23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Temmuz 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Köylüler 320/1 9 0 340/25 0 310/2 1 0 290/2 1 0 320/1 8 0 330/1 6 0 330/1 4 0 290/1 7 0 340/2 1 0 340/2 0 0 310/2 0 0 320/2 4 0 320/2 1 0 290/2 5 0 250/1 8 0 320/2 0 0 360/2 2 0 340/1 7 0 250/1 9 0 320/1 9 0 240/2 1 0 27 0/2 2 0 TARİHTE BUGÜN 1402: Yıldırım Bayezıd (I. Bayezıd), Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilerek esir düştü. Osmanlı Devleti’nde Fetret Devri başladı. 1750: Alman besteci Johann Sebastian Bach (65) yaşamını yitirdi. 1939: Demiryolu Aşkale’ye ulaştı. 1992: Barselona’daki 25. Olimpiyat Oyunları’nda, halterci Naim Süleymanoğlu 60 kiloda şampiyon oldu. nöbette MTA’dan yetkililerin maden aramak için gelmesi köylüleri ayaklandırdı Köpeğe işkence edip çöpe atmışlar Van’da çöp konteynırında telle bağlanarak çuvala konulmuş bir köpek bulundu. İpekyolu Belediyesi ekipleri tarafından bulunup kurtarılan köpek, tedaviye alındı. Veteriner hekim Ömer Selçin, “Boynunu telle bağlayıp torbaya bırakmışlar. Bu bir işkencedir. Biz köpeğin genel bakımını yaptık ve yaşadığı travma dışında şu anda durumu iyi” dedi. Korkutmak için yavru kediyi parçaladı Adana’da da Ali U’nun, oğlu Mehmet U’nun cezaevine girmesinin ardından evinden çıkarmak istediği gelini Zeytin U. ve 4 torununu korkutmak için besledikleri yavru kediyi parçaladığı öne sürüldü. Dedelerinin kediyi parçaladığını gören küçük çocuklar ise ağlayarak odalarına saklandı. Zeytin U., polise giderek şikâyetçi oldu. Eve gelen ekipler ise parçalanmış kediyi görünce Ali U’yu gözaltına aldı. Ali U’ya, “tehdit ve mala zarar vermek” suçlamasıyla işlem yapılarak sevk edildiği adliyede evden uzaklaştırma verildi. l DHA 2 V2AKHEŞNETTTE MEHMET MENEKŞE Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nün Divriği’nin Mursal köyü Yuva ve Attepe bölgelerinde altın aramak istemesi köylüleri ayaklandırdı. Altın aramak için Mursal köyüne gelen Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü yetkilileri köylüler tarafından köye alınmadı. Bunun üzerine yetkililer, aynı bölgedeki Ürük köyüne giderek orada beklemeye başladı. Sondaj çalışması yapmak için Mursal köyüne giremeyen yetkililer, Divriği Jandarma Garnizon Komutanlığı’ndan Mursal köyüne gitmek için yardım istedi. Mursal köyüne gelen jandarma, köylüleri ikna edemedi ve MTA yetkililerinin köyün topraklarına girmesine izin verilmedi. Köylüler, doğasına ve toprağına sahip çıkacaklarını belirterek köy girişinde nöbet tutmaya başladı. Yaşam alanı Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök, Divriği Kültür Dernekleri, köy dernekleri ve çeşitli sivil toplum örgütleri temsilcilerinden bir komite oluşturulacağını belirterek “Bu durum bütün Divriğililer üzerinde büyük bir gerginlik ve huzursuzluk yaratmıştır. Programlandırılan ve ihale edilen sondaj çalışması an itibarıyla yapılmak is Mursal köylüleri, köy girişinde nöbet tutmaya başladı. tenmektedir, bu çalışmalar gerek köylülerimizin gerekse ilçe ve dışında yaşayan bütün Divriğililerin huzurunu kaçırmıştır. Divriği kamuoyunun ve kurumlarının görüşü alınmadan yapılan bu çalışmalara karşıyız” dedi. Sondaj çalışması yapılmak istenen bölgenin Divriği ilçesinin en önemli yaşama alanlarından biri olduğunu söyleyen Gök, “Başta içme suyu olmak üzere, Divriği’nin tarımsal sulaması da bu bölgeden gelen su ile sağlanmaktadır. Yediğimiz bütün tarımsal ürünler ve meyve ağaçlarının sulamaları buradan gelen su ile yapılmaktadır. Bu bölge, bitki ve canlı popülasyonu ile Türkiye’nin doğallığını korumuş nadir yerlerinden biridir. Burası haya ti önemde bir yerdir. Yapılacak sondajların sonuç vermesi halinde buralar siyanürle işletilecek maden ocakları ile katledilecek ve ilçenin hayat damarı kesilmiş olacaktır” diye konuştu. ‘Esas olan halkın sağlığı’ Konuyla ilgili görüşmelerin devam ettiğini belirten Gök, sözlerini şöyle sürdürdü: “Talebimiz bir an önce bu projenin yeniden gözden geçirilmesidir. Esas olan halkın sağlığıdır ve buna en ufak zarar verecek her projenin karşısında olduğumuz bilinmelidir. Unutulmalıdır ki yeryüzünde canlıların sağlı ğı paha biçilmezdir, ne altınla ne de başka hiçbir değerle mukayese edilemez.” l SİVAS Hukuksuz altın! Kocaeli’ni sağanak vurdu Kocaeli il genelinde dün akşam saatlerinde etkili olan sağanak nedeniyle su baskınları yaşandı. Kocaeli Devlet Hastanesi Acil Servis’in önü ile kent merkezinde binaların bodrum katlarını ve işyerlerini su basarken cadde ve sokaklar yoğun yağışla nehre döndü. Gebze ilçesi Ballıkayalar mevkiinde bulunan sera ve bahçelerde çalışan kişiler de, yükselen sulardan kurtulmak için konteyner ve ağaçların üstlerine çıktı. Mahsur kalan 10 kişi kurtarıldı. l DHA Meriç’te çocuk cesedi bulundu Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Çakmak köyü Balıklıgöl mevkiindeki, Meriç Nehri üzerinde çalılara takılı erkek çocuk cesedi bulundu. Cesedin, FETÖ suçlamasıyla hakkında arama kararı bulunan Murat Akçabay’ın 20 Temmuz’da ailesiyle Yunanistan’a kaçmak isterken Elçili köyünde bindikleri botun devrilmesiyle kaybolan oğlu Ahmet Esat Akçabay (6) olduğu üzerinde duruluyor. l Haber Merkezi Kayyım eliyle devletin işlettiği Bergama altın madeninin hukuksuz olarak çalıştırıldığı, mahkeme kararıyla bir kez daha ortaya çıktı HAKAN DİRİK Türkiye’nin en büyük çevre mücadelelerinden birine yol açan Bergama altın madenin hukuksuz olarak çalıştırıldığı bir kez daha mahkeme kararıyla tescillendi. İzmir 6. İdare Mahkemesi, maden için 2009’da “başbakanlık genelgesiyle” verilen ÇED iznini iptal etti. Yürütmenin durdurulması kararında açıkça “Bu işlem hukuka aykırı” denildi. Mahkeme kararında telafisi imkânsız zararların engellenmesi gerektiği vurgulanan maden, şu anda kayyım üzerinden devlet eliyle işletiliyor. İzmir’deki mahkeme, şu gerekçelerle yürütmeyi durdurdu: “Hukuka aykırı olduğu saptanan dava konusu işlemin uygulanmaya devam edilmesi hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak ve davacılar yönünden telafisi güç zararlara neden olacaktır. Zira işlemin yürütmesinin durdurulmaması halinde, hukuka aykırı bulunan işlemin etki Bergama Ovacık’taki altın madeni. alanına bağlı olarak ilgili açısından meydana gelmesi muhakkak, zararların işlemin uygulanmaya devam edilmesi ile artacağı da tabiidir.” Mühür başvurusu Hukuk zaferi, Bergama’da Kozak Yaylası’nda temkinli bir sevinçle kutlanırken çevreci kuruluşlar madenin mühürlenmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Valiliği’ne başvurdu. Davacı avukatlardan Arif Ali Cangı, “Bu karar, 20 yıllık Bergama direnişinde önemli bir kazanımdır. Mücadele nin canlı kalması ve haklılığını herkese göstermesi açısından çok kıymetli. Bergama’da 1997 yılından beri hukuk devleti ilkesi yok sayılıyor. Danıştay 6. Dairesi’nin 13 Mayıs 1997 tarihli kararı uygulanmayarak hukuksuzluk başladı. Bu karar ve sonrasında verilen mahkeme kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı yok sayılarak, maden bugüne kadar çalıştı. Geriye üçüncü atık havuzu haline getirilen devasa bir çukur, toprağı ve suyu kirlenmiş, eskiye döndürülemeyecek bir çevre kaldı. Oradan çıkan altın madeni ile birileri ciddi zengin oldu ama bu ülkenin doğasına, ekonomisine, insanına bir şey kalmadı. Bize bu kirliliklerle yaşamak düştü. Bergama mücadelesi ve son karar mücadelenin kendisinin bir kazanım olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. l İZMİR haber 3 Yapalım yargıda şeyini... Bir ülkenin Rusya’yla kanlı bıçaklı olmasından birkaç sene sonra ABD’yle büyük kriz yaşaması pek de normal karşılanmasa gerek. Dünyanın bir türbülanstan geçtiği açık. Haliyle, güç dengelerinin yeniden değiştiği bu dönemde Türkiye de kendini konumlandırmaya çalışıyor. Bir yanda NATO üyesi ve kâğıt üzerinde kalsa da AB adayı bir ülke. Diğer yandan ara ara Şangay İşbirliği Örgütü’ne girmekten bahseden, Rusya’yla ilişkilerini geliştiren bir ülke. Batı bloku ve Rusya arasındaki ilişkiler de kesin çizgilerle tespit edilecek gibi değil. ABD başkanı Donald Trump’ın Putin’e hayranlık derecesinde yakınlığı ortada. Rusya’nın ABD seçimlerini manipüle ettiği iddiaları ABD’de hâlâ soruşturma konusu. Avrupa’nın aşırı sağ ve popülist hareketlerinin de Rusya tarafından desteklendiği görülüyor. Ekonomik gelişmeyle beraber orta sınıfın demokrasi talebinin artacağı ve Çin’in demokratikleşeceği öngörüsü de suya düşmüş halde. Henüz hâlâ büyük oranda bölgesel bir güç olan Çin’in uluslararası büyük bir aktöre dönüşme yolunda hızlı adımlar attığı da. Velhasıl, eski dünyanın yıkıldığı, ancak ne şekilde ve nereden yıkılacağının hâlâ belirsiz olduğu bir zaman diliminden geçiyoruz. Haliyle, kurulacak yeni dünyanın neye benzeyeceği de bir o kadar belirsiz. Bu durumda ortalığın toza dumana boğulması da anlaşılır. Türkiye bu kritik döneme bir rejim değişikliğiyle giriyor. İktidar yanlıları, güçlü tek adam idaresinin tarihin böyle bir anında iyi bir çözüm getireceği fikrinde. Oysa bu rejim değişikliği, devletin Osmanlı’nın son dönemlerinden beri gelen kurumlarını ortadan kaldırmakta ve böylelikle güçsüzleştirmekte. Kurumların nasıl çökertildiği dışarıdan da gözlemlenebiliyor. Hukuk devleti ve dolayısıyla yargı bağımsızlığının rafa kaldırıldığının bilincinde olan ABD, vatandaşı din adamı Andrew Brunson’ın serbest bırakılması için doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la pazarlığa oturuyor. Pazarlık koşullarına uyulmadıklarını düşündüklerindeyse yaptırıma kadar gidebilecek sert tedbirlerden bahsediyorlar. Bunda elbette kendini dünyanın en iyi müzakerecisi zanneden, bu konuda kitaplar yazmış Donald Trump’ın üslubu da rol oynamakta. Gelgelelim, Türkiye’nin Brunson’ın akıbetine bağımsız yargının karar vereceğine ve Türkiye’de hukuk devleti bulunduğuna yönelik açıklamalarının hiçbir etkisi yok. Ülkemizde yargının bağımsız olduğunu ileri süren kimsenin ciddiye alınmayacağı bir hukuki cehennem yaşanıyor. Bunun haricinde bizzat Erdoğan, BrunsonGülen takasını ima ederek “ver papazı, al papazı” açıklamasıyla yargı bağımsızlığının bulunmadığını ikrar etmiştir. O meşhur konuşmasında verin bize papazı dedikten sonra “yapalım yargıda şeyini, size verelim” de demektedir. Siz, “yargıda şeyini” yapacağınızı söyledikten sonra, yargı bağımsızlığını ileri sürerek, ABD’nin tehditlerine güçlü bir itirazda bulunamazsınız. Birinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya, Osmanlı’yı Osmanlı değil Enverland olarak değerlendiriyordu. Bugün de Türkiye, Türkiye diye değil Erdoğanistan olarak değerlendirilmekte. Tek adam rejimiyle devletin güçlenmeyeceğini aksine zayıflayacağını görmekteyiz. Kurtuluş Savaşı’nı bile Meclis’le yürüten bir siyasi geleneğin vardığı yer acıklı. 2 YAŞINDAKİ KIZIN ANNESİ GÖZALTINDA Toprağa gömülü çocuk cesedi Şanlıurfa’da, Suriyeli 2 yaşındaki Betül el Hassan’ın toprağa gömülü cansız bedeni bulundu. Polis, küçük kızı bölgeye gömdüğü öne sürülen annesini gözaltına aldı. Polis, bir ihbar üzerine Yenice Mahallesi hafriyat alanı yakınlarındaki molozların arasında yaklaşık 20 gün önce elbisesi ile gömüldüğü saptanan 2 yaşındaki bir kız çocuğunun cansız bedenini buldu. Hayvanlar tarafından vücuduna zarar verilen ve başı gövdesinden ayrılmış cansız beden, yapılan inceleme sonrası otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Küçük kızı toprağa gömdüğü öne sürülen annesi Fatıma el Hassan gözaltına alındı. l DHA Atık dolu gezi tekneleri denizler için çok büyük bir tehdit. Biz bu yüzden DenizTemiz Derneği / TURMEPA atık toplama teknesine sponsoruz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle