18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Ağustos 2018 2 l İlaç depoları, ihtiyaç anında ilaçlar bulunabilsin diye eczanelere ilaçları kotayla verme kararı aldı. Birçok firma bayram sonuna dek ilaç satışını durdurdu. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, ‘Bine yakın ithal ilacın piyasada bulunamadığını tahmin ediyoruz. Çözüm yerli ilacın desteklenmesi’ dedi Çoğu kanser ve kronik rahatsız lıklarda kulla nılan 1000’e yakın ya kın ithal ilacın piyasa da bulunmadığı belirtildi. İstanbul Eczacı Oda SİBEL BAHÇETEPE sı Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, döviz kurundaki dalga lanma nedeniyle bazı ithal ilaç fir malarının bayram sonuna kadar sa tışlarını durdurma kararı aldığını be lirterek “Şu an ithal ilaç sıkıntısı nı yaşıyoruz. Birkaç ilaç firması bay ram sonrasına dek satışlarını dur durdu, piyasanın durulmasını bek liyor. Depolar birçok ithal ilaç ile il gili eczacılara kısıtlama getirdi. Ya ni belli kotalarla ilaçlar veriliyor. İh tiyaç olduğu durumlarda alınsın ve mümkün olduğu kadar hastalara ula şılsın diye. Döviz kurundaki artış ne deniyle bulunamayan ithal ilaç sayı sının bine yaklaştığını tahmin ediyo ruz” dedi. Sarıalioğlu, bu tür sorunla rın yaşanmaması için yerli ilaç sana yisinin desteklenmesi gerektiğini de kaydetti. Bekleme kararı aldılar Son günlerde özellikle eczacı cep hesinden “ilaç bulamıyoruz, has talarımız ilaç sıkıntısı yaşıyor” şikâyetlerinin geldiğini belir ten Sarıalioğlu, bu gelişme üze rine oda olarak dağıtım kanalla rı ile görüştük lerini ve geçen haftadan bu ya na bazı firmala rın bayram so Cenap Sarıalioğlu nuna kadar ilaç depolarına satı şı kapattığını, depoların da bu neden le kotalı sayıda ilacı eczacıya verme kararı aldığını anlattı. Bulunamayan ithal ilaç sayısının 1000’e yaklaştığı nı anımsatan Sarıalioğlu yaşanan bü yük sıkıntıyı şöyle açıkladı: “Sıcak bir şekilde şu an ithal ilaç sıkıntısını yaşıyoruz. Hatta birkaç ilaç firması satışları durdurdu, bay ram ertesine kadar, piyasanın durul masını bekliyor. Bekleme kararı aldı lar. Şu anda sayı sanırım 1000’i geç ti. Eczacı olarak istediğim ilaçtan şu an örneğin 100 adet alamıyorum, ko ta getirildi.” Büyük şirketler Bu firmaların büyük ve yabancı şirketler olduğunu kaydeden Sarıalioğlu, ilaç krizinin dövizin son günlerdeki hızlı artışı nedeniyle yaşandığını anlattı. Sarıalioğlu, özetle şunları dile getirdi: “Hayati önem taşıyan ilaçlarda, mesela kanser ilaçlarında sıkıntımız hep vardı. Ancak Avro’nun 7 lirayı aşması ile bu sorun daha da belirginleşti. Şu anda ithal ilaçta firmaya ödenen kur sabit ve 2.69 lira. Böyle olunca firma Türkiye’ye ilaç vermek istemiyor. Firma ‘Ben örneğin bir ilacı 1 Avro’ya yani 7 liraya Yunanistan’a satarken, 2.69 liraya sana satamam, o zaman Yunanistan’da sıkıntı yaşarım. Bana niye 7 liraya satıyorsun diye’ diyor. Firmanın penceresinden bakınca aslında onlar da haklılar. 2.69’dan kazanıyoruz, kazanmıyoruz, zarar ediyoruzun ötesinde firmanın Avrupa piyasasını bozuyorsunuz.” Çözüm yerli ilaç İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, çözümün yerli ilaç sanayisinin desteklenmesi olduğunu kaydederek “Yerli ilaç mutlaka desteklenmeli. Hatta yerli ilaç firmalarına sağlam teşvikler verilmelidir. Bunun başka çözümü yok. Kurun yükseltilmesi tampon çözümdür. İthal ilaç kurunu 5 Avro’ya sabitleseniz ne olacak, Avro 10 lira olduğunda da yine aynı sorun yaşanacak, bu tampon çözümdür. Günü kurtarır yalnızca. Yerli üretim olmalı. Bizim kendi yerli ilaç firmalarımız var, bunların sayısı artmalı. Onların desteklenmesi, farklı moleküllerin üretilmesi için teşvikler yaratılması gerekir. O firmalar fiyat kurundan, endişesi nedeniyle hep tedbirli gidiyorlar” değerlendirmesini yaptı. l İSTANBUL haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İthal ilaçlarda kota dönemi Bakanlık: Yerelleşme projesi var Sağlık Bakanlığı, gazetemizde dün yayımlanan ve 143 ilacın geri ödeme listesinden çıkarılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ilaçta yerelleşme projesi kapsamında 164 ilacın yerelleşme kapsamında yer almadığı, bu nedenle SGK tarafından pasife alındığı belirtilerek “Pasife alınan ürünlerin tümünün piyasada birden fazla eşdeğeri mevcuttur. Pasife alınan ilaçların eşdeğerlerinin temininde ve geri ödemesinde herhangi sorun yoktur. Sadece Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Medula sisteminde bu ilaçların güncellenmesinin yapılması gerekmekte olup, konuyla ilgili çalışma sonlandırılmak üzeredir” denildi. Bakanlığın açıklamasında, ilaçta yerelleşme projesinin tüm ilaçlar için 2016’da başlatıldığı anımsatılarak, Türkiye’nin ilaç üretiminde dünya standartlarında üretim yapabilecek bir altyapı ve kapasiteye sahip olduğu ve bu kapasitenin yüzde 70’inin kullanıldığı kaydedildi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Zam sinyali İthal ilaçlar için kullanılan 2.6934 TL’lik sabit kur, güncellenmediği için firmaların maliyetini artırıyor. Bu, tüketiciye zam olarak yansıyacak Neoemperyalizm ve İslam Erdoğan/AKP yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri’nin doğrudan, Avrupa Birliği’nin de dolaylı desteğiyle iktidara getirildi. 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler saldırısından sonra, “AntiAmerikancı” görünen, ama aslında, Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği’ne karşı, ABD tarafından desteklenen, güçlendirilen ve kullanılan Radikal İslama karşı, “Ilımlı İslam” adı verilen “Neoemperyalizmle barışık İslam”ın, “Demokratik Rejimle” uzlaşabileceği ve ABD kontrolündeki Neoemperyalist dünya düzenine destek vereceği düşünüldü. Çünkü özellikle Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da, laik nitelikli otoriter rejimler, ABD’den bağımsız ve ona karşı tarafsız hatta düşmanca bir politika sergiliyor, ülkelerindeki, ABD’ce desteklenen, Siyasal İslamcı muhalefeti de bastırıyorlardı. Aslında Siyasal İslama ve Turancılık başta olmak üzere Irkçı Milliyetçiliğe ABD tarafından verilen büyük destek, Soğuk Savaş zamanında, Sovyetler Birliği’ni çökertmek için başlatılmıştı. Siyasal, ideolojik ve kültürel plandaki bu destek, Sovyetler’in Afganistan’ı işgaline karşı El Kaide’nin silahlı direnişine dönüştürülüp zafere ulaşınca, çok daha kurumsal bir nitelik kazandı. Sovyetler çökünce ABD’nin İslama ve Irkçı Milliyetçiliğe yaptığı kültürel ve siyasal yatırımlar elbette yok olmadı; çeşitli örgütlenmeler, ilişkiler ve politikalar çerçevesinde devam etti: Balkanlar ve Kafkaslar kana boyandı, yeni savaşlar çıktı, yeni devletler kuruldu ve bu arada El Kaide, Ortadoğu’daki Filistinİsrail savaşı dolayısıyla ABD’ye saldırdı. ABD buna karşılık, “Arap Baharı” adı altında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki laik ama otoriter rejimleri, “Ilımlı İslam” adına çökertmeye başladı. Fakat kısa zamanda, zaten temelde yanlış olan ABD’nin bu “Ilımlı İslam” projesinin iflas ettiği görüldü: “Ilımlı ya da Amerikancı İslam”ın Demokrasi ile bağdaşmadığı, sadece “Radikal Siyasal İslam”a yataklık ettiği anlaşıldı. ABD’nin “Ilımlı, Amerikancı İslam Projesini”, örneğin Suudi Arabistan gibi “Totaliter bir İslami Rejimde” değil de, zaten “Demokratik ve Laik Sosyal bir Hukuk Devleti” olan Türkiye’de uygulamaya koyması ve rejimi Demokrasiye doğru ileriye değil, Demokrasiden geriye doğru yönlendirmesi de projenin yanlışlığının ve ABD’nin öngörüsüzlüğünün bir kanıtıydı. HHH Uzun lafın kısası, Erdoğan/AKP iktidarı Antiemperyalist bir politika filan izleyemez: Çünkü zaten onların desteğiyle iktidara gelmiştir ve onlarla uzlaşarak iktidarını sürdürmektedir. ABD üsleri tıkır tıkır çalışırken, milyarlarca dolarlık uçak ve silah alımları devam ederken, birkaç milyon dolarlık iPhone, elektronik eşya ve öteberi ithalatının vergisini artırarak faturayı tüketiciye kesip kendisine kaynak yaratan önlemlerle Antiemperyalizm olmaz. NEOEMPERYALİZME VE YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİNE “HAYIR”... YAŞASIN DEMOKRATİK CUMHURİYET! Türkiye’nin en çok ithal ilaç aldığı ülke Almanya. Bu ülkeden 2016’da 853 milyon ABD Doları tutarında ithalat gerçekleştiren Türkiye, 2017’de 828 milyon dolarlık alım yaptı. İlaç ithalatında 2. sırada yer alan ABD’den ise, 2016’da 584 milyon olarlık alım yapılırken 2017’de bu rakam 600 milyon ABD Dolarına yükseldi. Diğer ilaç ithalatı yapılan ülkeler arasında, 2017’de 170 milyon dolarlık alımla Hindistan dikkat çekiyor. GAMZE BAL Yüksek kurun etkisiyle hem ilaç sanayicisi hem de ithal ilaç kullanan hastalar zorda. Türkiye’nin ithal ettiği ilaçlarda geçerli olan sabit kur, bu yıl dövizdeki hareketlilikten dolayı yüzde 23 artması gerekirken yüzde 15 artarak 2.6934 TL’ye sabitlendi. Bu durum, Mayıs 2018’de bazı ilaçların yüzde 2.5 oranında zamlanmasına sebep olmuştu. İlaç sanayicisinin istediği şekilde güncellenmeyen sabit kur, ithal ilaç fiyatlarını artırdığı gibi, firmaların net satışlarında da gerilemeye yol açıyor. Dövizdeki hareketliliğin bu ay içerisinde tarihi zirvelere ulaştığı düşünüldüğünde, ilaçlara yeni zamların geleceği ve satışların gerilemeye devam edeceği belirtildi. Satışlar düştü İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın (İEİS) hazırladığı Türkiye İlaç Sektörü 2017 Raporu’nda dövizdeki hareketliliğe rağmen ithal ilaçta kullanılan sabit kurun yukarı çekilmemesi ‘ekonomik gerçeklikten uzak’ olarak nitelendirildi. “Fiyat odaklı politikalar kaçınılmaz olarak ilaç sektörünün finansal verilerini olumsuz etkiliyor ve net satışları geriletiyor” denen raporda, “Son 8 yıldır uygulanan fiyat ve maliyet odaklı kamu politikaları, sektörün küresel bir oyuncu olması için atılım yapmasını ne yazık ki sekteye uğratmaktadır. Sektör bu sebeple, gerekenden daha az yatırım yapabiliyor. Daha yüksek katma değerli üretim için de daha az pay ayırabiliyor. İthalata bağımlılığımız azalmadığı gibi, potansiyelimizin altında ihracat yapabiliyoruz” ifadelerine yer verildi. İthal ilacın ödemesi arttı Rapora göre 20102017 arasında daha az kutu ilaç ithal edilip, daha fazla ödeme yapıldı. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında ithal edilen ilaç miktarı 0.43 milyar kutu ancak her yıl bu alıma ödenen miktar, artış gösterdi. Buna göre 0.43 milyar kutu ithal ilaca 2015’te ödenen miktar 10.06 mil yar TL iken, bu rakam 2016’da 11.35 milyar TL’ye; 2017’de ise 13.33 milyar TL’ye yükseldi. Fiyatlar yüzde 33 arttı Rapora göre, 20102017 arasında ilaçların ortalama fiyatının yüzde 33.4 artarak 11.03 TL olduğu belirtiliyor. 2017’de ithal ilaçlarda yüzde 19 büyüme yaşandığının kaydedildiği raporda, imal edilen ilaçlardaki büyümenin ise yüzde 18 olduğu ifade edildi. Rapora göre, geçen yıl ilaç pazarının yüzde 55’ini 25 TL ve altındaki ürünlerin oluşturduğu; yine geçen yıl yüzde 31 ile pazarda en çok paya sahip ilaçların da 1025 TL aralığındaki ürünler oluşturduğu belirtildi. Diğer yandan, 2017’de Türkiye ilaç pazarının hastane ve eczane kanalındaki büyümesi, yüzde 20.2 artarak 24.54 milyar TL’ye ulaştı. Kutu ölçeğinde de yüzde 3.4 artarak 2.22 milyar kutu oldu. Hastane pazarı da 2010’da yüzde 7.5’lik bir paya sahipken, 2017’de bu oran yüzde 13.1’e çıktı. ALMANYA HÜKÜMETİ ‘Üçüncü cinsiyet’ resmen tanındı Almanya hükümeti, doğum belgelerinde üçüncü cinsiyet opsiyonunu mümkün kılan yasa tasarısını onayladı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, yapılan değişikliğe uygun olarak ülkede ‘erkek’ ve ‘kadın’ cinsiyetinin yanı sıra, ‘interseks’ cinsiyet de olacak. Böylelikle Alman hükümeti, ‘erkek’ veya ‘kadın’ olduğuna karar veremeyenlere yardımcı olmaya planlıyor. Almanya Anayasa Mahkemesi’nin 10 Ekim 2017 tarihli kararına uygun olarak geliştirilen tasarı, Federal Meclis tarafından incelenecek. Sputnik News’teki habere göre ‘üçüncü cinsiyet’ Avusturya, Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, Kanada, Hindistan, Pakistan ve Nepal’de de yasal olarak tanınıyor. l Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle