19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SÖZ DALAŞINA GİRİŞTİLER... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önceki gün Federal Meclis üyelerine konuşmasında, ülkesinin gelişen silah envanteri ve nükleer kapasitesine ilişkin DUNYA verdiği bilgiler, Batı cephesini hedef alması, ABD ve NATO’nun tepkisine neden oldu. NATO’nun füze sa vunma sistemlerini etkisiz kılacak yeni balistik füze denemeleri yaptıklarını açıklayan Putin’e yanıt veren ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü, “Amerikan halkı hazırlıklı olduğumuz konusunda müsterih olsun” dedi. NATO sözcüsü de Moskova’nın “tehditlerinin kabul edilemez olduğunu” belirtti, ittifakın savunma sistemlerinin Rusya’yı hedef almadığını savundu. Cumartesi 3 Mart 2018 [email protected] UmutlarEDİTÖR:BETÜLBERİŞE TASARIM:EMİNEBİLGET 13 Ateşkese karşın dün gündüz de sivillerin geniş çaplı çıkışının sağlanamadığı Doğu Guta’da kimi bölge sakini, savaştan geriye kalan bir kaç parça eşyasıyla olası tahliyeye hazırlanıyor. yarına Suriye’nin Doğu Guta bölgesine yardım konvoylarının girişine izin verilmesi için Şam’ın onay verdiği savunuldu Suriye’de bütün girişimlere rağmen silah seslerinin susmadığı, ordu kuşatması altında, cihatçıların kontrolündeki Doğu Guta’ya yardım için umut ışığı belirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), yarın Suriye hükümetinin 180 bin kişilik yardım malzemesi taşıyan bir konvoyun Guta’ya girişine izin verebileceğini duyurdu. UNICEF’in Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Geert Cappelaere dün düzenlediği basın toplantısında, “Suriye hükümetinin 4 Mart’ta bir yardım konvoyunun girmesine izin vereceğine dair işaretler var. Umarız bu işaretler sağlam bir taahhüde dönüşür” ifadelerini kullandı. Cappelaere, bölgede iki ateş arasında sıkışıp kalan yaklaşık 400 bin sivile yardım için başka konvoylar ya da acil tıbbi yardıma muhtaç bin kişinin tahliyesine dair bir belirti olmadığını söyledi. BM’nin Suriye’de İnsani Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis ise Şam yönetiminin Doğu Guta’ya yönelik bombardımanlarında 24 sağlık merkezinin vurulduğunu belirtti. BM Güvenlik Konseyi geçen cumartesi oybirliği ile Suriye’de yardımların ulaştırılabilmesi için bir aylık ateşkes kararı almıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise geçen pazartesi Doğu Guta’da her gün 9.0014.00 arası ateşkes ilan edilmesi emrini vermiş ancak çatışmalar bir türlü durdurulamamış, Şam, Kremlin ile muhalifler birbirini suçlamıştı. ‘Siviller öldürülüyor’ Bu arada Rus ordusu, Doğu Guta’daki militanların bu bölgeden ayrılmak isteyen insanları infaz ettiğini merkelMacron öne sürerken ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Rusya’nın Doğu Guta’da insani yardım koridoru oluşturma girişimini “şaka gibi” olarak niteledi. İnsanların bu koridoru kullanmaya, Halep’te olduğu gibi, Esad’ın ordusuna zorla alınma, sürgüne gönderilme ya da öldürülme gibi nedenlerle korktuğunu savundu. Öte yandan Suriye ordusunun Doğu Guta çevresinde muhaliflerin elindeki bölgelerde ilerleyişini sürdürdüğü haberleri de gün trump’la konuştu Suriye medyası Şam’ın kimyasal silah kullandığı suçlamalarının ABD, Britanya ve müttefikleri tarafından kışkırtıldığını öne sürerken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump’ın dün gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinin ardından iki liderden yeni bir kimyasal saldırı durumunda bunun cezasız kalmayacağı açıklaması geldi. Trump’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesinin ardından Berlin, iki liderin Doğu Guta’daki şiddet olaylarından Şam’ın so rumlu tutulması konusunda mutabık kaldığı açıklaması yaptı. deme yansıdı. Guta’nın kuzeydoğusunda bulunan Şefuniye’de operasyonların yoğunlaştığı belirtildi. Suriye ordusunun Halep çevresinde operasyonları sürüyor. İdlib’de gerilim Öte yandan Astana süreciyle “çatışmasızlık bölgesi” kapsamında yer alan TSK’nin de konuşlu olduğu İdlib’in bazı bölgelerinde Nusra’nın çoğunluğunu oluşturduğu Tahrir el Şam’ın önceki gün yeniden ilerleyişe geçtiği iddia edildi. yolsuzluk iddiaları Bibi’ye bir sorgu daha Yolsuzluk suçlamalarının hedefindeki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun resmi konutunda dün yine sorgu için gelen polisler vardı. Geçen yıl zengin işadamlarından pahalı hediyeler almak ve medya manipülasyonu yapmak suçlamaları nedeniyle konutunda 6 kez sorguya alınan “Bibi” lakaplı Netanyahu ve eşi Sara, bu kez ülkenin en büyük telekomünikasyon şirketi Bezeq’in büyük ortağı Şaul Eloviç’le ilişkilerini kapsayan 4000 numaralı dosya kapsamında ilk kez polis tarafından sorgulandı. Dosyada, Eloviç’e Netanyahu çifti hakkında gruba bağlı Walla adlı haber sitesinde olumlu yönde haber yapılması karşılığında rüşvet verildiği iddiası yer alıyor. Rüşvete aracılık ettiği öne sürülen, eski İletişim Bakanlığı Genel Müdürü Şlomo Filber’in Bibi aleyhinde ifade vermek karşılığında daha az bir ceza için savcılık ile anlaşma yaptığı iddiaları gündeme yansımıştı. Bibi ise tüm suçlamaları reddederek kendisine darbe yapılmaya çalışıldığını savunuyor. ‘Einstein vizesi’ ABD Başkanı Donald Trump’ın Slovenya kökenli eşi Melania’nın ABD vatandaşlığını “Einstein vizesi” olarak bilinen ve sıra dışı yeteneklere sahip kişilere verilen bir vize sayesinde aldığı savunuldu. Çokuluslu şirketlerin üst düzey yöneticilerine, olimpik atletlere ve Oscar kazanan oyunculara verildiği bilinen “EB1” kodlu vizenin, modellik yapan Melania Trump’a hangi yeteneği nedeniyle uygun görüldüğü ABD’de tartışmaya neden oldu. Trump’la 1998’de tanışan o dönemki ismiyle Melania Knauss’un, 2000 yılında kalıcı oturma izni için ABD’ye başvurduğu, bir yıl sonra da EB1 vizesi sahibi olduğu kaydedildi. Elçiliği hedef aldılar Burkina Faso’da ordu karargâhı ile Fransız misyonuna saldırı düzenlendi Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’nun başkenti Ouagadou gou dün saldırıların hedefi oldu. Si lahlı kişilerin ordu karargâhının ya nı sıra Fransız Büyükelçiliği ve kültür merkezini hedef aldığı bildirildi. Sal dırganlar dışında en az 7 kişinin öl düğü duyuruldu. Kanlı eylem Burkina Faso’nun da içinde olduğu Sahel böl gesinde Kaide, IŞİD bağlantılı cihatçı grupların giderek etkilerini artırması na, bununla mücadele çabalarına yö nelik tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde geldi. Ouagadougou’daki sal dırılar dün art arda düzenlendi. Görgü tanıkları başkentin merkezin Saldırganlardan kaçmak için kimileri binanın dış kısmındaki alanlara kaçtı. de, başbakanlık, BM ofis lerine de yakın alanda bu lunan bölgede saldırganla rın bir araçtan çıkarak et rafa ateş açtığını, ardından olayın kontrol al nın en yoksul ülkelerinden Burkina Fransız elçiliğine yöneldiğini belirt tına alındığı belirtildi. Saldırıda en az Faso’da ekonomik ve siyasi istikrar ti. Kimi yerel kaynak saldırganların 7 Burkina Fasolu güvenlik görevlisi sızlığın sürdüğüne dikkat çekildi. Ül tekbir getirdiğini savundu. Ardından nin öldüğü açıklandı. Kimi kaynak ise kede bu hafta 2015’teki askeri darbe güvenlik güçleriyle şiddetli çatışma can kaybını 28 olarak verdi. Fransa girişiminin arkasında olmakla suçla nın başladığı kaydedildi. Peşi sıra ise Savunma Bakanı JeanYves Le Drian, nan onlarca kişinin yargılandığı dava bölgeye yaklaşık bir km. uzaklıktaki ilk bilgilere göre ölen Fransız bulun nın görüldüğüne işaret edildi. genelkurmay başkanlığı ile Fransız madığını belirtti. Fransa’nın eski sömürgesi Sahel Kültür Merkezi’nden silah, bomba Burkina Faso daha önce birçok kez bölgesinde terörle, cihatçı gruplarla seslerinin duyulduğu aktarıldı. El Kaide bağlantılı grupların hedefi mücadele çerçevesinde Burkina Faso, En az 7 kişi öldü Fransa’nın Burkina Faso Elçiliği sosyal medya hesaplarından ilk olarak “Elçilik ve kültür merkezi saldırı altında. İçerde kalın” uyarısı yaptı, daha sonra ise “Şu aşamada neresi tam olarak hedef altında belli değil” mesajını paylaştı. İlerleyen saatlerde ise Burkina Fasolu, Fran olmuştu. BBC’nin haberinde, dünya Çad, Mali, Moritanya ve Nijer’in oluş Fransız kadın iki yıldır rehin turduğu yaklaşık 5 bin kişilik ortak gücün bu yılın ortalarında tümüyle Mali’de El Kaide bağlantılı bir silahlı grup önce gün, iki yıl önce kaçırdığı Fransız aktif hale gelmesi planlanıyor. G5 Sahel Gücü olarak bilinen oluşuma yardım görevlisi Sophie Petronin’in (72) bir videosunu yayımladı. Petronin’in kaçırılmadan önce Gao’da çocuklar için bir yardım evi işlettiği belirtildi. Tarihi belli olmayan videoda Petronin bir çadırın içinde yanında ilaçlarla yatarken görülüyor. Arka planda ise Fran ilişkin AB, ABD, Suudi Arabistan, BAE’nin yanı sıra 4.1 milyon Avro ile Türkiye’nin de aralarında olduğu donörlerden 418 milyon Avro’luk destek açıklanmıştı. Fransa’nın da sız yetkililere dayandırılan haber sa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Sizi bölgede 4 bin kişilik bir askeri ko lerde, altı saldırganın öldürüldüğü, koruyacağım” sözleri duyuluyor. nuşlanması bulunuyor. ‘Gölge hükümet’ planı Venezüella seçimleri mayısta Bu kez meclis seçti Ermenistan’da parlamento tarafından seçilen ilk devlet başkanı Armen Sarkissian oldu. İktidardaki Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi ve Ermeni Devrimci Federasyonu Partisi tarafından aday gösterilen, 64 yaşındaki fizik profesörü Sarkissian, daha önce başbakanlık ve Londra büyükelçiliği görevlerinde de bulunmuştu. Ülkede 2015 yılında kabul edilen yeni anayasa ile parlamentonun ve başbaka nın yetkileri artırılmıştı. Önceki Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın yeni dönemde başbakan olarak görevine devam etSarkissian mesi bekleniyor. Avrupa’nın en ciddi siyasi krizlerinden birinin aktörlerinden, Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski Başkanı Carles Puigdemont yeniden başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Ancak diğer yandan da krizin ardından gittiği Brüksel’de kuracağı “gölge hükümetle” yönetimi sürdürebilecekleri mesajı verdi. Madrid’den ise böyle bir yönetimin yasal olmayacağı tepkisi geldi. Sanchez’e destek Bölgede geçen yıl 21 Aralık’ta yapılan seçimler sonrasında Katalan meclisinde çoğunluğu kazanan bağımsızlık yanlısı partilerin başkanlığı konusunda uzlaştığı Puigdemont, önceki akşam sosyal medyada hesaplarında yayımladığı vide Puigdemont oda bölgesel başkanlıktan “geçici olarak vazgeçtiğini” duyurdu. “Bunun hükümetin kurulması için tek yol olduğunu” söyledi. Katalan lider, başkanlık için bağımsızlık yanlısı sivil toplum kuruluşlarından Katalan Ulusal Meclisinin (ANC) hapisteki başkanı Jordi Sanchez’i desteklediğini belirtti. Geçen ekimde Katalan hükümetinin tek taraflı düzenlediği bağım sızlık referandumunun ardından, Madrid tarafından “ayaklanmaya teşvik, devlete karşı isyanla” suçlanan Puigdemont, tutuklan ma tehdidi karşısında krizi AB’ye taşıma amacıyla Brüksel’e gitmişti. Katalonya bölgesel başkanının göreve başlayabilmesi için mecliste yapılacak yemin törenine bizzat katılması gerekiyor. Venezüella’da 22 Nisan’da yapılması planlanan seçimlerin, iktidar ve kimi muhalif gruplar arasındaki uzlaşma sonucunda bir ay ertelenmesi kararlaştırıldı. Muhalefet bloku Demokratik Birlik ile Devlet Başkanı Nicolas Maduro liderliğindeki hükümet arasında 21 Şubat’ta sona eren müzakerelerde bir anlaşma sağlanamamış, Maduro devlet başkanlığı seçimlerinin 22 Nisan’da yapılacağını açıklamıştı. Demokratik Birlik’in seçimlerle ilgili boykot kararı almasının ardından kimi muhalif unsurlar boykotun doğru yol olmadığı çıkışını yapmıştı. Önceki gün açıklama yapan İletişim Bakanı Jorge Rodriguez, muhalefet blokundan ayrılan parti temsilcileriyle yaptıkları görüşmede, eyalet ve belediye seçimleriyle birleştirilen başkanlık seçimlerinin mayıs ayının ikinci yarısında yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi. [email protected] Çizmede popülizmlerin seçimi ROMA Giorgia Meloni, beyaz tenli, sarışın, mavi gözlü, çıtı pıtı görünümlü hoş bir hanım. Çizme’nin de en genç kadın lideri. Ulusal marş, “İtalya’nın Biraderleri/Fratelli d’Italia (FdI)” adını taşıyan ufak partisi, Berlusconi’nin “sağ ittifakı” içinde yer alıyor... Meloni’yi geçende Milano’da devasa bir İtalyan bayrağının önünde yürürken izledim. Yarım kilometre uzunluğundaki uçsuz bucaksız bayrağı, FdI yandaşları başları üzerinde taşıyordu. Meloni de kortejin başında yürüyordu. Gazetecilerin “Milano’nun göçmen semti ‘Padova sokağında’, bunca dev bir bayrak dolaştırmaktan meramınız nedir” sorusuna FdI lideri gözünü kırpmadan; “Devletin burada da var olduğunu göstermek” diyerek ekledi: “Mega kentlerin periferilerinde yurttaşlar kendilerini devlet tarafından terk edilmiş hissediyorlar. Onlara yasa güvencesi altında yaşadıklarını, yalnız olmadıklarını gösteriyoruz. Güvenliklerinin teminatı olacağımızı ve fakirlikle mücadele edeceğimizi kanıtlıyoruz. Bayrağı, ‘partimizle güvenliğiniz artacak’ demek adına, diğer büyük kentlerdeki başka sorunlu mahallelere de taşıyacağız. (İktidar olunca da) Yeni hapishaneler yaptıracağız, sokaklarda daha çok asker bulunduracağız, güvenlik güçlerinin donanımlarını, ücretlerini artıracağız. Göçmenleri yollayacağız, sınırları kapatacağız...” Bu da ‘kitap’la popülizm Meloni’den bu uzun alıntıyı yapmamın nedeni, İtalyan sağının dişi liderinin “popülizm”in “cuk” oturan bir tanımı olması. “Ulusal marş”ın adı ve bütün ulusun simgesi olması gereken bayrak, tek bir parti tarafından münhasıran sahiplenilerek kullanılıyor. Oradan oraya bayrağı dolaştırmak suretiyle “devlet otoritesi”nin temin edileceği iddia ediliyor. Bayrak, “fakirlikle mücadele”nin simgesi dahi sayılıyor. Bunca sınırsız araçsallaştırma üstelik ulusal bayrakla hiç özdeşliği olmayan yabancıların yoğun bulunduğu bir ortamda yapılıyor. Bayrak böylelikle, “onlara karşı biz” söyleminin enstrümanı kılınıyor. Popülizmin, bundan daha görsel ve açık bir tanımı olamaz. Türkçeye genel biçimde “halkçılık” olarak çevrilen popülizm esas itibarıyla “halk dalkavukluğu/halk yardakçılığı” demek. Popülizm söylemlerine sarılan “popülistlere”de, “halk yardakçısı” deniyor. İtalya’da yarınki seçimlere katılan partiler içinde biricik popülist parti FdI değil... Merkez solda Matteo Renzi liderliğindeki “Demokrat Parti/Partito Democratico(PD)” dışındaki tüm partiler gerçekte istisnasız popülist. Çizmede geçen yüzyılın sonunda “Forza Italia/Bastır İtalya” partisi ile popülizmin âlâsını icat eden 80’lik Berlusconi; “halk yardakçılarının ustası” ve en önde gideni.   Seçime saatler kala merkez sağda Berlusconi ile “en güçlü parti” olmak yarışında olan “Birlik/Lega” lideri Matteo Salvini de beri taraftan bu “halkçı oportünizm”de “usta”dan geri kalmıyor. Yerelci “Kuzey Birliği”nde siyasi kariyerine başlayan ve 5 yıl önce devraldığı partinin dümenini “milliyetçilik rüzgârıyla” aşırı sağa kıran Salvini de meydanlara bayrak yerine İncil’le iniyor. (Bkz: İtalya’da sağın yeni profili: Bir elde tespih, diğerinde İncil 27 Şubat) Hiçbir partinin tek başına mutlak çoğunluğu alamayacağını ortaya koyan sondajlarda ilk parti görünen “5 Yıldız Hareketi (5YH)” ise ne sağda, ne solda... biraz oradan, biraz buradan karma popülizme örnek. Son on yılda ülkenin belini büken ekonomik, siyasi, sosyal krizin sebep olduğu öfke seline bir yanıt olarak çıkan ve internette örgütlenen 5YH de “popülizmin dijital türü” diye biliniyor. Popolokrasi çağı  Tüm partilerin böyle açık “halk dalkavukluğuna” başvurması, Avrupa’nın başka hiçbir ülkesinde görülmeyen bir durum. Fransa’da Le Pen’ci “Ulusal Cephe”, Almanya’da “AfD/Alternative für Deutschland”, İngiltere’de “UKIP/Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi” hep “popülist” diye anılan partiler. Ama bunlar o ülkelerin siyasetinde kural değil, istisna. İtalya’da ise “popülizm” bir kural olmuş durumda. Siyaset bilimci Ilva Diamanti bu nedenle Çizme’deki sisteme “popolokrasi/halk dalkavukluğu rejimi” adını veriyor. Yaşadığımız çağı da “popolokrasiler çağı” olarak adlandırıyor. Bir “rejim” olmaktan öte popülizmin artık ruhlara işlediğini belirtiyor. Fransa’da nasıl genel geçer bir “Le Pen’leşen ruh hali” varsa, Çizme’de de “halk yardakçılığının” bundan böyle genel psikolojiye dönüştüğünü belirtiyor. Devam edecek.   Yarınki seçimler öncesinde sağ blok tan Berlusconi, aşırı sağcı Kuzey Ligi lideri Salvini ile kameralar karşısındaydı. Salvi ni konuşurken Berlusconi’nin elindeki mendille terini silmesi objektif lere yansıdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle