19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 15 Mart 2018 2 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Büyük dahiyi yitirdik Bilim dünyasının en saygın isimlerinden Britanyalı evrenbilimci, teorisyen ve fizik profesörü Stephen Hawking, 76 yaşında hayatını kaybetti. Kuantum fiziği ve kara delikler üzerine yaptığı geniş kapsamlı çalışmalarıyla bilinen ünlü fizikçi, 20’li yaşlarında yakalandığı motor nöron hastalığı Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) nedeniyle ortaya çıkan fiziksel engellerini aşarak çağının en saygın ve başarılı bilim insanlarından oldu. Doktorların 22 yaşındayken yalnızca iki yıl ömrü kaldığını söylediği Hawking, zekâsı ve dehası sayesinde dünyadaki birçok astrofizikçi arasından sıyrılarak çoğu zaman Albert Einstein ve Isaac Newton’la eş tutuldu. Stephen Hawking, Einstein’dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul ediliyordu. Dün aynı zamanda Einstein’ın da doğum günüydü. Geçirdiği soluk borusu ameliyatı nedeniyle sesini yalnızca ses birleştirici cihazla kullanabilmesine rağmen, 1988’de evren bilimi rehberi olan ‘Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Kara Deliklere’ kitabını yazdı. Kitap, 10 milyondan fazla kopya sattı. ‘Gelecek uzayda’ Hawking, son kitabı “Ceviz Kabuğundaki Evren”de, dünyanın büyük bir felaket ile karşı karşıya kalabileceğini belirterek uzayda insan kolonileri kurulmasını gündeme getirmiş ve “Yeryüzündeki yaşamın, aniden çıkabilecek bir nükleer savaş, genetiği değiştirilmiş virüs gibi felaketler ve başka tehlikelerle yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna inanıyorum. İnsanoğlunun uzaya gitmediği sürece bir geleceği olduğunu sanmıyorum” demişti. Yapay zekânın insan zekâsını geçebilecek düzeye gelmesinden endişe ettiğini belirten Hawking, bunun insanlığın sonunu getirebileceğini söylemişti. İnsanoğlunun 2600 yılına kadar yok olabileceği uyarısında bulunan Hawking, artan nüfus ve enerji talebinin gezegeni felakete sürükleyeceğini belirterek Dünya’nın alev topu haline gelebileceğini kaydetmişti. Kapitalizm karşıtı Hawking sadece günümüzün en zeki insanlarından biri değildi, aynı zamanda toplumsal vicdanı olan, kapitalizmi eleştiren biriydi: “Eğer ihtiyacımız olan her şeyi makineler üretirse, sonuç, şeylerin nasıl dağıtılacağına göre belirlenecek. Eğer makinelerin ürettiği zenginlik paylaşılırsa herkes konforlu bir dinlence içinde yaşayacak; ama makinelere sahip olanlar, zenginliğin yeniden dağıtılmasına karşı başarılı biçimde lobi yaparsa, çoğu insan müthiş yoksul olacak. Şu ana kadar, ikinci seçenek baskın çıkmış görünüyor; teknoloji giderek artan bir eşitsizliğe yol açıyor.” l Dış Haberler Karmaşık teorileri ve konseptleri kitlelere daha erişilebilir kılmasıyla tanınan Hawking, eş tutulduğu Einstein’ın doğum gününde öldü Sözleri ders niteliğinde n Kara delik hakkında: “Einstein, ‘Tanrı zar atmaz’ derken hatalıydı. Kara deliklerin varlığı, Tanrı’nın yalnızca zar atmakla kalmadığını, bu zarları göremeyeceğimiz yerlere atarak bizi şaşırttığını da gösteriyor” Zamanın ve Uzayın Doğası kitabı, 1996 n Evrenin neden varolduğu sorusuna ilişkin: “Eğer bunun cevabını bulursak, bu insan mantığının da nihai zaferi olur ki bununla birlikte Tanrı’nın aklını da anlayabiliriz.” ‘Zamanın Kısa Tarihi’ kitabı, 1988 n Motor nöron hastalığı tanısı hakkında: “21 yaşına geldiğimde beklentilerim sıfıra inmişti. Ondan sonra olan her şey bonus oldu” ‘New York Times röportajından, 2004 n Yaşam için 3 öğüt: “Bir; ayaklarınız altına değil, yıldızlara bakmayı unut mayın. İki; çalışmayı asla bırakmayın. Çalışmak size bir anlam ve amaç verir, bunlarsız bir hayat boştur. Üç; eğer aşkı bulacak kadar şanslıysanız, onun da olduğunu hatırlayın ve başınızdan atmayın.” n Depresyonda olanlara tavsiye: “Eğer bir kara delikte olduğunuzu düşünüyorsanız pes etmeyin, bir çıkış yolu var.” ‘Expedition New World’ Mayıs, 2017 n Ötanazi hakkında: “Eğer istiyorsa kurbanın kendi hayatına son verme hakkı olmalı. Ama ben bunun büyük bir hata olacağı kanısındayım. Yaşam ne kadar kötü gözükürse gözüksün, her zaman başarılı olacak bir yol vardır. n “Hayat varsa, umut da vardır.” Çin’de bir yayın organına verdiği röportajdan, 2006 Mutlu bir fizikçi Stephen William Hawking, 76 yaşında vefat etti. Son fizik makale sini 24 Temmuz 2017 tarihin de fizikçilerin kullandığı “ar Xiv” websitesi ne göndermiş ve bu makaleyi de 4 Mart 2018 tarihinde gün cellemişti. Çö Prof. Dr. Bayram Tekin* züm bulmaya çalıştığı prob lem, evrenin hemen başlarındaki “ani şiş me” (enflasyon) fazından nasıl düzgün bir şekilde çıkabildiği problemi idi. Teorik fizikte yeni şeyler or taya koymak için ilerlemiş ya şına rağmen son yıllarda üret meye devam etti: 2016, 2017 yılları içinde, meslektaşlarıy la birlikte, kara deliklerde daha önce kuramsal olarak farkdil meyen bir kısım detaylar (tek nik tabiriyle “yumuşak saçlar”ı) keşfetti. (Bu saç konusunu bi razdan izah edeceğiz.) 1975 yılında Hawking (33 yaşındayken), en çok bilinen makalesini yazdı. Başlığı “Ka ra delikler tarafından parça cık üretimi” olan bu makale te orik (ve deneysel) fizikte ye ni bir saha açmıştır. Hawking bu makalede kuantum fiziği ile genel göreliliği birlikte kullana rak şunu göstermiştir: İçinde sadece bir tek kara delik bu lunduran bir (izole) sistem du rağan değildir, dinamiktir, kara delik radyasyon (ışık ve baş ka parçacıklar) yaymaktadır, ve zaman geçtikçe buharlaş maktadır. Klasik genel göre likik kuramında bir kara deli ğin ışık yayması mümkün de ğildir. Einstein’ın kuramı şunu öngörür: Kütlesi çok büyük yıl dızlar, bütün yakıtlarını tüketip SAVAŞ KARŞITIYDI Ünlü fizikçi Hawking 1968’de Vietnam savaşına karşı Londra’da yapılan bir eyleme katılmış, 30 yıl sonra da ABD’nin Irak’taki savaşına karşı çıkmıştı. Hawking, Nisan 2007’de Atlantik Okyanusu’nun üzerinde uçan jette yerçekimsiz ortamı tecrübe etti. Hawking duygularını “Çok muhteşemdi. Daha da devam edebilirdim” diye anlatmıştı. çökmeye başladıktan sonra, yoğunlukları gittikçe artar ve çökmeyi herhangi bir mekanizma durdurmaz, bütün kütle, ne olduğunu henüz bilemediğimiz bir tekillik oluşturur. Bu tekillik kürsel bir “olay ufku” ile çevrilir. Bu olay ufku evreni ikiye böler: İçi ve dışı. Olay ufkunun dışındaki nesneler içeriye girebilir, ama içeriye giren bir daha dışarıya çıkamaz. Kara delik, klasik genel görelilik teorisine göre, sadece büyüyen, sıfır Kelvin sıcaklığa sahip, kütle, dönme ve belki de elektrik yükünden başka hiç bir özelliği olmayan bir haldir. Hawking bu anlattığımız klasik bakışın doğru olmadığını kuramsal olarak gösterdi. Şöyle ki içinde yaşadığımız uzayzaman “boş” değil, sürekli kaynayan, var olup yok olan parçacıklar ile dolu. Teknik tabiri ile buna “kuantum vakumu” diyoruz. Kuantum vakumundan uzun süreli parçacık çıkarmak için (denizden taş atararak su çıkartmak gibi), kuvvetli bir alan uygula mak gerekiyor. Bu elektrik alanı da olabilir, kütleçekim alanı da olabilir. Hawking’in yaptığı hesaba göre, vakuma bir kara delik koyduğunuzda, kara deliğinin yakınındaki çok kuvvetli çekim alanı kuantum vakumunu kararsız yapıyor ve oradan öncelikle (daha kolay olduğu için) ışık gibi kütlesiz parçacıkları görünür hale çıkarıyor. Bu paçacıkların bir kısmı kara deliğin üstüne düşerken bir kısmı da uzaklaşıyorlar ve böylece uzaktan bakan bir gözlemci kara deliğin ışıma yaptığını görüyor. Buna Hawking ışıması diyoruz, Bu ışıma 1850’lerde deneysel olarak bulunan ve fiziksel açıklaması 1900 yılında Planck tarafından verilen kara cisim ışıması ile aynı. Buradan çıkan sonuç şu: Kara delikler ışıma yapıyorlarsa, onlar da termodinamik bir sistemdir, sıcaklıkları vardır, mikroskopik halleri vardır. Hawking şunu gösteriyor: Kara deliğin kütlesi ile sıcaklığının çarpımı sabittir. Bu sabit evrendeki bütün kara delik ler için aynıdır ve düşük kütleli kara delikler çok daha sıcaktırlar. Bugün itibariyle, astrofizksel kara deliklerde henüz Hawking ışıması ölçülebilmiş değildir çünkü bu cisimlerin sıcaklıkları çok düşüktür (güneş kara delik olsaydı sıcaklığı bir Kelvin’in 10 milyonda biri kadar olurdu). Fakat ilginç olan şu ki Hawking’in bu fikirleri kara delik sistemine benzer ama labaratuarda ürtilebilen bir kısım analog sistemlerde gözlenmiş olabilir: Bu sistemlere “sağır delikler” diyoruz ve ışık yerine sesi hapseden sistemler bunlar. Doğum günü tesadüfü Hawking “kara delikler çok da kara değiller, ışık yayarlar” dedikten sonra fizikçilerin açıklaması gereken onlarca problem çıktı orataya: Eğer kara deliklerin sıcaklıkları ve entropileri ( düzensizlikleri ) varsa, bu düzensizlik nerede saklanıyor? Sadece kütlesi, yükü ve dönmesi olan bir cisim nasıl düzensizliğe sahip olabilir. Hem de işin ilginç yanı, evrendeki düzensizliğin büyük bir kısmı ( Hawking ve Bekenstein’a göre) kara deliklerde, bu nasıl mümkün olarabilir? Bunlar modern teorik fiziğin güncel problemleri. Hawking son 2 yılında, öyle tahmin ediyorum ki, çok mutlu idi: yıllardır üzerinde çalıştığı kara delikler ilk defa doğrudan gözlenmiş, hatta kara delik çarpışmaları sonucu oluşan gravitasyon dalgaları yeryüzündeki büyük detektörlerde tespit edilmişti. Einstein’ın doğum gününde, bilim camiası değerli bir fizikçiyi kaybeti. * ODTÜ Fizik Bölümü Seçimleri boykot Orhan Bursalı, Salı günkü yazısında, önce, yeni seçim yasası ile oyların nasıl çalınabileceğini özetlemiş, daha sonra da seçimlerin boykot edilmesine şu gerekçelerle karşı çıkmıştı: “Çünkü seçimler, elde kalan en önemli demokratikyasal haktır. Bu hakkın korunması gerekir. Gönüllü olarak bu hakkın teslimi, yani tüm önlemleri alarak oy kullanma ve oysandık güvenliği için yapılabilecek her şeyi yerine getirmeden, ‘yapacak bir şey yok’ diyerek boykot, iktidarın dayatmalarına tam bir teslimiyettir... ...Bu açıdan boykot çağrısının doğru olmadığını ve başından teslimiyeti önerdiğini düşünüyorum... Bu nedenle boykot gibi erken teslimiyet değil, muhalefetin mücadele ederek tam sandık güvenliği için hazırlığının çok daha önemli ve demokratik bir yol olduğunu düşünüyorum.” Bursalı’nın bu fikirleri, Demokratik Rejimi savunan herkes için ve elbette benim için de geçerli. Bunlara karşı söylenebilecek tek şey, CHP’nin, bugüne kadar yapılan gayri meşru uygulamalardaki pasif tutumdan dolayı, denetim mekanizmalarını çalıştıramamış olmasıdır: 1) Her türlü akla, mantığa ve yasalara aykırı olarak, Başbakan’ın istifa etmeden Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasını engelleyememiştir. 2) 12 Eylül 2010 Halkoylaması’nın, hem halkoylaması mantığına aykırı olan toptancı maddelerine, hem de yargıyı siyasetin emrine veren ve bu nedenle de Demokratik Rejim felsefesi açısından gayri meşru nitelik taşıyan önerilerine karşı direnememiştir. 3) 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra, hükümetin kurulma sürecinin Anayasa’ya ve demokratik geleneklere aykırı olarak ertelenmesini ve seçimlerin zorla 1 Kasım’da tekrarlanmasını durduramamıştır. 4) 16 Nisan 2017 Halkoylaması’nın, OHAL KHK’leri ile eşitsiz koşullar içinde, baskı altında ve Demokratik Rejim’i tahrip eden önerileri açısından gayri meşru bir felsefeyle yapılmasını engelleyememiş, sonuçların doğrudan yasa maddelerine aykırı yöntemle alınmış olmasını önleyememiş, sonradan bizzat kendisinin yüzde 51.2 olarak ilan ettiği “Hayır” oranındaki oylara sahip çıkamamıştır. Bu örnekler nedeniyle: 1) Muhalefetin Demokratik Rejimi koruyabileceğine olan inanç sarsılmıştır. 2) İktidarın büyük baskısı ve pervasızca bütün demokratik kurum ve kuralları yozlaştırması, insanları umutsuzluğa itmiş ve demokratik yöntemlerden soğutmuştur. HHH Bursalı ve benim gibi “Demokratik felsefeye ve yöntemlere inanan, Demokrasi’nin korunmasını ve kollanmasını toplumdaki örgütlü demokratik güçlerden, elbette en başta da muhalefet partilerinden bekleyen” yazarlara ve düşünürlere karşı: Toplumda, kimisi iyi niyetli muhaliflerden, kimisi kötü niyetli iktidar tetikçilerinden kaynaklanan “boykot” çağrıları, ne yazık ki etkili olmaktadır. Oysa, bu konuda tarihin ve siyaset pratiğinin bize öğrettiği iki bilimsel gerçek vardır: 1) Sandığa, seçmen düzeyinde yapılan bireysel boykot, iktidarın işine yarar: Sandığa gitmeyen her muhalif oy, aslında iktidara verilmiş sayılır. 2) Seçimlerin veya halkoylamalarının boykotu, ancak siyasal partiler düzeyinde ve özellikle de bütün muhalif partilerin ve demokratik güçlerin ittifakıyla yapıldığında bir anlam taşır ve belki bir sonuç verir. Dolayısıyla, seçimleri boykot, bireysel kararlarla değil, parti ve örgüt kararlarıyla siyasette etkin olur. Bireysel boykot çağrıları ise, sadece Erdoğan/AKP iktidarının güçlendirilmesine hizmet eder. SAYGI DEFTERİNE BÜYÜK İLGİ İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi’nde Stephen Hawking için bir taziye defteri açıldı. Gelenler Hawking’le ilgili duygularını kağıda dökmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Fotoğraf: REUTERS C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle