19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 3 Mart 2018 16 kültür EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: EMİNE BİLGET Moskova Bolşoy Balesi’nde MSGSÜ 136 YAŞINDA bir Türk öğrenci CEREN ÇIPLAK Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) 136. kuruluş yılı nedeniyle dün MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda bir tören düzenlendi. Tören öncesi “Bir Arada” MSGSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Araştırma Görevlileri sergisinin açılışı yapıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Yalçın Karayağız, üniversitenin 136 yıllık tarihini özetledikten sonra görevi boyunca yaptığı çalışmaları anlattı. Karayağız, MSGSÜ’nün sanat eğitimi veren yegâne bir yüksek eğitim kurumu olduğunu belirterek üniversitenin Atatürk ilkelerine bağlı kaldığını anımsattı. Karayağız, “Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Doğruyu bulmak fikir alışverişi ile mümkün. MSGSÜ geleneklerine bağlı öncü kurum olma özelliklerini sürdürecektir. Rektör yardımcısı Alev İdrisoğlu ise yaptığı konuşmada, seçimle rektör döneminin resmen sona erdiğini artık kendi iradeleri ile rektör seçemeyeceklerini açıkladı. Bunun üzerine Prof. Sami Şekeroğlu, “Biz sanat üniversitesiyiz. Rektörlerle hep kavga ettim, çok rektör gördüm, fark etmez. Korkmayın” dedi. 25. hizmet yılını tamamlayan akademik ve idari personele ve 20172018 öğretim yılında emekli olan akademik idari personele “baykuş madalyonu” takdim edildi. Törende ayrıca son bir yıl içinde sanatsal ve bilimsel başarıları nedeniyle ödül almış üniversite öğ retim elemanları, mezunları ve öğrencilerine teşekkür belgelerinin takdimi de yapıldı. Törende ayrıca MSGSÜ kökenli 13 yaşındaki İlayda Özbilgin’e Moskova Bolşoy Bale Akademisi’ne kabul edilmesinden dolayı teşekkür belgesi takdim edildi. 1 Ekim 2017’den bu yana Moskova Bolşoy Bale Akademisi’nde eğitim gören Özbilgin, MSGSÜ 7. sınıftan sonra Bolşoy Bale Akademisi’nin ABD’de yaz okuluna burslu kabul edildiğini, ardından Moskova Bolşoy Bale Akademisi’nde eğitim için davet geldiğini ve akademinin Rus sınıfındaki tek Türk öğrenci olduğunu vurguladı. Özbilgin, “Bale aşkla bağlanmayı gerektirir. Sahnede olmayı ve duyguları bedene aktarmayı seviyorum” dedi. Muniz’in fakir bir ailenin çocuğu olarak doğduğu Brezilya’dan New York’a gelip ünlü bir Viksanatçıya dönüşme hikâyesi bile Muniz yeterince göz kamaştırıcıyken imgelere yaklaşımı, internet çağında imgelerin yayılışı ve çoğaltımı üzerine kafa yorduğumuz şu günlerde sıkı bir Dirimart’taidmanvaatediyor. KONUK YAZAR Ayşegül Sönmez “George Lucas ve Steven Spielberg’in yaptıkları üstüne yok. Benim ise yönüm onların zıt yönünde. İstikametim illüzyon yaratmada değil. Hiçbir zaman da olmadı. Benimki bu illüzyonun kaynağına doğru bir yolculuk.” İnternet çağında, nice sanat tarihinden imgeyi, tekrar bu kez güncel malzemelerden, kâğıt, gazete, dergi, sergi kataloğu gibi, oluşturan, tekrar inşa eden Vik Muniz resimleri karşısında ne düşünmeliyiz? Neredeyiz biz onlara bakarken? Tam da sanatçı bizim onlara hem uzaktan hem de yakından bakmamızı planlamışken bu bakışı iptal etmeyi dileyen resimler karşısında hakikaten bakmaktan vazgeçip düşünmeye başlayabilir miyiz? Sanırım en esaslı soru/ sorun bu gibi görünüyor. Hem bir fikir, hem bir resim hem de bir bakıma anı, olmayı dileyen çifte varoluşa inanan Muniz’in üretimi, tekrar’larıyla, kopya’larıyla, jestleri, performansları, 2011 Oscar’a aday çöpler ve onu toplayanlarla ilgili belgeseliyle otantik kişisel anılar kadar imgenin günümüzdeki kaderiyle ilgili ortak dertler barındırıyor. Muniz, küçük bir çocukken, tanı konulmamış disleksi rahatsızlığı yüzünden okuma yazmayı öğrenmekte zorlanırken aslında kelimeyi oluşturan harflerin her birini birer Anadolu Hurufisi ya da Kabalist gibi özgür bırakmayı öğrenmiş aslında. Anneannesinin okuması için ona gösterdiği her bir kelimeyi parçalamış. Harflere. İlk eseri uzaktan bakınca görülebilecek mesafenin algımızı şekillendirdiği annesine ‘ne görüyorsun’ diye sorduğu bir açık hava işi olmuş. Ardından bir kavgaya karışıp kavgada kurtardığı kişinin yanlışlıkla ayağını silahla vurması ve onu affetmesi için ona biraz para vermesiyle soluğu New York’ta almış. Bu hikâye bile başlı başına bir Rio hikâyesi. Macera dolu Rio’dan macera dolu New York’ta Muniz pekâlâ yapabilecek. Tam bir “başarı” öyküsü olacak onunki. Muniz harfleri kelimelerden özgür bıraktığı gibi bu başarı öyküsünün başından sonuna kadar hep bir şeyi yapmayı sürdürecek: Resmi parçalayacak. İmgeyi de atomlar gibi yapıtaşlarından oluşmuş varsayıp bir fizikçi gibi ona müdahale edecek. Bilim adamı olamayacak ama bir ressam bir sanatçı olacak. Çikolatadan Pollock’u aksiyon resmi yaparken, arazi sanatının öncüsü Smithson’ın araziye yaptığını evde kumdan yaparken, şekerden mutsuz işçi çocuklarının portrelerini yaparken... Hep. Bir fütürist gibi göklere uçak iziyle bulut resmi yapmaya kalkıştığında da. (Sanırım Marinetti göğe bulut çizmezdi. Bir fabrika bacası, bir daktilo tuşu ya da tekerlek çizerdi.) Gustave Courbet’nin şu an instagrama koyduğumuz takdirde sansüre takılacak Halil Paşa’nın bir zamanlar Paris’te siparişle yaptırdığı söylenen Dünyanın Kökeni resmini de, Van Gogh’un Oğlan Çocuğu/ Camilie Roulin portresi de serginin baştan üretilmiş ayrıştırılarak birleştirilmiş işlerinin başında geliyor. Van Gogh portresi sadece sanat kataloglarından, Courbet de güncel kadın dergilerinden kesilen parçalarla yeniden üretilmiş. Kolajların kendisini değil kolajların fotoğraflarını görüyoruz. Bu da bana kalırsa Muniz’in işlerini daha ilginç ve güncel kılıyor. Eliyle bir araya getirdiği kolajlarıyla 20. Yüzyıl başı montajcısının yerine bir 21. Yüzyıl, elini devre dışı bırakan, internet mantığıyla kendi kopyaladığı imgesini kendi elleriyle bir kez daha çoğaltan bir çağın sanatçısı portresi çizebiliyoruz çünkü. Konuşmada kendisine sorduğum gibi belgeselinde elleriyle sıkıp çıkardıkları sese göre çöpleri ayrıştıran “toplayıcı”lardan farksız mı o? Ona göre çok farklı, o bir geri Vik Muniz dönüşümcü değil bir detournement ustası. Dirimart’ın bugüne kadar tecrübe ettiğimiz galeri mekânı ölçeği hususunda çığır açtığı dev geniş camları, XXL duvarlarıyla NY’u aratmayan mimarisinde, Topkayı Sarayı ziyaretinden gelen Muniz, sarayın hiç de resmini yaptığı gibi görünmediğini anlatıyor. ‘O kadar renksizdi ki...’ Muniz’in iki versiyon halinde Topkapı Sarayı kartpostallarından ürettiği Topkapı Sarayı resimleri rengarenk, nice portre, harf, satır ve anıdan ibaret. Aslında Muniz’in Topkapı Sarayı resimleri, Atilla İlhan’ın ne kadınlar sevdim aslında yoktular dizelerini ne şehirler sevdik aslında yoktular şeklinde uyarlamamıza imkân veriyor. Son zamanlarda okuyup üstüne çok düşündüğüm Boris Groys Türkçeye de çevrilen “Akışta” kitabında şöyle diyor: “Geleneksel sanat sanat nesneleri üretmiştir. Çağdaş sanat sanat olayları hakkında enformasyon üretir.” Vik Muniz, “başarmış” bir çağdaş sanatçı olarak üretilmiş sanat nesnelerini yeniden üreterek “olay” üretiyor. Bu “olay” evet hem fenomenolojiktir hem de ontolojik. Ve bu olaylar, kesinlikle zamanın akışına direnmemekte aksine onunla dev bir işbirliği yapmakta. Bu işbirliğiyle ondan kaçmayı başarmakta mıdır peki? İşte ondan emin değilim. 25. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİ Açılış ‘Emin Hoca’dan 25. İzmir Avrupa Caz Festivali’nin bugün saat 20.00’de Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) Konser Salonu’ndaki açılış konserini, caz çevrelerinin “Emin Hoca”sı Emin Fındıkoğlu ve grubu yapacak. Sanatçının 2015’te, İKSV İstanbul Caz Festivali tarafından kendisine sunulan “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”ne teşekkür amacıyla oluşturduğu Emin Fındıkoğlu +12 adlı bu büyük caz orkestrasında, bugün aralarında Şenova Ülker ve İmer Demier gibi ustaların yanı sıra, Türk cazının genç yeteneklerinin de bulunduğu 16 cazcı yer alıyor. Vokalistler Meltem Ünel ve Zeynep Kuyumcu ile çalışan topluluğun repertuvarı Fındıkoğlu’nun seçip düzenlediği parçalardan oluşuyor. Sorgulayan bir sergi: Eğik Amerikan Hastanesi “Operation Room” Sanat Galerisi, 28 Nisan Cumartesi gününe kadar Pavlos Nikolakopoulos’un “Eğik” başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor. 1990’lardan beri düzenli olarak çizimli defterler tutan sanatçının, 2001 yılında zorunlu askerlik hizmetini vicdanen reddetmesi so nucu otomatik olarak uygulanan bir devlet prosedürüyle gönderildiği akıl hastanesinde geçirdiği 17 günden ilham alan sergi, altı ayrı bölümden oluşuyor. Devlet mekanizması, otorite, iktidar kavramlarının, hastalıksağlık, akıllılıkdelilik üzerinden insan bedenine uygulanan tahakkümlerini sorgulayan “Eğik”, denge konusunu odağına alıyor. TELEVİZYON Yayın Akışı 09.00 Sağlık Kontrolü 10.00 Hafta Sonu 11.00 Haber Bülteni 14.10 Canlı Tatlar 15.10 Sıradışı Bir Gün 16.00 Işıltılar 17.20 Mucize Yaşamlar 18.00 Ana Haber 20.00 5N 1K 21.15 Yeşil Doğa 22.00 Gündem Özel 01.00 Gece Haberleri 06.15 Airport 08.00 Burası Haftasonu 11.00 Haber Bülteni 11.15 HT Sağlık 15.30 Art Of 17.00 Haber Bülteni  18.00 Haber Bülteni  19.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Enine Boyuna 24.00 Haber Bülteni 01.30 Enine Boyuna  08.00 Hafta Sonu Sabah 11.00 Medya Mahallesi Ayşenur ArslanHüsnü Mahalli 13.00 Öğle Haber Bülteni 17.00 Yerel Gündem 19.00 Hafta Sonu Haber Bülteni 21.00 Türkiye Nereye Fatih Ertürk  24.00 Hafta Sonu Haber 08.00 Haber Bülteni  10.40 Tam Senlik 12.15 Hafta Biterken 14.35 0’dan 100’e 18.20 Yaşasın Hayat 19.15 Pasaport  20.00 Ana Haber 20.55 Yüzde Yüz Futbol 21.00 Haber Bülteni 22.00 Haber Bülteni 23.00 Astronotlar: Evren’in Son Askeri 09.45 Magazin D Cumartesi 13.00 Şule ile Vitrindekiler 14.00 Amerikalılar Karadeniz’de  16.00 Dizi: Çocuklar Duymasın 18.45 Ana Haber 20.00 Dizi: Gülizar 23.30 Dizi: Siyah Beyaz Aşk 02.30 Elveda Katya 08.00 18 Dakika 09.00 TV’de Film 10.20 Günün Dosyaları 11.15 Ayrıntılar 14.30 Günün Dosyaları 15.00 Çalışma Hayatı 14.30 Günün Dosyaları 18.00 Dünya Turu 19.00 Ana Haber 20.00 Ayna 21.00 İktisat ve Toplum 22.30 Günün Dosyaları 07.00 Dizi: Dolunay 08.00 Yerli Film: Emicem Hospital 10.00 Magazin Programı: Star Life 12.00 Tülin Şahin ile Moda 15.45 Dizi: İstanbullu Gelin 18.45 Ana Haber 20.00 Dizi: Fazilet Hanım ve Kızları 23.45 Dizi: Börü 08.00 İlker Karagöz ile Çalar Saat  10.45 Dizi: Mehmet Özer ile Mutfakta 11.30 Dizi: Kadın 13.45 Dizi: Bizim Hikâye 16.15 Yaparsın Aşkım 19.00 Gülbin Tosun ile Fox Ana Haber Bülteni 20.00 Dizi: Adı: Zehra 00.15 Tolgshow 08.30 Kendine İyi Bak 10.00 Cumartesi Sürprizi  13.00 Turgay Başyayla ile Lezzet Yolculuğu 17.00 Çocuktan Al Haberi 18.45 Ana Haber 20.00 Dizi: Yeni Gelin 00.15 Yabancı Film: Hollywood Polisleri 07.20 Dizi: Sen De Gitme 08.45 1’de Bugün 09.20 Osmanlı Tokatı 12.00 1 Gün Kala 15.25 Mehmetçik Kut’ülAmare 17.45 Ailem, Odam ve Ben 19.00 Ana Haber 20.00 Kalk Gidelim 00.15 Yerli Film: Bir Sevda İşi 08.00 Haftasonu 10.00 Beni Motive Et 11.00 Başkent’te Sağlık  13.00 Başkent Konserlerinden 16.00 Ben Çanakkale 18.00 Çocukça 19.00 Genç Düşünce 20.00 Ana Haber  21.00 Dans Bir Rüya 23.00 Belgesel 24.00 Gece Haberleri 07.00 Atv’de Hafta Sonu 10.00 Yabancı Film: Şafak Yıldızının Yolculuğu 12.55 Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 16.55 Dizi: Kanatsız Kuşlar 19.00 Hafta Sonu Ana Haber Bülteni 20.00 Dizi: Bahtiyar Ölmez 00.20 Aşk ve Mavi 08.00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 09.30 Maşa ile Koca Ayı 09.45 5’er Beşer 11.45 Arda’nın Mutfağı 12.30 Magazin 8 16.15 Survivor Panorama Hafta Sonu 20.00 Survivor 2018 00.15 Magazin 8 06.00 Alaska’yı Mesken Tuttuk 09.00 Fırıncılar Kralı 10.30 Temizlik Bağımlıları 12.10 Doğaya Kaçış 15.30 Temizlik Bağımlıları 18.00 Kumsal Evleri 19.15 Dağ Evleri 21.30 Ağır Yaşamlar 23.15 Ağır Ailem 00.05 1 Erkek 1 Kadın 09.50 Emlak Analiz 11.50 Çıkış Yolu 12.50 Üst Düzey 14.20 Reklam Arkası 17.10 HT Life 18.00 HT Magazin 19.00 Ayhan Sicimoğlu ile Renkler 20.00 Her Şey Bu Masada 21.00 Akustikhane 00.30 Her Şey Bu Masada 06.00 Mahallenin Muhtarları 10.00 Film: Paris Pahasına 11.45 Mutfağım 13.45 Çok Gezenti 14.15 Akasya Durağı 16.30 Yabancı Film: Merhaba Herman 18.45 Kelime Oyunu 20.00 Dizi: İsimsizler 22.45 Yabancı Film: Burada mısın? 00.45 Yerli Film: Zehri Cin 09.00 Film: Küçük Dal İz Peşinde 11.15 Film: Almanya 13.15 Film: Felaket Bulutu 14.15 Film: Cici Damat 17.00 Film: Sürpriz Çocuk 18.15 Dizi: Witnesses 20.00 Film: Zirveye Tırmanış 22.15 Film: Artçı Şok 23.45 Film: Cango: İdam Emri 01.15 Film: Eğlenceli Günler 03.15 Film: Küçük Dalın Başı Belada BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osmanlı padişahının 1 özel eşyalarından sorumlu olan görevli. 2/ İşsiz, aylak... Yankı. 3/ 2 3 Osmanlı Devleti’nde zamanın olaylarını saptamakla görevli devlet 4 5 tarihçisi. 4/ “ söz erin yüküdür / Çok söz hayvan yüküdür” (Yunus 6 7 Emre)... Ayakkabı çekeceği. 5/ Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. 6/ Kaz 8 9 Dağı’nın antik dönemler deki adı... Mısır’ın plaka 1 2 3 4 5 6 7 8 9 imi... Japon lirik dramı. 7/ Vücutta biriken azotlu bileşik... Dolma yapmak için hazırlanan karışım. 8/ Konut... Doğu Karadeniz’de yetişen, turşusu ve salatası yapılan bir bitki. 9/ Tahılın taşını ayıklamaya yarayan elek... İnce ve uzun metal şerit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 BAST I ABA 2 AYA REVAN 3 SANDA L BA 4 T D İ KELEÇ 5 I RAK ME T 6 E L EMAN Ö 7 A V L ENGE R 8 BABET ECE 1/ Osmanlı saraylarında hizmet eden 9 A N A Ç Ö R E N hadımların genel adı... Bir gıda mad desi. 2/ Yüksek ses, nara... Bir yaşını geçmiş dişi sığır. 3/ Yarık, çatlak... “ yoluna dökülmedik dilleri neyleyim” (B.R. Eyüboğlu). 4/ Soluk borusu... Hitit. 5/ En büyük ustası Montaigne olan yazı türü... Önü hendekli siper. 6/ Ürün elde etme etkinliği. 7/ Kars yöresine özgü, kıyma ve erik kurusuyla yapılan bir tür köfte... İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer. 8/ Eklembacaklıların örtene ğini oluşturan dayanıklı organik madde... Bir nota. 9/ Suyu alın mış her tür yiyecek maddesinin artığı... “Panzehir taşı” da denilen değerli bir mineral. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle