18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 5 Nisan 2018 Çalışanlardan birinin binada kalan köpeği polisler tarafından çıkarıldı. 1 ölü YouTube’a ücret baskını Video paylaşım platfor olduğu ortaya çıktı. İran Azerisi olduğu öğreni mu YouTube’un ABD, len zanlının, Pers kültü Kaliforniya’da bulu rü ve veganlık hakkın nan genel merkezine da çektiği videolar için düzenlenen bir silahlı YouTube’dan ücret al saldırıda 3 kişi ağır ya mamaktan şikâyetçi ol ralandı. San Fransis duğu ve bu yüzden “şir co polisi, önceki gece ketten nefret ettiği” öğ gerçekleşen saldırıyı renildi. Zanlının babası düzenlediğinden şüp Nasim Aghdam nın ise, kızının söz ko henilen zanlının intihar nusu takıntısından ha ederek yaşamını yitirdiğini du berdar olduğu ve polise bu konu yurdu. Zanlının kimliği, ABD’nin da ihbarda bulunduğu iddia edi San Diego kentinde yaşayan İran lirken YouTube’a da daha ön asıllı Nasim Aghdam olarak açık ce bir uyarı maili gönderdiği be landı. 39 yaşındaki kadının, Yo lirtildi. YouTube saldırı sonrası, uTube üzerinden video yayınları Aghdam’a ait kanalları kapattı. yapan bir hayvan hakları aktivisti l Dış Haberler LGBT flört uygulaması Grindr, kullanıcıla Bir sızıntı daharının HIV verilerini başka şirketlere verdi Lezbiyen, gay, biseksüel ve trans (LGBT) bireylere yönelik olan flört uygulaması Grindr’ın kullanıcılarının HIV virüsü taşıyıp taşımadığı ya da en son ne zaman test yaptırdığına dair verileri başka şirketlerle paylaştığı ortaya çıktı. BuzzFeed sitesinin haberine göre uygulama, Apptimize ve Localytics adı verilen iki analist şirkete kullanıcılarının profillerinde yer alan bazı verileri gönderdi. Grindr’da HIV virüsü taşıyıp taşımadığınızı ya da en son ne zaman test yaptırdığınızı profilinize girebiliyorsunuz. Norveç merkezli SINTEF’in araştırmasına göre HIV verileri kullanıcıların cep telefonları ve elektronik posta adresleri ile beraber şirketlere gönderildiği için kimliklerinin tespit edilmesi mümkün. Grindr’in teknoloji müdürü Scott Chen, bu bilgilerin uygulamanın geliştirilmesi için diğer şirketlerle paylaşıldığını ve bir daha bunun gerçekleşmeyeceğini söyledi. Yeni Zelanda eşcinsellerden özür diledi Yeni Zelanda, eşcinsel oldukları için geçmişte cezalandırılan kişilerin sicillerine işlenen hükümlerini silmek için bir yasa çıkardı. Eşcinsellik Yeni Zelanda’da 1986’ya kadar suç kabul ediliyordu. Ülkede 1986 öncesinde eşcinsellik nedeniyle erkeklere verilen cezalar hâlâ bu kişilerin adli sicil kaydında yer alıyor. Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek olan yasanın binden fazla kişiyi etkilemesi bekleniyor. Yasayı oy birliğiyle çıkaran milletvekilleri, geçmişte hüküm giyenlerden de özür diledi. Adalet Bakanı Andrew Little, “Tüm eşcinsel erkeklerden ve eski eşcinsellik cezalarının yol açtığı önyargı, damgalama ve diğer olumsuz etkilere maruz kalan gökkuşağı topluluğundan özür diliyorum” dedi. Facebook: 87 milyonun bilgileri paylaşıldı Skandal büyüyor Facebook, Londra merkezli danışmanlık şireketi Cambridge Analytica tarafından bilgileri usulsüzce paylaşılan kullanıcı sayısını 87 milyon olarak güncelledi. Şirketin Teknolojiden Sorumlu Başkanı Mike Schroepfer, kamuoyuna tahmini 50 milyon olarak açıklanan rakamın 87 milyon kadar olabileceğini duyurdu. ABD’deki son başkanlık seçimlerinde Trump’ın ekibiyle çalışan Cambridge Analytica şirketinin milyonlarca Facebook kullanıcısının verilerini usulsüz kullandığının ortaya çıkması, sosyal medya platformuna yönelik eleştirileri artırmıştı. Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, özür dilemişti. TRex’in kuzeni İskoçya’daki Skye Adası’nda 170 milyon yıl öncesine ait dinozor ayak izi bulundu. Ayak izlerinin etobur ve üç tırnaklı bir türe ait olduğu belirtiliyor. Dr. Stephen Brusatte “Sadece ayak izleri var. El izi yok. Arka ayaklarıyla yürüyen bir dinozor bu. TRex’in ilkel bir kuzeni” dedi. ŞANS TOPU 14, 16, 30 31, 33 + 03 5+1 BİLEN: 1 milyon 689 bin 135 TL (Devretti) 5 bilen: 8 bin 709’ar TL 4+1 bilen: 442.15’şer TL 4 bilen: 40.95’şer TL 3+1 bilen: 22’şer TL 3 bilen: 4.45’şer TL 2+1 bilen: 6.35’şer TL 1+1 bilen: 3.45’şer TL Tek suçlu güzelEDİTÖR:ELİFTOKBAY TASARIM:ŞÜKRANİŞCAN havalar değil SİBEL BAHÇETEPE Baharın gelmesiyle yorgunluk da kapımıza dayandı. Gürültü, çevre kirliliği, psikoloji hatta çalışma ortamı bile bu sendromda etkili BESLENMEYE DİKKAT Psikiyatrist Dr. Ayça Can Uz, şu önerilerde bulundu: 4 Çalışma ortamı gürültü kirliliğinden arındırılmış ve ışık alacak şekilde düzenlenmeli. Sabah ya da öğlen saatlerinde 2030 dakika dışarıda zaman geçirerek gün ışığından faydalanılmalı. İş sırasında küçük molalar vermek gün içindeki stresi ve sürekli oturmaya bağlı bele binen yükü de azaltmış olur. 4 Düzensiz beslenme, B ve C vitaminlerinin ve folik asidin eksik alınması, çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi, sigara kullanılması ve araya giren grip gibi enfeksiyonlar da bahar yorgunluğunu artırabilir. Bu dönemde sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli. Tek tip beslenmekten kaçınılmalı. Karbonhidrat alımı ve yağ miktarı kontrol altında tutulmalı. 4 Muhtemel sıvı kaybını önlemek ve mevsimsel değişikliğe bağlı dolaşım problemlerinden kurtulmak için günlük 23 lt (1015 su bardağı) su tüketmek gerekir. Kahve, çay yerine bitki çaylarını veya içine nane yaprağı, limon veya salatalık dilimi atılan su tercih edebilir. 4 Düzenli uyku saatleri, gün içerisinde daha enerjik hissetmeye yardımcı olacaktır. Günde 68 saat uyunmalı. Baharın gelmesiyle havadaki elektrik yükü artıyor. Kendimizi daha halsiz, yorgun, huzursuz ve gergin hissediyoruz. Bu belirtiler bahar yorgunluğu sendromuna yakalanmanın habercisi. Psikiyatr Dr. Ayça Can Uz, halk arasında “bahar yorgunluğu” diye bilinen bu durumun çoğunlukla büyük şehirlerde yaşayanlarda, çevre kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde, düzensiz ve stresli yaşam koşullarının bir sonucu olarak gözlense de bazen altta yatan bir hastalığa bağlı olarak veya psikiyatrik bir rahatsızlık sonucu da ortaya çıkabildiğini belirterek şöyle dedi: “Çalışma ortamı gürültü kirliliğinden arındırılmış ve ışık alacak şekilde düzenlenmeli. Düzenli uyku ve beslenme önemli. Günlük 23 lt su tüketilmeli, açık havada kalp atım hızını yüzde 60 artıracak tempoyla en az 4060 dakika, düzenli olarak haftada en az 3 gün egzersiz yapılmalı.” Apertbotoitreijsitnoler o‘Ayduanledtayoykoska’ Hafif jetlag Bahar yorgunluğu, iklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hissi olarak tanımlanan ama aslında birçok nedenin bir araya gelerek yarattığı bir tablo. Psikiyatr Dr. Uz, bahar yorgunluğunun mevsim değişikliği nedeniyle yaşanan, vücudun alışık olduğu ritminin bozulmasından kaynaklanan bir nevi hafif jetlag sendromu olduğuna dikkat çekti. Uz’a göre, insanın fizyolojisi ve davranışlarında mevsimsel değişikliklerin rolü büyük. Uz, en büyük kanıtının doğum oranlarında, suç davranışında, intiharlarda, çocukların büyüme ve gelişmesinde, kortisol, testesteron gibi birçok hormonun düzeyinde, ağrı eşiğinde, cinsel aktivite ve gebe kalma oranlarında mevsimlere göre değişiklikler olduğunu söyledi. Baş dönmesine dikkat İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları, Avustralya’nın Gold Coas kentinde düzenlenen açılış seremonisiyle başladı. Dört yılda bir düzenlenen ve İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı ülkelerden gelen 71 takımın katıldığı etkinlikte 4 bin 500 sporcu madalya için 15 Nisan’a kadar ter dökecek. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in batonu da Londra’dan yola çıkarak Gold Coast’a getirildi. Oyunları bu yıl İngiltere Prensi Charles ve eşi Camilla açtı. Carara Stadyumu’nda düzenlenen açılış seremonisinde ülkenin tarihini anlatan, Abori jinlerin sergilediği gösteriler nefes kesti ama, etkinlik Avustralya yerlileri tarafından protesto edildi. Stadyumun hemen dışında toplanan yaklaşık 100 Avustralya yerlisi, oyunları “Stolenwealth” (çalınan ulus) pankartıyla protesto etti. Yerliler zaman zaman polisle de gerginlik yaşadı. Polis tarafından çevrelenen protestocular, “Burası her zaman Aborijin toprağı olarak kalacak. Adalet yoksa oyun da yok” sloganları attı. Avustralya’nın yerli halkı olan Aborijinler, bugün ülkenin 25 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor ve ülkenin en dezavantajlı grubu. l AFP Bahar yorgunluğunda halsizliğin yanı sıra baş ağrıları, baş dönmesi, uykunun yetmediği hissi ve hafif çökkün duygu durumunun eşlik edebildiğini kaydeden Uz, şöyle devam etti: “Bu şikâyetler 12 haftayı geçiyorsa ya da şikâyetler çok belirgin olup kişinin günlük aktivitelerini engelleyecek durumdaysa, basit bir bahar yorgunluğu dışında bu şikâyetlere neden olabilecek tiroid hastalıkları, kansızlık, enfeksiyonlar, fibromiyalji, bağışıklık sistemi hastalıkları, kanser ve depresyon gibi altta yatan diğer hastalıklar, uzman bir doktor tarafından mutlaka araştırılmalıdır. Alerji, kalp damar, astım, şeker hastalığı ve tekrarlayan depresyon gibi kronik hastalıkları olanların mevsim dönümlerine girerken düzenli doktor kontrollerini yaptırmaları gerekir. Mevsim dönümlerinde bu hastalarda hastalıklarının alevlenmesi sık görülür. Bir psikiyatri uzmanı ile görüşmek, bu sıkıntıları yaşayan kişi için hem tedavi edici hem de koruyucu olacaktır.” l İSTANBUL Beynin alarm sistemi arızası Tedirginlik, huzursuzluk, gerginlik ve her an kötü bir şey olacakmış duygusu çağımızın hastalığı Çağımızın “anksiyete çağı’ olduğu söyleniyor. Gerçekten, “kaygı çağı” da olabilir. Güvensizlik. Belirsizlik. Bilinmeyen tehditler. (Yoksa bilinen mi desek?). Kayıp korkuları. Her toplumun kendine özgü kaygıları. Her dönemin kendine özgü kaygıları. Ama durun. NO PANİK. İnsan demek biraz da kaygılar demek değil mi? Yani, hiç kaygısız olunabilir mi? Gamsız kasavetsiz, kaygısız insan ottan farksızdır. Hoş, otları da bilmiyoruz, belki onların da ‘biçilme kaygısı’ vardır. Şu açık ki, kaygılar, yaşamımızın ayrılmaz bir parçası. O zaman neyi tasa ediyoruz? Şunu tasa ediyoruz ki, eğer kaygı yaşamımızı etkiliyorsa o zaman sorunumuz oluyor. Gergin oluyoruz, sıkıntılı oluyoruz, yaşamımız kısıtlanıyor. Her an bir kötülük olacakmış gibi tedirgin oluyoruz. Aklımıza hiç iyi bir şey gelmiyor. Daha da artarsa hareketlerimiz bile kısıtlanıyor. Peki bize neler oluyor? HHH Olan şudur: Zihinsel programlarımız hayatta kalma amacına yönelik genetik kodlamalardır. Beynimizin bu bölümleri (limbik sistem amigdale nucleus acumbens) bizi ani tehlikelere karşı uyarır. Bu alarm sistemi bize ‘saldır ya da kaç’ komutu vererek hayatta kalmaya yöneltir. Bu normal işleyiş, strese karşı ve rilen yanlış komutlarla ‘nedeni belli olmayan kaygı’ durumuna dönüşür. Bu kaygı, artık bir ruhsal bozukluk biçimini alır ve kişinin yaşam sürecini zorlaştırır. Kişi tedirgin, huzursuz bir duruma girer, gerginlik içinde, her an kötü bir şey olacakmış duygusuyla yaşar. İnsanı gergin, huzursuz kılan durum budur. Dünyanın en yaygın ruhsal bozukluğu anksiyetesi ve toplumsal bir tehdittir. Neden böyle oluyor? En önemli nedeni her alandaki rekabettir. Rekabet. Evde rekabet. Meslekte rekabet. Toplumda rekabet. Geride kalma korkusu. Başarısızlık korkusu. İşsizlik korkusu. Yalnızlık korkusu. Bunlardan kurtulmak için ‘başarılı olma’ya sığınma. Bu yaygınlaşan korkular bir süre sonra kaygıya dönüşür. Kaygı, nedeni bilinmeyen süregelen endişe. Ne yapmalıyız? Yapmamız gereken ‘bilinçli yaşam sanatı’nı kavramak. Kendimizi tanımak. Kıyaslama baskılarından kendimizi kurtarmak. Rekabet duygusunu gelişime çevirmek. Hayatla ve kendimizle barışmak. Doyumlu bir yaşam ekseni kurarak yaşamak. Yapmamız gereken budur. Çok yönlü, uygar, bilinçli yaşam. Elbette bilimsel destek alınabilir. İlaçlar da var. Durumu geçici olarak rahatlatan. Siz, yaşamla barışma modelini tercih edin. Çok daha iyi olduğunu göreceksiniz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle