19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 3 Mart 2018 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET haber Salih Müslim terörist mi? PYDYPG yöneticisi Salih Müslim’in Çekya’da gözaltına alınıp kelepçelenerek mahkemeye çıkarılması ve ardından da serbest bırakılması üzerine yine kıyamet koptu ve Ankara bir kez daha, bu defa Çekya’ya yönelik olarak, terör ile mücadelede tutarlı davranmama suçlamasını yöneltti. Olaylar geliştikçe öğreniyoruz ki terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle Ankara’nın talepte bulunmasına karşın, Salih Müslim konusunda Interpol kırmızı bülten çıkarmamıştır. Salih Müslim’e Finlandiya ikamet izni vermiş, Belçika topraklarında basın toplantısı düzenlemesini kabul etmiş, Çekya da mahkeme kararıyla serbest bırakmıştır. Bütün bunlar Salih Müslim’in Türkiye hariç, hiçbir yerde terörist olarak görülmediği izlenimini yaratıyor. Peki, Salih Müslim terörist mi, değil mi? Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da belirttiği gibi Salih Müslim PKK’nin 2002’deki 8. Kongresi’ne katılmış, PKK’nin ve KCK’nin yürütme kurulu içinde yer almış, 2003 yılında Öcalan’ın talimatıyla PYDYPG’nin yönetimini ele almak üzere Kuzey Suriye’ye geçmiş bir kişi. HHH Bu durumda PYDYPG’nin terör örgütü olduğunu yadsımayan herkes Salih Müslim’in terörist olduğunu da teslim etmek zorundadır. Hadi Washington’ın bile PKK’nin yan örgütü olduğunu yadsımadığı PYDYPG’yi bırakalım bir yana, Müslim’in salt hemen hemen kimsenin terör örgütü olduğunu yadsıyamadığı PKK’nin yürütme kurulu içinde yer alması onun terör örgütü üyesi sayılmasına yeter. Türkiye bu konuda bilgi ve belgeleri, kanıtları bütün dünyaya sunuyor. Ama şimdi denilecek ki “terörist olarak kabul etmemiz için yargı kararı gerek”. Pekâlâ o da var. Nitekim Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Salih Müslim’in terör örgütü üyesi olduğu yolunda 17 Eylül 2014 tarihli bir kararı var. Daha sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin aynı yönde, 21.05.2015 tarihli bir başka kararı daha var. Bütün bu veriler, Salim Müslim hakkındaki terörist suçlamalarına dayanak oluşturmaktadır. Ama, Türkiye’nin terörist olduğunu ileri sürdüğü PYDYPG temsilcisi Salih Müslim’e karşı tavrı ne oluyor? Hemen söyleyelim, 4 Ekim 2014’te (Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararından sonra) kendisini Ankara’da ağırlıyor ve bu ağırlama sırasında Müslim, hem MİT Başkanı Hakan Fidan ile hem de o zaman Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu ile görüşüyor. Bu görüşmeler sırasında, herhalde MİT Başkanı’nın Başbuğ’un açıkladığı 2002 tarihli PKK’nin 8. Kongresi’nden haberleri vardı ve herhalde Müslim ile görüşmeden önce Dışişleri Bakanı’na sunulan dosyada Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar yer almaktaydı. Türk devlet yetkililerinin, Müslim’in terörist olduğu yönündeki kendi istihbaratlarına ve kendi yargılarının kararlarına itibar etmedikten sonra, başka ülkeleri suçlamalarını ciddiye almak mümkün müdür? HHH Devletler zaman zaman istihbarat örgütleri vasıtasıyla herkes ile temasa geçerler. Ama bunun da belirli kuralları, prosedürleri ve sınırları vardır. Herhalde dışişleri bakanları terör örgütü yöneticilerini makamlarında kabul ederek görüşmezler. Türkiye terörist olarak nitelediği, hakkında bu yönde kendi yargısının kararlarının olduğu Salih Müslim’i başkentinde kabul edip bakan düzeyinde görüşmeler yapıyor, sonra başka devletleri, onu yakalayıp kendisine iade etmediği için suçluyor. Salih Müslim eğer terörist ise ona terörist gibi davranmak gerekmez mi? Türkiye ona geçmişte böyle davranmış mıdır ki şimdi herkesin de öyle davranmasını istiyor ve davranmayanı suçluyor? Devletlerin terör ile mücadeleleri ciddi bir iştir, tutarsızlık kaldırmaz. Eğer tutarsızlık olursa, kimse sizi ciddiye alıp, aldırmaz... Burada eleştirilen, iktidarın terörle mücadele etmesi değil, bu işi gereken ciddiyetle yapmamasıdır. Dervişoğlu: Cumhur değil, cukka ittifakı MHP ile İYİ Parti arasında başlayan “cümbüş ittifakı” tartışmasında karşılıklı sert açıklamalar sürüyor. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu, Meral Akşener’e “Pensilvanya kardinalinin sözcüsü” diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’a yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Dervişoğlu, edep yoksunu olarak nitelendirdiği MHP’li Yalçın’ın, Akşener’e yönelik saygısızlık yaptığını söyledi. Dervişoğlu, İYİ Parti’nin bazı ittifak senaryolarına düşmeyeceğini, partilerinin cumhurbaşkanı adayının Meral Akşener olduğunu belirterek, “Dolayısıyla, ‘cümbüş’ diye bir ittifak yoktur. Ortada tek bir ittifak vardır, o da ‘cumhur’ değil, cukka ittifakıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Güvenlik’ ittifakıCHP’li Tezcan başkanlığındaki CHP heyeti, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’i İYİ Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Tezcan, ‘Amaç milletin oyunu çaldırmamak’ dedi. CHP ‘seçim güvenliği hareketi’ kapsamında, ziyaret ettiği İYİ Parti ile ortaklaşa güçlü bir hareketin başlaması konusunda mutabakat sağladı ÖZEL 2019’U DEĞERLENDİRDİ: Hiçbir ihtimali dışlamıyoruz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partideki kapalı grup ve PM toplantıları sürerken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un “ortak bir adayla 2019 seçimlerine gidileceği” şeklinde anlaşılan açıklamasının anımsatılması üzerine Özel, “İki turlu bir seçim olacak. Bu iki turlu seçimin sonunda, kazananların cumhuriyetçiler, demokrasiden ve parlamenter sistemden yana olanlar olması ön şartımız. Bunun dışında herhangi bir şartımız yok” dedi. Tüm partilerin ilk turda kendi adaylarını çıkarmayı düşünebileceklerini belirten Özel, şöyle konuştu: ‘’İkinci tura kalan ve bu cumhuriyet rejimini savunan adaydaki bir birleşme çok akılcı bir önermedir, reddedilemez. Belli konularda benzer düşünen partilerin ittifaklar kurması ya da bir aday üzerinde anlaşmaları reddedilemez ama biz CHP olarak hiçbir ihtimali dışlamıyoruz, CHP’nin kendi adayı noktasında da hiçbir CHP’linin itiraz etmeyeceği bir adayımızın olacağını söyleyebiliriz.” Özel, öncelikli amaçlarının gösterdikleri adayın ilk turda seçilmesi olduğunu vurguladı. İlk turda tüm CHP’lilerin ve CHP’ye sempatiyle bakan, CHP’nin paylaştığı değerleri paylaşanların tam destek vereceği bir adayın gözetilmesi gerektiğini belirten Özel, “Ancak ikinci tur düşünüldüğünde de diğer partilerden fire vermeyecek bir aday olması gerektiği açıktır. Kazanmak istiyorsak kazanmanın gereği budur’’ dedi. ‘İttifaka muhtaç değiliz’ “İktidarın sizi özellikle HDP ile yan yana getirme durumu var, bir formülünüz var mı?” sorusu üzerine de Özel, şu yanıtı verdi: ‘’Kendilerini ittifaka muhtaç hissedenler ortada, altlarına imza atmışlar, çerçeve yi çizmişler, nereye basarsan bas… Bizim bir ittifaka muhtaçlığımız, bir mecburiyetimiz yok. Biz kendi adayımızı çıkarıp bizimle gönül ittifakı halinde olanlarla cumhuriyete sahip çıkacak bir onurlu duruşu sergilemeye devam edeceğiz. Cumhuriyetten ve demokrasiden yana duran herkesle, farklı renklerdeki herkesle birlikte dururuz ama bu birbirimizin içine geçme anlamına hiçbir zaman gelmedi, bundan sonra da gelmez. Ne HDP ile ne Saadet’le ne İYİ Parti ile ne pek diğer saygıdeğer partiyle birlikte değiliz, yan yanayız. Yan yana durduğumuz yeri çok net tarif ediyoruz; cumhuriyete bağlılık, sadakat ve demokrasi talebidir.’’ CHP’de tüzük mesaisi Kılıçdaroğlu, milletvekili ve PM üyelerinin tüzük taslağı ile ilgili önerilerini dinledi. Eleştiriler ‘önseçim’ konusunda odaklandı İKLİM ÖNGEL CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekillerini ve PM üyelerini genel merkezde topladı. Tüzük taslağının masaya yatırıldığı toplantıda, eleştiriler en çok “önseçim” konusunda odaklandı. Milletvekilleri önseçimin fiili olarak kaldırıldığını savunurken, cumhurbaşkanı adayının tüm üyelerin katılımıyla “hâkim” gözetiminde yapılacak bir önseçimle belirlenmesi önerisini getirdi. Eleştirilere sert yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Laf gelince hepiniz konuşuyorsunuz işe gelince aynı tavrı göstermiyorsunuz. Hepinizin karnesi elimde” dedi. ‘Kesin taslak değil’ 9 saat süren toplantıda 57 kişi söz aldı. Hafta başında üyelere gönderilen tüzük taslağının masaya yatırıldığı toplantıda Kılıçdaroğlu, taslağa ilişkin eleştiri ve önerileri dinledi. Edinilen bilgiye göre, toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, taslağın Tüzük Kurultayı’nda görüşülecek kesin taslak olmadığını söyleyerek, “Sizin görüşlerinizi ve önerilerinizi alacağız. Pazar günü ise il başkanlarımızın önerilerini alacağız. Öneriler ışığında Tüzük Komisyonu, tüzük taslağını hazırlayacak” dedi. Tüzük değişikliği hakkında bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP’in bir milletvekili çıkardığı illerde ‘‘merkez yoklaması’’ yapılmasının önünün açıldığını söyleyerek, “Başka partilerden veya dışarıdan gelecek isimleri kendi listemizde milletvekili adayı göstermek zorunda kalabili 1 Mart tezkeresi’nin geçirilmemesi kutlandı CHP’nin eski 75 milletvekili, 1 Mart 2003 Irak tezkeresinin TBMM’den geçmemesinin 15. yılını yemekte bir araya gelerek kutladı. Eski Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı’nın öncülüğünde Anadolu Kulübü’nde düzenen yemekte 75 eski milletvekiline plaket verildi. Eski Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı tezkereye ayrı bir bölüm ayırdığı Bilgi Yayınları’ndan çıkan “Siyasetçinin Günlüğünden” kitabını milletvekillerine imzaladı. riz. Onun için bu düzenlemeyi yapıyoruz” dedi. Önseçim tepkisi Erkek’in açıklamalarına karşın milletvekilleri ve PM üyeleri milletvekili adaylarının belirlenmesinde yapılan değişiklikle önseçimin kaldırıldığı görüşünü savundu. Partililer “diğer partilerden vekil” açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ve ittifak olsa dahi her partinin kendi listesiyle seçime girmesinin öngörüldüğünü söyledi. Maddenin taslak metindeki haliyle kabul edilmesi durumunda genel merkezin, milletvekillerinin tamamına yakınını merkez yoklamasıyla atama yetkisine sahip olacağını dile getiren partililer, CHP’nin bir milletvekili çıkardığı yerlerde merkez yoklaması yapılmasına ilişkin maddenin geri çekilmesini, milletvekilli adaylarının belirlenmesinde önseçimden taviz verilememesini istedi. Partililer Kılıçdaroğlu’na “Önseçimi siz getirdiniz, kaldıran da siz olmayın. Önseçimi kaldırmak demek tek adama dönmek demektir” dedi. Belediye seçimlerinde de önseçim olması gerektiğini belirten partililer, belediyelerin denetimsiz olduğunu ve hesap vermediğini belirtti. ‘Üyeler, hâkimle seçsin’ Partililer ayrıca, Cumhurbaşkanı adayının tüm üyelerin katılımıyla hâkim gözetiminde yapılacak önseçimle belirlenmesi teklifinde bulundu. Kesin bir yöntem belirlenmesi ve adayın mutlaka CHP’li olması gerektiğini belirten partililer, son kararı PM’nin vermesini de “Adayın nasıl belirleneceği PM’ye bırakılıyor, PM de yetkilerini genel başkana devrediyor. Bu yöntem yanlış” dedi. Partililer, taslakta yer alan üye ve destekçi üye tanımlamalarına da karşı çıkarak, bu ikiliğin partide kırılma yaratacağı uyarısında bulundu. Eleştirilere sert yanıt Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik ‘partiye tek adamlığı getiriyor” eleştirilerine, kendisinin genel başkan olmasının ardından en geniş şekilde parti içi demokrasiyi işlettiklerini ve bundan da taviz vermeyecekleri karşlığını verdi. Milletvekillerinin eleştirilerine, “Laf gelince hepiniz konuşuyorsunuz işe gelince aynı tavrı göstermiyorsunuz. Hepinizin karnesi elimde. Belediye başkanlarının da milletvekillerinin de performansını tutuyorum. Kim kendisine verilen görevi yapıyor, kim Meclis çalışmlarına aksatmadan katılıyor, hepsi elimde” dedi. l ANKARA CHP, AKPMHP’nin 26 maddelik teklifinin ardından komisyon kurarak başlattığı ‘’Seçim güvenliği hareketi’’nin ilk turunda dün İyi Parti’yi ziyaret etti. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le görüşmelerinin ardından konuşan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, seçim güvenliğine ilişkin, “Bu noktada güvenli seçim isteyen bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriyle bir güçlü hareketin başlaması gerektiği konusunda mutabakat ortaya çıktı” dedi. Tezcan’ın başkanlığındaki CHP heyeti, seçim güvenliğine yönelik İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i parti genel merkezinde ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen ve yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan Tezcan, Türkiye’nin bugün temel meselelerinden birisinin seçim güvenliği olduğunu belirterek, “TBMM’de, Anayasa Komisyonu gündeminde olan son teklif sadece ittifaklar meselesi açısından tartışılıp ele alınırken, içerisindeki seçim güvenliğini ortadan kaldıran çok önemli maddeler göz ardı ediliyor” uyarısında bulundu. ‘Görüşmeler sürecek’ Toplantıda hem teklifteki seçim güvenliğini ortadan kaldıran maddeler hem de güvenli seçimi sağlamak konusunda alınacak ilave tedbirler ve yapılması gerekenler konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Tezcan, iki partinin bu kapsamdaki görüşmelerinin süreceğini kaydetti. Tezcan, “Amacımız milletin sandığa attığı oyun olduğu gibi parlamentoya ve seçim sonuçlarına yansıması, milletin oyunun çalınmaması” dedi. Güvenli seçim isteyen bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriyle güçlü bir hareketin başlaması gerektiği konusunda mutabakatın ortaya çıktığını söyleyen Tezcan, “Parlamentoda görüşmeler devam ederken bununla ilgili söylenmesi, yapılması, alınması gereken önlemleri belirleyip hem parlamento hem Türkiye gündemine taşıyacağız” diye konuştu. İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray ise bunun bir seçim ittifakı çalışması olmadığının altını çizerek, ‘’Bu çalışma, seçim güvenliğini sağlama çalışmasıdır’’ dedi. “Ne yaparlarsa yapsınlar millet kararını verdi, bu seçimi kazanmaları imkânsızdır’’ diye konuşan Çıray, bu mücadeleyi hem Türk milletinin oyunu korumak hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin, dünya demokrasileri nezdinde itibarını korumak için yaptıklarını söyledi. Çıray, görüşlerini CHP’ye yazılı ve sözlü olarak da iletmeye devam edeceklerini kaydetti. l ANKARA / Cumhuriyet CHP 106 BİN SİLAHI SORDU: Kayıp silahlar kimlerin elinde? CHP Balıkesir milletvekili Mehmet Tüm, İçişleri Bakanlığı’nın raporunda yer alan 106 bin 740 kayıp silahı Meclis gündemine taşıyarak hükümetin bu konuya ilişkin neden ‘dilsiz’ ve ‘sağır’ olduğunu sordu. İçişleri Bakanlığı yayımladığı 2017 yılı faaliyet raporunda; çalıntı ve kayıp olduğu belirtilen silah sayısını 106 bin 740 olarak açıkladı. Son üç yılda kayıp silah sayısında yüzde 720 oranında artış oldu. CHP Balıkesir milletvekili Mehmet Tüm, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verdiği soru önergesiyle kayıp silahların akıbetini sordu. Hükümetin hiçbir açıklama yapmamasına dikkat çeken Tüm, “Bakanlığın 2014 yılı faaliyet raporunda 14 bin 682 olan kayıp silah sayısı, 2015’te 91 bin 120’ye çıkıyor. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından sayı 107 bin 628’le tavan yapıyor ve en son bu yıl bu sayıda önemli bir değişiklik görünmüyor. Hükümet kayıp silahlara ilişkin acilen bir açıklama yapmak zorundadır. Meclis’e sunduğumuz önergelerin tamamı AKP’li vekillerin oylarıyla reddedildi” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle