Katalog

Pazartesi 26 Mart 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 9 SOSYALİST KADIN MECLİSİ KONGRESİ ‘Kadınlardan korkuyorlar’ HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Kadın Meclisi 4. Kongresi’nde yaptığı konuşmada, kadınların yaşamın her alanında birleşmesi gerektiğini söyledi. Buldan “Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinden korkuyorlar” dedi. Kongreye HDP milletvekili Ayşe Acar Başaran, Suruç aileleri, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir ve çok sayıda kadın katıldı. Kongrede, cezaevinde olan HDP’li Figen Yüksekdağ, ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu ve SKM Sözcüsü Fadime Çelebi’nin mesajları da okundu. Burada konuşma yapan Buldan, HDP’nin kadın eşitliği, kadın özgürlüğü meselesinde diğer partilerden daha ileriye gittiğini, büyük çabalar sonucu büyük başarılar elde ettiğini belirtti. HDP’li belediyelerin kadınların yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi için birçok kurum açtığını ancak atanan kayyımların bu kurumları birer birer kapattığını söyleyen Buldan, şöyle devam etti: “Kadınların yıllardır vermiş oldukları özgürlük ve eşitlik mücadelesine ve bir araya gelerek örgütlenmesine karşı bir tahammülsüzlüğün göstergesidir bunlar. Çünkü onlar bizlerden korkuyorlar, onlar kadınlardan korkuyorlar. Kadınların özgürlük mücadelesinden, eşitlik mücadelesinden korkuyorlar. TBMM’de kadın eşitliğini savunan, kadın özgürlük mücadelesini yürütmeye çalışan kadın milletvekillerimizi bir bir tutuklayarak bu mücadeleyi sek teye uğratmaya çalıştılar. Birçok milletvekili arkadaşımızın milletvekilliği düşürüldü ki bunların içerisinde en fazla kadın milletvekillerimiz var. ” Kadınlar birleşmeli Kadınlara yönelik taciz, tecavüzler ve istismar gibi olayların yoğun olarak yaşandığını kaydeden Buldan, “Elbette ki bu ülkeyi yönetenlerin, kadınlara, muhalif kesimlere, demokrasi güçlerine karşı yürütmüş oldukları cinsiyetçi bir yaklaşım var. Bu yapının bundan sonra da bu tür müdahalelerinin artacağına ve bundan sonra da kadın özgürlük mücadelesinin önüne engeller koyacağından hiçbir kuşkumuz yok. Biz biliyoruz ki onlar özellikle kadınların özgürlük mücadelesine karşı vermiş oldukları direnişi yıkmanın ve bunu engellemenin yollarını arıyorlar” dedi. Kadınların hayatın her alanında birleşmesi gerektiğini vurgulayan Buldan, “Çünkü bizler bu ülkede erkeklerin almış olduğu kararlarından dolayı gözyaşı döküyoruz. Buna hiç kimsenin hakkı olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Savaşın tüm dünyada insanlara ölümden başka, insanlara acıdan başka, insanlara gözyaşından başka getirebileceği hiçbir şey yok. İşte onun için bizim dilimiz her zaman barış dili oldu. Bundan sonra da barış dilini, barış politikalarını ve barış saflarını hiçbir zaman terk etmeyeceğimizi ve bu anlamda ısrarcı olacağımızı da buradan ifade etmek isteriz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İHRAÇ EDİLENLER YÖNETİMDE Mülkiye’de ‘Yetiştik Çünkü Biz’ dönemi Mülkiyeliler Birliği’nde ği yeniden diriltmek için aday mevcut yönetimin başka olduklarını söyleyerek şöyle nı Erdal Eren ve ‘Yetiştik Çünkü devam etti: “Bizler yönetimde Biz’ ekibinden Dinçer Demirkent olsaydık 16 Nisan Referandu başkanlık için yarıştı. İhraç edi mu maddelerinin her biri hak len akademisyenlerin oluşturdu kında kamuoyu bir rapor görür ğu ‘Yetiştik Çünkü Biz’, 752 oya dü. Ancak Mülkiyeliler Birliği karşı 802 oyla yöne hayır diyen bir bildi time geldi. ri bile kaleme alama Mülkiyeliler Birliği dı ülkenin anayasası 46. Olağan Genel Ku değişirken. Biz yöne rulu Ankara Üniver timde olsaydık fakül sitesi Siyasal Bilgiler te tasfiye edilirken Fakültesi’nde gerçek bihaber olmazdık, leşti. Yeni yönetimin beklemezdik.” seçildiği genel kurul Oy kullanma işlemi da büyük çekişme nin 17.00’de bitme yaşandı. Mevcut yö sinin ardından, açılan netimin başında olan Dinçer Demirkent 15 sandıktan çıkan Erdal Eren ve OHAL sonuçlara göre; 752 oy döneminde çıkarılan KHK’lerle Erdal Eren Grubu, 802 oy Yetiş ihraç edilen akademisyenlerin tik Çünkü Biz Grubu aldı. Çekiş oluşturduğu ‘Yetiştik Çünkü Biz’ meli seçimin sonunda çizik lis ekibinden Dinçer Demirkent ye telerinin sayımı ardından Yetiş ni dönem başkanlığı için yarıştı. tik Çünkü Biz ekibinin kazan “Yetiştik Çünkü Biz” adayı dığı ilan edildi. Yetiştik Çün Dinçer Demirkent, Mülkiyeliler kü Biz ekibinin yeni sloganı Birliği’nin yalnızca bir mezunlar “Cebeci’ye bahar geldi” oldu. derneği olmadığını, bu gelene l ANKARA / Cumhuriyet REDHACK DEMİRÖREN’İ HACK’LEDİ ‘Sizin yazmadıklarınızı biz yazalım dedik’ Hacker grubu RedHack, Doğan Medya Grubu’nu satın alan Erdoğan Demirören’e ait internet sitelerini hackledi. RedHack Twitter hesabından, “Duyduk ki Demirören Doğan’ı almış.. Biz de bir hoş geldin partisi yapalım dedik” notunu paylaştı. Demirören’in internet sitelerine bırakılan yazıda özetle şu ifadelere yer verildi: “Demirören’in kendi sayfalarından, kendi gazetelerinde hiç yer vermediği ve sadece ‘bu ay’ olan bazı haberleri aşağıya yazalım dedik. Her şey sizde; para, medya, polis, asker her şey... Ama siz de olmayan, hesaplamadığınız bir şey var. Berkin’i hesaplamadınız, Ethem’i, Ceylan’ı, Ankara’da, Suruç’da, patlamalarda öldürdüğünüz canları, cesedini günlerce sokakta beklettiğiniz Teybet Ana’yı, yıllarca karanlık hücreye attığınız halde size ‘eyvallah’ çekmeyen Gezi’nin yiğit insanla rını hesaplamadınız. Mahkemelerde suratınıza zalimsiniz diye haykıran devrimcileri, okullarda barışı savunan gençleri, evladının mezarını isteyen anneleri hesaplamadınız. Siz bu ülkenin asli unsurlarını, dünyayı elleriyle yaratan emekçileri hesaplamadınız. Sizde olmayan en büyük şeyi, yani cesareti hesaplamadınız. Bu suskunluğa seviniyorsunuz ama unutmayın bu sevinciniz, Gezi’den hemen önceki sevincinize çok benziyor. Gelecek defa bu kadar kolay kurtulacak mısınız? Hep beraber göreceğiz.” RedHack, söz konusu sitelere koyduğu mesajda Yüksel eylemi, tutuklu gazeteciler, gözaltında 23 yıl önce katledilen Hasan Ocak ile ilgili yapılan Cumartesi Anneleri eylemi, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutukluluğu gibi haberlere yer verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ GÖZALTINA ALINDI Hedef gösterilen okula şafak baskını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” diyerek hedef gösterdiği Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine dün sabah polis operasyon düzenledi. Operasyon sırasında 3 öğrencinin gözaltına alındığı, 8 kişi için de gözaltı emri olduğu kaydedildi. Üniversitede, geçen hafta Afrin harekatına destek için lokum dağıtması üzerine, bazı öğrenciler de “savaşın lokumu olmaz” diyerek bu duruma tepki göstermiş, bu olayın ardından da 12 öğrenci gözaltına alınmıştı. Üniversite kampüsünde, dün de sabah 06.00 sıralarında yurtlara ve öğrenci evlerine baskın düzenlendi. Kuzey Kampüse gelen polisler, eş zamanlı olarak 2. yurt ve 4. yurtta GBT kontrolü yaptı. Polislerin Kuzey Kampüsü kütüphanesi sesli çalışma bölümünde de kontrol ve arama yaptığı bildirildi. Üniversite içine akrep tipi zırhlı araç, TOMA ve gözaltılar için boş otobüsler getirilirken, baskın ve aramalar sırasında 3 öğrenci gözaltına alındı. Yurt baskınıyla aynı zamanda kamera kayıtlarından tespit edilen ve ikametgahı belirlenen bazı öğrenci evlerine de baskın yapıldığı iddia edildi. Polisin elinde bir arama listesi olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden öğrenciler, listede kaç kişinin olduğunu bilmediklerini söyledi. Konuya ilişkin bugün üniversite rektörü ile öğretim üyeleri arasında bir görüşme yapılacağı öğrenildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Afrin lokumu’ gerginliğinin ardından ‘Bu gençlere okuma hakkı vermeyeceğiz’ diyen Erdoğan’ın sözleri üzerine 3 öğrenci gözaltına alındı. Listede kaç öğrenci olduğu ise bilinmiyor Kati Piri: DÜŞÜNMEK TEHLİKELİ ‘YERLİMİLLİ DEĞİL’ DEMİŞTİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’ni daha önce de ‘yerli ve milli değil’ sözleriyle eleştirmişti. Boğaziçi Üniversiteliler Derneği’nin 7 Ocak günü yapılan 14. Olağan Genel Kurulu’na katılan Erdoğan, “Boğaziçi Üniversitesi halen Türkiye’nin en prestjli, en önemli yükseköğretim kurumlarından biri. Bununla birlikte Boğaziçi Üniversitemizin bizim gönlümüzden geçen konuma ulaşamadığını da belirtmek durumdayım. Bu ülke ve bu milletin değerlerine yaslanamadığı için küresel bir marka haline gelme çabalarında da hedeflerine tam manasıyla ulaşamamıştır. Üniversitemizin temelinin yabancı bir eğitim öğretim kurumuna dayanıyor olması bu zemine oturmasına asla mani değildir. Çokseslilik ile kendi ülkesine ve milletine yabancılık arasında çizgiyi doğru çizmeden de bunu başaramayız. Batı ülkelerindeki üniversiteler, soruyorum, çoksesli değil mi? Peki, bunlardan hangisinin sürekli kendi devletine, kendi halkının değerlerine karşı faaliyet yürüttüğünü duydunuz, gördünüz. Böyle bir şey var mı?” şeklinde konuşmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan darp olayına karışan öğrenciler için ‘terörist’ ifadesini kullanmasını eleştiren Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, ‘yeni Türkiye’de eleştirel düşüncenin ‘tehlikeli bir çaba’ olduğunu söyledi. Kişisel Twitter hesabından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘Afrin protestosu’na katılan öğrencilere ‘terörist’ olarak hitap etmesine dair haberi paylaşan Piri, “Savaş karşıtı protestocular, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ‘terörist’ olarak nitelendirildi. Eleştirel düşünce, ‘yeni Türkiye’de tehlikeli bir çaba” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Gidişat endişe verici SİBEL BAHÇETEPE Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ni hedef almasına eğitim dünyasından tepki geldi. Erdoğan’ın, üniversite öğrencilerini, “O komünist, o vatan haini, terörist gençler onların masalarını dağıtıyor. O terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” sözlerini eleştiren eğitimciler, siyasilerin bir an önce üniversitelerden elini çekmesi gerektiğini belirtti. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, “Son yıllarda tek adama dayalı rejimi Türkiye’de yavaş yavaş hissettirmeye başladılar” dedi. Siyasi baskının üniversite üzerinde olduğunu söyleyen Yeşildere “Açık ve net olarak bunu hissediyoruz, çok endişe verici bir durum” diye konuştu. Yeşildere, şunları dile getirdi: “Rektör seçimleri yapılıyordu, onu ortadan kaldırdılar, rektörler direkt atanıyor. Ardından ‘yardımcı doçentliği kaldırın’ dediler, kaldırdılar. Şimdi de üniversiteler üzerinde özellikle de sürekli dile getirilen Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Boğaziçi de bunlardan biri... Son gelişen olaylarda her iki kesimden öğrenciler kendi düşünce ve akademik özgürlükler çerçevesinde düşüncelerini açıklamışlardır. Bu çerçevede ilk yapılan eylem ne kadar demokratik HDP: ÖĞRENCİLERİN YANINDAYIZ HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Acar Başaran, ifade özgürlüğü hakkını kullanan öğrencilerin Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmesi ve gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Başaran, “Bu durum Türkiye Cumhuriyeti’nin, adım adım tehdit ve iktidara muhalif olanların tasfiye edildiği bir yapı haline dönüştüğünün açık kanıtıdır. Erdoğan’ın “Bu gençlere üniversitede okuma hak kı vermeyeceğiz” sözleri ise bir başka hak ihlalidir. Anayasasda koruma altına alınan ‘eğitim hakkı’ tek bir kişinin talimatı ile ortadan kaldırılabilecek bir hak değildir. Savaş ve işgal çığırtkanlığına tepki göstermek, yaşam hakkını savunmak suç değildir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri yalnız değildir. Onlarla ve gençlerle dayanışma ve mücadeleyi ortaklaştırma çabalarımız kesintisiz devam edecektir” dedi. ise ona karşı yapılan eylemde o kadar demokratiktir. Öğrencileri bu şekilde yorumlamak, komünist olarak yorumlamak yani işine gelmediği bir fikri savunan öğrencilere belli ithamlarda bulunmak, üniversiteleri çok endişe verici duruma getirir. Solcu öğrenciler, zamanında türbana geçit vermeyen rektörlere de karşı direnmişler ve türbanlı öğrenciler yanında yer alarak mücadele vermişlerdir. Her türlü siyasi görüşten, dini, etnik kökenden kişiler üniversitelerde okuyabilirler, bu hak anayasal haktır. Kim olursa olsun bu anayasal hakkı kimsenin elinden almaması gerekir, buna faşizm denir. Cumhurbaşkanı bu konuda geçmişi biraz irdelerse türbanlı, başörtülü öğrencilere yapılan baskıları anımsarsa, o zaman onlara yapılan bu antidemokratik, faşizan yapıları şimdi solcu, komünist adı vererek başka düşüncedeki öğrencilere yapmaya doğru gidiyor. Bir an önce üniversi telerden siyasilerin elinin çekmesinden yanayız.” Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı Görkem Doğan, kendisinin de Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduğunu anımsatarak “Bu AKP hükümetinin baştan itibaren bir politikası var Türkiye’nin köklü kurumlarına yönelik... Bu Rabia bayrağını bunların hepsine teker teker dikmek istiyorlar. Anayasa Mahkemesi, Doğan Medya Grubu, İstanbul Erkek Lisesi, Cağaloğlu Anadolu Lisesi bunların hepsinin değeri farklıdır, tartışılır, beğenirsiniz beğenmezsiniz. Son hedeflerinde de Boğaziçi Üniversitesi var. Rabia bayrağı dikilmek istenen bu kurumların hiçbirinin daha iyi hale geldiğini görmedik, tam tersine çürüdüler ve uluslararası standartların altına düştüler. Üniversite evrenseldir, evrenselliğini ortadan kaldırırsanız üniversiteyi ortadan kaldırırsınız” değerlendirmesini yaptı. ODTÜ’DEN DESTEK: GENÇLİĞİ YILDIRMA GİRİŞİMİ Cumhur başkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından ev baskınlarıyla gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, ODTÜ’lü öğrencilerden destek mesajı geldi. Yapılan açıklamada, “Üniversiteler, özgür düşünce ortamının; bilimsel, laik eğitim ilkelerinin koruyucusu olması gereken kurumlardır. Yapılan operasyonlar, üniversite gençliğinin baskılarla yıldırılmasına, özgürlüğü ve barışı savunanların sindirilmesine yöneliktir” ifadelerine yer verildi. Arkadaşlarının gözaltına alınmasının üniversitelerindeki düşünce özgürlüğüne ağır bir darbe olduğunu aktaran öğrenciler “ODTÜ Öğrenci Temsilcileri Konseyi olarak, maksatlı bir şekilde hedef gösterilen Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ve Ankara Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu bildiriyor, gözaltındaki arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B