15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Diyala’da vahşet Irak’ta tartışmalı seçimlerin ardından gerilim dinmiyor. Diyala bölgesinde Türkmenlerin yoğun olduğu Hamrin’den dün seçim komisyonunda görevli bir kişinin evine kanlı baskın düzenlendiği haberi gün deme düştü. Saldırganların o sırada evde olmayan bu kişinin annesi ve üç kız kardeşinin boğazlarını keserek katlettiği duyuruldu. Dün vahşeti üstlenen dün olmazken kimi yorumda cihatçı gruplara ve bu çerçevede IŞİD’e işaret edildi. Libya’ya baskı turuSalı26Haziran2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 13 İtalya’da göçmen karşıtı koalisyonun aşırı sağcı İçişleri Bakanı Matteo Salvini, Avrupa’da çatlakları su yüzüne çıkaran göçmen krizini görüşmek üzere dün Libya’ya gitti. Göçmen krizinin ön cephesinde bulunan İtalya’nın yeni hükümetinin Libya’ya giden ilk yetkilisi olan ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden göçmenler konusunda daha fazla dayanışma isteyen Salvini, hafta sonu yabancı yardım kuruluşlarına Akdeniz’de zor durumdaki sığınmacıları “kurtarmamaları” çağrısı yapmıştı. Twitter hesabından askeri uçakta çektiği selfie’yi paylaşan Salvini, “Libya görevi, ülkeden ayrıldık” diye yazdı. ‘Kapı kapalı...’ Libya sahil güvenliğine “başarılı çalışmaları” için teşekkür eden Salvini, “Bırakın Libyalı yetkililer, daha önce yaptıkları gibi, doymak bilmez sivil toplum örgütleri onları rahatsız etmeden ya da sorun çıkarmadan, kurtarma ve göçmenlerin (kendi ül AB içinde göçmen krizinin ana aktörü İtalya’nın İçişleri Bakanı Libya’da göçmen kampı kurulmasını istiyor kelerine) dönüş lerini ayarlama işlerini yapsın. İtalya’nın liman ları bu insan ka çakçılığına yar dım edenlere ka palıdır ve kapalı olacaktır” ifadelerini kullandı. Salvini dün Libya Ulusal Uzlaşı Hükümeti Başbakan Yardımcısı Maitik ile bir araya geldi. Salvini, Libya Ulusal Uzlaşı Hükümeti Baş dülselam Aşur ile de görüştübakan Yardımcısı Ahmed Ma ğu aktarıldı. Maitik, Le Mon itik ile düzenlenen basın top de gazetesine verdiği demeç lantısında “perşembe gü te, “İtalyaLibya arasındaki iş nü başlayacak AB zirvesinde birliğinin önemli olduğu, göç Libya’nın güneyinde ve Libya sınırları dışında göçmen menleri İtalya’ya götüren kaçakçıların Libya’nın normal ler için kabul merkezleri kurulmasını destekleyecekle leşme yönünde adım atmasını engelleyen tehlikeli bir grup rini” söyledi. Ancak Maitik, “Libya’da bir göçmen kam olduğunu” söylemiş, “Avrupa ülkelerini göçmenlerini dur pı kurulmasına karşı olduk durmak için Afrika’da alına larını, Libya yasalarının buna cak önlemler konusunda dü izin vermediğini” kaydetti. şünmeye” çağırmıştı. Salvini’nin dün uzlaşı hü Bu arada, Libya donanması kümetinin başkanı Feyyaz el önceki gün yaklaşık bin sığın Saraj ve İçişleri Bakanı Ab macıyı kurtardığını açıkladı. PARİSROMA GERİLİMİ SÜRÜYOR İtalyaFransa hattında, Roma yönetiminin Akdeniz’den kurtarılan 630 göçmeni taşıyan Aquarius gemisine limanlarını kapatması ile başlayan krizde tartışma bu kez bölgede mahsur kalan bir başka kurtarma gemisi Lifeline üzerinden sürüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya’nın Aquarius’u kabul etmemesini “sorumsuzluk” olarak nitelendirmiş, Roma’dan tepki gecikmemişti. Fransa’nın AB Bakanı Nathalie Loiseau “Uluslararası yasalar uyarınca İtalya’nın kurtarma gemisi Lifeline’a limanlarını açma zorunluluğu olduğunu, Roma’nın Paris’e nasıl davranmasını söylecek bir pozisyonda olmadığını” savundu. Loiseau, “Fransa’nın cömertliğinin kimse tarafından sorgulanamayacağını ve göçmenlere limanlarını kapatan Salvini’nin Fransa’ya ders verecek durumda olmadığını” söyledi. İtalya makamları, Libya açıklarında 224 kaçak göçmeni kurtaran Alman sivil toplum kuruluşu Mission Lifeline’a ait gemiye, limanlarına gelmesi halinde el koyacağı ve personelini tutuklayacağı uyarısında bulunmuştu. Paris, yeni ordu peşinde Avrupa Birliği’nin Almanya’yla (AB) birlikte lokomotif ülkesi Fransa, Brexit’in ardından Londra’yı birliğin savunma politikasına yakın tutmak için çabalarını sürdürüyor. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Le Figaro gazetesine yaptığı açıklamada, Paris’in Almanya, Belçika, Britanya, Danimarka, Estonya, Hollanda, İspanya ve Portekiz’le bir araya gelerek AB dışında bir askeri kriz gücü oluşturacağını söyledi. “Avrupa savunmasının ortak strateji kültürüne ihtiyacı var” diye konuşan Parly, bu ülkelerin temsilcilerinin bu konuda bir niyet mektubu imzaladıklarını belirtti. Avrupa Müdahale Girişimi adı veriecek olan askeri güç için Almanya ile aylardır müzakere eden Paris, oluşturulacak gücün merkezi olmak istiyor. Bir kriz anında hızla oluşturulacak ve müdahale edebilecek girişim fikri, ilk olarak Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından geçen yıl gündeme getirilmişti. ‘Akrep’ Jansa iktidara yakın Slovenya’daki genel seçimlerden birinci parti olarak çıkan SDS’nin (Slovenya Demokratik Partisi) muhafazakâr ve göçmen karşıtı lideri Janez Jansa, ülkenin yeni başbakanı olmaya hazırlanıyor. Macaristan’ın göçmen karşıtı, Avrupa Birliği (AB) tarafından otokratik eğilimli olduğu suçlamalarının merkezindeki Başbakanı Victor Orban’a yakınlığıyla bilinen “akrep’ lakaplı Jansa’nın koalisyon ortağı bulmakta zorlanacağı yorumları yapılsa da, Cumhurbaşkanı Borut Pahor’un Jansa’ya destek verebileceğine işaret ediliyor. Duterte İncil’i hedef aldı Ülkesindeki uyuşturucu ile mücadele operasyonlarında yargısız infaz emirleri vermekle suçlanan, dünya liderlerine yönelik küfürlü açıklamaları ile tepki çeken Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte bu kez Katolikleri kızdırdı. İletişim Teknolojileri Zirvesi’nde konuşan Duterte, İncil’in “Yaratılış” bölümüne karşı çıktı. “Âdem onu (elmayı) yedi ve sonra kötülük doğdu. Kim bu aptal Tanrı? Eğer durum buysa o (Tanrı), aptal bir o... çocuğu. Mükemmel bir şey yaratıyorsunuz ve sonra işinizin üstünlüğünü yok edecek olan bir olay tasarlıyorsunuz” ifadelerini kullandı. Uyuşturucu kartellerinin etkin olduğu, ekonomik, siyasi krizlerle sarsılan Meksika, uzun yıllardır şiddet döngüsünde. Ülke gazeteciler için de dünyanın en tehlikeli bölgelerinden biri olarak gösteriliyor. Barış için sık sık eylemler düzenleniyor. siyaseMtçei kksaitklaia’dmaıGbueçyöealdnnüaer1üy16llüdalüddeany Meksika, gelecek ay yapılacak genel ve yerel seçimler öncesinde adaylara yönelik saldırılarla sarsılıyor. Kamu politikaları araştırma şirketi Etellekt’e göre, geçen eylül ayından beri ülkenin yakın tarihindeki en kanlı seçim kampanyasında 116 aday öldürüldü. 50 politikacının yakınlarının öldürüldüğü bu dönemde 417 politikacıya ise saldırı düzenlendiği açıklandı. Geçen hafta içinde 24 saatten az bir sürede iki aday öldürüldü. Geçen çarşamba günü bağımsız aday Omar Gomez Lucatero, perşembe günü erken saatlerde ise Demokratik Devrim Partisi adayı Fernando Angeles Juarez uğradığı saldırıda hayatını kaybetti. Juarez, Ocampo kasabasının bağlı olduğu Michoacan eyaletinde bir hafta içinde öldürülen üçüncü siyasetçi oldu. Juarez’in yakın arkadaşı Migu Son anketlere göre, sağın iktidarda olduğu Meksika’da devlet başkanlığı yarışını sol cepheden Manuel Lopez Obrador önde götürüyor. el Malagon El Universal gazetesine yaptığı açıklamada, “Bu kadar yoksulluk, eşitsizlik ve yolsuzluğu görmeye dayanamadı ve seçimlerde yarışmaya karar verdi” dedi. Ajanpolis çatıştı Geçen cumartesi kasabaya gelen federal ajanların, polis memurları tarafından engellendiği, bunun üzerine takviye güçlerle önceki gün kasabaya dönen ajanların düzenledikle ri baskınla polis müdürü Oscar Garcia Gonzalez ile bütün polis memurlarını gözaltına aldığı duyuruldu. Organize suç örgütleriyle bağlantıları olduğu öne sürülen Gonzalez ve polis memurlarının belediye başkanının öldürülmesinde rolü olduğundan şüpheleniliyor. Ulusal Seçim Kurumu Başkanı Lorenzo Cordova, ülkenin son yıllardaki eşi görülmemiş güvenlik sorununa dikkat çekerken restoranda yemek yerken uğradığı saldırılan kurtulan belediye başkanı adayı Mario Alberto Chavez seçimde aday olmayı “idam cezası gibi” sözleriyle anlattı. Tijuana kentinde Colegio de la Frontera Norte Üniversitesi profesörü Vicente Sanchez Reuters’a açıklamasında “Suç örgütleri yeni hükümette iktidar ağlarını sağlam tutmaya çalışıyor, bu yüzden saldırıları artırıyorlar” yorumunu yaptı. Nijerya’da kanlı toprak savaşı Geçen ay Fulanilerin Hıristiyanları hedef aldığı, 17 kişinin öldüğü iddia edilen saldırılar gündeme yansımıştı. Nijerya’da dini ve etnik çatışmalar toprak mücadelesini de kapsayarak can almayı sürdürüyor. Yerel basına göre, Berom grubundan çiftçiler, sığır çobanlığıyla uğraşan Fulaniler’e hafta sonu saldırdı, beş kişiyi öldürdü. İki grup arasında çıkan çatışmalarda en az 86 kişi yaşamını yitirdi. Sokağa çıkma yasağı Çatışmaların ardından Plateau eyaletinin üç bölgesinde sokağa çıkma yasağı ilan edil di. Bölge yıllardır toprak savaşı yapan bu iki grup arasında çatışmalara sahne oluyor. Hayvancılıkla uğraşan yarı göçebe Fulanilerin büyük sürülerle yaptıkları yolculuklar, sık sık çiftçilerle aralarında gerginlik yaşanmasıyla sonuçlanıyor. Ülkenin Müslüman kuzeyi ile Hıristiyan güneyi arasında yer alan bu bölge aynı zamanda dini gerilimleri de besliyor. Fulanilerin çoğu Müslümanken çiftçilerin çoğu Hıristiyan. İran’da ekonomik krize yönelik tepkiler dün sokağa taştı. Tahran’da esnaf kepenk kapattı İran’daki ekonomik sorunlar ve döviz kurunda yaşanan yükselişi protesto etmek için başkent Tahran’da bir grup esnaf greve gitti. İran’ın yarı resmi haber ajansı ISNA’ya göre, ekonomik sorunları protesto edenler Tahran Kapalıçarşısı’na akın etti. Protesocular esnafı kepenk kapatmaya çağırdı. AFP’nin haberine göre Kapalıçarşı’da eylem yapan esnafa polis müdahale etti, iki kişi gözaltına alındı. Tahran Genel Vali Yardımcısı’nın Çarşı’da sükunetin sağlandığı, kimsenin gözaltına alınmadığı, protestocularla diyalog kurulduğu ve taleplerinin hükümete iletildiğini yönündeki haberler de dün gündeme yansıdı. ‘OHAL çağrısı’ İran Meclis Başkan Yardımcısı Mesud Pizişkiyan ise AA’nın haberine göre, ekonomik kriz nedeniyle “olağanüstü hal ilan edilmesi ve ülkenin eyalet sistemiyle yönetilmesi” gerektiğini belirtti. Yolsuzlukların önüne geçebilmek için ülkede para dolaşımının kayıt altına alınması gerektiğini dile getiren Pizişkiyan, “İçinde bulunduğumuz şartlar göz önün de bulundurulduğunda, kangrene dönüşmüş olan ekonomik durumu yönetmek için olağanüstü hal ilan edilmelidir. Yolsuzlukla bu şekilde mücadele edilmesi gerekir” dedi. İran Riali’nin son altı ayda dolar kaşısında yüzde 50 değer kaybettiği belirtiliyor. Önceki gün Tahran’da cep telefonlarının satıldığı iki alışveriş merkezindeki esnaf da iş bırakma eylemi yapmıştı. Sosyal medyada paylaşılan videolarda yüzlerce protestocunun İran’ın dış siyaseti özellikle de Suriye politikasını kınayan “Suriye’yi bırak, halimize bak”, “Bizim düşman burada (İran), ABD’nin düşmanlığı yalan” ve “Filistin, Suriye bedbahtlığımızın sebebi” gibi sloganları attığı belirtiliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay İran ile 2015’te varılan nükleer anlaşmadan çekildiği ve yeni yaptırımların uygulanacağını açıklaması İran piyasalarını olumsuz yönde etkilemişti. Ülkede geçen aralık ayında ekonomik sorunlara karşı Meşhed kentinde başlatılan eylemler kısa sürede hükümet ve rejim karşıtı protestolara dönüşmüş, en az 21 kişi hayatını kaybetmişti. Suriye’de güney hesaplaşması Suriye’nin güneyinde ordunun cihatçıların kontrolündeki alanlara ilerleyişi devam ederken dün Rus kaynaklara dayandırılan haberlerde bölgede muhalif güçlerden 70 kişinin öldürüldüğü savunuldu. Reuters’ın aktardığı haberde güneydeki “gerilimi azaltma bölgesi” uzlaşısında yer alan alanda muhaliflerin saldırısının ordu tarafından püskürtüldüğü, hava operasyonlarına Rus güçlerinin destek verdiği kaydedildi. Suriye’nin güney, güneybatısında ŞamMoskova hattının kontrolü sağlama amacıyla hamleleri sürerken bombardımanın ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un Moskova ziyareti sürecinde geldiğine de işaret ediliyor. Rus RIA ajansı, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un Bolton ile Suriye’deki durumu konuşmayı umduğunu söylediğini aktardı. Ürdün sınırına yakın Deraa’nın da aralarında olduğu alanda ABDRusyaÜrdün arasında geçen yıl “gerilimi azaltma bölgeleri” uzlaşına varılmıştı. Bölgenin güneybatısında İsrail işgali altında bulunan Golan Tepeleri var. Son aylarda bölgedeki cihatçı örgütlere karşı ordu kuşatması başlamış, bunun üzerine de muhaliflere yönelik “eğit donat desteği” veren, alanda üssü olan ABD’den Şam ve Moskova’ya uyarı yükselmişti. Ancak ordunun ilerleyişi ile birlikte önceki gün gündeme ABD’nin muhaliflere Şam’ın taarruzu halinde bizden askeri müdahale beklemeyin mesajı geldiği iddiası da yansımıştı. Ordunun bombardımanları, cihatçılarla çatışmalara işaretle AB ve BM, bölgede iki ateş arasında sıkışıp kalan on binlerce sivil için kaygılarını dile getiriyor. Deraa’ya bombardıman sürüyor. Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, TSK’nin de konuşlu olduğu ülkenin kuzeyinde muhaliflere işaret ederek “isyancıların teslim olmaması halinde ordunun güç kullanarak bölgeyi geri alacağını” söyledi. Rus RT kanalında konuşan Esad, ülkenin yeniden inşası için Batı fonlarını kabul etmeyeceklerini kaydetti. Hizbullah güçleri Yemen’de vuruldu Yemen’de Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin liderliğindeki koalisyonun desteklediği Hadi yönetimine bağlı güçlerle İran destekli Husiler arasında stratejik önemdeki Hudeyde kapışması sürüyor. Riyad cephesinden ise dün Yemen’in kuzeyinde çatışmalarda 41 Husi yanlısının öldürüldüğü duyuruldu. Bunların arasında sekiz kişinin ise Lübnan Hizbullahı’ndan olduğu, içlerinde bir komutanın da bulunduğu kaydedildi. Çatışmaların Husilerin kontrolündeki Maran bölgesinde yoğunlaştığı aktarıldı. Öte yandan dün Husilerin kontrolündeki Sanaa’da Hudeyde’de çatışanlarla dayanışma adı altında gösteri düzenlendi. Onlarca Husinin katıldığı eylemde silahlar eşliğinde birlik sloganları atıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle