15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 12 Haziran 2018 TASARIM: EMİNE BİLGET haber 7 Fotoğraf, HDP’nin bölgede uzun süre yürüttüğü ‘Sivil Cuma’ eylemlerinden. Sol ile muhafazakârlığın ortak dilde buluşması Peki, bu birbirinden yaşam tarzı ve dünya görüşü olarak bu kadar uzak iki nüfus parçasını birbirine bağlayan ve ‘Samimiyeti CHP’de eşgüdümlü biçimde mobilize eden volan kayışı neydi, nedir? Kürt toplumunda da Kürt siyasetinde de bu “Dil”dir. Bin bulmaya başladılar’ lerce yıllık sözlü ve yazılı kültürle, baskı ve yasaklara, bütün kriminalizasyona l Sezgin Tanrıkulu (CHP İstanbul Milletvekili) K ürt siyasetinde 24 Haziran seçimleri öncesinde de ana damar ya da ana akım olmayı sürdüren HDP çizgisi; kökleri mümkün mertebe en geride bir noktaya kadar takip edildiğinde de, bugünkü bileşkesine bakıldığında da Türkiye sosyalist hareketi ile organik bağlantıları olan, hatta hiç iddialı gelmesin ki, bir sosyalist harekettir. Parti ideolojisinin kavramsal yapısı modern bir sol hareketin bütün öğelerini içermekte, dünyadaki yeni sol dalganın pratiklerini bünyesinde uygulamaktadır. Fakat bir yandan da dev ve son derece mobilize bir kitlesi olan bir parti HDP. Her ne kadar emekçi ve yoksul kitleleri belkemiğini oluşturuyor olsa da Kürt toplumun kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş, bütün toplumsal sınıfları ve inanç ve mezhep gruplarını dikey ve yatay olarak kesen bir hareket bu. Özellikle “bir hayat kazandırdığı” kadınlar ve “bir gelecek kazandırdığı” gençler HDP’nin en dinamik kesimleri durumunda. Ancak kitlesel olduğu ölçüde de heterojen bir taban bu. Ve dolayısıyla da Kürt nüfusun muhafazakârmütedeyyin kitlelerinden önemli geçişler oldu HDP ve onun öncülü partilere. Ve bu partilerde hiçbir rağmen bugüne kadar gelmiş, yasaklı yıllarda kapalı devre iletişim ilişkilerinde kıskançlıkla muhafaza edilmiş, özgürleştiği anda konuşulduğu ülkelerde bardaktan boşanırcasına yağan yağmur misali siyasi bir gevezelik olarak coşkuyla kendini dinletmiş Kürtçe dili. Bütün dünyada ulus devletlerin, milli birliğin çağlar boyu en önemli dayanaklarından, hatta en önemlisi, kurucu öğesi olmuş “Dil”, 20’nci yüzyıl boyunca sınırlarla parçalanmış Kürt ulusunu bir arada tutmuş, Kürtçe, Kürt inadının haznesi olarak bugüne minimum kayıpla ulaşmıştır. Kürt seçmenin bu seçimde de başlıca taleplerinden biri “anadilinde eğitim” olacaktır. Kürtçeye aidiyet Kürtçeye ait olmak Kürt toplumunda dini aidiyetten de, ideolojik aidiyetten de daha önemlidir ve HDP ve öncüllerinin siyasi mücadelesiyle artık çok daha bilinçli biçimde her cenahtan Kürt’ü ortak siyaset alanına taşımaktadır. Resmi ideolojinin Kürt talepleriyle mücadelesi yoğun olarak ve büyük ölçüde “Dil”e dair kolektif haklar üzerinden yürüyor hâlâ. Ve bu mücadele içinde devlet Türkçe alfabede olmayan ama Kürtçe fonetiğin ihtiyaç duyduğu harflerin kullanımına karşı da n Sizin öteden beri, Muharrem İnce’nin ise cumhurbaşkanlığı kampanyasına başladığından beri Kürt meselesine ilişkin yaptığınız açıklamaların Kürt seçmenler üzerindeki etkisi ne oldu? CHP, Kürt seçmenden ne bekliyor? Politik olan tüm toplumlarda olduğu gibi Kürtlerde de siyasetçilerin herhangi bir sözü hamasetten mi yoksa gönülden mi söylediğini ayırt etme yeteneği çok gelişkindir. Şunu rahatlıkla söylemek lazım ki, Kürtlerin önemli bir kısmı CHP’nin geçmişteki tutumlarına tepkisel veya eleştirel yaklaşıyor. Fakat bu algının hızla değiştiğini gözlemleyebiliyoruz. Sayın Muharrem İnce’nin Hakkâri’de yaptığı coşkulu miting bunun kanıtlarından biridir. Geçen gün aynı yerde miting yapan Başbakan Binali Yıldırım boş caddeye konuşurken Sayın İnce on binlerce insanın ilgisiyle karşılaştı. Kürt sorununa ilişkin tes pitlerimiz öyle mucizevi tespitler olduğu için değil, gerçekçi ve samimi olduğu için ilgi görüyor. Zaten Kürt sorununu çözmek için de mucizeye değil, ger çekçiliğe ve samimiyete ihtiyaç var. Zannediyorum ki Kürt yurttaşlar bu gerçekçiliği ve samimiyeti CHP’de bulmaya başladılar. Bize de bunun karşılığını vermek, gerekliliklerini yerine getirmek kalıyor. 24 Haziran sonrasında yapılacak ilk iş, en kötü durumdaki yaralara pansuman yapmak olacak. Kürt sorununun çözümü konusunda atılacak çok adım, gidilecek çok yol var ama erken müdahalenin hayat kurtaracağı alanlar da var. Etnik ayrışma, kutuplaşma ve bunun üzerinden yaşanan duygusal kopuş, bence AKP’nin Türkiye’nin ortasına bıraktığı, pimi çekilmemiş bir bombadır. İşe önce bu bombayı imha ederek, etnik ayrışma ve çatışma koşullarını ortadan kaldırarak başlamalıyız. Türkiye demokratikleştikçe, zaten diğer sorunların çözümü de peşi sıra birbirini izleyecektir. ayrımcılığa uğramayan, HDP’de ise ar mücadele ediyor. tık önemli bir bileşen olan dindarlar, Birikim dergisinin 253’üncü sayısın Kürt siyaseti sadece Kürtçeye iliş hızla kurumsallaşıp HDP ekseninde si da (Mayıs 2010) yazdığım “Diller, Çeh kin bir bilinç üretmekle kalmadı, aynı vil toplum örgütlenmelerine girişerek reler, Barış” (Ağustos 2010’da aynı zamanda bu dil bilinciyle Türkçe siya Kürt nüfus içinde devletin Diyanet’ine isimle yayımlanan kitabıma da aldığım) set diline de birçok modern siyasi ve belli ölçüde bir alternatif oluşturdular. makalemde harfler üzerinden yürüyen sosyal kavram kattı. Türkiye siyaseti Demokratik İslam Kongresi gibi çatı ör bu çatışmaya ilişkin şunları yazmıştım: 10 yıldan fazladır bu kavramları tartı gütlenmeleri, DiyaDer gibi dernekler “(...)Şimdi belki bir yazar olarak şıyor, bu kavramlarla tartışıyor. Teori hep HDP’nin önemli paydaşları ya da bileşenleri oldu. ‘İnanç özgürlüğü’ vurgusu HDP, inanç özgürlüğü vurgusunu programından seçim bildirgelerine kadar her metnine taşırken laik kesimlerden ya da sosyalist sol içinden gelen tepki ve eleştirilere rağmen bu tavrından vazgeçmedi. Zaman zaman Altan Tan örneğin abarttığımı düşünenler de olabilir ama bir dilde yazılmış, basılmış bir sayfa, bir dilin alfabesinin tam olarak, eksiksiz kullanıldığı bir yazılı, basılı metin aynı zamanda bir halkın, bir toplumun yüzüdür, çehresidir, hurufatı ile, tipografisi ile. O sayfaya, o kâğıda bakarsınız ve sanki bir toplum, bir toplumsal yaşam gözlerinizin önünde belirir aynı anda. Devletin Kürtçe harfler ile, Kürtçe alfabe ile mücadelesinin bir başka de ve pratikte. 24 Haziran seçimlerinde de Kürt seçmen oy verdiği parti ve siyasette gündemindeki bu kavramların karşılığını arayacak. Türkiyelileşmenin dili Dil demişken şu da unutulmamalı: HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde Türkçe olarak kaleme aldığı ve şimdiden Türkçe edebiyatın önemli yapıtlarından kabul ‘AKP, dindarları hüsrana uğrattı’ l Nimetullah Erdoğmuş (HDP Diyarbakır Milletvekili): Genel olarak dindarlık tarihi bir kırılma yaşamaktadır. Çünkü en büyük özlemleri adalet ve ahlakın yönetimde ve toplumda etkin olması de olduğu gibi huzursuzluk belirtileri gösterenler olduysa da Hüda Kaya’dan Ayhan Bilgen’e birçok mütedeyyinliği ile tanınan isim partide önemli temsil görevleri aldı ve HDP içindeki “sol kanat” diyebileceğimiz nedeni de bu işte. Çünkü bir dilin özgün hurufatı, özgün tipografisi ancak o harflerle, o alfabe ile oluşur. Ama işte devlet tam da bunu istemiyor olmalı. Bir sayfaya, bir tabelaya baktığımızda orada Kürtlerin görünmesini, edilen öykü kitabı edebi olduğu kadar Kürt siyasetindeki bu yeni Türkiyelileşme dili arayışının da bir ürünüdür. Kürt seçmenin bu seçimlerde tercihinin ağırlıklı olarak bu Türkiyelileşme projesinden yana olması bek dır. Bunu anlatan, emreden o kadar teorik miraslar vardır ki, aslında bütün insanlığa yön verecek zenginliktedir. Pratik ise bunun aksi kadar çorak ve can sıkıcıdır. Bugün iktidar dindarları birçok alanda olduğu gibi bu iki alanda da hayal kırıklığına uğratmıştır. HDP’nin siya kesimlerle de sorunsuz çalıştılar. Kürtlüğün görünmesini.” leniyor yine. set üretirken dindarların hassasiyetleri ne riayet etme zorunluluğu vardır. Çün ‘HDP’nin tutumu nedeniyle ittifak kurulamadı’ kü HDP ezilenlerin ve sömürülenlerin tercümanı olduğunu iddia ediyor. Sömürü sadece maddi olanı kapsamıyor. Maneviyat da bugün büyük bir sömü l Ayetullah Aşıti (Azadî Hareketi Sözcüsü) n Sizin açınızdan Kürt partilerinin HDP ile ittifakı neden başarılı olamadı? Çalışmalar sırasında HDP tarafından temsiliyeti kendilerinin dile getirmelerine rağmen, herhangi bir talebimiz olmadığı gibi yol haritası liyeti son merhale olarak gördüğümüzü ve bunu asla bir pazarlık konusu yapmayacağımızı vurgulayarak bizim için önemli olanın siyasi mutabakat ve teknik çalışmalarda ortak hareketlilik olduğunu belirttik. Basına 17 Mayıs’ta teferruatıyla paylaştığımız gibi ittifak çalışmaları, iki merhale olan teknik çalışmalarda HDP’nin bizleri hesaba katmadan ken prensiplerin eklenmesi için ciddi girişimlerde bulunduk. HDP ise ittifak görüşmelerimizde mutabakata vardığımız prensiplerin en yaşamsal olan kısımlarını yok sayarak 14 Mayıs 2018 günü seçim bildirgesini ilan etti. n Azadi Hareketi bu seçimde kimi destekleyecek? Bizler Azadî Hareketi olarak seçimlerde rü tehdidi altındadır. Özgürlükleri savunurken HDP, inanç özgürlüğüne de hizmet edeceğini vaat ediyor. HDP’deki dindarlar her alandaki sömürüye karşı mücadelede aktif olmakla birlikte esas olarak dini sömürünün bizzat dinciler tarafından yapıldığının farkındadırlar. İşte tam da bu noktada inanç özgürlüğü mücadelesi zorunlu olmaktadır. olarak sunduğumuz 3 merhalede HDP ile görüşmeler üç protokol temelinde yapıldı. 1 Siyasi Prensipler Protoko di başlarına hareket etmelerinden dolayı sonuçsuz kalmıştır. Biz, yine de ittifakın oluşma zeminlerinin korunabilmesi için Kürdista nasıl davranacağımızı ilkin kendi tabanımızla istişare ederek elde edeceğimiz sonuca göre tekrar Kürdistani Seçim İttifakı’nın NOT: Yazı dizimizin dünkü bölümünde Mesut Tek ve Cemil Elden’in fotoğrafları, lü, 2 Seçimlerde Birlikte Çalışma Prensiple ni Seçim İttifakı olarak, açıklanacak HDP Se bilişenleriyle ortak bir kararda buluşarak ka teknik bir aksaklık sonucu değişmiştir. ri Protokolü, 3 Temsiliyet Protokolü. Temsi çim Bildirgesi’ne, HDP ile mutabakata varılan muoyuyla paylaşacağız. Düzeltir, özür dileriz. ALEVİLERİN OYU Demokrasi eşitlik ve laiklik için Alevi temsilcileri, 24 Haziran’da oylarını nasıl kullanacaklarını Cumhuriyet’e anlattı MEHMET MENEKŞE l Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir: 16 yıldır AKP tarafından yönetilen ülkede yanlış giden pek çok şey var. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bütün insanların özgürce yaşayabildiği, herkesin çok rahat nefes alabildiği, güç dengelerinin, demokrasinin korunabildiği bir süreç yaşamak istiyoruz. Ekonomik koşullar çok sıkıntılı ve ekonomideki bu kötü gidişat büyük oranda seçim sürecini belirleyecek. Biz Türkiye’de barışın egemen olmasını istiyoruz, güç dengelerinin korunacağı bir sistem olsun istiyoruz ve bu yönde oyumuzu kullanacağız. AKP, 16 yılda her gelen eğitim bakanı ile sistemi sil baştan yeniden düzenledi. Eğitimde, sürekli geriye giden, dinselleşen, ayrıştıran, asimile eden bir anlayış egemen kılındı. Sadece Sünni İslam anlayışı doğrultusunda yapılan çalışmalardan öteye geçmedi. Öte yandan Alevilere yönelik hak ihlalleri her şeye rağmen hâlâ devam ediyor. 16 yıldır ülkeyi yöneten AKP, seçimler öncesinde çıkıp cemevleri ile ilgili yasal statüden bahsetmesi hiç de inandırıcı gelmedi. 16 yılda biz Alevilerin sade, masumane eşit yurttaşlık taleplerimiz hiçbir şekilde karşılanmamıştır, bunu yapamadılar. Zorunlu din dersleri devam ettiği gibi eğitim kökten dinselleşti ve Alevi çocukları bundan çok olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla bu sistemin bir an önce değişmesi gerekliliğine inanıyoruz ve bu doğrultuda oy kullanacağız. OHAL rahatsızlığı l Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez: Alevilerin seçim sonrasında olmazsa olmaz beklentisi laiklik, demokrasi ve cumhuriyet. Aleviler parlementonun olmasını ve parlamentoda her kesimden görüşün savunulmasını istiyor. Her topluluğun kendisini parlamentoda temsil etmesinin, parlamenter gücün bir grubun, tek kişinin eline geçmesini istemezler. Elbette ki Aleviler Türkiye’de birlikte yaşamanın koşullarını ve Türkiye’deki yaşanan sorunları çözecek bir parlamentonun oluşmasını arzuluyor. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine kesinlikle karşılar, bunu Alevi yurttaşlarla yaptığımız görüşmelerden biliyorum. Tek bir mezhep üzerinde sürekli dinselleşen eğitim sistemi Alevileri en çok zorlayan olaylardan bir tanesi. Gittikçe dindarlaşan, gittikçe kindarlaşan bir eğitim sistemi Alevi toplumunun oyunun rengini belirleyecek önemli unsurlardan bir tanesi. OHAL ve KHK’lerle insanların yaşam tarzlarına müdahale edilmesi, işlerine son verilmesi, basın açıklaması yapan insanların gözaltına alınması, Türkiye’nin açık bir cezaevine dönüştürülmesi Alevilerin istemediği bir durumdur. Aleviler demokrasiden, laiklikten, cumhuriyetten, parlamenter sistemden yana olan partilere oy vereceklerdir. Mahallelere saldırdılar l Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan: AKP iktidarı yaşanan sorunları çözmek yerine çözümsüz bir hale getirdi. Eğitim bilimsellikten, demokratik bir hak olmaktan koptu, dindar, kindar bir nesil yetiştirmeyi hedefledi ve bundan da en çok Alevi vatandaşların çocukları zarar gördü. Bu iktidar döneminde Alevilerin yoğunlukta yaşadığı yerlere lokal saldırılar olmaya başladı. 15 Temmuz’u yapan, planlayan biziz gibi 15 Temmuz’un adını ne koyarsanız koyun aynı akşam Alevilerin yaşadığı mahallelere saldırılar oldu. Bu iktidar bilinçaltındaki mezhepsel tutumunu zaman zaman yönetim şekline de yansıtttı, Aleviler baskı altında kaldılar. Bu iktidar gitmelidir ve bu iktidarın gitmesi için de biz Aleviler, Alevileri temsil eden milletvekili sayısı az da olsa, bunun için kırgın da olsak sandığa gidip, oyumuzu vereceğiz. Gezdiğimiz bölgelerde görüyoruz, Aleviler yüzde yüz sandığa gidecek ve Muharrem İnce’ye oy verecekler. Aleviler cumhuriyetle birlikte, demokratik bir süreçte var olduklarını bilirler ve cumhuriyet için, demokrasi için sandığa gidecekler. Aleviler diktatörlüğe karşıdır, tek adam rejimine karşıdır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle