16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 20 Haziran 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ege ve Batı Akdeniz’in iç kesimlerinde dün etkili olan yerel kuvvetli gök gürültülü sağanağın bugün de sürmesi bekleniyor. 300/1 7 0 320 /2 2 0 260/1 70 300 /20 0 310/16 0 240 /1 3 0 220 /9 0 250 /1 6 0 310 /2 0 0 310 /1 8 0 260 /1 4 0 310 /2 2 0 280 /1 6 0 290/22 0 260/150 250/1 80 270 /1 3 0 340/1 8 0 230 /1 5 0 290 /1 9 0 190 /1 6 0 220/1 80 TARİHTE BUGÜN 404: Ayasofya, çıkan isyanlar sırasında yakıldı. 1840: Samuel Morse, telgrafın patentini aldı. 1914: Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın doğum günü. 1963: Küba füze krizinin ardından Sovyetler Birliği ile ABD arasında ‘kırmızı telefon’ adlı doğrudan iletişim hattı kuruldu. doğrudOalansıkdaesğıtiltanaıSmvouımnkaıadtlleıamrğı,iaşstdairevmcnıecnisılneinrsiinuisçtedi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Soma Katliamı davasının 22. duruşması dün yapıldı. Madenci ailelerin avukatları, savcının geçen duruşmada verdiği mütalaadaki “olası kasıt” suçlamasına tepki göstererek, sanıkların “doğrudan kasıt” suçundan cezalandırılmasını istediler. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait maden ocağında 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili dava, Mart 2015’te mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle başlayabilmişti. 5’i tutuklu 51 sanığın yargılandığı davanın 22. duruşması dün başladı. Acılı ailelerin avukatları, cuma gününe kadar sürmesini bekledikleri duruşmalarda, karar çıkabileceğini vurguluyor. Dünkü duruşmada da, savcının mütalaasındaki “olası kast” suçlamasına karşı çıkan avukatlar, mütalaanın suç vasıflandırmasının hatalı olduğunu vurguladılar. Sanıkların, doğrudan kasıtla adam öldürme suçundan yargılanmasını istediler. Müşteki avukatlarının esas hakkındaki görüşlerinin ardından mahkeme heyeti duruşmaya bir saat ara verdi. Daha sonra da sanıkları dinlemeye başladı. l İZMİR/Cumhuriyet Duruşma öncesi yürüyüş Yaşamını yitiren madencilerin yakınları ve duruşmayı izlemeye gelenler, sabah saatlerinde tren garı önünden mahkeme salonuna dek yürüdüler. Yürüyüşe EMEP, Haziran Hareketi ve ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başar Kafaoğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Manisa Millet vekili Tur Yıldız Biçer, Sosyal Haklar Derneği Başkanı ve eski CHP milletvekili Melda Onur, HDP İzmir milletvekili adayı ve HDP MYK üyesi Serpil Kemalbay, HDP Manisa milletvekili adayı Sırrı Sakık ve madenci aileleri katıldı. 301 Madenci Aileleri Derneği adına basın açıklamasını okuyan İsmail Çolak, “Bu dava ailemizi, çocuklarımızı geri getirmeyecek biliyoruz ama bu dava sonucunda ortaya çıkacak adil bir karar bundan sonra yeni Soma’ların yaşanmaması için alınacak iş güvenliği tedbirlerinde emsal teşkil edecek. Bugün mahkemeden adil bir karar çıkmasını bekliyoruz” dedi. RAPÇİ EZHEL 25 GÜNDÜR 9bedraakaiktaedtati CEZAEVİNDEYDİ Üst sınırdan ceza istemi DAŞFEAVRHAAİSNYI ABİDİN YAĞMUR Mersin’de geçen yıl eylül ayında üniversite öğrencisi 23 yaşındaki Feray Şahin’in evinde polis memuru Fatih Burak Aykul tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili davanın 5. duruşması Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Şahin ailesinin avukatları, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen rapora göre Feray’ın uzak mesafeden ateşlenen kurşunla öldürüldüğünü, bunun da sanık polis memurunun “silah şakalaşma sırasında kazara patladı” iddiasını çürüttüğünü kaydetti. Şahin ailesinin avukatları, sanığın kasıtlı olarak cinayet işlediğini savundu ve en üst sınırdan cezalandırılmasını istedi. Sanık polis memurunun avukatı ise Adli Tıp Kurumu raporundan atışın uzak mesafeden yapıldığı ifadesinin yer aldığını ancak mesafeyle ilgili rakam verilmediğini belirterek, uzak atış mesafesinin tıp doktrinlerine göre 45 santimetre civarından başladığını, bu nedenle raporun sanığın şakalaşma ve silahın kazara patlaması iddialarını çürütmediğini iddia etti. Mahkeme heyeti, sanık polis memurunun tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, dava dosyasının mütalaa veya varsa tevsii tahkikat için Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine de karar vererek duruşmayı 19 Temmuz’a erteledi. l MERSİN Bebeği kucağındaydı Suriye uyruklu kadını öldürdüler Bursa’da, Suriyeli genç kadın evinde 4 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Genç kadın bulunduğunda kucağında olan 7 aylık bebeği yakınlarına teslim edildi. 18 yaşındaki Dima Aşaelim’i ziyaret etmek için evine giden ağabeyi Valid Aşaelim, eve girdiğinde kardeşi nin kanlar içinde yerde yattığını gördü. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Aşaelim’in hayatını kaybettiğini belirledi. Genç kadının vücunda 4 bıçak darbesi olduğu tespit edildi. Haberi alır almaz olay yerine gelen genç kadının yakınları büyük üzüntü yaşadı. l İHA Ezhel Ezhel’in annesi Ulya Turgut, “Yaşasın tam bağımsız rap” dedi. Turgut, oğlunun ismini koluna dövme yaptırdığını söyledi. Ezhel, çıkışta annesine sarıldı. l DHA CANAN COŞKUN “Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımını özendirmek” suçlamasıyla 24 Mayıs’ta tutuklanan “Ezhel” adıyla bilinen rapçi Sercan İpekçioğlu, ilk duruşmada 9 dakika içinde önce tahliye edildi sonra beraat etti. Duruşmaya takım elbiseyle katılan Ezhel, hâkimin suçlama konusu fotoğrafı sorması üzerine, “Ankara Kızılay’da bir arkadaşımızın giyim mağazası vardı. Oraya gidip çay içerdik. Orada bitkileri gördük. Alıp söktük ve fotoğrafını çektim. Fotoğrafın altına Selahattin Özdemir’in ‘Esrar perdesi’ isimli şarkısını yazdım” dedi. Hâkim sonrasında Ezhel’e “Geceler” isimli şar kısını sordu. Ezhel, “Geceleri anlatan bir şarkıdır. Karanlığı, vampiri edebi bir şekilde elimden geldiğince anlattım” dedi. Hâkim, Ezhel’e iddianamede suçlama olarak yöneltilmeyen “Yarınımız yok” şarkısını sorarak sözlerini söylemesini istedi. Şarkının sözlerini okuyan Ezhel, “Gençleri uyuşturucuya teşvik değil aslında hayata bağlayan sözler yazıyorum. Eserlerim benim hayal ürünümdür” dedi. Mahkeme, Ezhel’in suç işleme kastı ile hareket etmediğini belirterek beraatına karar verdi. Ezhel’in önce tahliyesine ardından da beraatine karar verilmesiyle duruşma salonuna giremeyen dinleyenleri adliye koridorunda sevinç çığlıkları attı. ‘7 kişilik koğuşta 4546 kişiydik’ Maltepe Cezaevi’nden tahliye edilen Ezhel’i yakınları ve sevenleri karşıladı. “Özgürüm, mutluyum” diyen Ezhel şöyle konuştu: “Bulunduğum koğuş 7 kişinin kalması için yapılmış, biz 4546 kişiydik. Battaniyede bile yatanlar vardı. İçerinin bir sesi olarak konuşmak istersem, koşullar kötü. İnsanlar maalesef çok umutlanmış durumda. Biz rahat rahat yatıyorduk, birtakım muhabbetler çıktı. ‘Biz umutlandık, ailelerimiz umutlandı’ gibi söylemler var, üzgünler. İçeride gördüğüm şeylere dair söyleyeceğim bu olabilir. Tazminat davası açmayı düşünmüyorum. Ben o şikâyetçi zihniyetten değilim.” haber 3 Büyük uzlaşmaya doğru Otoriter popülist rejimlerin ayakta kalması toplumu kutuplaştırmasına bağlı. Sadece bizde değil, dünyadaki ve tarihteki örneklerde de durum böyle. Toplum ortadan yarılacak, sadece iktidarı destekleyenler milletin üyesi sayılacak. Formül basit. Dış mihraklara ve onların işbirlikçilerine karşı devleti ve milleti savunan bir lider. Daimi bir olağanüstü hal. Toplumun yarısı millet geri kalanının bir kısmı hain. Diğerleri de zamanla hain ilan edilme sırasında. Bayat ancak işleyen bir formül bu. Bu formülün izlerini Kenan Evren’in nutuklarında, Donald Trump’ın tweet’lerinde, Avrupa’daki yabancı düşmanı sağ partilerin söylemlerinde, Hindistan Başbakanı Nerandra Modi’nin hologramlı mitinglerinde, Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin küfürlü tehditlerinde gözlemlemek mümkün. AKP, 24 Haziran seçimine giderken üç ana hedefe sahipti. İlki HDP’nin baraj altı kalması. Böylelikle, AKP fazladan 7080 milletvekili almayı hesaplıyor. İkincisi İYİ Parti’nin (İYİP) seçimlere girmesinin engellenmesiydi. CHP’nin beklenmedik hamlesi, o hedefin zorlanmasını durdurdu. Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’in adaylığı için imza toplayanları “FETÖ” üyesi olmakla suçlaması da işe yaramadı. Üçüncü hedef ise Cumhur İttifakı’nın oy pusulasındaki tek ittifak olmasının sağlanmasıydı. CHPİYİPSP ve DP’nin öngörülmesi zor bir şekilde ittifak kurmasıyla o hedefe de ulaşılamadı. AKPBahçeli ittifakının yerel seçimlerde çatlayacağı belliydi. Bahçeli’nin erken seçim talep eden çıkışında da bu konuya değinilmişti. Ancak hem MHP Genel Başkanı’nın hem de MHP milletvekili adaylarının kamuoyuna özellikle son hafta sıklıkla yansıyan AKP eleştirileri, Cumhur İttifakı’nın arzu edilen birlik ruhundan uzaklaştığını gösteriyor. Bütün bu tabloda en önemli kısım, muhalefetin yakaladığı uzlaşma. Kutuplaşmayla büyüyen bir siyaset anlayışı, kendini iktidardan edebilecek belki de tek ihtimalle karşılaştı. Hem de bir hayli hazırlıksız. Muharrem İnce’nin toplumun her kesimine seslenmeyi başarırken, Tayyip Erdoğan’ın alışılageldik polemik denemelerini zorlanmadan savuşturup iktidarı savunma pozisyonuna sıkıştıran performansı da bu hazırlıksızlığı daha görünür kıldı. İnce’nin, başkan seçilmesi halinde “Sadece CHP’lilerden değil, her kesimden insanı Bakanlar Kurulu’na alacağım” demesi uzlaşma ruhunun pekiştiğinin ifadesi. Meral Akşener’in başkanlık makamına gelirse İnce ve Karamollaoğlu’na başkan yardımcılığı teklif edeceğini açıklaması da öyle. Selahattin Demirtaş’ın Millet İttifakı’nın bir demokrasi ittifakına dönüşmesi gerekliliğini belirtmesi ve İnce’nin Diyarbakır mitinginde gördüğü ilgi de büyük uzlaşmanın genişlediğinin ispatı. Şayet ilk turda iktidar Meclis çoğunluğunu yitirir ve cumhurbaşkanı seçimi de ikinci tura kalırsa, muhalefetin ikinci tura kalacak adayının açıklayacağı başkan yardımcıları ve Bakanlar Kurulu büyük uzlaşmayı somutlaştırabilir. Bu durumda, kutuplaşmayla beslenen iktidarın ikinci tur başarısı zora girer. Asgari müştereklerde birleşen, toplumun tüm kesimlerini temsil eden büyük uzlaşma, demokrasiye geri dönüşün ve ülkenin geleceğini kurtarmanın yolu. Bu büyük uzlaşma, kendi arasında bölünmeden ve iktidara yönelik bir rövanşizme kapılmadan ilerlerse, iktidara oy veren seçmenin kayda değer bir kısmını da kapsayabilir. Bu sadece bir temenni değil, gerçekleşmesinin önünde aşılmaz engeller bulunmayan bir çıkış yolu. Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşan dünyada, otoriter dalgayı kıran ve uzlaşmayı başaran bir devlet olarak belirmesinin ülkeye getireceği özgüven ve itibarın olumlu sonuçları ise memleketimizin gerçekten büyük bir güç ve rol modeli olmasıyla sonuçlanacaktır. Özetle bu seçim toplumu ortadan bölenlerle, toplumu uzlaşarak birleştirenler arasında. Leyla’nın ailesi: Kızımız kaçırıldı Ağrı’da, Şeker Bayramı’nın birinci günü ziyaretine gittikleri dedesinin Bezirhane köyündeki evinin önünde oy narken ortadan kaybolan 4 ya şındaki Leyla Aydemir’i ara ma çalışmaları sürüyor. Sivil toplum örgütlerinin de des Leyla (4) tek verdiği çalışmalar sırasında cami hopar löründen anonslar yapılarak kilitli olan yerle rin açılması istendi. Eğitimli köpeklerin buğ day tarlalarını aradığı çalışmalarda jandarma da köyden il merkezine doğru 15 kilometrelik yolu drone desteğiyle taradı. Leyla’nın anne ve babası, Nihat ve Şükran Aydemir “Kızımız yüzde 90 kaçırıldı” dedi. l DHA / İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle