21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Şubat 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Ankara AB için yol haritası sundu AB ile tıkanıklığı açmak için harekete geçen Ankara, Birliğin TMK’de yapılmasını istediği değişiklikleri de içeren bir ‘çalışma belgesi’ni iletti ABile ilişkilerinde, çok sayıda gazeteci ve iktidar muhaliflerinin tutuklan ması nedeniyle büyük bir tıkanıklık yaşayan Ankara, bunu aşmak için 1 yılı aşkın süre dir beklettiği 7 maddelik yol haritasını sun du. Terörle Mücadele Kanunu’na “Habercilik sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla dile getirilen düşüncelerin suç oluş turmayacağı” hükmünü ekleye bileceğini belirten Ankara, AB ile 2013 Aralık’ta imzalanan Vize Serbestisi karşılığı Geri DUYGU GÜVENÇ Kabul Anlaşması’nı hayata geçireceğini resmen iletti. Türk vatandaşlarına vize ser bestisi sağlanması için gerekli olan 72 kriter Washington’dan Ankara’ya tepki den 65’ini yerine getiren ve kalan 7 kriter konusunda uzun süredir ayak direyen Ankara, atabileceği adımları bir ‘çalışma kâğıdı’ olarak sundu. Türkiye’nin 7 kritik adımla ilgili tutumunu AB Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı, Strazburg’da AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’a iletti. Şimdi AB, bu yol haritasını değerlendirecek ve AB Bakanı Çelik: Çalışma tamam ABD yönetimi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın yeniden tutuklanmasından ‘derin rahatsızlık’ duyduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert önceki gün basın toplantısında yaptığı açıklamada, Kılıç’ın Haziran’dan bu yana yargılanmadan gözaltında olduğuna işaret etti. Nauert, Kılıç ve diğer Ankara’ya bir yanıt verecek. Bir AB yetkilisi, Türkiye’yi tüm yükümlülüklerini en kısa zamanda yerine getirmesi için teşvik ettiklerini, yasal ve prosedürel kriterler konusunda diyalog için işbirliğinde olduklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Varna’da 26 Mart’ta AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile bir araya gelecek. Türkiye’nin sunduğu yol haritası ile tutuklanmalara neden olan eleştirel görüş ve gazetecilik faaliyetlerinin doğrudan nasıl etkileneceği bilinmiyor. TBMM AB Uyum Komisyonu üyeleriyle bir araya gelen AB Bakanı Ömer Çelik vize ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını açıkladı. Çelik, “Vize ile ilgili çalışmayı tamamladık. Bugün yarın komisyona bu çalışma teslim edilecek. Türkiye üzerine düşen bütün mükellefiyetleri yerine getirmiştir. Bize göre 72 kriterin hepsi yerine getirilmişti de” dedi. TürkiyeAB ilişkilerine ilişkin Çelik, “26 Mart tarihinde Türkiye ile AB arasında Varna’da Bulgaristan’ın dönem başkanlığının girişimi çerçevesinde bir zirve olacaktır. Türkiye AB meselelerinin ele alındığı bundan sonra nasıl ilerleyebileceğimiz konusunda bir zirve olacaktır” bilgisini verdi. Ankara’nın atacağını belirttiği 7 adım: 1TCK’de, yani aslında Türkiye’nin kanunlarında olan fakat TMK’de uygulanmayan hüküm şimdi terör yasasına da eklenecek. Yapılacak düzenlemeyle “habercilik sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla dile getirilen düşüncelerin suç oluşturmayacağı”, Türkiye’nin Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alacak. 2Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nın tüm maddeleriyle uygulanması hükmünü en son aşamada, yani karşılıklı olarak vize serbestisi sağlandığı zaman uygulanacağını kayda geçirdi. Türkiye’nin 18 Mart 2016’dan bu yana Yunanistan ile yapılan anlaşma çerçevesinde fiilen Geri Kabul Anlaşması’nı uyguladığına işaret edildi 3Türkiye, biyometrik pasaportları 2 Nisan’dan itibaren peyderpey vermeye 5Türkiye, EUROPOL ile işbirliği yapmak üzere müzakerelere başlamaya hazır olduğunu resmen iletti. Türkiye, eğer bu yol haritasını 1 Mayıs 2017’den önce sunsaydı, EUROPOL ile işbirliği anlaşması çok daha kolay çözülebilecekti. Ancak AB tüzüğünü değiştirdi ve artık bürokratların imzasıyla çözülemeyecek, tüm AB üyelerinin de bu anlaşmayı onaylaması gerekecek. Bu müzakerelerin 1 yıldan uzun sürmesi bekleniyor. 6 Türkiye, vize serbestisi için 2016’da kişisel verilerin korunması kanunu çıkartmış ancak bu AB tarafından yeterli bulunmamıştı. Kanunda yeniden düzenleme yapmayı taahhüt eden Türkiye, kanunun 6, 19 ve 28’nci maddelerindeki istisnai düzenlemeleri yeniden ele alacağını belirtirken, kurumun bağımsızlığını da yasasında yapılacak düzen tutuklu insan hakları savunucuları, gazeteciler, sivil toplum liderleri ve muhalif politikacıların durumunu yakından takip ettiklerini söyledi. Bu kişiler hakkında OHAL altında devam eden kovuşturmaların ifade özgürlüğüne darbe vurduğunu ve Türk Anayasası’nda yer alan yargı bağımsızlığı ve adil yargılama güvenceleri hakkında ciddi kaygılar uyandırdığını belirtti. ABD’li sözcü Ankara’yı “Uzayan OHAL’i sona erdirmeye, OHAL yetkililerince keyfi gözaltına alınanları serbest bırakmaya ve Türkiye’nin kendi iç ve uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu olarak hukukun üstünlüğünü koruma altına almaya çağırdıklarını” vurguladı. AP’de çifte eleştiri Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda, “Türkiye’de İnsan Hakları” ve “Afrin’de Durum” konulu ortak bir oturum düzenlendi. DW Türkçe’nin haberine göre; oturumda söz alan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “Yeni cepheler açmak çözüm değildir ve korkarım Türkiye’yi daha güvenli kılmayacaktır. Gerçek güvenlik ancak müzakere edilmiş siyasi çözümden gelebilir. Biz askeri operasyonların sadece Birleşmiş Milletler’in terörist listesinde olan örgütlere odaklanması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. Mogherini, Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay’la ilgili kararının uygulanmamasının yargının bağımsızlığı konusunda soru işaretleri uyandırdığını, OHAL uygulamasına devam edilmesinin de “kaygı verici bir konu olmaya devam ettiğini” söyledi. Türkiye raportörlüğü görevini yürüten Hollandalı parlamenter Kati Piri ise hapiste olan başlayacağını duyuracak 4GRECO’ya uyum kapsamında adımlar atılacak. Bu çerçevede Meclis’te bekleyen siyasi partiler yasasında etik düzenlemelerin yapılacağı kayda geçirildi. GRECO çerçevesinde Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele ve rüşvete yönelik de düzenleme lemeyle güçlendireceğini taahhüt etti. 7 Türkiye, Rum Kesimi’ni tanımadığını kayda geçirdi. Ankara, AB üyeleriyle adli konularda işbirliğine hazır olduğunu belirtirken, Rum Kesimi konusunda formül bulma sürecini komisyona bıraktı. Almanya, daha önce, Rumlar adına devrede olabileceğini Osman Kavala, Ahmet Şık ve Selahattin Demirtaş’a “Sizleri unutmadık” diye seslendi. Bugün öğle saatlerinde parlamentoda bir karar tasarısının oylamaya sunulması bekleniyor. Türkiye’deki temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü için “çok kaygı verici” ifadelerinin kullanıldığı taslak metinde, ‘keyfi tutuklamalar’ kınanıyor l Haber Merkezi yapması gerekiyor. iletmişti. l ANKARA Temelli, eşbaşkan oluyor HDP 3. olağan kongresine Sezai Temelli ve Pervin Buldan’ın ismiyle gidiyor MAHMUT LICALI HDP’nin 3. olağan kongresinde erkek eşbaşkanın HDP Eş Başkan Yardımcısı Sezai Temelli olması kesinleşti. Temelli, Olağanüstü Hal döneminde Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteden atılan akademisyenler arasında yer alıyor. HDP’nin bu hafta sonu gerçekleşecek 3. Olağan Kongresi’nde erkek eşbaşkanın kim olacağı son ana kadar parti kurullarında tartışıldı. Kadın eşbaşkan için HDP İstanbul Milletvekili ve Sezai Temelli TBMM Başkanvekili Pervin Buldan’ın ismi geçen hafta kesinleşmişti. Geçen hafta bileşenler arasında başlayan tartışmada erkek eşbaşkanın seküler ve sol kökenli bir isim olması talebi öne çıkmıştı. Bu kapsamda HDP’de dün gün boyu devam eden toplantılarda Ekonomiden Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı Sezai Temelli’nin ismi üzerinde karar kılındı. Temelli’nin de öneriyi kabul ettiği öğrenildi. Temelli 7 Haziran seçimlerinde HDP’den milletvekili olarak parlamentoya giren isimler arasında yer alırken, 1 Kasım seçimlerinde parlamentoya girememişti. Temelli, 675 numaralı OHAL KHK’si ile görev yaptığı İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilmişti. l ANKARA H3o5pDePgr’yöaeszyaoltnı : 11Ş ubat’ta kongreye gide cek olan HDP üyelerine yönelik operasyon dün 7 ilde gerçekleştirildi. İzmir merkezli operasyonda, aralarında “çözüm süreci”nde hükümet tarafından hazırlanan ‘Akil İnsanlar’ heyetinde yer alan listesinde Celalettin Can’ın da bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla dün sabah saatlerinde İzmir’in yanı sıra İstanbul, Ankara, Siirt, Bitlis, Diyarbakır ve Balıkesir’de belirlenen adreslere eşzamanlı baskın yapıldı. Baskınlarda, haklarında yakalama kararı çıkarılan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, HDP’nin İzmir eski İl Başkanı Ahmet Cavit Uğur, KESK MYK üyesi Elif Çuhadar, Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanı Pınar Tarlak’ın da aralarında bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında 43 kişi hakkında gözaltı kararı olduğu, adreslerinde bulunamayan 8 kişinin arandığı öğrenildi. KCK içerisinde faliyette bulunma suçlamasının yöneltilen şüphelilere 24 saatlik avukat görüş yasağı getirildiği belirtildi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu dün bir basın toplantısı düzenlenerek operasyonu kınadı. Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube binasında bir araya gelen grup adına basın açıklamasını okuyan Çağdaş Topal, “Toplumsal muhalefeti susturma ve etkisizleştirme operasyonları tüm hızıyla sürüyor. Temel hak ve özgürlüklerin bu kadar pervasızca ayaklar altına alınmasını kabul etmiyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü dönemsel politikalar uğuruna ezilip geçilecek, yok sayılacak olma İzmir merkezli operasyon 7 ilde gerçekleştirildi. yıp yüzlerce yıllık mücadele ve ödenen bedellerle güvence altına alınmıştır” dedi. 78’liler Girişimi de yaptığı yazılı açıklamada, Celalettin Can’ın derhal serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada, “O, gerçek bir demokrasinin tesisinden yana durduğu için, Kürt sorununun çözümünü ve iç barışın sağlanmasını istediği için, darbeler ve darbecilerle yüzleşilmesini, hesaplaşılmasını istediği için, ülkede insan hakları ihlallerinin yaşanmaması ve savaş yerine barışı savunduğu için alınmıştır. O, bu düşüncelerini kamuoyu ile paylaşan bir yazar ve gazetecidir” ifadeleri yer aldı. l Haber Merkezi haber 5 Silinmiş düşler... İki kadehi de silme kırmızı şarapla doldurmuştuk... Nedjma’nın gözleri iri iri açılıyordu ağaçlar arasında. Bir ut sesi yaylalara övgüler düzüyor ve onları güneşi emmiş kan gibi kara bahçelere dönüştürüyordu. Kateb Yacine, Nedjma’yla düşlere dalarken milyonlarca yıldızın kendilerini izlediğinin farkındaydı. Bir şair, kenti kırıp geçiriyordu... Endülüs gözden kaybolmuştu... Yüreğinde fırtınalar dinmemiş yeniden âşık olmuştu... Kız çok açık konuşmuştu telefonda: “Seni seviyorum, sana âşığım ama bağlanmaktan korkuyorum...” O da korkuyordu, ama kıza bir şey söylememişti... Kateb Yacine’den vazgeçip Eleni Fourtouni’ye döndü, tüm inatçılığını ve buyurganlığını bir kenara iterek... Pencereden dışarıya bakmaya başladı ve kendi kendine sordu: “Hangi Tanrı, hangi şeytan yolluyor seni? Ne ki suçum; günahım ne, istediğin ne?” İğde ağacına gülümsedi, havalanan kuşları selamladı... İçinden mırıldandı: “Başka bir yerde de kuşlar vardır...” Radovan Pavlovski’nin fotoğrafını eline aldı. Edip Cansever’le konuştu, Attilâ İlhan’la Karşıyaka iskelesinde buluştu... Çocuklarımızın ağlayışları çınlıyordu havada. Kekik kokuları getiriyordu göğün çanları... Ya sevmek, âşık olmak, ona bağlanmak... Tutsak ustura ağzında yaşamaktan bıkmıştı... Dedi ki: “Ben gidince hüzünler bırakırım Bu belki senin yaşadığındır Bir ev sıkılır kadınlardaki Bir adam sıkılır kadınlardaki Seni sevmek bu kadar mı O benim yaşadığımdır.” Anılarda kalan zamansız bir plak aniden dönmeye başladı... Şafak parmaklarımızda söktü. Beyaz bir çiçek avuçlarımızda büyüdü. O gece bütün zenginlikleri yaktım, yüreğimin ateşiyle kül ettim; yere uzattım kollarımı, seni bekledim... İnan ki o gece Endülüs yok olmuştu; bir şair kenti kırıp geçirmişti... Aşkımız ise bitmemişti... Ben silinmiş düşlerin sevgilisiydim, ben kızgın gülleri öperek büyumüştüm... HHH Endülüs gözden kaybolmuş, Cezayir girmişti aramıza... Bir şair kenti kırıp geçirmekteydi... Ve camiler tek tek yıkılıyordu güneşin mızraklarıyla. Constantin ateşten çıkıyordu sanki en amansız yangınlarla. Nedjma uyuyordu, Nedjma beni seviyordu... Diz çökmüş gözkapaklarım üstündeydi; tüm sevda kelimeleri onun gözlerindeydi... Paul Eluard gibiydim, çatırdayan alevlerin sesinde; bir gemideydim batan kapalı sularda, bir ölüydüm tıpkı tekliğinden başka şeyi olmayan... Nedjma’yı çılgınca seviyordum... Nedjma’ya, F. Garcia Lorca’dan gazeller okuyordum: “Senin karnın köklerin savaşıdır, Sisli bir şafaktır dudakların Sırlarını bekleyen ölüler inler llık gülleri altında yatağın.” HHH İki kadehi de silme kırmızı şarapla doldurmuştuk... Nedjma’nın sımsıcak yüreğıindeki çırpınışları duyuyordum. Nil’in öte yakasındaki ağıtçı kadınların sesleriyle irkiliyordum. Nedjma benim, ben Nedjma’nındım... Dedim ki: “Aç Nedjma o dillere destan gözlerini, zaman geçiyor öyle insafsız olma!” Yanıt vermiyordu... Düşlerimi doğradım, kahroldum çöl ortasında... Üstüme baygın gölgeler örtüldü. Aleksandr Puşkin’le işte o anda tanıştım. Artık İskenderiye Sarayı’ndaydım. Şarkıcılar destan okuyorlardı, flavta ve rubabın akışıyla... Melike sesi ve bakışıyla... Fıskiyeler coşuyor, meşaleler tutuşuyordu. Altın bir yay gibi doğuyordu ay... Kızgın kavga günlerine koşmaya hazırlanıyordum... Bir resim görüyordum eski zaman esvapları gibi... Belki bir başka hayatı hatırlıyordum. Belki bir bilmece çözüyordum. Belki bir düş görüyordum. Rossini, Mozart, Weber... Çok eski bir hava, ağır, hazin ve muhteşem Gerard De Nerval’a yakışan... Yalnız ben duyarım onda ne varsa füsun! Endülüs yanıyor, Endülüs yok oluyordu... Nedjma uyuyor, Nedjma beni duymuyordu... Oysa benim yüreğim alev alev yanıyordu... CHP’Lİ ÇAKIRÖZER MECLİS’TE SORDU: Sınırdan gelen bu roketler neden durdurulamıyor? CHP’li Utku Çakırözer terör örgütle vam ediyor. Savunma ve güvenlik harcamaları rince Suriye sınırının öte na yılda 50 milyar lira sinden Kilis şehir mer nın üzerinde bütçe ayı kezi ve Hatay’ın sınır il ran Türkiye için bu ko çelerine atılan ve ölüm ca bir ayıptır. Lafa ge ler ile yaralanmalara ne lince ‘Dev savunma şir den olan roket saldırıları ketlerimiz var. Şu ka nı Meclis’e taşıyarak, bu dar yerli üretim yapıyo roketleri önleyecek silah sistemlerinin neden te Utku Çakırözer ruz’ diye övünenler gelip bu rezaletin hesabı darik edilmediğini sordu. nı bu millete vermelidir” dedi. Suriye sınırındaki Kilis ve Rey Çakırözer önergesinde, “Saldı hanlı kent merkezlerine IŞİD ve rıların önlenmesi için ihtiyaç du YPG terör örgütlerince atılan ve yulan ‘alçak irtifa hava savunma onlarca yurttaşın yaşamını yi sistemleri’ tedarik çalışmalarında tirmesine neden olan roketleri gelinen aşama nedir? Türkiye’nin önlemek için neden bir sistem Suriye sınırına konuşlandırılmış kurulmadığını daha önce Ma olan HIMARS füze sisteminin ak yıs 2016’da dönemin Başbaka tif hale getirdiği yönünde basın nı Ahmet Davutoğlu’na da soran da açıklamalar görmüştük. Bu sis ve yanıt alamayan Çakırözer, bir temler sınıra yerleştirildi mi? Yer buçuk yıl sonra Başbakan Bina leştirildiyse şu ana kadar kaç sal li Yıldırım’a ikinci kez aynı soru dırı önlendi? Son saldırılarda bu ları yöneltti. sistem devreye girdi mi, girmedi Çakırözer, “Son 15 günde Suri mi? Eğer bu sistem ihtiyacı gide ye sınırından atılan 94 roket so remiyorsa neden kamuoyuna bu nucu aralarında çocuk ve kadın nun çözüm olacağı şeklinde açık ların da bulunduğu 7 yurttaşımız lamalar yapılmıştır?” diye sordu. hayatını kaybetti, 113 yurttaşımız Çakırözer, ihtiyaç duyulan savun yaralandı. 2016 yılındaki saldırı ma sistemlerinin Türkiye’nin dün larda da 25 yurttaşımız hayatını ya çapında bilinen Aselsan, Havel kaybetmişti. O dönem bu roket san, Roketsan gibi yerli savunma lere füzelere karşı neden bir sis şirketleri tarafından yapılmasının tem kurulamadığını sormuştum. mümkün olduğuna dair geçmişte Hiçbir cevap gelmedi. Hâlâ insa yapılan açıklamaları da anımsattı. nımız bu roketlerle ölmeye de l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle