19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Mart 2018 haber 6 EDİTÖR: HAKAN AKARSU / ASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Şahin Alpay’a tahliye AYM, Şahin Alpay’a ilişkin verdiği ikinci hak ihlali kararında, açıkça ‘serbest bırakın’ dedi. Yerel mahkeme de Alpay’ı ev hapsi kararıyla tutuksuz yargılamak üzere tahliye etti Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklu yazar Şahin Alpay’a ilişkin verdiği ikinci hak ihlali kararını dün gerekçesiyle birlikte açık me kararlarına uymak zorundadır” düzenlemesine yer verildi. ‘AYM’nin görevidir’ Nitekim anayasanın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları ifade ladı. Kararın bir örneğini yargılamayı Temel hak ve özgürlüklere müdaha edilmiştir” denildi. yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderen Yüksek Mah keme, “Alpay’ın tutuk luluk halinin sona erdi rilmesi suretiyle ihlalin ALİCAN ULUDAĞ ve sonuçlarının ortadan kaldırılması”nı istedi. Alpay, AYM’nin ikin ci kez ‘hak ihlali kararı’ vermesi nin ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce dün gece, ev hapsi ka rarıyla tutuksuz yargılanmak üzere oy birliğiyle tahliye edildi. AYM, FETÖ’nün medya yapılanma sı davasında 30 Temmuz 2016’da tu tuklanan eski Zaman gazetesi yaza rı Alpay’a ilişkin 11 Ocak’ta verdiği ih lal kararının uygulanmaması nedeniy le önceki gün toplanarak ikinci kez ih lal kararı vermişti. Cumhuriyet’in dün duyurduğu AYM’nin bu kararı, dün ak şam gerekçesiyle birlikte resmen açık landı. Oybirliğiyle alınan 18 sayfalık kararda, Alpay’ın anayasanın 19. mad desinde güvence altına alınan kişi hür riyeti ve güvenliği hakkının ihlal edil diğine, bu nedenle de 20 bin TL mane vi tazminat ödenmesine hükmedildi. ‘Serbest bırakın’ 11 Ocak’taki ihlal kararını uygulamayan mahkemeye “hukuk” dersi ve ŞAHİN ALPAY ren AYM, tarihinde ilk kez ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasını vurgularken, doğrudan “serbest bırakın” demesi dikkat çekti. AYM kararının gerekçesinde ihlal kararını uygulamayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne hukuk dersi verdi, sert eleştirilerde bulundu. Anayasanın “Cumhuriyetin nitelikleri” kenar başlıklı 2. maddesinin ilgili bölümünde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti ... bir hukuk devletidir” vurgusuyla başlayan kararda, anayasanın “Mahkemelerin bağımsızlığı” kenar başlıklı 138. maddesinin son fıkrasındaki “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahke lenin söz konusu olduğu durumlarda derece mahkemelerinin takdir ve değerlendirmelerinin anayasadaki güvencelere etkisini nihai olarak değerlendirecek mercinin AYM olduğu anlatılan kararda, şöyle devam edildi: “Bireysel başvuru kapsamındaki temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir inceleme ‘kanun yolunda gözetilmesi gereken hususun incelenmesi’ veya ‘yerindelik denetimi’ olarak nitelendirilemez. Aksinin kabulü durumunda Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruları karara bağlama yetki ve görevinin işlevsiz hale geleceği, bunun da bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak öngörülmüş olması amacıyla bağdaşmayacağı ortadadır. AYM’nin somut olayda suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin bulunup bulunmadığını incelemesi anayasal bir gereklilik olup böyle bir incelemenin kanun yolu veya yerindelik denetimi olarak kabulü mümkün değildir.” Yasanın Anayasa Mahkemesi’ne ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırma yetkisi verdiği anımsatılan kararda, “Anayasanın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bir hukuk devletinde uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin mahkeme kararlarının bağlayıcı olmaması düşünülemez. ‘Hukuk devleti zedelenir’ AYM’nin bireysel başvuru kapsamında temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin kararlarının yerine getirilmemesinin, mahkemeye erişim hakkı bağlamında, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılığını daha vahim hale getireceğinin açık olduğu vurgulanan kararda, şöyle denildi: “Zira bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia eden bireylerin olağan hukuk yollarını kullanarak sonuç alamadıkları bir durumda son çare olarak başvurdukları bir hak arama yoludur. Bu nitelikteki bir hak arama yolunda verilen kararların yerine getirilmemesi, bireylerin ve toplumun hukuk devletine olan inancını zedeler. (...) AYM bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir mercinin bu kararın anayasaya uygun olup olmadığını inceleme ve denetleme yetkisi bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, anayasanın 6. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ‘Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmü ile bağdaşmaz.” ‘Tutuklama hukuksuz’ Kararda, AYM’nin Alpay hakkındaki ihlal kararında anayasanın 19. mad desinde tutuklamanın önkoşulu olarak İBB Meclisi’nde düzenlenen suç işlendiğine dair “kuvvetli belirti”nin soruşturma makam AKP’li Tuzla Be larınca yeterince ortaya konulamadığı tespitinde bulunduğu anımsatıldı. lediye Başkanı Yazıcı’nın mütevelli heyetinde olduğu Türkiye AYM’nin bu nitelikteki ihlal kararları sonrasında derece mahkemelerinin, önkoşulunun bulunmadığı tespit edilen tutukluluğu sona erdirmeleri gerektiği anlatılan kararda, yerel mahkemeye şu mesajlar verildi: “Aksi takdirde ihlal ve sonuçları or Temel Bilimler tadan kaldırılmamış olur. Bununla birlikte daha önce tutuklama gerek Araştırma Vakfı için Tepeören’deki konut Üniversite alanına çevrilen konut alanı. çesi olarak gösterilmeyen, dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında değerlendirilmemiş olan yeni olgularla suç işlendiğine dair ‘kuvvetli belirti’nin ortaya konulabildiği olduk alanı üniversite ça istisnai durumlarda da ihlal kararının gereklerinin yerine getirildiği ka alanına çevrildi İBB’den başkan bul edilebilir. Ancak derece mahkemelerinin bu husustaki takdir aralığı ilk tutuklamaya göre oldukça sınırlıdır. Böyle bir durumda ‘kuvvetli belirti’nin yeni olgularla ortaya konulup konulmadığı yönündeki nihai değerlendirme Anayasa Mahkemesi’ne aittir. Somut olayda Anayasa Mahkemesi’nin Yazıcı’ya kıyak ihlal kararı mahkemelerince başvurucunun tutukluluk durumu sonlandırılmamış, istisnai halin varlığı da ortaya konulmamıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin başvurucu hakkındaki kararda tespit ettiği ihlalin ve sonuçlarının derece mahkemelerince or tadan kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla suç işlediğine dair ‘kuvvetli HAZAL OCAK parselden oluşan alanın yarısı vak di adının geçtiği rapora oy veriyor. belirti’nin bulunmaması nedeniyle ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde önceki gün, fa yarısı hazineye ait. Mevcut imar planlarında alanın bir kısmı rekreatif amaçlı günübirlik alanı, bir kıs Bu belediye kanununun 27’nci maddesine göre yasal değil” dedi. AKP’li Meclis üyeleri ise imar planı deği rilen ihlal kararına rağmen başvurucunun tutukluluğunun sonlandırılmamış olması anayasanın 19. maddesinde yer AKP’li Tuzla Belediye Başkanı Şadi mı park alanı, bir kısmı dere işlet şikliğinde kamu yararı olduğunu ve alan güvencelere aykırıdır. Sonuç ola Yazıcı’nın da mütevelli heyetinde ol me bandı, bir kısmı orman alanı, bir vakıf üniversitesi olacağını söyledi. rak mahkemeye erişim hakkının sağ duğu Türkiye Temel Bilimler Araş kısmı konut alanı, bir kısmı da yol tırma Vakfı için Tuzla Tepeören’deki alanı olarak belirlenmiş. Vakıf, ko CHP’den ret ladığı güvencelerle de bağdaşmayacak şekilde Anayasa Mahkemesi’nin tutuk konut alanı üniversite alanına çev nut kısmının üniversite alanına çev Teklif CHP’li Meclis üyelerinin luluğa ilişkin ihlal kararının uygulan rildi. CHP itiraz etti. Bir kısmı boş rilmesini istedi. Alan aynı zamanda “ret” oyuna karşın AKP’li Meclis maması nedeniyle kişi hürriyeti ve gü olan arazide şu an sık ağaç dokusu Ömerli Baraj Havzası’nın uzun me üyelerinin oylarıyla kabul edildi. Ar venliği hakkının ihlal edildiğine karar bulunuyor. safeli koruma alanında kalıyor. Ay tık araziye mesleki koordinasyon bi verilmesi gerekir.” İBB Meclisi’ne gelen imar planı rıca alandan Değirmendere Deresi rimleri, idari birimler, sosyal ve tek Başvurucunun tutukluluk durumu değişikliği teklifinde, vakfın İBB’ye islah alanı ve dere işletme bandı ge nik birimler, sergileme alanları, odi nun halen devam ettiği belirtilen ka yazdığı dilekçe yer aldı. Vakıf dilek çiyor. Teklife itiraz eden CHP’li Mec toryum, amfi, tiyatro, yurt, lojman, rarda, “İncelenen başvuruda tespit edi çede Tuzla Tepeören’deki kendisi lis üyesi Hüseyin Sağ “Burası yeşil spor salonları, otopark, kreş, anao len ihlalin niteliği dikkate alındığında ne ve hazineye ait parsellerin “vakıf alan. Ayrıca mütevelli heyetinde yer kulu hizmet birimleri, bufe, lokanta, bu ihlalin ve sonuçlarının ortadan kal kuruluş amacı doğrultusunda imar alan belediye başkanı aynı zaman kafeterya ve yüksek öğretim alanı dırılması için başvurucunun tutuklu planlarında üniversite alanı olarak da burada. yönetim kurulunda ge fonksiyonunu destekleyici diğer bi luk durumunun sona erdirilmesi dışın düzenlenmesini” talep etti. Toplam 6 ne imar komisyonu üyesi var. Ken rimler yapılabilecek. l İSTANBUL da bir imkân kalmadığı değerlendiril miştir” ifadesi kullanıldı. l ANKARA Danıştay Üsküdar’da topu taca attı HAZAL OCAK Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen hakkında belediye aracından hilafet çağrısı yapılması iddiasıyla yapılan şikâyet, İçişleri Bakanlığı’na geri gönderildi. Danıştay, Türkmen hakkında 2016’da yapılan şikâyetin işleme konulmamasına yapılan itirazı değerlendirdi. Yüksek daire, kararın şikâyetçi tarafların tümüne tebliğ edilmemesi nedeniyle dosyayı geri gönderdi. Bir garip karar Avukat Banu Gün Öztürk, Danıştay kararını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Türkmen hakkında 15 Aralık 2016 ta rihinde savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu anım satan Öztürk, İçiş leri Bakanlığı’nın ise 29 Mayıs 2017’de “Ön ince leme yapılmasına gerek olmadığın dan” şikâyetin işle me konulmamasına Hilmi Türkmen karar verdiğini belirtti. Karara itiraz ettiğini, Danıştay 1. Daire’nin ise dos yayı geri gönderdiğini ifade eden Öz türk, “Olay nedeniyle bazı milletvekil leri de şikâyetçi olmuşlardı. Danıştay kararıyla öğreniyorum ki dosyada taraf olan şikâyetçi milletvekillerine İçişleri Bakanlığı’nın işleme konulmama kararı tebliğ dahi edilmemiş. Ancak vekillerin yaptığı şikâyet ile benim yaptığım şikâyet dosyaları hakkında bana tebliğ edilen bir birleştirme kararı yok. Yasal olarak tebliğ edilmiş bir birleştirme kararı olmadığı için de esasen Danıştay’ın bu hususta karar vermesi gerekliydi” dedi. Hukuksuz süreç Öztürk’ün şikâyeti üzerine açılan soruşturmada araçtan anonsu yapan Adnan Elgün hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti. İçişleri Bakanlığı da bu karara dayanarak Hilmi Türkmen hakkında kovuşturma iz ni vermemişti. Öztürk, bu kararın da hukuka aykırı olduğunu dile getirerek, “Belediye başkanlarının yargılanması 4483 sayılı kanuna tabidir. Bir başkan, başka bir şahıs üzerinden dolaylı olarak suçsuz bulunuyor. Hilafete çağrı anonsu elbette ki mahalli müşterek ihtiyaç değildir. Vekillere tebligat yapılmamasından da şunu anlıyoruz ki ya İçişleri Bakanlığı TBMM’nin adresini bilmiyor ya da Bakanlık, TBMM’yi ve vekillerin ikametgâhlarını tebliğ için elverişsiz bir adres olarak görüyor. Bu Bakanlığın, hukuka aykırı bir süreç sürdürdüğünün açık ispatı. Bana yapılan tebliğ tarihi 28 Haziran 2017. 8 aydır Meclis’e bir kararı tebliğ edememişler” diye konuştu. l İSTANBUL BARIŞ ŞİİRLERİMDEN (2) GÖELÜNMELKVUE RMAYI Ölüm bir gece toplantıya Çağırdı Genelkurmayını Kıtlığı, depremi Savaşı, hastalığı... Dedi, neler oluyor İnsanların dünyasında? Ölüm oranı Gitgide azalmada... Ağıt yerine türkü sesleri Yükseliyor evlerden Ne oluyor? Nedir olup biten?.. Kıtlık dedi, “Efendim Bir şey gelmiyor elimden Suluyorlar tarlalarını Yağmura gereksinmeden Büyük havuzlar yapmışlar Suyu biriktirmek için İsterlerse değiştiriyorlar Yönünü nehirlerin...” Hastalık dedi, “Efendim Doğrusu bunaldım.. Karınları tok, sırtları pek Şaşırdım kaldım... Hasta olduklarında da Etkili yöntemleri var Çok sürmüyor İyileşiyorlar... Deprem dedi, “Efendim, Yapıları pek sağlam Yıkamıyorum Ne kadar abansam...” Yangın, kaza, su baskını.. Tüm öteki kötülükler... Aşağı yukarı Aynı şeyleri söylediler... Savaşa dönerek Gürledi ölüm birden: “Peki ya, ne güne Duruyorsun sen”... Savaş dedi, “Efendim Zaten sorun da bu: Barış diye bir şey İcat olundu... Savaşta ölmek Bitti böylece Çoluk çocuk Yok olmak topluca... Ve silah yapımına Harcanmayan para Ömür ve sağlık Oluyor insana...” 1988 Sendika üyelerine Nevruz operasyonu İzmir’de, Nevruz öncesi dün yapılan ev baskınlarında aralarında Tüm Bel Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Çağdaş Yazıcı, şube yönetim kurulu üyesi Recep Temel ve Eğitim Sen 6 No’lu Şube eski Başkanı İdil Uğurlu’nun da olduğu 36 kişi gözaltına alındı. Yapılan bu gözaltılara, KESK İzmir Şubeler Platformu’ndan tepki geldi. Konuya ilişkin Tüm Bel Sen Şube binasında basın toplantısı düzenlendi. Operasyonların Nevruz öncesi toplumsal muhalefeti susturma ve etkisizleştirmeye yönelik olduğunu ifade eden KESK Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç, “Tek adam rejimi, örgütlü muhalefeti kendisine en büyük tehdit olarak görerek baskı ve zulümle toplumu sessizliğe gömmeye çalışmaktadır” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Adana’da 73 eve baskın: 47 gözaltı Adana’da PKK’ye yönelik hava destekli operasyonda 5’i çocuk 47 kişi gözaltına alındı. Nevruz öncesi kentte güvenlik önlemlerini artıran polis, silahlı ve el yapımı patlayıcılı eylem hazırlığında olduğu, sosyal medyada örgüt propagandası yaptığı öne sürülen kişilerin evlerine sabah baskın yaptı. 700 polisin katıldığı operasyonda 73 eve yapılan baskında 47 kişi gözaltına aldı. l DHA VEFAT Biricik çok sevgili Cemil Ortaç’ı kaybettik. Cenazesi 18 Mart Pazar günü öğlen Sazlı Köyü Mezarlığı’na sade bir törenle gömülecektir. Ayşe İnce Kurşunlu C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle