18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 3 Nisan 2018 4 Bedel Baktım garip garip konuşuyor, frekansı yükselttim. Tayyip Bey bu sözleri Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile Paris’in Afrin konusunda arabuluculuk önerdiği konuşmasıyla ilgili olarak söylüyordu. Aradan geçen zamanda o da geride kaldı. Gün geçmiyor ki, Tayyip Bey gerektiğinde “Ey .. ” diye başlayıp frekans yükselterek, gerekli gördüğünde “haddini aşma!” diyerek, cümle âlemi hizaya sokmasın. Bu “had bildirme”den nasibini alanlar arasında Angela Merkel de, sağı solu belli olmayan delifişek Trump gibi dünya liderleri de var. Biz Macron ile konuşulanlara bakarken aradan geçen sürede İsrail Başbakanı Netanyahu da ağzının payını aldı bile. Tayyip Bey, siyasi yapısının belirleyici özelliklerinin başında gelen üslubunun kendisine yarar sağladığına inanıyor. Demokrasi pratiği aksak ya da tümden yok olmuş tüm liderler gibi o da, halk ile doğrudan diyalog kurduğuna ve bunun kendi asıl gücünü oluşturduğuna inanıyor. Bugüne dek yaşadıklarımızın da onun bu tanısında haksız olduğunu söylemeyi doğrusu ya kolaylaştırmadığını kabul etmek zorundayız. Tayyip Bey bu üslubun kendisine kitleler ile doğrudan ilişki kurmak ve “kodu mu oturtur!” kahraman lider algısı oluşturmakta yararlı olduğunu düşünmenin yanı sıra, ayrıca fırçalama eylemini seviyor da, fırçalama onu şevke getiriyor, öz enerjisini artırıyor. HHH Ama bu arada buna koşut bir olgu daha oluşuyor. Batı’nın radikal sağcı olmasa bile, onun toplumda yankı yapan propagandasının etkisiyle, artık günaşırı, İslamofobik, Türkofobik bir şeyler söyleyerek, Batı politikasının kaçınılmaz günlük ritüellerinden biri haline gelmiş olan şeytan taşlama eylemini yerine getirmeyi görev haline getirmiş olan politikacıları da, popülaritesi iyice düşük olan Erdoğan’ı yeni günah keçisi haline sokuyorlar, onlar da her vesileyle uysa da uymasa da Tayyip Erdoğan’a çatmayı hatta zaman zaman dokundurmalarda bulunmayı görev biliyorlar. Nitekim Macron geçenlerde “Dünya liderliği göründüğü kadar havalı değil, düşünsenize Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile zor günde bir konuşma yapmak zorunda olan benim” diyordu. Macron’un imasını tam olarak anlayabilmiş değilim, ama pek hayra yorup, beğenmediğimi de söylemek isterim. Kısacası diyeceğim o ki, artık küçük istisnalar dışında, dünya liderlerinin Tayyip Bey karşısındaki üslupları onun kendileri karşısındaki üsluplarından pek farklı olmadığından Erdoğan’ı söylemlerinden dolayı eleştirmek de güçleşiyor. Örneğin Macron ve Netanyahu konusunda söylediklerine katılmamak pek mümkün görünmüyor. HHH Ama siyaset sahnesinde hiçbir şey bedava değildir. Her şeyin bir bedeli vardır. Ekonomik yaşamın kendi özgü kuralları, gerginlik ve yüksek frekans politikalarının da, sıcak paranın kaçması, yatırımların gelmemesi, yüksek kur ve yüksek faiz gibi sonuçlar doğurması kaçınılmaz hale getirir. Türkiye şu anda bu olguyu yaşamaktadır. Tasarruf oranı yetersiz, çarkını döndürmek için sıcak para girdisine muhtaç ekonomiler sırça köşkte yaşayanlar misali, oraya buraya taş atarak, gerginlik politikalarını geliştirecek davranışlardan özenle kaçınmalıdırlar. İktidarın bu gerçeği görememekte direnmesi veya görse bile muktedirin tavrını etkileyememesi yüzünden, Türkiye’nin önümüzdeki günlerde ekonomi alanında bir bedel ödemek zorunda kalması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bu bedel ile karşılaştığınızda şaşırıp da “bu ne bedeli” diye sormayın! Bilin ki, bu ona buna ayar veren “frekans bedeli”dir! AÇIKLAMA: Çok değerli okurlarım, Ailevi ve kişisel sağlık durumum, şu ana kadar getirdiğim yazı temposunu sürdürmeme engel olduğundan, gazete yönetimi ile de anlaşarak, bundan böyle yazılarımı haftada iki güne (salı ve cuma) indirmek zorunda kaldım. Anlayışla karşılayacağınızı ve Cumhuriyet’te Nisan 1974’te başlayan benim için çok değerli olan birlikteliğimizin daha uzun süre devam edeceğini umut ederim. Törnström’e ‘Adalet Yürüyüşü’ kitabı Fransa’nın Strazburg kentinde düzenlenen kongreye katılan Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Gudrun Mosler Törnström’e CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’nün anlatıldığı “Adaleti Yolda Arayanlar” kitabının İngilizce baskısını hediye etti. Törnström, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Avrupa Konseyi tarafından da yakından izlendiğini belirterek Kerimoğlu’na teşekkür etti. l İSTANBUL/Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET yerdeŞeşhoivt ykaanpıılamkaazn!CHESRPTEDSEROZÖTCĞZÇACAIKNÜNTS’AI:Ü CHPSözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hatay’da asker üniforması giymesini eleştirerek, “Cumhurbaşkanlığı makamı, şımarıklık makamı değildir. Davul zurna çalarak gidip bu harekâtın TSK’nin vakarına yakışmayan, ciddiyetsiz tutumların yeri değildir orası. Orası şehitlerin kanının aktığı yerdir. Orası temsili askeri üniformalarla şov yapılacak yer değildir” dedi. Tezcan, Erdoğan ve “bu tiyatro sahnesinin parçası olan” Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a “Bir an önce TSK’nin vakar ve ciddiyetine uygun davranmaya yönelin. Afrin harekâtının başarısına gölge düşürmeyin” çağrısı yaptı. Tezcan, Saadet Partisi’nin Diyarbakır’da Barış konferansı çağrısı için de “Türkiye’nin toplumsal barışı konusunda atılması gereken adımların atılması arzu edilen bir şeydir. Türkiye bunları konuşabilir hale geleceği bir siyaset yaratabilirse başarılı olacaktır” değerlendirmesini yaptı. CHP’li Tezcan, MYK sürerken basın toplantısı düzenledi. Tezcan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: l Harekât ‘siyasetticaret’ haline mi geldi: İlginç bir şımarıklıkla karşı karşıyayız. Afrin harekâtının ilk günden bu yana sınır güvenliği için, terörle mücadele için önemli olduğunu söyledik, destekledik ve bir an önce sonuçlanmalıdır dedik. TSK kendi tarihine ve misyonuna yakışır vakar ve haysiyet, ciddiyet içinde bu harekâtı yürüttü. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifa diliyoruz. Harekât önemli bir noktada başarıyla sonuçlandı. Ancak bu harekât bir sınır güvenliği harekâtı mı, yoksa ticaret ve siyaset aracı haline mi getirilmiş? Anlamakta zorlanıyoruz. Erdoğan çıkmış partisindeki metal yorgunluğunun Afrin harekâtı ile ortadan kalktığını söylüyor. Utanmak gerekir bu sözü söyleyebilmek için. Şehitlerimiz senin partindeki metal yorgunluğunu ortadan kaldırmak için mi, bu vatan için mi can verdiler? Sen şehadeti bu kadar siyasi nezaketsizlikle ayaklar altına alma hakkını nereden buluyorsun? l Şehitlerin kanına ayıptır: Bu da yetmedi danışmanı çıkmış, “Şehitlerimiz oldu ama biz oradaki imar, inşaat işlerini yapacağız” diyor. Müteahhitlikten bahsediyor. Bir ihale şartnameleri eksik. Bu millete saygısızlık değil mi? Müteahhitlik mi vatan koruması peşinde miydiniz? Terörle mücadele için mi orada olmalıyız diyorsunuz, yoksa ihale kapmak için mi? Ayıptır ayıp, şehitlerin kanına ayıptır. l Afrin’e gölge düşürmeyin: Üniformalı bir AK Parti Genel Başkanı. TSK’nin üniforması hak edince giyilir. Bu ülkenin kurucuları Atatürk, İsmet Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele, Fevzi Çakmak, onların hepsi hak ederek giydiler, hak etmeden değil. Cumhurbaşkanlığı makamı, şımarıklık makamı değildir. Davul zurna çalarak gidip Afrin harekâtından şımarık ve bu harekâtın TSK’nin vakarına yakışmayan, ciddiyetsiz tutumların yeri değildir orası. Orası şehitle Erdoğan’ın Hatay’da askeri üniforma giymesini eleştiren CHP’li Tezcan, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı’nı ciddiyete davet etti. Tezcan, “Çatlasalar da patlasalar da Türkiye demokrasiye geçecek” dedi Sanatçılara ‘kutuplaşma’ uyarısı l Malzeme olmamaya özen göstermelerini bekleriz: Sanatçıların destek vermeleri takdire şayandır ama bu iktidarın sanatçıları bölen tutumuna söyleyecek bir çift sözümüz vardır. Toplumu nasıl kutuplaştırdılarsa sanatçıları da kendi içinde ikiye ayıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Sanatçı arkadaşlarımızın sadece Afrin çerçevesindeki tutumu takdire şayanken iktidarın bu tip ayrıştırma malzemesi olmamaya özen göstermelerini de bekleriz. CHP’li Tezcan, Erdoğan ve Akar’ın Hatay’da çektirdiği fotoğrafları ‘şov’ olarak niteledi ve tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu şeker için 7 NİSAN’DA meydanDA İklim Öngel daroğlu başkanlığında basına kapalı olarak toplandı. Yakla CHP’de şeker fabrikalarının özelleştirilme şık 5 saat süren toplantıda, şeker fabrikalarına ilişkin sü ddmmÇğ7mvcsleiaaueeonNriıaCmğntninnirlniinıHusn,KoeçeşeamşgaPılatelndaevriılk’çdMkcıdeekyşCidelaıeaacmeYnauağrperndKfirmaılmıkapoeea,l,gm.baanGclğiCeetCrrnealitHebirnuncHkskeinai’nPgaaınşPshşeerkiuiliklıeiMlşiaangdlkaüBeçrryYaüeprayiaakleddnrKrseaşneiıtaeüa’prkdsKairiymcanaileemoıiönnl;ızddKbeıeei.lrlnmeşşkaeKtalkietrKeımmlırılıaeçlKılıçdnkğlCaeeiriHrodkniPnğaey’lynoueddilnraieleestdlıegivrjryibokiltkiteideseeanilttlaçiibpgitini.ffmrm,iaKıi,aarKalyidaşbitkkıkaılelltcılıilaısneç.amçkiafzgaaMdrtudakılyovöaarkasYiaesmtdrrlreiKaetoekoleygçiar’içfğğdalMliyilaivmileltlemiluksueYaırdr,ee’’irlnKımn2deül,çddag’u0ripdşoiiğımeinlüa.1raeld9eeeEknrldaeer2tntbdscnöilar0pdtlliieaeielnnrrne1aillı9arrirüeirrdlcizite’ltvkdieeeirnea ve önerileri yorum yapmadan dinlediği öğrenildi. Ayrıca 2019’a giden süreçte Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarına özellikle her il için bir PM üyesi ve bir milletvekilinden oluşan denetmen vekiller için talimat verdiği öğrenildi. Bölgelerine giden ve çalışanlar ile bölgelerine gitmeyenlerin tespit edilmesini isteyen Kılıçdaroğlu’nun çalışmayanlar için parti içinde gerekli değerlendirmelerin yapılmasını istediği öğrenildi. Bu süreçte il ve ilçe başkanlarının da mercek altında tutulmasını isteyen Kılıçdaroğlu’nun “Çalışmayanlar önce uyarılacak ama buna rağmen olmuyorsa gereği yapılacak” dediği kaydedildi. rin kanının aktığı yerdir. Orası temsili askeri üniformalarla şov yapılacak yer değildir. Başta Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan olmak üzere herkese ve bu tiyatro sahnesinin parçası olan Genelkurmay Başkanı’na diyoruz ki; bir an önce TSK’nin vakar ve ciddiyetine uygun davranmaya yönelin. Afrin harekâtının başarısına gölge düşürmeyin. l Erdoğan klasiği (Erdoğan’ın ‘Çekip gideceğim diyenlerin bilet paralarını verip göndermemiz lazım’ sözü): Ülkeyi yönetenlerin görevi ülkenin yaşanılır hale getirilmesini sağlamaktır. Ülkeden kaçmayı düşünenlerin cebine para koyup göndermek değildir. Kendinden olmayanları ülkeden sepetlemek de değildir. Bir Erdoğan klasiği... Türkiye’yi önce yaşanmaz hale getirip sonra da başkalarına bunun üzerinden saldırma siyasetini kurguluyorlar. Bu kutuplaşma siyaseti ya zamanında ya erken ne zaman olursa o seçimle ortadan kalkacak ve Türkiye huzura kavuşacak. Huzur için bu anlayışın demokratik yollarla uzaklaşması gerekiyor. l Toplumsal barış için adımlar atılmalı (Temel Karamollaoğlu’nun Diyarbakır çağrısı): Türkiye’nin toplumsal barışı konusunda atılması gereken adımların atılması arzu edilen bir şeydir. Siyaset kurumu bu çerçevede bütün seçenekleri hayata geçirmekle sorumludur. Son dönemde kutuplaşma ikliminde siyaset bunları konuşamaz hale geldi. Türkiye bunları konuşabilir hale geleceği bir siyaset yaratabilirse başarılı olacaktır. l Cumhuru bölme ittifakı: (Kılıçdaroğlu ‘İttifak görüşmeleri yapıyoruz’ sözleri, somut görüşme var mı?): Türkiye’de ilan edilmiş bir ittifak var aslında, bu cumhuru bölme ittifakıdır. Türkiye’yi kutuplaştırma, bölme ittifakıdır. OHAL meyvelerini devşirme ittifakıdır. Buna karşı Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerini bir araya getirecek siyasal çözümlere ihtiyacı vardır. Adı şu veya bu ittifaklar olabilir. Bunu Genel Başkanımız ‘ilkler etrafında buluşma’ olarak tarif etmişti. Aslında referandumda bu konuda geniş bir hayır buluşması sağlanmıştı. Bu buluşma, Adalet Yürüyüşü ile üst noktaya çıktı. Türkiye’yi sıkıntıya sokan, bölen o ittifaka karşı bir geniş buluşma platformuna ihtiyacı var. Önümüzdeki günler çok olumlu, Türk siyasetini bu kısır çe kişme alanından kurtaracak, çözüme ulaştıracak, güneş toplayacağımız günleri açacak bir ufku bize gösteriyor. Bu çerçevede daha çok bu tartışmaları ve görüş alışverişlerini izleyeceksiniz, izleyeceğiz. l Karanlık tablo kararlılığı (Erdoğan’ın AKM yıkılmasıyla ilgili ‘Çatlayın patlayın’ açıklaması): ‘Çatlayın patlayın’ Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden birinin söyleyeceği bir söz değil, yakışan bir şey değil. Türkiye’yi nasıl karanlık bir tabloya sürükleme iradesi ve kararlılığı içinde olduğunu gösteriyor. Biz o dilin parçası olmayacağız. Gezi direnişinde çok esprili sözlerle o anlayışı mahkum etmişlerdi. Gençlerimizin diliyle ve ağzıyla; çatlasalar da patlasalar da Türkiye demokrasiye geçecek, kutuplaşmadan kurtulacak. l Kutuplaştırmaya fırsat vermeyeceğiz (Öztürk Yılmaz’ın Demirtaş ziyareti): İnsani ve siyasi anlamda önemli bir ziyarettir. Bir ittifak görüşmesi ziyareti değildir. Türkiye’nin bu çerçevede siyasette ötekileştiren ve yok sayma anlayışını siyasete yerleştiren kutuplaştırma yaklaşımına fırsat vermeyeceğiz. l ANKARA / Cumhuriyet l HDP’den Saadet Partisi’nin çağrısına yanıt Kerestecioğlu: Demokrasi güçleri bir araya gelmeli Saadet Partisi’nin hükümete yönelik Diyarbakır’da ğini belirten Kerestecioğlu, “OHAL koşullarında, seçim “Barış, İstikrar ve Kardeşlik güvenliği olmayan koşullarda Konferansı” önerisine HDP’den seçimin olmayacağını ve bü yanıt geldi. HDP Grup Başkan tün muhalefet güçlerinin de vekili Filiz Kerestecioğlu, “Şu bununla ilgili bir baskı kur anda o parti, bu parti düzeyin ması, bir araya gelmesi gerek de değil ama hakikaten bütün demokrasi güçlerinin, barış, Kerestecioğlu tiğini ifade ediyoruz. Şu anda o parti, bu parti düzeyinde de kardeşlik, eşit yurttaşlık, özgürlükler ğil, ama hakikaten bütün demokrasi için bir araya gelmesi gerekiyor” dedi. güçlerinin, barış, kardeşlik, eşit yurt Kerestecioğlu, TBMM’de basın top taşlık, özgürlükler için bir araya gel lantısı düzenledi. Cumhuriyet’in Sa mesi gerekiyor” diye konuştu. Keres adet Partisi’nin hükümete Kürt so tecioğlu, Cumhurbaşkanlığı Başdanış rununun çözümü için Diyarbakır’da manı İlnur Çevik’in Afrin’de altyapı “Barış, İstikrar ve Kardeşlik Konfe hizmetlerini Türk firmaların üstlene ransı” toplanması gerektiği yönünde ceğini dile getirmesine karşılık olarak ki önerisi ile ilgili haberinin anımsa da “Afrin’in maliyeti sadece halka. tılması üzerine Kerestecioğlu, “Barış, Kendilerinin başka sömürgeci planla kardeşlik, demokrasi isteyen herkesle rı var. İnsanlar ölüyor, amaçları kendi her zaman bir araya geliyor ve konuş inşaatçılarına para kazandırmak” ifa malarımızı yapıyoruz” dedi. OHAL’in delerini kullandı. l ANKARA/Cum seçimden önce kaldırılması gerekti huriyet l AKP’li Ünal’dan, CHP’ye ‘can güvenliği yok’ tepkisi ‘Türkiye’nin gündemini rehin almaya çalışıyorlar’ AKP Sözcüsü Mahir Ünal, uluslararası yatı nır güvenliği ve geçmişten bu güne Amerika’dan beklenti rımcılara seslenen Cumhur lerimiz çerçevesinde değer başkanı Tayyip Erdoğan’a lendirmeler yapıldı. Hem böl karşın “Türkiye’de can gü geye silah gönderilmesi hem venliği yok” açıklaması ya ayrılan bütçenin Trump ta pan CHP Trabzon milletvekili rafından dondurulma kara Haluk Pekşen’e tepki gösterdi. Ünal, “CHP’de her kafadan Ünal rı alınması ve dile getirdiğimiz hususların dikkate alın bir ses çıkıyor” ifadelerini kullandı. ması çerçevesinde bir görüşme ger AKP Merkez Yürütme Kuru çekleştirildi. lu (MYK) Başbakan Binali Yıldırım Yeni uyum yasaları: Uyum yasa başkanlığında toplandı. AKP Sözcü larının bir an önce TBMM’de görü sü Mahir Ünal, toplantı devam et şülüp yasalaşması gerekiyor. tiği sırada açıklama yaptı. AKP’nin CHP’nin açıklamaları: CHP’de büyük olağan kongresinin Ramazan her kafadan bir ses çıkıyor. Bu par Bayramı’nda yapılacağını bildiren tide bir genel başkan varsa ortak bir Ünal’ın açıklamalarının satırbaşla söylem olması gerekir. CHP’de er rı şöyle: ken kalkan konuşuyor. Cumhur Trump görüşmesi ve Mınbiç: başkanımıza yönelik ağza alınma Cumhurbaşkanımız Trump ile 8 yacak ifadeler kullanıyorlar. CHP, gün içinde 2 telefon görüşmesi ger Türkiye’nin gündemini rehin almaya çekleştirdi. Hem Suriye hem de sı çalışıyor. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle