15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 9 Haziran 2018 6 TASARIM: EMİNE BİLGET İttifakta saha gerilimi Bahçeli’nin “MHP’nin aleyhine çalışan AKP’liler” çıkışının altında, AKP vekil adayı Tuğrul Türkeş ve MHP’ye oy geçişinden rahatsız olan AKP’liler olduğu öğrenildi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önceki gün Kayseri’de AKP milletvekilleri ne yönelik “MHP ile oyun oynamaya kalk mayın” sözlerinin perde arkasında ne ol duğuna dair kulisler hızlandı. Sözlerin asıl muhatabının uzun yıllar MHP’de ge nel başkan yardımcılığı görevi yapan an cak daha sonra AKP’ye ka tılan ve seçimlerde de AKP Ankara Milletvekili adayı olan “Tuğrul Türkeş’in oldu ğu” belirtiliyor. Bahçeli’nin, 24 Haziran’a sayılı günler SELDA GÜNEYSU kala, AKP’nin milletvekili adaylarının, özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde, seç mene “MHP ile AKP arasındaki ittifak se çimlerden sonra son bulacak. AKP iktidar olacak ancak MHP yine muhalefete dü şecek” şeklindeki propaganda yaptıkla rı söylentileri üzerine de “sözünü adrese teslim söylediği” ifade ediliyor. AKP’den oy geçişi AKP’nin, özellikle İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nin bazı yerlerinde tabanını MHP’ye kaptırdığı ileri sürülüyor. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu durumun farkında olduğu, Erdoğan’ın milletvekili adaylarına da “MHP ve AKP ayrı tüzel kişiliği olan partiler. Sahada MHP’ye oy kaptırmayın” uyarısını bu nedenle yaptığı vurgulanıyor. Parti yönetimince, “MHP’nin adaylarının özellikle bu bölgelerde yaptıkları seçim çalışmalarında, AKP’nin ‘oy deposu’ ilçe ve köylerinde sıklıkla, seçmenlerden ‘önceki seçimlerde bir haneden AKP’ye giden oyların şimdi yarı yarıya, AKP ve MHP arasında bölüştürüleceğine’ yönelik beyanlarıyla karşılaştıkları” dillendiriliyor. AKP’li seçmenlerden gelen “Bu kez bizim evden Bahçeli’ye de oy var. Hem AKP’ye hem de MHP’ye oy çıkacak” sözlerinden de “AKP’li milletvekili adaylarının rahatsız olduğu” ifade ediliyor. MHP’de, “AKP’li milletvekili adaylarındaki söz konusu rahatsızlığın ilk işaretini partinin Ankara Milletvekili adayı ve eski Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in verdiği” de konuşuluyor. Partide, Türkeş’in bir televizyon kanalında yaptığı “Cumhur İttifakı 24 Haziran seçimlerinden sonra sona erecek. Sayın Bahçeli, ‘Ben Cumhurbaşkanı yardımcısı olmam, hükümete bakan vermem, ben bunları ayıp addederim’ diye ‘Evet’i MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün Konya’da düzenlediği mitingde ‘Cumhur İttifakı’ ilan edildiğinden bu yana yaptığı konuşmalardan biraz daha farklı bir çizgi çizdi. Daha önceki konuşmalarının aksine, ittifak lafını sadece birkaç kez anan Bahçeli, kitleye defalarca “MHP’ye evet MHP’ye demeye hazır mısınız” diye sordu. Bahçeli, MHP’nin oylarına dair açıklanan anketlere de ateş püskürdü: “MHP’nin oy oranlarını düşük göstermek için tedavüle sokulan anketler başarıya ulaşamayacaktır. Milletimizi aldatmaya teşebbüs eden satılık anketçilere sanıyorum iblis bile iğrenecek ha istedi le gelmiştir. Bir dedikleri diğerini tutmuyor. MHP anketlere sığmaz, rakamlara girmez, hele hele Türk düşmanlarının tuzağına hiç düşmez.” MHP lideri Bahçeli, konuşmasında hiç beklemeden “Kandil Dağı’na Türk bayrağı” dikilmesi gerektiğini de istedi. rek, 24 Haziran sonrası AKP’nin iktidara yalnız devam edeceğinin işaretini veriyor. Bu da bize gösteriyor ki MHP de münferit olarak yoluna devam edecek” sözlerinin “ittifaka gölge düşürmek amacı taşıdığı” şeklinde yorumlanıyor. Bahçeli ne demişti? Bahçeli, önceki gün Kayseri’de yaptığı ‘Bölge İstişare Toplantısı’nda, ilk kez konuşma metninin dışına çıkarak, AKP’li milletvekili adaylarına yönelik “Cumhur İttifakı’nı gölgelemek, dağıtmak, üzerinde oyunlar kurmak, bu vesileyle Yenikapı ruhu ve ittifak hukukunu zedeleyen, özellikle AKP’li milletvekili adayları, kendinize dikkat edin. MHP üzerinde oyun oynamayın” uyarısı yapmıştı. l KAYSERİ ‘Bu ittifakı kolay kurmadık’ Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da dün Nevşehir’deki mitinginde Bahçeli’nin açıklamalarına şu sözlerle gönderme yaptı: “Kardeşlerim bu yola çıkış bir Cumhur İttifakı’dır. Bu Cumhur İttifakı’nı beraber koruyacağız. Araya tabanda fitne fesat sokmak isteyenlere aman ha fırsat vermeyeceğiz. Bu Cumhur İttifakı kolay kurulmadı. Bununla birlikte sözde milletin ittifakı diye ortaya çıkanlara sandıkta gereken dersi vereceğiz. Biz her insan bir âlemdir diyen Hz. Mevlana’nın gönül sofrasından besleniyoruz. Bölgemizde fitneyi değil kardeşliği büyüteceğiz. Ben gönül diliyle konuşuyorum.” Daha sonra Kayseri’de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimlerin kimlerle olduğunu siz çok iyi biliyorsunuz. Hayatta bir araya gelmeleri mümkün olmayanlar nasıl bir araya geldiler, görüyorsunuz. Seçimler demokrasinin er meydanıdır. Biz bu meydana kimsenin gölgesi olarak çıkmıyoruz” dedi. l İHA/DHA AVUSTURYA İLE GERİLİM 60’a yakın imam sınır dışı edilecek Avusturya’nın muhafazakâr hükümeti, Türkiye’nin finanse ettiği 60’a yakın imamı ve ailelerini sınır dışı etme ve 7 camiyi kapatma kararı aldı. İçişleri Bakanı Herbert Kickl, kararla birlikte 150’ye yakın kişinin Avusturya’daki oturma iznini kaybedebileceğini söyledi. Açıklamayı yapan Başbakan Sebastian Kurz, kararın başkent Viyana’da ağırlıkla Türk cemaatinin gittiği bir camide asker kamuflajlı öğrencilerin sergilediği “Çanakkale Şehitlerini Anma” oyunu nedeniyle alındığını açıkladı. Oyuna ilişkin, üzerlerine Türk bayrağı örtülü çocukları yerde yatarken gösteren fotoğraflar hem Avusturya’da yayımlanan Falter dergisinde, hem de caminin bağlı olduğu Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği’nin (ATIB) dün erişime kapalı görünen facebook sayfasında yer aldı. ATIB’ı işaret etmişti Kurz daha önce camide sergilenen bu oyun için “Bu yaşananların Avusturya’da yeri yok. Hükümet olarak bu tür konulara bundan böyle sıfır tolerans göstereceğiz. Tüm gücümüzle bu olumsuz gelişmelerle mücadele edeceğiz” demiş, ATIB’ın kapatılması konusu tartışmaya açılmıştı. ATIB, Diyanet İşleri Türkİslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Avusturya genelinde 100 bin üzerinde fazla üyesi ve 65 camisi olan resmi bir dernek olan ATIB, bir anaokulu işletiyor ve Avusturya devletinden dini ödenek alıyor. Ankara tepki gösterdi Ankara da dün bu karara tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı, Avusturya hükümetinin bu adımını kınadı. Kararı popülist dalganın sonucu olarak tanımlayan Bakanlık, açıklamasında, “siyasi çıkar elde etme çalışması” dedi. Ankara, 1 Temmuz’da, Avusturya’nın AB Dönem Başkanlığını üstlenmesinden de endişe duyduğunu vurguladı. l ANKARA PİAR’IN ANKETİNE GÖRE Cumhur İttifakı, Meclis’te çoğunluğu alamıyor Millet İttifakı bir puan önde Piar Araştırma Şirketi’nin anketine göre; AKP’nin Meclis’te çoğunluğu kaybetme korkusu gerçek olacak. Muhalefetin oluşturduğu Millet İttifakı, AKP ile MHP’nin Cumhur İttifakı’ndan bir puan önde görülüyor. Ankette AKP’nin oyu yüzde 34,8 çıkarken, CHP yüzde 23,4, İYİ Parti yüzde 17,2, HDP yüzde 14,1, Saadet Partisi ise yüzde 2,5 olarak kayda geçti. Ankete göre; muhalefetin oluştur duğu Millet İttifakı yüzde 43,1. AKP ile MHP’nin ittifakı ise yüzde 42,1. Ankette; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oyu yüzde 39,7 olarak verilirken CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin oyu yüzde 26. Ankette; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yüzde 21,2, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş yüzde 11,1, Saadet’in adayı Temel Karamollaoğlu yüzde 1,8 olarak yer aldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in oyu ise yüzde 0,5. l ANKARA / Cumhuriyet YSK kendini çiğnedi Seçim yayınlarının tarafsızlığından sorumlu olan YSK, RTÜK’teki CHP’li üyelerin adaletsizliğin tespiti ve cezalandırılması talebini OHAL KHK’sine sığınarak reddetti SİNAN TARTANOĞLU RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İlhan Taşcı ve İsmet Demirdöğen, 1 Haziran’da YSK’ye başvurarak, “yayın ilkeleri ortaya konulduğuna göre bunun bir yaptırımının da olması gerektiğini” belirtti. CHP’li üyeler YSK’ye yaptıkları başvuruya, TRT ekranlarında yapılan ve YSK’nin belirlediği yayın ilkelerine aykırı olduğu değerlendirilen seçim yayınlarının rakamsal verilerini de ekledi. CHP’li üyeler, YSK’den şu üç talepte bulundu: l TRT’nin YSK’nin belirlediği yayın ilkelerine aykırı hareket ettiğinin tespiti. l Tespitin ardından TRT Genel Müdürü’nün görevden alınması. l Özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınları ile ilgili olarak da RTÜK’ten rapor istenerek, gerekli yaptırıma gidilmesi. YSK, Taşcı ve Demirdöğen’in ‘Görevden kaçma kararı’ RTÜK üyesi İlhan Taşcı, YSK’nin başvurularına karşı verdiği kararı değerlendirdi. Taşcı, “YSK, önce, yayın ilkelerinin ihlal edilemeyeceğini hüküm altına aldı. Yani bizim tezlerimizi doğruladı. Ancak KHK’yi gerekçe göstererek ‘yetkim yok’ dedi. Tarafsızlık ilkesinin ihlali; anayasa ve yasalarda, YSK’nin kendi kararında suç olarak tespit edilmiş. Fiil tanımlanmış. YSK ‘Ceza veremem’ diyor ama, KHK ile yaptırım ortadan kalksa bile, kendi koyduğu ilkenin ihlal edildiğini tespit edebilir” dedi. “YSK anayasal görevini yapmaktan kaçtı” diyen Taşcı, YSK’nin istese harekete geçebileceğini söyledi. İlhan Taşcı başvurularına ilişkin kararını 4 Haziran’da verdi. Kurul, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevinin anayasanın 79. maddesiyle kendisine verildiğini kabul etti. Ancak YSK kararında, özel radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin belirlenen yayın ilkelerine aykırı yayın ya pılması halinde verilecek cezaların 9 Şubat 2017 tarihli 687 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırıldığını anımsattı. Kararda, “Radyo ve Televizyon yayınlarından eşit olarak yararlanılması konusunda düzenlemeler yasalarımızda yer aldığı halde buna aykırı hareketler KHK’nin yürürlüğe girmesi ile müeyyidesiz kalmıştır. Müeyyidesiz olan bir durumla ilgili kurulumuzun cezai işlem yapması mümkün değildir” denildi. l ANKARA Zondulgak Dil, beni en çok şaşırtan olguların başında geliyor. En büyük meraklarımdan biri sözcüklerin nasıl oluştuğuna ilişkindir. Nasıl oluyor da aynı nesne her dilde başka başka seslerden oluşan sözcüklerle adlandırılmakta. Aynı dil öbeği içinde yer alan dillerde bu sözcükler ya aynı ya da benzer seslerden oluşsa da, farklı dillerde yüz binlerce nesnenin yüz binlerce farklı adı var. Bu farklılık yansılama sözcükler (genellikle fiiller) için de geçerli. Su her dilde farklı bir sesle şırıldarken güneş farklı ışıldıyor, kediler ve köpekler başka başka miyavlayıp havlıyorlar… Kuşkusuz bir açıklaması var hepsinin… Doğaya, kültüre, tarihe, sayısız rastlantıya ilişkin… Yine de açıklanması olanaksız bir şeyler kalacağını sanıyorum… Sonuçta bu adları, fiilleri vb. nereden ve nasıl çıktıklarını bilmeden, düşünmeden öğreniyor ve öylece de tekrarlayarak aynı dili konuşanlarla iletişime geçmiş oluyoruz… Bir başka deyişle, anadilimizde ya da çok iyi bildiğimiz bir başka dilde konuşurken kullandığımız sözcükleri, zihnimizden dilimize üzerlerinde tek tek düşünerek aktarmayız… Onlar konuşma sürecinde kendiliğinden akıp gelirler… Eğer böyle olmuyorsa, gereken sözcük kendiliğinden gelmiyor ya da bozularak geliyorsa bir sorun var demektir. Bu sorunun bilgi eksikliği, bellek zayıflığı, yorgunluk vb. çok önemli olmayan, ya da geçici nedenleri olabilir ve genellikle de öyledir. Fakat dil sürçmelerinin, bir sözcüğü dile getirmede takılmaların; yanı sıra da olayları, olguları durumları algılamada yanlışlık ve bozuklukların üste üste gelmesinin çok daha önemli nedenleri de olabilir. Bunlar belki daha da ciddi zihinsel rahatsızlıkların habercisidir. HHH Bu yazının başlığını “Zondulgak” değil de “Zonguldak” diye (yani doğrusunu) okuyanlarınız olmuştur kuşkusuz. Bunun nedeni gördüğümüzü değil zihnimizdekini okumamızdır ve çok sık rastlanan, çok da önemli olmayan bir görme dikkati kusurudur. Fakat AKP Genel Başkanı ve önümüzdeki seçimlerin başkan adayının Zonguldak’ta iftar yemeğinde maden işçilerine hitap ederken Zonguldaklılar yerine Zondulgaklılar, ardından Zonduklarlılar demesi, sonrasında da “Zonduk…” diye takılıp kalması ve “Niye böyle oldu…” şaşkınlığı ve yakınması, hem asla hafife alınmayacak bir olay, hem de her şeyi yapmaya muktedir olduğu sanılan kişinin tek bir sözcük karşısında düştüğü çaresizliğin hazin görüntüsüdür. Söz konusu kişinin ekran karşısında ilk kez bireysel, insani bir paniğini de ele veren bu görünüm; kim bilir, gelecekte tanık olunabilecek çaresizlik görünümlerinin de belki bir ilk örneğidir… HHH Kesinlikle abarttığımı düşünmüyorum ve ironi de yapmıyorum. Buradaki üniversiteyi biz yaptık derken belki de Isparta’da değil başka bir şehirde olduğunu düşünüyordu. Nitekim birkaç gün önce de Bitlis’te toplanan ahaliye üst üste Diyarbakırlılar diye hitap ederken kitlenin sessiz kalması bile yaptığı yanlışı fark ettirmedi ve yanlışını tekrarlamayı sürdürdü… Ruh hekimi değilim, fakat bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde, bir dil sürçmesi ya da zihinsel yorgunluk ötesinde, daha ciddi sorunların işareti olabilecekleri sonucuna varmak hiç de aşırı bir yorum sayılmamalıdır. Sıradan bir yurttaştan değil şu anda elinde ülkemizin kaderini tutmakta olan ve bunu önümüzdeki zamanlarda daha da büyük yetkilerle sürdürme şansına küçümsenemeyecek bir olasılıkla sahip birinden söz ediyoruz. Zonguldaklıları, Zondulgaklılar ya da Zonduklarlılar diye okuyormuş gibi uzak ve yakın tarihimizin demokrasi, çağdaşlık, aydınlanma değerlerinin bozularak ve bütünüyle tersyüz edilerek yok edilmesine; Bitlis’in Diyarbakır’la, Isparta’nın kim bilir nereyle karıştırılmasına hazır değilsek, önümüzdeki seçimlerde bu sıkıntılı durumdan mutlaka kurtulmalıyız. Ulusça bunu başarabilecek güce ve birikime sahibiz. Yıldırım’ın mitinginde camiye pankart astılar Başbakan Binali Yıldırım’ın Bitlis mitinginde Ulu Cami’nin minaresine AKP’nin pankartı asıldı. Camiye, AKP logosu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde cezaevine girmesine neden olan Ziya Gökalp’in “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız. Bu ilahi ordu dinimi bekler” mısralarının yazılı olduğu pankart asıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle