26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 5 Mart 2018 haber 9EDİTÖR: SERKAN OZAN OHAL’de kadın olmak da yasakAM1N8ÜKGDAAÖRHZAAA’DLLAETI: Polislerin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için eylem düzenlemek isteyen kadınları darp ederek, saçlarından çekerek ve yerlerde sürükleyerek gözaltına alması dikkat çekti. Başkent’te 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için “Dayanışmayla güçleniyoruz, hayatı örgütlüyoruz” sloganıyla Çankaya Belediyesi önünde her sene olduğu gibi miting düzenlemek isteyen kadınlar polisin gazlı müdahalesine uğradı. Ankara Valiliği’nin OHAL’i bahane ederek aldığı yasak kararlarıyla her türlü eyleme müdahale eden polis ekipleri Ziya Gökalp Caddesi giri şinde toplanan kadınların eylemine de izin vermedi. Gazlı müdahalede 18 kadın gözaltına alındı. Yoğun yağmur altında düzenlenmek istenen eyleme karşı polis ekiplerinin kadınları darp ederek, saçlarından çekerek ve yerlerde sürükleyerek gözaltına alması dikkat çekti. Gözaltına alınanları 2 farklı araca bindiren polis ekipleri, cadde üzerindeki kadınlara yönelik de “Burayı hemen terk edin, burada dolaşmayın” ifadeleri kullandı. Polis ekiplerinin eylem alanına Yüksel Caddesi ve farklı yollardan gitmeye çalışan kadınlara müdahalesi de aralıklarla devam etti. Kadınlara yönelik polisin darp uygulamalarının gözaltı süresince de devam ettiği öğrenildi. Müdahalenin ardından Eğitim Sen 2 Nolu Şube’de buluşan Ankara Kadın Platformu, “Bizler susamayız; çünkü karşımız da tecavüzcüleri aklamak için yasa çıkarmaya çalışan, ‘9 yaşında çocuk evlenebilir’ diyen, çocuk yaşta doğum yapanları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere, katillere iyi hal indirimleri uygulayan çürümüş erkek egemen bir sistem var. Hadım cezası, zina tartışması şeri hukuk demektir, yargının ancak dini referans alarak adil olacağı fikrinin topluma dayatılmasıdır, bunu asla kabul etmiyoruz” açıklamasını yaptı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde dün yapıl ması planlanan 8 Mart etkinliği OHAL bahanesiyle yasaklandı. Basın açıklaması yapmak isteyen Çorlu Kadın Platformu’ndan 8 kişi polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Açıklamada, “Kadınların etkinliğinin yasaklanması, çığlıkların bastırılması anlamına gelmektedir” denildi. l Haber Merkezi KBbaaudklııunrşlktaöury’de KURTULUŞ ARI ‘Ağlayan annelerYürüyüş kortejinde “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa” sloganları atıldı. ülkesi yaptınız’ İstanbul 8 Mart Kadınlar Platformu öncülüğünde kadın mitingi “Sava şa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe kar şı emeğimiz, kimliğimiz ve öz gürlüğümüz için direniyoruz” slo ganlarıyla Ba kırköy Özgürlük Meydanı’nda ger ZEHRA ÖZDİLEK çekleşti. Mitingte konuşan HDP Eş Genel Başka nı Pervin Buldan hükümeti eleş tirerek, “Bizler kapımıza gelen her cenazeden, her tabuttan ra hatsızız. Siz bu ülkeyi ağlayan anneler ülkesi yaptınız” dedi. Yağmur ve soğuk havaya rağ men Dikilitaş Caddesi üzerin de bir araya gelen binlerce kadın Bakırköy Özgürlük Meydanı’na yürüdü. Üç güvenlik noktasında aranarak meydana alınan kadın ların pankartları tek tek kontrol edildi. Kürsüye ilk olarak KESK adına ihraç edilen eğitim emekçi si Sema Uçar çıktı. Uçar, KESK’li kadınların aylardır sokaklarda ki mücadelelerine devam ettikle rini hatılatarak; “İşimizi geri isti yoruz diye haykırırken barış, ya şam, özgürlük taleplerimizi de di le getirdik” dedi. Uçar’ın ardın dan konuşan Esenyalı Kadın Da yanışma Derneği’nden Adile Do ğan ise “Sözümüzü birlikte söyle mek için her alanda kadın erkek eşitliğinin olduğu politikalar is tiyoruz. Bölgede barış ülkede hu zur ve güven istiyoruz. Tecavüz leri aklayan yasalar istemiyoruz. Ne hadım ne idam, gerçek yasa lar çıkarın” ifadelerini kullandı. Yağmur ve soğuk havaya rağmen Dikilitaş Caddesi üzerinde bir araya gelen binlerce kadın Bakırköy Özgürlük Meydanı’na yürüdü. Ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bir konuşma yaptı. Hükümeti eleştiren Buldan, “Sizler Afrin’e girerken, Afrin’i temizlemeye giderken ‘Türkiye’yi korumak adına gittik’ diyorsunuz. Ancak siz bu ülkede bir tane çocuğu bile koruyamayacak durumdasınız. Bizler kapımıza gelen her cenazeden, her tabuttan rahatsızız. Siz bu ülkeyi ağlayan anneler ülkesi yaptınız” dedi. Kadın ittifakı Buldan bugünlerde herkesin bir ittifak yapma peşinde olduğunu dile getirerek, “Bizim de ittifakımız var. Ancak bizim ittifakımız bir seçim ittifakı değil, seçimden sonra da devam edecek olan bir ittifak gerçekleştiriyoruz. Bu ittifakın adı ‘kadın ittifakı, Türkiyeli kadınlarla yapılan ittifaktır’. Bu ittifakın adı, ‘Türk’ü, Kürt’ü, Ermenisi, Süryanisi, Lazı, Çerkezi ister asker ol sun, ister sivil olsun yaşamını yitiren tüm annelerin ittifakıdır. Barış ittifakıdır, kadın ittifakıdır, özgürlük ittifakıdır. Bu ittifakın adı kalıcı bir ittifaktır. Şimdiden herkese hayırlı olsun diyoruz” şeklinde konuştu. 8 Mart Kadın Platformu’nun yaptığı ortak açıklama ise Kürtçe ve Türkçe okundu. Yapılan ortak açıklamada şunlara yer verildi: “Erkek egemen sistemin kadın düşmanı politikaları hayatın her alanında kendisini gösteriyor. Kasıp kavuran işsizlikle birlikte kadını eve kapatmaya ant içmiş anlayış karşısında şayet kadınlar iş sahibiyse; işyerlerinde de güvende değiller. Bir yanımız iş cinayetlerine, mobbinge diğer yanımız işyeri tacizlerine, tecavüzlerine karşı hep tetikte. Kadın emeğinin yok sayılmaya çalışıldığı, ucuz işgücü ile daha fazla kar elde etmenin aracı olarak görüldüğü bu sistemde emeğimizin ve çalışma hayatımızın erkekler tarafından kuşatılması ve yok sayılmasına karşı daha fazla direneceğiz.” Cezaevinden mesaj Konuşmacıların ardından tutuklu kadın mahpuslar adına Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel’in gönderdiği ortak mektup okundu. “Bizler de bütün heyecanımızla yanınızda, omuz başlarındayız” denilen mektupta, “Kadınların 8 Mart iradesinin, savaş, OHAL, faşizm kuşatmasına karşı daha büyük ve kitlesel direnmeye yol açacağına yürekten inanıyoruz. Kadına dönük katliam ve kırımı, çocuklara cinsel istismar vahşetini, bölgeyi saran savaş, ölüm histerisini durduracak başat güç şüphesiz ki kadınlardır. 8 Mart alanlarında kadınların birliği ve özgürlük, adalet, eşitlik ittifakı asıl gücümüz ve geleceğimizdir” dendi. KARNINDAKİ BEBEĞİYLE HAPİS YATAN KARYEMEZ: Bir anne nasıl savaş isteyebilir? SEYHAN AVŞAR Emek Partisi Küçükçekmece İlçe Yöneticisi Neslihan Karyemez, İkitelli’de Afrin operasyonuna dair barış çağrısı yapan bildiriyi dağıttığı için yaklaşık bir ayı karnındaki bebeğiyle Bakırköy Cezaevi’nde geçirdi. İlk duruşmada tahliye edilen Karyemez, barış mücadelesinde kararlı. “Bir anne nasıl savaş isteyebilir” diye soran Karyemez, bir anne adayının eleştiri yapmasının, barış istemesinin toplumda saygınlığı ve inandırıcılığı olduğu için hükümetin endişelendiğini söylüyor. “Siyasi iktidar, söylediğine karşı kimsenin bir şey söylemesini ya da eleştiri yapmasını istemiyor. Bir bakanın, milletvekilinin oğlu savaşa gitmiyor. Savaşa gönderilen çocuklar hep yoksul, emekçi çocuklar” diyor. n Tutuklanabileceğiniz aklınıza gelir miydi? Hayır. Hiç düşünemezdim. Barış istemek suç olarak görülmemeli ama ülkemiz öyle bir yere geldi ki her şey normalleştiriliyor. Psikolojik işkence n Gözaltına alınırken herhangi bir işkenceye maruz kaldınız mı? Fiziksel olarak işkenceye maruz kalmadım ama çocuğumu cezaevinde doğurabilme ihtimali bile ciddi bir psikolojik işkence. Tutuklama kararını duyunca çok şaşkın ve üzgün hissettim kendimi. Hamileyim ve bir problem yaşadığımda hastaneye gidemeyecek olmam ve bebeğimin sağlığı yerinde mi kaygısı... Doğumu orada yapınca çocuğunuz ya sizinle kalacak babasız, ya da dışarıda sizsiz yaşayacak. Bu çok incitici bir duygu. n Cezaevinde ilk günlerde ilaçlarınızı alamadınız. Cezaevi hamile bir kadın için nasıl bir ortam? Çok uygun bir ortam değil. Belli kuralları var. Bu da birçok şeyinizi engelliyor. Kadın doğum uzmanı haftada bir gün geliyor. Rahatsızlandığınızda hemen hastaneye gidemiyorsunuz. Aile hekimliği var. Ama bir doktor var. 1300 civarı ka dın tutuklu var. Bir doktor yetmiyor. Doktor sadece mesai saatleri içerisinde var. Hafta sonu yok. Haftalarca revire gidemeyen arkadaşlarımız vardı. Koğuşta bir arkadaşımız gece rahatsızlandı. Bir saat hastaneye götürülmesi için gardiyanlara dil döktük. Ameliyat oldu ve günlerce hastanede kaldı. Ben çıktığımda hâlâ hastanedeydi. Tutuklanmam hafta sonuna denk geldiği için cezaevinin revirinde doktor yoktu. Dışarıdan da ilaç almadıkları için dört gün ilaçlarımı alamadım. Bunlar ciddi sorunlar. Soğuk ve kirli n Cezaevinde ilk gününüz nasıl geçti? İlk defa cezaevine girdim. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Kaygı duyuyordum. Altı yatağın olduğu bir odaya koyuldum. Sadece bir tane pencere vardı. Yalnızdım. Konuşacağım kimse yoktu. Okuyacağım bir kitap dahi vermediler. Soğuk ve kirli bir ortamdı. Üşüdüm. Montumun rengi uygun olmadığı için içeri alınmadı. Kıyafetlerimi ailem getirdi ama hafta sonu olduğu için cezaevine alınmadı. Hastalandım. Sıcak bir çay bile alamadım. n Cezaevlerinde annesiyle kalmak zorunda olan çok sayıda çocuk var. Neler söylemek istersiniz? Cezaevi çocuklar için hiç uygun bir ortam değil. Oyuncak yok, park yok. Kapalı bir ortam. Kreşe giden çocuklar var ama kreşe giden çocuklar ciddi pskolojik travmalar yaşıyor. Her gün kreşe gitmek için annesinin yanından ayrılıp hiç tanımadıkları birileri ile xray cihazından, askerlerin olduğu bir ortamdan geçerek kreşe varabiliyorlar. Aynı yöntemlerle geri getiriliyorlar. Kreşten gelmek istemeyen çocuklar oluyor. Ama gelmek zorundalar... Demir kapılar üzerlerine kapanıyor. Adli tutuklu kadınlarla kalan çocukların durumu daha zor. Sürekli şiddetin ve küfürün olduğu bir ortamda büyüyorlar. Annelerinin yemeklerinden yemek ve onunla aynı yatakta uyumak zorundalar. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle