22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Şubat 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Hayvansal üretimdeki artış ithalatla sağlandı Türkiye’nin ithal ettiği besilik ve damızlık hayvanlar 21 gün sonra ‘milli’ kabul edilerek sayım yapıldığı için 2017’deki büyükbaş ve küçükbaş sayıları artış gösterdi Geçen yıl yaşanan hayvansal üretim verilerindeki artışın altında besi lik ve damızlık ithalatı yatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2017’ye ilişkin açıkladığı Hayvansal Üretim İstatistikleri’ne göre, büyükbaş hayvan sayısı 2017 yılında bir önceki yıla göre yüz de 13.2 artarak 16 milyon 105 bin, küçükbaş sa yısı ise yüzde 7.2 artışla 44 milyon GAMZE BAL 312 bin oldu. Kırmızı Et Sa nayicileri ve Üre ticileri Birliği Derneği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Vet. Dr. Ahmet Yücesan, verilerdeki bu artışın altında yatan sebebin 2017’de ithal edilen damızlık ve besilik hayvan ithalatının ol duğunu; Türkiye’ye getirilen bu hayvanların en geç 21 gün son ra ‘milli’ kabul edilerek sayım yapıldığı için hayvan varlığında artış yaşandığını anlattı. Hayvan sayısındaki artışın it halatla artırılmasının doğru ve sürdürülebilir olmadığını ifade eden Yücesan, “Yerli üretimi mizi destekleyip artırmamız la zım. Fakat bunu yapmak yeri ne ithalatla artışı tercih ediyo ruz” dedi. Fiyatı düşürmez Türkiye’deki güçlü hayvancılık potansiyeline rağmen ithalat tercihinin, hayvan popülasyonunda sütçü ırk fazlalığından kaynaklandığını belirten Yücesan, “Tam tersinin olması lazım. Yüzde 80 olan süt ırkı popülasyonu düşürülüp, yüzde 20 olan et ırkı artırılabilirse ithalata gerek kalmaz” diye konuştu. Artan hayvan sayısının et fiyatlarına ucuzluk olarak yansımayacağını da kaydeden Yücesan, fiyatların baskılarla zoraki bir şekilde düşürüldüğünü aktararak, “Fiyatlar bu saatten sonra artmaz, yükselir” dedi. TÜİK’in dün açıkladığı verilere göre, 2016’da büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı 14 milyon 80 bin iken, 2017’de yüzde 13.2 artarak 15 milyon 944 bin baş oldu. 2016’da 142 bin olan manda sayısı ise, yüzde 13.6 artış ile 161 bine yükseldi. 2016’da 30 milyon 983 bin olan koyun sayısı ise 2017’de yüzde 8.7 oranında bir artış kaydederek 33 milyon 678 bin baş olarak gerçekleşti. 2016’da 10 milyon 345 bin olan keçi sayısının da yüzde 2.8 oranında bir artışla 10 milyon 635 bin olduğu ifade edildi. Sığır ithalatı 4 milyar TL Sığır ithalatı 2016’da 494 bin baş iken 2017’de 896 bin başa yükseldi, bu ithalata ödenen miktar da 1.7 milyar TL’den 4 milyar TL’ye çıktı Canlı hayvan ithalatına 2010’da başlayan Türkiye, 20112015 döneminde damızlık, besilik ve kasaplık olmak üzere yaklaşık 1.4 milyon büyükbaş hayvan ithalatı yapmıştı. 2011’de 470 bin 796 baş canlı sığır ithalatı, 2012’de 471 bin 571 başa yükselmişti. 2013’te 193 bin 807 başa ge rileyen sığır ithalatı, 2014’te ciddi bir düşüş yaşayarak 49 bine inmişti. Ancak 2015’te ithalat tekrar artarak 202 bin 789 başa ulaşmıştı. Sığır ithalatının 2016’da 494 bin baş iken 2017’de 896 bin başa yükseldiğini söyleyen ÇiftçiSen Başkanı Abdullah Aysu, bu ithalata ödenen miktarın da 1.7 milyar TL’den, 4 mil yar TL’ye yükseldiğini belirtti. “Aynı dönemler için koyun ithalatımız 5 bin baştan 281 bin başa, ödenen miktar da 2.1 milyon TL’den, 137.7 milyon TL’ye yükseldi” diyen Aysu, “Sığır eti ithalatı 2016 yılında 21 tondan, 2017 yılında 19 bin tona, ödenen miktar da 249 bin TL’den, 296.6 milyon TL’ye çıktı” diye konuştu. Kripto paralar sıfırlanacak Goldman Sachs Yatırım Araştırmaları Müdürü Strongin’e göre kripto paralardaki hızlı değer kaybı sürecek ve çoğunun değeri sıfırı görecek Körfez ülkesi, ABD’den petrol ithal etti Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden BAE’nin, ilk defa ABD’den petrol ithal ettiği belirtildi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) en büyük dördüncü petrol ihracatçısı olan Birleşik Arap Emirklikleri (BAE), aralıkta ABD’den yoğunlaştırılmış petrol ithal etti. Bloomberg News’in adı açıklanmayan bir kaynağa dayandırdığı habere göre, ABD’den petrol satın alan BAE, bölgedeki petrol rezervlerine göre daha kaliteli olduğu için ABD petrolünü tercih etti. ABD verilerine göre de ABD aralıkta BAE’ye 700 bin varil petrol ihraç etti. Petrolün, Houstan’dan Abu Dabi’deki Ruwais Limanı’na 31 Ocak’ta ulaştığı kaydedildi. ABD’de petrol üretiminin, 2017 Şubat’ından 2018’in Kasım’ına kadar günlük 2 milyon varil civarında artması bekleniyor. 2013’te günlük 100 bin varil olan ihracat da geçen kasım ayında 1.5 milyon varile yükselmişti. l Ekonomi Servisi Sevgiliye Antalya’dan, 14 Şubat Sevgililer 5 milyonluk Günü nedeniyle 25 ülkeye yaklaşık 35 milyon dal kesme çiçek çiçek ihracatı ve 5 milyon doların üzerinde gelir hedefleniyor. Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, bu dönemde başta karanfil olmak üzere gerbera, lisianthus, barbatus, ranunculus gibi birçok çiçek çeşidinin ihraç edildiğini belirterek, hazırlanan özel buketlerin toplam 8 ana kalem ve yeşilliklerden oluştuğunu kaydetti. Bağdatlıoğlu, ithalata dikkat çekerek, “Hollanda, Kenya, Kolombiya gibi ülkelerden 10 milyon dalın üzerinde gül ve birçok çeşidin ithalatı yapılıyor” dedi. l Ekonomi Servisi Goldman Sachs Yatırım Araştırmaları Müdürü Steve Strongin, kripto paralardaki hızlı değer kaybının süreceğini ve çoğunun sıfırı görebileceğini söyledi. Son bir ayda piyasa değeri yaklaşık 500 milyar dolar azalan kripto paraların daha da kötüye gideceğini öne süren Strongin, 5 Şubat tarihli raporunda, yatırımcıların kripto paraların tüm değerini kaybetmesi ihtimaline hazırlıklı olması gerektiği uyarısı yaptı. Strongin ayrıca, kripto paraların büyük bölümünün bir süre önceki hızlı yükselişi tekrar yaşayamayacağı öngörüsünde bulundu. Yasal altyapı yok Kripto para piyasası çok hızlı yükselişin ardından sert düşüş yaşarken, Türkiye’de henüz yasal bir düzenleme yapılmış değil. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, önceki gün katıldığı bir televizyon programında kripto paralara ilişkin de konuştu. Şimşek, “Türkiye’de kripto para anlamında kendimize özgü bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Vatandaşlarımıza risklerle ilgili uyarılarda bulunduk. Nitekim bu tartışmalar yaşanırken, çok hızlı bir çıkış sonra da bir çöküş yaşadı” dedi. l Ekonomi Servisi CHP: Bütün iş kazalarını kapsasın MUSTAFA ÇAKIR Madenlerde yaşamını yitiren işçilerin yakınlarının kamuda işe alınmasında “süre” tartışması devam ederken, CHP bütün iş kazalarında yaşamını yitirenlerin yakınlarına aynı hakkın verilmesini istedi. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, “Devletin yurttaşının yaşam hakkını koruma yükümlüğü var. Denetim yapmamış, taşeronlaştırmayı yaygınlaştırmış, vatandaşın yaşamını koruyama mış. Birinci sorumlu devlet. Tüm iş kazalarında yaşamını yitirenlerin yakınlarına aynı hak verilmeli” dedi. Demirtaş, yasa önerisi vereceğini de açıkladı. Meclis’e sunulan “torba” tasarıdaki madde, 10 Haziran 2003 ile 13 Mayıs 2014 arasında kömür ve linyit madenlerinin yeraltı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen işçilerin eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin kamu kurum ve kuruluşlarında işe alınmasını öngörüyor. Bu düzenleme 2003’ten önceki maden facialarını kapsamıyor. Oysa 1983’te Zonguldak’taki grizu faciasında 103 işçi, 1992 yılında Kozlu’daki grizu faciasında ise 263 madenci yaşamını yitirdi. 1990’da Amasya’da 68, 1995 yılında Yozgat’ta 38 işçi can verdi. l ANKARA Rusya: EÜAŞ’la görüşüyoruz Türkiye’nin ilk nükleer santralı olacak Akkuyu projesine liderlik eden Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom, projeye Türk ortak olarak, kamuya ait Elektrik Üretim AŞ’yi (EÜAŞ) dahil etmek için görüşmeler yürüttüğünü açıkladı. Reuters’ın sorularını yanıtlayan Rosatom, Kolin ve Kalyon’un projeden çekilmeye karar verdikleri haberini resmi olarak teyit etti. Cengiz Holding’in projede yüklenici olarak kaldığı nı belirten Rosatom, holding ile başka “ortaklık seçeneklerinin” görüşüldüğünü belirtti. Şirket, “Yüzde 49 payın tümü için tek bir yatırımcı olabilir ya da birkaç şirket daha küçük paylarla ortak olabilir” dedi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 İki farklı konu Birbirinden farklı, ancak güncel ve önemli iki konuya birden değineceğim. CHP Yoğun biçimde CHP tartışıyoruz. CHP’ye, liderliğine çok sert eleştiriler de yöneltiliyor. Bu ortamda, Emre Kongar Hocam da çok haklı olarak, “Türkiye’nin asıl sorununun Tek Adam Diktatörlüğü ile Demokratik Rejim arasındaki mücadele olduğu...”nu, “CHP’nin ise bütün bunlara karşı duran ve bunları düzeltebilecek en büyük ve en önemli siyasal örgüt olduğu...”nu anımsatıyor. “Oy vermeyeceğim” demek de tam bir “çocukluk hastalığı...” Ancak iki konuyu, bu anımsatmaya eklemek gerekir. Birincisi, CHP Ekmeleddin Bey’i aday gösterdiğinde, dokunulmazlıkların kaldırılmasına onay verdiğinde, koalisyon kurma hakkı kendisine verilmediğinde, referanduma o koşullarda gidilirken de “...bunları düzeltebilecek en büyük ve en önemli siyasal örgüt” idi. İkincisi, “bunları düzeltebilecek” ifadesi, bir potansiyele ve olasılığa işaret ediyor. CHP bu potansiyeli bugüne kadar, sonuç alan bir pratiğe, olasılığı da gerçekliğe çeviremedi. Bu kronik başarısızlığa imzasını atmış olan liderliğini de değiştiremedi. Yandaş basının, iki yüzlü yazarları bir yana, CHP’nin potansiyelini, sonuç alan bir pratiğe, temsil ettiği olasılığı da gerçekliğe çevirmesini gerçekten arzulayanların, CHP’yi eleştirmeye, önerilerini sunmaya devam etmesi yanlış değil. CHP liderliğinin de bu eleştirileri, önerileri göz önüne alması, bugüne kadar kendisine bir başarı getirmeyen siyasi taktiklerini gözden geçirmesi gerekiyor. Şimdi, gündemde, son derece ağır bir internet sansürü yasası var. İktidar, “toplumda konuşulabilir” olanın, diğer bir deyişle “siyasetin alanının” sınırlarını muhalif sesleri dışarda bırakacak yönde, bir kez daha daraltıyor. Gelecek seçimlere, OHAL, YSK, savaş koşullarına ek olarak bir de bu yasanın altında gidilecek gibi görünüyor. “CHP’nin... bütün bunlara karşı duran ve bunları düzeltebilecek en büyük ve en önemli siyasal örgüt olduğunu” kanıtlaması için işte yeni bir fırsat. Piyasalar sallandı Uluslararası mali piyasaların 6 yıllık istikrarlı yükseliş eğilimi geçen hafta içinde ABD borsalarından başlayarak kırıldı. Pazartesi kırılma sertleşti, ABD’de Dow Jones, yüzde 4.6 (1715 puan) geriledi, haftalık kaybı yüzde 7’yi geçti. Bu gerileme yüzde olarak 2011’den bu yana en büyük günlük orandı, 1715’te, tarihsel bir rekor. Pazartesi, gerileme Asya borsalarını ortalama yüzde 54 düzeyinde, Avrupa borsalarında da yüzde 3’e yaklaşan oranlarda düşüşlerle yayıldığı görülüyordu. Ben salı günü bu yazıyı yazarken Londra’da FT100’ün haftalık kaybı yüzde 6.9’a ulaşmıştı. VIX (korku) indeksi rekor düzeylere yükselmişti. Sonra indeksler toparlamaya başladı. Borsalardaki bu kırılmaya ilişkin, The Economist, anlamsız bir “blip” (indekste kısa bir hareket) ile “kitle psikolojisi” arasında gidip gelen yorumunda, “kim bilebilir ki” diyordu. Bloomberg, Financial Times, Wall Street Journal gibi yayınlardaki, daha aklı başında yorumcular, ABD’deki ekonomik büyüme ve olumlu istihdam verilerine bakarak, enflasyonda ve faiz oranlarında artış beklentisine işaret ediyorlar, aynı anda ekonominin sağlam bir zeminde olduğunu vurgulayarak güven tazelemeye çalışıyorlardı. CNBC’de kimi deneyimli yatırımcılar, türev piyasalarındaki riskleri vurguluyorlardı. Bloomberg’deki şirket borçlarına ilişkin haber, “dünya ekonomisinin zemini” sağlam iddialarını yalanlıyor. Son yıllardaki ucuz, bol kredi olanakları, tüm gelişmiş ülkelerde firmaların zorlanmadan borçlanmasına, kaldıraçlı kredilerle finanse edilen yatırımlara devam etmesine olanak sağlamış, bu arada borçlar birikmeye devam etmişti. S&P’nin yaptığı bir araştırmaya göre, yüksek oranda kaldıraçlı (borçları gelirlerinden beş kat ve daha fazla büyük olanlar) şirketlerin oranı 2017’de (yüzde 37), mali krizi öncesinde, 2007 (yüzde 32) yılındaki düzeyi geçmiş. S&P bir veya birkaç büyük firmanın borçlarını ödeyemez duruma düşmesiyle yeni bir borç krizinin patlayabileceğini düşünüyor. Mali piyasalarda risk algısını etkilemeye başlayan jeopolitik gelişmeleri de göz önüne alarak sürprizlere hazır olmakta yarar var! MLP Sağlık’ta halka arz büyüklüğü 1.38 milyar TL Medical Park ve Liv Hospital hastanelerini bünyesinde bulunduran MLP Sağlık Hizmetleri’nin ek satış dahil yüzde 36.2 hissesinin halka arzında tüm hisselere talep gelirken; fiyat aralığının alt bandından gerçekleşen halka arzın büyüklüğü 1.38 milyar lira oldu. Yurtdışı kurumsal yatırımcılara yüzde 90 olarak planlanan tahsisat oranı ise yüzde 83.5 oldu. Medical Park’ın halka arzında talep toplama önceki gün tamamlandı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle