28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 8 Nisan 2018 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Yargının aklı karışık Okur her zaman haklı mıdır? Üç gün önce genç yaşlı, ünlü ünsüz, kadın erkek ve hepsi de tutuklu ya da hükümlü gazetecilerle ilgili bir Tırmık yazdım. Her gün onlar üstüne yazmak istediğimi, yazmadığımda içimde bir suçluluk duygusunun bana diken gibi battığını anlatmaya çalıştım... Bilirim, bu tür yazılar az okunur. Ama ben “Aman yazdığım çok, mümkün olduğu kadar çok okunsun” yaşını da meslek kıdemini de epey gerilerde bıraktım O yüzden dert etmem. Az okundu ama çok okur tepkisi topladı. AK trol denen, geçimini AKP havuzundan su içmeyen gazetecilere sövüp saymakla sağlayanlar var. Çoğunu imzasından tanırsınız. Olmadı ilk satırından ne mene bir zavallı olduğunu çıkarırsınız. Devamını okumadan çöpe atarsınız. Bir de milliyetçi (“ulusalcı” diye de okunabilir) okur tipi vardır. Sen bugünü yazarsın o hâlâ “Yetmez ama evet”te kalmıştır ve oradan bir adım öteye gidemeyecek bir beyin fukaralığından mustariptir. Üstelik ezberinden o kadar emindir ki senin de “Yetmez ama evet” dediğini düşünür, yazar, söyler, ne hikmetse hesap filan da sorar. O tür okurlar “Ama sen zamanında Ergenekon davalarında tutuklu gazeteciler için yazmadın” diye başlayan cümleler kurarlar. O günlerde yazdıklarından tek satır okumamışlardır ama aslolan ezberleridir ve o yüzden de böyle bir bilgiye ihtiyaçları yoktur. Onlara cevap vermezsiniz. Verseniz de dalga geçen bir cevaptır. Cevaba cevap gelirse okumadan bilgisayarın çöp sepetine yollarsınız. HHH Didişmek, iğnelemek, sataşmak, sövüp saymak, içini serinletmek isteyen, o yüzden epostalar yazan okurla didişmenin âlemi yoktur. Bu tür okur tipleri (bunlara “okur” denebilir mi emin değilim) üstüne meslek ustalarımdan Hasan Pulur ile Çetin Altan’ın o zamanlar birlikte çalıştıkları Milliyet’teki çok keyifli bir meslek polemiklerini sık sık hatırlarım. Hasan Pulur ağabeyim bir ara “Okur daima haklı mıdır” bir terane tutturdu. Sonunda Çetin Altan dayanamadı, “Hasan, o dediğin müşteri için söylenir. Okura müşteri gözüyle bakan gazeteciyle de ‘Pazar ola’ diye dalga geçilir” deyiverdi. Hasan ağabeyim lafın altında kalanlardan değildir. Milliyet’e gelen ve kendisi ile Çetin Altan’a sataşan, hatta sövüp sayan okur mektuplarından bir seçki yapıp yayımladı ve nefis bir kelime oyunuyla sordu: “Çetinciğim bunlar okursa ne okur? Seni okumaz, beni okumaz, ama sana okur, bana okur.” Çetin ağabeyimin cevabı pek kısaydı: “Haklısın Hasan. Yürü lan, rakılar benden...” HHH Buraya kadarı bir pazar Tırmık’ına biraz tat katsın diye yazıldı. Ama bir başka okur emektubu daha var. Emektubunun altında adını soyadını açıkça yazan ve gazeteci olduğunu da belirten bir okur. Sözünü ettiğim “Bir gazetecinin bitmeyen suçluluk duygusu” başlıklı Tırmık’a dostça olmasına özen gösterdiği bir cevap yollamıştı. Tutuklu gazetecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyordu.. Ancak... Ancak hemen ardından Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını az buluyor, “Mümkünse ömürlerinin sonuna kadar güneş yüzü görmesinler” diye ekliyor. Onların sadece yazı yazdıklarını söyleyişime itiraz ediyor, “Yazıyla vatan bölünür” gibisinden pek iddialı yargılar sıralıyor, onları savunmanın demokrasiye sığmadığını vurgulayıp, demokrasiye anlamlı(!!!) bir sınır çiziyor.. Peki şimdi “Okur daima haklıdır” diyenlere soruyorum: Bu okur da haklı mı? Haklı olabilir mi? bAotaştaürrakzbiyüesattütnılüar KırşehirMucur yo lu kenarında önceki gün bir vatandaş, arazide Atatürk büstü bulduğu ihbarında bulundu. İl Jandarma Komutanlığı ekibi bölgeye gitti. Jandarma ekibi bulunan Atatürk büstü ile ilgili olay yerinde inceleme yaptı. Durumu öğrenerek bölgeye gelen CHP İl Başkanı Yılmaz Zengin, Atatürk büstünü boş araziye atılmasına tepki gösterdi. Zengin, “Kırşehir’de bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı yapılan bu saldırıyı şiddet ve nefretle kınıyorum. Atatürk’e yapılan bu saldırı tüm şehitlerimize yapılmış bir saygısızlıktır” dedi. Jandarma ekipleri zarar görmüş ve yere atılmış Atatürk büstünü bulunduğu yerden kaldırdı. Savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı. l DHA Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin kadınlara yönelik ayrımcılık içeren “müsait”, “boya lı”, “yollu”, “taze”, “oynak”, “kötü yola düşmek”, “esnaf”, “kötüleşmek”, “ser best” kelimelerinin argo anlamlarının Türk Dil Kurumu’nun (TDK) sözlü ğünden kaldırılması ka rarının ardından yargı dan tersi bir karar çıktı. Ankara 18. İdare Mah kemesi; “kirli”, “esnaf”, ALİCAN ULUDAĞ “müsait”, “yollu”, “serbest”, “kötüleşmek”, “boyalı”, “oynak” keli melerinin sözlükten çı karılması talebini reddetti. TDK Baş kanlığı da 6. İdare Mahkemesi’nin ka rarının kaldırılması için bölge idare mahkemesine itiraz etti. Ankara 6. İdare Mahkemesi, Hal kevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş’ın açtığı dava sonucunda “mü sait”, “boyalı”, “yollu”, “taze”, “oy nak”, “kötü yola düşmek”, “esnaf”, “kötüleşmek”, “serbest” kelimele 6. İdare Mahkemesi’nin sözlükten kaldırılmasına karar verdiği kadına yönelik ayrımcı kelimeleri ötekileştirici bulmayan 18. İdare Mahkemesi, ‘Bu kelimeler ayrımcılığın önlenmesine hizmet eder’ dedi rinin argo anlamlarının TDK sözlüğünden ve internet sitesinden kaldırılmasına karar vermişti. Ancak bu kelimeleri sözlükten çıkarmaya direnen TDK Başkanlığı, kararın iptal edilmesi için Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, sosyal bir olgu olan argonun, her toplumda kendinde yer bulduğu, dolayısıyla başka dillerde de benzer sözler görülebileceği ifade edildi. Sözlüklerdeki her sözün, yerine göre ayrımcılık, hakaret, aşağılama veya küçük düşürme amaçlı kullanılabileceği savunulan dilekçede, “Bu bakımdan kelimelerin sözlüklerdeki varlığı değil herhangi birine veya birilerine yönelik kullanımları yargının konusu olabilmelidir. Kelimele rin sözlüklerden yargı yoluyla çıkarılabilmesi yolu açılırsa, TDK’nin işlevsiz hale geleceğinden kaygı duyulmaktadır” denildi. ‘Ayrımcı değil’ TDK avukatı, itiraz dilekçesinin ekine Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin “kirli”, “esnaf”, “müsait”, “yollu”, “serbest”, “kötüleşmek”, “boyalı”, “oynak” kelimelerinin sözlükten çıkarılmasını isteyen avukat Feyza Altun’un açtığı davanın reddine ilişkin kararını koydu. Bu kelimelerin varlığının ayrımcılık ve ötekileştirme nedeni olarak kabul edilmeyeceğini belirten 18. İdare Mahkemesi, “Aksine davalı kurum tarafından internet sitesinde ve basılı sözlükte bu kelimelere yer verilmek suretiyle kişilerin da ha dikkatli davranmasının sağlanacağı, bu sözcüklerin kullanıldıkları yere ve amaca göre suç unsuru sayılabileceğini alenileştirmiş olacağı, dolayısıyla kadına karşı yapılabilecek ayrımcılığın önlenmesine hizmet edeceği de açıktır” denildi. Karar onanmalı Dilşat Aktaş adına 6. İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazanan avukat Selin Nakıpoğlu, kadınlara “sen eşit değilsin” söyleminin bir devlet politikası haline geldiği zamanlardan geçildiğini ifade etti. Nakıpoğlu, bölge idare mahkemesinin toplumsal cinsiyet ilişkileri açısından önemli bir karar olan mahkemenin kararını onayacağını düşündüklerini kaydetti. l ANKARA HDP İstanbul İl Örgütü ve HDK bileşenleri, 1 Mayıs çalışmaları kapsamında Taksim’de bildiri dağıttı. Polis ekipleri, gruptakilerin başlarındaki baretleri çıkarmasını istedi. 1 Mayıs bildirisine engelleme girişimi HDP İstanbul İl Örgütü ve HDK bileşenleri, Taksim Kazancı Yokuşu başında 1 Mayıs çalışmalarını başlattı. Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir, İstiklal Caddesi’nde bildiri dağıttı. Polis, önce bildiri dağıtımına izin vermedi. Daha sonra 5 kişilik gruplar halinde ve baretleri çıkararak bildiri dağıtımına izin verdi. Gruba, Galatasaray Meydanı’na dek polisler de eşlik etti. Esengül Demir, bütün demokratik kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partilerle birlikte 1 Mayıs örgütlenmesini başlattıklarını belirterek, “Çalışmamızı Kazancı Yokuşu’ndan başlatmamızın nedeni ise 1 Mayıs 1977’de yitirdiğimiz yoldaşlarımızı yeniden hatırlamak. Taksim Meydanı’nın bu katliam ile 1 Mayıs alanına dönüştüğünü biliyoruz. Yıllardır Taksim Meydanı işçilere, emekçilere, halklara kapalı. Buna rağmen simgesel olarak 1 Mayıs planlamamızı buradan başlatıyoruz. Yolumuz açık olsun” diye konuştu. HDP’li Adıyaman ise “1 Mayıs 1977’de bu meydanda gerçekleşen katliamdan günümüze aslında çok şey değişmedi. O günden bu güne karanlık, totaliter güçler haklarımıza yönelik gayri insani ve gayri ahlaki ve gayri hukuki katliamları devam ettiriyorlar. Partimizin bugün başlatacağı 1 Mayıs çalışmasına bütün halkımızın, bütün emekçilerin, bütün muhaliflerin destek vermesi, güç birliği, mücadele birliği yaratması gerektiğine inanıyorum” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘İşte benim halim’ Bilimsel çalışması reddedilen ihraç edilen akademisyen Savaş Karabulut, uluslararası birliğe durumunu anlatan mektup yazdı ZEHRA ÖZDİLEK KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut, bildirisinin Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği (TUJJB) Bilim Kongresi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmesinin ardından Uluslararası Jeodezi ve Jeofizik Birliği’ne (IUGG) bir mektup yazdı. Karabulut, uluslararası birliğe gönderdiği mektubunda, “Bildirimizin reddedildiğine dair hiçbir sebep gösterilmeden, açıklama yapılmadan sadece bir eposta aldım. Kararın bilimsel komite tarafından alınmadığını vurgulamak isterim. Bu kongre bilimsel etiği göz ardı ettiği için bilimsel akıl yürütmesini kaybetmiştir. Bu karar birliğinizi küçük düşürecektir” dedi. Karabulut’un da aralarında bulunduğu dört akademisyenin, Türk ve yabancı akademisyenlerin desteğiyle hazırladıkları bildiri, İzmir’in Dikili ilçesindeki tektonik yapıları ko nu alıyordu. Türkiye Ulu lut şöyle devam etti: “Ne ya sal Jeodezi ve Jeofizik Bir zık ki çalışmamızın neden Bi liği Bilim Kongresi’nden, lim Kurulu yerine Organizas Karabulut’a hitaben gön yon Kurulu tarafından değer derilen eposta’da, “Gön lendirildiği anlaşılmamıştır. dermiş olduğunuz bildi Benim durumuma baktığınız ri, kongre organizasyon da, 20022016 yılları arasın kurulu tarafından yapı da İstanbul Üniversitesi Jeofi lan değerlendirme sonu zik Mühendisliği Bölümü’nde cu reddedilmiştir” denil çalıştım. Darbe girişiminden mişti. Karabulut, IUGG’ye gönderdiği mektupta al Savaş Karabulut sonra ihraç edildim. İlerici, demokrat ve sosyalist bir bi dığı epostanın ardından lim insanıyım. Herhangi bir Türkiye’deki birliğe ret kararının ge terör örgütüyle hiçbir ilişkim yok. rekçesini sorduğunu ancak hâlâ yanıt Türkiye komitesi 2023’te gerçekleş alamadığını belirtti. tirilecek ‘Uluslararası Jeodezi ve Jeo Nasıl ev sahibi olacak? fizik Kongresi Kongresi’ ev sahipliğini yapmak istiyor. Türk komite han Mektubunda, kongre duyurusu gi bilimsel kriterle bu kongreye ev sa nun yer aldığı web sitesinde “Ülke hipliği yapacak, bunu göz önünde bu lerin ve toplumların çağdaş uygarlık lundurmak gerekiyor. Bu maili size seviyesindeki yerini alabilmesi, bili Türkiye’de bir bilim insanın durumu mi ve bilimsel çalışmayı desteklemek nu anlatmak için görderiyorum. Bu ten ve işbirliğinden geçmektedir” ifa anlamda beni daha detaylı bilgilendi delerinin yer adığını değinen Karabu rirseniz çok minnettar olurum.” YARKADAŞ’TAN TEPKİ: Amaç adalet değil yandaş kadrolaşma CHP Milletvekili Barış Yarka daş, Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı yeni yönetmeliğin ‘adalete değil yandaş savcı ve hâkimlerin kadrolaşması’na hizmet edeceğini söyledi. Yarkadaş, Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı ‘Boşalan hâkim ve savcı kadrolarının yerine yenilerini atama’ gerekçesiyle çıkardığı yönetmeliği paylaştı. Yarkadaş, “Yönet Barış Yarkadaş melikteki geçici bir madde ile hâkim ve savcıların 17 ay olan staj süresi, 12 aya indirildi. Belli ki; bakanlıkta kadrolaşma acelesi ve telaşı var” dedi. “Dünyanın hiçbir ülkesinde bu denli yanlış bir atama sistemi yok” diyen Yarkadaş yazılı sınavdaki 70 puan alma şartının kaldırıldığını da anımsatarak “Sistemi öyle bir hale getirdiler ki; beraat kararı bile yazdıramayan hâkimleri görmeye başladık kürsülerde” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İSTANBUL’DA TOPLANTI Tutuklu avukatlarla dayanışma Tutuklu avukatlarla dayanışma toplantısı yarın saat 18.30’da İstiklal Caddesi’ndeki İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. “Savunmaya Özgürlük” başlığıyla düzenlenen toplantının moderatörlüğünü avukat Kemal Aytaç yapacak. Toplantıya İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, akademisyen Aslı Aydemir, Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur, müzisyen Suavi, Prof. Dr. Mithat Sancar ve gazeteci Ertuğrul Mavioğlu konuşmacı olarak katılacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet KRİZE SANAL ÇÖZÜM Fetva da edevletten alınacak Diyanet İşleri Başkanlığı artık Alo Fetva hattı yerine “dini soruları” edevlet üzerinden yanıtlayacak. Dini alanda skandal açıklamaların ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yapılan toplantıların ardından Alo Fetva hattına sınırlama getirilmesi kararı alındı. Fetva krizinde yazılı yanıt verilmesi formülünde çözüm edevlet sisteminde bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı, “Alo Fetva” hattının kapatılmasının ardından dini konulardaki soruları eDevlet üzerinden yanıtlayacak. “www.turkiye.gov.tr” adresine eklenen “Dini Soru Sor” bölümünü tıklayanlar, en fazla 2 bin karakterle sorularını Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanlarına yöneltebilecek. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle