19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Mart 2018 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 13 ‘300 koyun’ meselesiOlaylar ve GOrUSler EDİTÖR:NAZANÖZCAN [email protected] Fareli matematik Öğretmen Mahiye Morgül, “Matematik 1 Ders Kitabı” için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Gerekçesi, kitaplarda matematiksel değeri ve sabit ölçülebilirliği olmayan, hareket halindeki, az sonra eriyip su olacak kar tanesi gibi nesnelerle matematik yapılabilirmiş gibi çocukların kandırılmasıydı. Aynı zamanda, çocukların karabasan görmesine neden olabilecek ürpertici hayvanlara çocuğu dokunmaya zorunlu kılacak resimlere yer verilmişti. Örneğin, kitapta, sayfanın eni kadar uzunlukta, gerçek boyda bir fare resmi vardı. Çocuklardan farenin uzunluğunun karelerle sayılması isteniyordu. Morgül, daha önce “İlkokul Türkçe 1 Ders Kitabı” konusunda da bir araştırma yapmıştı. Bu kitapta da, “Siberton” adlı bir robot köpekten söz ediliyordu. Morgül, “Siberton” sözcüğünü bilgisunarda arayınca, karşısına Siberton Baptist Kilisesi çıkmıştı. Kilisenin sitesini tıklayınca “Allah’a Nasıl Dua Edilir Öğren” başlıklı, İsa ve İncil’in anlatıldığı kitabın duyurusu ile karşılaşmıştı. Rastlantıya bakınız ki, bu kitabın yazarları; çocuk istismarları ile gündeme gelen Ensar Vakfı aracılığıyla kitaplarını yayımlatmış, Ensar Vakfı adına sempozyumlara katılmış Talim Terbiye Başkanı Alpaslan Durmuş’un kurucusu olduğu EDAM şirketinin yazarlarıydı. Çocuklarımız, eğitimle hiç ilgisi olmayan, niyeti belli bir tarikatticaretsiyaset üçgenine teslim edilmiştir, biline... Eğitimdeki eğik düzlem Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hakları Merkezi işbirliğinde düzenlenen “Değişen Eğitim Sistemi ve Çocuklarımız” başlıklı çalıştay, eğitimde giderek aşağı inen eğik düzlemi gösteren saptamalarla tamamlandı. İşte onlardan birkaçı: Öğrenciler arasında akran zorbalığı, dikkat eksikliği, davranış bozukluğu, kâbuslara yol açan gelişmeler, başarılı olamama kaygısı, amaç yoksunluğu giderek artıyor. Yargılama, yorumlama, sözlü anlatım becerisi giderek düşüyor. Sınav belirsizlikleri ve gerilimi, sağlık sorunlarına yol açıyor. Özellikle liselerde okuldan soğuma ve kaçma eğilimi yükseliyor. Cinsiyet ayrımına yol açan tutumlar, akran ilişkilerine olumsuz yansıyor. Akıllı tahtalar öğretmenlerle iletişimi bozuyor. Ders kitapları hem yetersiz, hem de gereksiz bilgilerle dolu. Lise ve ortaokullarda artık güvenlik sağlanamadığından, sürekli polis var. Kimi okullarda “gülmek” bile yasaklanıyor. Eğitim giderek laik, bilimsel, çağdaş, evrensel, karma sistemden uzaklaşıyor. Sultan han Tarihi, Bilal’den öğreniyoruz artık: Müslüman ülkelerin sömürgeleştirilmesi için Abdülhamid’i, kendi çocukları yemiş. Bir büyük tarihin, dönemin tarihçiler tarafından “Pax Ottomana” denilen barış düzeninin çözülmesi için “Abdülhamit Han”ın tahttan uzaklaştırılması yeterliymiş, yetmiş de... “Aklını, gönlünü Batılılaşma kisvesi altında başkalarının eline teslim etmiş aydınlar, entelektüeller, vesayet odakları” Abdülhamid’i yemişler, ama Tayyip Erdoğan yedirilmeyecekmiş. Demek ki babası, kendisini Abdülhamid’in yerine koyuyor. 10 MART 2018 SAYI: 33757 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:53 05:39 06:03 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:18 13:21 16:34 07:02 13:05 16:20 07:24 13:28 16:44 Akşam 19:11 18:56 19:20 Yatsı 20:30 20:14 20:36 İRFAN O. HATİPOĞLU Mustafa Kemal Üni., Veteriner Halkımızın yeterli ve dengeli beslenemediği, beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarının “ulusal güvenliği” tehdit edecek düzeye ulaştığı sıklıkla dillendirilir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin simgesel öğesi de et fiyatlarının yüksekliği. Et fiyatlarının yüksekliğinden sürekli şikâyet edilir. Siyasal iktidar da fiyat artışından sorumlu gördüğü üreticiyi “terbiye” etmek için, dünyanın her yerinden et alıyor. Sürdürülebilir olmayan bu uygulamanın utancını yetiştiricilerin üzerine yıkmak ve “destekliyoruz ama üretmiyorlar” demek için de gerçekçi olmayan projeler sunar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın açıkladığı “köye dönene 300 koyun vereceğiz, sigortasını ödeyeceğiz ve asgari ücret vereceğiz” projesi vb. Dışa bağımlı projeler Yapsatçı siyasal iktidar, et üretimini artırıcı önlemler yerine üreticiyi dışa bağımlı kılacak projeler geliştiriyor. Canlı hayvan, yem hammaddesi, teknolojik yatırım ve sağlık giderleri ile büyükbaş hayvan yetiştiriciliğini dışa bağımlı hale getirdi. Teşvik uygulamaları altında yetiştiriciler borçlandırıldı. Büyük beklentilerle kurulan işletmeler uygulanan dışa bağımlı tarım politikası nedeniyle giderlerini/borçlarını ödeyemediklerinden kapandı. Binlerle ifade edilen ahırlar boş, teminat gösterilen tarım arazileri bankaların kontrolünden geçti, üretim dışı kaldı. Ülke “300 koyun” projesinde Tarım Bakanlığı kendi kaynaklarından katkı koymuyor. Projeye katılacak çiftçiler bankayla buluşturulacak. Banka kredisinden yararlanmanız için öncelikle ipotek verecek kadar toprağınızın, gayrimenkulünüzün olması gerekli miz yakın dönemde et dış alımından sonra çiğ süt alımı yapar duruma getirilerek büyük pazar durumuna evrilirken, büyükbaş üreticileri topraklarında “muhacir” durumuna gelecek. Bu süreç hükümetin önerdiği projelerle koyunculukta da işletilmek isteniyor. Tarım Bakanlığı önerdiği sürdürülebilir olmayan projelerle koyunculuğu dışa bağımlı kılma uğraşında. “Yerli ve milli” kaynaklarla üretimi yapılan koyunculuğun da büyükbaş yetiştiriciliğinde olduğu gibi dışa bağımlı kılınması, ülkemizin kırsal bölgelerinin uluslararası ‘emperyal’ kurumlara teslim edilmesinin tamamlanmasıdır. Yetiştiricilerimizin yoksullaştırılması, borçlandırılması girişimidir. Küçük ölçekli, aile işletmeciliği olarak yapılan üretimin dağıtılması, üretim kültürünün yok edilmesi anlamı taşır. Meralarımız ve bitki üretim dese ni koyun yetiştiriciliğine uygundur. Çok az sayıda koyunla üretime başlasanız, kısa sürede orta büyüklükte bir sürüye sahip olunur. Bu nedenle koyun yetiştiriciliği Anadolu’da “bereketli” kabul edilir. Yapılması gereken koyun yetiştiricilerinin yaşam kalitesini yükselten, sürdürülebilir yetiştiriciliği öğreten, ürünlerini değerinde satabileceği mekanizmaların oluşturulmasıdır. Bankalara bağımlı Siyasal iktidarın tarım politikasıyla çiftçilerimiz borçlandırılarak bankalara teslim edildi. Toprakların bankalara geçmesi, girdilerin yüksekliği, ürünlerini değerinde satma mekanizmalarının olmaması nedeniyle tarım topraklarının dörtte biri üretim dışı kaldı. Önerilen projelerle koyuncularımız da üretim dışı bırakılmak isteniyor. Örneğin önerilen “300 koyun” projesinde Tarım Bakanlığı kendi kaynaklarından katkı koymuyor. Projeye katılacak çiftçiler bankayla buluşturulacak. Banka kredisinden yaralanmanız için öncelikle ipotek verecek kadar toprağınızın, gayrimenkulünüzün olması gerekli. Ayrıca koyunları koyacak ağılınız olmalı ya da yapmanız gerekiyor. Toprağınız ve ağılınız varsa, bankanın size sağlayacağı kredi karşılığında koyunları alıyorsunuz. Damızlık koyunların piyasa fiyatı ortalama 1500 lira olduğuna göre minimum 450 bin lira kredi yoluyla borçlanarak koyun yetiştiriciliğini başlıyorsunuz. Koyunculuk ürettiği artı değerle borcu ödeyemez. İpotek gösterilen topraklar kısa sürede bankaların kontrolüne geçecek. Koyunlar ve doğa Ülkemizin et gereksiniminin karşılanması ve et fiyatlarının ulaşılabilir olması için koyun yetiştiriciliği çok önemli. Hızlı çoğalırlar ve yerli kaynaklardan beslenir, ucuz et üretim kaynağıdır. Koyunculuğun yararı bununla sınırlı değil. Çok az yatırımla yapılabildiği için köyden kente/içgöçü önleyen bir uğraştır. Çobanlar doğanın koruyucusudurlar. Eğer koyun yetiştiricilerine karşı AKP hükümetinin saldırılarını önleyemezsek topraklarımıza, doğamıza sahip çıkamayız. Koyunculuğa yapılan bu sinsi saldırı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kadar “ulusal güvenliği” tehdit edici unsur olarak alınmalıdır. Eylem ‘performansı’ Öğretmenlerin kariyerinin, velilerin, müdürlerin ve öğrencilerinin vereceği performans notlarıyla belirleneceği modele karşı, Eğitim Sen harekete geçiyor EğitimSen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) öğretmenlik mesleğini köleliğe dönüştürerek niteliğini düşürecek “perfor liyle uygulamayı düşündüğü, öğretmen, öğrenci ve velilerin hepsinin değerlendirme sürecine dahil edildiği şekliyle bir performans değerlendir mesi mümkün değildir. n Yasal dayanağı yok: MEB tarafından hayata geçirilmeye çalışılan performans değerlendirme mans değerlendirme yönetmeliği” taslağına kar me uygulaması dünyanın hiçbir ülkesinde bu sisteminin ve dört yılda bir yapılması planlanan şı bayrak açtı. Yönetmelik taslağına karşı bütün lunmamaktadır. Maddelerde ifade edilen özel sınavın dayandırıldığı herhangi bir yasal daya eğitim sendikaları tepki gösterir likler soyut ve kişilerin bireysel yaşam tercihle nak söz konusu değildir. Öne sürülen tek daya ken EğitimSen öğretmenler ara ri, siyasal ve kültürel altyapıları ve kişilik özel nak ‘Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’dir. Tüm sında bir imza kampanyası başlat liklerine göre farklılık gösterecektir. Öğretme öğretmenlerin yapılması planlanan merkezi sı maya karar verdi. Kampanyanın nin konuşurken seçtiği sözcüklerden, kılıkkıya nava alınacak olmasının dolayısıyla ardında ya başlığını “Performansa, sınava ha fetine, yaşam biçiminden tercihlerine kadar pek tan asıl gerçeklik sınav ve buna bağlı olarak olu yır! Mesleğime dokunma!” sloga çok alan bu değerlendirmeler sonucunda sorun şacak performans notunun çeşitli alanlarda kul OZAN ÇEPNİ nı oluştururken, sendika sisteme ilişkin hazırladığı kitapçığı önümüzdeki günlerde illere göndere oluşturma potansiyeline sahiptir. n Ticari işletme sistemi: Sistemi ‘Perfor mans’, ‘Rekabet’, ‘Verimlilik’, ‘Kariyer’, ‘Kalite’ lanılarak istenen rollere ve davranışlara sahip ‘öğretmenin’ oluşturulmasıdır. n İş barışını bozacak: Öğretmenlerin yaptıkla cek. Eğitim Sen’in kitapçığından dikkat çeken gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak rı işin niteliğinden çok ‘yüksek performans’ üze başlıklar şöyle: n Dünyada benzeri yok: MEB’in mevcut ha isteyen MEB’in, piyasada faaliyet yürüten bir ti rinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, cari işletme gibi hareket ederek niteliği yükselt okullarda herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu dü şüncesinin gelişmesine ve iş barışının bozulma KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK sına neden olacaktır. Bu uygulamanın okullar [email protected] da görev yapan eğitim emekçileri ile diğer öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü ile ilişki lerde mutlak bağımlılık ilişkilerini (yaranma, ta bi olma, hoş görünme gibi) daha da geliştirmesi kaçınılmazdır. l ANKARA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Toplanan imzalar MEB’e verilecek Eğitim Sen’in kitapçığında “Performans değerlendirme sistemi ile mesleğimizin itibarsızlaştırılmasına karşı ne yapmalıyız” denilerek bir imza kampanyası metni de yer aldı. Öğretmenlerin MEB’e ileteceği dilekçede “MEB tarafından yayımlanan ‘Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği’ taslağı, öğretmenlik mesleğinin statüsü ve öğretmenlik mesleğinin toplumsal algısında derin ve telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Performans değerlendirme sisteminin iş güvencemizi ortadan kaldıracağı, öğretmenin öğrenci ve veli ile olan ilişkilerini ise müşteri memnuniyeti düzlemine taşıyacağı bilinmektedir. Bu yönetmeliğin, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişmesine katkı sunmak yerine iş barışının bozulması, mesleki dayanışmanın zayıflaması, okul ortamında öğretmenlik mesleğinin toplumsal rolü ve değerinde aşınma yaratması gibi pek çok yeni sorun ve sonuç yaratacağı kesindir. Tüm bu nedenlerle biz aşağıda imzası bulunanlar söz konusu yönetmelik taslağının hemen geri çekilmesini talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle