27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Mart 2018 4 Afrin’den sonra Cumhuriyet’in eski yazıişleri müdürlerinden, büyüğüm Sami Karaören’in oğlu artık dostluğumuz köklü aile ilişkisine dönüşmüş olan Mimar Mehmet Karaören ile Afrin operasyonunun amacına ulaştığının açıklanması arifesinde sohbet ederken, uzun süredir zihnimi işgal eden bir olayı çok düşündürücü biçimde dile getirdi: Bu işler olurken, sanki hep bizi bulunduğumuz yerden alıp, başka bir yere koydular duygusuna kapılıyorum, dedi. Ben de son zamanlarda, Mehmet dostum gibi düşündüğümden çok heyecanlandım. Uluslararası siyasette çok yaygın olan, bir devletin coğrafi yerinin değiştirilemeyeceği saptamasının yalnızca bir dereceye kadar doğru olduğunun en çarpıcı örneği, Türkiye’nin yüz yıllık bir süre içinde iki kez değişen konumudur. HHH 1914’te Birinci Paylaşım Savaşı başladığında bölgenin tam göbeğinde yer alan Türkiye, İmparatorluğun hâkim olamadığı sınırları dolayısıyla Ortadoğu’nun ta kendisiydi. Ortadoğu sorunu “Şark Meselesi” çerçevesinde ele alınırdı, “Şark Meselesi” de “Hasta Adam” Osmanlı’nın topraklarının nasıl bölüşüleceği sorunuydu. Türkiye varlık, kimlik ve bağımsızlık savaşından sonra Misakı Milli sınırlarıyla Ortadoğu’daki coğrafi konumunu değiştirdi. O artık Ortadoğu’nun göbeğinde değil, kıyısında yaşayan, bölgenin iç çekişmelerinden uzak duran, yalnızca bölgede Ankara’nın da yaşamsal çıkarı olan barış ortamının oluşmasına katkıda bulunmakla yetinen bir ülke konumundaydı. Türkiye’nin yeri değişmemişti ama tavrı, dolayısıyla konumu büyük ölçüde değişmişti. Yurtta barış, dünyada barış sloganıyla özetlenen dış politikanın temel taşı olmuştu yeni tavır. Cumhuriyet’in bu ana politikası, Bağdat Paktı ve CENTO ile bir ölçüde zedelenmenin de ötesinde 1958 Irak darbesinin ardından Menderes iktidarının bu ülkeye silahla müdahale girişimiyle tümden ortadan kalkmak üzereyken neyse ki ABD tarafından engellendi de, iş daha tehlikeli boyutlara varmadan orada kaldı. TSK Cumhuriyet tarihi boyunca sınır ötesine bayrak dikmedi. HHH Türkiye’nin bir defa daha konum değiştirerek, Ortadoğu’nun göbeğinde yer alarak batağına saplanması, ABD’nin Baba Bush dönemindeki Birinci Körfez Operasyonu’na denk gelir. Körfez bunalımı günlerinde sürekli Baba Bush ile doğrudan temas halinde olan Özal’ın pragmatist mi, oportünist mi, nasıl adlandırılabileceğini kestirmenin güç olduğu siyasal tutumunun ürünü olan “bir koyup üç alma” tutkusuyla Irak’a müdahaleye karar verdiği 1990’da bu girişimi “girmek kolay, ama çıkmak zor” diyerek eleştiren Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’ın istifası ve o zaman yürütmenin başı olan Başbakan Yıldırım Akbulut’un da Özal’a karşı çıkması üzerine Türkiye’yi daha o günlerde Ortadoğu batağının ortasına atma girişimleri, bir kez akim kalmıştı. Daha sonra son Körfez bunalımı operasyonunda, 1 Mart 2003 tezkeresinin CHP’nin muhalefeti ve AKP’nin de nitelikli coğunluğu sağlamakta yetersiz desteği yüzünden reddedilmesi üzerine Türkiye bir kez daha tehlikenin eşiğinden döndü. 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin sonuçları ne yazık ki uzun ömürlü olmadı ve Türkiye daha sonra bugün işbaşında olan iktidarın yanlış politikalarıyla Ortadoğu batağına girdi. TSK, tarihinde ilk kez herhangi bir uluslararası anlaşmaya dayanmadan Afrin’de bir zafer sonunda göndere bayrak çekiyordu. Ankara’nın bu operasyonu kendi sınır güvenliği için yapması, harekât ile bölgedeki konumunun değişmiş olduğu gerçeğini etkilemiyordu. Zorunlu bir operasyonun sonucu olarak gelen Afrin zaferinden sonra Türkiye artık bir Ortadoğu ülkesidir ve bu açıdan, her gün adım adım izlediğimiz Afrin harekâtı belki de bizim sandığımızdan da daha önemli sonuçlar doğurabilecektir. Bilmem Mehmet Karaören dostumun sözleri sizde de aynı çağırışımları yaptı mı? MHP Selçuklu ilçe yönetimi istifa etti Konya’da MHP Selçuklu İlçe Başkanı Güzide Çipan, bazı yönetim kurulu üyeleriyle birlikte önceki gün Ankara’da yapılan partisinin kurultayına katıldı. Çipan, kurultay sonrası ilçe yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, istifa etti. Çipan, “Gördüğüm lüzum üzerine MHP Selçuklu İlçe Başkanlığı görevinden, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte istifa etmiş bulunmaktayım” dedi. l DHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kuvvetler ayrılığı törenle tarih oldu! Saray’da yapılan avukatlıktan hâkim ve savcılığa geçiş için atama kurası töreninde tüm hâkim ve savcılar Erdoğan ile Yıldırım’ı ayakta karşıladı Avukatlıktan hâkim ve savcılığa geçiş için atama kurası Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle yapıldı. Tüm hâkim ve savcıların Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salona girişleri sırasında ayağa kalkmaları dikkat çekti. Erdoğan atanan 1236 hakim ve savcıya FETÖ ile mücadele için “Bitti mi derseniz, bittiğine inanmıyorum. Daha çok çalışacağız. Bu virüs aynen kanser gibi. Kim bilir, nerelerde neler çıkacak takip edeceğiz, çıkaracağız” sözleri ile seslendi. Erdoğan’ın “İnsan hakları alanında yaptığımız reformlar sayesinde vatandaşlarımıza karşı gönlümüz ferahtır. Uluslararası alanda da ciddi hiçbir sıkıntıyla karşılaşmıyoruz” ifadeleri dikkat çekti. Saray’da 15.00’da başlaması beklenen tören, Erdoğan gelmeden, Başbakan Yıldırım’ın gelmesi ile başlatıldı. Erdoğan ve Yıldırım’ın salona girişleri sırasında, tüm hâkim ve savcıların ayağa kalkması dikkat çekti. Törenin açılış konuşmasını dönem birincisi Yasin Yakar yaptı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Törene katılan hâkim ve savcıların Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ı ayakta karşılamaları dikkat çekti. Daha önce de Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün cüppesinin önünü iliklemeye çalışması tepkilere neden olmuştu. törenin Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirildiğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, bu kurada alınanlarla birlikte hâkim/savcı sayısının 18 bine çıktığını, 15 Temmuz 2015’teki darbe girişiminden sonra yargının mevcudunun iki katına yükseldiğini açıkladı. Başbakan Binali Yıldırım ise hâkim ve savcı adaylarına, “Yargı mensuplarının donanımı, liyakatı, kalitesi önem taşıyor. Adaletin güçlü olduğu yerde devlet de güçlüdür. Hukuk devletinde vatandaş keyfi uygulamalardan korunur. Bu amaçların sağlanmasında adil, tarafsız, etkin ve hızlı işleyen bir yargı sisteminin varlığı olmazsa olmazdır. Yargının evrensel etik kurallarını; bağımsızlık tarafsızlık, doğruluk, dü rüstlük, ehliyet ve liyakat ilkelerini daima gözetmelisiniz” sözleri ile seslendi. ‘FETÖ bitmedi’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da adalet teşkilatının, içindeki FETÖ’cüleri en hızlı, kararlı temizleyen kurum olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bitti mi derseniz, bittiğine inanmıyorum. Daha çok çalışacağız. Bu virüs aynen kanser gibi. Kim bilir, nerelerde neler çıkacak takip edeceğiz, çıkaracağız. Bunların temizlenmesi gerekiyor. Bu kurumun çok güzlü, çok sağlam, tertemiz, pırıl pırıl olması lazım” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın, “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını getirmiş, istinaf mahkemelerini faaliyete geçirmiş olmamız dahi, hak arama yollarının genişletilmesi bakımından hukuk devrimidir. İnsan hakları alanında yaptığımız reformlar sayesinde vatandaşlarımıza karşı gönlümüz ferahtır. Uluslararası alanda da ciddi hiçbir sıkıntıyla karşılaşmıyoruz” ifadeleri dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Temiz Seçim’ turları Temiz Seçim Platformu Yürütme Kurulu, 2019 seçimlerine ilişkin CHP ve SP’yi ziyaret etti. Platform sözcüsü Okuyan, ‘Seçimin iki tarafı var, Tayyip Erdoğan ve 81 milyon Türkiye’ dedi Uysal’a tepkiler dinmiyor İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın önceki akşam yapılan AKP Arnavutköy olağan kongresinde, “Bizim şu anda birinci önceliğimiz metro. Metroda da birinci önceliğimiz en fazla oy aldığımız yerler olacak inşallah” şeklindeki açıklamaları tepkiye neden oldu. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Te kin, Uysal’a, “Bölücülük yapıyorsunuz. Herkesten aldığınız vergi karşılığında herkese eşit hizmet götürmek zorundasınız. Vicdanen de hukuken de bu böyle olmalıdır” dedi. Halkevleri üyeleri de saat 15.00 sıralarında İBB önünde buluşarak, “AKP İl Başkanlığı değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi” yazılı pankart açtı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde, “Memleketi böyle yönetemezsiniz”, “Herkese eşit kamu hizmeti” şeklinde sloganlar atıldı. Yapılan açıklamada, “Uysal hakkında ayrımcı ifadeleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulunduk” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Şefkat Çetin’den ayrılık sinyali SELDA GÜNEYSU MHP Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) köklü değişiklikler yapan Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, partinin çekirdek kadrosu olan Başkanlık Divanı’nda da “yarı yarıya” değişime gideceği belirtiliyor. Bahçeli’nin MYK’de yer vermediği Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ise sosyal medya hesabından partiyi hedef aldı. Çetin’in, “Zayıf düştük. Kızgınlık+Kırgınlık+ Soğuma+Kırılma=Kopma. 244872 saat frenle. Her birinin hatırası var. Dostlar meclisinin‘sabır’ söylemleri” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Çetin, yine sosyal medya hesabı üzerinden tüm parti teşkilatına şu açıklamayı yaptı: “Bir neferi olarak yıllardır hizmetinde olduğumuz davamıza, ülküdaşlarımızın yüzlerini kara çıkartmadan parti disiplini içerisinde en iyi şekilde hizmeti kutsal bir vazife bildik. Emanet edilen vazife bayrağımızı yere düşürmeden, lekeletmeden teslim etmemizi sağlayan Yüce Yaradan’a şükürler olsun. Makamlar gelip geçici, davaya sadakatimiz ve ülkücülüğümüz bakidir. Bu kutlu davayı daha ileriye taşıyacak bütün ülküdaşlarıma yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun.” l ANKARA Temiz Seçim Platformu Yürütme Kurulu, seçim güvenliğine ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüştü. Platform sözcüsü Yaşar Okuyan, “Önümüzdeki seçimler 81 milyonluk Türkiye’nin seçimi. Bu seçimin iki tarafı var. Bir tarafta Tayyip Erdoğan diğer tarafta ise 81 milyon Türk milleti var. Mutlaka sandığa gideceğiz. Çünkü bir oy, bir oydur. Vatandaşlara çağrımız, oy senin namusundur, namusunu satma” dedi. Temiz Seçim Platformu, seçim güvenliğine ilişkin çalışmalarıyla ilgili Vatan Partisi, Demokrat Parti, Merkez Partisi, İYİ Parti’nin ardından dün de CHP ve Saadet Partisi liderleri ile bir araya geldi. Platformun sözcülüğünü yapan eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan, beraberindeki heyetle önce Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, ardından da CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü. CHP genel merkezinde gerçekleştirilen görüşmede CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da hazır bulundu. Görüşmelerde yurttaşların sandığa gidişi, sandık güvenliği ve oy sayımında karşılaşılabilecek sorunların ele alındığı öğrenildi. Görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulunan Okuyan, “Seçim güvenliği için sandıklarda gönüllü olan insanlar, diğer partilerin hazırlıkları ile önce sandığa sahip çıkmak ve oy vermedeki engellerin kaldırılması ve siyasi partilerin sandık güvenliği ile ilgili katkı sağlamada birlikte hareket etmek için belli bir noktaya geldik” dedi. Okuyan, “Önümüzdeki seçimler 81 milyonluk Türkiye’nin seçimi. Bu seçimin iki tarafı var. Bir tarafta Tayyip Erdoğan diğer tarafta ise 81 milyon Türk milleti. Böylesine kritik bir noktada, dışarıdan emperyalistlerin Türkiye’nin boğazına sarıldığı bu durumda çok duyarlı olmamız lazım. Demokrasiye yüzde 100 sahip çıkmamız lazım. Bunu yaparken de sandıklara sahip çıkılması lazım. Oyları kimin saydığı da çok önemli. Böylesine bir yasayı AKP MHP ittifakıyla geçirmelerine rağmen onlara da çağrı yapıyoruz. Bu yanlıştan dönün, yasayı seçime katılma hakkına sahip olan ve Meclis’te olsun olmasın bütün partilerle vakit geçmeden yeniden ele alın. İktidarın yüzde 50 artı 1 ile yeni bir model ortaya koyması kendi ayaklarına dolanmıştır. Ben şu anda onun çok umutsuzluk ve pişmanlık yarattığını biliyorum” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle