Katalog

Pazar 18 Mart 2018 haber 14 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Adalet nerede? killeniyordu. Son 23 yılda kaşla göz arasında atmosfer değişti. Demokrasi düşüncesinin çekim gücü, sarsılmaz üs OHAL KHK’siyle ihraç edildikten sonra İstanbul ve Ankara’da “işimi istiyorum” eylemleri yapan öğretmen Nazife Onay, Şakran Cezaevi’nden gazete mize mektup yolladı. “ 8 aydır iddianamenin hazırlanmamış olmasının bü rokratik bir en gelden kaynak ZEHRA ÖZDİLEK lanmış olduğunu düşünmüyorum. Engel si yasidir” diyen Onay’ın avukatı Mehmet Re fik Atalay ise “Müvekkilimin tutuklu olduğu dosyada sade ce bir tanık beyanı var. O ta nıkta başka dosyada mahke me tarafından dinlendi ve ‘ta nıklık değeri’ olmadığı için mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Buna rağmen mü vekkilim tutuklu” dedi. Gaze temize bir mektup daha yaza rak ihraç edilen arkadaşları nı anlattığına değinen Onay mektubun idare tarafından ‘çizilerek gönderilme’ kararıy la yarım geleceğini söyledi. ‘Avukatlarım tecritte’ Uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden ve kanser riski taşıyan Eğitim İşini geri almak için eylem yapan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek veren öğretmen Nazife Onay, 8 aydır tutuklu ve hâlâ iddianame bekliyor Nazife Onay, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için düzenlenen eylemlerde defalarca gözaltına alınmıştı. Sen üyesi Nazife Onay, Silivri Cezaevi’nden önce Sincan Cezaevi’nden sesini insanlara ulaştırmaya çalıştığını söyleyerek şimdi ise Şakran Cezaevi’nde olduğunu belirtti. Kendisi Silivri’deyken avukatlarının da tutuklandığını dile getiren Onay, “Avukat Yaprak Türkmen ve Selçuk Kozağaçlı şimde tecritte tutuluyorlar. Suçları yoksulun, emekçinin yanında yer almaları, iktidarın suçlarını cüret le ortaya dökmeleri ve NuriyeSemih’in avukatlığını yapmalarıdır. Ben sekiz aydır tutukluyum. Tutuklama sebebim işimi geri istemek, işini canı pahasına isteyen Nuriye ve Semih’e destek olmaktır. 8 aydır iddianamenin hazırlanmamış olmasının bürokratik bir engelden kaynaklanmış olduğunu düşünmüyorum. Engel siyasidir” ifadelerini kullandı. Her gün gazetelerden eğitim öğretim ile ilgili haberle ri takip ettiğine değinen Onay şöyle devam etti: “400 binden fazla öğretmen adayı çaresizlik içerisinde. İntihar etmeyenler, iş kazasına kurban gitmeyenler, stres ve kaygıya bağlı nedenlerden yaşamdan koparılıyor. Şimdi bunlara ihraç edilenler de eklenmiş oldu. İktidarın gözünde onurlu yaşam talebimiz bu kadar ucuzdur. Kız öğrencilerin giydiği eşofmandan rahatsız olan sapkın bir öğretmen ‘ihraç edildi’ adı altında yine çalıştırılırken ben ise bir dövizle tek başıma eylem yaptığım için 8 aydır tutukluyum. İşte iktidarın öğretmen modeli. Biz ise gururla Fakir Bayburt ve Sabahattin Âli’lerin yolunda olduğumuzu söylemeye devam edeceğiz. Demir parmaklıklar ardında umudu örgütleyeceğiz.” ‘Kanser riski taşıyor’ Onay’ın avukatı Atalay ise müvekkilinin sağlık sorunları yaşadığına değinerek “Kanser riski taşıyor. Düzenli olarak kontrollere götürülerek vücudundaki kitlenin Seçilmiş imparatorlar dönemi N Londra apolyon, 1831’de dışişleri bakanına şöyle demiş: “Günün birinde güçlü ve korkulan biri olmadığım anda iktidarımın da sonu gelecek.” Karşısındaki dışişleri bakanı köken olarak bir aristokrat (Kont Metternich) olduğu için şunu da eklemiş: “Sizin gibi tahta doğanlar, şanlısınız; 20 defa yenilseniz de kendi başkentinize dönebilirsiniz.” Napolyon, aşağıdan gelip de iktidarı ele geçirmiş biri olarak kendisinin böyle bir şansı olmadığını, korkulan biri olmadığı noktada alaşağı edileceğini gayet iyi biliyormuş. Yukarıdaki anekdot, Ivan Krastev’in New York Times’daki makalesinden. Krastev, Bulgaristanlı bir siyaset bilimcisi. Aynı zamanda içinde yaşadığımız dönemi en iyi yorumlayan Avrupa entelektüellerinden. Son yazısında da hiç hazır olmadığımız bir anda karşımıza çıkan, sanki tarihin yüz yıllık akışını bir elin tersiyle kenara iterek yepyeni bir dönem başlatan ‘Ömür Boyu Liderlik’ furyasından söz ediyor. Ömür Boyu Liderlik tartışmasını başlatan, geçen haftalarda Çin’de tünlüğü sorgulanır oldu. İstikrar ve güvenlik kavramları yükselişe geçti. Milliyetçilik hortladı. Dünyanın her yerinde seçimle başa gelen otoriter liderlerden konuşmaya başladık. Ivan Krastev’in yazısı, bu tehlikeli trendin bir ileri aşamasının da olduğunu hatırlatıyor bize: Ömür Boyu Liderler. Yani “seçilmiş imparatorlar” dönemi. Bu anlamda Krastev, Çin’deki değişimi “postdemokrasi” yani DemokrasiSonrası dönemin başlangıcı olarak görüyor. Çin’in yeni bir model ortaya koyduğunu, farklı ülkelerde gücü elinde tutan seçilmiş otoriterlerin bir anda “Ben neden iktidarı bırakayım ki” düşüncesine kapılacağı tahmininde bulunuyor. Bu zamana kadar Batımerkezli demokrasi anlayışı, “imparatorların” çıkışını engellemek, bu anlamda “sonsuz iktidar” fikrini imkânsız hale getirmek üzerineydi. Birçok ülkede özgür seçimler yanında hukuki kısıtlamalar da vardı. Örneğin ABD’de başkanlar iki dönemden fazla (8 yıl) iktidarda kalamıyor. Avrupa’da zaten kıran kırana seçimler sürekli bir değişim getiriyor. Ancak Çin’in bu son hamlesiyle alternatif bir yönetim modeli ortaya çıkıyor. Seçimle başa gelen ve popülist liderler, bir zaman sonra kendi varlıklarının ülkenin refahı ve istikrarı için şart olduğunu, demokrasinin devletin bekası için o kadar da gerekli olmadığını düşünüyor. “Eh insanlar da zaten beni seviyor. Ben neden gideyim” diye bakıyor. Kendi dönemini, fırsat bildiğince uzatmaya, hatta mümkünse ömür boyu devam ettirme kansere dönüşüp dönüş Çin Halk Meclisi’nin cumhurbaşka ye bakıyor. meyeceğinin takip edilme nının görev süresini kısıtlayan mad Ve böylece homo sapienler ola si gerekiyor. Nazife’nin ki deyi kaldırması oldu. Bu sayede rak en başa dönmüş oluyoruz! tap, yayın hakları da en Şi Cinping’in ömür boyu iktidarda İnsanlık tarihinin yeniden bir im gelleniyor. Eylem yaptığı için ve NuriyeSemih eylemlerine katıldığı için hakkında 20’ye yakın açılmış dava var. Tutuklu olduğu dosyada da suç unsuru olarak bu söylediklerim gösteriliyor. Dosyada bir tanık beyanı var. Bu tanık başka bir dosyada kalabilmesinin önü açıldı. “Bize ne Çin’den” demeyin! Çok önemli bir gelişme bu. Siyaset çevrelerinde son birkaç yıldır otoriter rejimlerin yükselişini, Soğuk Savaş sonrası hâkim ideoloji haline gelen “özgürlükçü demokrasi” kavramının can çekişmeye başladığını konuşuyoruz. Bu tartışmalarda sık sık Rusya, Avrupa’da aşırı sağ akımlar, Çin, hatta Türkiye ve paratorluk dönemine dönmesi, biz demokrasi savunucuları için kötü haber. Demokrasi Avrupa ve ABD’ye sıkışıp kalır, dünyanın kalan bölgeleri Çin’in peşinden giderse, hak ve özgürlük konusunda talebi olanlar da ya Avrupa’ya kaçmak ya da susmak zorunda kalacak demektir. Burada Türkiye açısından tek güvence, bir kıyıdan Batılı ve hatta dinlendi. Beyanları ‘tanık Mısır gündeme geliyor. 10 yıl ön Avrupalı olmamız. Bu ülke 200 yıl lık değeri’ olmadığı için ce bütün rejimler “demokrasi’ fik dır aydınlanmacı bir felsefenin pe mahkeme tarafından dik rine iyi kötü bağlı kalmaya çalı şinden gidiyor. Eşitlikçi bir top CHP’DEN OHAL’E HAYIR kate alınmadı. Buna rağmen o beyanlar üzerinden müvekkilim hâlâ tutuklu ve davası açılmamış durumda” dedi. şır, demokrasiden saptıkları noktada tüm dünyaya mazeretler sunardı. Uluslararası dünya, “liberal düzen” denilen bir paradigmayla şe lum özleminin de bir o kadar mazisi var. Yok, yok, sanmıyorum biz Çin’in peşine takılalım... CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı tarafından İskele yurttaş halkında sosyal medyadaki paylaşımlarından dola rümüş bir iddianame yüzünden mağdur ediliyor. Hiçbir kanıtı Meydanı’nda dün düzenlenen “Özgürlük İstiyoruz” başlıklı eylemde OHAL’in kaldırılması is yı soruşturma açtırttı. Bunların 17 bini hakkında fezleke hazırlandı. Facebook ve Twitter’da olmayan akıl dışı suçlamalar yüzünden aylarca cezaevinde eziyet gördüler. 165 gazetecinin T.C. ÇATALCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI tendi. Binlerce kişinin katıldığı etkinlikte CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin “Demokrasi ve özgürlük istiyoruz. Ve bunları mutlaka kazanacağız. Bugün burada özgürlük için toplandık gündemimiz özgürlüktür. OHAL insan haklarına engeldir. Özgür olmayan bir ülkede ölüm ve çöküş kaçınılmazdır” dedi. yazılan her yazı ve yorumu suç olarak gören bir anlayış var” dedi. Yarkadaş, “Milletvekilimiz Enis Berberoğlu, HDP milletvekilleri ve seçilmiş belediye başkanları cezaevinde. AKP, muhalefeti sindirmek için maddi temeli olmayan, tel tel dökülen iddianamelerle siyasetçileri cezaevinde tutuyor” ifadesi cezaevinde tutulduğu bir ülkede hiç kimse özgürlükten söz edemez. AKP, tüm özgürlükleri ortadan kaldıran ve gasp eden bir iktidardır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar; bir gün yine bu meydanda özgürlük şarkılarını söyleyecek ve ülkemizi özgürleştireceğiz. Buna hiç kimse engel olamayacak.” ESAS NO: 2018/53 Esas Davacı İSKİ ileDavalılar, Davalılar, BEDRİYE AKSOY, BEYHAN AKSOY, FAHRETTİN AKSOY, FETHİ AKSOY, FUAT AKSOY, GÜLCAN GÖKSEL, GÜNAY ŞENER, HATUN AKSOY, HÜSEYİN BUDUN, İBRAHİM ŞENER, İSA ŞENER, KADRİYE ALKAN, MÜZEFFER ÜLGENAY, NURDAN ALTUN, NURTEN AKGÜNAY, SAFİYE ÖZCAN DEMİRKAYA, SERPİL BOZKURT, UFUK AKSOY, ÜMİT AKSOY, YILMAZ ŞENER, YÜKSEL AKSOY, ZAFER AKSOY, ZUHAL GÖRGER arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tesbiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2018/53 Esas Yoğun katılımın olduğu ve ni kullandı. Eyleme milletvekili Ali Şeker, sayısında dava açılmıştır. balonların üzerine ‘özgürlük’ yazıldığı açıklamada, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da konuştu. AKP iktidarının Türkiye’yi yarı açık bir cezaevine dönüştürdüğünü belirten Yarkadaş, “İktidar, tam 64 bin Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının da 17 aydır cezaevinde haksız ve hukuksuz bir biçimde tutulduğunu belirten Yarkadaş şöyle konuştu: “Dün hâkim önüne bir kez daha çıkan Akın Atalay ve arkadaşları, çü CHP PM üyeleri Pınar Uzun, Ayça Taşkent, CHP YDK üyesi Tuba Torun, il yöneticisi İlayda Koçoğlu katıldı. Etkinliğe, ADD, Eğitim İş, Eğitim Sen, Onuncu Köy Derneği de destek verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 05/11/2010 İski Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul ili Çatalca ilçesi, Çatalca ilçesi İzzettin Mahallesi 129 ada 122, 127, 128, 130, 132, 361, 365 parsel taşınmazların tamamının kamulaştırmasına karar verilip, kamulaştırma kanunu uyarınca tüm işlemlerin tamamlandığı ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı belirtilerek kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili talep edilmiş olup kamulaştırma ile ilgili diğer bilgiler aşağıda gösterilmiştir. 1 Kamulaştırılan taşınmaz malın tapuda kayıtlı olduğu yer mevki, pafta, ada, parsel numarası, yüz ölçümü vasfı:İstanbul ili Çatalca ilçesi İzzettin Mahallesi 129 ada 122, 127, 128, 130, 132, 361, 365 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmaz, 2 Taşınmaz maliki (davalı) BEDRİYE AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) FAHRETTİN AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) FETHİ AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) GÜLCAN GÖKSEL Taşınmaz maliki (davalı) FUAT AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) YÜKSEL AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) ÜMİT AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) HATUN AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) ZUHAL GÖRGER Taşınmaz maliki (davalı) BEYHAN AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) NURDAN ALTUN Taşınmaz maliki (davalı) UFUK AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) ZAFER AKSOY Taşınmaz maliki (davalı) MUZAFFER ÜLGENAY Taşınmaz maliki (davalı) ŞAFİYE ÖZCAN DEMİRKAYA Taşınmaz maliki (davalı) İSA ŞENER Taşınmaz maliki (davalı) YILMAZ ŞENER Taşınmaz maliki (davalı) SERPİL BOZKURT Politik Tutsaklar Günü’nde eylem Taşınmaz maliki (davalı) GÜNAY ŞENER Taşınmaz maliki (davalı) İBRAHİM ŞENER Taşınmaz maliki (davalı) KADRİYE ALKAN Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklar Günü dolayısıyla dün Galatasaray Meydanı’nda eylem yaparak okuyan Abdulmelik Yalçın, Türkiye’de ve tüm dünyada düşünen, eleştiren ve mücadele eden insanlara yönelik yoğun bir saldırı olduğunu belirtti. Yal değişse de özgürlük yürütenlere karşı politik tavır ve tutumları değişmemektedir” dedi. Eylem Galatasaray Postanesi’nden politik mahpuslara kart yollana Taşınmaz maliki (davalı) HÜSEYİN BUDUN Taşınmaz maliki (davalı) NURTEN AKGÜNAY 3 Kamulaştırmayı yapan idarenin adı: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 4Davalı 2942 sayılı kanunun 4650 sayılı yasayla değişik 14. Maddesi uyarınca tebligat tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargı da iptal ve maddi hatalara karşı siyasi mahkumların durumuna çın, “Egemen güçlerin milletleri, rak sonlandırıldı. adli yargıda düzeltimdavası açabilirler, dikkat çekti. Basın metnini dilleri, ülkeleri ve hatta kıtaları l İSTANBUL / Cumhuriyet 5 Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği; İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 6 2942 sayılı kanunun 4650 sayılı yasayladeğişik 14. Maddesinde öngörülen 30 günlük yasal Mengü: Gözaltında tartaklayıp bıraktılar süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararını aldıklarını belgelendiremedikleri taktirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek ve mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedeli üzerindentaşınmaz mal Burak Mengü ve Nevşin Mengü Gazeteci Nevşin Mengü’nün avukat kardeşi Burak Mengü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada kendisini polis olarak tanıtan kişilerce tartaklanıp yol ortasında bırakıldığını iddia etti. Mengü, Hürriyet’e yaptığı açıklamada da Ci hangir’deki evinden alındığını, tartaklandığını ve daha sonra Dudullu’ya bırakıldığını söyledi. Mengü pazartesi günü suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Emniyet kaynakları gözaltı iddiasını doğrulamadı.l İSTANBUL / Cumhuriyet kamulaştırmayı yapan idare adına teslim edilecektir. 7 Mahkememizce tespit edecek kamulaştırma bedeli hak sahibi adına VAKIF BANK ÇATALCA ŞUBESİ ‘ne yatırılacaktır. 8Davaya ve taşınmazların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisindemahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir, Keyfiet 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 5. Maddesi ile değişik 10/4 maddesi uyarınca duyurulur.08/03/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 771211) C MY B