18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 22 Temmuz 2018 2 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması 2018 yılı raporu açıklandı Öğrenci de mutsuz akademisyen de FİGEN ATALAY Türkiye’deki vakıf ve devlet üniversiteleri, öğrencilere ve beklentilerine ulaşamıyor. Üniversiteler, öğrenci isteklerini karşılayabilme ya da bu isteklere duyarlı olabilmede öğrenci algısı açısından oldukça kötü durumda. Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması (TÜMA) 2018 yılı raporuna göre, devlet üniversiteleri arasında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, vakıf üniversiteleri içinde ise Özyeğin Üniversitesi öğrencilerin en çok memnun oldukları kurumlar. Prof. Dr. Engin Karadağ ve Prof. Dr. Cemil Yücel tarafından yapılan araştırmaya, 109 devlet ve 63 vakıf olmak üzere 172 üniversiteden, tüm sınıflar düzeyinde 26 bin 513 öğrenci ka Memnuniyet sıralamasında ilk 10 1 Özyeğin Üniversitesi 2 Koç Üniversitesi 3 İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 4 Sabancı Üniversitesi 5 Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi 6 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi 7 Abdullah Gül Üniversitesi 8 İstanbul Teknik Üniversitesi 9 Kadir Has Üniversitesi 10 Gebze Teknik Üniversitesi tıldı. Araştırmada üniversiteler, öğrenme deneyimi, kampus ve kampus yaşamı, akademik destek, öğrenme imkânı, kişisel gelişim ve kariyer desteği, kurumun yönetiminden ve işleyişinden memnuniyet konuları olmak üzere 6 kategoride değerlendirildi. Sıralamada üniversitelere A+, A, B, C, D ve FF gibi notlar verildi. En yüksek memnuniyet oranına sahip üniversiteler A+, en düşük olanlar ise FF aldı. Araş tırma 172 üniversiteden 17’sinin ‘A+’, seviyesinde öğrencilerinin beklentilerini üst düzeyde karşılayabildiğini gösterdi. 22 üniversite ise beklentileri “A” seviyesinde karşılıyor. 33 devlet üniversitesi ve 14 vakıf üniversitesi ise “FF’’ seviyesinde bulunuyor. Rapordan tespitler n Türkiye’deki üniversiteler; öğrencilere ve beklentilerine ulaşamıyor. n Üniversiteler öğrenci taleplerini karşılayabilme ya da bu taleplere duyarlı olabilmede öğrenci algısı açısından oldukça kötü. n Üniversitelerde derslerde öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğine odaklanılmıyor. n Akademik kültürde derslerde konuları işleyip sınav yaparak öğrenmeyi denetleme tercih ediliyor, öğrenme süreci esnasında öğrencinin öğrendiğinden emin olmaya yönelik bir anlayış bulunmuyor. n Öğrencinin kariyerine, gelişimine, akademik ve sosyal sıkıntılarını gidermeye yönelik destek sistemleri ve kültürü bulunmuyor. n Üniversitelerin işleyişleri öğrenci odaklı değil. n Üniversite yönetimleri öğrenci dostu değil. Japonya’da tasarım stajı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğrencileri, Japonya’nın Chiba Üniversitesi’nde tasarım alanında staj yapacak. 6 yıldır gerçekleştirilen etkinlikte bugüne dek 48 öğrenci Japon geleneksel ve güncel mimari örneklerini yerinde deneyimledi. Kırmızı ışık özel sporcular için yandı Gençlere online eğitim Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Merkezi (BUSDCPC) ve Unilever Türkiye’nin hayata geçirdiği “Sürdürülebilir Kalkınma Sertifikalı Online Eğitim Programı” 10 Ekim 2018 tarihinde başlıyor. Tüm üniversitelerin 3. ve 4. sınıf lisans öğrencilerinin ücretsiz olarak alabileceği ve 8 hafta sürecek eğitim programına son başvuru tarihi 25 Eylül 2018. Özel Olimpiyat Oyunları’nın 50. yıldönümü nedeniyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü de kırmızı renge büründü. Dünyada 170’ten fazla şehir, bu et kinliğe en önemli simgeleriyle katıldı. ABD’den Niagara Şelalesi, Avustralya’da Sydney Opera Binası, İngiltere’de London Eye, Meksika’da başkent Mexico City’den Bağımsızlık Meleği Anıtı, Almanya’da Berlin’den Olimpiyat Stadyumu ve Çin’den Pekin’deki Su Küpü de bu etkinliğe katılan önemli şehirler oldu. l AA Sınırları zorlayan, sıradışı bir Marx portresi Marx Sınırlarda Yordam Kitap’ta BAKAN ZİYA SELÇUK: Şikâyet değil, bilgi hattı geliyor Çeviri: Deniz Gedizlioğlu 432 sf., 30 TL Karl Marx’ın ve Marksizmin ulusal meselelere, etnisiteye, Batı dışı toplumlara nasıl baktığına dönük tartışmalar açısından çığır açan bir yapıt! ABD İç Savaşı’ndan Cezayir’e, İrlanda’dan Çin’e, Hindistan’dan Rusya ve Polonya’ya Marx’ın bu ülkeler hakkında yazdığı makaleleri derinlemesine analiz edip bambaşka bir Marx portresi ortaya koyan bir yapıt! Marx’ın başyapıtı Kapital’i Fransızca basımı için yaptığı değişikliklerle birlikte okumamızı, ulusal soruna bakışını bu şekilde daha iyi anlayabileceğimizi öne süren bir yapıt! Marx çalışmalarını da aşan hararetli yeni tartışmaları ateşleyebilecek bir yapıt! Marx Sınırlarda, şimdi kitapçılarda! yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com Eğitim İş yöneticileri Bakan Selçuk’la görüştü. Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım ve MYK üyeleri Ebru Sungar, Hüseyin Kara, Bilal Şener ve Suat Özkolay, dün Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’la görüşerek, eğitimin sorunlarının çözümüne yönelik önerilerin bulunduğu bir rapor sundu. Genel Başkan Yıldırım, sorunların çözümüne yönelik her türlü adımda destek olacaklarını belirtti. Bakan Selçuk, öğretmenliğin mesleki sorunlarının çözümüne ilişkin çalışmalar yapacaklarını, öğretmen mülakatları ile ilgili daha hakkaniyetli bir sistem getirileceğini belirtti. Bakan Selçuk, öğretmen itibarını öncelik alarak tüm uygulamaların merkezinde çocuğun olacağını söyledi. Selçuk, Fatih projesine ilişkin de teknolojiden kaynaklanmayan sorunların teknoloji ile çözülemeyeceğini söyledi. 147 hattının yerine Bakan Selçuk, 444’lü yeni bir sistemin başlatılacağını, bunun şikâyet değil bilgi hattı olacağını vurguladı. haber EDİTÖR: FİĞEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Umudun tükenişi 11: ‘Bıkkın’ Ecevit hapiste Özgürlük ve Demokrasi, insanlık tarihinde uğurlarına en büyük bedeller ödenen iki kavramdır. Demokrasi, bireysel özgürlüğün toplumsallaştırılmış halidir. Onun için dinci/ mezhepçi veya ırkçı/milliyetçi çoğunluk diktatörlüğü, demokrasinin en büyük düşmanıdır. Bu kavramların gelişmelerini önlemek adına çok cinayetler işlenmiş, kimi zaman din ve mezheplerin, kimi zaman ırk ve milliyetlerin arkasına sığınan diktatörler, insanlık tarihini kana bulamışlardır. İnsanlığın bu özgürlükçü ve demokratik değişme ve gelişme savaşımının arkasında kalan Osmanlı, geri kalmışlığının bedelini işgal edilip yok edilerek ödemiştir. Bir zamanlar Roma’dan devir aldığı Dünya İmparatorluğu’nu, bu geri kalmışlığından dolayı sadece İslam Âlemi’nin Yıldızı olarak sürdüren Osmanlı’nın çöküşü üzerine, yine bu birikimin bir ürünü olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk: Bu toplumu, İnsanlık Âlemi’nin uygarlık düzeyine eriştirmek, aradaki açığı kapatmak için, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve bu topraklarda yaşayanlara Özgürlük ve Demokrasi yolunu açmıştı. Elbette, henüz Din/Tarım toplumlarının sömürü düzeni aşamasında, kulluk ve kölelikle desteklenen bir Padişahlıktan, Demokrasiyi amaçlayan bir Cumhuriyet’e geçmek kolay değildi. HHH On birincisini yazdığım ve her pazar “içerdekileri” de andığım bu yazıda: Siyasetle “Hapishane”nin, Demokrasiyle “Adalet”in kesiştiği noktaları... Türkiye’de Demokratik Cumhuriyeti kurmak gibi neredeyse olanaksız görünen bir görevi üstlenmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin öyküsü üzerinden... Sürdürmeye çalışıyorum. HHH 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra siyaset yapmanın yollarını arayan Ecevit, 21 Şubat 1981’de “Arayış” dergisini çıkarmaya başladı. Arayış’ın 7. sayısında kaleme aldığı ve 12 Eylül yönetimini işkence yapmakla suçlayan “İşkence” başlıklı yazısı, derginin kapatılmasına neden oldu. 30 Mayıs 1981’de çıkan 15. sayısında ise Ecevit, muhalefetin dozunu daha da yükselterek şunları söylüyordu: “İnsanlar bir ölçüye kadar özgürlük kısıntılarına, baskıya, zulme katlanabilirler, ama haksızlığa, adaletsizliğe katlanamazlar. En zayıf, en ürkek insan bile haksızlık, adaletsizlik karşısında tepki duyar ve tepkisini hiç beklenmedik bir ölçüde açığa vurabilir.” Bunun üzerine Milli Güvenlik Kurulu 2 Haziran 1981’de, 52 numaralı bildiriyi yayınladı: Bu bildiri “11 Eylül 1980 tarihinde, parlamento üyesi bulunan siyasi parti mensupları ile her kademede siyasi parti yöneticisi ve mensuplarının Türkiye’nin geçmiş veya gelecek siyasi veya hukuki yapısıyla ilgili olarak kendi anlayışları doğrultusunda sözlü veya yazılı beyanda bulunmaları veya makale yazmaları ve bu amaçlarla toplantı yapmalarını” yasaklıyordu. Ecevit bu bildiriye aykırı davranmaktan 3 Aralık 1981’de hapse atıldı. 2 Şubat 1982’de hapisten çıktı fakat Hollanda televizyonu NCRV’ye verdiği demeç ve Alman Der Spiegel dergisine “Atatürk’ün mirası ve Türk demokrasisinin Hali” başlıklı bir yazısından dolayı yeniden 2 ay 27 gün hapis cezasına çarptırıldı. HHH Bu yazıyı bitirirken, burada ilk kez açıklayacağım bir bilgiyi de okurlarımla paylaşmak istiyorum: 1980 öncesi kurduğu son hükümetten ayrıldıktan sonra, ama 12 Eylül Askeri Rejimi’nin baskılarından dolayı CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmesinden çok önce, bir dertleşmemizde: “Emre Bey, bu Deniz Baykal ve Ali Topuz çekişmesinden ve çatışmasından o kadar bıktım ki, Genel Başkanlıktan ayrılmayı düşünüyorum” demişti. (Bilmem ayrıntılar ayrı bir yazı konusu olur mu?) HHH DİREN CHP... DİREN DEMOKRASİ: ÜLKEDEKİ BU BUNALIM VE PARTİ İÇİNDEKİ BU SORUNLAR İLK KEZ BAŞIMIZA GELMİYOR! Dinden muaf olana az puan OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın lise giriş sınavında din dersinden muaf olan öğrenciler için alternatif soru sormak yerine sonuç hesaplama yöntemini değiştirmesi kriz yarattı. Çocuklarının mağdur edildiğini ve az puanla karşılaştığını belirten aileler isyan etti. Bakanlığın velilere “yapacak bir şey yok” yanıtı vermesi mağduriyeti büyüttü. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sorularını çözmekle sorumlu öğrenciler, hiç din sorusu çözmese bile 50 soru üzerinden hesaplama yapıldığı için din dersinden muaf öğrencilerin önüne geçti. Eksik sorular nedeniyle az soru karşısında yapılan yanlışların sorumluluğunun arttığı yeni sistemde din sorularından muaf öğrenciler, sorulmayan fazladan 10 sorunun yarattığı dezavantajın, sınav sonuçlarının inkılap tarihi sorularının ikiye çarpılarak hesaplanmasıyla giderilmesini talep etti. Sınavda din sorularından muaf olmasına karşın hesaplama yöntemindeki değişiklik nedeniyle kızının mağdur olduğunu belirten Arus Bera ma, “Kızım gerçekten çok büyük bir hayal kırıklığı içinde. Kızım aynı sayıda doğru soru yanıtlayan ve dinden muaf olmayan arkadaşından 40 puan daha az puan aldı’’ dedi. Olumsuz yanıt Yaşananlara karşı bakanlığa başvuran aileler ise olumsuz yanıtla karşılaştı. Yapılan görüşmelerde bakanlığın da sorunun farkında olduğunu belirten aileler, hesaplama yönteminin kılavuzla belirlendiği ve bu kapsamda artık bir şey yapılamayacağı yanıtını aldıklarını söyledi. Bakanlığa dilekçe yazan aileler, “6 Ağustos’ta yerleştirmeler başlayacak. İstediğimiz okulların kontenjanlarının bu sürede dolacağını düşünüyoruz. Çocuklarımızın hayal kırıklığının giderilmesini istiyoruz” diyerek yaşadıklarını anlattı. “Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav Başvuru ve Uygulama Kılavuzu”na göre, yabancı dil ya da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf öğrencilerin puanı, öğrencilerin o testler dışındaki diğer testlere verdiği yanıtlar göz önüne alınarak hesaplanıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle