23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Temmuz 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ OECD:Krediyi sınırlayın ekonomi 11 Anket raporunu açıklayan kurum, ekonominin güçlendirilmesini istedi. Önerilerin başında konut ve garanti fonu kredilerinin sınırlandırılması geldi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye için yayımladığı 2018 ekonomik anket raporunda, ülkeye yönelik olası şoklara değinilerek ekonominin güçlendirilmesi konusunda tavsiyelerde bulundu. Kurum, ekonomik temellerin güçlendirilmesi için TCMB’nin bağımsızlığının sağlanması yoluyla para politikasında güvenilirliği yeniden kazanmanın önemine vurgu yaptı. Reel büyüme 5.1 Kredilerin sınırlandırılması gerektiği belirtilen raporda, her çeyrekte, uluslararası standartlara uygun genel bütçe hesaplarının yapılması gerektiğininin de altını çizdi. Kuruma göre, ayrıca, hükümetin yarı bütçesel faaliyetlerini ve olası tüm sorumluluklarını içeren düzenli bir Mali Politika Raporu yayım lanmalı. Kurum, Türkiye ekono misinin reel bazda olmak üzere 2018’de yüzde 5.1, 2019’da da yüzde 4.8 seviyesinde büyümesini öngördü. Merkez Bankası’nın yıl sonu için 13.88’e revize ettiği enflasyon beklentisini yüzde 12 olarak açıklayan kurum, 2019’daki enflasyonu da yüzde 10.6 seviyesinde öngördü. Ülkede cari açığın 2018 yılında GSYİH’nin yüzde 5.8’ine tekabül edeceği öngörülüyor. Kurumun beklentisine göre, cari açık, 2019’da GSYİH’nin yüzde 4.3’üne denk düşecek. Raporda, ayrıca, ülkedeki temellerin güçlendirilmesi, büyümenin yeniden dengelenmesi, banka kredilerinin ve devlet yatırım teşviklerinin dağılımının geliştirilmesi ve refahın artırılması gibi konularda tavsiyelerde bulunuldu. l Ekonomi Servisi Temeller güçlendirilmeli OECD’nin Türkiye’ye önerileri şöyle; n Her çeyrek, uluslararası standartlara uygun genel bütçe hesapları yayımlanmalı. Ayrıca, hükümetin yarı bütçesel faaliyetlerini ve olası tüm sorumluluklarını içeren düzenli bir Mali Politika Raporu yayımlanmalı. n Kredi garanti sisteminin maliyet fayda analizi yapılmalı ve bu sistemin boyutu normalleştirilmeli. n Mali ve yarı mali politikalar sıkılaşmalı, makro ihtiyati kurallar güçlendirilmeli ve konut kredileri sınırlandırılmalı. n Aile şirketleri, standart kurumsal yönetim, profesyonel idare ve finansal şeffaflık geliştirmeleri adına teknik destek ve bilinçlendirme kampanyaları yoluyla cesaretlendirilmeli. n İş teşvikleri düzene konulmalı ve bunlarda istikrar sağlanmalı. n Kadınların işgücüne katılımı kolaylaştırılmalı ve erken eğitim ile birlikte çocuk ve yaşlı bakımının kalitesi ve şartları güçlendirilmeli. Sermaye çıkışı olabilir aldTtiarşslosiliüerasimezfeişenlglrbyimn0umtnenrkrnoüikvmm.malni5eiyivngeOMrBnlapmesea.eJkeesraVyyueiyra’nlyeledk,aeiszdeoPbirasnergtelao’pasohçeinıçtekrrsahcoleeırıiıukrtçknlkmiaaalkrpiömıieııldlhrştrşolirileamrinkdialiaülsnklasaraedteranuşi,orkrıçrbknernıgedazıomıiyrpiüknrobialTiseliltzr/zirdabhdülikeıit.ullGermieeairBkekvrrgamkr,rSiaöislbiübeliyeentseyYre1yviüteüşu0drlenrbİlikeiyHeıkrszt,e,eia.nküeicd,kdşbbğoiyadefmtluieiioğiilrairrrülnırkceişlaeelrhrioşaiiğaoınanlyryadevnglritfrıabinalneeblsaaüroıeıgnkbikavadtllnyilüuakieyüraılzüşeal.çmrnkrateıızlrıcşeuiebrsvtveavniugıeelreğşidazer,i.iksnleııcyaneaşrkGaağbatııyorç.rreiçmkkeerrnizkvi,uekldöoedneuymtaşfeiaynsaaıtkblıanirtıı Enflasyon ahlak bozuyor Kale Grubu patronu piyasalarda ciddi bir likidite sıkıntısı olduğunu ve uzun vadeli düşünmek zorundaki sanayicinin önünü göremediğini, stok yapmaya itildiğini söyledi Bakanlık yüzde 15 zammın doğru olmadığını açıkladı. Ekmek zammında kafalar karıştı Ekmeğe bir haftada iki zam tartışmalara yol açtı. Dört gün önce yalnızca İstanbul’da 25 kuruş artan ekmek fiyatlarının Türkiye genelinde de yüzde 15 zamlanacağı, önceki gün Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı aracılığıyla duyurulmuştu. Ancak Ticaret Bakanlığı’ndan, ‘Türkiye Fırıncılar Federasyonu’nun tek başına ekmek fiyatı belirleme gibi bir yetkisinin olmadığı’ belirtilerek, bu açıklamaya tepki geldi. Bakanlığın açıklamasında, “Zam iddiaları gerçeği yansıtmıyor”denildi. Diğer yandan, tartışmalara katılan Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada zammın görüş alınarak belirleneceğini ve bir aya yürürlüğe gireceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Kale Grubu Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zey nep Bodur Okyay, enflasyonun bir numaralı mücadele alanı olması ge rektiğine işaret ederek, insanların iş yapamadığını, önünü göremediğini söyledi. Enflasyonun her şey den kötü olduğunu vurgulayan Bodur Ok yay, “Enflasyonla mü ŞEHRİBAN KIRAÇ cadele çok kritik, bu milletin ahlakını bozan bir şey. Eskiden stok laşma, stok kültürü, stokçular vardı. İş buna doğru gidiyor. Sanayici stok çuluğu sevmez. Ama iş buna gidiyor. Normalleşme şart. Enflasyon bir nu maralı mücadele alanı olmalı. İnsan lar iş yapmıyor yatırım yapmıyor. On dan sonra önünü göremiyor. Sonra işin kolayı var ‘hap yaptım para kap tım’ bunu gidermek lazım. Plan prog ram yapıldıkça bu işlerin eylül ekim aylarına doğru biraz daha düzelece ğini ümit etmek istiyorum. Bizim tek yaptığımız şey dua etmek” ifadesini kullandı. Maliyetler yükseliyor Türkiye’de maliyet enflasyonunun bulunduğunu Avro ve dolarla aldıkları kimyasallar bulunduğunu Bu artış oldukça bir şekilde ürünlere yansıtmak zorunda olduklarını kaydeden Bodur Okyay, “Enflasyon ve kurdaki artışı da fiyata yüzde 100 yansıtamı Zeynep Bodur Okyay yoruz. Burada kâr marjından feragat etmek zorunda kalıyoruz. Verimliliğe maliyet azaltıcı projelere yöneliyorsunuz, bunları devreye aldığınızda da enerjiye yüzde 20 zam geliyor yine bir işe yaramıyor” ifadesini kullandı. Balıkesir’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeynep Bodur Okyay, yatırım yaparken kredi kullanımında çok açılmamaya çalıştıklarını dile getirdi. Yatırımlar konusunda “Yurtdışında önümüzü görelim dediğimiz şeyler var” diyen Okyay’ın görüşleri özetle şöyle; Her şey bir denge meselesi. Yurtiçinde zaten başlayan yatırımlarımız var. Sanayide bir düğmeye bastığınızda onun bir daha kapatma düğmesi yok. O zaman zarar ediyorsunuz. Yatırımlarda güven ve önünü görmenin büyük önemi var. Ödeme riski n Sanayici kendi gücüyle dayanabildiği kadar ilerlemeye çalışıyor ve aşırı ödeme riskleri alıyor. Dolayısıyla şirketler hızlı büyüyemiyor. n Sanayi ile finansman karşıt kutuplar değil, iç içe. Devletin de önünü açmak için fırsatları ehil ellere ve doğru firmalara kaydırması gerekiyor. Sanayi desteksiz olmaz. n Finansman ve sermaye kuş gibi ürkektir. Sıktın mı ölüyor, bıraktın mı uçuyor. Tutarlılık önemli. İnşaat nezle oluyor Bu yıl iç piyasada inşaat işlerinin nasıl gittiğine yönelik soru üzerine Okyay, “Seçimler ve hükümet kurulması süreçleri bir beklenti yaratır. Beklenti olunca da inşaat piyasası hemen nezle oluyor. ‘Dur bakalım, bir görelim’ diyenler oluyor” dedi. Piyasada bir likidite sıkıntısı olduğunu ifade eden Bodur Okyay, her ne kadar yerlileştirme gayretleri olsa da girdilerin bir kısmının ithal olmasından dolayı dövizdeki hareketliliğin de etkilerini yaşadıklarını söyledi. Bodur Okyay, faizlere ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: İstanbul Sanayi Odası’nda da uzun süredir Türkiye’nin bir kalkınma bankasına ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Avrupalı rakiplerimiz gibi düşük faizli ve uzun vadeli kredi imkânına ihtiyaç var. ABD’den Çin’e sessiz onay ABD ile Çin arasında ticaret politikası kaynaklı gerilim tırmanırken, ABD Senatosu Çin’de üretilen yüzlerce üründen alınan gümrük vergisini azaltan veya sıfırlayan yasa teklifini sessizce onayladı. Senato herhangi bir tartışma olmadan, oybirliğiyle tost makinelerinden kimyasal maddelere kadar 1.660 ithal üründe gümrük vergisini azaltan veya kaldıran kararı onayladı. Hükümet kayıtlarına göre bu ürünlerin yaklaşık yarısı Çin’de üretiliyor. l Ekonomi Servisi Ali Koç CBI’ye davet edildi Bünyesindeki 140 ticaret kuruluşu ve 190 bin işletmeyi barındıran İngiliz Sanayi Konfederasyonu’na (CBI) Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç davet edildi. Sağladığı 7 milyon istihdamla Birleşik Krallık’ın özel sektö rü buluşturan konseyi, yılda iki kez toplanıyor. l EkoAli Koç nomi Servisi Çare çok kazanıp az harcamak Seçimlerden önce oluşan belirsizlikler ile kur ve faizde yaşanan artışlar nedeniyle iç pazarın daralması, şirketin üretim tahminlerinin düşmesine yol açtı. Tofaş kârını artırırken satış tahminini düşürdü Otomotiv ana sanayii üreticisi Tofaş, ikinci çeyrekte TL’nin Avro karşısında değer kaybetmesine bağlı olarak artan ihracat gelirlerine paralel olarak net kârını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.8 artırarak 368 milyon liraya yükseltti. Diğer yandan şirket, yavaşlayan iç pazar nedeniyle yurtiçi satış, üretim ve yatırım tahminlerini düşürdü. Tahminlerini düşürmesine gerekçe olarak ise ikinci çeyrekte ‘seçimler den önce oluşan belirsizlikler ve gerek kurlarda gerekse de faiz oranlarında yaşanan artışlar nedeniyle’ iç pazarın daralmasını gösterildi. Tofaş’ın toplam satış adetleri yüzde 14 gerileyerek ikinci çeyrekte 91 bin 442 adet oldu. Otomobil ile hafif ticari araç üreten ve çoğunu Avrupa’ya ihraç eden Tofaş’ın ikinci çeyrek satış gelirleri yüzde 12.3 artarak 505 milyon liraya çıktı. l Ekonomi Servisi TİM Başkanı Gülle, 2018’in ilk 5 ayında 27.7 milyar dolara çıkan cari açığın tek çözümünün ‘daha fazla ihracat’ olduğunu söyledi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Özel sektörün gayretleri ve hükümetin destekleri ile cari açığı azaltacak güce sahibiz. Cari açığın, hatta tüm ekonomik sorunlarımızın temel çözümü ihracattır. Formül çok basit; harcadığımızdan daha fazla kazanacağız” diye konuştu. İhracatı artırırken, ithalatı da kontrol altına almak gerektiğine dikket çeken Gülle, mal ihracatı kadar hizmet ih İsmail Gülle racatının da önemli olduğuna vurgu yaparak, “Son açıklanan ödemeler dengesi verilerinde hizmetler dengesi yılın ilk 5 ayında 6.3 milyar dolar fazla verdi. Yani mal ticaretinde ithalatımız ihracatımızın önünde giderken, hizmet ticaretinde bu yılın ocakmayıs döneminde 9.5 milyar dolar ithalata karşılık 16 milyar dolara yakın hizmet ihracatımız var. Bu dönemde tam 4 ayda yüzde 65’in üstünde artış yakaladık. Bu alanda pastadan daha fazla pay almalıyız” dedi.l Ekonomi Servisi Kirli savaşlar, darbeler, terörde patlamalar.. Yeni ticaret savaşları odaklı.. Rahip Brunson’ın, Trump’ın “tam bir rezalet” açıklamasının ardından tahliye edilmesi, siyasi etki altında “bağımsız yargı”nın devlet kararı olarak değerlendirilmişti ki.. Ev hapsi koşullu serbest bırakılmanın ardından, evinde en yetkin Amerikalı ziyaretçilerin görüşmelerinin üzerinden gün geçmeden, ilişkilerde yumuşamanın önemli bir adımı olarak yapılan değerlendirmeler havada kaldı.. Yine Amerika’nın üst yetkin isimlerinin çok daha sert açıklamalarıyla, derhal serbest bırakılmazsa Türkiye’ye geniş çaplı yaptırımlar uygulanacağı tehdidi geldi. Son iki günün ana haberlerinde Trump’ın son noktayı koyduğu tehditler karşısında, tehditlerle sonuç alınamayacağı vurgulamalı hükümet adına peş peşe “boyun eğmeyiz” içerikli resmi açıklamalar yapılırken, medyadan kamuoyuna dönük bombardıman açık oturum, yorumlarla eleştiriler yükseldi. Erdoğan, Putin’le yaptığı görüşmenin açıklamasında “birileri bizi kıskanıyor” değerlendirmesini yaptı. Amerika’nın tehdidi üzerinden açıklanan ilk ekonomik ambargo adımları olarak ise Türkiye’ye ABD senatosu kararı ile silah satışının durdurulması, F35’lerin teslim edilmemesi sayıldı. Kuşkusuz siz bu yazıyı okuyana kadar söz konusu gerilim üzerinden önemli birçok gelişme, haber daha gündeme girebilir. Söz konusu gelişmeler paketinin kısa adı ile BRICS’e yapılan ticaret savaşının damgasının vurulduğunu yadsıyabilir miyiz? Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın katılımıyla oluşan ekonomik işbirliği BRICS’in 10. liderler zirvesinde, 17 yılını dolduran ekonomik işbirliğinin doğrudan tarafı olmayan Türkiye ve Erdoğan’ın katılımı İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı üzerinden sağlanmıştı. Türkiye, Erdoğan liderliği, bölgede TİKA ve Türk Hava Yolları üzerinden yatırımları, mağdur olan Müslümanlara yeni yardım kampanyaları ile dikkat çekerken, FETÖ ağırlıklı ortak iktidarları sürecinde yerleşik örgütlenmelerin yerini alma savaşımını da yürütüyor. BRICS’e doğrudan katılma sürecinin içinde, Putin ve Çin lideri ile ikili görüşmelerde, ticari ilişkiler adımlarını atma fırsatını yakalıyor. HHH BRICS’in 10. liderler zirvesinin resmi gündeminde ise, bu yıl ABD tarafından uygulanan yüksek gümrük tarifeleri ve korumacı ekonomi politikaları var. Sonuç bildirisinde Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına destek öne çıkıyor. ABD ile Kanada, Çin ve Avrupa arasında süregiden, diğer ülkeleri de etkileyen ticaret savaşına ilişkin, çok taraflı ticaret sisteminin benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya kalındığı gerçeğinin altı çizliyor. Türkçesi ticaret savaşları ilişkilerinde gerçeklerin tersyüz oluşu gibi tablolar var. Tek kutuplu dünyanın merkezinde Amerika Dünya Ticaret Örgütü kurallarına, serbest piyasa düzenine uyulması koşulunu savunurken, günümüz değişen güçler dengelerinde tersine kararları dayatma ataklarıyla gündemde. Ayrıntıları bu köşeye sığdırmak olanaksız, ancak tek başına çelik üzerinden Amerika’nın aldığı kararlar DTÖ’nün ilkelerine aykırı, bir dizi hukuk oyununa dayatılmış bulunuyor. Geçmiş tek kutuplu dünya düzeni ilişkileri içinde Amerika, askeri güç, finansmanı örgütlenmelerinin, NATO içinde, Avrupa’nın savunma gücünün odağını da oluşturmuşken, dünya kamuoyuna da yansımış çarpıcı tartışmalar gündemde. Amerika, Avurpa’nın askeri finansman savunmasındaki yüküne karşı açık rest çekmiş olmasının ötesinde, NATO’nun varlığı, finansmanı, işlevleri üzerinden pek çok tartışmanın önemli değişiklikleri getireceği biliniyor. Dünya ticaret savaşlarının değişen dengelerinde yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal değişimler, askeri savaşlar, terör, askeri sivil darbeler, işgaller ötesinde, ülkeler, bölgelerde pıtrak gibi yükselen iç savaşlar bataklıklarında yaşananları, gerçekleri okuyabilmek giderek zorlaşıyor. Gündemin odağındaki çatışmaların görünen nedenleri ile gerçek yaşananlar arasındaki çelişkileri okumak, başta silahlı güçten daha etkin araç haline geçen, kamuoyu güdüleme araçları eliyle tersyüz etmek, kitleleri kendi çıkarlarına aykırı eylemlere sürüklemek kolaylaşıyor. Trump’ın korumacı hamlelerine karşı, AB çıkarlarının korunmasında ikili serbest ticaret anlaşmalarına hız veriyor. AB’nin Japonya ile yaptığı 17 Temmuz tarihli kapsamlı anlaşma tipik bir örnek. Bu iki bölge çıkarlarında işlevsel stratejik kapsamlı ticaret anlaşmasının Türkiye’ye uzanan boyutuna bakarsak, anlaşmanın ekinde Avrupa kendi gümrük birliği kapsamı içine aldığı San Marino ve Andora’yı eşit koşullu müzakeresiz yararlanma kapsamına almışken, Türkiye için bunu yapmıyor. Türkiye AB’nin 5. ticaret ortağı olarak ülkesi için bu tür kolaylaştırıcı önlemlerden yararlanamıyor. Türkiye için gümrük birliğinin sağlıklı işlemesi bir kez daha Türkiye AB ilişkilerinde yaşamsal değer kazanıyor.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle