15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 7 Haziran 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Tarımı kuraklık ve döviz kuru vurdu Buğday rekoltesindeki düşüş bazı bölgelerde yüzde 50’ye ulaştı. Kurlardaki yüksek artışa rağmen TMO’nun alım fiyatı yüzde 11’de kaldı. Girdi maliyetleri çiftçiyi vuracak Yılın altıncı ayına girilmesiyle tarım sektörünün 2018 tablosu da netleşmeye başladı. Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, 2018’in tarım sektörü açısından geçen yılla ra göre daha zorlu bir yıl olacağını kaydet ti. Demirtaş’a göre mevsimler değişiklikler etkisiyle rekol tedeki düşüş ve döviz kuru nun yükselmesi sonucu hızla artan girdi maliyetleri bu yıla GAMZE BAL damgasını vuracak. Bu yıl Diyarbakır’da kurak lığa bağlı olarak normalde or talama dekar başına 400500 kilo olan rekol tenin mevcut durumda 300350 kiloya gerile diğini anlatan Demirtaş, aynı rekolte düşük lüğünün Mardin, Şanlıurfa, Çukurova Bölge si ve Kayseri’de de yaşandığını kaydetti. Ku raklığın yanı sıra Kayseri’de yaşanan don olayının buğdayda yüzde 30 civarında zarar oluşturduğunu ifade eden Demirtaş, “Özel likle mayıs ayının ikinci yarısında gerçekle şen aşırı yağış ve dolu da önemli zararlara neden oldu. İzmir Ödemiş’te sel, Eskişehir ve Samsun’da dolu, Yalova, Bursa, Manisa, An kara ve Erzurum’da taşkın ve seller nedeniy le ciddi zararlar meydana geldi” dedi. TÜİK tahminini geçti Bu yıl buğday üretiminde yüzde 2.3’lük bir azalma öngören Türkiye İstatistik Kurumu’nın (TÜİK) aksine Demirtaş, bu tahminin düşük olduğunu, bazı bölgelerde buğday rekoltesindeki azalışın yüzde 20’lere ulaştığını kaydetti. Üreticileri mağdur eden bir diğer gelişme de bu yılki alım fiyatlarının üretim maliyetlerindeki artışı karşılamayacak düzeyde kalması oldu. Yılbaşından beri kurlarda yüzde 25 artış olduğuna dikkat çeken Demirtaş, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım fiyatlarındaki artış oranının yüzde 11’de kalmasını eleştirdi. Demirtaş, “Başta mazot olmak üzere tarımsal girdiler kura endeksli. Dövizdeki artışa paralel girdi fiyatları artıyor. Fiyatlar kurun artması gerekçe gösterilerek daha yüksek oranda zamlanıyor” dedi. ÇİFTÇİYE 10 ALTIN KURAL Diğer yandan Barilla ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü işbirliğinde hazırlanan “Makarnalık Buğday Üretimi El Kitabı”na göre, sürdürülebilir makarnalık buğday üretimi için 10 altın kural bulunuyor. Ürün kalitesini artırma, çevreye zararlı etkileri azaltma, toprağın daha verimli ve uzun yıllar nasıl kullanılabileceği uygula ma örnekleri ile yer alan kitapta 10 altın kural şöyle sıralandı: “Makarnalık buğdaya uygun ekoloji ve arazi seçimi, toprak işleme, münavebe, en uygun çeşidi kullanma, sertifikalı tohum kullanımı, doğru zamanda ekim yapmak, doğru miktarda tohum kullan ma, uygun şekilde gübreleme yapma, yabancı otları kont rol altında tutma ve hastalıklarla mücadele et me.” ‘Kayıp’a zam Domates ekimi yarı yarıya düştü Adana’da Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, bölgede çeşitli hastalıklar nedeniyle domates ekim alanlarının yüzde 50 azaldığını, geçen yıl 2535 kuruş arası olan fiyatların da bu nedenle bu yıl 3 kat arttığını söyledi. Çukurova’da yetişen domateste hastalıkların artışı nedeniyle son 56 yıldır çiftçilerin alternatif ürünlere yöneldiğini belirten İncefikir, geçen yıl 22 bin 756 dönüm olan domates ekim alanının bu yıl 10 bin dönüme kadar düştüğünü belirtti. İncefikir, “Ekim alanları yüzde 50’ye yakın azaldığı için iyi domateste fiyatlar 1, 1.20 lira, orta domateste ise 90 kuruş gibi rakamlar telaffuz ediliyor” diye konuştu. l DHA Kök hastalığı ÜRETİCİYİ vuracak Türkiye’nin buğday ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayan Trakya’da önce aşırı yağışlar nedeniyle zamanında gübreleme yapılamaması, ardından nisan ayında beklenen yağışların düşmemesi üzerine yaşanan kuraklık buğdayda ‘kök hastalığı’ meydana getirdi. Bölgede 1 milyon 750 bin dekar alanın büyük bölümünde görülen hastalığın yüzde 50’lere varan ürün kaybına neden olması bekleniyor. DHA’ya konuşan Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz, “Hem hastalık hem kuraklık nedeniyle buğdayda çok büyük kaybımız olacak Edirne’de. Geçen yıla göre bu yıl Edirne ve civarında verim, yüzde 50 düşük olacak. Bu çok ciddi bir rakam, tabii ki maddi açıdan çiftçiyi zorlayacaktır” dedi. dediler DB: Türkiye daha az büyüyecek Dünya Bankası (DB) Türkiye için büyüme öngörüsünü bu yıl için yüzde 4.5 olarak açıkladı. Banka, Türkiye büyümesi için ocak ayında yüzde 3.5 olan öngörüsünü, mayıs raporunda yüzde 4.7 düzeyine yükseltmişti. Mayıs ayındaki son kur gelişmelerinin ardından banka büyüme tahminini 0.2 puan aşağı çekti. Dünya Bankası’nın Küresel Ekonomik Araştırma Raporu’nda Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) 2019 ve 2020 yıllarında da yüzde 4.0 büyüyeceği öngörüldü. l Ekonomi Servisi Uzakdoğu’dan da kötü haber Moody’s’in ardından Japon kredi derecelendirme kuruluşu R&I da Türkiye’nin görünümünü ‘negatif’e indirdi. Kuruluş, ulusal politika duruşunda belirsizlikle birlikte ekonominin küresel finansal piyasalardaki oynaklığa daha kırılgan hale gelebileceğini vurguladı. Kuruluş, Türkiye’nin cari işlemler hesabının kronik olarak açık verdiğini ve uluslararası rezervlerin kısa vadeli borçlardan çok daha az olduğunu vurguladı. l Ekonomi Servisi Unicredit: Faiz artışı mümkün Yapı Kredi’nin ortağı Unicredit, Merkez Bankası toplantısı ve yaklaşan seçimlerle ilgili değerlendirmelerini paylaştı. UniCredit, TCMB’nin 1 haftalık repo ile birlikte faiz koridorunda 50 baz puan artış yapmasının mümkün olduğunu belirtti. Banka, 7 Haziran’da TCMB’nin artışı pas geçmesi durumunda liranın yeniden zayıflayabileceğini belirtti. l Ekonomi Servisi Hükümet, çalışanların ve emeklilerin maaşlarında enflasyon nedeniyle oluşan kaybı da kamuoyuna “zam” olarak sunuyor MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, çalışanların ve emeklilerin maaşlarında yüksek enflasyon nedeniyle meydana gelen erimeyi kamuoyuna “zam” olarak sunuyor. “Enflasyon farkı” aslında “sıfır zam” anlamına gelirken, hükümet memur ve emekli maaşlarının “enflasyon zammıyla” artacağını anlatıyor. Enflasyonun, maaş zamlarını aşmasıyla çalışanların ve emeklilerin alım gücü düşüyor. Üstelik çalışan ve emekliler yılın daha ilk aylarında oluşan bu farkı alabilmek için 6 ay bekliyor. Mayıs ayı enflasyon rakamları geçen günlerde açıklandı. Bir önceki yılın aralık ayına göre değişim oranı yani 5 aylık enflasyon ortalaması yüzde 6.39 oldu. Oysa MemurSen ile hükümet arasında imzalanan toplusözleşmeye göre memur ve memur emeklileri bu yılın ilk 6 ayında yüzde 4 zam aldı. Fark temmuzda Enflasyon ile alınan zam arasında yüzde 2.39 fark oluştu. Daha fazla kayıp yaşamamaları için bu farkın memur ve memur emeklilerine hemen ödenmesi gerekiyor. Ancak toplu sözleşmeye göre enflasyon farkı için 6 aylık değişime bakılıyor. Memur ve memur emeklile ri haziranda çıkacak sonuca göre temmuzda farkı ala Zammın enflasyonun altında kalması toplu sözleşmenin başarısız olduğu anlamına geliyor. bilecek. Haziran enflasyonu düşük çıkarsa memur ve emeklinin yıl başından bu yana yaşadıkları kayba karşın alacakları fark da düşük olacak. Hükümet ise çalışan ve emeklilerin enflasyon nedeniyle yaşadıkları kaybı “zam” olarak yansıtıyor. Enflasyon farkının yansıtılması ile maaşların artacağına dikkat çekiyor. Maliye Bakanı Naci Ağbal “Enflasyon haziran sonu itibarıyla yüzde 6.39’da kalırsa en düşük memur maaşı 2 bin 839’dan 3 bin 50 liraya çıkacak. En düşük memur emekli maaşı 1978’den 2 bin 94 liraya, en düşük SSK emekli aylığı 1570’den 1670 liraya, en düşük BağKur emekli aylığı 1405’ten 1495 liraya çıkacak. Bu ay emeklilere verdiğimiz bayram ikramiyesi de gelirlerine yansımış olacak” dedi. l ANKARA Bütçeye maliyeti 10 milyarı bulacak Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamasına göre memur maaşlarında yapılacak her yüzde 1 artışın bütçeye maliyeti 2.3 milyar TL’yi buluyor. Fakat haziran enflasyonu 6.39’da kalsa bile memurlar için yüzde 2.39’luk artış yapılacak. Bu da bütçede 5.5 milyar liralık ek maliyete yol açacak. Ağbal’ın açıklamasına göre akaryakıtta 18 Mayıs’ta başlayan düzenlemenin bütçeye maliyeti 300 milyon lira civarında, ek gösterge düzenlemesinin bütçeye etkisi de yaklaşık 3.4 milyar TL olacak. Buna göre gelecek dönemde bütçede 9.2 milyar liralık artış söz konusu. Buna işçiye yapılması gereken zam da eklendiğinde bütçe açığı daha da artacak. l Ekonomi Servisi 2B arazilerini kullananlara ek süre Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ha zine arazile rine iliş kin açıkla malarda bulun Naci Ağbal du. “2B arazilerini doğrudan satın alma hakkı olup süresi içinde başvurmayanlara ve başvuru yapıp peşinatını veya taksitlerini yatırmadığı için hakkını kaybedenlere 30 Kasım’a kadar başvuru ve ödeme imkânı sunduk” diyen Ağbal, “Kullanıcısı olup da Hazine’ye ait tarım arazilerini satın almak isteyen ancak süresi içinde başvuramayanlara 7 Eylül’e kadar başvuru yapma, peşinatını veya taksitlerini zamanında yaptıramayanlara da 30 Kasım’a kadar ödeme imkânı getirdik” ifadelerini kullandı. l Ekonomi Servisi ekonomi 11 Petrol fiyatlarına dikkat! Geçen yıl, Petrol fiyatlarında hızlı bir artış yaşandı. Tarih, böyle durumlarda, ekonomik ve siyası risklerin arttığını söylüyor. Önemli olan artış hızı Geçen ay ham petrolün varil fiyatı, 2015 Kasım’ından bu yana ilk kez 80 dolara ulaştı. Bu hızlı fiyat artışının arkasındaki nedenlerden biri Venezüella’yla ilgili. Bu ülkede siyasi istikrarsızlıkların etkisiyle petrol üretimi geriliyor, Maduro yönetimi, ABD’nin uygulamaya başladığı baskıların altında, petrol üretim kapasitesini koruyabilmek için gereken yatırımları finanse edecek kredilere ulaşmakta giderek zorlanıyor. Petrol piyasaları, Venezüella’nın petrol ihracatında ciddi bir düşüş olmasından korkuyor (Wall Street Journal, 05/06/18). Petrol fiyatlarındaki artışın nedenlerinden biri de Trump yönetiminin Iran anlaşmasından çıkarak, İran’a yönelik yeni yaptırımları gündeme getirmesiyle ilgili. Yaptırımların gerçekleşmesi aylar sürecek, etkin olabilmesi için Avrupa Birliği’nin uymayı kabul etmesi (Çin uymayacağını açıkladı), birçok pazarlık aşamasının geçilmesi gerekecek. Yine de Council on Foreign Relations’un bir yorumuna göre yatırımcılar, İran’ın petrol ihracatında ciddi bir gerileme yaşanmasını, anlaşmanın sona ermesiyle birlikte bölgede jeopolitik risklerin daha da artmasını bekliyorlar (CFR, 25/05/18). Hafta başında petrolün varil fiyatı, Suudi Arabistan’ın ve Rusya’nın üretimi artırarak, açığı kapatacağına ilişkin söylentilerle az da olsa geriledi. Salı günü Brent petrolünün varil fiyatı 74.42 dolar, WTI olarak bilinen ABD petrolünün varil fiyatı da 64.56 dolardı. Wall Street Jurnal 12 yatırım bankacısıyla yaptığı görüşmelerden hareketle, Brent ve WTI’nin, 2019 yılında, sırasıyla 68 ve 64 dolar dolayında kalmasının beklendiğini aktarıyor. Diğer taraftan, Bloomberg’de yayımlanan bir araştırma (01/06/18), Brent ve WTI petrollerinin varil fiyatının geçtiğimiz 11 ayda sırasıyla yüzde 62 ve yüzde 46 artmasından kalkarak dünya ekonomisinde yeni bir gerilemeyi tetikleyecek bir “petrol şoku” olasılığından söz ediyordu. Araştırma, petrolün varil fiyatının artış hızının önemli olduğuna işaret ediyor, California Üniversitesi’nden, James Hamilton’un yaptığı bir çalışmaya göndermeyle, ABD’de yaşanmış son 11 resesyonun 10’unda önce hızlı fiyat artışlarının yaşandığını anımsatıyor. The Arab Weekly dergisinde, geçen ay yayımlanan bir yoruma göre de kimi petrol endüstrisi analistleri, 2019’da, özellikle jeopolitik risklerin etkisiyle, petrolün varil fiyatının100 dolara ulaşmasını beklediklerini aktarıyordu. Karmaşık jeopolitik Yukarda değindiğim Council on foreign Relations yorumuna göre, ABD’nin Iran anlaşmasından çıkışı “petrol piyasalarına yeni riskler getirmiş”; “piyasa aktörleri, Ortadoğu’da çelişki çözme şansının daha da zayıfladığını” düşünüyorlarmış. Suudilere, İsrail ve Amerika’ya ek olarak, Aden Körfezi’ne bakan (dünya petrollerinin yüzde 10’u buradan geçiyor) Cibuti’nin bulunduğu Somaliland’in Dışişleri Bakanı Ali Shire, “Şimdi yeni oyuncular var”... “Sünniler, Şiiler, Amerikalılar, Ruslar, Türkler, Katarlılar Ortadoğu için rekabet ediyorlar”... “farklı çıkarların zehirli bir biçimde karşı karşıya gelişi bu” diyor. (Wall Street Journal, 01/06/18). Bu saptamalara şunları da ekleyebiliriz: Çin, Cibuti’de 700 milyon dolar yatırımla yeni bir üs inşa ederek, ABD’nin kıtadaki en büyük üssüne komşu oldu; şimdi de Somali’de bir üs kurmanın olanaklarını araştırıyor. ABD’nin İran’a uygulayacağı ambargo, Çin’in bölgedeki ekonomik etkisini daha da artıracak. Rusya yüksek petrol fiyatlarından yararlandığı için, Suudilerle işbirliği yapmaya çok istekli değil. “Petrol fiyatlarındaki artışı, ABD’nin, kendi petrol endüstrisini desteklemek için tetiklediğini” savunan İran, ABD ambargosuna karşın, elindeki vekâlet savaşı, siber saldırı olanaklarıyla, Suudileri ve İsrail’i tedirgin etmeye devam edecek. Venezüella’da siyasi istikrarsızlığı da hesaba katarsak, özellikle petrol ithal eden gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik ve siyasi risklerde belirgin bir artış beklemek gerekiyor. Şimşek: AKP’nin vaatleri 30 milyar TL Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TRT Haber TV’de yaptığı açıklamada, AKP’nin emeklilere ikramiye, polislere 3.600 göstergesi dahil bütün vaatlerinin maliyetinin 30 milyar TL’nin altında olduğunu söyledi. Vaatlerin maliyetinin milli gelire oranının da yüzde 1’in altında olduğunu öne süren Şimşek, “Bu maliyeti kısa vadede imar barışı ve vergide yeniden yapılandırma ile telafi edebiliriz” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle