18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Temmuz 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ O polise bir de ödül verseydiniz Gezi Parkı eylemleri sırasında polis kurşunuyla ölen Ethem Sarısülük’ün anma toplantısı na katılan üniversite öğrencisi Dilan Dursun’u gaz bombası fi şeğiyle başından vurarak ağır yaralan polis me muru, 5 yıl son ra bulundu. So ruşturmayı yürü ten Ankara Sav ALİCAN ULUDAĞ cılığı, olay tarihinde gaz tüfeği kullanmaya yet kili polis memurlarının cep te lefonu sinyal bilgilerini incele yerek, polis Serkan Kurnaz’ın ismine ulaştı. Ancak savcılık, Dilan Dursun’u başının arka sından hedef gözeterek vuran, beyin kanaması geçirip 4 gün yoğun bakımda yatmasına ve yüzde 10 engelli kalmasına ne den olan polis Kurnaz hakkın da “kasten öldürmeye teşeb büsten” değil, “bilinçli taksirle yaralamaya sebebiyet vermek ten” dava açtı. İddianamede şüpheli polisin 2 yıla kadar ha pisle yargılanması ve dava so nunda verilecek cezanın da pa raya çevrilmesi istendi. Gezi Parkı direnişinde po lis Ahmet Şahbaz’ın ateş et mesi sonucu yaşamını yiti ren Ethem Sarısülük’ün cena ze töreninin yapıldığı 16 Ha ziran 2013’te, vurulduğu Kızı lay Meydanı’nda eylem yapıl dı. Ancak polis, toplanan ka labalığa müdahale etti. Dilan Dursun’un arasında bulundu ğu bir grup, Kurtuluş Parkı’na doğru kaçtı. Dursun, buradan kaldığı yurda gitmek için yü rüdüğü sırada arkadan yakla şan plakasız bir akrep aracın dan atılan gaz bombası başı nın arkasına isabet etti. Ağır yaralan ve beyin kanaması ge çiren Dilan Dursun, 4 gün yo Ethem Sarısülük anmasına katılan Dilan Dursun’u gaz fişeğiyle başından vuran polis, 5 yıl sonra bulundu. Savcılık, polis hakkında öldürmeye teşebbüsten değil yaralamaya sebebiyetten dava açtı ‘Öldürmeye teşebbüstür’ Dilan Dursun’un avukatı Tonguç Cankurt, müvekkilinin yaralanmasının üzerinden 5 yıl geçtiğini bu sürede dosyada 4 farklı savcının değiştiğini söyledi. Davanın açılmasını “olumlu ancak geç kalınmış bir adım olarak” nitelendiren Cankurt, “polisin gaz kapsülünü hedef alarak yakın mesafeden attığı açık olduğuna göre bu taksirle yaralama değil kasten öldürmeye teşebbüs suçudur” dedi. Konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını dile getiren Cankurt, şöyle konuştu: “Çünkü olaydan sonra resmi görev yazılarını değiştiren polis mü dürleri ile olaya karışan Akrep aracının olaydan önce ön ve arka plakalarını sökerek tespitini engelleyen Özel Harekât Şube polisleri, yine olay yerindeki kamera görüntülerinin tamamını göndermeyen polisler hakkında savcılık farklı suç duyurularımıza rağmen hiçbir işlem yapmamıştır. Nitekim müvekkili vurduğu açık olmasına rağmen Akrep aracını olay yerinden kaçarak izini kaybettirmesini sağlayan sürücü ile onu yakalamayan diğer polisler hakkındaki başvurumuz da asıl dosya ile birlikte Anayasa Mahkemesi önündedir.” ğun bakımda kaldı. Gaz fişeği, Dursun’un yüzde 10 görme kaybına neden oldu. Dursun, bu olay nedeniyle yaşamı boyunca orta derece kronik baş ağrısıyla yaşayacak. Emniyet sakladı Dilan Dursun’un şikâyeti üzerine Ankara Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada Emniyet, Özel Harekât’ın kullandığı şüpheli akrep aracında gaz tüfeği kullanan polisin adını vermedi. Emniyet ayrıca, görev belgelerini değşitirdi. Avukat Tonguç Cankurt, olay tarihinde gaz tüfeği kullanmaya yetkili polis memurlarının cep telefonu sinyal bilgilerinin BTK’den istenmesini talep etti. BTK’den gönderilen yanıtla, şüpheli Serkan Kurnaz’ın kullandığı anlaşılan cep telefonunun olayın olduğu bölgeden saat 13.22 ve 13.37 arasında toplam 10 kez sinyal ver diği belirlendi. Savunması alınan Kurnaz, Dursun’u vurduğunu reddederken, “O tarihte orada görevli olup olmadığımı ve görevliysem ne şekilde görev yaptığımı hatırlamıyorum. Ben görev yaptığım sürede, hiç kimseye yakın mesafeden atış yapmadım” dedi. ‘Para cezası verilsin’ Şüpheli polis Serkan Kurnaz hakkında taksirle yaralanmaya sebep olmak suçundan dava açan Ankara Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen’in hazırladığı iddianamede, Kurnaz’ın 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve verilecek cezanın da adli para cezasına çevrilmesi istendi. İddianamede, şüphelinin Dursun’u hedef gözeterek, kasten yaraladığına dair delil elde edilemediği öne sürülürken, şu değerlendirme yapıldı: “Şüphelinin ne olursa ol sun düşüncesi ile yani olası kast ile eylemi gerçekleştirdiğine dair kanıt da dosyada mevcut değildir. Gaz teçhizatı kullanmakla görevli şüpheli, göstericiler arasında bulunan şikâyetçinin yaralanması hadisesinde, ön gördüğü neticeyi istememesine karşın, sonucun meydana gelmesine neden olmuştur. Bu sebeple olayda bilinçli taksirin varlığını kabul etmek gerekmektedir. Aksine bir görüşün kabulü halinde ise bu tür gösteriler sırasında yapılan her atışın herhangi bir kişiye isabet etmemesi durumunda dahi görevlilerin kasten yaralamaya teşebbüs, kasten yaralama gibi eylemlerle sorumlu tutulmasına neden olacaktır.” Savcılık, olayla ilgili görev yazılarını değiştiren Emniyet personeli hakkında yapılan şikâyete ise takipsizlik verdi. l ANKARA haber 9 CONDE, HâKİM KARŞISINA ÇIKMAYI BEKLİYOR Göçmenler 9 aydır yalnız CANAN COŞKUN Göçmenlerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kurucularından Ayşe Lerzan Caner Conde, gizli tanık ve itirafçıların beyanlarıyla DHKPC soruşturması kapsamında Ekim 2017’de tutuklandı. Eşi doktor Sekouba Conde de evini basan polislerce darp edildiği için şikâyetçi olunca yaklaşık 8 ay geri gönderme merkezinde kaldı. Ayşe Lerzan Caner Conde, Göçmenlerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin kurucularından. 11 Ekim 2017’de DHKPC üyeliği suçlamasıyla tutuklanarak Balıkesir T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Karara tıpkı Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının dosyasında olduğu gibi gizli tanık ve itirafçıların beyanları dayanak yapıldı. Conde’nin tutuklanmasının ardından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden mülteci statüsündeki eşi Dr. Sekouba Conde önce İstanbul’daki Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ne sonra da Kırıkkale Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Kırıkkale’den sonraki durağı ise İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi oldu. İzmir Barosu’ndan Sekouba Conde ile yaklaşık 1.5 ay önce görüştüğünü söyleyen avukat Ayşegül Karpuz da Conde’nin serbest bırakıldığını söyledi. İfadeler tek delil Ayşe Lerzan Caner Conde’ye İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki sorgu sırasında, kendi ile ilgili gizli tanık ve tanıkların beyanları soruldu. Bunlardan biri 26 Şubat 2013’te Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesi ile yetkili savcılığa giderek ifade veren “Ateş” mahlaslı gizli tanığın ifadeleri. Ateş, Conde’yi Ayşe olarak tanıdığını söyleyerek, “TAYAD (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği) tarafından organize edilen basın açıklamalarına sorumlu olarak katılır. Örgüt tarafından organize edilen sempozyumlarda yabancı dile bildiğinden çevirmenlik de yapar” ifadelerini kullandı. Bir diğer kişi de 18 Kasım 2013’te kendiliğinden savcılığa giderek DHKPC hakkında bilgi vermek istediğini söyleyen Aytaç Isırgan’ın beyanları. Isırgan, Conde’yi Lerzan olarak tanıdığını belirterek, “O dönem DHKPC terör örgütü mensubu Halk Cephesi Türkiye Temsilcisi Remzi Uçucu’nun yardımcısıydı. Ayrıca 2010 yılında ölen Eyüp Baş döneminde yurt dışından gelen ve örgüte yakın yabancı insanlara tercümanlık yapıyordu. Örgüt yapılanması TAYAD’da halen aktif olarak faaliyet yürütür” dedi. Gizli tanık Ateş ve Aytaç Isırgan’ın ifade verdiği dönemde TMK 10. madde ile yetkili savcılığında Gülen cemaatine mensup savcılar ağırlıktaydı. Yine aynı isim Conde’ye emniyette DHKPC operasyonunda yakalanan ve örgüt içerisindeki faaliyetlerinden dolayı pişmanlık duyduğu için etkin pişmanlıktan faydalandığı belirtilen Berk Ercan’ın kendisi ile ilgili beyanları da gösterildi. Ercan, Conde’nin AntiEmperyalist Cephe Komite üyesi olduğunu iddia etti. Conde, İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ndeki sorguda, “DHKPC ile bir ilgim yoktur. Bağlı olduğum dernek TAYAD’dır. Emekliyim ancak tercümanlık yapıyorum. Çapa’da ve çeşitli uluslararası sempozyumlarda tercümanlık yaptım. 68 yaşındayım, dizimde rahatsızlıkların var” diye konuştu. Hâkimlik, gizli tanıklar ve etkin pişmanlıktan yararlanan şüpheli Berk Ercan’ın ifade ve teşhislerine dayanarak tutuklama kararı verdi. Ercan’ın ifadeleri Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının da tutuklanmasına gerekçe yapılmıştı. 1 yıl sonra ilk kez Conde’nin de aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, duruşmanın 1617 ve 18 Ekim’de görülmesine karar verdi. Conde, hâkim karşısına çıktığında tutukluluğu 1 yılı bulacak. HER AYA B.IN OLAYİHD Diyarbakır Şubesi’nin son 6 ayı kapsayan hak ihlallerine ilişkin raporu dün düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. İHD, DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA 6 AYDA 5 BİN 891 HAK İHLALİ YAŞANDIĞINI AÇIKLADI MAHMUT ORAL İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin yılın ilk 6 ayında bölgede yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Rapora göre, 6 ayda 5 bin 891 hak ihlali yaşandı. İHD, düzenlediği bir basın toplantısıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2018 Yılı İlk 6 Ay İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu dün açıkladı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “Bizler OHAL sürecinin 2 yılda yarattığı adaletsizliklerin ve yurttaş algısında oluşturulan güvensizliğin derhal onarıcı çalışmalarla giderilmesi gerektiği ne inanıyoruz. TBMM’de yasallaşan güvenlik eksenli 25 maddelik yasa paketinin bu onarıcı çalışmalara katkı sunmaktan ziyade, var olan adaletsizliği daha da derinleştiren bir duruma yol açtığını ifade etmek isteriz” dedi. 18 kadın katledildi Açıklanan rapora göre; ilk 6 ayda bölgede toplamda 16 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 593 bölgeyi kapsayacak şekilde toplamda 18 kez özel güvenlik bölgesi ilanı yapıldı. Kadınlara yönelik hak ihlallerine de yer veren raporda, “6 kadın intihar etti, 1 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu. 18 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 10 kadın ise yaralandı. 1 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı. 6 kadın toplumsal yaşamda, saldırı sonucu katledildi. 4 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 2 kadın da kaçırılarak alıkonuldu. Çocukların yaşam haklarına yönelik ihlallerde ise 3 çocuk intihar etti, 3 çocuk da intihar teşebbüsünde bulundu. 3 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 7 çocuk ise yaralandı, 6 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 4 çocuk toplumsal yaşamda, maruz kaldıkları şiddet sonucu yaralandı. 52 çocuk cinsel istismara maruz kalırken, 3 çocuk kaçırılarak alıkonuldu” ifa deleri kullanıldı. Raporda yer alan hak ihlalle rinden bazıları şöyle: “En az 1 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı. 32 kişi gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 128 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 44’ü çocuk 1413 kişi gözaltına alındı. 1’i çocuk 251 kişi tutuklandı. 997 ev baskını yapıldı. 11 gazetenin 3 sayısı hakkında toplatma kararı verildi. 1 yayınevine ve 1 gazete bürosuna baskın düzenlendi. İnternet haber sitelerine 7 kez erişim engeli getirildi.” l DİYARBAKIR Atatürk’e hakaret videosuna 4. 5 yıl hapis cezası istendi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili Anıtkabir’de çektiği görüntüyü sosyal medyadan paylaşan Safiye İ. hakkında “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli Cumhuriyet savcısı Ahmet Dalgalı’nın hazırladığı iddianamede, Safiye İ’nin, “bir anlık düşüncesizliği nedeniyle böyle bir şey olduğunu” söylediği ve pişmanlığını dile getirdiği belirtildi. İddianameyi kabul eden Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, Safiye İ’nin tutukluluğunun devamına karar verdi. l ANKARA/Cumhuriyet İstanbul Jandarma KOM Şube Müdürü FETÖ’den tutuklandı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü FETÖ soruşturmasında, İstanbul Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürü Yüzbaşı Recep Zerk, tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasında, ankesörlü telefonlar üzerin den FETÖ’nün sözde imamlarıyla görüştüğü belirlenen KOM Şube Müdürü Yüzbaşı Recep Zerk de Ankara’da gözaltına alındı. İstanbul’a getirilen ve Adalet Sarayı’na sevk edilen Zerk “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. l DHA TUTUKLU MUHABİR KAYAR’DAN MEKTUP Gazetecilik öldürülüyor 6aydır Silivri L Tipi Cezaevi’nde gözaltına alınmadığım halde başka biriyle ka olan Etkin Haber Ajan rıştırılıp gözaltına alındı sı (ETHA) muhabiri Ali ğım yazılmış” ifadeleri Sönmez Kayar gazete ni kullanan Kayar, şöyle mize mektup gönder devam etti: di. Kayar, mektubunda “Savcılık sorgusunda Türkiye’de gazetecili gözaltına alınmadığımı, ğin en riskli meslekler bunun polis kayıtlarında den biri olduğunu vur da görülebileceğini söy gulayarak “Gazeteci lediğim halde bu yan lik mesleği son bir kaç yıldır ölümle olmasa Ali Sönmez Kayar lış düzeltilmedi. O günlerde yaptığım bir tele da tutuklama furyasıy fon görüşmesi illegal ör la dünyanın gündeminde. Şöyle güt eylemlerine katılıp gözaltı bir fikre ulaşabiliriz. Evet gazete na alındığıma delil oluşturuyor. ciler öldürülmüyor belki ama ga Olay basit. Polisin müdahale et zetecilik öldürülüyor. Dahası bu tiği eylemlerden birinde plas yolla toplumumuz ağır ve sancı tik mermi isabet ettiği arkadaşı lı bir ölüme mahkum ediliyor” ifa mı arayıp ‘Geçmiş olsun, merak delerini kullandı. etme geçer. Alışkınız böyle şey ‘Yargı, adil değil’ lere’ demişim. Telefonu dinleyen poliste ve fezleke önüne ge Hakkında hazırlanan iddiana len savcı da bunu illegal örgüte menin tutarsızlıklarla rdolu oldu üye olduğuma delil olarak gös ğunu aktaran Kayar, “Cumarte termiş. İddaname saçmalıklarla si Annelerinin kayıplarını bulma dolu ve biliyorum ki bu durumlar mücadelesi de suçlu bulunuyor. yalnızca benim dosyamda yok. Çünkü 1995 yılında polis tarafın Dönemin yargılama anlayışı bu. dan kaybedilen kayıpların simge Yine de bu zihniyete teslim ol si haline gelen Hasan Ocak dava muyoruz. Yaratılmak istenen ka sının zamanaşımına karşı yapılan ranlık günlere inat umudumu yürüyüş ve eylemlere katılmam zu kaybetmeden gelecek güzel suç sayılıyor. Polise göre kaybe günlere avuçlamızla baharı taşı dilenler terörist, onları bulma ira yacağız. Ve son olarak özgürlük desi ile yıllardır Galatasaray’da denilen şey içerisi ya da dışarı oturma eylemi yapan aileleri, sıyla değil tuttuğun safla ilgilidir dostları ise suçlu” dedi. ve biz gerçeğin safındayız.” “2015’te 1 Mayıs eyleminde l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle