19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 5 Mart 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Yolsuzluğa garanti!’ haber 5 CHP’li Aykut Erdoğdu, hükümetin KÖİ projelerine ilişkin olarak ‘2018’de ödenecek garantiler neredeyse Sanayi Bakanlığı’nın bütçesi kadar’ dedi CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcı bedelleri” ile yolsuzluklar için finans başlayan 4 şehir hastanesine ilave hastaneleri konusunun tam bir gizli man modeli haline dönüştürüldüğü ten 2018 yılında Ankara Bilkent, Ela lik perdesi altında olduğunu bildirdi. nü belirtti. zığ, Eskişehir, Manisa ve Kayseri şe Erdoğdu, “Taraflardan birisi kamu ol sı Aykut Erdoğdu, kamu Erdoğdu, yaptığı yazılı açıklama hir hastanelerinin de hizmete gire masına rağmen özellikle de kamunun oyunda “garantili proje da, KÖİ projelerine tepki gösterdi. ceği açıklanmıştı. Dolayısı ile bu yıl yükümlülükleri kısmı hükümet tara ler” olarak bilinen Ka 2018 yılı için bütçeye KÖİ yatırım sağlık projeleri için öngörülen 2 mil fından ısrarla gizleniyor. Hükümetin mu Özel İşbirliği ları için 6 milyar 200 milyon lira ga yar 600 milyon TL’lik garanti öde bir yandan mali disiplini sağlayacağı (KÖİ) projeleri ranti ödemesi konulduğunu anım mesinin toplamda 9 şehir hastanesi nı söylerken, bir yandan da denetim nin, AKP tara satan Erdoğdu, bu tutarın Bilim Sa ile ilgili olduğu anlaşılmakla birlikte sizliğe yol açan bu modeli uygulama fından “abar nayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi ödemelerin hastane bazında dağılımı sı tutarsızlıktır” diye konuştu. Erdoğ tılı ga nin üzerinde olduğuna dikkat çek bilinmiyor” görüşüne yer verdi. du, Maliye Bakanlığı’nın KÖİ projele ranti ti. Bütçeden ayrılan kaynağın 3 mil Ulaştırma projelerinde geçiş ücret rinin garantilerini sözleşme imzalan yar 6 milyon liralık kısmının ulaştır leri ve araç trafik sayıları belirli ara dığında değil, tesis hizmete girdikten ma, 2 milyar 6 milyon liralık kısmı lıklarla açıklandığından gerçekleşen sonra kaydettiğini, elinde en güncel nın sağlık projelerine ayrılacağına garanti ödemelerini zaman zaman ba veriler olmasına rağmen kamuoyunu Aykut Erdoğdu işaret eden Erdoğdu, “Adana, Mersin, Isparta ve Yozgat’ta faaliyete sına yansıyan haberlerden öğrenebil bilgilendirmekten kaçındığını söylediklerini ifade eden Erdoğdu, şehir di. l ANKARA / Cumhuriyet Siyaseti kilitleyen ‘kaybetme’ korkusu n Türkiye siyasetinde “yüzeyde” büyük hareketlilik varmış gibi görünmesine rağmen, yıllardır her şey neden aynı? New York Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Afife Yasemin Yılmaz’ın 2010 2017 arasındaki KONDA verileri üzerinden yaptığı “Türkiye’de Donan Siyasetin Şifreleri” başlıklı bir çalışma var. Geçen yaz yayımlanan araştırma, “karar ağacı” yöntemiyle seçmenin oy davranışıyla kimlik özellikleri arasındaki ilişkiye bakıyor. Türkiye siyasetinin şu an rekabetsiz bir denge ortamında donup kaldığı belirtilen çalışmanın sonucunda da, “siyaset kimlikler ve kutuplaşmalar üzerinden devam ettikçe, önümüzdeki seçimlerde oy dağılımlarında ciddi bir değişim beklemek yersizdir” deniyor. Bir ülke düşünün; on iki yılda (2007 2019) beş tane genel seçim, üç tane yerel seçim, ikisi halkoyu ile üç Cumhurbaşkanlığı seçimi, üç referandum geçirecek, her sefer önemli oy hareketleri olacak ama temel “denge” hiç değişmeyecek. 12 yılda 13 kere sandık kurulacak, “değişim” anlamına gelecek bir siyasi sonuç çıkmayacak. Üstelik bu yıllar, başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda göstergelerin negatife döndüğü, çeşitli yönetememe krizleri yaşandığı bir dönem olacak. Sadece bu tablo bile, ancak “kolektif” bir çabayla başarılabilecek anormalliği gösteriyor. n Siyaseti kilitleyen, seçmen iradesini donduran kutuplaşma kimin eseri? “Kutuplaştırma siyasetini” geliştirenin AKP iktidarı olduğu açık. Fakat, bu siyasete zemin oluşturan “kamplaşma”yı sadece AKP inşa etmedi, yıllardır sürülen gübrelenen bereketli arazinin mahsulünü topladı. Yüz küsur yıl öncesinde kırılan etniktoplumsalkültürel fay hatlarını “Allahın ve memleketin lütfu” imkânlarla zenginleştirdi. Sadece son on yıl da “katkı verenlere” bakınca: Tweet atar gibi muhtıra yazan Genelkurmay Başkanı’nın destekleyen aymazlığa, her itirazın arkasında “darbeci” sureti gören takıntıya, Gezi’ye “ilk üç gün”, Kürtlerin barış umuduna üç yıl tahammül edebilen ikiyüzlülüğe haksızlık yapmamak gerek. “Kutuplaşma zemini” bu ülkenin tarihsel, toplumsal arka planından beslenen ve herkesin tuzu olan bir durum, sonuç veya realite olarak tanımlanabilir belki. “Kutuplaştırma” ise, bu zeminin hassasiyetlerini, zaaflarını ötekileştirme, hatta düşmanlaştırma pahasına sivrilterek, kaşıyarak, kışkırtarak siyasallaştırmanın, siyaset alanını başka bir şeye hayat hakkı vermeyecek biçimde zehirlemenin adı. Durumun değişmemesi aynı kalması, meselelerin çözülmemesi dondurulması, herkesin kendi sesinden başkasını duymaması için kullanışlı bir strateji. n Siyasetin kilitlenmesinde siyasi liderlerin ve partilerin katkısı nedir? Durumunuzu korumaktan başka bir şey aklınıza gelmiyorsa, sadece kaybedebileceklerinize odaklanmışsanız, kuracakanlatacak bir hayaliniz kalmamışsa yerinizde saymanız, sonra da yavaş yavaş tükenmeniz mukadderdir. İş insanı, esnaf, çalışan herkes için durum aynı. Beklenti olmadan yatırım programı olamayacağı gibi, “atılım” programı da olmaz. Türkiye siyasetindeki neredeyse bütün siyasi aktörlerin temel refleksi, mevcut olanı ve durumlarını korumak.. Sadece “kaybedeceklerine” göre siyaset yapıyorlar: İktidarı kaybetmemek, oy kaybetmemek, pozisyon kaybetmemek. Türkiye’de siyasi tabloyu değiştiren ciddi oy hareketleri ise, hep beklentilerle ilgili oldu. Beklentilerin doğru, gerçekçi veya “hayırlı” olup olmamasının da bir önemi yok; ama iktidarlar ancak canlandırılmış beklentilerle değişiyor. 16 yıldır iktidarda olan AKP de, böyle bir hikâye anlatarak, Batı’yla bütünleşme ve çözüm süreci gibi bugün yaşananların tam tersini söyleyerek iktidara gelmişti. Şimdi o zaman “yendiği” rakipleriyle, ayrıştığı öncülleriyle aynı şeyleri (hatta daha gerisini) yapıyor. Fakat, iktidar kaybedeceklerine göre siyaset yaparken, muhalefet de yeni beklentilerle değil, başka “endişelerle” karşılık veriyor. n Siyasetin en belirleyici aktörü kamuoyu ve seçmenin kilitlenmede hiç mi rolü yok? Yukarıda atıf yapılan araştırmada, seçmenlerin ciddi bir kısmının çeşitli kimlik özellikleri nedeniyle oy verme davranışlarının da “donmuş” olduğuna işaret ediliyor. Yani durumla değil kimlikleriyle daha ilgili olan seçmen, sadece seçeneksizlikten değil, düpedüz bir tercih olarak aynı tavrı tekrar edip duruyor. Aslında, bu açıdan siyasetçilerle fazlasıyla benzer hatta onları “aynı kalma” konusunda teşvik ediyorlar. Çünkü, onlar da “kaybedebileceklerine” dikkat kesilmiş durumdalar. Olası kaybı düşünmekten kaybetmekte olduklarının farkına bile varamıyorlar. Bir dönem, Şerif Mardin tarafından popülerleştirilmiş olan merkez çevre çatışması çok sık başvurulan bir açıklama metoduydu. Siyaset, kenarda kalmışların, ekonomikkültürel iktidara ve nimetlerine dahil edil meyenlerin; bu imkânları kıskançca kullanan ve koruyan elitlerle mücadelesiyle açıklanıyordu. AKP iktidarı da bu tanımın üzerine yerleştiriliyordu. Çeyrek yüzyıla yaklaşmış “merkeze hücum” ve 16 yıllık iktidar sonrası yeni “çevre” kim, “merkez” nerede? Galiba “merkez” de “çevre” de aynı ama “merkez”, uygun aktörlerle ve “kimlik” illüzyonu ile çevreyi daha rahat “idare etmenin” yolunu buldu. n Siyasette kilitlenme sadece Türkiye’nin özgün koşullarından mı besleniyor? Parlamenterizmin beşiği Avrupa’dan taze demokrasilere, Asya’dan Amerika’ya kadar bir çok ülkede, çözüm üretmekte zorlanan siyaset, güven kaybeden demokrasi ve envai çeşit kriz için çareler tartışılıyor ve otoriter eğilimler, kutuplaştırıcı sağ popülizm altın çağını yaşıyor. Bu açılardan Türkiye dönemin rengiyle fazlasıyla uyumlu. Türkiye’yi farklı yapan, hâlâ bu kilitlenmenin bir sorun olarak değil, “istikrar” olarak ele alınması; “yalan” bir hareketliliğin siyaset olarak kabul ettirilebilmesi; seçmenin reaksiyon vermemesi sayesinde krizlerin dondurulabilmesi. Sadece iktidar ve iktidarı dastekleyen seçmenin değil, muhalefetteki aktörlerin de “kayıp korkusu” ile hareketsiz kaldıkları bir tablodan “farklı” bir sonuç çıkması pek mümkün değil. Zaten böy le bir atmosfer, değil böyle bir sonucu, bu ihtimali bile canlandırmaya yetmez. Ancak aktörlerin hepsinin değil, birkaçının bile radikal sayılamayacak bir “fark” yaratmaya cesaret etmesi, yerinden oynatılamaz gibi görünen dengeyi dağıtabilir. Kendisi, ülkesi, halkı ve demokrasisi için biraz daha fazlasını istemek, kaybetmeye korktuğu şeyin o kadar büyük olmadığını idrak etmek, ciddi “değişim” yaratabilir. T.C. ORTACA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/459 Davacı: T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) İlİlçe Mah. Parsel: Muğla / Dalaman / Gürleyk Mahallesi /Alaşar /581 Taşınmazın cinsi: Tarla Taşınmazın toplam ölçüsü (m2): 4.920,00 Kamulaştırma amacı: Enerji Nakil Hattı Kamulaştırılacak alanın yüz ölçümü (m2): Mülkiyet: İrtifak: 1.627,27 Malikler: Yakup Karahan, Ali oğlu (hisse oranı 1/8) MUĞLA İLİ DALAMAN ilçesinde bulunan ve aşağıda köy, parsel, malik, malik’in baba adı, hisse oranı, cins, yüzölçümü ve kamulaştırılacak kısmının yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU’nun 13.03.2013 tarihli, 4313/30 sayılı kurul kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile mülkiyet ve irtifak hakkının elektrik dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi talep edilmiş olmakla; mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ortaca Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacak olup, davalılar, mirasçılar ve diğer hak ve takyidat sahiplerinin konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, hak sahiplerine çıkarılan meşruhatlı davetiyenin tebliğinden itibaren veya kendilerine tebligat yapılmayanlara tebligat yerine geçmek üzere yapılan ilandan itibaren otuz (30) gün içinde kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda iptal ve adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen Kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazdan kamulaştırılan mülkiyet ve irtifak hakkının kamulaştırmayı yapan idare adına tesciline karar verileceği taşınmazlar üzerinde bulunan takyidatların ve hakların kamulaştırma bedeline yansıtılacağı 2942 sayılı yasanın 10. Maddesinin 4. Bendi uyarınca ilan olunur Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 763457) T.C. ORTACA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/489 Davacı: T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) İlİlçe Mah. Parsel: Muğla / Dalaman / Çöğmen Mahallesi /Aygırdibi /178 Taşınmazın cinsi: Tarla Taşınmazın toplam ölçüsü (m2): 8.760,00 Kamulaştırma amacı: Enerji Nakil Hattı Kamulaştırılacak alanın yüz ölçümü (m2): Mülkiyet: İrtifak: 243,64 Malikler: Ahmet Demir (ölü mirasçıları) Osman oğlu (hisse oranı tam) MUĞLA İLİ DALAMAN ilçesinde bulunan ve aşağıda köy, parsel, malik, malik’in baba adı, hisse oranı, cins, yüzölçümü ve kamulaştırılacak kısmının yüzölçümü bilgileri verilen taşınmazların ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU’nun 13.03.2013 tarihli, 4313/30 sayılı kurul kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazların kamulaştırma bedelinin 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi gereğince tespiti, davalılar adına bankaya yatırılması ile mülkiyet ve irtifak hakkının elektrik dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuda tesciline karar verilmesi talep edilmiş olmakla; mahkememizce belirlenecek kamulaştırma bedeli Ortaca Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacak olup, davalılar, mirasçılar ve diğer hak ve takyidat sahiplerinin konuya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi, hak sahiplerine çıkarılan meşruhatlı davetiyenin tebliğinden itibaren veya kendilerine tebligat yapılmayanlara tebligat yerine geçmek üzere yapılan ilandan itibaren otuz (30) gün içinde kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda iptal ve adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri taktirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen Kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazdan kamulaştırılan mülkiyet ve irtifak hakkının kamulaştırmayı yapan idare adına tesciline karar verileceği taşınmazlar üzerinde bulunan takyidatların ve hakların kamulaştırma bedeline yansıtılacağı 2942 sayılı yasanın 10. Maddesinin 4. Bendi uyarınca ilan olunur Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 763482) Kemal Kılıçdaroğlu 81 ile ‘söylem birliği’ talimatı İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 81 il başkanıyla bir araya gelerek, il başkanlarının taslak tüzüğe ilişkin öneri ve eleştirilerini aldı. 2019’a giden süreçte “söylem birliği”nin önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu’nun, grup ve basında çıkan konuşmalarını üyelere dinletmelerini istediği öğrenildi. CHP lideri il başkanlarına; kanaat önderleriyle, sendikalarla, okul aile birlikleri ve sivil toplum örgütleriyle iletişim kurmaları talimatı vererek Kılıçdaroğlu’nun “Zamanımız az kaldı. 2019’a giden süreçteki ilk başarımızı yerel seçimlerde kazanacağız” dediği belirtildi. 910 Mart’ta yapılacak tüzük kurultayı için CHP’de “tüzük mesaisi” dün il başkanlarıyla devam etti. Basına kapalı olarak yaklaşık 8 saat süren toplantıda 70’den çok il başkanı söz aldı. Edinilen bilgiye göre eleştiriler özellikle milletvekili çıkartılamayan veya bir milletvekili çıkartılan illerde ön seçim yapılmamasını öngören madde üzerine yoğunlaştı. Kılıçdaroğlu eleştirilere “Bu bir taslaktır. İsterim ki her ilde önseçim olsun. Ama üyelik yapımız buna uygun değil. Bu nedenle bir kontenjan kullanmak istiyoruz” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu’nun aday ataması yapılırken il başkanlarının da görüşünü alma teklifine sıcak yaklaştığı belirtildi. MYK’nin 4 alan dışında PM tarafından belirlenmesini olumlu karşılayan il başkanlarından özellikle Trakya ve Ege il başkanları, delegelerin de performans ve başarı kriterine göre belirlenmesi teklifini getirdi. Ancak öneriye Doğu illerinden gelen başkanlar itiraz etti. İl başkanları ayrıca, parti yöneticileri için dönem sınırlaması istedi. ‘İlk başarı yerelde olacak’ Toplantının sonunda bir değerlendirme konuşması yapan Kılıçdaroğlu, il başkanlarından kendisinin grup ve basında yaptığı konuşmaları gerekirse tekrar tekrar üyelere dinletmelerini istedi. Kılıçdaroğlu, bunun 2019’a giden süreçte özellikle “söylem birliği” açısından çok önemli olduğunu vurguladı. İl başkanlarına; kanaat önderleriyle, sendikalarla ve sivil toplum örgütleriyle iletişim kurulması talimatını veren Kılıçdaroğlu, “Genel merkez ile onlar arasındaki diyaloğun gelişmesine yardımcı olun” dedi. Zamanın az kaldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yerel seçimlerde adaylarla ilgili neyin en doğru olacağını en iyi örgütler bilir. İl örgütlerini devredışı bırakan bir uygulama düşünmüyoruz. Gerekirse bunun tüzükte de altını çizeriz. 2019’a giden süreçteki ilk başarımızı yerel seçimlerde kanacağız” dedi. l ANKARA İYİ PARTİLİ ÜMİT ÖZDAĞ: Gerçek ‘hayır’ oranı yüzde 51.7 İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Öz dağ, 16 Nisan 2017 tarihin de Cumhurbaşkanlığı sistemi ni de içeren anayasa değişik liği halkoylamasında, sandık ları sağlam tuttuklarını ve oy çaldırtmadıklarını belirterek, “Ama bir şeyi unuttuk. Sandığı çalamayınca, YSK’yi çaldı Ümit Özdağ lar” dedi. İYİ Parti Çanakkale İl Başkanlığı 1. Ola ğan Kongresi’nde konuşan Özdağ, “Emin olun 16 Nisan günü sandıktan ‘Hayır’ı çıkarttık, 51.7 gerçek devlet rakamı ‘Hayır’dır. Sandıkları sağ lam tutuk, aynı 5 Haziran seçimlerinde olduğu gibi. Ama bir şeyi unuttuk, YSK’yi çaldılar, sandı ğı çalamayınca. Korkunun en somut göstergesi en son çıkarılması için çalışılmaya başlanan se çim yasasındaki değişikliktir. Öyle bir değişiklik yapmaya çalışıyorlar ki; bir tek maddeye indir genebilir. Nedir o madde. Seçimlerde her türlü hile AKP lehine yapılabilir. Ama bilin ki artık İYİ Parti var ve biz adamın canına okuruz. Hiç kim seye hile yaptırtmayız. Türk halkının sandığa at tığı oyun sandıktan o şekilde çıkmasını sağlaya cağız” diye konuştu. l Haber Merkezi Hamzaçebi: Yüzde 30’lar civarındayız CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, ka tıldığı programda “Anketlerimiz yüzde 30 gösteriyor. Oylarımız 25’in üzerindedir” dedi. Hamzaçebi, CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu Hafta Sonu programına katıldı. Hamzaçebi, bugün yüzde 5 barajıyla seçime gidilse Saadet Partisi’nin Meclis’e gireceğini iddia ederek, bundan dolayı AKP’nin yüzde 10 barajını düşürmeyip ittifak yaptığını vurguladı. CHP’nin oy oranına dair konuşan Hamzaçebi, “2011 civarında aldığımız oy oranındayız. Anketlerimiz yüzde 30 gösteriyor. Oylarımız 25’in üzerindedir” dedi. CHP’nin İstanbul için yapacağı adaylık anketlerinden birinci çıkacağına inandığını vurgulayan Hamzaçebi, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak belirlendiğimde, AKP’nin adayı kim olursa olsun tartışmasız bir şekilde kazanacağım” ifadelerini kullandı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle