25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Mart 2018 haber 8 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Altan için AYM’ye çağrı Afrin ve ötesi A nkara’nın Rusya’yla vardığı mutabakat ve TSK’nin üstün ateş gücü, Afrin harekâtının neticesini tayin eden iki faktör oldu. Netice öngörülmüştü, YPG’nin TSK karşısında tutunması imkânsızdı. Dolayısıyla TSK harekâtın zamanlamasını dilediği gibi yönetti. O kadar ki, Afrin şehir merkezine girilip yönetim binasına Türk bayrağının çekilmesi, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü olarak kutlanan 18 Mart tarihine kolayca denk getirildi. İktidarın, Afrin harekâtı ile Çanakkale savunması arasında bir özdeşlik tesis ederek, kendisini desteklemenin her türlü muhalefetin ötesine geçen bir milli görev olduğu yönünde verdiği mesaj, 18 Mart zamanlamasıyla adeta taçlandırıldı. TSK’nin kullandığı yüksek teknoloji ve ateş gücü karşısında YPG, kırsalda ve yerleşim merkezlerinde mevzi savaşı sürdürmenin imkânsızlığını görerek hızla çekilmek zorunda kaldı. Bu arada Afrin’de yaşayan sivillerin önemli bir kısmı açık bırakılan koridordan bölgeyi terk ettiler. Raco, Cinderes ve son olarak Afrin şehir merkezi gibi yerleşimler yakılıp yıkılmaktan kurtuldu. YPG ilerleyen TSK ve ÖSO karşısında meskun mahalde direnmeyi tercih etseydi sonuç yine değişmezdi. TSKÖSO ittifakı her durumda kazanırdı, fakat bugünkünden çok daha ağır bir insani kriz tablosu ortaya çıkardı. Afrin’de yenilen YPG/PKK, Fırat’ın doğusu ve batısındaki Kürt bölgelerini bir şekilde birleştirme şansını tarihsel olarak yitirdi. Dahası, Afrin’den Kürt göçü etnik yapının değişerek bölgenin Araplaşması sonucunu da doğurabilir. Cevabı enteresan olabilecek bir soru, PYD’nin 2012’de Şam’dan savaşmadan teslim aldığı Afrin’i Şam’a geri vermeyip neden Türkiye’ye savaş yoluyla kaybetmeyi tercih ettiğidir. Rusya’nın, “Zeytin Dalı Harekâtı”ndan birkaç gün önce YPG/PKK’ye, Afrin’i Şam’a terk edip ağır silahlarını da bırakarak tamamen çekilmelerini önerdiğine dair muhtelif mecralarda haberler çıkmış ve bunlar yalanlanmamış idi. YPG/PKK’nin bu şartları ağır bularak reddettiği, bunun üzerine Rusya’nın Ankara’ya harekât için yeşil ışık yaktığı belirtilmişti. Afrin’den mevcut konjonktürde yeni bir “Kobani” yaratılamayacağı belli iken... YPG/PKK’nin Rus teklifini reddedip, Afrin’de Türkiye’ye karşı kendi yenilgisiyle sonlanacağı kesin olan bir savaşı göze alması, nasıl açıklanabilir? Türkiye’nin Kürt meselesini uluslararasılaştırma hesabıyla mı? Yoksa, Şam rejiminin Afrin’i de alarak güçlenmesindense, hamisi olduğu YPG/PKK’nin bu bölgeyi Türkiye’ye kaybetmesini tercih edeceği varsayılan ABD’nin telkiniyle mi? Ya da ikisi birden mi? Neticede, Suriye’deki PYD/PKK bölgeleri değişen konjonktürün neticesinde ortaya çıkmışlardır ve akıbetlerini yine konjonktürdeki değişim belirleyecektir. Afrin’de olduğu gibi... 2012’nin temmuz ayında Şam rejimi, biraz da Ankara’nın kendisini devirmeyi hedefleyen Suriye politikasına tepki olarak Kürtlerin yoğun olduğu Afrin, Kobani, Amude, Derik gibi bölgeleri PYD/PKK’ye terk etmiş ve böylece Türkiye’yi stratejik tehdit algıladığı bir durumla karşı karşıya bırakmıştı. Uzun lafın kısası, 2012’den bugüne konjonktür çok değişti; önce “Kürt kantonları”, derken IŞİD’in ortaya çıkışı, ardından Kobani, ABD’nin PYD/PKK’yle IŞİD’e karşı ittifaka gitmesi, Türkiye’de “çatışmasızlık dönemi”ne 2015 yazında son verilmesi, Suriye’ye Rus müdahalesiyle rejimin lehine yeniden kurulan denklem ve IŞİD’in yenilmesi... Türkiye de değişen konjonktür neticesinde Afrin’e müdahale etmiştir. Şimdi Afrin üzerinden “Fırat Kalkanı” bölgesi ile İdlib arasında kara bağlantısı kuruluyor. Türkiye’nin Suriye’deki nüfuz alanını genişletmesi, Rusya’dan bağımsız hareket edebilen İran’ı ve tabii ki Şam rejimini rahatsız edecektir. İdlib’deki gelişmeleri biraz da bu mercekten izlemekte fayda olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Saray’da hâkim ve savcılara hitap ederken “Bir gece ansızın Sincar’a da girebiliriz” dedi. Irak’taki Kandil ile Suriye’deki PYD/PKK bölgeleri arasındaki karasal ilişkiyi Sincar’a uzanarak kesmenin bundan sonraki öncelikli hedef olacağı anlaşılıyor. Suriye’deki PYD/PKK ise TürkAmerikan ilişkilerindeki başlıca gerilim kaynağı ve bir iltihaplı sorun olmayı öngörülebilir bir gelecekte de sürdürecekmiş gibi görünüyor. Tutuklu yazar Mehmet Altan için Anayasa Mahkemesi’ne talepte bulunan avukatı Figen Çalıkuşu, uygulanmayan ihlal kararıyla ilgili yeni bir karar verilmesini istedi Tutuklu yazar Mehmet Altan’ın avukatı Fiden Çalıkuşu, Ana yasa Mahkemesi’ne çağrı da bulunarak uygulanmayan ihlal kararıyla ilgili yeni bir karar verilmesini istedi. Altan’ın avu katı Figen Çalı kuşu, Anayasa Mahkemesi’ne Altan’ın ikin ci şikâyetini ALİCAN ULUDAĞ görüşme çağrısında bulun du. Altan’la il gili hüküm verildiği gerek çesiyle ihlal kararının uygu lanamayacağı tezinin ger çeği yansıtmadığını belir ten Çalıkuşu, bu konuda Er genekon davasında müeb bet hapis cezası alan İlker Başbuğ’un durumunu örnek gösterdi. İlker Başbuğ kara rında, AYM’nin hükümden önce ya da hükümden son ra her iki durumda da de vam eden tutuklamanın “ya sanın öngördüğü usule uy Mehmet Altan gun olma koşulunu sağlaması gerektiğini” kabul ettiğini ifade eden Çalıkuşu, “Bu sebeple hüküm verildi gerekçesi ile AYM kararı öldürülemez. AİHM’nin ülkedeki görüntüsü AYM’dir. AYM ihlali hükümden önce saptadığı için AYM kararı gibi AİHM kararı da öldürülemez, etkisiz kabul edilemez” dedi. 26. Ağır Ceza’nın, AYM’nin “tutuklama için dahi kuvvetli belirti ve somut ALPAY 2. İTİRAZLA TAHLİYE OLDU Anayasa Mahkemesi, 11 Ocak’ta yalnızca Şahin Alpay’ın haklarının ihlal edildiğine karar vermedi. Mahkeme, tutuklu Mehmet Altan’ın başvurusu sonucunda da ihlal kararı açıkladı. Ancak bu kararlar, yerel mahkemeler tarafından uygulanmadı. 16 Şubat’ta İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Altan’ın yargılandığı dava da kararını açıkladı ve darbeye teşebbüs suçundan FETÖ’den tutuklu yazara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Anayasa Mahkemesi, 15 Mart’ta yalnızca Şahin Alpay’ın ikinci başvurusunu karara bağladı ve yeniden hak ihlali kararı verdi. Bu sayede Alpay tahliye olurken, Mehmet Altan’ın durumu belirsizliğe neden oldu. olgu bulunmayan” dosya kapsamından “ağırlaştırılmış müebbetlik suç” çıkardığını anlatan Çalıkuşu, şöyle devam etti: Alpay hatırlatması “Mehmet Altan AİHS 5. maddesi gereği ‘mahkumiyet sonrası tutma’ durumuna geçmiştir. Ancak bu durum gerek hükümden önce verilen AYM Ge nel Kurul kararının, gerek Şahin Alpay başvurusu gibi yaptığımız 2. başvuru sonucu verilecek bir ihlal kararının, gerekse ihlal kararı içeriğinde olması koşulu ile AİHM kararının neticelerini meydana getirmesine, infaz edilmesine engel değildir. Çünkü AYM Genel Kurulkararı ile hükümden önce ama tüm dosya kapsamını inceleyerek, Mehmet Altan’ın ‘hukukun öngördüğü usule uygun olarak’ tutulmadığına hükmetmiştir. İlker Başbuğ mahkumiyet kararı açıklandıktan sonra tutuk hali ile ilgili başvuru yapmış ve mahkumiyet kararından 7 ay sonra tahliye olmuştur. Mahkumiyet sonrası devam eden tutuklama için de AYM ‘yasanın öngördüğü usule uygun olup olmadığı’ incelemesi yapmaktadır. Mahkumiyet kararı, Başbuğ kararında geçtiği üzere tutuklamanın yasanın öngördüğü koşullara uygun devam edip etmediği incelemesine ve verilecek bir ihlal kararının infaz edilmesine engel değildir. Mehmet Altan hakkında verilen ya da verilecek kararların infaz edilmesine bir engel yoktur. AYM ve AİHM kararları etkisiz hale getirilmesinden kaçınılmalıdır ki Cumhurbaşkanı da Anayasa Mahkemesi kararlarına ‘neticede’ uyulduğunu söylemiştir.” l ANKARA ‘SÖZDE SORUMLULUK SAHİBİ’ Mahkeme yeni ‘aydın’ tanımı yaptı “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atarak “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan akademisyen A. A. hakkındaki hükmün gerekçesi açıklandı. Gerekçeli kararda; “Sözde sorumluluk sahibi aydın bir akademisyen olarak ‘Barışa katkısı olsun diye bildiriyi imzaladım’ diyen A.A’nın, aynı mahiyette bir bildiri veya çağrıyı PKK silahlı terör örgütüne karşı yapmayı düşünmemesi ya da düşünmek istememesi aydın, barışçı, demokratik, sorumluluk sahibi ve tarafsız akademisyen kimliği ile hiçbir şekilde bağdaşmadığı tartışmaya yer vermeyecek kadar açıktır” denildi. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından hazırlanan 21 sayfalık gerekçeli kararda, suça konu ve sanığın da içerisinde bulunduğu 1128 akademisyen tarafından imzalanarak 11 Ocak 2016 tarihinde yayımlanan bildirinin çatışmaların arttığı dönemde ya yımlandığına dikkat çekildi. 2015 yılının ikinci yarısında örgütün bu eylemlerine ilişkin 532 güvenlik görevlisinin şehit olduğu 228 sivilin de hayatını kaybettiği belirtilen gerekçeli kararda, devletin almış olduğu sokağa çıkma yasağı kararı sonucunda 1 milyon 300 bin kişinin doğrudan etkilendiği, 362 bin öğrencinin eğitimden mahrum kaldığı kaydedildi. Hozat’tan sonra... Kararda, PKK terör örgütünün yürütme konseyi eşbaşkanı Bese Hozat’ın, medya aracılığıyla 22 Aralık 2015 tarihinde “Aydın ve demokratik çevreler öz yönetimlere sahip çıksın” şeklindeki açıklamasından sonra, yargılamaya konu bildirinin hazırlandığı, basın ve yayın yoluyla paylaşılmak suretiyle algı yaratılmaya çalışıldığı iddia edildi. Öte yandan gerekçeli kararın A.A’nın avukatına ulaşmadan haber ajanslarına servis edilmesi dikkat çekti. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Önder Çelik Murat Sabuncu Hayri İnönü Bülent Özdoğan KURTULUŞ ARI GAZETEMİZE DESTEK ZİYARETLERİ SÜRÜYOR ‘Cumhuriyet demokrasi için bedel ödemeye devam ediyor’ Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tahliyesinin ardından gazetemize dayanışma ziyaretleri sürüyor. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Başkan Yardımcısı Uğur Gazi Yorgun, Başkan Danışmanı Seyfi Erbaş ve Basın Danışmanı Sevil Gedik gazetemizin Şişli’deki binasına gelerek Genel Yayın Yönetmenimiz Sabuncu’ya geçmiş olsun dileklerini iletti. Hayri İnönü, “Biz komşuyuz. Cumhuriyet ile gönül bağı dışında böyle ayrı bir bağımız var. Tutukluluk döneminde Silivri’ye gitmedim, gitsem de göremeyecektim. Ama eşleriyle hep görüştüm, haberlerini hep aldık, nasıl hissettiğimizi ilettik. Geçmiş olsun diyorum, söylenecek de aslında fazla bir şey yok. Bu süreç umarım tekrar yaşanmaz, hep öyle diyoruz. Ama maalesef tekrar yaşanıyor. Bir an önce herkesin serbest bırakılmasını arzu ediyorum. Hâkim de ‘kaptanlar en son bırakır ge miyi’ dedi, bunu da anlamış değilim” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Cumhuriyet gazetesi Türkiye’de demokrasinin bedelini ödedi. Ödemeye devam ediyor. Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve Ahmet Şık geçen hafta aramıza katıldılar. Onlara dışarıdaki cezaevine hoş geldin demek için geldim. Umarım 27 Nisan’da da Akın’ı alacağız ve yolumuza devam edeceğiz” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Sezgin Tanrıkulu Hikmet Çetinkaya T.C. MERSİN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2018/112 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Mersin ili, Akdeniz ilçesi Karacailyas mahallesi, köy civarı mevkii ADA NO: 118 PARSEL NO: 20 VASFI: Tarla YÜZÖLÇÜMÜ: Toplam 5.012,89 m2, Kamulaştırılan kısım 153,30 m2. MALİKİN ADI VE SOYADI: Muazzez Demir, Zübeyde Aras, Süleyman Kan, Hüsamettin Kan, Apdurrazzak Kan, Şirvan Kan, Türkan Kan, Filiz Kan, Gönül Kan, İlhami Kan, Hasibe Kan, Münevver Kan, Yeliz Bulun, Selah Demirtaş, KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü Kamulaştırmayı yapan idare, malikleri, cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2018/112 Esas sayısında dava açılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 14/03/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 770127) T.C. GÖKÇEBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/134 KARAR NO: 2017/154 Davacı SONER GİDER aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Zonguldak ili Gökçebey ilçesi Muharremler köyü Cilt No: 19, Hane No: 30, Bsn 58 de nüfusa kayıtlı Satiye ve Bayram oğlu Gökçebey 09/01/1995 doğumlu 32780372732 T.C. Kimlik No’lu Soner GİDER’in “SONER” olan isminin “SONER TALHA” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE, davacının SONER TALHA GİDER olarak yeniden nüfusa TESCİLİNE Karar verildiği, İlan olunur. 06/03/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 770755) REDHACK DAVASI 6 gazeteci, haberleri için yine hâkim karşısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın RedHack tarafından ele geçirilen kişisel eposta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle yargılanan 6 gazetecinin davası bugün İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Diken Haber Editörü Tunca Öğreten, BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik, DİHA muhabiri Metin Yoksu, Etkin Haber Ajansı Haber Müdürü Derya Okatan ve Yolculuk Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Eray Sargın, 25 Aralık 2016’da İstanbul, Ankara ve Diyarbakır merkezli yapılan operasyonda gözaltına alınmış, 6 isim tam 24 günlük gözaltı süresinin ardından 17 Ocak’ta adliyeye sevk edilmişti. Öğreten, Kanaat ve Çelik ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklanırken, diğer üç isim serbest bırakıldı. Öğreten, Kanaat ve Çelik’in tutukluluklarının 167’nci gününde nihayet iddianame hazırlandı. Devlet sırrı! İddianamede Albayrak’ın kişisel eposta hesaplarında ‘duruma göre devlet sırrı niteliğinde de olabilecek bilgiler’ olduğu ve bu bilgilerin maniple edilerek Albayrak ve onun şahsında hükümeti yıpratmak amacıyla yayımlandığı öne sürülüyor. Ancak hangi bilginin ne şekilde değiştirildiğinden bahsedilmiyor, sadece, “milli enerji politikasının başarısızlığa uğraması için olumsuz algı oluşturulduğu” gibi suçlamalar yer alıyor. İddianamede Öğreten FETÖ ve DHKPC’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, Okatan, Sargın, Yoksu ve Çelik ‘örgüt propagandası”, Kanaat ise ‘örgüt üyeliği’yle suçlanıyor. Kanaat haricindeki isimlere “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçlaması da yöneltildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle