23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 10 Eylül 2018 2 haber TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Her şey rastlantı mı? Dün 9 Eylül, İzmir’in kurtuluşu, CHP’nin kuruluşu, Atatürk’ün devrimlerinin, laik Cumhuriyetin evrensel değerlerle kurumlaşmasında görev üstlenmiş Cumhuriyet gazetesinin, Yunus Nadi ile başlayan, Doğan Nadi, Nadir Nadi ile sürdürülen, Berin Nadi İlhan Selçuk önderliğinde kurulmuş Cumhuriyet Vakfı’nın, dünyada bir örneği olmayan koşullarda, okurları, yazarlarıyla, patronsuz, bağımsız gazetecilik değerleriyle ayakta kalma savaşımında, yeni bir dönemeç noktasındaki geçişi... HHH Elbette rastlantı değil, liberal demokrasi, liberal manifesto üzerinden, dünya ve ülkemizde, ağırlıklı İslam dünyasında, bölgemiz, yoksul güney cephesinde, emperyal en kirli çıkarlar adına, kirli oyunlarla çaprazlama elleriyle kurdurulmuş terör örgütlenmelerinin en kanlılarının vahşeti üzerinden, ırk soslu, ağırlıklı uygarlığı binlerle yüzyıl geriye çekebilen inançlar, mezhepler, aşiretler, cemaatler bağları içinde, iç savaşlarla akıtılan kanların, yoksunlaşma, yoksullaşma, ödetilen bedellerin hesabını tutan yok. Kaçınılmaz en güçlü emperyal merkezlere de kriz popülist, otoriterleşmeler, liderler eliyle, liberal demokrasi, manifestosundan sapmalar olarak yaşanıyor. Sadece bir raslantı, Cumhuriyet Vakfı’nda yargı kararı gereği 7 Eylül günü yaşanan yönetim değişikliği toplantısının sonuçlarını okuduğunuz 8 Eylül günü yayımlanmış köşe yazıma, liberal demokrasi, liberal manifesto üzerinden yaşanan çöküşün tartışmalarını birkaç cümle ile yansıtmak zorunda kalmıştım. Liberal manifestonun ilkelerini yaşatmada hâlâ dirençli siyaset yapmaya çalışan Alman liberal siyasetinin örgütü Friedrich Naumann Vakfı’nın Türkiye’ye dönük çalışmalarından alıntı, Yoksa siz, hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi.. derken, katledilmelerinde suç ortaklığı saflarına düşenlerden misiniz? manifestonun Türkçe çevirisi ile ilk kez tanıştığımı da itiraf etmiştim. Profesyonel gazeteciliğe başladığım 1966 yılından günümüze, Cumhuriyet gazetesine yönelik üç büyük kimlik darbesi operasyonlarına içinden tanıklık etmiş olarak, 12 Mart, 12 Eylül askeri darbe süreçlerinde de kaçınılmaz basın özgürlüğü, tüm sol, sendikal, siyasal, meslek örgütlülüklerini hedef almış saldırıların bire bir ayrıntılarında, yaşanmışlıklarda, evrensel örgütlülüklerin, dayanışmanın, ülkemiz içindeki örgütlülükler, aydınlanmacı dayanışmaların direnci, gücünün, öyle hafife alınacak, yadsınacak gibi de olmadığının başından altının çizilmesi gerek... Neden hedef tahtası? Türkiye, laik Cumhuriyet, aydınlanmacı kazanımlarına, 196080’li yıllar diliminde, gelişmiş demokratik ülkeler kazanımlarını yakalama yolunda, hızlı ekonomik, sosyal, siyasal, sendikal, meslek örgütlülükleri patlamasını üretir, Cumhuriyet gazetesi de aydınlanmacılığın odağında işlev yaparken, ne oldu da akıl almaz bir baskılama, geriye çekmenin hedef tahtasına oturturuverildi? Doğal olarak 1. 2. Dünya gelişmiş ülkeler paylaşım savaşlarında o kadar çok kan akıtılıp, Hitler faşizmi odaklı travmalar yaşandıktan sonra, savaşlarda en az bedel ödeyerek kapitalizm adına en güçlenmiş Amerika başrolde, insanlık adına alınmaya çalışılan yeni önlemler zincirinde, liberal manifesto ile kapitalizmin insan hakları, demokrasiden yana ehlileştirilmesi gündeme girmişti. Aynı kapitalist dünya içinde aynı hızla, Sovyetler’de köylülük üzerinden, demokratik olmadan gerçekleşmiş olsa da Marksizmin uygulamaya girmesi, özünde kapitalist dünyada doğal emek örgütlenmeleri, hak patlamaları, sendikaların doğuşu ile birlikte Sosyalist Enternasyonal ideoloji de Marx felsefesine uygun olarak gelişmişti. İnsan hakları, basın özgürlüğü, sendikal haklar dünya ölçeğinde evrensel değerlerle gelişip dururken, Türkiye’de dünyanın kabul ettiği deha lider öncülüğünde, Kurtuluş Kuruluş savaşları, Atatürk devrimleri, değerleriyle Anadolu uygarlığı, çokkültürlülüğü toprakları üzerinde, dünyanın tüm bağımsızlık savaşımları, yoksul ülkeleri gelişiminde örnek, rol model olmuştu. Kemalizm eleştirisi rastlantı değil Laik Cumhuriyet, Atatürk devrimleri, değerleri, Anadolu aydınlanmacılığının, CHP ve Cumhuriyet gazetesinin, Türkiye’nin gelişimlerinin patlamalar yaşadığı süreçlerde hedef tahtasına alınmaları rastlantı olabilir mi? Lozan’a imza atmamış, tek kutuplu dünyanın ideolojik lokomotifi katında Amerika’dan, tam da iki kutuplu dünyanın soğuk savaşlarının yükseliş süreçlerinde, hele de tek kutuplu dünya ideolojisine geçişte, Sovyetler parçalanırken Türkiye’nin, Cumhuriyet gazetesinin, Kemalizmin eleştiri, hedef tahtasına oturtulmaları rastlantı mı? Desteklenen ülkenin sağ siyasi partileri, hele de her türden ayrımcı, ırk soslu, siyasal İslam, mezhep ağırlıklı, tek mezhep otoriterleşmesi çabalı sivil, askeri darbelerin yaşanması neyin nesi? Liberal manifestonun ideolojik sahipleri, Trump başta AB içinde ve dışında kapitalizm, emperyalist çıkarlar adına güçlenen tüm popülist siyasetler, başkanlık diktatoryal otoriter modellerine karşı çıkışlarında sonuçta rejimlerin kökleşmiş demokratik güçler ayrılığı, hakhukukadalet işleyişine, bağımsız tüm örgütlülükler, piyasa kurumlarını güvence olarak görüyorlar. Türkiye içinde Ortadoğu, yoksul Güney, İslam dünyası üzerinden, çaprazlama terör örgütlenmeleri üzerinden yaşatılan çatışmalardan kendilerine de yansıyan boyutları ile giderek daha fazla kaygı duyuyorlar. Ancak hâlâ emperyal güç odaklarının oyunlarının, tuzaklarının bozulmasında, insandan, yoksul, yoksun kitlelerden yana kalıcı evrensel denetime geçişte evrensel etkin araçlar yok. Türkiye’de gerçekten hakhukuk, adalet, insan hakları, demokrasi arayanlar için, popülist siyasetin en garabet, ucube modeli, siyasi parti liderliği ile başkanlığı tek kişide, Saray’da toplayan, güçler ayrılığının tüm ilkelerini, Meclis gücünü katleden gelişmeler, büyük tehdit karşısında, CHP, Cumhuriyet gazetesi çatısı altında cepheleşme tuzağında, hakhukukadalet arayışının dışına çıkanlar, suç ortaklığı yapmış, en azından tuzağa düşmüş olmuyorlar mı? Cumhuriyet’e tebrik yağdı Siyasetçiler, sanatçılar, akademisyenler, basın meslek örgütü temsilcileri ve okurlarımız Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya ve yöneticilerimize başarı dileklerini iletti Cumhuriyet Gazetesi’nde geçen cuma günü yapılan yeni vakıf seçiminin ardından oluşan yönetim kurulu ve yayın kurulunun belirlenmesi sonrasında çok sayıda siyasetçi, akademisyen, sendika ve meslek örgütü temsilcileri ve Cumhuriyet okurları, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ve vakıf yöneticilerimizi arayarak tebrik etti, başarılar diledi. 7 Eylül cuma günü yapılan vakıf seçiminin ardından Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Başkan Yardımcısı), Kemal Işık Kansu (Genel Sekreter), İrfan Hüseyin Yıldız (Genel Sayman), İnan Kıraç (Üye), Şevket Tokuş (Üye), Şükran Soner (Üye), Mustafa Ali Balbay (Üye), İbrahim Yıldız (Üye), Av. Turan Karakaş (Üye), Prof. Dr. Tayfun Akgüner (Üye) seçilmişti. Toplantının ardından oluşturulan yayın kuruluna ise Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Başkan Yardımcısı), Aykut Küçükkaya, Prof. Dr. Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur getirilmişti. Gazetemizdeki değişimin ardından gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve yöneticilerine çok sayıda tebrik telefonu geldi, gazetemizin santrali kilitlendi. Okurlarımız ve yazar, sanatçı, akademisyenlerin de aralarında olduğu pek çok kesim, Cumhuriyet Gazetesi’nin önemine dikkat çekerek, artık gazete içi tartışmaların bitmesi beklentisini iletti, gazetenin sağlam kökleri üzerine geleceğe yönelik ciddi hedefini içeren bir yayın politikası izleyeceğine olan inancını paylaştı. Başta Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü temsilcisi, Cumhuriyet Gazetesi’nde kendilerini daha çok göreceklerine ilişkin beklentilerini de iletti. Kılıçdaroğlu kutladı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’yı telefonla arayarak tebrik etti. Ayrıca CHP’li büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları ile parti örgütü yö neticileri Küçükkaya’yı arayarak başarı diledi. Sezer aradı Gazetemizi arayanlar arasında 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP PM üyeleri Gaye Usluer, Haluk Pekşen, Necati Yılmaz, Yaşar Seyman, CHP Artvin Milletvekili ve Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Uğur Bayraktutan olmak üzere CHP milletvekilleri Utku Çakırözer, Ömer Fethi Gürer, Öztürk Yılmaz, Yunus Emre, Deniz Yavuz Yılmaz, Atilla Sertel, İsmet İnönü’nün torunu ve eski CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan Toker’ın da aralarında bulunduğu çok sayı da milletvekili ve CHP PM üyeleri, emekli Büyükelçi Onur Öymen, emekli diplomatyazar Daver Darende, başta eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ olmak üzere FETÖ cemaatinin kumpas davalarından mağdur edilen emekli TSK mensupları, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsav cısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay emekli Ceza Dairesi Başkanı Hamdi Yaver Aktan, Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Mustafa Karadağ, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve TBB Genel Sekreteri Hüseyin Özbek, Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Kadıköy Belediye Başka nı Aykurt Nuhoğlu, Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Prof. Dr. Süheyl Batum, eski ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Prof. Dr. Orhan Çekiç, Prof. Dr. Mehmet Akad, Prof. Dr. Asker Kartarı, Prof. Dr. Metin Kale, sanatçı Gülsen Tuncer, gazeteci yazar Doğan Hızlan, şairyazar Muzaffer İlhan Erdost, şairyazar Hüseyin Yurttaş, Birleşik Kamu İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Balık, TMMOB’ye bağlı meslek örgütlerinin temsilcileri, ÇYDD yöneticileri ve sendika temsilcilerinin yer aldığı çok sayıda siyasetçi, sanatçı, demokratik kitle örgütü üyeleri ve okurlarımız yer aldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet 7 Mayıs 1924 Ruhu… Ne zaman yabancı meslektaşlarımız Cumhuriyet’e gel rihçesinde Ulusal Kurtuluş Savaşı direnişiyle Kemalist devrimin harcı karılmıştır... se, söze, “Şu an dünyada eşi Bugün Cumhuriyet gazete benzeri olmayan bir gazetede sinde çalışanlar hangi tarihte yiz” cümlesiyle başlar. ve hangi mekânda çalıştıkları 94 yıllık gururumuz nı çok iyi biliyorlar... Cumhuriyet’te bu yıl 25. yılım. Bilmek yetmez... Cumhuriyet Vakfı’nın yeni yö Bilginin bilincini hem beyin netim kurulu, önümüzdeki zor lerinde, hem yüreklerinde ta dönemde Genel Yayın Yönet şıyorlar... menliği görevini üstlenmemi H önerdi. Çeyrek yüzyıllık mes Yunus Nadi Cumhuriyet ga lek hayatımda kalemim hep zetesini kurdu... keskin oldu. Ve elimi taşın al Nadir Nadi bu kuruluşu bin tına sokmaktan hiç kaçınma bir zahmet ve dirençle kurum dım, bu görevi büyük bir onur laştırdı... la kabul ettim... Bugünkü Cumhuriyet çalı 25 yıl önce stajyer mu şanları bu tarihin mirasını üst habir olarak adımımı attı lenmişlerdir... ğım gazetemde aynı heye Cumhuriyet yalnız canla masamın başında Türkiye’de değil, dünya ölçe yım. Cumhuriyet’in yetiştir ğinde, bir eşi daha bulunama diği, uzun yıllardır birlikte ça yacak bir tarihçeye sahiptir... lıştığım arkadaşlarımla 7 Ma H yıs 1924’teki heyecanı ya Bizim yüzümüz bu tarihçe şıyoruz. Bizleri yakından ta de mayalanmış bir geleceğe nıdığını adım gibi bildiğim dönük... Cumhuriyet’in gerçek sahibi Okuruyla, yazarıyla, çalı okurlarımıza İlhan Selçuk’un şanıyla kurumlaşan Cumhu 8 Mayıs 2009’da Pencere kö riyet, kendi varlığının Atatürk şesinde yazdığı “Elinizdeki bu Cumhuriyeti’yle özdeş oldu gazete” başlıklı yazıyla seslen ğunu çok iyi biliyor... mek istiyorum: Atatürk Cumhuriyeti bittiği “Her gazete bir zaman ve gün Cumhuriyet de biter... mekânda kurulur... Ve ne yazık ki 20’nci yüzyılın Cumhuriyet 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde kurulan gazete ilk çeyreğinde kuruldu... miz, 21’inci yüzyılın ilk çeyre Şimdi 21’inci yüzyılın ilk ğinde bu tehlikeyle karşı kar çeyreğini yaşıyoruz... şıya... Ancak, gazete olarak, geç H mişimizi anımsadığımız ve ge Ancak biz, bugünkü koşul leceğimizi düşündüğümüz za lar ne olursa olsun, Atatürk man hem özelliğimizi hem de Cumhuriyeti’nin yaşama gücü kimliğimizi saptamak olanağını nü koruduğuna ve varoluşunu bulabiliriz... savunduğuna inanıyoruz...” H Evet… Cumhuriyet’i Atatürk’ün Cumhuriyet’in büyük çınarı isteğiyle kuran Yunus Nadi İlhan Selçuk’un 9 yıl önce ka kimdir?.. leme aldığı; 94 yıllık tarihimizi Bir anı: özetleyen bu yazısı yolumuza 1920’de işgal polisi ışık tutacak... İstanbul’a egemendir. Türk Her gün gazetenin ger subayları yolda gördükleri iş çek sahipleri okurlarımız için gal subaylarına selam vermek Türkiye’nin en iyi, saygın ve zorundadırlar... güvenilir gazetesini hazırlaya İşte böyle bir zamanda ve cağız. Yeni seçilen Cumhuri mekânda bir gün işgal polisi yet Vakfı Yönetim Kurulu, ga Yunus Nadi’nin evini basar... zetemizin yayın ilke ve politi Yunus Nadi bir sandığa sak kalarını bir bildiriyle duyurdu. lanır, eşi Nazime Nadi sandı Bu bildiri gazetemizi hazırlar ğın üstüne oturur... ken temel ilkemiz olacak. Evi basan polis ortalığı de Okurlarımızla birlikte gelece netlerken Nazime Nadi yerin ğe Atatürk’ün laik Cumhuriye den kımıldamaz... tinde yürümek istiyoruz. İşgal polisi gittikten sonra Biliyoruz ki Yunus Nadi, Do Nazime Hanım oturduğu yer ğan Nadi, Nadir Nadi, Be den kalkar, sandığın kapağı rin Nadi, İlhan Selçuk, Uğur nı açar... Mumcu, Ahmet Taner Kış H lalı, Onat Kutlar, Bahriye Yunus Nadi, Nazi Üçok, Muammer Aksoy, Ca me Hanım’ı ve çocukla vit Orhan Tütengil, Ord. Prof. rını İstanbul’da bırakarak Hıfzı Veldet Velidedeoğ Ankara’ya kaçar; o günlerde lu, Oktay Akbal, Melih Cev sonu belirsiz bir macera sayı det Anday ve nicesi bizleri iz lan Kemalist direnişe katılır... leyecek!.. Peki, bu anı bize neyi anla O vakit fazla söze gerek tıyor?.. yok: Cumhuriyet gazetesinin ta Sen Çok Yaşa Cumhuriyet!.. Zorunlu açıklama ve teşekkür Emekçi hakları ve düşünce özgürlüğünden yana ilkelerinden ödün vermeyecek olan gazetemiz yönetimi çalışanlarıyla bir bütündür. Yeni gazete yönetimi, göreve başladığı birkaç günlük süreç içinde kimi çevrelerce yazılanın aksine hiçbir çalışanın iş akdine son vermemiştir. Genel yayın ilkelerimiz çerçevesinde düşüncelerini öz gürce açıklayan yazarlarıyla birlikte çalışmaktan onur duyacağını da duyurmuştur. Gazetemizde yazmakta olan kimi yazarlarımız kendi istekleriyle Cumhuriyet’ten ayrılmayı yeğlemişler ve sayfalarımızda yer verdiğimiz yazılarıyla okura veda etmişlerdir. Cumhuriyet ailesi olarak bugüne kadar verdikleri emekler için kendilerine teşekkür ederiz. Sertaç Eş Serkan Ozan Olcay Büyüktaş Murat Hantaş Ozan Yurtoğlu Cumhuriyet emekçilerine yeni görev Genel Yayın Yönetmen na ekonomi servisimizi yöneliği’ne atanmamın ardın ten Olcay Büyüktaş Akça ya dan yollarını bizimle ayıran ar zıişleri müdürlüklerini, 11 yıldan kadaşlarımızın yerine uzun yıl bu yana haber merkezinde edi lardır Cumhuriyet ailesine törlük yapan Ozan Alper Yur emek veren isimlerle okuru toğlu sorumlu müdürlük gö muzun karşısına çıkıyoruz. revini, 14 yıldan bu yana Ha 1995’ten bu yana gazete ber Merkezi’nde editör olarak miz çatısı altında görev yapan çalışan Murat Hantaş ise ha Sertaç Eş Ankara temsilciliği ber merkezi şefliğini üstlenmiş ni, 20 yıldır yazıişlerinde edi lerdir. Yıllardır Cumhuriyet’e tör olarak görev yapan Ser emek veren arkadaşlarımın ye kan Ozan ile 18 yıllık Cumhu ni görevlerinde başarılı olaca riyet çalışanı ve 3 yıldan bu ya ğına inancım tamdır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle