Katalog

Cumartesi 12 Mayıs 2018 6 İhraçta ‘abla’ kriteri haber TASARIM: SERPİL ÜNAY HDP Grup Başkanvekili Beştaş’ın KHK ile ihraç edilen nefrolog kardeşi, “Dosyamda sadece ablamla kan bağım yazıyor. Bu bir sosyal idamdır” dedi HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, kardeşi nefrolog DR. Ramazan Danış’ın KHK ile ihraç edildiği ni, dosyasında sadece “HDP milletvekili Meral Danış Beştaş’ın karde şi” ifadelerinin yazdığı açıkladı. Diyarbakır’da SİNAN görevli olan doktor Ra TARTANOĞLU mazan Danış da, hak kında hiçbir adli ve ida ri soruşturmanın olmadığını, savun masının bile alınmadığını söyledi. Başarılı kariyerine rağmen Meral Danış Beştaş’ın kardeşi Ramazan Danış, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlığını İç Hastalıkları Bölümü’nde, yan dalını ise Nefrolojide yaptı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Organ Nakli Mesul Müdürlüğü, Nefroloji Bölümü Eğitim Sorumluluğu görevlerini yürüttü. Aynı hastanenin Etik Kurulu Başkan Yardımcılığı, Eğitim Planlama Kurulu Başkan Yardımcılığı sorumluluklarını üstlendi. Uluslararası hakemli dergilerde onlarca eser yayımlandı. Danış, aynı hastanedeki görevinden 29 Ekim 2016’da çıkarılan 675 nolu KHK ile görevinden ihraç edildi. ‘Profesörlüğüm verilmedi’ Ramazan Danış, Cumhuriyet’e, hakkında ne idari ne de adli bir soruşturma olduğu bilgisini verdi; “Doçent olarak çalışıyordum. Doçentlikte 5 yılı geçince profesörlük kadrosu gelmeliydi. Profesörlükte sınav yoktur, kadro açılır, başvurulur. Ama bana kadro gelmedi. Profesörlüğüm hak ettiğim halde verilmedi” dedi. İhracındaki ‘kardeşlik gerekçesi’ ile ilgili olarak da Danış, “Bu zaten sürekli konuşuluyordu. Sadece Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendika ‘Bölgede nefroloji uzmanı çok az’ Ramazan Danış, “Sadece ben cezalandırılmadım. Orada gariban hastaların, mazlum hastaların tümünü cezalandırdılar. Bu bölgede nefroloji uzmanı çok az. Şu an özel bir hastanede çalışıyorum. Orada da sorun çıkardılar. Yan dalım nefroloji, anadalım olan dahiliyede çalışmak için Sağlık Bakanlığı’ndan izin isteniyor. İstediğim izin ihraç edildiğim günden bu yana masalarında bekliyor” ifadelerini kullandı. sı üyesiyim. İllegal hiçbir bağım olmadı. Akademik hayatımı nefroloji ve dahiliye üzerine kurdum. Çok sayıda yazılarım, çalışmalarım var. Hakkımda idari soruşturma yok. Savcılığa başvurduk, adli bir soruşturma da yok. İhracıma ilişkin savunmam bile alınmadı. Özel hastanelerde, danışmanlık dışında, hiç çalışmadım. Hep kamuya hizmet ettim. Sonuç bu” dedi. Hastanesinde Dahiliye bölümü şefliği yaptığını, bunu Sağlık Bakanlığı’nın açtığı sınavla aldığını, hastanenin ilk organ naklini yapan ekibin başında olduğunu belirten Danış, “OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’na da, başvurular alınır alınmaz hemen başvurdum. Oradan hiçbir haber yok. “İnceleme devam etmektedir” deniliyor. Komisyon bu hızla giderse 70 yaşına geldiğimde belki iade edilirim” diye konuştu. l ANKARA ‘Kardeşimin dosyasına AKP’lilerin eliyle ulaştım’ Beştaş, önceki gün, OHAL KHK’leri ile ilgili partisinin grup önerisinin Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında olayı şöyle anlatmıştı: “Benim kardeşim profesör ve doktor, nefrolog, ihraç edildi üçüncü kararnamede ve dosyasına bizzat AKP’lilerin eliyle ulaştım. Yanında tek bir not var ‘HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın kardeşi’ diye. Ben bir milletvekiliyim ve halkoyuyla seçildim. ‘HDP milletvekilinin kardeşidir’ diye bir milletvekilinin kardeşi bir profesör bile ihraç ediliyorsa, diğer vatandaşlara yapılanların sınırını zaten tartışmaya gerek yoktur. İltisak di Meral Danış Beştaş ye bir kavram çıkarıldı, herkes ihraç edilebilecek bir aşamaya getirildi. Hükumet, seçime giderken bu zulmü, bu zorbalığı durdurmak yerine hâlâ arkasında duruyor.” Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Boynu bükük ay çiçeği Şiirin ve aşkın geleceği. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Dağ rüzgârı, portakal balı Alçakgönüllü, hünerli, sevdalı. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Yazgısı kara yazılmış gelin Kurumuş sütü memelerinin. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Harlı bir ateş gibi derinde yanan Haramilerin elinde bunalan. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Güngörmüş, bilge toprağım Yunus, Pir Sultan ve Nâzım. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Bozlak, ağıt, halay ve zeybek Dumanı üstünde ekmek. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Yüzü kırış kırış anam Ağlayan narım, gülen ayvam. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Asmaların üstünde gün ışığı En güzel geleceğin yakışığı. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Zinciri altında kımıldayan Bitecek sanıldığı yerde başlayan. Mayıs 1980 ‘İlk iş OHAL’i kaldırmak’ Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu, seçilirse ilk olarak ülkeyi normalleştirecek adımlar atacağını söyledi Cuma namazını İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii’nde kılan Temel Karamollaoğlu, daha sonra Eyüp Sultan’ın kabrini ziyaret etti. Çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, “Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını niyaz ediyoruz, dua ettik” dedi. ‘Acil ihtiyaç’ “Olağanüstü hal olağan hale gelmemeli” diyen Temel Karamollaoğlu, “Çünkü olağanüstü hal, kanunların geçici bir zaman için rafa kaldırılması manasına gelir. Bu süreklilik addederse o zaman kanunsuzluk olur. Kanunlar, bir kişinin ve bir idarenin inisiyatifine terk edilmiş olur. Bundan dolayı biz olağanüstü halin kısa bir zaman sonra mutlaka kaldırılması gerektiğine inanıyoruz. Bize böyle bir vazife yüklenirse ilk yapacağımız işlerden bir tanesi olağanüstü Karamollaoğlu daha sonra eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın Zeytinburnu Merkezefendi Mezarlığı’ndaki kabrine geçti. Erbakan’ın mezarı başında partililerle birlikte dua etti. halin kaldırılması olacaktır. Türkiye’nin acilen olağan hale dönmesi gerekir” diye konuştu. “Ekonomi zirvesi yapıldı. Ekonomideki gidişatla ilgili neler söyleyeceksiniz” sorusuna Karamollaoğlu, “Herhalde bu hükümetin son zirvesi oluyor; çünkü zaten bundan sonra hükümet olmuyor. Bu sadece zirveyle halledilecek bir iş değil. Herkes bir kişinin dediğini tasdik edecek tarzda bir zirveyse, zirve yapmışsın yapmamışsın ne yazar? Mühim olan bir istişare ortamının oluşmasına ihtiyaç var” diye cevap verdi. Temel Karamollaoğlu, açıklamanın ardından “Bilge başkan, Temel başkan”, “İşte ordu işte komutan” sloganları eşliğinde Eyüp Sultan’dan ayrıldı. l DHA ‘Baraj altında kalırsak AKP kazanmış olacak’ Demirtaş, HDP baraj altında kalırsa AKP’nin Meclis’te çoğunluğu ‘bedavadan’ kazanacağını söyledi ve ‘Millet İttifakı’nı uyardı HDP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Gazete Duvar’dan İrfan Aktan’ın sorularını avukatları aracılığıyla yazılı olarak yanıtladı. HDP’nin oylarının yüzde 10 sınırında olduğunu belirten Demirtaş, “Ama ben halka güveniyorum. Bu kampanya boyunca HDP’ye en üst düzeyde destek ve dayanışma sunarak HDP’yi parlamentoya taşıyacaklardır. Her iki ittifak da bizi barajın altında tutmak için hamleler yaptı. Fakat halkın feraseti bu ucuz ve zararlı oyunları bozacaktır” dedi. “Millet İttifakı” ile “Cumhur İttifakı” arasındaki farkın sorulması üzerine Demirtaş. “Millet” İttifakı, HDP dâhil diğer partilerin de dâhil olduğu büyük bir ittifak olarak oluşsaydı, buna demokrasi ittifakı denilebilir ve gerçekten demokratik ilkeler etrafında buluşulabilirdi. Ama HDP’siz bir ittifak, olsa olsa dar çıkarlar için birbirlerinden yararlanma amacıyla kurulmuş ilkesiz bir ittifak olabilirdi. Ve nitekim öyle de oldu. HDP’yi ve ilkelerini kabul etmekten uzak oldukları için sağ ve sığ bir ittifakta karar kıldılar” ifadelerini kullandı. Selahattin Demirtaş ‘Elbette ki T A M A M !’ Oy pusulasında kullanılacak vesikalık fotoğrafı da cezaevinde çektirmek zorunda kaldığını vurgulayan Demirtaş,“Fotoğraf hücremin havalandırmasında, duvarın dibinde bir infaz koruma memuru tarafından çekildi. YSK’nin standartlarına uygun hale gelebilmesi için dışarıda fotomontaj ile arkaya beyaz fon eklendi. Yani seçmenlerin oy pusulasında görecekleri fotoğraf, benim bu hafta havalandırmada çektirdiğim fotoğraftı” diye konuştu. Demirtaş, “Sizce tamam mı?” sorusuna, “Elbette ki TAMAM” yanıtı verdi. “HDP baraj altında kalırsa, AKP hiç de hak etmediği en az 70 milletvekilliğinin üstüne konacak” saptamasını yapan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sadece HDP’nin sorunu değildir; bir demokrasi ve temsilde adalet sorunudur. Biz baraj altında kalsak da teslim olmayız, zorbalığa da yenilmeyiz. Parlamento dışında demokratik siyasi mücadelemizi aynen sürdürürüz. Ama parlamento çoğunluğunu bedavadan ele geçirmiş AKP’ye karşı ne yapacaklarını biraz da Millet İttifakı düşünsün!” ‘erdoğan, çekilmenin altyapısını hazırlıyor’ Demirtaş, “Kürt kentlerinde yine HDPAKP rekabetini mi göreceğiz?” sorusunu “Hayır, bu defa AKP hezimetini göreceğiz. HDP ezici bir zafer elde edecek” diye yanıtlarken, seçim vaatleri konusunda da şunları söyledi: “Demokrasi, adalet, barış, ekonomi ve eşitlik başlıklarının tamamında büyük bir kriz ve çöküş yaşanıyor. Ben seçilirsem parlamentoyu, yargıyı, medyayı, akademi dünyasını ve sivil toplumu güçlendirip bütün bu sorunları hep birlikte, hızla çözebileceğimiz katılımcı bir demokrasi mekanizması ve yönetim modeli inşa edeceğim.” Erdoğan’ın “Milletimiz tamam derse çekiliriz” sözlerinin sorulması üzerine Demirtaş, “İlk defa bu seçimlerde gerçekten yenilebileceğini görüyor ve onurlu bir geri çekilmenin sosyopsikolojik altyapısını hazırlıyor” yanıtını verdi. ‘Hâlâ cesur gazeteciler var’ Medyanın HDP’ye yer vermesinin sorulması üzerine Demirtaş, “Çok büyük bir haksızlık ve ayrımcılıktır. Bazıları bu ayrımcılığa korkudan tâbi olurken, bazıları da isteyerek dâhil oluyor. ” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın “Cezaevine gidip Demirtaş’la röportaj yapacak cesaretli bir gazeteci var mı” sorusunun anımsatılması üzerine Demirtaş şunları söyledi: “Pervin Hanım merkez medyayı kast etmiştir. Yoksa bu ülkede hâlen yüzlerce cesur gazeteci var. Arzu eden bütün gazeteciler Adalet Bakanlığı’na başvurmalıdır. Ben de bu taleplere sıcak bakarım.” C MY B