18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazar 6 Mayıs 2018 ‘Geç Kalanlar’ oyunu Giresun seyircisinin karşısına çıkıyor İstanbul Şehir Tiyatroları, “Geç Kalanlar” adlı oyunuyla Giresun seyircisinin karşısına çıkıyor. Oyun, 78 Mayıs tarihlerinde saat 20.00’de Giresun Vahit Sütlaş Sahnesi’nde, 9 Mayıs saat 20.00’de de Bulancak 75. Yıl Ti yatro Salonu’nda sahnelenecek. Pervin Ünalp’ın yazıp Nihat Alptekin’in yönettiği oyunda, Defne Gürmen, Elçin Atamgüç, Vildan Gürelman, Zafer Kırşan rol alıyor. Oyun, çoğu zaman yaşamak yerine erteleyenleri konu alıyor. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK DRILLAT TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] 15 Taylan E. Güngör Halet Çambel’in kapsamlı arşivi araştırma merkezinde yer alacak Arkeolojinin kalbi ‘Kırmızı Yalı’da Arkeolojinin duayen ismi Prof. Dr. Halet Çambel’in Arnavutköy’deki 1. grup eski eser olarak tescillenen yalısının (Kırmızı Yalı) ön restorasyon çalışmaları başladı. Yalı, bağışlanma amacına uygun olarak ‘Halet ÇambelNail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırma Merkezi’ olacak Ülkemiz arkeolojisinin duayen ismi Prof. Dr. Halet Çambel’in Arnavutköy sahi lindeki 1. grup eski eser olarak tes cillenen yalısının ön restorasyon ça lışmaları başladı. Ya lı, restore edilerek bağışlanma amacı na uygun olarak “Ha let ÇambelNail Ça CEREN ÇIPLAK DRILLAT kırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimar lık Araştırma Merke zi” olacak. Prof. Dr. Halet Çambel’in “Kırmızı Yalı”de denilen yalısı kül türe, sanata ve bilime büyük katkı lar yapacak bir zenginlik odağı ol maya hazırlanıyor. Yalının restorasyon projesinin müellifi Y. Mimar, restoratör Z. Ay şe Güngör, 1970 yılında 1. derece den tescillenen yapının proje yü rütücüsü ise Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ve akademisyenleri. Boğaziçi Üniversitesi, bina ve bah çenin tarihsel ve mimari önemini göz önüne alarak, 2009 yılında Ha let Çambel Yalısı’nın restorasyonu nu içeren kapsamlı bir projeye baş ladı. Söz konusu proje yalının ba ğışlanma amacına uygun olarak bir bilimsel araştırma merkezi olarak kullanılmasını hedefliyor. Her kapı farklı Halet Çambel ve yazar, şair, gazeteci, uluslararası Ağa Han ödüllü korumacı eşi Nail Çakırhan, yalıyı 2004 yılında “Halet Çambel ve Nail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırma Merkezi” olarak kullanılması için Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlıyor. Halet Çambel, 2014’te yılında hayata veda edene dek yalıda yaşıyor. Çocukluğunda arkeolog dayısı Erkin Emiroğlu ile birlikte Halet Çambel’in yalısına sıklıkla giden Güngör, yalıda yer alan farklı 50 kapıya dikkat çekiyor: “Halet Hoca anlatmıştı, Nail Çakırhan, kapılar yıprandıkça eskiciden yalıya uygun kapı alıp takarmış.” Yapının, yapıldığı günden bu yana çok fazla fiziki müdahaleye maruz kalmadığını ve kimliğini çok büyük ölçüde koruyabildiğini belirten Güngör, binanın iç ve dış özellikleri ile bahçesinin doğal ve mimari yapısının korun Çalışkan ve kararlı “Halet Hoca çok çalışkan ve kararlı biriydi. Yılmayan gerçek bir Cumhuriyet aydınıydı. Hoca Ali Rıza onun da resim hocası olmuş. Halet Hoca çizimlerini bize göstermişti. Halet Hoca’nın müthiş bir arşivi var. Bu arşiv araştırma merkezinde korunacak.” Yalının içinden fotoğraflar... 55 erguvan, 1 serdap Bilinen tarihiyle yaklaşık 200 yıllık Halet Çambel Yalısı’nın önemli bir özelliği de 8 dönümlük bir bahçeye sahip olması. Binanın temelleri büyük ihtimalle1820’lerde atılmış olmasına rağmen bahçenin tasarımı ve altyapısal düzeni daha eski bir döneme rastlıyor. Halet Çambel Yalısı’nın en önemli ve nadir özelliği, binadan daha da eski olan peyzaj ve bahçesinin, bina ile beraber esas tasarımını korumuş olması. Bahçede 86 defne, 4 Lübnan sediri, 12 palmiye, 55 erguvan olmak üzere toplam 335 tane ağaç yer alıyor. Ayrıca bahçede 1 tane de serdap (serinleme mekânı) var. Bugüne dek nadiren ulaşabilmiş Fars asıllı bir bahçe tasarımı öğesi olan “serdap” örneği de Halet Çambel Yalısı’nın arka avlusunda yer alıyor. Söz konusu mekân, kısmen yeraltına ve bahçeye açılan serin bir taş oda. Günümüzde nadiren bulunan bu önemli öğenin Halet Çambel Yalısı’nda korunmuş olması da önemli bir ayrıcalık. Güngör, “İstanbul Boğazı’nda birçok yapı restore edildi, bahçesi talan edildi. Bir şekilde bu yalının bahçesi duvarlarıyla, setleriyle, sarnıçlarıyla ve özgün bitki örtüsüyle hiç bozulmadı. Restorasyon projesi onaylandı. Hem yapıyı hem de bahçeyi özgün değerleriyle koruyarak restorasyon yapacağız. Gerekmedikçe mevcut hiçbir yapı elemanı değiştirilmeyecek” dedi. muş olmasının, hem duayen arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel’in hem de yalıda onunla birlikte elli yıldan fazla yaşamış olan eşi Nail Çakırhan’ın, ömürleri boyunca kültürel, mimari ve antropolojik mirasları korumaya kendilerini adamış insanlar olmalarından da kaynaklandığını söylüyor. Güngör, bu doğrultuda, yapı içeri sinde çok fazla müdahaleye gidilmeden, gerekli konservasyon çalışmalarını yaparak yapının karakterini, yaşanmışlığını, malzeme ve teknik özelliklerinin korunmasını hedeflediklerini vurguluyor. Güzel şeyler de oluyor... Farkında mısınız: Kaç gündür inceden inceye olumlu, güler yüzlü bir hava esiyor memlekette: Bunca gerilimli, bunca kavgalı, bunca öfke ve kin dolu bir hayata mahkum değiliz havası! İnsan onurunun yok sayılmadığı, aptal yerine konmadığımız ve “vatan haini!” suçlaması olmayan bir hayat mümkün havası! Cumhuriyet ilkelerine, bireysel ve toplumsal değerlerimize küfür edilmediği bir hayat! Sevgili Okurlar, seçim gününe dek, bol bol siyasi analiz, haber, yorum okuyacaksınız; sabahtan gece yarılarına, bol bol siyaset ve seçim konuşacaksınız... Yapmayın. Elbet geleceğimizi belirleyecek seçime hepimiz odaklanıp çok çalışacağız. Ancak safi siyasal gündeme kapılmakla kalmayın, açın “pencereleri” bırakın içeri biraz hava, biraz sanat da girsin... Benim meskenim dağlardır Önceki gün heyecan verici, duygulu anlar yaşandı... Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, öldürülüşünün 70. yılında Sabahattin Ali’yi, öldürüldüğü yerde Kırklareli Üsküp beldesinin Büyükdere Vadisi’nde andı. 70 yıl önce o hain pusunun kurulduğu yerde... Ormanın içinde, Istrancalar’da... Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken acımasızca katledildiği yerde.... İşte o yerde, yalın mı yalın bir kaya parçası ve üzerinde şu dizeler...: “BAŞIM DAĞ, SAÇLARIM KARDIR / BENİM MESKENİM DAĞLARDIR” Nâzım Hikmet Vakfı Başkanı Rutkay Aziz, Vakıf yöneticileri, Sabahattin Ali Dostları, bu sözlerin altına çiçeklerini bırakırken, bu ilk faili meçhul cinayetin hâlâ aydınlanmadığının altını çizdiler; Nâzım Hikmet’in ülkesini terk etme gerekçesini açıklarken, “Sabahattin Ali gibi öldürüleceğimi anlamıştım” dediğini vurguladılar.. Ara Malikian: Çılgın kemancı İstanbul kenti, trafik, gürültü, beton ce hennemine karşın yine de sanat etkinlikleriyle, yediveren gül misali sanatla dölleniyor, sanatla yaşamaya, soluk almaya devam ediyor! Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Zorlu Caz Festivali müthiş bir atak yaptı. Açılışta çılgın kemancı Ara Malikian için millet birbirini eziyordu. Ara Malikian’ı ilk kez izledim. 68, Lübnan doğumlu. Müzik ve gösteri (show) yeteneğini sahnede yarıştıran bir sanatçı. Dünyayı çoktan avucunun içine almış... BachMozart Paganini’den David Bowie, Led Zeppelin’e uzanan çizgide sadece kemanını, saçlarını, tuhaf giysilerini değil, müzik türlerini de “dans” ettiriyor. Arap ve Yahudi ezgilerini; Tango erotizmiyle Flamenko ateşini; Çigan, Çingeni, coşkusuyla Slav hüznünü harmanlaması büyüleyici... Parçalar arasında paylaştığı Urfalı dedesi Niko’dan, “Ravioli” marka kemanına uzanan öykülerle de salonu fethetti. Karsu: Bir içim su İzlediğim ikinci konser Karsu’nun Ahmet Ertegün anısına verdiği konserdi. Metnini kendi yazmış. Tüm kurgu ve konsept ona ait. Böylece yalnız vokal ve müzisyen yeteneğine değil, tiyatro yeteneğine de tanıklık ettim. Yemen türküsüyle; Cumhuriyetin kuruluşu ve Washington’a atanan ilk Türk Büyükelçi Ertegün ailesi; iki küçük erkek çocuğun Ahmet ve Nasuhi Ertegün’ün serüveniyle başlayıp, Atlantic Records’un kuruluşuna belli başlı müzisyenlerle zirveye çıkışına ve Ahmet Ertegün’ün son gününe ulaşan bir öykü anlattı bize... Arada Ray Charles, Aretha Franklin, Bee Gees, Eric Clapton’lardan geçerek... Tam bir ateş parçası. Eşsiz bir dinamizm... Anlattığı öykü, söylediği şarkılar, bireysel tarihiyle toplumsal tarihi içiçe geçirişi mükemmeldi. “Her müziğin cazı” sloganıyla 13 Mayıs’a dek sürüyor Zorlu Caz Festivali... ‘Fiskos’ Bir de haber: Boğaziçi Üniversitesi akşam söyleşilerinin bir yenisi ufukta... “Hum by Night”, “Humanities” Programını desteklemek için yapılıyor. 8 Mayıs Salı saat 19.30’da Üniversitenin Demir Demirgil Salonu’nda gerçekleşecek... Bu kez konu “Fiskos”. Dedikodu olgusu günlük hayattaki anlamı ötesinde toplumsal algıyı şekillendiren bir mekanizma olarak ele alınıp, bir ekonomist, bir yazar ve bir psikiyatrist bakış açısıyla tartışılacak. Fikret Adaman, Sema Kaygusuz ve Yanki Yazgan eşliğinde... Kaçırmayın derim. “HERKES NE ZAMAN ÖLÜR; ELBET GÜLÜNÜN SOLDUĞU AKŞAM!” Şahkulu’nda ozanlar buluşuyor Kadıköy’deki Şahkulu Sultan Vakfı’nda 1213 Mayıs tarihlerinde “2. Şahkulu Ozanlar Festivali” yapılacak. Girişin ücretsiz olacağı festival,12 Mayıs saat 13.00’te başlayacak. Antalya, Balıkesir (Edremit), Elazığ, Eskişehir, Erzincan, İstanbul, Kocaeli, Kırklareli, Malatya (Arguvan), Maraş (Elbistan), Mersin (Tarsus), Sivas, Tekirdağ (Babaeski), Tokat, Tunceli ve Urfa’dan (Kısas) 50’ye yakın ozan katılacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle