19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Mart 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Teklifi geri çekin’ haber 5 İttifak önerisinin tamamına şerh koyan CHP, ‘Teklif isimsiz ihbar dönemini başlatır, seçim görevlilerini ihmale teşvik eder’ dedi Meclis Anayasa Komisyonu’nda kabul edilen siyasi partilerin ittifak yapabilmelerinin önünü açan “İttifak Yasa Teklifi”ne muhalefetten şerh geldi. CHP, teklifteki maddelerin tümüne muhalif olduklarını belirterek, “Ülkemizin geleceğini karartacağı kesin olan bu teklifin bir an önce geri çekilmesi gerekmektedir” dedi. CHP’li komisyon üyeleri tarafından Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na sunulan muhalefet şerhinde şu tespitlere yer verildi: Somut nitelikte değil: (Sandıkların taşınması) Mülki idari amirlerin son yıllarda liyakat esasından ziyade iktidar partisi ile organik ilişkisi olan ve iktidar partisinin talimatları doğrultusunda işlem tesis edenler arasından atandığı bilinmektedir. Mülki idari amirlerin seçim gününe dair iktidar partisinden alacakları talimatlar doğrultusunda hareket etmesi sadece malumun ilamı anlamına gelecektir. 14. maddede düzenlenen kriterler somut ve belirli bir nitelikte değildir. ‘Güvenlik sağlandı’ manipülasyonu yapılıyor: Değişiklik ile birleşik oy pusulaları ve oy zarfları filigranlı kağıttan olacaktır. Bu düzenleme tek başına ek bir güvence gibi görünse de oy verme günü arkası sandık kurulu tarafından mühürlenmemiş olan oy pusulalarını geçerli kılan düzenleme ile birlikte düşünüldüğünde sadece “seçimlere dair güvenliğin sağlandığı manipü Raporu istediniz tartışması! CHP’nin seçim güvenliği raporunu iletmek için randevu talebini önceki gün reddeden MHP, dün raporu Meclis CHP Grubu’ndan talep etti. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Büyük ağabeyleri randevuyu kabul etmeyince mahçup oldukları anlaşılıyor” dedi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise kendisinin ve diğer Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın böyle bir talebi olmadığını söyledi. Özel’in talep eden ismi açıklamaya davet eden Akçay, “Kim istedi söylesin. Kurumsal olarak böyle bir talebimiz olmadı, bu raporu merak da etmiyoruz” dedi. Özel ise Akçay’a “Saat 10.45 sıralarında MHP Grubu büro görevlisi Ö. Ş., CHP Grubu Basın Danışmanı Tuncay Keser’in odasına gelerek, dün kamuoyuna açıklanan raporun bir örneğinin MHP Grubu tarafından talep edildiğini iletmiştir. Yaptığımız istişare sonucunda bu talebin karşılanmaması kararlaştırılmış ve bilinen açıklama kaleme alınmıştır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet lasyonu” için yapılmaktadır. Bu sebeple oy pusulaları ve oy zarfları filigranlı kağıttan olabileceği gibi bu durum diğer güvenceleri ortadan kaldırmamalıdır. Belirsizliğe yol açar: 298 sayılı kanunun 68. maddesinde yer alan düzenleme “Seçimlerde kullanılacak kabinler, oy vermenin gizliliğini sağlayacak şekilde yaptırılır. Kabinlerin ölçü ve standartları YSK’ce belirlenir” şeklinde değiştirilmektedir. Bu değişiklik sonuçları ve ülke çapında yeknesak uygulama bakımından belirsizliğe yol açmaktadır. İhmale teşvik düzenlemesi: Oy pusulalarının arkasının mühürlenmesi sandık kurullarının temel görevlerindendir. Oy verme süresince seçmenin baskı altında olmaması, özgür iradesi ile oy kullanabilmesinin güvenceye alınması gibi güvenceler ancak “geçerli oy”dan bahsedildiğinde mümkündür. Kamu görevlileri ve partili müşahitlerden de oluşan sandık kurullarının oy pusulalarını ihmalen mühürleyemeyeceği düşünülemez. Bu düzenleme “ihmale teşvik düzenlemesidir.” İttifaka basılan oy geçersiz sayılmalı: Düzenleme ile ittifak alanının içinde herhangi bir yere mühür basılmış olması oy pusulalarını geçerli hale getirmektedir. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 3 binin üzerinde sandıktaki sonuçlarla ilgili ve bazı seçim çevrelerindeki toplam sonuçlarla ilgili YSK’ye yaklaşık 30 itirazda bulunulmuştur. Çoğu itirazda tutanaklarda hata olduğu iddia edilmiş, bazıları ise oy sayım işleminde hata yapıldığını iddia etmiştir. Önerimiz, yalnız ittifak alanı içerisine ‘EVET’ mührünün basıldığı her durumda, bu oy pusulaları da geçerli kabul edilmemelidir. Seçim güvenliği için risk oluşturur: Değişiklik, sandık alanı yerine ilçe seçim kurulunca belirlenen bina, yapı ve benzeri yerleri işaret etmiştir. Bu değişiklik ile 81. maddede yapılan sandık alanı kavramının kaldırılmasıyla beraber değerlendirilmelidir. Sandık alanının kanunda kesin belirlenmiş sınırlarla çizili olmasının kaldırılması ve “benzeri yerler” gibi muğlak bir ifadenin kanuna eklenmesi seçim güvenliği bakımından risk oluşturmaktadır. Bu düzenleme içinde bulunulan OHAL koşulları ve bu teklif ile mülki idari amire tanınan yetkiler ile beraber düşünüldüğünde sandığın nerede olacağının yürütme tarafından karar verileceği sonucunu doğurmaktadır. Kolluk gözetiminde seçim: Yargılamada sıklıkla karşılaşılan “isimsiz ihbarlar dönemi” seçim hukukuna da dahil edilmiştir. Herhangi bir ihbarın yeterli olması kolluk kuvvetleri gözetiminde seçimin yapılacağı sonucunu doğurur. Bu sebeple “belirsiz” ihbarlar üzerine kolluk kuvvetlerinin seçmen iradesini etkilemesi engellenmelidir. HDP de şerh koydu HDP’li komisyon üyelerince hazırlanan şerhte ise yapılan düzenlemelerle ‘seçim hilelerine zemin hazırladığı’, ‘sandıkların taşınması ile özellikle HDP’li seçmenlerin haklarının olumsuz etkileneceği’, kolluk güçlerine ilişkin madde ile de ‘muhalefetin sandıktan uzaklaştırılabileceği’ne dikkat çekildi. l ANKARA OHAL kaosu derinleşti Kanun hükmünde kararnameler Erdoğan tarafından imzalanarak yasalaştı. Ancak yasalaşan OHAL düzeni, OHAL Komisyonu’yla ilgili karmaşayı artıracak SİNAN TARTANOĞLU OHAL döneminde çıkarılan 31 kanun hükmünde kararnameden 26’sı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasının ardından gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece 1.5 yıldır kanun hükmünde kararnamelerle oluşturulan OHAL hukuku bir yandan yasalaştı, bir yandan da kaos derinleşti. KHK’lerle 107 bin 174 kişi ihraç edildi, 3 bin 604 kişi iade edildi. Dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren KHK’lerin arasında ihraç/iade ve kapatma/açma kararnameleri yer aldı. Böylece kişiye özel idari tedbir kararları da yasalaşmış oldu. OHAL mağduriyetlerinin giderilmesi için yürütme organının eliyle, kararname gücünden yararlanarak oluşturulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kuruluş KHK’si de yasalaştı. Komisyonun, KHK’lerle tesis edilen idari tedbir işlemlerinin incelenmesi olarak tanımlanan görevleri de yasal güce kavuşmuş oldu. Komisyonun artık yasalaşan KHK’lerle ihraç edilen bir kamu görevlisinin durumunu incelemesi ve iadesine karar vermesi durumunda yaşanacak karışıklık ise soru işaretleri meydana getirdi. Böylece yürütmenin oluşturduğu bir idari denetim mekanizmasına, yasalaşan bir ihraç kararını iptal etmesi için Anayasa Mahkemesi gibi hukuksal denetim gücü verilmiş oldu. Komisyonun ihraç edilen bir kamu görevlisini görevine iade etmesi için, artık KHK’yi değil, yasayı denetlemesi gerekiyor. İade kararı verilmesi durumunda yasanın tekrar yayımlanması ya da iade edilen kişi için yasalaşan KHK’ye ilişkin yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor. AYM’nin KHK’lerden doğan işlemlerle ilgili başvuruları reddetmesinin ve OHAL Komisyonu’nu işaret etmesinin de gerekçesi KHK’lerin yasalaşması ile ortadan kalkmış oldu. Böylece artık yasalaşan KHK’ler için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilecek. l ANKARA ERDOĞAN AÇIKLAMASINI GÜNCELLEDİ! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Siyaset Akademisi toplantısında konuştu. Kendisinin önceki günkü konuşmasında “İslam’ın güncellenmesi” yönündeki açıklamalarına değinen Erdoğan, “Değişimi inkâr etmek kendi kendini kandırmak demektir. Elbette asla değişmeyen ve değişmeyecek olan kurallar da vardır. Mesela İslam’ın son din olduğu bir hakikattır. Bununla kimse oynayamaz. Allah’ın yüce kitabımız Kuranıkerim’de açıkça ifade ettiği hükümler asla değişmemiştir, değişmeyecektir. Dinimiz İslam ve kitabımız Kuranıkerim, kıyamete kadar caridir. Bu da bundan sonra da kıyamete kadar gelecek olan tüm toplumlar, yaşanacak tüm hadiseler, ortaya kadar tüm yeni durumlar karşısında söyleyecek sözü olduğu anlamına gelir. Bunların uygulamadaki karşılıkları elbette zamana, şartlara göre değişecektir” ifadelerini kullandı. Mecelle’ye atıf yapması dikkat çeken Erdoğan, “Mecelle kaidesidir, ‘Ezmânın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz.’ Biz içtihatları değiştirmezsek, uygulamaya ilişkin kuralları uygun şekilde yenilemezsek sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz” dedi. Erdoğan’ın “Biz dinde reform aramıyoruz. Haddimize mi? Ama çıkıp da kadınlarla ilgili, yaşlılarla ilgili konuşmaların İslam’a getirdiği lekeyi görmezden gelemeyiz” demesi dikkat çekti. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’de KHK’LERE itiraz HAZIRLIĞI Beş KHK’nin daha önce yasalaştığını ve Anayasa Mahkemesi’ne götürüldüğünü anımsatan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 26 KHK ile ilgili olarak anayasa hukuku konusunda deneyimli bilim insanları ile çalıştay yaptıklarını, görüşlerini aldıklarını belirten Özel, “Şu anda her bir KHK üzerinde titizlikle ayrı ayrı çalışıyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğimiz KHK’lerde madde madde başvuru yapacağız” dedi. KHK’lere üç koldan itiraz edeceklerini belirten Özel, “10 gün içinde şekil yönünden, 60 gün içinde eylemli içtüzük ihlali olarak değerlendirdiğimiz yönlerden ve ayrıca esasa yönelik itirazlarımız olacak” ifadelerini kullandı. Özel, “Ayrıca MYK’nin uygun görmesi durumunda, sürecin ağırlığı ve tüm siyasi partileri etkiliyor olmasından dolayı da diğer siyasi partilerin de bu konuda görüşlerini alacak bir tür olabilir. Meclis içinde ve dışında bulunan siyasi partilere bu konuda görüşlerini sorabilir, katkılarını talep edebiliriz. Ancak bunun için konuyu MYK’de tartışıp onların kararından sonra böyle bir girişim yapabiliriz” diye konuştu. l ANKARA/ Cumhuriyet Hollanda ile bu kez Fatma Şahin krizi! Hollanda, Türkiye ile geçen yıl 16 Nisan anayasa referandumu öncesi yaşanan diplomatik krizin yıldönümü öncesi, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Deventer kentini ziyaret etmesine karşı çıktı. Lahey yönetiminin uyarısı üzerine, Türk makamlarının eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in ziyaretini iptal ettikleri bildirildi. Fatma Şahin, Cumartesi günü Hollanda’nın doğusundaki Deventer kentindeki Merkez Camii’nde Türkiye kökenli kadınlarla bir araya gelecekti. Kuşatma... CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar, Başbakan Mesut Yılmaz’ın yazılı olarak yanıtlamasını istediği soru önergesinin girişinde şöyle diyor: “Nur tarikatı liderinden Fethullah Gülen’in faaliyetleri, kamuoyunca kuşku, merak ve şaşkınlıkla izlenmektedir...” Fikri Sağlar, oldukça önemli konular üzerinde duruyor soru önergesinde. Sağlar’ın iddiaları insanın tüylerini diken diken ediyor... İşte Başbakan Yılmaz’ın yanıtlaması istenen sorulardan bazıları: “1 Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal imzasıyla dönemin Başbakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı’na sunulduğu ve kendisine 6 sayfa ayrıldığı iddia edilen Susurluk çetesine ilişkin 18 sayfalık raporda Fethullah Gülen’le ilgili olarak: ‘Fethullah Hoca’nın Çiller’in kara para aklama işinde gizli ortağı olduğu, Fethullah Hoca’cıların CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu iddiaları, Maliye Bakanlığı müfettişlerinin Fethullah Gülen’in mali kayıtlarını incelemesi ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının ilgili kuruluşlarla yapacakları koordine sonucunda çözülebileceği değerlendirilmektedir’ şeklinde bir tespit yer aldığı doğru mudur? MİT’in Başbakanlık’a ve Cumhurbaşkanlığı’na sunulmak üzere hazırladığı belirtilen bu raporda yer alan tespit ye öneriler doğrultusunda bugüne kadar hangi çalışmalar yapılmıştır? Yapılmış ise çalışmaların sonucu veya geldiği aşamadaki durumu nedir? 2 Fethullah Gülen tarikatınca kurulduğu ve kara para aklama işinde rol aldığı iddia edilen ‘Asya Finans’ adlı kuruluşun ortakları kimlerdir? Bu iddialarla ilgili olarak herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? 3 Özellikle Cumhuriyet karşıtı yıkıcı ve şeriatçı faaliyetleri izlemek üzere oluşturulduğu söylenen ‘Başbakanlık Takip Kurulu’ veya ‘Başbakanlık Sivil Çalışma Grubu’ olarak bilinen birimin, Fethullah Gülen ve tarikatının faaliyetleri konusunda herhangi bir çalışması var mıdır? Varsa sonuçları nelerdir? 4 Fethullah Gülen, 1992 yılında ABD’ye gizli olarak gitmiş midir? Gitmiş ise bu seyahatinin amacı ve gizli olarak gerçekleştirilmiş olmasının nedenleri konusunda devletin resmi kayıtlarında herhangi bir bilgi var mıdır? 1997 yılında anılan kişinin ABD’ye yaptığı bir başka ‘sağlık gerekçeli’ seyahatinde, kimlerle görüştüğü konusunda devletin resmi kayıtlarına geçen bir bilgi mevcut mudur? Fethullah Gülen, 1985 yılından itibaren kaç kez yurtdışına çık Tarihe not düşmek için 31 mıştır? Aynı tarihten itibaren yurtdışı seyahatlerini hangi ülkelere yapmıştır ve bu ülkelerde hangi sürelerle kalmıştır?” *** Aralarında Atatürkçü Düşünce Derneği, Altmış Sekizliler Vakfı, Cumhuriyet Okur Girişimi, Çağdaş Eğitim Vakfı, Dayanışma Derneği Vakfı gibi 200 demokratik kitle örgütünün desteğiyle hazırlanan “Hoca’nın Okulları” adlı kitabı okudunuz mu? İki yürekli genç, Fethullahçıların maskesini bir kez daha indiriyor, bizim yıllardır yazdıklarımızı doğruluyor... İşte kitaptan bir bölüm: “Bugün ortaya çıkarak, yıllarca birlikte olduğum bu cemaatin aldatmacalarını ortaya koymamın altında iki önemli neden var: 1. Onlarla birlikte olduğum süre boyunca yapılan baskılar ve zorlamalar sonucu iki buçuk yıl depresyon tanısıyla tedavi görmüş olmam... Aynı şekilde benzer bir durumu halen yaşamakta olan bir diğer öğrencinin babasını tanımam... 2. Din adına korkunç bir sömürü düzeni kurarak insanları aldatan ve toplumu ortaçağ karanlığına götürmek isteyen bu salgına, vatanını ve değerlerini seven bir kişi olarak dur diyebilmek... Cemaat çalışmalarının tüm ayrıntılarını anlatarak devletin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu kamuoyuna, yetkililere, anne babalara gösterebilmek... Fakat bildiklerimi anlatırken sizinle belirli noktalarda anlaşmamız gerekir. Öncelikle gerçek kimliklerimiz kesinlikle gizli kalmalı. Sanırım bu noktada hak verirsiniz. Çünkü çok iyi biliyorum. Bizler o günleri yaşadık. Eğer F. Gülen hakkımızda, ‘Bu insanların katli vaciptir’ fetvasını verirse, ona inanan pek çok insan, kısa bir sürede bizleri ortadan kaldırmak için her şeyi yapabilir. Çünkü cemaat liderini memnun etmek, Gülen’e göre Allah’ı memnun etmektir. İşte bu nedenle, kimliğimiz kesinlikle gizli kalmalı.” ••• Fikri Sağlar’ın soru önergesi ve demokratik kitle örgütlerinin açıklamaları, Fethullahçıları neden rahatsız ediyor? Gerçeklerden kaçılmaz... Fethullah Gülen, Vatikan’da Büyükelçi Altan Güven tarafından karşılanıyor, onuruna akşam yemeği veriliyor... Bir kez daha Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e soruyoruz: “Nurcu Fethullah Gülen; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni Vatikan’da hangi sıfatla temsil ediyor, açıklar mısınız?” Bu yazı 14. 2. 1998 tarihinde yayımlanmıştır. Nevruz kutlama programı açıklandı MAHMUT ORAL Nevruz kutlamaları programı dün Diyarbakır’da Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadınlar Kongresi (TJA) Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR), Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD) tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Bu yılki Nevruz’un şiarının “Nevruz direniştir, faşizme karşı halkların baharıdır”, “Faşizm kaybedecek, halklar kazanacak” olarak belirlendiğini söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan şöyle konuştu: “Bölgemizde yaşanan tarihi gelişmeler zulüm tarihinin direnişlerle yok olacağını açığa çıkarmıştır. 2018 Nevruz’unun zulüm, savaş, işgal, kriz politikalarına karşı güçlü bir direnişin ortaya çıkması bakımından anlamlıdır. Bu yılki Nevruz kutlamalarına katılacak milyonlar sel olup meydanlara aktıklarında 5 Nisan 2015’ten be ri Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin kabul edilmediğini haykıracaktır. Ayrıca Afrin’e yönelik işgal girişimi Nevruz alanlarında bir kez daha protesto edilecektir. Afrin’de yaşamını yitiren herkesin, askerlerin de bizim çocuğumuz olduğu mesajı verilecektir. Savaşa karşı barış mesajı milyonlar tarafından haykırılacaktır.” HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise “Bu bayrama anlamını katan onun direniş ruhu ve kararlı mücadelesidir. Bugün ülkenin her yerinde zulüm kol geziyor. Bu zulüm iktidarını yıkma kararlılığındayız. 12 Eylül’ün bütün mirasını kabullenen bir iktidarla karşı karşıyayız. Cezaevlerindeki işkence 12 Eylül’ü aratmıyor. Özgürlük ve demokrasi konusunda kararlı olan tüm yurttaşları Nevruz’da buluşmaya davet ediyoruz. 21 Mart’ta evet Nevruz kutlaması olacak ama aynı zamanda özgürlük mücadelesinde kararlı olanların buluşma noktası olacak. Tüm Türkiye halklarını bu buluşmaya davet ediyorum. Nevruz ateşi yolumuzu aydınlatsın” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle