaketlere yol açan Nazi rejimi geliyor. Bu nedenle “30’lara mı dönüyoruz?” tartışması akademik bir tartışma olmaktan öte bir gerçekliği yansıtıyor. 1930’lar redux 1930’ların belirgin özelliklerini şöyle özetleyebiliriz: 1929 finansal krizi, egemen yaygın sermaye birikim rejiminin ve finansallaşma olarak kendini gösteren düzenleme sisteminin iflası anlamına geliyordu. Finansal krizle birlikte yerleşen ekonomik durgunluktan çıkılamıyordu. Durgunluk döneminde gelir dağılımındaki kutuplaşma ve yoksulluk daha da derinleşmişti. Buna karşılık, küreselleşme süreci sona ermiş, dünya pazarı parçalanmaya başlamıştı. Dönemin hegemonya sistemi dağılmıştı. Küresel çapta bir yükselen güçler, iktidar boşluğu, güçler dengesi ortamı vardı. Lenin’in ölmeden önce katıldığı son Enternasyonal toplantısına sunduğu bir raporda belirttiği gibi, I. Büyük Paylaşım Savaşı kapitalist sistem içindeki ekonomik ve siyasi sorunları çözememişti, bunlar yeniden gündeme gelmeyi bekliyordu. ABD, Nazi Almanyası, Japonya, hegemonya kriziyle açılan boşluğu doldurmak için rekabet ediyor, hızla silahlanıyordu. 1917’de Rus devrimiyle yeni bir ekonomik ve siyasi model dünyanın, Batı kapitalizminin karşısında kendini alternatif bir ekonomik model, güç merkezi olarak dayatıyordu. Bugünkü ortamla, yukarıda kısaca özetlediğim dönemin bileşenleri arasında (I. Büyük Savaş 1914/18, SSCB, III. Enternasyonal partileri ve eski sömürgelerden gelerek, Avrupa kıyılarına vuran sığınmacılar dalgası dışında) çok güçlü bir analoji kurmak olanaklıdır. Hatta, buna para sistemini bile ekleyebiliriz. Dün İngiliz hegemonyasının altına bağlı para sistemi krizi yönetmeyi zorlaştırıyor, yükselmekte olan büyük güçlerin gereksinimlerine cevap veremiyor, giderek daha fazla sorgulanıyordu. Bugünlerde, doların uluslararası egemenliğine karşı tepkilerin giderek arttığını görüyoruz. Ve ‘Çirkin Alman’ın dönüşü’ Bu ifade bana değil, Der Spiegel dergisinin, Chemnitz olaylarıyla başlayan gelişmelerle ilgili bir yorumuna ait. Ağustos ayının son pazar gecesi, Chemnitz halkı, kasabanın kuruluşunun 875. yılını kutluyorlardı. Sabaha karşı saat 03 sıralarında iki grup arasında çıkan, nedenleri belirsiz bir kavgada, David isimli AlmanKübalı bir genç, Suriye doğumlu Yusuf ve Irak doğumlu Alaa isimli iki sığınmacı genç tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Spiegel’in aktardığına göre, başta AfD (Almanya Almanlar İçindir) partisi, Pegida (Avrupa’nın İslamlaşmasına Karşı Birlik) hareketi olmak üzere, uzun bir süredir istismar edecek uygun bir suç arayan aşırı sağ, David’in bir kadını tecavüzden kurtarmaya çalışırken öldürüldüğünü yaymaya başladılar. Birkaç saat içinde 1000’e yakın neoNazi sempatizanı sokaklardaydı; polisle çatıştılar, yabancı görünüşlü insanlara saldırdılar. AfD lideri mecliste “katliamlar durmadan devam ediyor” dedi, önde gelen bir AfD yöneticisi “Bıçaklıların göçünü durduralım. Devlet sağlayamıyorsa, halk kendisi sokağa çıkarak kendi güvenliğini, öz savunmasını sağlar” sözleriyle adeta bir pogrom çağrısı yaptı. Ertesi gün AfD’nin çağrısıyla düzenlenen gösteriye yaklaşık 7000 kişi katıldı. Göstericiler, Hitler selamı veriyor, “Hepiniz halledeceğiz” gibi o dönemi anımsatan sloganlar atıyorlardı. Hafta boyunca Chemnitz sokaklarında neoNaziler Almana benzemeyen insanlara saldırdılar. Yıllardır mayalanan faşist hareket, adeta şimdi kendine bir kurtarılmış bölge kuruyordu. Hafta sonunda yapılan gösteriye 10.000’in üstünde faşist ve ırkçı katıldı. Alman basınının, olayı eski Doğu Almanya’nın mirasına bağlayarak Saksonya eyaletine has bir hastalık gibi sunmaya çalıştığı görülüyor. Halbuki Chemnitz’e toplanan binlerce faşist, Avrupa’da, Orban, Mussolini’nin mirasçısı Salvini benzeri liderlerin toplumsal tabanına, ABD’de Trump’ın destekçilerine bakınca, karşımızda sıra dışı, yerel bir olay değil, zamanın ruhunun bir dışavurumu olduğunu söylüyor. (Direniş çabalarına değinerek devam edeceğim.) Taşımacı için destek talebi Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, taksici, dolmuşçu, kamyoncu, halk otobüsçü ve minibüsçü gibi tüm taşımacı esnafa çiftçiler Bendevi Palandöken de olduğu gibi ticari akaryakıt uygulamasının getirilmesini talep etti. Palandöken, son dönemde enflasyonda yaşanan artışın en büyük sebeplerinden birinin, akaryakıta ve ulaştırma sektörüne yapılan zamlar olduğunu söyledi. Şoför esnafının sorunlarının vakit kaybedilmeden çözülmesini isteyen Palandöken, “Ulaştırmada bazı girdilerini devlet mutlaka karşılamalı” dedi. l Ekonomi Servisi 65 fabrika un üretimini durdurdu Ticaret Bakanlığı’nın fiyatlarda istikrar sağlanması için un ihracatının yüzde birlik kısmına geçici sınırlama getirmesi nedeniyle Diyarbakır, Batman ve Mardin’deki 65 un fabrikası üretimi durdu. Kürtçe haber sitesi Rudaw’a konuşan Dicle Un Üreticileri Derneği Başkanı Veysi Duyan, “Mardin’den günlük olarak 300 TIR un, Irak’a gidiyor. Üç ilde yaklaşık 1520 milyon dolar zarar meydana geldi” dedi. Haberde, Ticaret Bakanlığı’nın kararından etkilenen Mardin Orga nize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların çözüm arayışında olduğu belirtildi. Mardin, Batman ve Diyarbakır’dan yıllık 400 milyon dolar değerinde un ihraç ediliyor. Mardin’de un fabrikası işleten Vahit Erol, “Yaşanan bu sıkıntıdan dolayı 150 işçi çıkarmak zorunda kaldık. İşçilerimiz de mağdur oldu. 150 kişi burdan aldıkları maaş ile ailelerini geçindiriyordu. Devletin bir çare bulması gerekiyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Okul çantası için 100 TL harcanıyor Okulların açılmasına sayılı günler kala yeni dönem için okul alışverişi de hızla devam ediyor. GittiGidiyor’un verilerine göre, veliler bu yıl okul çantaları için ortalama 90 ila 100 TL harcıyor. 16 Eylül tarihleri arasında GittiGidiyor’daki okul ve kırtasiye ürünleri içinde en çok çekçekli okul çantası aranırken, arama sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100 ar tış yaşandı. Çekçekli okul çantası modellerinin yanı sıra tohumlu ka lem, şeffaf kalemlik ve spiralli defter de en çok aranan ürünlerden oldu ve bu yılın trendleri arasına girdi. Geçen yılın aynı dönemine göre tohumlu kalem ve şeffaf kalemlik aramalarında yüzde 80, spiralli defter aramalarında yüzde 70 artış görüldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle