15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 26 Haziran 2018 6 AKP’ye zor ortak haber TASARIM: EMİNE BİLGET MHP, yeni hükümet sisteminde kilit parti oldu. “Denetleyeceğiz” diyen Bahçeli’nin yeni stratejisi, ‘yöneteni yönetmek’ olacak Referandum ile milletvekili sayısı 600’e yükselen Meclis’te AKP’nin 301 milletvekili he defini tutturamayarak 295 millet vekili ile parlamentoya girmesi, 24 Haziran’da yüzde 11.1 oy alan MHP’yi kilit parti konumuna yükseltti. MHP, bu sonuçla, ‘güçlü Meclis’ ile “yönete ni yönetme” taktiği izleyecek. 16 Nisan referandumunda ‘evet’ oy larının çıkmasının salt AKP’nin değil, MHP’nin de etkisiyle ol duğunu düşünen MHP yönetimi, AKP’nin aldı ğı oy oranlarına dikkat çekiyor. AKP’nin millet vekili seçimlerinde yüz SELDA GÜNEYSU de 42,6 oy aldığı ve bu sonucun Cumhurbaş kanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerisin de kaldığının altı çiziliyor. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52,6 oranında oy aldığına işaret edilir ken, “anket şirketlerinin ve ülkücüle re yapılan ‘Erdoğan’a değil, hilale oy vereceğiz’ propagandasının, bir sonuç doğurmadığı” belirtiliyor. Bahçeli, kabineye kapalı YÖNETİM, SONUÇLARI BÖYLE OKUYOR ‘Ak Kurtlar’ yuvaya döndü İyi Parti’ye 4.4 kaptırıldı Öte yandan son seçimler “ülkede yaklaşık yüzde 20 oranında milliyetçi seçmen olduğunu” da ortaya koydu. Bu oyların dağılımı seçimin kaderini belirleyen kırılma noktası da oldu. MHP’den ayrılarak İYİ Parti’yi kuran ve beraberinde partiye MHP’den ülkücü kökenli çok sayıda ismi getiren Meral Akşener’in “ülkücü tabanın büyük çoğunluğunu alacağı ve MHP’yi baraj altı bırakacağı” konuşuluyordu. Ancak sandıklardan çıkan sonuç, bu tahminleri ters köşe yaptı. İYİ Parti’nin MHP seçmenini tahminlerdeki gibi çok fazla etkileyemediği görüldü. MHP, 1 Kasım 2015’te aldığı yüzde 11.9’luk oy oranını büyük ölçüde korurken, milletvekili sayısını da 49’a yükseltti. MHP kaynakları, “İYİ Parti’ye kendilerinden sadece 7 Haziran’da kazandıkları; ancak 1 Kasım 2015 seçimlerinde kaybettikleri yüzde 4.4’lük oyun gittiğini” belirtirken MHP’ye partinin diğer seçimlerde AKP’ye kaptırdığı ve “AK Kurtlar” olarak nitelendirdiği oylar da kaydı. Özellikle Orta Anadolu’da AKP’ye kayan milliyetçi oyların MHP’ye geri geldiği görüldü. Öte yandan MHP’nin 4.4’lük milliyetçi oyları, İYİ Parti’ye genellikle MHP’li büyükşehir belediyelerinin olduğu yerlerde kaptırması da dikkat çekti. Açılışı da yapabilir 27. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi sonuçlarına göre, 79 yaşındaki Deniz Baykal’ın sağlık sorunları nedeniyle ilk Meclis oturumunu 70 yaşındaki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yönetmesi bekleniyor. MHP’de, “MHP’ye oy veren kitlenin çoğunluğunun Erdoğan’a da oy verdiği” değerlendirmeleri yapılırken, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, Şeker Bayramı’nın ikinci günü söylediği “MHP, uzaktan izlemeyecek, tribünden bakmayacak” sözlerinin altı çiziliyor. MHP’nin AKP ile olan ittifakının Bahçeli’nin açıkladığı gibi 2023’e dek süreceği ifade edilirken, ancak hem Genel Başkan Bahçeli’nin hem de MHP’nin “Meclis içinden ve parti yönetiminden kabineye kapalı olduğuna” da dikkat çekiliyor. MHP’nin seçimlerden aldığı sonuç partide ‘coşkuyla’ karşılanırken bazı partililerin akıllarında “Kabinede yer alacak mıyız” sorusu da belirdi. Ancak Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ‘kabinede yer alma’ konusunda kafası net. Bahçeli, iktidar tarafından parti yönetimine ya da Meclis’teki milletvekillerine yapılacak kabinede yer alma teklifini “ahlaksızlık” olarak nitelendiriyor. Bahçeli, bu konuda, 7 Haziran seçimleri sonrasında Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığında oluşturulan geçici hükümeti örnek olarak gösteriyor. Davutoğlu’nun geçici hükümet döneminde MHP’li üç isme bakanlık teklif etmesine tepki gösterilirken AKP kanadına da Davutoğlu örneği ile “Bize bu türlü tekliflerle gelmeyin” mesajı veriliyor. Ancak, seçimlerden hemen önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni kabineye ilişkin “Kabinede MHP’li bakan olabilir” sözleri ise partide “Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinede MHP’li bir bakan istiyorsa, kendisinin dışarıdan milliyetçi camia içinden atama yapabilmesinde özgür olduğu” şeklinde değerlendiriyor. Yeni hükümet sisteminde ise MHP’nin en önemli stratejisini Meclis oluşturacak. MHP, özellikle Erdoğan’ın bundan sonra devlet yönetiminde yapacaklarını “parlamentoda denetleyeceğine” dikkat çekiliyor. AKP onay almak zorunda AKP’nin herhangi bir yasa yaparken öncelikle “MHP’nin görüşünü ve onayı alması gerekeceği, aksi takdirde parlamentoda yeterli çoğunluğu sağlayamayacağına” işaret edilirken MHP’nin de seçim beyannamesinde vaatleri arasında bulunan “uzman çavuşlara kadro verilmesi, emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerinin giderilmesi, üniversite sınavının kaldırılması, ‘kader mahkumları’na af getirilmesi” gibi konularda Meclis’e yasa teklifi sunacağı ve bu gibi toplumsal konularda AKP’nin de “elini taşın altına koymasını isteyeceği” vurgula nıyor. MHP’nin seçim sonuçlarının ardından AKP’ye ne ölçüde destek vereceği de merak konusu oldu. MHP yönetimi tarafından Cumhur İttifakı’nın bir parçası olduğu ve bu ittifak çerçevesinde kendi tüzel kişiliğini koruyarak seçmenlerden oy istediğine atıfta bulunulurken, “49 yıllık geçmişe sahip olan partinin her konuda AKP’ye destek vermeyeceği” iddia ediliyor. MHP’nin AKP’ye destek konusunda daha önce 2023 vurgusu yaptığı anımsatılırken, 2023’e dek sürmesi beklenen bu birlikteliğin ancak “her partinin kırmızı çizgilerini koruyarak devam edeceği” de belirtiliyor. MHP’nin yeni dönemde AKP’ye olan desteğinin başta terörle mücadele olmak üzere kadın ve çocuk istismarcıları, Türkiye ekonomisi, insan hakları, adil yargı ve hukuk gibi toplumsal konularda olacağının altı çiziliyor. l ANKARA 7 ayda 43 milletvekili AÇIKLAMA BUGÜN YSK’nin oy sayımı devam ederken Twitter’dan “Anadolu Ajansı’nın manipülasyon yaptığını” söyleyerek sandıkları bırakmama çağrısı yapan Akşener, seçim sonuçları netleşmeye başladıktan sonra hiç açıklama yapmamıştı. Akşener’in, bugün partisinin genel idare kurulunu (GİK) toplayarak seçim sonuçlarını değerlendireceği, sonrasında basın toplantısı düzenleyeceği belirtildi. İYİ Parti, AKPMHP tabanından aldığı oylarla Meclis’te grup kurabilecek OZAN ÇEPNİ Kurulmasının üzerinden 7 ay geçmesine karşın yüzde 10 oy oranı ve 43 vekil ile TBMM’de grup kurma şansı elde eden İYİ Parti, oylarını AKPMHPİYİ Parti arasındaki oy geçişkenliğinden sağladı. İYİ Parti’nin vekil çıkardığı bir çok ilde MHP oylarındaki 7 Haziran1 Kasım arasındaki değişkenlik ve AKP oylarında neredeyse yüzde 10’a yakın düşüşler dikkat çekti. Temel tabanını MHP’nin bölünmesi ile elde eden İYİ Parti, birçok ilde ise AKP’nin vekil sayısını düşürdü. YSK’nin kesin sonuçları açıklamasının ardından TBMM’de 43 vekil ile temsil edilmesi beklenen İYİ Parti, 4 ilde yurt dışı oyları ile son dakikada milletvekili kaybetti. Akşener’in partisi Ankara’dan 5, İstanbul’dan 8, Antalya’dan 3, İzmir’den Adana, Bursa ve Mersin’den 2’şer, Afyonkarahisar, Aydın, Balıkesir, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Muğla, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon, Denizli ve Aksaray’dan ise birer vekil kazandı. AKP birçok ilde çözüldü MHP’nin oylarını koruyarak çıkmasının temel gerekçesini AKP’deki milliyetçi oylardaki çözülme oluşturdu. Birçok ilde MHP de İYİ Parti de AKP’nin ciddi oy kaybından yararlandı. l ANKARA 23 ilde MHP’yi geçti 23 ilde İYİ Parti MHP’yi geride bırakırken AKP’nin ciddi düşüş yaşadığı 40 ilde ise MHP, İYİ Parti’yi geçti. İki milliyetçi kökenli parti 18 ilde ise birbirine yakın oylarda kaldı. İYİ Parti’nin en az oy aldığı il, 849 ile Tunceli olurken, en yüksek oy oranına ulaştığı il 20.3 ile Burdur oldu. İYİ Parti, yurtdışından gelen oylarla ise son dakikada çok küçük farklarla MHP’nin kalesi konumundaki Osmaniye ve Kahramanmaraş vekillerini kaybetti. n MHP’nin aldığı oy ne anlama geliyor? MHP’nin bir oy patlaması yapmasından bahsedilemez. Cumhur İttifakı da hem 7 Haziran hem de 1 Kasım’a göre oy kaybetmiş durumda. 24 Haziran’da ortaya çıkan 11.1 oranındaki oy, MHP’nin 1 Kasım seçimlerinde aldığı 11.9 oranına çok yakın. MHP’nin oylarında şaşırtıcı gelen, İyi Parti’nin kopuşu ve ittifak sonrasında beklenen büyük erimenin görülmemiş olması. Yani şaşırılan şey “beklentilerin”, ölçüldüğü iddia edilenlerin gerçekleşmemesi. MHP, 1 Kasım 2015 oyunu koruyor ama bahse konu oy profili üç yıldır aynı kalmış değil. İyi Parti’nin aldığı oydan da anlaşılacağı üzere, bu sürede MHP’den İyi Parti’ye, belki başka partilere de önemli bir oy geçişi olduğu anlaşılıyor. Ancak MHP, bu kaybını büyük ölçüde AKP’den, özellikle de geleneksel coğrafyasında kazandığı oylarla geri topladı. n MHP’nin AKP içinde eriyeceği iddiası niye gerçekleşmedi? MHP’nin sağ blok içinde büyük partilerle ortaklık kurarak gelişmesi veya MHP oylarının anlamı durumunu koruması açısından 24 Haziran ilk örnek değil. Kural olarak büyük kitle partilerinin küçük ideolojik partileri yutma olasılığı yüksektir ama 70’lerdeki MC’ler ve 90’lardaki kutsal ittifak ve örtülü DYP ortaklığı MHP’nin büyük tırmanışını sağlamış aykırı örneklerdi. Şimdi bir örnek daha gördük. Bahçeli tarafından dizayn edilen ittifak mimarisi AKP içinden MHP’ye oy kayışını veya ittifak seçmeninin ideolojik kimliğini belirtecek bir “iç tercih” yapmasını kolaylaştırdı. Muhalefet blokuna karşı güçlü bir iktidar yaratma önceliğiyle davranarak AKP’yi destekleyen milliyetçi oylar, ittifak siteminin konforuyla gönül rahatlığıyla kendi evlerine döndü. AKP’nin milliyetçiliği MHP’ye çalıştı. n Milliyetçi muhafazakâr oy blokundaki ideolojik üstünlük kimde? Bahçeli’nin ittifak sürecinin başında, AKP’nin kendi çizgilerine geldiği argümanı, AKP içindeki milliyetçi oylarda karşılık bulmuş gibi görünüyor. İlk kez oy kullanan genç oylardaki milliyetçi refleksleri de, MHP’nin daha kolay harekete geçirdiğini düşünebiliriz. Başta AKP olmak üzere uzunca bir süredir devam eden milliyetçi teyakkuz, iktidarın savunma hattındaki yığınağı MHP cephesine taşıdı. Seçim öncesinde, Cumhuriyet gazetesindeki “milliyetçiler” dizisinin sonuç bölümünde şöyle yazmıştım: “Eğer milliyetçi seçmen ait olduğu siyasi kimlik açısından karar verirse, tablonun fazla değişmeyeceği öngörülebilir.” Seçmen tam da öyle davrandı. AKP’nin çok abanmadığı ama tanıtım filmlerine yansıyan hamaset ve MHP’nin sözcülüğünü yaptığı beka davası söylemi, ideolojik hâkimiyeti, neredeyse bir şey yapmadan bekleyen MHP’ye getirdi. n MHP ve AKP arasındaki gerilimlerin bu sonuçlarla ilişkisi ne? Erdoğan’ın kampanyanın hayli başında açtığı münafıklık tartışmasının, daha sonra Tuğrul Türkeş’in ağzından dile getirilen “ittifak bitecek” sözlerinin ve AKP içinde MHP aleyhine yoğunlaşan faaliyetlerin, çıkan bu sonuçla yakından ilgisi olduğunu düşünebiliriz. Çünkü, takviye amacıyla denkleme dahil edilen MHP’nin adım adım vazgeçilmez ve belirleyici ortak haline gelişini onlar da gördü ve çaresizce izlemek zorunda kaldı. Bahçeli’nin seçimin son düzlüğünde, açık açık AKP’lileri suçlayarak, “Bizi dışarda bırakmaya kimsenin gücü yetmez” açıklamaları yapması, Erdoğan’ın bütün rahatsızlığına rağmen karşılık vermek yerine alttan alarak ittifaka destek vermesi önemli göstergeler. Ancak en çarpıcı olan, Bahçeli’nin seçimden sonra söylediği “Millet denge ve denetleme görevini bize vermiştir” sözü. Gerilimi tırmandırarak gücüne destek almış olmanın özgüveni... n Bu sonucun ardından ittifakın ve iktidarın geleceği nasıl görünüyor? Bahçeli seçimden önce başladığı “iktidar ittifakla mümkün, ittifak bizimle” söylemini seçim sonuçları olarak Erdoğan’ın önüne koymuş durumda. İttifaklar, güç birlikleri ve koalisyonlara kendi kontrolünde olduğu sürece alışık olan Erdoğan için yeni bir dönem başlıyor. Başkanlık uğruna tek başına iktidarı, iktidarını savunmak uğruna partisini kurban etmenin sonuçlarıyla baş etmek zorunda. Maceralara girişmeden bir kere daha düşünmek zorunda. İktidar koalisyonunun Bahçeli’nin ön adıyla müsemma kanadının MHP’nin aldığı sonuçtaki etkisi konusundaki spekülasyonları bir kenara bıraksak bile, hem toplumsal taban, hem ideolojik hâkimiyet, hem de siyaset aritmetiğindeki ağırlık bakımından çok daha açık bir tablo ortaya çıktı. İktidarın yönetememe krizi, iç denge bozuklukları ve özellikle AKP’deki dağınıklık devam ederken, bu tablo istikrarı artıran değil bozan bir dinamik olarak işlemeye aday. Bu açıdan 24 Haziran, Erdoğan’ın tek adam rejiminin yasal olarak başlangıcını, ama tek adam iktidarının siyaseten bitişini gösteriyor. AKP stratejisi: İYİ, Saadet, HDP’ye ekran yasağı Seçim analizi 1 Recep Tayyip Erdoğan AKP ile siyasete soyunduğundan beri en önem verdiği bir konu medyayı kontrol altında tutmaktı. Bunu biliyoruz ama dün dinlediğim bir öykü bu isteğinin ne kadar eskiye gittiğini gösteriyor: Belediye Başkanı iken sık ziyaret ettiği, ellerini sıkıp hatırını sorduğu bir grup işçiye şunu söylemiş: İktidara geleceğiz, bunun için basını kontrol altına almalıyız. Bunu başarırsak, ülkeyi yönetecek konuma geliriz... RTE 2003’ten beri, önce tatlı, sonra tatlısert ve nihayetinde de en güçlü olduğu zamanda, 2008’den itibaren de bu kez medyaya saldırarak (2008: Aydın Doğan’ı batırma operasyonu) kontrol mekanizmasını büyük ölçüde kurmasıyla bu amacına ulaştı. RTE 10 yıldır en büyük savaşını bu alanda verdi bile diyebiliriz. Havuz medyası olayları ve en son Aydın Doğan’ı teslim alarak ülkenin en büyük ve etkili medyasının Demirören’e satılmasını sağlamasıyla, medya savaşını noktaladı. Burada bir tartışma başlatılabilir: Peki medya üzerinde egemenlik kurarak, sürekli toplumu kendi iktidarı için yönlendirmek veya maniple etmek mümkün müdür? Bu cümlede “sürekli” sözü arıza çıkartabilir. Bir ülke artık medya ile yönlendirilemeyecek olaylara sahne olana kadar medya kontrolü amaca hizmet eder. Yaşadığımız büyük olaylar (FETÖ alçaklığı gibi) RTE’yi güçlendirici etki yaptı, PKK ve hendek savaşı dahil. Konumuza dönelim: Doğan Medya operasyonunun seçimlerden önce bitirilmesi rastlantı değil. Olay martın sonunda gerçekleşti.. 18 Nisan’da erken seçim kararı açıklandı. Nisan, mayıs ve haziran: Üç ay boyunca Doğan Medya iktidarın dolaylı kontrolü altındaydı. “Yüzüne gözüne dursun, İnce ve Kılıçdaroğlu’nu ekranlara çıkartıp durmadı mı, Hürriyet’te yer vermedi mi” derseniz, evet verdi, çıkardı. Diyecek bir şey yok. ‘Ekranda hep biz’ Ama politikası şu oldu: 1) Ben (biz) hep ekranlarda olacağım... Günde beş posta RTE ve adamları ekranlardaydı. Resmi olarak tamamen havuzlanmış ekranların dışındakiler de tam bir RTE ve adamlarının işgali altındaydı. Hele ramazan boyunca, neredeyse tüm iftar sonrası, ekstradan bir RTE şovu ekranlara egemen oldu. 2) Türkiye ortalama insanı okumaz, seyreder, bakar, konuşulanı ertesi gün dile getirir. Arada bir İnce’nin, CHP’nin ekranlara çıkmasıyla, RTE ve adamlarının ekranda görünmesi arasındaki oransal ilişki nedir? 1/10 mu? Burada durum şu: Ekranda boy gösteren bir CHP gözden kaçabilir, ama 9 AKP’linin gözden kaçması zordur. Biri kaçar, ikisi ekranda kalır. Dördü kaçar, beşi ekranda kalır. 3) Tüm TV’lerin RTE ve dahası Başbakan’ın tüm konuşmalarını canlı verdiğini de anımsayalım. Yani özetle tüm ekranlar AKP istilası altında bulunuyor. Ana TV stratejisi 4) Ama RTE’nin seçimlere yönelik ana stratejisi, ekranlara İYİ Parti’nin ve Saadet Partisi’nin asla çıkartılmaması, konuşturulmaması ve neredeyse görüntülenmemesiydi. Neden böyle? Çünkü AKP’den Cumhur İttifakı’ndan oy kopartabilecek iki parti onlardı. İYİ Parti MHP’den ve AKP’den... Saadet Partisi de AKP’den... Hayır, büyük paylardan bahsetmiyorum, yüzde 0.5’lik, 1’lik, 2’lik oy kopması bile seçimlerde etkili olacaktı ve bunun önlenmesi gerekiyordu. Bunu başardılar. İYİ Parti’nin propaganda çalışmaları bile saldırılara uğradı. Bu iki parti Fox TV dışında, ekranlarda dertlerini, programlarını, görüşlerini anlatamadılar. Salt CHP var, Saadet ve İYİ yok Böylece önemli bir seçmen kitlesinin gözünde ortada iki parti bırakıldı: AKP ve CHP! Bu, kamplaştırılan ve birbirine düşmanlaştırılan toplum politikasına uygundu. Oysa İYİ Parti ve Saadet “ara form” partilerdi ve AKP ve MHP’den geçişler söz konusu olabilirdi. Onları saf dışında bırakırsanız, AKPCHP düşmanlığı temelinde politikanızı sürdürürsünüz. AKP’nin yüzde 40 ve altına düşmemesi, bence bu politikanın başarıyla uygulanmasının sonucudur. 5) HDP baştan dışlandı. Adeta yasadışı ilan edildi. Demirtaş da içeride tutuldu. Böylece AKP’ye oy veren Kürt seçmeni “AKP çemberi” içinde tutmak amaçlandı. RTE’nin hayali olan Medyayı kontrol et, iktidarı kazan veya iktidarda kal politikasının başarısını mı yaşıyoruz? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle