14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Haziran 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 11 Polisten Berkin tehdidiKADIKÖY’DE İŞKENCEYE UĞRAYAN LİSELİLER CUMHURİYET’E KONUŞTU BAKIRKÖY YASAKLANDI İftar kamyonu KESK’e çarptı! ŞEYMA PAŞAYİĞİT Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçimlerin ardından OHAL’i gözden geçireceklerini söylese de seçime günler kala yasaklar hız kazandı. Bakırköy Kaymakamlığı, KHK ile ihraç edilen KESK üyelerinin eylemlerini ‘tahrik edici’ bularak yasaklanmasına karar verdi. Gerekçede, bölgeden geçen iftar kamyonları bahane edildi. KHK ile ihraç edilen KESK üyelerinin Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda 67 haftadır işlerini geri almak için düzenledikleri eylemler seçime günler kala yasaklandı. KESK eylemini ‘tahrik edici’ bularak yasaklanması için kaymakamlığa başvuran İlçe Emniyet Müdürlüğü, “basın açıklaması adı altında bazı siyasi partileri hedef alan ve tahrik edecek şekilde propaganda yapıldığını” savundu. Yasağın bir başka gerekçesi ise KESK’lilerin ‘yüksek ses çıkarması’ olarak açıklandı. Seçim öncesi siyasi parti standlarının meydandaki yerlerinin belirlendiğini ve partilerin varılan mutabakat doğrultusunda müzik yayını ve ses yükseltici cihaz olmadan faaliyetlerine devam ettiklerini anımsatan Emniyet, KESK üyelerinin haftada üç gün ve üç saat boyunca “hoparlörle slogan attığını” belirtti. Meydandaki alanın dar olduğuna ve yayaların kullandığına dikkat çeken Emniyet, “Büyükşehir belediyesinin iftar çadırı ve iftar malzemesi taşıyan kamyonet”i de yasağa gerekçe olarak gösterdi. Emniyet bu gerekçelerle 67 hafta sonra ilçenin huzuru için eylemlerin yasaklanmasını istedi. Kaymakam Nazmi Günlü’nün 1 Haziran’da verdiği “olur”un ardından KESK üyelerine polis tarafından sert müdahale ve gözaltıların başlaması da dikkat çekti. l ANKARA Hak ihlallerinde Türkiye birinci olur Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdiği oturma eyleminin 689. haftasında, 28 Aralık 1980’de Gaziantep’te ev baskınıyla yaralı olarak gözaltına alınan, 10 Haziran 1981 tarihinde de Gaziantep E Tipi Cezaevi‘nde idam edilen Veysel Güney için bir araya geldi. Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, “Dünya devletleri arasında hak ihlalleri sınavı yapılsa, en çok hak ihlali hangi ülke diye sorsalar Türkiye’nin yönetenleri yıldızlı pekiyi kazanır” dedi. 12 Eylül darbesi kayıplarından Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de Güney’in idam edildikten sonra babasına verilmek üzere teslim edilen naaşının, Yüzbaşı Burhan Erdem’e verildikten sonra kaybedildiğini vurguladı. Eren, “Veysel’in cenazesini almak isteyen ailesine ‘Onun mezara ihtiyacı yok. Belki köpeklerin önüne atarız’ denildi. Ailesinin cenazeyi teslim alma, istediği yerde defnetme hakkı elinden alındı” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Fatma Erez bırakılsın İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyelerinin, Galatasaray Meydanı’nda 324. kez gerçekleştirdiği F tipi oturma eyleminde hasta mahpus Fatma Erez’in serbest bırakılması istendi. İHD MYK üyesi Mukaddes Şamiloğlu, “Davası hâlâ temyiz aşamasında olan Fatma, Isparta E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutukludur. Tutuklanmadan önce omurgasına takılan 2 platinden biri kırıldığı için tedavi görmekteydi. Doktoru ameliyat olması gerektiğini, hapishane koşullarında tedavinin mümkün olmayacağını söyledi. Kırılan plantinle omurgasında kayma meydana gelmiştir” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Karnelerin alındığı önceki gün AKP’nin eğitim politikalarını protesto etmek için Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem yapan ve polisin sert müda halesi sonucu gözaltına alınan lise öğrencileri, dün sabaha karşın Yo ğurtçu Çocuk Karakolu’nda alınan ifadelerinin ardından serbest bıra kıldı. Çocukların emniyette uğradık ları işkencenin izleri ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hak ları Sözleşmesi’nin nasıl ayaklar altına alındığının ispatı gibiydi. Liseden SEYHAN AVŞAR mezun oldukları günü gözaltında geçirmek zorunda ka lan DevLis üyeleri Şair Abay Konanbay Anado lu Lisesi öğrencisi Ba ran Yıldırım ve Cum huriyet Anadolu Lisesi öğrencisi Berivan Han, polisin kendilerini “Siz leri mahallenizde Berkin gibi öldüreceğiz” diyerek tehdit ettiğini, 17 yaşındaki bir arkadaşlarının ise çıplak arama işkencesine maruz kaldı ğını söyledi. Yıldırım ve Han gözal tında yaşadıkları işkenceyi gazete mize anlattı. Elektrikli şok Baran Yıldırım karne gününde sokağa çıkıp eylem yapmak istemelerinin iki nedeni olduğunu belirterek, “Eğitim sisteminin elle tutuluyor bir yanı yok. Yaptığımız eylemde sistemi protesto edecek ve eğitim sisteminin sınıfta kaldığını söyleyecektik. Karnelerimizi almadığımızı, sisteme kendi biçtiğimiz karneleri vermek istediğimizi belirtecektik. Ayrıca duvara ‘kettle’ çizdikleri için iki arkadaşımız tutuklandı. Onların tutuklanmasına tepki göstermek istedik. Ancak direkt müdahele oldu. Hiçbir şey yapamadan gözaltına alındık” dedi. İlk kez gözaltına alındığını belirten Yıldırım, “Polis saldırmaya başlayınca, ‘Çocuklara Sabaha karşı serbest bırakılan gençler, birlikte slogan attı. Liseden mezun olan Baran Yıldırım’ın (solda) gözü morarmıştı. uzanan eller kırılsın’ diye bağırmaya başladım. Ancak o eller çocuklara uzanmaya devam etti. Gözaltının bu kadar acılı geçeceği hakkında bir fikrim yoktu. Gözaltı aracında dayak yedik. İskele Karakolu’na götürüldük. İçeri bir anda yunus polisleri girdi. Elektrikli şok, cop ve ellerindeki sert polis eldivenleri bize vurmaya başladılar. Gözüme vurdular. Sağlık kontrolünde doktor kırık olabilir diye tomografi çekti. Darp edildiğime dair rapor verdi” dedi. ‘Benimki zalimden merhamet beklemekmiş’ Mezun olduğu gün darp edileceğinin asla aklına gelmediğini aktaran Yıldırım, polisin çocuklara bu kadar sert bir müdahalesi olacağını beklemediğini söyledi. “Benimki zalim den merhamet beklemekmiş” diyen Yıldırım, “Bir an umutsuzluğa kapıldım. Biz dayak yedik, tutuklanacağız diye düşündüm. Dışarda bizler için insanların seferber olduğundan habersizdim. Ancak polisin tehdit ve tavırları karşısında direnmekten başka çaremiz yoktu. Bizler dışarıda oluşan kamuoyu sayesinde serbest bırakıldık” dedi. Çıplak arama Berivan Han ise Gazi Mahallesi’nde yaşadığını belirterek, “Ben polisin müdahalesine alışığım. Ancak bu kadar öfke ve kinle bizlere saldırmasını beklemiyordum. Darp edilmemizin yanı sıra sürekli bizlere küfür ettiler. 17 yaşındaki bir arkadaşımız çıplak aramaya maruz kaldı. Yaşı daha küçük olduğu için korkan arkadaşlarımız vardı. Birbirimizi polis şiddetinden korumaya çalıştık. 16 yaşındaki bir arkadaşı yanıma aldım. Ellerimiz kelepçeliydi ancak polis birine vurunca diğeri önüne geçiyordu” dedi. Mücadele etmeye devam edeceklerini aktaran Han, “Bizler küçük yaşlarda öldürülen çocuklar için, liselerde karnelerini alamayan çocuklar için, meslek liselerinde sömürülen çocuklar için direnmeye devam edeceğiz. Bizi böyle yıldıramazlar” diye konuştu. Said Uslu Uğur Sağlam Bir polis ve bir asker daha şehit Şırnak’ta terör örgütü PKK mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, özel harekat polisi Said Uslu (29) şehit oldu, 1 asker yaralandı. Şehidin 1 ay önce Şeymanur Kavuncu Uslu ile nikah kıydığı, gelecek ay sonunda düğün yapmaya hazırlandığı öğrenildi. Şırnak’ın BestlerDereler bölgesindeki Kaval Dağı’nda sürdürülen operasyonlar sırasında, arazi arama tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçlerine, dün sabaha karşı saat 04.00 sıralarında terör örgütü PKK mensupları tarafından ateş açıldı. Açılan ilk ateşte, özel harekat polisi Said Uslu ve bir asker yaralandı. Şırnak Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Said Uslu kurtarılamadı. Uslu’nun cenazesi, 23. Jandarma Tümen Komutanlığı’nda düzenlenen törenle memleketi Tokat’a gönderildi. Şehidin Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Karayaka beldesinde yaşayan ailesi acı haberle yıkıldı. Şehidin 1 ay önce Şeymanur Kavuncu Uslu ile nikah kıydığı, gelecek ay sonunda ise düğün yapmaya hazırlandığı öğrenildi. Diyarbakır’ın Lice ilçesi Birlik köyü kırsalında 16 gün önce güvenlik güçleriyle terör örgütü PKK üyeleri arasın da çıkan atışmada ağır yaralanan Jandarma Komando Uzman Onbaşı Uğur Sağlam (26), tedavi gördüğü GATA’da şehit oldu. Şehidin cenazesinin bugün memleketi Van’ın Erciş ilçesinde düzenlenecek törenin ardından toprağa verileceği belirtildi. Bingöl’ün Yedisu ilçesinde önceki gece terör örgütü PKK mensupları tarafından askeri araca düzenlen saldırıda şehit olan 3.5 aylık er Şevki Eren Yatkın (20) dün memleketi Kastamonu’ya getirildi. Şehit asker Cide ilçesinde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. l DHA ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN GİZLİ GÜLEN RAPORU ORTAYA ÇIKTI Berlin artık daha kuşkulu Almanya’da haftalık Der Spiegel dergisi, Alman hükümetinin Gülen yapılanmasına yönelik değerlendirmelerini gözden geçirdiğini iddia etti. Haberde, Dışişleri Bakanlığı’nın Gülen yapılanmasına yönelik daha kuşkulu bir yaklaşım sergilediği öne sürüldü. DW Türkçe’nin haberine göre Dışişleri Bakanlığı’nın şubat ayında hazırladığı gizli bir rapora dayandırılan haberde, Gülen yanlılarının Türkiye’de emniyet, yargı ve diğer devlet kurumlarına sızdığı ifade edildi. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’ndeki farklı kaynakların bu konuda aynı görüşü paylaştığı belirtilerek, raporda “Hareketin komplocu kısmı sıkı bir hiyerarşi ile kendini gösteriyor ve yapısı organize suç oluşumlarını andırıyor” ifadesi yer aldı. Der Spiegel’in haberinde Gülen yapılanmasının Almanya’daki faaliyetleri ile gruptan ayrılanların görüşlerine de yer verildi. Gülen yapılanmasının Almanya’da önde gelen isimlerinden biri dergiye yaptığı açıklamada, Gülen yapılanmasını “antidemokratik” olarak nitelendirdi. Haberde, adının açıklanmasını istemeyen kişinin, Türkiye’den gönderilen dini liderlerin, Almanya’daki faaliyetler konusunda karar aldığını söylediği belirtildi. Haberde, Gülen yapılanmasının bu faaliyetlerle Almanya’da yaşayan Türkleri “mümkün olduğunca küçük yaşlardan itibaren dini eğitime” tabi tutmayı hedeflediği dile getirildi. l Haber Merkezi Soylu: FETÖ yeni bir darbeyi düşünüyor İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, OHAL’in kaldırılması tartışması ve FETÖ ile mücadele konusunda çelişkili açıklamalar yaptı. FETÖ ile mücadelede belli bir noktaya gelindiğini belirten Soylu, “Türkiye, OHAL olmadan da bu mücadeleye devam eder” dedi. Soylu’nun FETÖ’yle mücadele konusunda ise “Yeni bir darbeyi ve suikastı yapmayı düşünüyorlar. O subliminal mesajlardan darbe çağrısı yapıyor hem de daha da önemlisi bu dü zenin tamamen yıkılacağını ve her şeyin kendi ellerine geçeceğini söylüyor. Tehdit oluşturabilecek FETÖ hücreleri var” demesi dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet Oyun büyük Muharrem İnce, pazartesi günü Diyarbakır’da miting yapacak. Tekirdağ, Balıkesir, Bağdat Caddesi iyi de, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kolukanadı kırık, temsilcileri cezaevinde olan Diyarbakır tarafından nasıl karşılanacak? Gayet güzel. Bence Diyarbakır, partisine, geçmişine bakmadan Muharrem İnce’ye sıcak bir ‘Hoş geldin’ diyecektir. Diyecektir çünkü İnce’nin özgüveni var; demokrasi vaat ediyor ve Kürtlerin sıkıntılarını anladığını söylüyor. Kimsenin bu ortamda daha büyük beklentisi yok. Tahminim, Diyarbakır halkı, İnce’nin normalleşme vaadine ‘Başım, gözüm üstüne’ diye cevap verecek, mührü birinci turda kendi partisine, yani HDP’ye, ikinci turda da çekinmeden İnce’ye basacaktır. CHP adayının o gün hapisteki meslektaşı ve siyasi rakibi Selahattin Demirtaş’ın evini ziyaret ederek Başak Demirtaş’ın çayını içecek olması, güzel bir jest. Kimileri bunu ikinci tur için bir taktik olarak yorumluyor. Oysa İnce, başından beri Selahattin Demirtaş ve HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıkmıştı. Tavrında herhangi bir tutarsızlık yok. Nereden mi biliyorum? Tesadüf eseri, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırıldığı 20 Mayıs 2016 günü Meclis’teydim. Demokrasi tarihimiz için bir kara lekeydi o gün. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ısrarla Meclis’in bu adımı atması için bastırıyordu. AKP’de bu hamlenin yanlış olduğunu düşünen 4050 kişilik bir grup vardı ama korkudan ağızlarını açamıyorlardı. İktidar, AKP içinde fire olabileceğini bildiği için Saray’a yakın 56 milletvekilini oy kullanılan kabinlerin dışına yerleştirmişti. Meclis tarihinde görülmedik bir manzaraydı. Parti komiserleri, oy veren AKP’li vekillerden oylarını göstermelerini istiyor, cep telefonuyla belgeliyordu. Muazzam bir baskı vardı. O zamana kadar AKP’nin fire vereceği üzerine hesap yapan CHP yönetimi, o gün tarihi bir hata yaptı. AKP ve MHP’nin oyları her şeye rağmen anayasa değişikliğine yetmiyordu; iş referanduma gidecekti. O noktada CHP referandumu engellemek için CHP’li bazı vekillere ‘Evet’ oyu kullandırdı. Genel merkeze yakın bir grup ‘Evet’ deyince, HDP’lilerin dokunulmazlığı kalktı. Oylama sonrasında Meclis bahçesinde gördüğüm Muharrem İnce, öfkeden küplere binmişti. O gün Cumhuriyet’te gördüğüm sahneyi şöyle aktarmışım: “Az sonra yanımıza Muharrem İnce geldi. Sanırsınız ki ulusalcı bilinen İnce, ‘Evet’ oyu vermiştir. Hayır, tam tersine Muharrem İnce öfkeyle ‘Genel merkez 20 kişiye evet verdirdi’ diyerek cebindeki beyaz ve yeşil pulları çıkardı (yani sandığa kırmızı hayır oyu atmış) ve tasarıya karşıtlığını anlattı.” İnce, böyle antidemokratik bir hamlenin Türkiye’ye hayrı olmayacağını düşünüyordu. Yandaş medyadan gelen “CHP terörü destekliyor” propagandasını da iplemiyordu. Oylama sonrasında gidip herkesin gözü önünde Meclis bahçesinde Selahattin Demirtaş’ın yanına oturdu. ‘Sizde tecrübeli arkadaşlar var. Cezaeviyle ilgili tüyo var mı’ diye espri yaptı. Herkes acı acı güldü. Tahminim Demirtaş ve HDP’liler, o günkü fotoğraf karesini unutmamıştır. Diyarbakır’a dönelim. O dönem olduğu gibi pazartesi günü de yandaş basın “CHP terörle birlikte hareket ediyor” diye sabahöğlenakşam bas bas bağıracaktır. İktidarın seçime iki hafta kala son kozu, Kasım 2015 benzeri bir psikolojik ortam yaratmak olacaktır. İnce’nin kişilik itibarıyla bu tarz ithamlara pabuç bırakacak biri olduğunu sanmıyorum. Özgüveni yüksek. O yüzden de tahminim, seçime kadarki son virajda bütün oyun, Meral Akşener üzerine olacak. Bir yandan HDP’yi öcüleştirme, terörle özdeşleştirme, diğer yandan da bitmeyen bir propagandayla Meral Akşener’in ikinci turda Muharrem İnce’ye destek vermesinin önünü kesmeye çalışacaklar. Kemerlerinizi bağlayın ve hep birlikte bu oyunun sonucunu izleyelim... SAVUNMA BAKANI CANİKLİ ‘Mınbiç’te ortak devriye’ Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, ABD’li mevkidaşı James Mattis’le yaptığı görüşmede S400 ve F35 konularının da gündeme geldiğini belirtti. Canikli, “Onların kaygı ve hassasiyetleri S400 sisteminin çok güçlü radarlara sahip olması. Bazı NATO’ya ait bilgilerin bu radarlar vasıtasıyla başka yerlere aktarılabileceği şeklinde bir kaygıyı ifade etti. ABD Senatosu’nun S400’lerin Rusya’dan alınmasına itirazı olduğunu söyledi. Biz de kendisine böyle bir tehlikenin, riskin hiçbir zaman olmayacağını ifade ettik” dedi. Türkiye’nin F35 savaş uçakları için 800 milyon dolar ödeme yaptığını, 100 uçağın maliyetinin 11 milyar dolar olduğunu söyleyen Canikli, S400 alımının F35 alımıyla ilişkilendirilmesine karşı çıktı. Canikli, “F35 ile ilgili anlaşmalara aykırı bir şekilde karar ve politika gündeme gelirse biz elbetteki tedbirimizi almak durumunda kalacağız” dedi. Türkiye ile ABD arasındaki Mınbiç görüşmelerinin yeni bir ilişki hattı açtığını dile getiren Canikli, yol haritasında gecikme olmayacağını söyledi. Canikli, “Menbiç’te devriye görevini Türkiye ve ABD kuvvetleri birlikte yapacak” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle