14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR ‘Khontkar için adalet!’ ‘Khontkar’ sahne adıyla bilinen rapçi Onur Dinç’in şarkı sözlerinde uyuşturucuya özendirdiği iddiasıyla tutuklanması ardından avukatı Barlas Ömür tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Aynı suçlamayla tutuklanan ve önceki gün beraat eden ünlü rapçi Ezhel hakkında verilen kararın sanatın baskıdan kurtulması adına önemli olduğunu söyleyen Dinç, “Sanata vurulan kelepçenin sadece tek bir eli çözülmüş, ikinci el ise halen tutuklu haldedir. Hal böyleyken adaletin sağlandığı ve sanatın tam olarak özgür kaldığı kanısına varılması sadece bir seraptan ibaret olacaktır” dedi. Opera Ödülleri’ne14 EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] Perşembe 21 Haziran 2018 görkemli gece Semiha Berksoy Opera Vakfı’nın düzenlediği törende ödüller sahiplerini buldu Semiha Berksoy Opera Vakfı tarafından, her yıl ulusal opera mızın başlan gıcı sayılan “Özsoy”un ilk temsilinin yıl dönümünde ORHUN ATMIŞ yapılan, Opera Ödülleri’nin de sahibini buldu ğu gece önce ki akşam Kadıköy Belediye si Süreyya Operası’nda ger çekleşti. Ödül Ortaylı’dan Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Opera Ödülleri’nde “Semiha Berksoy Özel Ödülü”, “20 yıldır opera dünyasına kazandırdığı yıldızlar” nedeniyle Siemens Opera Yarışması’na verildi. Siemens adına ödülü alan Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, opera dünyasının en önemli ve prestili ödüllerinden biri olan “Semiha Berksoy Özel Ödülü”ne layık görülmekten dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Yarışmada “Ferhat Onat Onur Ödülü” ise soprano Çiğdem Soyarslan’ın oldu. Ödülü vermek için sahneye çıkan Semiha Berksoy Opera Vakfı Başkanı Zeliha Berksoy, hakkını Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya vermek isteyince Ortaylı sahneye çıktı. Ortaylı yaptığı konuşmada, “Bunu takdim ederken kendisine hem saygılarımı sunuyorum hem de bir kuşağın teşekkürlerini sunuyorum. Çünkü sizin arkanızda ilk Cumhuriyet operacıları gibi Atatürk’ün desteği yok maalesef. Siz oradan aldığınız mirasla kendiniz kapıları kırıyorsunuz, gidiyorsunuz. Sizin önünüzde hiçbir şey duramaz. Onu da söyleyeyim” ifadelerini kullandı. Soyarslan ise “Benim için Türkiye’de aldığım alkıştan daha değerlisi yok. Sizin takdirinizden daha değerlisi de yok” derken babasına, hocalarından Nursel Öncül ve 2013 yılında yaşamını yitiren Miray Akalp’e teşekkür etti. “Mustafa İktu Onur Ödülü”nü ise bariton Gökhan Koç kazandı. Koç’a ödülünü Mustafa İktu’nun kızı Aslı İktu sundu. Koç, konuşmasında vakfa, opera sanatına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti. 2018 Opera Ödülleri’nde “Semiha Berksoy Onur Ödülü”nü İlker Arcayürek, “Sevda Aydan Onur Ödülü”nü Damla Burcu Sayın, “Ayhan Baran Onur Ödülü”nü ise Zafer Erdaş kazandı. 20172018 Sanat Sezo nu Kurumsal Vakıf Başarı Ödülleri’nde “En İyi Kadın Opera Sanatçısı” Bengi İspir Özdülger, “En İyi Erkek Opera Sanatçısı” Kevork Tavityan, “En İyi Genç Kuşak Opera Sanatçısı” Ezgi Karakaya seçildi. Denizbank Özel Ödülü’nün sahibi ise Murat Katoğlu oldu. Vakıf Başarı ve Saygı Ödülleri ise Sabahat Tekebaş, Seyit Ahmet Yıldız ve Oya Tekin Atay’ın oldu. Gece, ödül kazanan isimlerin verdiği konserle sona erdi. Zeliha berksoy: Bugün sanat kıskacın içinde 2018 Opera Ödülleri’nde açılış konuşmasını Semiha Berksoy Opera Vakfı’nın başkanı Zeliha Berksoy yaptı. Berksoy, “Süreyya Operası insanı çok duygulandırıyor” diyerek başladığı konuşmasında “Burada annem 1930’da ilk defa sahneye çıkıyor... Duygusal açıdan çok ilginç bir yerde biz bu Opera Ödüllerimizi gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Daha sonra Semiha Berksoy’la ilgili anılar anlatan Zeliha Berksoy, ödül yarışmasının logosunun Semiha Berksoy tarafından çizildiğini söyledi. Opera sanatının ülkedeki geçmişini de konuşmasında anlatan Zeliha Berksoy, “Gönül isterdi ki o sanat hayatını köpüre köpüre bugün zirveye varmış olsun. Ama ne yazık ki biz bu olayı yaşayamıyoruz. Gençleri ben daha fazla düşünüyorum bu konuda. Ama şöyle bir şey var, gerçekten gençlerde öyle bir yaratıcı ateş var ki bir kısmı sanatta, bilimde, çok büyük ümit veren hareketlerde bulunuyorlar. Genç opera sanatçımız, öğrencilerimiz, çok ümit vaat eden, dünya opera kariyerinde bayrağı önde taşıyanlar var. Biz bunu gördüğümüz zaman çok heyecanlandık” değerlendirmesini yaptı. Zeliha Berksoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizde aslın da çok büyük değerler var. Opera var. Ancak yönetimlerin buna kulakları sağır. ‘Burası sağırlar ülkesi’ derdi annem. Halk değil. Halk her şeyi görür, bilir ve hepsini yerli yerine koyar. Halk çok kıymet veriyor. Ama ne yazık ki böyle bir kıskaç, cenderenin içinde bugün sanat. Bunu da itiraf etmek durumundayım. Ama yine de sanat, cenderenin içinden kuşlar gibi uçuyor ve gidiyor.” Hüseyin Gelis (Siemens) ve Zeliha Berksoy Mabel Matiz’den annesine: Maya ESİN İLERİ “Bitmez oyun/Bitmez oyun kızarsam/Yerde kanım/Şimdi ne fayda kazansam” dörtlüğüyle başlıyor Maya. Sözü ve müziği Mabel Matiz’e ait olan, “Ortadoğu’nun kadim topraklarına ve bütün güzel çocuklarına” ithaf ettiği Fırtınadayım şarkısı, “Vurma sen onları, gencecik oğlanları/Bunlar hep o ihtiyar dünyanın yalanları” diye devam ediyor. Mabel Matiz’in iki yıldır üzerinde çalıştığı albüm, bıkmadan usanmadan hepimizin tekrarlaması gereken bir barış çağrısıyla açılıyor. Pazartesi akşamı, albümün tanıtım toplantısında da, hazırlık sürecinde en büyük ilham kaynağının doğup büyüdüğü topraklar, Toroslar, Yörükler ve yıllardır turnelediği doğu illeri olduğunu ifade etti Mabel Matiz. ‘Anadolu’ ve ‘elektronik’ Adını Mabel’in annesinden alan Maya, çift CD’den oluşan, 23 parçalık bir albüm. Sarı sıcak kapağı araladığınızda, karşınıza hem çok tanıdık hem de çok yeni sesler, sözler, imgeler çıkıyor. Anadolu’nun bin bir desenli kilim motiflerinden esinlenerek hazırlanan görseller ve renkler Mabel’in nevi şahsına münhasır müziğine bir kapı aralıyor. İlk dinleyişte “Anadolu” ve “elektronik” ta nımlamaları düşüyor insanın aklına. Sonra, 103 dakikalık albüm tekrar tekrar döndükçe, kendinizi birden 90’ların başına ışınlanmış bir halde buluyorsunuz. Kasedi dinlemekten elimde parçalanan Gülümse gibi, sevinçten hüzne, dans ettiren melodilerden insana derin bir nefes aldıran sözlere geçiyor Mabel Matiz; şarkılar arasında iklim değişiyor. Maya’da çok belirgin bir dişi enerji var: Sarmaşık’ın sözlerini Sıla’yla yazan, Gülden Karaböcek, Ah!Kosmos (Başak Günak) ve Sibel Gürsoy’la birer şarkıda işbirliği yapan, Özge Fışkın, Ceren Deniz ve Dilhan Şeşen’in vokallerini kendi sesine iş leyen Mabel Matiz, yola güçlü bir kadın ordusuyla çıkmış. Başlangıç noktasını da annesi olarak belirlemiş. Nasıl bir tohum fidana dönüşüyor, sı rası geldiğinde kendisi tohum veriyorsa, Mabel Matiz de annesinden bir kaşık ‘Maya’ çalmış, kendi sütüyle mayalamış, ortaya “Ben Türkçe müzik dinlemiyorum” diyenleri bile şaşırtacak bir albüm çıkmış. Onu, Anadolu’nun sevgi ve barışla bir türlü kucaklaşamayan insanlarını bize anlatan Çukurovalı hemşehrisi Yaşar Kemal’in kulakları nı çınlatarak selamlıyorum: Çakırdikenleri çıkmasın yoluna, zaten “çakırdikeni iyi toprağı sevmez”. 28 Temmuz Cumartesi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda konser verecek. 21 Haziran / Perşembe / 20.00 GALA KONSER Solist : Nino Machaidze– Şef : Antonio Pirolli İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ve Korosu ZORLU PSM 3 4 Temmuz / Salı Çarşamba / 20.00 LG.VAERDTI RAVIATA Reji: Henning Brockhaus – Şef: Alessandro Cedrone Macerata Opera Festival / İtalya Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ve Korosu ZORLU PSM 28 29 Haziran / Perşembe Cuma / 21.00 SARAYDAN KIZ KAÇWI.AR.MMOZAART Reji: Yekta Kara –Şef: Zdravko Lazarov İstanbul Devlet Opera ve Balesi İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ BAHÇESİ 7 Temmuz / Cumartesi / 20.00 ZORBAM. THEODORAKIS Koreografi: Lorca Massine – Şef: Bujor Hoinic Ankara Devlet Opera ve Balesi ZORLU PSM Cumhuriyet Gazetesi’nin Katkısıyla Yayınlanmıştır. Pazartesi Sineması’nda ‘Herkes Gibi’ 25Haziran Pazartesi günü GoetheInstitut Istanbul ve Beyoğlu Pera Sineması işbirliğiyle, “Pazartesi Filmleri” başlığı altında Beyoğlu Pera Sineması’nda yönetmen Maren Ade’nin “Herkes Gibi” adlı filmi gösterilecek. 2009 yılında Berlin Film Festivali’nde yarışan “Herkes Gibi” Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmış, Birgit Minchmayr’a da en iyi kadın oyuncu ödülünü getirmişti. Gösterim saat 19.00’da başlayacak. PFeAsRtivISalTi bAoNmBUonLtiada’da Nojazz İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve bomontiada işbirliği ile gerçekleşecek PARISTANBUL Festivali, sanatseverleri ağırlamaya başladı. Önceki gece başlayan festivalin açılışını elektronik müzik grubu Acid Arab yaptı. Konserler, film gösterimleri, sergi ve gastronomi günlerinden oluşan, tüm etkinliklerin ücretsiz olduğu festivalde bu akşam ise funk müziğin dikkat çeken isimlerinden Abdul &The Gang sahne alacak. Yarın ise Nojazz grubu konser verecek. Fransız kültürel mirasına farklı bir bakış açısı getirecek açılışını yarın yapacak France eMotion sergisinde, 4 farklı kıtadan 4 yabancı fotoğrafçının çalışmasına ev sahipliği yapıyor. Sergide görseller hareketlendirilerek, projeye dijital bir boyut kazandırılacak. Aynı akşam gerçekleştirilecek Uçan Büfe Performansı ise konuklara farklı bir deneyim yaşatacak. 2528 Haziran arasında ise her akşam saat 21.30’da başlayacak açık hava sinemasında dört Fransız filmi sinemaseverler ile buluşacak. Festival 30 Haziran’da sona erecek. Seçim... Üç gün sonra seçim... Üç gün sonra, nasıl bir ülkede yaşamak istediğimi, çocuklarımın, torunlarımın nasıl bir ülkede yaşamalarını istediğimi seçiyorum... Seçiyoruz... İşte hepsi bu! Çöken, parçalanmış, esarete teslim olmuş, hastalıklı bir devletten, tüm olanaksızlıklara karşın Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk ve arkadaşlarına kin güden, ondan intikam almaya çalışan bir zihniyeti... Atatürk ve İnönü’ye “iki ayyaş” diyebilen dili... Cumhuriyet ilkelerini ve gerçekleştirdiklerini “bir parantez” diye niteleyenleri... Bu ilkeleri yok sayarak, adım adım karşıdevrimi gerçekleştirmek isteyenleri... Çıkarları nedeniyle bu zihniyete biat edenleri geriletmek için oyumu kullanacağım. Cumhuriyet ilkelerine, bireysel ve toplumsal değerlerimize küfür edilmediği bir hayatı seçeceğim.   Bunca gerilimli, bunca kavgalı, bunca öfke ve kin dolu bir hayata mahkum olmadığımızı; denetimin tek adamda değil millette olduğunu anımsatacak olan sistemi seçeceğim. Başkanlığı değil, parlamenter rejimi seçeceğim. Ayırımcılığı (ekonomiden hukuka, toplumsal cinsiyete, her alanda ayırımcılığı) körükleyeni değil, bütünleyici, geniş kapsamlı olanı seçeceğim. Kin, öfke ve şiddeti değil, kucaklaşmayı, yaraları üfleye üfleye saracak olanı seçeceğim... Korkuyu besleyenleri değil, korkularımı giderecek olanları seçeceğim. Her an “Vatan haini!” suçlamasıyla beni yüz yüze bırakmayacak olana oyumu vereceğim. Hak ve hukuku, kendi anlık tutkusu; adaleti, kişisel, keyfi malı sayan... Kendini bir gün savcı, bir gün avukat, bir gün hâkim ilan edenleri değil, adalete inananları, adil bir yargı için çalışanları seçeceğim... Malı mülkü değil, emeği yüceltene vereceğim oyumu. Cehaleti yücelteni değil, ilime bilime yol açanı... Sanatı, sanatçıyı, yazarı, kitabı yasaklayanları değil, yaratıcılığı destekleyip özendirenleri... Çoksesliliğe inananları seçeceğim. Milletin parasını har vurup harman savuranları... Tapusu olmayan iki gözlü evden saraylara yerleşip yine de doymayanları... Bir türlü doymayan, doyamayan, dinmeyen bir iştahla hep daha çoğunu isteyenleri durdurmak için kullanacağım oyumu. Kibirden yana değil, tevazudan yana yapacağım seçimimi. Bugün söylediğini yarın yalanlayan... Ertesi gün yine vazgeçen... Söyledikleri yalanlarla bir nebze aklı olanın aklıyla alay edenleri değil, insanı aptal yerine koymayanları seçeceğim... İnsan onurunu yok saymayanlara vereceğim oyumu. Ha bire aldatıldık, kandırıldık diyenleri; kendi hatalarını hep başkalarına yükleyenleri; hiç ama hiç hesap vermeyeceklerini sananlardan hesap sormak için de kullanacağım oyumu... Özgür, bağımsız bir medya için... Yeniden dua edebilmek için de... Dinin nasıl bir gösteriş, çıkar, kazanç, siyasal güç aracına dönüştüğünü gördüğümden beri içimde büyüttüğüm nefretten kurtulmak için... Zulmü değil, umudu seçeceğim. Haykıran, azarlayan, meydanlarda anaları yuhalatan, prompter bozulunca donup kalıveren yerine her soruya sakin sakin, o muhteşem gülüşüyle yanıt veren, zekâsını ve mizahı silah olarak kullanana vereceğim oyumu... Eh bu kadar ipucundan sonra anlamışsınızdır herhalde... Oylarım, barajı aşabilmesi için HDP’ye ve umudumu gerçekleştirmesi için Muharrem İnce’ye... Üç gün sonra seçim olup bitecek sanmayın... Seçimler bitmez. Her davranışımız, her yaşadığımız, yaptığımız seçimlerimizin sonucu... Yani hayatımız... NOT: Osman Kavala’dan çok güzel bir mektup aldım... İçim ısındı... Sevgili Osman bu yazıyı okuyorsan bil ki, şu cümleni gazetede herkesle, özellikle sanat kültür servisiyle paylaştım: “Cumhuriyet’in kültür sayfası benim için içeriye ferahlatıcı havanın girdiği bir pencere. İki sayfa olduğunda, temiz hava iki kanattan giriyor...” (Cumhuriyet yönetimine duyurulur!!!) Il Divo geliyor Klasik eserlere getirdikleri özgün yorumlarla büyük bir fenomene dönüşen, dört tutku dolu sesten oluşan Il Divo, yeni çıkacak albümleri “Timeless”’ın dünya turnesi kapsamında Piu Entertainment organizasyonu ile 14 Eylül’de Volkswagen Arena’da sahne alacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle