18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Perşembe 5 Nisan 2018 ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünün jüri başkanı Benicio del Toro Bu yıl 71. kez düzenlenecek Cannes Film Festivali’nin en önemli yan bölümü olan Belirli Bir Bakış’ın jürisine Oscar ödüllü ünlü oyuncu Benicio del Toro başkanlık edecek. Porto Riko doğumlu oyuncu bundan 8 yıl önce de Cannes’da Altın Palmiye jürisinde yer almıştı. Del Toro ayrıca 2008 yılında da Steven Soderbergh imzal “Che” ile Cannes’da En iyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] 13 Son dakika önerileri n “Greenaway Alfabesi” y: Saskia Boddeke n “Ümmü Gülsüm’ün Peşinde” y: Shirin Neshat n “Cameron Post’a Ters Terapi” y: Desiree Akhavan n “Bikini Moon” y: Milcho Menchevski n “Sonsuz Futbol” y: Corneliu Porumboiu n “Özel Mülk” y: Leslie Stevens n “Tatil” y: Isabella Eklöf n “Yamyam” y: Véréna Paravel, Lucien CastaingTaylor n “Yüzbaşı” y: Robert Schwentke n “Savaş Tiyatrosu” y: Lola Arias n Ve tabii festivalin 100. yaşını özel bir bölümle kutladığı Ingmar Bergman’ın tüm filmleri! Festivalin açılış filmi İngiliz yönetmen Andrew Haigh’in “Lean On Pete” yarın Atlas ve Rexx sinemalarında saat 21.30’da gösterilecek. Filmde başrolü ödüllü genç oyuncu Charlie Plummer üstleniyor. Plummer’in Charley Thompson karakterini canlandırdığı film Willy Vlautin’in romanından uyarlama. Filmde, Thompson yarış atlarının tutulduğu bir ahırda iş bulur ve Lean on Pete adında, iddialı olmaktan uzak bir yarış atıyla çok özel bir bağ kurar. İstanbul’da sinema baharı İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Vodafone Red sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin 37’ncisi başlıyor. Yarın yapılacak açılış töreniyle başlayacak olan 37. İstanbul Film Festivali’nde Türkiye ve dünya sinemasının yeni ve nitelikli örneklerinin gösterimlerinin yanı sıra usta sinemacılarla söyleşiler, özel gösterimler, dijital deneyimler, konserler, sergiler de yer alıyor. 18 bölüm, 200’e yakın film 37. İstanbul Film Festivali bu yıl da sinemaseverlere usta yönetmenlerin yeni filmlerinden genç ustalara, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan filmlerden klasik başyapıtlara zengin bir program sunuyor. 18 bölümde 200’e yakın filmin gösterimlerinin yanı sıra usta sinemacıların katılacağı, ücretsiz olarak gerçekleştirilecek söyleşiler, festival sohbetleri ve özel etkinlikleriyle festival 12 gün boyunca İstanbullulara sinema heyecanını yaşatacak. Onur ödülleri İstanbul Film Festivali tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Onur Ödülleri bu yıl oyuncu Perihan Savaş, yazar ve senarist Osman Şahin, yönetmen Aram Gülyüz ve yapımcı Arif Keskiner’e verilecek. Festivalin en eski sinemalarından Atlas Sineması’nın 22 yıldır müdürlüğünü sürdüren Cevdet Pişkin’e ise Sinema Emek Ödülü verilecek. Ödüller, yarın akşam yapılacak açılış töreninde takdim edilecek. Köprüde Buluşmalar Türkiye’den sinemacıları uluslararası sektör profesyonelleri ile buluşturan ilk etkinlik olan ve bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Köprüde Buluşmalar ortak yapım platformu, İstanbul Film Festivali kapsamında, 613 Nisan tarihlerinde düzenleniyor. Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi, Work in Progress ve Komşular atölyelerinde Türkiye’den ve komşu ülkelerden uzun metraj kurmaca ve belgesel projeleri ile postprodüksiyon aşamasındaki filmlerin uluslararası film sektörüne ilk sunumları 12 ve 13 Nisan tarihlerinde yapılıyor. Köprüde Buluşmalar kapsamında uzmanların katılımıyla düzenlenen ve görselişitsel sektörün yeniliklerinin ve film yapımına dair konuların irdelendiği Sinema Konuşmaları’nın yanı sıra uluslararası market ve fon temsilcileri ile tanışma programları da yer alıyor. Köprüde Buluşmalar atölye ödüllerinin sahipleri 13 Nisan akşamı yapılacak kapanış resepsiyonunda duyurulacak. 37. İstanbul Film Festivali yarın, kentin iki yakasında, 200’e yakın filmin yer aldığı güçlü bir seçkiyle başlıyor Festivalin En Yenisi: Çiçek İstemez Vodafone Red Galaları, NTV Belgesel Kuşağı, Dünya Festivallerinden, Yıllara Meydan Okuyanlar, Genç Ustalar, Mayınlı Bölge, Antidepresan, Musikişinas, Nerdesin Aşkım, Gömülü Hazineler ve Cinemania gibi bölümlerle izleyiciyle buluşacak olan 37. İstanbul Film Festivali’nin bu yılki yeni bölümlerinden biri de Çiçek İstemez. Kahramanı güçlü kadınlar olan filmlerin bir araya geldiği bölüm kapsamında gerçek hayatta da, sinemada da baskılara boyun eğmeyen, kendi yolunu çizen, kendi ayakları üzerinde duran kadınların hikâyelerini anlatan 10 film yer alıyor. Birçok uluslararası festivalden ödülle dönen “Scary Mother / Korkunç Anne”, İran’ın en tanınmış televizyon ve sinema oyuncularından Rambod Javan’ın kamera arkasına geçtiği “Negar / Nigar”, Arjantinli yönetmen Anahí Berneri’nin toplumsal ve ekonomik çöküşün gerçekçi bir portresini çizdiği “Alanis” ve daha fazlası bu bölümde izlenebilir. 13 film Ulusal Yarışma’da... Ulusal Yarışma’da Altın Lale Ödülü için, yapımı 20172018 sezonun da tamamlanan 13 film yarışacak. Altın Lale Ulusal Yarışma’sında En İyi Film 150 bin TL, En İyi Kadın ve En İyi Erkek Oyuncu da 10 bin’er TL ile ödül lendirilecek. Bu yıl da Onat Kutlar anısı na verilecek Jüri Özel Ödülü’nü kazanan filmin yapımcısına 50 bin TL verilecek. Türk Tuborg A.Ş. ise En İyi Yö netmen ödülüne layık gö rülen isme 50 bin TL tak dim edecek. 37. İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Ya rışma filmlerini değer lendirecek olan Ulusal Yarışma Jürisi bu yıl yö netmen Pelin Esmer başkanlığında top lanıyor. Ulu sal Yarış ‘Güvercin’ ma Jürisi’nin diğer üyeleri, görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki, oyuncu Selen Uçer, şair Küçük İskender ve sinema yazarı Barbara Lorey de la Charrière. Ulusal Yarışma Bölümünde yer alan filmler: n “Tuzdan Kaide” y: Burak Çevik n “Halef” y: Murat Düzgünoğlu n “Buğ day” y: Semih Kaplanoğlu n “Kelebekler” y: Tolga Karaçelik n “Kaçış” y: Kenan Kavut n “Renksiz Rüya” y: Mehmet Ali Konar n “Aydede” y: Abdurrahman Öner n “Yol Kenarı” y: Tayfun Pirselimoğlu n “Borç” y: Vuslat Saraçoğlu n “Güvercin” y: Banu Sıvacı n “Sofra Sırları” y: Ümit Ünal n “Put Şeylere” y: Onur Ünlü n “Körfez” y: Emre Yeksan ‘İpekçe’ restore edildi Bu yıl, öncü yönetmenlerimizden Bilge Olgaç’ın 1987 yapımı başyapıtı “İpekçe”, Zurich Sigorta işbirliğiyle Atlas Post Production tarafından restore edildi. Usta öykücü Osman Şahin’in Toroslar’daki köyünde geçmiş gerçek olaylardan esinlenerek Bilge Olgaç ile birlikte senaryolaştırdığı “İpekçe”, bir hayat kadınının değişmeyen yazgısını ve etrafındakilerin ikiyüzlülüğünü masalsı bir atmosferde aktarıyor. “İpekçe”nin yenilenmiş kopyasının gala gösterimi 10 Nisan Salı akşamı Nişantaşı City’s’de yapılacak. Uluslararası yarışma İstanbul Film Festivali’nin Uluslararası Yarışma bölümünde festivalin büyük ödülü Altın Lale için, “sinemaya yeni bakışlar” temasını izleyen 11 film yarışıyor. İKSV’nin eski yönetim kurulu başkanı ve İstanbul Film Festivali’nin kurucularından Şakir Eczacıbaşı anısına verilen Uluslararası Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı Topluluğu tarafından 25 bin avroluk para ödülüyle destekleniyor. Bu ödülün 10 bin avrosu Altın Lale’nin sahibi olacak filmin yönetmenine, 10 bin avrosu filmin Türkiye’deki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5 bin avrosu ise Jüri Özel Ödülü’nü kazanacak filmin yönetmenine verilecek. Geçtiğimiz yıl festivalde Uluslararası Yarışma’da “Ornitolog” filmiyle Altın Lale kazanan yönetmen João Pedro Rodrigues başkanlığındaki jüride, “Dogtooth”, “The Lobster” gibi filmlerden tanıdığımız oyuncu Angeliki Papoulia; bu yıl Berlin Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ve Gümüş Ayı Alfred Bauer ödüllerini kazanan “Las Herederas / Mirasçılar” filminin yönetmeni Marcelo Martinessi; Ferzan Özpetek’in “Hamam” ve “Harem Suare” filmlerinin bestelerinden tanıdığımız müzisyen Pivio ve Tallinn Black Nights Film Festivali direktörü Tiina Lokk yer alıyor. Uluslararası Yarışma bölümünde yer alan filmler: n “Köpek / Dog” y: Samuel Benchétrit (Fransa) n “Tuzdan Kaide” y: Burak Çevik (Türkiye) n “Cocote” y: Nelson Carlo de los Santos Arias (Dominik CumhuriyetiArjantinAlmanyaKatar) n “Görgü Kuralları / Good Manners” y: Marco Dutra & Juliana Rojas (BrezilyaFransa) n “Western” y: Valeska Grisebach (AlmanyaBulgaristanAvusturya) n “Bir Zamanlar Kasım’da / Once Upon a Time in November” y: Andrzej Jakimowski (Polonya) n “Bir Mahalle Hikâyesi / Soldiers. Story from Ferentari” y: Ivana Mladenovic (RomanyaSırbistanBelçika) n “Kış Kardeşleri / Winter Brothers” y: Hlynur Palmason (Danimarka) n “Katil Marlina / Marlina the Murderer in Four Acts” y: Mouly Surya (Endonezya FransaMalezyaTayland) n “Ev / The Home” y: Asghar Yousefinejad (İran) n “The Rider” y: Chloé Zhao (ABD) Sahnede... Ve her yerde... Sahnedeyiz. Üç beş değil, yüz kadınız. “Yüz kadın / Yüz Replik” diye konmuştu etkinliğin adı. Gelin görün, sahnedeki her kadın, içinde binlerce kadını barındırıyordu. Sahnedeyiz. Kenter Tiyatrosu’nun sahnesindeyiz. Tiyatronun bilinen kahramanları ya da hiç bilinmeyen, perde gerisindekileriz. Genciz, yaşlıyız, çocuğuz, yetişkiniz. Sahneye adımını yeni atanlarız, sahnede hiç ama hiç eskimeyenleriz. Yüz değil binlerceyiz... Dilimizde nice oyun yazarının sözü; bilincimizde binlerce yılın bilgeliği var... Ellerimizde ve bedenimizde yeryüzünün tüm yaratıcılığı... Yüreğimizde kimsenin yok edemeyeceği kendimize güven var... Sahnedeyiz ve her yerdeyiz. Ne tiyatro sahnesinden, ne de yaşamın her alanındaki sahneden kimse bizi kovamaz. Kovamaz, çünkü hiçbir yere gitmiyoruz. Varız. Buradayız. Kalıyoruz. Ve her daim kalacağız. Şimdi ve her zaman! Bizi sahnelerden, alanlardan kovmaya kalkanları biz kovarız. Yasaklar, baskılar, tehditler bizi korkutamaz. Biz toplumun yarısıyız. Biz, Cumhuriyete, devrimlere, Atatürk ilkelerine inananlarız. Gücümüzü bu inançtan ve ulu öndere sevgimizden alırız. Karanlığı değil aydınlığı; gericiliği değil, ilericiliği; bağnazlığı, hurafeleri değil, bilimi ve akıl yolunu seçenleriz. Tüm engellere karşın hak, hukuk ve adaleti savunan, vicdanlarda hakkaniyeti arayanlarız. Biz kazanılmış haklardan vazgeçmeyenleriz. O nedenle karşı devrim çabalarını geri püskürtmeye azimliyiz. Biz çatlamayız, patlamayız. Siz yıkarsınız. Biz yeniden yeniden yaparız... Tıpkı küllerimizden yeniden yeniden doğmayı bildiğimiz gibi... Sahnedeyiz ve her yerdeyiz! Kenter Tiyatrosu’nun sahnesindeki repliklerden biri şöyleydi: “İnsanlar, bugünle başa çıkamadıkları zaman, iki şeyden birini yaparlar... Ya geçmişi düşünüp dururlar, ya da geleceği değiştirmeye karar verirler.” (Edward Albee, Kim Korkar Virginia Woolf’tan) Biz hem geçmişi düşünür, geçmişten ders alırız, hem de geleceği değiştirmek için kolları sıvarız. Sahnedeyiz ve her yerdeyiz. Yaşamın hiçbir sahnesinden de çekilmeye; devrim ilkelerinden dönmeye de asla razı değiliz. Bu çabanız boşuna. Bu böyle biline! HHH Sevgili Okurlar, Kenter Tiyatrosu’ndaki olay görülecek bir şeydi. Sahnedekiler kadar salondakiler de... ( Ayrıntıları 3 Nisan’da gazetemizde okudunuz. Tüm repliklerimizi Bianet’te okuyabilirsiniz.) Başı çeken Tilbe Saran, metni hazırlayan Eda Çatalçam, coşkuyu tetikleyen Gülriz Sururi, katılan kadın erkek tüm tiyatroculara; Kenter Tiyatrosu’nda bize güç veren Afife Jale’lerden Yıldız Kenter’lere ve daha nicelerine; sahnedekilere beden dilini veren Kübra Balcan ve Timuçin Gürer’e; repliklerini ödünç aldığımız Haldun Taner’den Memet Baydur’a tüm yazarlara teşekkürü borç biliyorum! Sahnede Genco, Fazıl, Serenad Tarih: Mart 28. Yer: TİM (Türker İnanoğlu Maslak Sahnesi). İki bin kişilik salon tıka basa dolu. Sahnede üçü: Fazıl Say, Genco Erkal, Serenad Bağcan... Sahnede Ömer Hayyam, Muhyiddin Abdal, Nâzım Hikmet, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Can Yücel ve Metin Altıok... Sahnede yaratıcılık, umut ve memleketim. Memleketimin aydınlık yüzü. Fazıl Say piyanosuyla bütünleşirken, “Kara Toprak” olsun, tüm o besteler olsun yaratıcılığın sonsuzluğunu, bu ülkeyi severek, taşını toprağını, yazarını şairini severek yeniden yaratmanın muhteşemliğini seriyor önüme... Serenad, akar su gibi temiz, gün gibi aydın sesiyle şarkıları; Genco, artık her zerresine sinmiş ustalığıyla şiirleri yorumlarken; biz ölümlü izleyicilere tek şey kalıyordu: İyi ki buradayım, iyi ki yaşıyorum; bana bu nimetleri sunan, bu sanatçıları sunan ülkeden asla, asla umut kesilmez duygusu... Gecenin bir de “bonus”u vardı. O akşam Genco Erkal’ın yaş günüymüş. Konser sonunda sahneye gelen pasta, mumları üfleme ve 2000 kişilik bir yaşgünü partisi! Daha nice 80 yıllara diyorum ustaya! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle