24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Haziran 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Barış’ma enkazı ekonomi 9 İmar barışıyla depreme dayanıklı olmadığı için derhal yıkılması gereken binalar maliklerince yeniden yapılıncaya kadar veya yıkılıncaya kadar kullanılabilecek İstanbul Boğazı ve hazine arazilerini de kapsayan kaçak ya da imar sorun lu 13 milyon yapıya “imar barı şı” deprem ve rant kaygılarını arttırdı. İmar ba rışında Yapı Ka yıt Belgesi baş vuruları geçen cuma günü baş ŞEHRİBAN KIRAÇ ladı. Av. Hasan Çağlayan’a göre, her ne kadar kanunun afet risklerine hazır lık kapsamında çıkarıldığı be lirtilmişse de, yapı kayıt bel gesi verilerek kayıt altına alı nan ve kullanılmasına izin ve rilen binaların statik hesapla ra/deprem yönetmeliklerine uygun yapılıp yapılmadığı, can ve mal güvenliği açısından risk teşkil edip etmediği denetlen memekte. Bu hususlara ilişkin so rumluluk, tamamen malik lerin üzerinde bırakılıyor. Çağlayan’a göre, depreme da yanıklı olmadığı için derhal yı kılması gereken binalar da hi maliklerince yeniden yapı lıncaya kadar veya yıkılıncaya kadar kullanılabilecek, bu da her an olması beklenen İstan bul depremi için büyük risk taşıyor. Kanuna aykırı Bu düzenlemenin, Anayasa’nın, ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir’ hükmünü içeren 56. Maddesi ile ‘Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir’ hükmünü içeren İmar Kanunu’nun 1. maddesine açıkça aykırı olduğuna dikkat çeken Av. Çağlayan, “Sosyal bir hukuk devleti olan ülkemizde yapıların depreme dayanaklılığı hususu kişilerin takdirine/keyfine bırakılamaz. Binaların depreme karşı dayanıklı şekilde inşa edilmesi, devletin temel görevidir. Devlet, bu sorumluluğu bireylerin üstünde bırakarak denetleme sorumluluğundan kurtulamaz” dedi. Ortak alan gidiyor Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlarla belediyelerin özel mülkiyetinde bulunmayan ve imar planlarında park, yol, yeşil alan, kıyı alanları olarak ayrılarak tescil dışı bırakılan taşınmazlar üzerinde inşa edilen yapıların imar barışından yararlanamayacağına ilişkin bir sınırlama bulunmadığına dikkat çeken Çağlayan, “Bu ciddi sorunlara yol açacak. Bu alanlar tüm vatandaşların ortak kullanımında. Örneğin, kıyı alanında imar düzenlemelerine aykırı yapılmış bir yapının, bu düzenlemelerden faydalanması halinde, diğer vatandaşların aslında ortak kullanımda olan bu alanlardan faydalanabilme imkânları kısıtlanacak veya ortadan kalkacak” dedi. Av. Hasan Çağlayan 13 milyon yapıyı kapsayan imar barışında Yapı Kayıt Belgesi başvuruları geçen cuma günü başlamıştı. Tarihe darbe Hasan Çağlayan, Kanunun yalnızca Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi, İstanbul tarihi yarımada, Gelibolu yarımadasına ilişkin sınırlandırmalar getirdiğini anlattı. Av. Çağlayan, “Maalesef doğal sit, arkeolojik sit, kentsel sit alanlarında bulunan taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve halkın kullanımına açık kıyılardaki yapılar ile koruma kurullarınca tarihi veya sivil mimarlık örneği olarak tescillenen binalar, bu kanundan yararlanabilecek. Buna göre, geçmiş kuşaklardan bizlere miras kalan tarihi ve sicil mimarlık örneği binalara yapılan hukuka aykırı müdahaleler meşrulaştırılacak. Bu binalara yapılan eklemelere ilişkin yıkım kararları uygulanmayacak. Yapı yasağı getirilen doğal sit alanlarındaki yapılaşmalar, ödüllendirilmiş olacak” diye konuştu. Çağlayan, tamamen imara aykırı yapılar, kısmen imara aykırı yapılan kat mülkiyetine tabi olan bağımsız bölümler ile bağımsız bölüm lerden oluşacak şekilde inşa edilmesine rağmen kat mülkiyeti tesis edilmemiş (halen arsa tapusu bulunan) bulunan yapıların tamamının, imar barışı kapsamında yer alacağını ifade etti. Binanın tamamı Kat mülkiyetine tabi olarak bağımsız bölümlerden oluşan binalarda, bağımsız bölüm ile irtibatlandırılan imara aykırı alanlar (Örneğin, bağımsız bölümlere ilave edilen açık ve kapalı çıkmalar) için bağımsız bölümün tamamı üzerinden bedel hesaplaması yapılacağını kaydeden Çağlayan, “Kat mülkiyetine tabi olup, bağımsız bölümler ile irtibatlandırılamayan imara aykırı alanlar (Örneğin, otoparklarda yapılan imara aykırı yapılar) için binanın tamamı üzerinden bedel hesaplaması yapılacak. Aynı şekilde, yapı kullanma izin belgesi (İskan Ruhsatı) olup da, kat mülkiyetine geçilmemiş ve halen bağımsız bölüm tapusu bulunmayan yapılarda, binanın tamamı üzerinden bedel hesaplaması yapılacak. Depreme dayanıklılık raporu olmalı Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var mı? sorusuna ise Av. Hasan Çağlayan şu cevabı verdi: Halkımızın büyük çoğunluğu kısmen de olsa olsa imar düzenlemelerine aykırı binalarda oturmakta. İmar affı veya imar barışı getiren bir düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu tartışmasız bir olgudur. Ancak, bu düzenlemenin kıyılardaki, sit alanındaki, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, imar planlarında teknik ve sosyal alt yapı alanlarında kalan taşınmazları kapsam dışında bırakması gerekiyor. Kanundan yararlanacak taşınmazlar için statik/depreme dayanaklılık raporu alınması; ayrıca, yapı kayıt belgesi müracaatlarının Bakanlık tarafından belirlenen uzman kuruluşlar eliyle yapılması yerinde olacak. Tamamen imara aykırı yapılarla kısmen imara aykırı yapılar için ödenecek bedellerin hak ve nesafete uygun tespit edilmesi adil olur. İmar başvurusu yapılan yapıların mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu, imara aykırı bulunan bölümün toplam alanı ve benzeri hususlar tamamen yapı malikinin beyanına tabi tutulmuştur. Kanunun en önemli eksikliği ve ileride içinden çıkılamaz sorunlara yol açabilecek husus budur. Çünkü imara aykırı alanların hesabını malikin beyanına tabi tutmak ve yanlış beyan halinde malikin Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesi’ne göre cezalandırılması kaygı verici. Şehir plancıları imar barışını masaya yatırdı. 5 sayfayla kaçağa af TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nin düzenlediği ‘İmar Affı, istisna mı, gelenek mi?” panelinde konuşan Dr. Ercan Koç, sadece oy kazanabilmek için değil maddi kaynak oluşturmak için de imar barışı çıkarıldığını söyledi. Panelde verilen bilgiye göre Türkiye’de 1948 yılı ile 1988 arasında 14 kez imar affı çıkarıldı. Beylikdüzü Belediyesi’nden Gürkan Akgün de, devletin, ‘beş sayfalık’ tebliğ ile bütün kaçak yapıları affettiğini vurgulayarak, devletin denetleyicilik görevini yerini getiremediği için kaçak yapıların arttığını ifade etti. Akgün, kayıt dışı yapıların devlet tarafından affedilmesinin ise denetimsizliğin kabullenilmesi anlamına geldiğini aktardı. Prof. Dr. Şence Türk ise “Devlet planı yapacak, sadece bununla da kalmayarak uygulamayı da gerçekleştirecek” diyerek, imar barışının torba yasa içerisinde bulunan bir düzenleme olmasına rağmen devletin, şehir planlamasına ilişkin geçici maddeyi yeterli görmesine de tepki gösterdi. l İSTANBUL İnşaatta finansman sıkıntısı büyüyor Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD ‘Mayıs 2018 Sektör Raporu’na göre, inşaat malzemesi ortalama sanayi üretiminin 2018 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16.2 arttı. Raporda, müteahhitler ve konut üreticileri için finansman sorunlarının, yeni inşaat işlerine başlanmasını en çok sınırlayan unsur olmaya devam ettiği vurgulandı. Finansman sorunu nisan ve mayıs aylarında giderek etkisini arttırırken, finansman sorununa eklenen ikinci sınırlayıcı unsurun talepteki yavaşlamalar olduğu belirtildi. Özellikle mart ayından itibaren talep yetersizliğinin önemli bir sorun haline dönüştüğü ifade edildi. Mevcut inşaat işleri seviyesi nisanda bir önceki aya göre 6.1 puan yükseldikten sonra mayısta sadece 0.5 puan artış gösterdi. l Ekonomi Servisi Tarlabaşı’ndan AKP’ye ikinci gol 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen Tarlabaşı 1. Etap Yenilenme Projesi, bu kez de ilçe meclisinden vize alamadı Salt çoğunluk oyu bulunamadı Önceki gün Tarlabaşı’nın bağlı bulunduğu Beyoğlu Belediye Meclisi’nde projeye başından beri karşı olan CHP’li üyelerin dışında projeye kabul oyu verecek 13 üye hazır bulundu. Yapılan oylama sonucunda proje lehine 13 AKP’li üye “kabul” oyu verdi. Bu durumda yasada istenen üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyu bulunamadı. Meclis başkanının “Proje oy çokluğu ile kabul edilmiştir” açıklamasına CHP’li üyeler itiraz ettiler. CHP Meclis Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever meclis başkanlığına dilekçe vererek projenin geçmesi için yasada gerekli olan üye tam sayısının salt çoğunluğu bulunmadığını ve dolayısıyla projenin reddedildiğini kayıtlara geçirdi. AKP’lilerin meclise ara vermeleri ve çağırdıkları diğer meclis üyeleriyle yeniden oylama istekleri CHP’li üyelerin itirazları üzerine kabul görmedi. Böylece AKP’liler kendi yaptıkları yasa ve yönetmelikleri iyi okumamanın bedelini ağır ödemiş oldu. Bakanlar Kurulu kararı ile yenilenmesi için karar alınan Tarlabaşı’nda ikinci raundu da semt sakinlerinin ve İstanbul’un bu özgün semtinin korunması yönünde çaba gösterenlerin oldu. Tarlabaşı’nın yenilenmesi için ilk hazırlanan avan proje idare mahkemesinden veto yemişti, ikinci proje de Beyoğlu Meclisi’nden veto yedi. AKP’nin projeyi meclisten geçirecek yeterli üyesi bulunmasına karşın toplantıya iktidar partisinden eksik üye ile katılınca proje de yasa gereği üye tam sayısının salt çoğunluğu ile değil oy birliğe ile kabul edildi ve CHP’nin verdiği dilekçe ile reddedildiği kayıtlara geçmiş oldu. Evler yıkılmıştı Tarlabaşı Yenilenme Alanı sınırları içerisinde yer alan; Tarlabaşı 1. Etap Yenilenme Projesi kapsamında hazırlanan Avan Proje koruma kurulundan geçmesine karşın yargı engeline takılmıştı. TMMO İstanbul Şubesi’nin açtığı davanın sonucunda İstanbul 3. İdare Mahkemesi 30.03.2018 tarihinde projeyi iptal etmişti. Ancak bu arada projenin ihalesi yapılmış, insanların evleri de yıkılmıştı. Projenin yürürlüğe girmesi için 5366 Kanunu’nun 2. maddesine ve Uygulama Yönetmeliği’nin 17. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında, projenin yürürlüğe girebilmesi için yetkili idarelerinin meclisinde üye tam sayısının salt çoğunluğunun onayı ile yürürlüğe gireceği yazıyor. l Haber Merkezi 1.5 milyon metrekarede, 5 bin 593 bina ve 24 bin 382 bağımsız bölümden oluşan Okmeydanı’nda 90 bin kişi yaşıyor. Göstermelik tören Okmeydanı’nda kentsel dönüşüm için tören düzenlendi. Tören, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Demircan ve milletvekillerinin katılımıyla gerçekleşti. İlk kazmaya fren ‘Okmeydanı’nı Şanzelize yapacağız’ söylemiyle tanıtılan dönüşüm planı, ilk kazmanın vurulacağı gün iptal edildi HAZAL OCAK İstanbul 12. İdare Mahkemesi, Okmeydanı’nı Paris’in ünlü caddesi Şanzelize’ye dönüştürmek amacıyla hazırlanan kentsel dönüşüm planını, ‘tarihi sit alanları ile mezarlıkların plan genelindeki açık ve yeşil alanlar olarak gösterilmesi’ gibi gerekçelerle iptal etti. CHP’li meclis üyesi Hakkı Sağlam “Burası 8 yıldır bitirilemeyen ve hayalet kente dönüşen Fikirtepe olabilir” dedi. Beyoğlu ilçesine bağlı Okmeydanı için hazırlanan ve 2012’den beri gündemde olan imar planları bugüne dek bir çok kez mahkemelerce iptal edildi. En son büyük ölçekli “BeyoğluŞişli ilçeleri Okmeydanı Tarihi Sit Alanları Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı” yeniden hazırlanarak 18 Mart 2016’da İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde oy çokluğu ile kabul edildi. CHP’li meclis üyeleri bu planın halk yararına aykırı olduğunu belirterek dava açtı. Yeşil alan yetersiz İstanbul 12. İdare Mahkemesi’nde görülen davada bilirkişi raporu da hazırlanarak dosyaya girdi. Çarpıcı tespitler yapılan raporda, pla nın ticaret kullanım yüzdesini artırdığına dikkat çekilerek bu durumun tarihi kentsel yerleşim alanını taşıt trafik baskısı altında bırakabileceği vurgulandı. Toplam planlama alanının yüzde 40.7’sinin sosyal donatı ve yeşil alan olarak ayrıldığı ancak plan bütününde özellikle yeşil alanın oldukça yetersiz olduğuna dikkat çekilen raporda, tarihi sit alanları ile mezarlıkların plan genelindeki açık ve yeşil alanlar olarak gösterildiği tespit edildi. Raporda, planın mahalle kültürü ve sosyal dokunun yaşatılmasına uygun olmadığına da dikkat çekildi. Hukuka aykırı Mahkeme bilirkişi raporuna yapılan itirazları reddederek kararında bilirkişi raporuna atıflarda bulundu. İmar planını 11 Mayıs’ta oybirliğiyle iptal eden mahkeme, “Dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu ile belirlenen koruma esaslarına, şehircilik ilkelerine, plan yapım ve yöntem tekniklerine uygun olmayan dava konusu plan değişikliğinde hukuka uyarlık yoktur” denildi. CHP’li meclis üyesi Hakkı Sağlam, yargının, Okmeydanı’nda halkın mağdur edilmesine izin vermediğini belirterek, “Okmeydanı iştahı birilerinin kursağında kaldı. CHP olarak Okmeydanı’nda dönüşümü yerinde yapacağız. Okmeydanı’nda önce 600 yıllık tersaneleri kapattılar. Sanayii ve esnafı bitirdiler. Şimdi halkı sürgün edeceklerdi” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle