23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 11 Mayıs 2018 6 Hükümete jet yetki haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ Uyum yasalarıyla ilgili hükümete KHK çıkarma yetkisi veren yasa tasarısı dün komisyondan geçti, akşam da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi AKP, 24 Haziran’dan sonra yeni cumhurbaşkanının göreve başlayacağı güne kadar hükümete uyum yasaları gerekçesiyle KHK’lerle yüzlerce yasada değişiklik yapma yetkisi veren tasarıyı Meclis’ten jet hızıyla geçirdi. AKP, Salı günü TBMM Başkanlığı’na sunulan yetki yasa tasarısına tüm süreleri kısaltarak dün sabah Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçirdi. Tasarı, Danışma Kurulu kararıya dün öğleden sonra da Meclis Genel Kurulu’na indirildi. Tasarı, akşam saatlerinde de muhalefetin tepkisi ve itirazlarına rağmen Genel Kurul’da kabul edildi. Tasarıyla 24 Haziren seçiminin ardından ortadan kalkacak olan Başbakan Binali Yılrıdım’ın hükümeti, yeni cumhurbaşkanının yemin ederek göreve başlayıncaya kadar Anayasa değişikliğine uyum gerekçesiyle yüzlerce yasa ve KHK’de değişiklik yapabilecek. Sadece ‘Başbakan’ ve ‘Başbakanlık’ ifadelerinin yer aldığı yasa tasarısının bine yakın olduğu belirtiliyor. Tüm hesaplarını Erdoğan’ın se PARLAMENTO DEVREDEN ÇIKARILDI Bakanlar Kurulu’na yetki yasası ile verilen lar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve yetki Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçim ödevler hakkında düzenlenemeyecek. Cumleri sonucunda Cumhurbaşkanının yemin ede hurbaşkanı bakanlıkların kurulması, kaldırılrek göreve başladığı tarihe kadar geçerli ola ması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile cak. Ancak bu tarihten sonra Cumhurbaşkanı merkez ve taşra teşkilatının kurulması konulaanayasa değişikliğe ile kendisine tanınan yet rında kararname düzenleyebilecek. Cumhurkiye göre Cumhurbaşkanlığı kararnemesi çı başkanı ayrıca üst kademe kamu yöneticilerikarabilelecek. Bu kararnameler ise temel hak ni kararname ile atar, görevlerine son verir. çimi kazanması üzerine kuran AKP, seçimden sonra cumhurbaşkanının bakanlıkların kuruluşu ve üst düzey kamu bürokrasinin atanmasına ilişkin kararnameleri rahatça çıkarabilmesi için mevcut bakanlıkların kuruluş yasaları ile üst düzey bürokratların atanmasına ilişkin yasaları da yürürlülükten kaldırılacak. HDP salonu terk etti Komisyondaki görüşmeler sırasında söz alan HDP’li Meral Danış Beştaş, vahim bir düzenlemeyle karşı karşıya olduklarını belirtti. Usulen verilecek yetkiyle Cumhurbaşkanlığı sis temine hazırlık yapıldığını kaydeden Beştaş, “Sonra ayrıntılara bakıyorsunuz, eyvah eyvah bu yetki kanunuyle herşey yapılabilir. Üstelik iktidar, eşit koşullarda seçime girmediği, devletin olanaklarını kendi lehine kullanırken” dedi. HDP’li Ertuğrul Kürkcü, tasarıyla Bakanlar Kurulu’na canının istediği herşeyi istediği gibi yapmak üzere sınırsız yetki verildiğini vurgulayarak, “Bu yetki teslim beyannamesidir” dedi. HDP’li milletvekilleri, gidişatın çok tehlikeli olduğunu ve buna daha fazla ortak olmayacaklarını belirterek salonu terk etti. CHP’li Bülent Kuşoğlu, tasarının içeriğinin sıkıntılı ol duğunu belirterek, “Başbakanlığı yok ediyoruz. Yerine bu yetkiyle ne konulacak, hangi yetkiler verilecek, nasıl bir devlet düzeni söz konusu olacak? Yetkinin sınırı da yok. Böyle bir konu yüz yılda bir gelir. Osmanlı’dan Cumhuriyete geçerken böyle bir yetki kullanmışız bir de şimdi. Bu kadar önemli, tarihi bir olay” dedi. Genel Kurul’da konuşan CHP milletvekili Zekeriya Temizel, düzenlemeyle Anayasa’nın ihlal edildiğini belirterek “Hem yetki açısından hem yürürlük tarihi açısından hem de kapsam açısından ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığımız bir tasarı ile karşı karşıyayız. Bu tasarının geçmesiyle değişen rejimin altyapısı kurulmuş olacak” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, tasarının Meclis’e gelmesinin hükümetin tercih ettiği bir yöntem olmadığını yapmak zorunda kaldığı bir husus olduğunu öne sürerek, “Burada bir aykırılığın olması söz konusu değildir. Mecburuz çünkü sistem yürürlüğe giriyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA ‘SÜLALEYE KIYAK’ Koyunlara pişkin savunma Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 300 koyun teşviğini, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde kazanan 15 kişiden 14’ünün AKP milletvekili aday adayı Mehmet Selim Bağlı’nın yakını olması tepkilere neden oldu. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ise listedeki isimlere değinmeden, “TİGEM web sitesi üzerinden alınan taleplerin değerlendirilmesi, tamamen objektif bir şekilde bu kriterler esas alınarak yapılmaktadır. Oluşturulan liste, Ziraat Bankası tarafından kredibilite durumuna göre değerlendirilecektir. Banka tarafından uygun bulunan üreticilerden, performans kriterlerine göre elektronik ortamda yapılacak değerlendirme sonucunda asil ve yedek listeler oluşturularak kamuoyuna açıklanacaktır. Görüldüğü üzere, değerlendirmeler yapılırken sadece objektif kriterler ölçü alınmakta, haberde iddia edildiği gibi birisinin akrabası, yakını olma gibi kıstaslara asla müsaade edilmemektedir” açıklamasını yaptı. Gazetemizin dünkü 1. sayfasında yer alan haberde, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Mehmet Selim Bağlı’nın annesi Hanım Bağlı’ya, kız kardeşi Selime Nil Bağlı’ya ve baldızına 280 koyun teşviği çıkarken, Bağlı’nın kahyası, şoförü de teşvikten paylarını aldığı ortaya çıkmıştı. Mehmet Bağlı ise başvuruların elektronik ortam üzerinden yapıldığını söyleyerek, “Şimdilik sadece ön kabul çıkmış. Henüz alınmış koyun, alınmış bir teşvik söz konusu değildir” demişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet AKP YÖNETİMİ ALARMDA Sahte aday sıkıntısı EMİNE KAPLAN AKP yönetimi, milletvekilliği için başvuruda bulunan 7 bin 300 aday adayını eleyerek 600 adaydan oluşacak listeyi oluşturmak için çalışmalarına hız verdi. Partide, 7 bin 300 adaydan bazılarının ‘bot’ (sahte) aday olması nedeniyle sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. Özellikle bölge illerinde aşiret ve büyük ailelerden milletvekili olmak isteyenlerin, listeye girebilmek için kendi adlarına propaganda yapacak kişilerin, başvuru ücretlerini ödeyerek aday adayı olmasını sağladığı kaydediliyor. Bu yöntemde, bot adaylar, mülakatlar sırasında asıl aday adayının lehinde çalışıyor. Mülakat sırasında kendilerine yöneltilen “Eğer listede siz olmazsanız kimi milletvekili olarak görmek istersiniz?” sorusu üzerine asıl adayın adını veriyor ya da asıl adaya rakip olabilecek aday adaylarının ya da milletvekillerinin aleyhlerinde konuşarak olumsuz bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Özellikle bölge milletvekillerinin, bu yöntemden çok rahatsız olduğu ve parti yönetimini uyardığı kaydediliyor. Parti kulislerinde, aday adayı sayısı fazla olmasına karşın profilin düşük olduğu, bu nedenle eski milletvekillerinin listeye girme şansının bu kez daha yüksek olduğu değerlendirmeleri yapılıyor. Aday olmayan bazı milletvekillerinin ise kendilerinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlıkları nedeniyle ‘zaten listeye konmayacakları’ gerekçesiyle başvuruda bulunmadıkları kaydediliyor. l ANKARA Basına Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. sansürDaha önce önünü ilikleme polemiğiyle bilinen Güngör, Erdoğan’ı makamında kabul etti. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör konuşmasında temel hak ve özgürlüklere vurgu yaparken içeride sadece TRT ve AA vardı Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Danıştay’ın kuruluşunun 150. yılındaki konuşmasında, ‘Yargının bağımsızlığı devletin, tarafsızlığı ise hâkimlerin görev ve sorumluluğu altındadır’ dedi. Güngör konuşmasında temel hak ve özgürlüklere vurgu yaparken, törene TRT ve AA dışında basın mensubu alınmadı. Danıştay’ın kuruluşunun 150. yılı ve “Danıştay ve İdari Yargı Günü” dolayısıyla Danıştay Konferans Salonunda tören düzenlendi. Törende konuşan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, “Adaletin her türlü ektiden, yönetme ve yönlendirmeden uzak bir şekilde kendi kurum ve kuralları çerçevesinde gerçekleşebilmesi için yargının bağımsız ve tarafsız ol ması zorunludur” dedi. Güngör, farklı biçimlerde ortaya çı kan terör örgütlerinin aynı amaç ve merkezlere hizmet ettiğini, bunun en açık örneğinin 15 Temmuz’daki Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimi olduğunu belirterek, “15 Temmuz darbe girişimi, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünün önemini çok açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Kamu görevlisinin bu kriteri taşımadığının tespiti halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ve Venedik Komisyonu görüşlerinde de vurgulandığı üzere, bu kişilerin kamu görevine son verilmesi hususunda devletin takdir yetkisinin bulunduğu bilinmektedir. Bu noktada bağımsız ve tarafsız mahkemelerce yapıla cak yargılamaların hukukun üstünlüğü, evrensel hukuk ve uluslararası yükümlülüklerimiz çerçevesinde yürütüleceğinden kuşku duyulmamalıdır” diye konuştu. Protokol kapısının açılışı yapıldı Törenden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu binasının yeni yapılan protokol kapısının açılışını kurdele keserek yaptı. Tanıtım filmi sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişiminin yapıldığı gece, telefonla bir televizyon kanalına yaptığı canlı bağlantının ekrana getirilmesi üzerine, salondan alkışlar yükseldi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Önce seçimi kazansın’ AKP’li Ünal, Muharrem İnce’nin ‘Derdimiz devri sabık yaratmak, intikam almak değil’ sözüne yanıt verdi AKP Sözcüsü Mahir Ünal, se laması soruldu. İnce’nin açıklama çim çalışmalarıy sının CHP tabanı la ilgili TBMM Ge na yönelik olduğu nel Kurulu’nda açık nu belirten Ünal, “Se lamalar yaptı. Ünal’a çimi kazanmış da se CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin gaze Gazetemiz dün Muharrem İnce’nin sözlerini manşete taşımıştı. çim sonrasını mı düşünüyor? İnce önce partisindeki ge temize yaptığı “Derdimiz devri sabık nel başkanlık mücadelesini kazansın, yaratmak, intikam almak değil” açık diğerini düşünürüz. Siyasi partilerin genel başkanlarının cumhurbaşkan BBP ile birlikte lığı adaylığı iktidar olma iddiasının göstermesidir. Bir siyasi parti kendi kampanya genel başkanını cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiyorsa demek ki ik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’yi BBP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen zi tidar olma amacı yoktur. Kendi genel başkanlarının aday olmayıp rakibi aday göstermesi ondan kurtulma istediğidir” dedi. yaretin ardından Destici ile gazeteci İnce’nin siyaset dilinde olduğunu lere açıklamada bulunan Erdoğan, seçim sürecine ilişkin ne tür hazırlıklar yapılabileceğini görüştüklerini aktardı. Ortak miting yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Erdoğan, “Şu anda gündemimizde öyle bir şey yok ama bir program, planlama ile kampanyayı sür belirten Ünal, “Bu konuda hassas, onu tebrik ediyorum. Ama Kılıçdaroğlu gibi her yapıyı ayrıştıran ve nefret dilinde bir söylem olamaz muhalefetin dili” dedi. Ünal düreceğiz” dedi. Destici de, “Biz BBP AKP’nin seçim beyanna olarak, Cumhur İttifakı’nın içerisinde asla pragmatik bir hesapla yer almadık” ifadelerini kullandı. l ANKARA mesinin 25 Mayıs’ta açıklanacağını duyurdu. l ANKARA Mahir Ünal Görev tamam: 15 VEKİL döndü CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ve Özgür Özel ile İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, İYİ Parti’nin seçimlere katılabilmesi için bu partiye geçen 15 milletvekiliyle birlikte Meclis’te basın toplantısı düzenledi. 15 milletvekilinin isimlerini sayan Özkoç, “15’liler artık yuvada, görevleri tamam. 24 Haziran’da eşit ve adil bir seçimin önünü açtık” dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 15 arkadaşlarının Türkiye siyaset tarihine geçecek bir uygulamaya imza attıklarına dikkat çekerek, “Onların gözyaşlarıyla alay etmeye kalkanlar oldu. Ama onların gözyaşlarının Saray rejiminin, baskı ve zulüm rejiminin sonlanmasına karşı Türkiye’nin sevinç gözyaşlarına dönüştüğünü görenler ve ortaya çıkan bu olumlu iklim, rüzgarı saraydan yana değil, demokrasiden yana estirdi” dedi İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Aytun Çıray da yaşadıkları gurur verici tablonun, Türkiye’yi yönetenler açısından ise utanç tablosu olduğunu belirterek CHP’ye teşekkür etti. l ANKARA / Cumhuriyet AKP artık ‘eski Türkiye’ Cumhurbaşkanlığı adayları kesinleşti, ittifaklar resmileşti, kampanya rotaları da yavaş yavaş netleşiyor. Adaylar, liderler ve partiler nasıl sloganlarla, hangi hedeflere ilerleyeceklerini ortaya koyuyorlar. Canlı olacağı anlaşılan ama şimdilik beklendiği gibi sertleşmeyen bir seçim havası yaşanıyor. Seçim atmosferinin tahmin edilen ve beklenenden biraz farklı gelişmesi de ilginç tablolar oluşturuyor. Bazı siyasi aktörler için yeni fırsatlar ortaya çıkıyor, şaşırtıcı hamleler daha kolay kabul görüyor. Bazı aktörler ise bu yeni atmosfere uyum sorunları yaşıyor, yol kazalarıyla boğuşuyor. Son yıllarda Türkiye’nin içine girdiği kutuplaşma iklimi ve sert siyaset dili, iktidar açısından önemli avantaj yaratıyordu. Cumhur ittifakının kurulduğu dönemde de muhalefeti “şer cephesi” olarak işaret eden, seçmeni yerli milli olanlar ve olmayanlar diye ayıran bir dilin hâkim olacağının güçlü işaretleri vardı. Seçim sürecine girildiğinde bu yaklaşımın iktidar için alışılmış sonuçları vermemesi, beklenen karşılıkları bulmaması ihtimali güç kazandı. Savaş benzetmeli, “beka davası” göndermeli olağanüstü zorlamaların, anormal düzenlemelerin yarattığı tepki, verilmek istenen “kesin galibiyet” havasını bozdu. Aday tartışmaları ve ittifak görüşmeleriyle siyasi gündemde daha belirleyici hale gelmek, tabanını stratejik düşünmeye alıştırmak muhalefeti avantajlı hale getirdi. Başta ekonomi olmak üzere konjonktürel gelişmelerin yarattığı zorluklar ve seçmende pozitif beklenti oluşturacak hedefler üretilememesi de iktidarın aleyhine işledi. Hazırlıklarını ve temel tercihlerini çok erken oluşturan iktidar, stratejisini kurmakta, hayata geçirip kabullendirmekte başarılı olamadı. Strateji değişimi için yapılan manevralar da ya ivme kaybına ya da iletişim kazalarına yol açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine oy verecek dindar muhafazakâr seçmenlerin cumhurbaşkanı ve parti tercihi konusunda farklılaşan tercihlerini “münafıklık” olarak tanımlaması, son derece sönük manifesto sunumu ve başarısızlık itirafına dönüşen vaatler, muhalefete hediye edilen T A M A M sloganı, AKP’li Bekir Bozdağ’ın 24 Haziran galibiyetlerinin muhalefet seçmenleri için kâbus olacağını söylemesi... Bu siyasal iletişim skandalları, biraz yeni atmosfere adaptasyon sıkıntısının, biraz da kolay ezberlerin bozulmasının sonucu. Muhalefet cephesinde ise kurulan “millet ittifakında” eski kalıpların hâlâ geçerli görünmesine, bütün partilerin kendi seçmenine göre aday çıkartmasına rağmen normalleşmenin işaretleri belirginleşiyor: Muharrem İnce’nin Selahattin Demirtaş’ı hapishanede ziyaret etmesi, ardından Erdoğan ile buluşması, Saadet Partisi’nin imza sürecinde CHP ile işbirliği yapıp Kürt meselesine dönük rapor açıklaması, muhalefet adaylarının rövanştan, intikamdan değil barıştan, uzlaşmadan bahsetmesi, en önemlisi de seçmenlerin bu temaslar ve taktik hamleler karşısında kalıplaşmış tepkileri vermeyip açık ve örtülü rıza göstermesi, desteklemesi. Normalleşmeye daha kolay uyumlanacağını gösteren muhalefette tablo şu: İttifak dışında kalsa bile HDP daha çok gündemde, denklemin daha içinde. Normalleşmeye çok açık destek vermekten kaçınan İYİ Parti ise ittifakta olmasına rağmen gündemin biraz daha dışında. Yan yana durarak iktidarın saldırılarına açık hale geleceği düşünülen muhalefet, tek pakette olmasa da farklı formlarda kurulan ilişkilerle normalleşme engellerini zorluyor. Birkaç ay önce daha zor kurulacak ilişkiler ve cümleler, rahatça gündeme giriyor ve kabul görüyor. Seçim atmosferinin, daha önceki seçimlerden farklı bir seyir izlemesinde, yukarıda saydığımız bilinçli tercihler, taktik hamleler ve siyasi yönlendirmeler önemli pay sahibi. Fakat kutuplaşmadan, gerilimden ve anormalliklerden yorulan kamuoyunun, aşağıdan yukarıya doğru başka bir siyasi iklimi talep etmesi, bunun işaretlerini desteklemesi ve normalleşme talebinin destek bulmasının payı da hiç küçümsenmemeli. AKP iktidarının ilk yıllarında çok kullanılan bir kavram vardı; “eski Türkiye”. AKP kendisini yeni Türkiye olarak tanımlıyor ve muhalefeti eski Türkiye olarak işaret ediyordu. Seçim atmosferi, artık AKP döneminin “eski Türkiye” haline geldiği bir “yeni Türkiye” beklentisinin ağırlığını hissettirdiğini gösteriyor. Aşırı iyimserliğin sinir bozucu tarafları var ama sıkı muhalifliğin de iflah olmaz kötümserlikle ölçülmesi çok doğru değil. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle