18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 27 Temmuz 2018 haber 8 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Irkçılık her yerde ırkçılık İNSAN HAKLARI ANITI NECATİ SAVAŞ 14 ay sonra ‘denetimli serbest’ Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direniş alanı, OHAL’in sembolü olan Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nda polis ablukası kaldırıldı ancak mobil karakol hâlâ yerinde. Ankara’da Yüksel Caddesi’nde 14 aydır abluka altında bulunan ve OHAL’in sembolü haline gelen İnsan Hakları Anıtı’nın çevresindeki polis bariyerleri önceki gün kaldırıldı. Ancak anıtın yanı başında kurulan “mobil karakol” hâlâ yerinde duruyor. Yüksel Caddesi’nde bulunan Mülkiyeliler Birliği’nin genel başkanı Dinçer Demirkent, “Anıtın çevresindeki barikatın kalkması AKP’nin daha önce de yaptığı kamuflajlardan sadece biri. Bariyerler kalktı ama çok daha güçlü bir şekilde örülen bariyerlerin de kalkması için gerçek bir mücadele yürütülmelidir” dedi. Başkentin en kalabalık caddelerinden birinde bulunun İnsan Hakları Anıtı yıllardır farklı kesimlerden hak arayan eylemciler için bir buluşma noktasıydı. Son olarak KHK ile ihraç edilen ve “İşimi geri istiyorum” talebiyle açlık grevine başlayan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direniş alanı haline gelen İnsan Hakları Anıtı, bundan 14 ay önce polisin çevresine yerleştirdiği bariyerlerle ‘gözaltına’ alınmıştı. OHAL’in ve ülkede insan haklarının geldiği durumu yansıtan bir sembol haline gelen anıtın çevresindeki polis barikatı önceki gün sabaha karşı kaldırıldı. 14 Kasım’da anıtın hemen yanında kurulan “mobil karakol”da 24 saat polis gözetimi ise devam ediyor. Zihinsel bariyer sürüyor 9 Kasım 2016’da başlayan ve her gün Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde devam eden “işimizi geri istiyoruz” eylemi bariyerlerin kalktığı günde de polis müdahalesine sahne oldu. Çok sayıda polisin bulunduğu eylemde KHK ile işlerinden çıkarılan ve işlerine geri dönmeyi talep eden eylemciler gözaltına alındı. AKP’NİN KAMUFLAJINA İNANMIYORUZ Yüksel Caddesi’nde bulanan Mülkiyeliler Birliği’nin genel başkanı Dinçer Demirkent, 430 gündür var olan bariyerin aslında Türkiye’de OHAL uygulamasının nasıl bir uygulama olduğunun en önemli sembolü olduğunu belirtti. Bariyerin kaldırılmasının bugüne kadar mücadele edenlerin kazanımı olduğunu ifade eden Demirkent, “İnsan hakları Anıtı’nın tutuklaması kalktı fakat insan hakları savunucuları hâlâ büyük bir gözetim, denetim ve tutulma içinde. OHAL bitti ve ra hatlama sürecine girdik diyemeyiz. Daha dün OHAL’i sürdürme yasası Meclis’ten geçti. Bu filli rejimin kurumsallaştırılacağı ortadayken anıtın çevresindeki barikatın kalkması AKP’nin daha önce de yaptığı kamuflajlardan sadece biri. Bu kamuflajlara inanmıyoruz çünkü ortaya konulan siyasal perspektif böyle bir umut vaat etmiyor” ifadelerini kullandı. ‘Karanlık rejimin ürünü’ İnsan Hakları Anıtı’nın toplumsal muhalefetin her alanda sıkıştırıldığı bir dönemde politik basın açıklamalarının merkezi olduğunu vurgulayan Demirkent, “Burada yapılan açıklamalar insan haklarının korunması, işkencenin önlenmesi, tutukluların serbest bırakılması konularına odaklandı. Bu sokak Türkiye’de insan hakları mücadelesinin bir sembolü haline geldi. İnsan Hakları Anıtı da 12 Eylül faşizminin karanlığını yarmaya çalışan aydınların sembolüdür” diye konuştu. Anıtın bariyerlerle çevrilmesinin aslında bu anıtın dikilmesine sebep olan karanlık rejimin ürünü olduğunu belirten Demirkent, daha güçlü bir şekilde örülen bariyerlerin kalkması için gerçek bir mücadele yürütülmesi gerektiğini savundu. l ANKARA/Cumhuriyet Eren Erdem ve Deniz Naki, ırkçılık nedeniyle Almanya milli takımını bıraktığını açıklayan dünyaca ünlü futbolcu Mesut Özil’e Türkiye’deki durumu anımsattı Tutuklanan eski CHP milletvekili Eren Erdem ve eski Amedsporlu fut bolcu Deniz Naki, ırkçılık tar tışmalarının ardından Alman Milli Takımı’nı bırakan Mesut Özil’e mektup yazdı. Erdem, mektubunda, “Onurlu bir davranış ortaya koydun ve ırkçılığın maskesini düşürdün. Erdoğan’ın yaptıkları da en az bu kadar ağır bir ırkçılıktır ve bununla da mücadele edilmeli dir” ifadelerini kullandı. “Barış isteğini dile getirdiği ve Kürt olduğu için Türkiye’de hedef haline getirildiğini” anlatan Na ki ise Özil’e “Seni yerli ve mil li görenler, beni neden terörist gördüler” sorusunu yöneltti. Haziran ayında “silahlı terör örgütüne yardım”, “gizli tanığı Eren Erdem deşifre etmek”, “soruşturmanın Deniz Naki gizliliğini ihlal etmek” iddiala Bir Dersimli Emniyet Müdürü gör rıyla tutuklanan Erdem, Özil’e yaz dün mü hiç? Ya da CHP ve HDP’ye dığı mektupta şu ifadelere yer verdi: oy veren 20 milyona yakın insanın “Kutlarım. Onurlu bir davranış or terörist ilan edilmesi... Irkçılık, kim taya koydun ve ırkçılığın maskesini likçilik, bunlar zararlı şeylerdir. Ba düşürdün” dedi. Irkçılık ve nefretle zen bir Alman’da, bazen badem bı mücadelenin uzun soluklu ideolojik yıklı bir Cumhurbaşkanı’nda tecelli ve politik bir hareket olduğunu kay eder. Tümüyle topyekun mücadele deden Erdem, “Sembolik eylemler eder, tüm kimliklerimizle barışırsak bir kararlılıkla politize olmadıkça so hayat bayram olur. Aksi takdirde, nuç getirmez. Irkçılığa karşı müca benim faşistim senin faşistini döver dele küresel ölçekte örgütlenmelidir. paradoksunun ve çelişkisinin mus Alman ırkçı kötü, İslamcı ırkçı iyi ol taribi oluruz.” maz. Her ikisi de kahrolası federaller kadar kötüdür” ifadelerini kullandı. ‘Ben de milli davrandım’ ‘Bunlar zararlı şeyler’ Türkiye’de üç yıl Amedspor forması giyen futbolcu Deniz Naki de Özil’in Cumhurbaşkanı Tayyip sosyal medyadan bir açıklama ya Erdoğan’la birlikte fotoğraf nedeniy parak Mesut Özil’e sorular yöneltti. le hedef haline getirildiğini anımsa Türkiye’de futbol oynadığı dönem tan Erdem, şöyle devam etti: “Bir de toplumsal olaylara karşı duyar likte resim verdiğin Erdoğan’ın Ale sız kalmadığını belirterek, kendisi vi ibadethanelerine ‘cümbüş evi’ de nin de milli davrandığını ifade et mesi de en az bu kadar ağır bir ırk ti. Bu duruşu ve Kürt asıllı olması çılıktır ve bununla da mücadele edil nedeniyle saldırıya uğradığını, fut melidir. Eğer Alman faşistlerle mü boldan men cezası aldığını ve hedef cadele edip bunu görmez ya da Erdo haline getirildiğini, Almanya’da si ğan ile mücadele ederken Alman fa lahlı saldırıya uğradığını vurgula şistleri görmezsek bu bizi tutarsız yan Naki, Mesut Özil’e seslenerek laştırır. Türkiye’de, Atatürkçü, sos şu ifadeleri kullandı: yalist, özgürlükçü, Alevi, Kürt, Zaza, “Almanya için söylediğin bana ya gayrimüslim, ateist, seküler milliyet pılan faşist saldırılardan dolayı Al çi vs. olman, senin yaşadığından da manya milli takımını bırakıyorum ha ağır şeyler yaşamana vesile olur. tepkini, Türkiye’de bana ve benim gibi Kürt asıllı olan futbolculara yapılan ırkçı ve faşist saldırılara neden göstermedin, sessiz kaldın? DFB’nin (Almanya Futbol Federasyonu) açıklamalarını yalnış bulduğunu söylüyorsun, TFF’nin (Türkiye Futbol Federasyonu) hakkımda alınan kararlarnı ırkçı buluyor musun? Türkiye’de bir futbolcunun hayatı bitirildi, bir barışsever futbolcuyu terörist diye ilan ettiler, tepkin ne oldu? Seni yerli ve milli görenler, beni neden terörist gördüler? Senin Türklüğünü destekleyenler, benim Kürtlüğümü neden kabul etmediler? Sen şimdi Türkiye’ye gittiğinde, bana saldıran faşist, ırkçı kişiler, seni milli ve yerli karşılayacaklar. İşte o an beni hatırla. Senin faşistin, benim faşistim yok. Faşist her yerde faşisttir. De ki onlara: “Ülkesini, topraklarını seven Kürtlüğü ile Türkiye’de bir renk olan Almanya vatandaşı Dersimli Kürt Deniz Naki’nin selamları var.” Bu nedenle sevgili meslektaşım; faşizm, ırkçılık, despotluk, insan onurunu kırıcı her ne varsa, nerde olursa olsun karşı durmak gerekir. Seni dünya faşizmine karşı mücadeleye davet ediyorum. Seni Türkiye’deki Kürtlere yapılan ırkçılığa karşı duyarlı olmaya davet ediyorum. Faşizm bir hastalıktır, dün bana, bugün sana, yarın başkasına saldırır, bulaşır. Özgür, barış ve umut dolu bir dünya için yok olsun faşizm, ırkçılık. Sevgiyle kal, faşizmle kalma güzel ülkem.” l Haber Merkezi MERKEL: TÜRKLER BİZİ ZENGİNLEŞTİRİYOR Mesut Özil’in Almanya milli takımından ayrılmasının yankıları sürüyor. Almanya Başbakanlığı’ndan da konuyla ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada, Almanya’da yaşayan Türklerin ülkeyi zen ginleştirdiği ve Almanya’da yabancı düşmanlığına yer olmadığı vurgulandı. Açıklamayı Almanya Başbakanı Angela Merkel adına başbakanlık sözcüsü yaptı. Sözcü, “Almanya Başbakanı Merkel bu ülkede yaşayan herkesin, kökenleri başka ülkelere dayananlar da dahil herkesin başbaka nıdır” ifadelerini kullandı. Hükümet sözcüsü, Almanya’da 3 milyondan fazla Türk’ün yaşadığını ve bunların 1.5 milyonunun da Alman vatandaşı olduğuna dikkat çekti. Sözcü, “Almanya’da yaşayan Türkler ülkemizi insani, kültürel ve siyasi olarak zenginleştiriyorlar” dedi. Alman sözcü, Başbakan Merkel’in Mesut Özil’i çok başarılı bir futbolcu olarak gördüğünü ve Özil’in kararını saygıyla karşıladığını söyledi. l Haber Merkezi Tutuklu Grup Yorum üyesi Dilan Poyraz’a iki yıl iletişim cezası verildi Sessizliğe mahkum ettiler ZEHRA ÖZDİLEK Tutuklu Grup Yorum üyesi Dilan Poyraz’a (22) bir yıldan uzun süredir tutulduğu Gebze Cezaevi’nde iki yıl iletişim cezası verildi. Sağlık sorunlarıyla mücadale eden Poyraz ailesini arayamıyor ve arkadaşlarına mektup gönderemiyor. Kanser hastası anne Esra Poyraz ise yolculuk yapması doktorları tarafından yasaklandığı için gidip kızını göremiyor. Gözyaşlarına boğulan Poyraz, kızımı çok özlediğini belirterek, “Dilan’ın beynine giden damarları tıkalı. Bir yandan sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor bir yandan da iletişim cezaları veriliyor. Kızımı da beni de yıpratıyorlar” dedi. Kızının iletişim cezasının kaldırılmasını isteyen Esra Poyraz, “Çünkü hastalığımda yeni bir sürece girdim ve kızımı gidip göremiyorum. Sonuçlarım iyi çıkmadı. Genellikle hastanede oluyorum. Kızımı çok özledim. Kokusunu, tenini, bakışını, konuşmasını özledim. Anlatılmaz bir duygu. En son görüşe gittiğimde ağlamamak için kendimi çok tutmuştum ama yine dayanamadım. Uzun bir süre onu göremeyeceğim. Kızım ne yaptı da bu kadar uzun bir süre iletişim cezası verildi. Zaten yatacağı ceza o kadar değil. Kızım haksızlığa uğrayan insanların yanında yer aldı. Düzen bunu terör olarak görüyor. Ama böyle bir şey yok. Bugün gazetecinin yanında yarın madencinin yanında öbür gün bakıyorsun zulüm gören herkesin yanında... Sağlık durumu iyiymiş. O da beni çok merak ediyormuş. Dilan’ın bu koşullarda içerde kalması doğru değil. Haberi aldığımdan beri kendimi çok kötü hissediyorum. Kendim zaten rahatsızım, yavrumun da böyle sorunları olunca beni daha çok yıpratıyor” dedi. YILDIRIM TUTUKLANDI ALEVİLERE MÜDAHALE Alevi derneklerinin, geçen hafta Sarıyer Cemevi’ne yapılan po ten Veli Ağbaba, “Cumhurbaşkanının seçimler öncesinde vermiş oldu Sarıyer’de önceki gün evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve savcının tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen PSAKD Sarıyer Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım tutuklan lis baskını ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Armutlu Şube Başkanı Zeynep Yıldırım’ın tutuklanmasına tepki göstermek için TBMM önünde yapmak istediği basın açıklamasına müdahale edildi. Polisler, eyleme destek veren milletvekillerine de ‘had ğu vaatlerin ne kadar boş olduğunu görüyoruz. Maalesef onun ağzından çıkan nefret cümleleriyle Sarıyer’de ve Türkiye’nin birçok yerinde cemevleri saldırıyla karşı karşıya kalıyor” dedi. Cemevlerine sahip çıkacakla dı. Yıldırım’ın tutuklanmasına tepki gösteren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği GYK Üyesi Özgür Kaplan, “Bizim baskılara boyun eğmeyeceğimiz, yüzyıllar öncesinde Pir Sultan Abdal’ın zalime karşı sergilediği duruştan bellidir. Ceme dinizi bileceksiniz’ diye bağırıp en rını ve inanç merkezlerine ya vi milyonlarca insanın kutsa gel oldu. CHP ve HDP milletvekille pılan saldırıların karşısında du lıdır. Bizim kutsalımıza idrarı rinin yapılan müdahaleyi engellemeye çalıştığı eylemde, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan’ın açıklama yapmasına izin verilmedi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba açıklama yaptı. Sarıyer Cemevi’nde yapılan saldırıyı milletvekilleri olarak kınadıklarını belir racaklarını ifade eden Ağbaba, “Maalesef bu hükümet anlayışı Zeynep cemevlerimizi yok sayan, ken di inanç merkezleri dışındakileri yok sayan bir anlayış. Türkiye’nin bu ku tuplaşmasına izin vermeyeceğimizi belirtiyoruz” diye konuştu. Yıldırım nı yapacak kadar gözü dönmüş polisin derhal görevden alınmasını ve yargı önünde hesap vermesini istiyoruz. Biz kimseye biat etmeyeceğiz” dedi. Pir Sultan Ab dal Kültür Derneği Ankara Şube Başkanı Ali Üngörmüş de, “Devletin Alevisi ol mayacağız” dedi. l Haber Merkezi l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle