Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                Pazar 15 Nisan 2018 12  suriye vuruldu EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY  Saldırı sınırlı, Ankara’nın pozisyonu etkilenmez ABD, Fransa ve Büyük Britanya’dan oluşan Batı ittifakının dün Suriye’deki hedeflere düzenlediği saldırı bu haliyle Ankara’nın Suriye’deki pozisyonunu ve “Astana Süreci” de denilen RusyaTürkiyeİran işbirliği mekanizması içindeki konumunu etkilemez. Ankara, ABD’nin kışkırtması ve Rusya’nın oluruyla başlattığı “Fırat Kalkanı” harekâtından itibaren Suriye’de ABD ve Rusya’yı birlikte idare etmeye bir bakıma mecbur kalmıştı. Batılı güçlerin dün Suriye’ye karşı giriştiği hava taarruzu, Ankara’nın iki büyük hasım arasındaki bu zoraki denge siyasetini yürütmesini imkânsızlaştıran bir neden oluşturmaz. Dünkü operasyon, rejimin askeri ve idari altyapısını çökertmeyi hedefleyen bir hava saldırıları dizisinin başlangıcı olsaydı, farklı düşünebilirdik. Böyle bir durumda bütün denklemler yıkılırdı ve büyük güçler arasında bölgesel bir savaşa doğru yol aldığımızdan bahsediyor olurduk. Ankara da Rusya ve ABD nezdindeki vaziyetini mevcut şekliyle daha fazla idare edemeyeceğini görür, yeni bir pozisyon almak zorunda kalırdı. Üç büyük Batılı gücün dün Suriye’deki muhtelif hedeflere 112 füze ateşlediği saldırı rejimi çökertme amacını taşımıyor. Diğer taraftan, “sembolik” ve “kozmetik” bir saldırı da değil... ABD’nin 2017’nin Nisan ayında, Şam rejiminin İdlib kırsalındaki Han Şeyhun’da bir kimyasal saldırı düzenlediği gerekçesiyle Suriye’deki Şayrat Hava Üssü’nü Tomahawk’larla hedef aldığı operasyon “kozmetik” nitelikteydi. Dünkü ise “cezalandırma” ve “caydırma” amaçlı gerçek bir harekât. Bu özelliğine rağmen, Suriye’deki gidişatın değişmesine neden olmayacaktır. Ama bundan daha fazlası, olaylara yeni bir yön verebilir ve o zaman işler çok karışır. Harekâtı düzenleyen Batılı güçlerin ise Rusya ve İran’la doğrudan çatışmaya girmeye istekli görünmediklerini anlıyoruz. Misal, Büyük Britanya Başbakanı Teresa May, “Amacımız rejim değişikliği değil” diye bizzat açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “hedeflerinin Suriye’nin kimyasal silah tesisleriyle sınırlı olduğunu” söyledi. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis “taarruzun bir kereye mahsus olduğunu” belirtti. Bu söylemler Rusya’dan da olumlu karşılık gördü. Ruslar, harekâttan dolayı Rus personelden zayiat olmadığını ve Batılıların gönderdiği füzelere kendi hava savunma sistemlerinin müdahale etmediğini açıkladılar. Meali şu: “Bize zarar vermediniz, biz de size dokunmadık, o halde tırmandırmaya gerek yok”. Kınamalar, lanetlemeler olacaktır tabii... Bunlar işin halkla ilişkiler boyutunda cereyan ediyor. Tıpkı Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı’nın “operasyonun yerinde bir tepki olarak görüldüğü ve memnuniyetle karşılandığını” açıklaması gibi. Ne bu açıklama ne de Türkiye’deki siyasi iktidarın benzer beyanatı, Suriye’deki RusTürk işbirliğini bozmak için yeterlidir. Bunun için başka nedenler gerekecektir. Neticede Ankara harekâtta İncirlik Hava Üssü’nün kullanılmadığını açıkladı. Ki böyle bir saldırı için İncirlik’ten daha uygun bir yer bulunamazdı. Ankara lafını etmiş ama eylemsiz kalmıştır. Bu kadarı yeterlidir.  Donald Trump, üç gündür Twitter’dan götürdüğü şovu, cuma gecesi Tomahawk gösterisiyle noktalıyor. Emmanuel Macron, yanına üç general koyup ‘kriz masasında’ ciddi ifadeyle resim çektiriyor. Pentagon, görüntüler yayımlıyor. Ruslar, âdet yerini bulsun diye mırın kırın ediyorlar. İranlılar, rol icabı sert konuşuyorlar. Böylece üçüncü dünya savaşı, kaşla göz arasında, bizler cuma gecesi uykudayken başladığıyla bitmiş oluyor... Neden “tiyatro” diyorum? Çünkü ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter şovuyla başlayan cuma geceki füze mesaisi, medyatik olmanın ötesinde çok bir anlam taşımıyor. Bazı İslamcılar ve solcular, olan biteni ‘emperyalizm’ kisvesinden yorumluyor. O laf bile ağır kaçar. Asıl mesele, çok daha ciddiyetsiz, çok daha beceriksizce uyarlanmış bir piyesten ibaret. Washington’daki tartışmaları, Kongre’deki ifadeleri, Amerikalı yetkililerin sözlerini dikkatle dinlerseniz, ABD’nin Suriye’de kalmak istemediği ortada. Yeni bir Suriye stratejisi de yok. Rejimi de devirmek ya da muhalifleri korumak gibi düşüncelerden çoktan vazgeçti. ABD’nin Suriye’deki tek isteği, sınırlı sayıda askerle bir süre daha Fırat’ın Doğu’sunda Suriye Demokratik Güçleri’ni desteklemek; bu sayede İran’ı frenlemek, IŞİD kıskacını gevşetmemek. O da “bir süre daha”... Onun ötesinde kimsenin derdi değil Suriye. Peki nedir o zaman günlerdir Trump’ın estirdiği fırtına? Ben yaşananları, içeride FBI’ın Rusya soruşturması yüzünden iyice sıkışan ABD Başkanı’nın, Suriye’ye 100 Tomahawk göndererek ‘devlet adamı’ görüntüsü verme isteği olarak yorumluyorum. Yanlış anlaşılmasın; kimyasal silah kullanımını hoş görebilecek bir insan değilim. Bu satırları takip edenler, pasifist bir kimliğim olmadığını da bilir. Ancak el insaf! Suriye iç savaşında ya  Tam bir tiyatro!  ASLI AYDINTAŞBAŞ  rım milyon insan öldü; bunlardan sadece 1900’u kimyasal silah yüzünden can verdi. Şimdi bu savaşı durdurmak yerine afaki bir çizgi çekmek, “klor kötü, bombalar ok” mesajı vermek, alkışlanabilir bir tutum mu? Ankara’nın bunu çok iyi okuması, planlarını ona göre yapması, açıklamalarında daha dikkatli olması lazım. Arap coğrafyasındaki savaşlara “Yesinler birbirini” diye bakan Trump, Suriye’yi Rusya’ya hediye etmeye çoktan razı. Bu yüzden operasyon, günler önce boşaltılan 3 askeri üsle sınırlı tutuldu ve hedefler önceden Rusya’yla paylaşıldı. Zaten o yüzden ne ABD borsası, ne de medya olan bitenle fazla ilgilenmedi. Bu yüzden Rusya’dan bir iki itiraz dışında fazla bir tepki beklenmiyor. Bir iki bağırçağır dışında Rusya’nın tepki vermesini gerektirecek bir durum yok zaten. 3 günlük bir davul zurnadan sonra ABD 100 Tomahawk’la boş askeri tesisleri bombaladı. Füzelerin bir bölümü, zaten Rus S400’leri tarafından engellendi. Üçüncü dünya savaşı falan çıkmıyor.  Trump Dağılabiliriz. Suriye krizinin acıklı yanı, tüm dünya devletlerinin ne kadar ilkesiz, ahlaksız, vizyonsuz olduğunu hepimizin gözüne sokması. Bu resimde ‘iyi adam’ yok. Hepsi kötü. Olan, Suriyeliye oluyor. Bu arada klor gazına maruz kalan Doğu Gutalılara ne oldu diye sorarsanız? Suriye rejimi, muhaliflerin ‘son kale’ olarak gördüğü Doğu Guta’da geçen hafta hâkimiyeti sağladı. Artık orada Suriye bayrağı dalgalanıyor. Gittikçe radikalleşen muhalifler, ‘İslam Ordusu’ adı altında birleşmişti. İslam Ordusu, Türkiye’nin de içinde olduğu bir anlaşmayla geçen hafta silahlarını teslim etti. 13 bin savaşçı ve aileleri, otobüslere binip kuzeye, yani bizim sınırımıza geldiler. Bir bölümü, şu meşhur elBab’a, bir bölümü sınırdaki çadır kamplarına ya da Fırat Kalkanı bölgesine yerleştiriliyor. Böylece Ruslar, Türkiye eliyle palazlanan ‘Sünni muhalefetini’ yine Türkiye’nin yardımıyla bitirmiş oluyorlar. Kan, gözyaşı ve yarım milyonluk ölümden sonra, Suriye iç savaşı son düzlüğe giriyor....  ‘Esad  sana  söylüyorumEsad  Putin  Putin sen anla!’  ABD ve Batılı müttefiklerinin sabaha karşı Suriye’ye düzenlediği saldırının görünen ve görünmeyen yönleri var. İşin görünen yüzünde, Suriye hükümetini kimyasal silah saldırısı düzenlemekle suçlayan Batılı ülkelerin son birkaç gündür “ısıttıkları” operasyonda düğmeye basması var. Nispeten sınırlı sayılabilecek ve kimilerine göre aslında “görünüşü kurtarma” amacı taşıyan operasyonda Suriye’ye ait bazı tesisler vuruldu. İşin ilk anda görünmeyen yüzünde ise, Esad’a yönelmiş görünen bu saldırının aslında, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in şahsında Rusya’ya yönelik bir “meydan okuma” ve “gözdağı” var. Bu öyle bir saldırı ki, hem Rusya’ya  mesaj gönderiyor ama hem de KONUK YAZAR zorunda kalan Rusya, özellikle  Moskova’yı karşılık vermek zo  Suriye’de 30 Eylül 2015 tarihinde  runda bırakmıyor. Eğer operas  başlattığı operasyonla yeniden  yon Suriye’deki Rus hedefleri  uluslararası bir güç olarak sahne  ne yönelseydi Putin’in misilleme  ye çıkmaya başladı. ABD ve müt  de bulunmak dışında bir seçe  tefikleri ise bu duruma “Rusya’nın  neği kalmayacaktı. Zaten, açık CENK  palazlanması” olarak bakıyor ve  laması ne kadar sert görünürse BAŞLAMIŞ Rusya’nın egemenlik alanlarını sı  görünsün Putin’in ilk tepkisinde  nırlarının ötesine taşımasını ke  ölçülü bir dil kullanması gözden kaçmı sinlikle istemiyor. Çünkü Rusya’nın güç  yor. Bu nedenle, işleri çığrından çıkara lenmesi Batı’nın çıkarlarının zarar gör  bilecek bir operasyon yerine Suriye he mesi anlamını taşıyor.  defleriyle sınırlı bir saldırı ister istemez  Bu aynı zamanda, Sovyetler Birliği’nin  Moskova’nın da işine geliyor.  dağıldığı 1992 yılının sonlarından itiba  Peki, Batı “Esad sana söylüyorum,  ren Batı’nın Rusya’nın yeniden ayakla  Putin sen anla” mesajıyla ne demek is rı üzerinde doğrulmasını engelleme tak  tiyor?  tiğinin bir parçası.  Son yıllarda giderek gözlerini kendi  Verilen mesaj açık: Sınırlarına dön ve  sınırları dışına çeviren ya da çevirmek oradan dışarı başını sakın uzatma!..  Trump’ın  kuyruğundaki  Macron  Fransa’nın, ABD ve Birleşik Krallık’la birlik  te, Suriye’de bazı he  defleri bombalaması siyasal alanda il  ahmet insel  ginç bir yarılma yarat  tı. Dışişleri Bakanı Le Drian’ın hede  fe ulaşıldığını, Suriye’nin kimyasal si  lah kapasitesinin önemli bir kısmının  imha edildiğini iddia etmesinin ardın  dan, Fransa’nın bu müdahaleye ka  tılmasına karşı hem sağdan hem sol  dan eleştiriler gelmekte gecikmedi.  Le Drian, Beşşar Esad ve mütte  fiklerinin bu müdahaleyi dikkate al  malarını tavsiye edip kırmızı çizgi  yeniden aşılırsa yeniden müdahale  edileceğini belirtirken, ana muhalefet  konumundaki sağcı Cumhuriyetçiler  partisinin Senato grup başkanı, “Sa  vaşa savaş katmak hiçbir zaman ba  rışı getirmemiştir” diyordu. Bu müda  halenin terörizmi besleme riski taşı  dığını, Batı’nın Arap dünyasına düş  man olduğu fikrini besleyeceğini ila  ve etti.  Sol popülist Baş Eğmeyen Fransa  hareketinin lideri Melenchon’un, aşı  rı sağın lideri Le Pen’in ve Cumhu  riyetçilerin ortak görüşü, Fransa’nın  B.M. yetkisi olmadan askeri müda  halede bulunmasının büyük bir hata  olduğuydu. Melenchon, “BM yetki  si yok, delil yok, AB  kararı yok ve Fran  sız parlamentosu  nun kararı yok. Bu  ABD’nin öç alma  macerasıdır” der  ken Le Pen, “Irak ve  Libya’da yapılan ha  taların tekrarlandı  ğını, Fransa’nın ba  ğımsız güç olma fır  satını kaçırdığını” be  lirtti. Muhalefet cep  hesinde dün Blair’in  Bush’un kuyruğu  na takıldığı gibi, bu  Macron  gün Macron’un  Trump’ın peşinden gittiği sık dile ge  tiriliyor.  Bazı gözlemciler, hükümetin ilk  kez ne BM yetkisi ve kararı ne de il  gili devletin daveti olmadan böyle bir  askeri harekâta dahil olmasını, de  miryolu ve havayolu çalışanları, öğ  renciler ve başka birkaç alanda top  lumsal hareketlerin ve direnişlerin  canlanması karşısında, bir sis bulutu  oluşturmak olarak yorumluyor.  Ne var ki Fransa’nın uçaklardan  ve savaş gemisinden Humus’taki  bir tesise 12 füze yolladığı bildirilen  bu harekâtı yalnız Macron’un partisi  desteklemiyor. Macron’un selefi Hol  lande müdahalenin haklı gerekçele  ri olduğunu ama bunun Moskova ve  Tahran üzerinde siyasal ve diploma  tik baskıyla sürdürülmesi gerektiği  ni belirtirken Sosyalist Partisi’nin ye  ni lideri Faure, “Bir tepki gösterilme  si lazımdı, ulusların sessizliğinin ceza  sız suç işleme içtihadı oluşmasına yol  açtığını” söyledi. Macron’un mütte  fiki merkez sağ partinin sözcüsü de  Fransa’nın “bu barbarlığa karşı kör  ve dilsiz kalamayacağını, müdahale  nin gerekli olduğunu ve Suriye halkı  nın kurtuluşuna yarayacağını” iddia  etmekten geri kalmadı.  Anayasaya göre hükümet, yurtdı  şı askeri operasyonla ilgili parlamen  toya en geç üç gün içinde bilgi ver  mek zorunda. Pazartesi veya salı gü  nü parlamentoda bu konuda, oyla  ma olmadan, bir görüşme yapılacak.  Karşılıklı tavırlar daha etraflı dile ge  tirilecek. İlk kamuoyu yoklamalarının  sonuçları gelmeye başlayacak. Bu  gün Macron’un, daha önce planlan  mış, canlı yayımlanacak bir söyleşisi  var. Belki bu söyleşide, “Ancak yurt  dışı bir askeri operasyon düzenleye  rek gerçekten başkan olunur” sözüne  uyarak mı Suriye’ye füze yollamaya  yeşil ışık yaktığı aydınlığa kavuşacak.   Suriye’nin eli daha da güçlenebilir  Suriye’ye karşı Rusya ile çatışmaktan kaçınan, he  KONUK YAZAR duyarlı kesimleri devlete kenetliyor. ABD’nin desteklediği Suri  defleri sınırlı ve tek atışlık bir  ye Demokratik Güçleri bile sal  saldırı, kendilerini bağlayacak  dırı planına mesafe koydu. Sal  şekilde kırmızı çizgiler ilan etmiş  dırının uluslararası alanda ‘insa  ABD, Fransa ve Britanya’nın kü  ni müdahale’ diye meşrulaştı  resel itibarını kurtarabilir. Ancak saldırının sahadaki gidişatı değiştirdiği söylenemez.  FEHİM TAŞTEKİN  rılan eylemlerin daha fazla sorgulanmasına yol açması da yine Şam’ın kazancı sayılabilir.  Operasyon hazırlığı ya da pa  ABD Rusya ve İran’ı da hede  zarlığı yapılırken müdahaleden en faz fe koyarak beklentileri bir hayli yükselt  la medet uman İslam Ordusu, başkent mişti. Heyecana kapılan Suudi Arabis  Şam’ın kâbusu haline gelmiş Doğu Gu tan, Körfez’deki ortaklarıyla operasyo  ta’daki son kale Duma’yı terk ediyordu. na katılmanın yollarını aramaya başla  Yani saldırının yaratacağı şokla muha mıştı. Köpürtülmüş beklentiler dikka  liflerin toparlanıp cephe büyütmesi gi te alındığında dağ fare doğurdu. So  bi bir hesabın tutma şansı zaten yoktu. run ettikleri birincil şey İran nüfuzu ve  Üstelik Doğu Guta’nın teslim alınması Hizbullah. Ne var ki İran’ın bölgede  nın ardından Suriye ordusu, Amerika ki varlığı öylesine Tomahawklarla or  lılar ve Suudilerin yakından ilgilendiği tadan kaldırılabilecek bir varlık değil.  güney cephesine yöneldi. Saldırı cay Hizbullah’ın da çok etkilendiği söylene  dırıcı olamadığı gibi rejimin pozisyonu mez. Sadece Batı ve Körfez koalisyo  nu güçlendirdi. İlk vuruşu İsrail’in yap nu, saldırıyı hatırlatıp Rusya’dan İran’ı  tığı, eski sömürgeci iki gücün katıldığı, geriletecek bir baskı mekanizması kur  Şam’ın yeminli düşmanı ABD’nin ba masını bekleyebilirler. Bu da bir züğürt  şını çektiği bir saldırı dış müdahaleye tesellisi olmanın ötesine geçemeyebilir.  Suriye’ye harekâtın başlamasından birkaç saat ön  May kısa yolu seçti peşine takılmakla suçluyordu. Bombalar barış getirmez, diyordu. Diğer  ce, İngiltere’de yayın yapan Rupert  muhalefet partilerinden de benzer  Murdoch’un sahibi olduğu Sky News  dışı bırakmak istiyordu. Ama Irak sava  sesler yükseliyordu. Parlamentonun  kanalı emekli bir tümgeneralle can  şından dili yanan İngiltere’de hüküme onayı alınmalıydı, diye düşünüyorlardı.  lı bağlantı yapıyordu. Spikerin sorusu tin, hele ki bir azınlık hükümetinin, ikna  Ama Başbakan May, “Bu rejim deği  harekâtın parlamento onayı olmaksızın edici bir argüman ortaya koya  şikliğiyle ilgili değil, bu bir mü  yapılmasının zor görünüp görünmedi rak, harekâta parlamento des  dahale değil” diyerek operas  KONUK YAZAR ği üzerineydi. Tümgene teği alması kolay görünmüyor  yonun sınırlı olduğunun altı  ral soruya soruyla karşı du. 2013’te David Cameron’ın  nı ısrarla çizmeye çalışıyor  lık verdi: “Eksik olan tar başına gelen, şimdi Theresa  du. Sadece dört uçakla saldı  tışma şu gibi görünüyor: May’in başına gelebilir, parla  rıya dahil olmak siyasi açıdan  Suriye’nin Guta’da kim mento harekâta onay vermeye  kendisi için daha az risk ta  yasal saldırı düzenleme bilirdi. May de kısa yolu tercih  şıyor olabilirdi. Pazartesi gü  SELİN GİRİT  sine ne gibi bir motivasyon yol açmış olabilir ki? Amerikan ordusu bile  ediyordu. Parlamentoya sormamayı. Harekâta dahil olma kararı sadece kabine tarafın  nü parlamento zaten bu konuda toplanacak ve etraflıca bir tartışma yapılacaktı. Gö  söylüyor, Suriye bu sa dan alınıyordu.  Theresa May rev de zaten o zamana kadar  vaşı zaten kazanıyor.” Her nedense spi Peki ama bu yasal bir adım  tamamlanmış olacaktı. He  ker apar topar tümgeneralin lafını kesi mıydı? İngiltere’nin tanınmış gazete  sap anlaşılan buydu. İngiltere’de şim  yor ve yayına hemen son veriliyordu.  cilerinden biri Cumartesi sabahı şöy  di May’in hesaplarının tutup tutmayaca  İngiltere kamuoyu buna hazır değil le bir tweet atıyordu: “BBC, May’in par ğı, Rusya’nın ne gibi bir yanıt vereceği,  di, ama hükümet kararını vermiş görü lamentonun onayını almamak için ha bu işin burada mı kalacağı, yoksa kont  nüyordu. Londra, kimyasal silah kulla rekatı aceleye getirdiğini söylüyor. Alın rolden mi çıkacağı tartışılıyor. Şimdilik  nımına karşı kurulan uluslararası koalis size demokrasi!” Muhalefetteki İşçi  durum sakinleşmiş görünse de bazı ga  yonun parçası olacaktı. Zira Fransa’nın Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn, parla zeteler sormaya başladılar bile: May’in  ABD’nin tek müttefiki gibi görünmesini mento onayı olmaksızın Suriye’ye saldı onay verdiği ilk askeri harekât, acaba  engellemek, ABD’nin en yakın dostu sı rılmasının hukuki açıdan sorgulanabilir kendisinin siyasi kariyerine Süveyş Krizi  fatının Paris’e kaptırılması ihtimalini saf olduğunu savunuyordu. May’i Trump’ın benzeri bir kara leke sürebilir mi?  C MY B   
            
    
