18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 5 Nisan 2018 2 Ölçme değil seçme haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bu yıl uygulanacak Liselere Giriş Sınavı TEOG’dan farkLı olacak Liselere girişte uygulanacak yeni sistemde sınavla öğrenci alacak okulların bir türlü açıklanmaması kaygıları artırırken, sınavın niteliğinin TEOG’dan farklı olması da öğrencileri korkutuyor . Sınavla öğrenci alacak Liselere Giriş Sınavı 2 Haziran’da yapılacak. LGS’nin birinci oturumunda 20 Türkçe, 10 TC İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük, 10 Yabancı Dil ve 10 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmak üzere toplam 50 soru sorulacak. Birinci oturum için 75 dakika süre verilmesi ihtimali yüksek. İkinci oturumda 20 Matematik, 20 Fen Bilimleri sorusu sorulacak. Bu sınav süresinin de 60 dakika olacağı tahmin ediliyor. İki oturum arasında kısa bir mola olacak. Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, bu sınava hazırlanan 8. sınıf öğrencilerine, bu yıl uygulanacak Lise Giriş Sınavı’nın TEOG’dan farkının ölçme değil seçme olduğunu hatırlattı. Yılmaz, öğrencilere şu önerilerde bulundu: Zorluktan korkmayın “Seçme sınavlarının en büyük özelliği ise; nedensonuç ilişkisi kurabilme, verilmeyeni algılayabilme, yorumlama, sonuç çıkarma, problem çözme, analiz yapma, eleştirel düşünme, bilimsel süreç becerilerini kullanabilme gibi üst düzey yeterlilik gerektirecek sorulardan oluşmasıdır. LGS’ye hazırlanırken geçmiş yılların TEOG ve SBS sorularını çözerek sınava hazırlanmak sizleri yanıltacaktır. LGS’ye etkin hazırlanmak için internetten PİSA ve TIMSS sorularını indirip çözmeye çalışın. ALES sınavlarını indirip işlediğiniz konularla ilgili olanları çözün. Hatta eski yılların OKS ve LGS sorularını kullanabilirseniz gireceğiniz sına vın mantığını görebilirsiniz.’’ Sınavlarda üç yanlışın bir doğruyu götüreceğini hatırlatan eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, “Sınavın zor alacağı söylentileri sizi korkutmasın. Unutmayınız ki sınav zorsa herkese zordur, kolaysa herkese kolaydır. Sınavın zor olması durumunda bir okula örneğin 80 netle ancak girilebilirken, sınavın kolay olması durumunda aynı okula 90 netle girilemeyebilir. Üstelik zor sınavlar çalışanla çalışmayanı ayırdığından her zaman düzenli çalışan öğrenci için avantajdır. Son dönemde bu söylentilere kulaklarınızı tıkayıp çalışmaya devam ediniz” dedi. Tekrarlara başlayın 4 Sınavda sorumlu olduğunuz derslerle ilgili son tekrarlara başlayın. 4 Düzenli tekrar yapmak için her dersle ilgili sene başından bu yana işlediğiniz, tekrar yapmanız gereken konuları günlere bölerek bir tekrar programı oluşturun. 4 Bir günde en çok üç ders olsun. 4 Bu çalışma yöntemi ile her derse iki günde bir sıra geleceğinden her ders için çalışmanız gereken konuları da 60 güne değil, 30 güne bölmeniz gerekir. 4 Tekrar programı uygularken sözel dersler için önce tekrar edeceğiniz konuyu, kitap sayfalarını çevirerek gözden geçirin daha sonra konu ile ilgili test çözün. 4 Sayısal dersleri tekrar ederken önce derste tutmuş olduğunuz notları ve soru çözümlerini inceleyin. Daha sonra test çözümü yapın. Çok değil kaliteli soru 4 Test çözmenin amacı bir konu ile ilgili eksiğinizi ortaya çıkarıp gidermektir. Dolayısıyla soru çözümünde önemli olan yanlış çözdüğünüz soruların doğrusunu öğrenerek eksiğinizi gidermenizdir. Sizi başarıya taşıyacak olan da budur. Ancak öğrencilerin çok büyük bir bölümü testi çözdükten sonra kaç doğru, kaç yanlış yaptıklarına bakıp çalışmayı bitiriyor. 300 soru çözeceğinize 100 soru çözün ama tam çözün. Çocuklara 15 Temmuz! İlber Ortaylı’ya Cumhuriyet Ödülü 12. Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya verilecek. Çağdaş Yaşamı Desteklem Derneği (ÇYDD) 2007 yılından bu yana laiklik ilkesinin benimsendiği 10 Nisan’da “Cumhuriyet Ödülü” veriyor. Ödül verilecek kişiler Genel Merkez Yönetim Kurulu’nun belirlediği isimler arasından ÇYDD üye, gönüllü ve gençlerinin oylarıyla belirleniyor. Dernekten yapılan açıklamada, “12. Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü, Osmanlı dönemi, Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk konulu eserleriyle bize tarihimizi öğretmiş, bugünümüze ışık tutmuş, yüz akımız bilim insanı Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya verilecektir’’ denildi. Ödül töreni, yarın Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde yapılacak. ÖĞRETMENLER DİRENECEK Dayanışma ‘performans’ı Öğretmenlerin mesleki kariyerlerin, her dört yılda bir, okul müdürlerinin, meslektaşlarının, velilerin ve hatta öğrencilerinin vereceği notlarla şekillendirileceği ‘performans’ sistemine karşı Eğitimİş harekete geçti. Söz konusu sistemin, “Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz” diyen sendika, bugün yurt çapında eylem yapacak. Sendikaya üye öğretmenler, bugün tüm okullarda “Mesleğimiz Onurumuzdur! Performansa Hayır!” yazan kokartlar takacak. 11 Nisan’da ise tüm il milli eğitim müdürlükleri önünde basın açıklaması okunup, siyah çelenk bırakılacak. Sendikanın, diğer eğitim sendikalarıyla performans direnişini ortaklaştırma girişimi ise sürüyor. Ortak hareket edilip edilemeyeceğinin bir hafta içinde netleşmesi ve açıklanması bekleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı, “Çocuk Gözüyle 15 Temmuz” adını verdiği projesiyle 56 yaşındaki çocuklara darbe girişimini soracak OZAN ÇEPNİ 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin okullarda her yaşa yönelik onlarca etkinlik düzenleyen MEB, faaliyetlerini bebeklik yaşına indirdi. MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Adıyaman’dan bir anaokulunun teklifiyle, 15 Temmuz 2016’da 3 yaşında olan çocuklar için “81 İl 82 Demokrasi Destanı, Çocuk Gözüyle 15 Temmuz Projesi” başlattı. Türkiye genelinde her ilden bir anaokulunun katılması hedeflenen etkinliğin amacı “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri anma ruhunu canlı tutmak” olarak açıklandı. ‘Ruhu canlı tutmak için’ Bakanlığa sunulan projenin uygun görülmesiyle başlatılan etkinlik kapsamında bütün illerden, en az bir anaokulundan 15 Temmuz’a ilişkin resimler istendi. Projenin “nihai faydalanıcıları” olarak 56 yaş anaokulu çocukları hedef alınırken, projenin genel hedefi “milli birlik ve beraberlik ruhunu yaşatmak”, “demokrasi ve vatanseverlik bilinci aşılamak” olarak açıklandı. Projenin ‘özel amaç’ları 15 Temmuz, iktidara yaranmak isteyen okul yöneticileri tarafından defalarca okul öncesi eğitime sokuldu. Sivas’taki Aksu Anaokulu’nda geçen sene çocuklar, “tiyatro” oyunu adı altında kartondan bir tankın altına yatırılmıştı. arasında da “15 Temmuz Demokrasi Zaferi Şehitleri Anma Günü ruhunu canlı tutmak”, “Vatan, millet, bayrak sevgisini benimsetmek”, “Milli ve manevi değerlere bağlı bireyler yetiştirmek”, “Birlikte hareket etme bilincinin önemini kavramak” maddeleri sıralandı. 15 Temmuz projesinden beklenen sonuç ise “Çocuklarımızı ve öğrenci lerimizi milli, manevi ve insani değerlerimiz ile tarihsel ve kültürel hassasiyetlerimizi benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini, bayrağını seven ve yüceltmeye çalışan, insan haklarına saygılı ve devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş bireyler yetiştirmek” olarak belirtildi. l ANKARA MEB manzarayı kaptırmadı SEYHAN AVŞAR Çırağan Sarayı’nın hemen yanındaki tarihi Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün taşınmasıyla okul ortadan ikiye bölündü. Tarihi yapının içinde memurlara oda yapmak için inşaat çalışmaları başlatıldı. 600 öğrencinin eğitim gördüğü lisede okul kantininin bir kısmı da duvarlarla kapatılarak Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına yemekhane yapıldı. Öğrenciler ise tarihi okul binasına zarar verilmesine ve Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okullarına taşınmasına tepkili. “Okulumuzu ikiye böldüler. Bizler soğuk sınıflara atıldık. Kantinimizi elimizden aldılar. Elini kolunu sallayan okulumuza girebiliyor. En önemlisi tarihi binaya zarar verdiler” dediler. Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü geçen haftalarda Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin İstanbul Boğazı manzaralı okulun olduğu alana ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü taşınınca okul ortadan ikiye bölündü. Veliler ve öğrenciler isyanda bulunduğu boğaz manzaralı binaya taşındı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün lisenin içerisine taşınmasıyla okulda bir çok değişiklik yapılmaya başlandı. Öncelikle okul ortadan ikiye ayrıldı. Okulun sol tarafındaki derslikler boşaltıldı, çok sayıda öğrencinin sınıfı değiştirildi. Müdürlüğün yer aldığı tarafta da boğazı gören cam kenarına memurlar için yeni odalar yapıldı. Öğrencilerin sınıflarına girdiği ana kapı ise öğrencilerin kullanımına tamamen kapatıldı. Öğrencilerden A.C., “Sırf bu binaya taşınacaklar diye tarihi yapıya zarar verdiler. Bu durum beni çok üzüyor. Nefes alacağımız alanlar elimizden alındı. Ayrıca Beşiktaş’ta park yeri bulmak çok zor. Şimdi kendi araçlarını da bahçemize park edecekler. Bizler nerede gezeceğiz? Okulumuzda Milli Eğitim Müdürlüğü istemiyoruz” dedi.l İSTANBUL Kıymayın delikanlı öğrencilere! Türkçemizin en güzel sözcüklerinden biri “delikanlı” kelimesidir: Gençliğin henüz yaşam kavgasıyla evcilleştirilmemiş olan atılganlığını ve idealistliğini yansıtır! “Delikanlı” sözcüğü, sadece aşırılık tınısı taşıyan bir anlamda değil, aynı zamanda, mertlik, güvenilirlik anlamlarında da kullanılır: “Delikanlı adammış, sözünde durdu”, “Delikanlı kadınmış, kimseye boyun eğmedi” gibi! HHH Üniversite öğrenciliği dönemi, gençlerin kimliklerini, kişiliklerini sorguladıkları, aradıkları bir dönemdir: Bu çocukların asıl kimlikleri, sahip olacakları (veya olamayacakları) meslek ve kuracakları (ya da kuramayacakları) aile sonrasında tam belirlenecektir... Bir yandan lise disiplininden kurtulmuş olarak üniversitenin özgür havasını solurken, öte yandan, gelecek kaygısı ile yüzleşmenin sıkıntısını yaşarlar. Üstelik üniversitede ülke sorunlarını da görür ve öğrenir, delikanlılığın dürtüleri ve tecrübesizliğin pervasızlığı ile bu sorunlara çok kesin, keskin ve çok çabuk çözümler de aramaya başlayabilirler. HHH Ben bütün öğretim üyeliğim boyunca, mutlaka, yeni gelen öğrenciler için açılan bir giriş dersi verdim... Böylece yukarda anlattığım özelliklere sahip olan bu delikanlı çocukların hem üniversiteye hem de hayata uyum sağlamalarına yardımcı olmaya çalıştım... Öğrencilerime, insan, doğa, bilim, sanat ve edebiyat sevgisi aşılamaya özen gösterdim: Onlara, birtakım bilgi kırıntılarıyla birlikte, “kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma”, “kendi kimliğine istediğin saygıyı, başkalarının kimliklerine de göster” gibi ilkeleri (hiç olmazsa bu ilkelerin önemlerini) öğretebildiğimi sanıyorum. HHH Kırk yılı aşan hocalık yaşamımda bizzat yaşayarak öğrendiğim en önemli gerçeklerden biri de, bu delikanlı gençlerin içinde çok akıllı, çok vatanperver ve çok idealist olanların, zaman zaman, aşırı uçlara kaydığı ve eylemlere katıldığıydı. Elbette çok yeteneklilerin her zaman aşırı uçlara gittiklerini ve eylemci olduklarını söylemiyorum; zaten böyle bir gerçek de yok... Sadece kimi yetenekli çocukların ülke sorunlarıyla karşılaştıkları zaman, sabırsız bir idealizm içinde, toplumun genel çizgilerini zorlayan çözümlere yönelmelerinin hiç de az görülmeyen bir tutum ve davranış olduğuna işaret ediyorum. Asıl vurgulamak istediğim gerçek ise, bu, (size göre ne demekse) aşırı uçlardaki, eylemci öğrencilerin çoğunun, mezuniyetlerinden sonra, moda deyimle, “vatana, millete çok yararlı” yurttaşlar olduklarıdır. HHH Bir ülkeyi yönetenlerin yapabilecekleri en büyük kötülüklerden biri, idealist öğrencilerin dinamizmini yok etmektir: Bu hata toplumun geleceğinin karartılmasına yol açar! MEB’den burslu diyaspora! Başbakan Binali Yıldırım ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, MEB Şura Salonu’nda düzenlenen 2017 YLSY Bursiyerleri Yurt Dışı Eğitime Hazırlık ve Uyum Programı’na katıldı. Yıldırım yurtdışına eğitime giden öğrencilere, “Orada FETÖ’cülerle, bölücülerle, memleket düşmanı birtakım güruhlarla da karşılaşacaksınız. Sizlere güveniyoruz, onlara hak ettiği muameleyi mutlaka yapacaksınız. Sizden aynı zamanda dünyanın birçok ülkesine dağılmış bir diyaspora, bir elçimiz gibi görev yapmanızı da özellikle bekliyoruz” talimatlarını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet Doç. Seda Keskin Küresel Akademi’de Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Seda Keskin Avcı, Türkiye’den mühendislik alanında Global Young Academy’ye (Küresel Genç Seda Keskin Avcı Akademi) seçilen ilk Türk kadın akademisyen oldu. Avcı, Küresel Genç Akademi’de “Bilimde Kadın” isimli çalışma grubunda aktif yer alarak, genç bilim kadınlarının dünya genelinde karşılaştıkları sorunların çözümüne katkıda bulunmayı hedefliyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle