23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 12 Mayıs 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 11 SABANCI ÜNİVERSİTESİ, ‘TÜRKİYE’DE KÜRT MESELESİ VE KUTUPLAŞMA’ RAPORU HAZIRLADI Toplum nefes alırsa sorunlar çözülür Raporda, “Terörle mücadele önlemleri sivil alanı daraltmamalı ve açık, çoğulcu sivil toplumun terörle mücadelede önemli rol oynadığı hatırlanmalıdır” denildi Sabancı Üniversitesi (SÜ) İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), “Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk” bünyesinde yürüttüğü “Türkiye’de Kürt Meselesi ve Kutuplaşmada Diyalog ve Sürdürülebilir Çatışma Çözümü Projesi” kapsamında hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, medyanın üzerindeki kısıtlamaların bir an önce kaldırılması gerektiği vurgulanarak, “Terörle mücadele önlemleri sivil alanı daraltmak için kullanılmamalı ve açık, çoğulcu bir sivil toplumun, şiddet içeren aşırılık ve terörle mücadelede çok önemli bir rol oynadığı hatırlanmalıdır” denildi. Politika önerisi Merkez, proje kapsamında İstanbul’da iki çalıştay, Van’da iki odak grup toplantısı, 26 yüz yüze mülakat gerçekleştirdi. Sosyal uyumu ölçme amacıyla İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) ile ortak yürüttülen anket çalışması ise Türkiye’de 26 ilde, 18 yaş üstü toplam 1514 kişiyle yüz yüze yapıldı. Proje, Türkiye’de kutuplaşmanın aşılması ve sosyal uyumun arttırılması için ilgili paydaşlara politika önerilerini sunmayı amaçlıyor. Ordu ile ilişkiler Medyanın algıları şekillendirmede çok önemli bir araç olduğu vurgulanan raporda yer alan öneriler şöyle sıralandı: “Medya, kutuplaşmayı aşmak ve sosyal uyumu arttırmak için etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Medyanın sansürlenmesi ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması demokrasinin önündeki en büyük engellerdendir ve bu anlamda medyanın üzerindeki kısıtlamalar bir an önce kaldırılmalıdır. Sosyal medya ve iletişim teknolojileri keyfi gerekçelerle yasaklanmamalıdır. Proje kapsamında yapılan anket çalışmasına göre, ordu ve polis Türkiye’de en güvenilen kurumlardır. Bu aynı zamanda toplumda yüksek tehdit algısı ve korkunun hâkim olduğunun göstergesidir. Bu algı aynı zamanda sosyal uyumun önünde bir engel olarak öne çıkmaktadır. Bu anlamda, toplumsal huzurun arttırılmasına ve gerilimin azaltılmasına yönelik politikalar geliştirilmelidir. Ordu üzerindeki sivil kontrol ve ordunun özerkliği arasında bir denge tutturulmalıdır.” FETÖ örneği Raporda ‘sivil alanın genişletilmesinin önemine’ dair önerilerden bazıları ise şöyle: “Otoriteler sivil alanın çoğulcu bir şekilde genişletilmesi adına sivil toplum gruplarına eşit fırsat sağlamalıdır. Bu şekilde sivil alanın belli başlı gruplar tarafından domine edilmesi ve FETÖ gibi grupların palazlanması önlenebilir. Terörle mücadele önlemleri sivil alanı daraltmak için kullanılmamalı ve açık, çoğulcu bir sivil toplumun şiddet içeren aşırılık ve terörle mücadele çok önemli bir rol oynadığı hatırlanmalıdır. AB’ye üyelik sürecine ağırlık verilmelidir.” Altıok’tan gazetemize destek ziyareti CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Tahliyelerinin ardından İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay ve Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ile gazetemizin İstanbul’daki merkez binasında bir araya gelen Altıok, geçmiş olsun dileklerini iletti. CHP milletvekili Zeynep Altıok, seçim çalışmaları hakkında da bilgi verdi. l Haber Merkezi Zaman gazetesi davasında Ünal, Erdoğan’a, “Sizin sesinizi duyuran mahalledenim‘A’KsPav’yulenmayansııben mi darbeciyim” diye seslendi Ali Bulaç ve Mehmet Özdemir tahliye edildi, Şahin Alpay’ın da ev hapsi kaldırıldı CANAN COŞKUN Zaman gazetesi yazarlarının yargılandığı davada tutuklu Ali Bulaç ve Mehmet Özdemir tahliye edildi. Şahin Alpay’ın da ev hapsi kaldırıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada anayasayı ihlal etmek ve örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanan tutuklu sanıklar Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, İbrahim Karayeğen, Mustafa Ünal, Mehmet Özdemir ile tutuksuz sanıklar Şahin Alpay, Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural Akman, Orhan Kemal Cengiz ve İhsan Dağı hazır bulundu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin büyük salonunda yapılan duruşmayı AB Delegasyonu’ndan Sema Kılıçer, Af Örgütü’nden Milena Buyum, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Emma Sinclair Webb ve Article 19 Temsilcisi Georgia Nash de izledi. Duruşmada esas hakkındaki savunmalara devam edildi. Esas hakkındaki savunması için Ali Bulaç’a söz verildi. Bulaç, iddianamede suçlama konusu edilen yazılarına mütalaada başka yazıların eklendiğini söyleyerek, ek süre istedi. Bulaç, sağlık sorunları nedeniyle tahliyesini talep etti. Ardından sıra Mehmet Özdemir’e geçti. Özdemir, gazetenin sorumlu yazıişleri müdürü olduğu için bu davada yargılandığını savunarak, “İddianamede 1725 Aralık haberlerinin yayımlanmasına aracı olmakla suçlanıyorum ancak bu süreçten 1.5 yıl sonra sorumlu yazıişleri müdürü oldum” dedi. Erdoğan’a seslendi Savunmasını yapan Mustafa Ünal ise kendilerini “AKP’nin yakından tanıdığı mahalle sakinleri” olarak tanımladı. Ünal, “AKP iktidarında böyle yargılamalar olacağına inanmazdım, yanıldım” dedi. Numan Kurtulmuş, Naci Bostancı, Mustafa Şentop ve Nabi Avcı’ya seslenen Ünal, “İktidarınızda darbecilik suçlamasıyla yargılanıyoruz. Haberiniz var mı” diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenen Ünal, “Pınarhisar’da sizi ziyaret eden ben, sizin sesinizi duyuran ben mi darbeciyim” dedi. Ünal, dosyada eksiklikler varken mahke menin karar vermek için acele ettiğini de söyledi. Savunmanın tamamlanmasının ardından mahkeme başkanı yalnızca talepleri alacaklarını söyledi. Bunun üzerine esas hakkında savunmasını yapmayan tutuklu yazar Ahmet Turan Alkan, beraatını ve tahliyesini talep etti. Tutuklu İbrahim Karayeğen de tahliyesini talep etti. Karar duruşması olması beklenen duruşmanın ikinci gününde toplamda 5 sanığın esas hakkındaki savunması tamamlandı. Yurtdışına çıkışları yasak Mahkeme, ara kararından 22 aydır tutuklu bulunan Ali Bulaç ve Mehmet Özdemir’in tahliyesine karar verdi. Özdemir’in tahliye kararı oyçokluğuyla verildi. Heyet, tahliye ettiği sanıkların yurtdışına çıkışını yasakladı, haftada bir gün karakola imza verme şartı getirdi. Heyet, Şahin Alpay’ın da ev hapsini haftada bir gün karakola imza vermesi şartıyla kaldırdı. Heyet, esas hakkındaki savunmalar tamamlanmadığı için duruşmayı 78 Haziran’a erteledi. l İSTANBUL ‘Sert söylemden kaçının’ Kutuplaşmanın körüklenmesinde ideolojiden ziyade duyguların daha büyük bir rol oynadığı vurgulanarak, “Bu anlamda siyasiler sert söylemlerden ve negatif duyguların perçinlendiği seçim kampanyalarından kaçınmalıdır. Yapılan ankette siyasi partilere güven oranı çok düşük çıkmıştır. Türkiye’de son dönemde siyasetin tabandan koptuğu gözlemlenmektedir. Bu anlamda siyasiler tabanla yeniden bağ kurmalı, tabanın istek ve taleplerine öncelik vermelidir” denildi. ‘Kadınları dahil edin’ İş sahibi olmayan gençlerin yasadışı gruplar için önemli bir insan kaynağı oluşturduğuna dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi: “Bölgede ekonomik kalkınma için turizm, hayvancılık ve tarıma ağırlık verilmelidir. Kadınlar, çatışmadan en çok zarar gören gruplar olarak çözümde de çok büyük rol oynayabilirler. Kadınların barış süreçlerindeki rolleri teşvik edilmeli, siyasal ve sosyal süreçlere dahil edilmeleri sağlanmalıdır. Sanat ve spor alanı siyasi baskılardan arındırılmalıdır.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet Devrimci Başkan Terzi Fikri Maltepe’de anıldı Bağımsız aday olarak girdiği 14 Ekim 1979 seçimlerinde belediye başkanı olarak seçilen ve daha sonra Fatsa’da sosyalist bir yönetim kurduğu gerekçesiyle askeri operasyon ile görevinden alınan ‘Terzi Fikri’ lakaplı Fikri Sönmez, Malte pe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde anıldı. Etkinliğe, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çer kezoğlu ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kaftancıoğlu “Terzi Fikri’yi salonlarda anmak, anımsamaktan öte yaşantımızda ve mücadelemizde onun inandıklarıyla bir dünya oluşturmak sorumluluğumuz var” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Enkaza işaret etmek yeterli değil Tayyip Erdoğan, baskın erken seçim kararını gerekçelendirirken, enkaz sözcüğüyle birlikte anılan bir kelime kullandı: deprem. O tarihe kadar erken seçimden bahsetmeyi aczin ifadesi olarak görmüş, bunu talep edenleri aşağılamış, ihanetle suçlamıştı. 21 Nisan 2018’de yaptığı konuşmada, “24 Haziran’da seçim yapma kararının bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti” olduğunu ilan etti. Böylece yıllardır başında olduğu yönetimin ülkeyi deprem türü bir felaketin yaratacağı enkazın altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını ifşa etti. “Üç ve dış siyasi, askeri ve ekonomik gelişmelerin seyri”, Tayyip Erdoğan’a göre depremin kapıda olduğunu gösteriyor. Erken seçim, cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemini bir buçuk yıl beklemeden yürürlüğe sokarak, “depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlık yapılmasını” sağlayacak(mış). Akla hemen iki soru geliyor. Birincisi, haldeki durumda, rahat bir Meclis çoğunluğuna sahip, başkanlık sistemini fiilen yürüten, hem çoğunluk partisinin başkanı, hem cumhurbaşkanı, hem hükümetin asbaşkanı olarak bütün yetkileri elinde toplayan Erdoğan’ın, yaklaştığını iddia ettiği depremin enkazı altında ülkenin kalmasını engelleyecek önlemleri şimdi neden almadığı, alamadığı sorusu. Elini tutan herhangi bir şey var mı? İkinci soru, birinciyi tamamlıyor. Böyle büyük bir “iktisadi, askeri ve siyasal felaketin” kapıda olmasının birinci hatta yegâne sorumlusu, on beş yıldır tek başına iktidarda olan kendisi ve partisi değil mi? 24 Haziran sonrasında iktidarda kalmaya devam ederlerse, bu durum neden ve nasıl değişecek? Daha büyük bir enkazın altında hep birlikte kalmamız kaçınılmaz olmayacak mı? Erken seçim sonrasında gerçekten ülkeyi son derece zor bir dönem beklediğini herkes biliyor. Durum şimdi zaten büyük ölçüde bir felaket. Sadece hukuk devletinin yürürlükten kalkmış olması nedeniyle değil. İktisadi alanda giderek daha fazla tökezleyen, nakavt olmaya yaklaşmış boksörün sağa sola savurduğu yumruklara benzeyen çırpınış önlemleri alan bir yönetimi, AKP’nin aklı başında iktisat sorumluları bile savunmakta zorlanıyor. Muhalefetin seçim öncesi kalan kısa zaman içinde gerçekçi bir detaylı durum değerlendirmesi tablosu çıkarması elzem. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 20022017 arasında işlenmiş insan hakları ihlallerini, “AKP iktidarının hak ihlalleri enkazı” başlığı taşıyan 70 sayfalık bir broşürde toplayıp, yayımlamıştı. Bunun benzerlerinin iktisadi alanda, sosyal konularda, devlet yapısı ve kurumlar konusunda, eğitim ve kültür alanlarında, dış politikada, abartıp şişirmeden, somut veri ve gerçekçi tespitler eşliğinde ortaya dökülmesi, savunmaya çekilmiş iktidar partisinin daha fazla savunmaya itilmesi mümkün. Bu çok boyutlu döküm ışığında, Erdoğan ve AKP’den yönetimi devralmaya aday olanların hızla ne tür önlemler alacaklarını göstermeleri beklenir. İktidarı kaybetse de bir süre bütün kamu kurumlarını elinde tutmaya devam edecek bir güce karşı halkın desteğini almanın ön şartı, bu şeffaflıktır. İktidar değişikliği sadece “sıkıldık” ve “yeter tamam” demekle gerçekleşmeyecek bir iştir. Bunları ifade etmek önemlidir ve bugün toplumda sayısı artan bir kesimin ruh halini yansıtıyorlar ama ortada bir enkaz varsa, bunun nasıl kaldırılacağı, zorlukları, imkânlarının anlatılması, tartışılması, seçmenlere “iyi yönde değişim mümkündür” umudu vermek için elzemdir. AKP’nin yönetimi kaybetmesiyle hızla elde edilebilecek olan hukuk devleti güvenliğinin ihdası ve toplumsal huzur da azımsanacak bir değişim olmayacaktır. Şırnak ve Tunceli’de 1 şehit 2 yaralı Şırnak’ta Sorotepe üs bölgesi ve çevresinde güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ye yönelik başlattığı operasyonda, dün öğleden sonra, PKK’lilerin daha önceden araziye döşediği belirtilen el yapımı pat Mustafa Kozak layıcı infilak etti. Patlamada, 2 asker yaralandı. Yaralı askerlerden Astsubay Kıdemli Çavuş Mustafa Kozak tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Şehit Kozak’ın Manisa’nın Salihli ilçesindeki evine acı haber gitti. Baba Hasan Kozak ile anne Gülşen Kozak acı haberle yıkıldı. Tunceli’de ise önceki gece Tunceli Erzincan karayolu çevresindeki operasyonda tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilat etmesi sonucu bir uzman çavuş ağır yaralandı. l DHA /İHA Sancılı ve Çapan tutuklandı Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) kapatılan Özgür Gündem İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı, çarşamba günü Edirne’nin İpsala ilçesinde gözaltına alındı. İpsala Adliyesi’nde mahkemeye çıkarılan Sancılı tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Artvin’in Hopa ilçesinde önceki gün GBT kontrolü sırasında gözaltına alınan ve hakkında 1 yıl 3 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan Özgür Gündem gazetesi Yazıişleri Müdürü Reyhan Çapan, dün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çapan’ın aldığı para cezaları da hapis cezasına çevrildi. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle