19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Irak 31 kişiyi Rusya’ya iade etti Irak’ta geçen aralık ayında IŞİD’e yönelik zafer ilanının ardından gözler ele geçirilen cihatçı örgütle bağlantılı yabancıların durumuna çevrilmiş durumda. Ülkeden son dönemde art arda mahkemelerden IŞİD bağlantılı oldukları şüphesiyle yargılanan kadınlar ve beraberlerindeki çocuklara yönelik haberler gelirken dün bu çerçevede 31 kişinin Rusya’ya iade edil diği duyuruldu. Yerel kaynaklara göre, Irak İçişleri Bakanlığı sözcüsü, “dört kadın, 27 çocuktan oluşan grubun IŞİD’e katılmaları yönünde kandırıldıkları, ülkeye yasadışı giriş yapmaktan suçlandıkları, bu çerçevede yargılanmaları için Rusya’ya iade edildiklerini” belirtti. Geçen pazar günü Bağdat’taki bir mahkeme, IŞİD’le bağlantılı oldukları gerekçesiyle yargılanan 10 Türk kadın hakkında ömür boyu hapis, biri için idam kararı açıklamış, temyiz yolunun bulunduğuna işaret etmişti. Siviller ateş altındaCuma23Şubat2018 [email protected] TASARIM: EMİNE BİLGET 13 Suriye’de 7. yılına giren savaşın sivillere getirdiği yıkımın boyutları her geçen gün artıyor. Cihatçıların kontrolündeki Doğu Guta’da ordunun pazar gününden bu yana düzenlediği bombardımanlarda en az 368 kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Rusya, cihatçıların sivillerin bölgeden çıkışına izin vermediğini duyurdu Suriye ordusu tarafından kuşatma altında tutulan, cihatçı güçlerin kontrolündeki Do ğu Guta’da siviller iki ateş arasında kalmış durumda. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakla rı Gözlemevi’ne göre, Suriye ve Rus ordularının bombardımanı sonucun da başkent Şam yakınlarındaki Do ğu Guta’da geçen pazar gününden bu yana yaşamını yitiren aralarında çocukların da olduğu sivillerin sayısı en az 368, yaralı ise 1850. Dünkü saldırılarda da en az 13 kişinin öldüğü savunuldu. Suriye yönetiminin, Doğu Guta’dan Şam’a yönelik El Nusra bağlantılı saldırıların artmasının ardından yoğun bombardımanlara haftasonu yeniden başladığı gündeme yansımıştı. Rusya ise bombardımanlarla ilgisi olmadığını savunmuştu. Acil ateşkes çağrısı ni öngören tasarıyı oylamak üzere toplanması öncesinde ise örgütün Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura “Umarım karar çıkar ama çok zor” yorumunu yaptı. BM toplantısı çağrısı sonrasında uluslararası aktörlerden Doğu Guta’daki duruma ilişkin farklı yorumlar geldi. BM Güvenlik Konseyi’ndeki tutumu net olmayan Moskova, Doğu Guta’da Şam ile muhalif güçler arasında yaptıkları arabulucuk çabalarından sonuç ala ların terörizmle mücadele ile bir ilgisinin bulunmadığını” söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Doğu Guta’daki duruma ilişkin sert ifadeleri ile dikkat çekti. Merkel, Doğu Guta’da yaşananları “katliam” olarak nitelendirirken Suriye’yi “kendi halkını hedef almaktan vazgeçmeye” çağırdı. Almanya’da meclisteki konuşmasında Merkel, “Avrupa Birliği’nin Suriye’deki duruma ilişkin daha büyük bir rol oynaması gerektiğini” kaydetti, İran ve Şam ve Moskova’ya, Doğu Guta’ya yönelik bombardımanların durdurulması yönünde uluslararası toplumdan sert tepkiler yükselirken Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Guterres de Doğu Guta için örgütün “acil ateşkes kararı” çıkarması çağrısında bulundu. BM Güvenlik Konseyi’nin dün Suriye’de 30 günlük ateşkes ilan edilmesini ve sivillere insani yardım, gıda ve ilaç tedarik edilmesi madıklarını, muhalif güçlerin bölgeden sivillerin çıkışına izin vermediğini, silahlarını teslim etmeyi reddettiklerini duyurdu. Merkel: Katliam Kremlin, “Doğu Guta’daki durumdan orada teröristleri destekleyen ülkelerin sorumlu olduğu” çıkışında bulundu. Rusya’nın “terörizm” imasına yanıt verense ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley oldu. “Saldırı Rusya’nın Şam hükümetini durdurmak için üzerlerine düşeni yapmaları gerektiğini söyledi. DboemyrbeazrdZıomr’adnaı ABD Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, ABD güçlerinin Suriye’nin doğusundaki Deyr ez Zor’da dün hava saldırıları düzenlediğini, bombardıman sonucunda 12 sivilin yaşamını yitirdiğini duyurdu. İran’dan ‘bölgesel savaş’ uyarısı Suriye’de sahada güçleri bulunan, Şam yönetiminin yakın müttefiki İran’ın Dışişleri Bakan Yar dımcısı Abbas Arakçi, “Bölge gene linde savaş endişesi bulunduğunu” söyledi. BBC’ye konuşan Arakçi, Su riye’deki durumun “çok karmaşık” olduğunu vurguladı. Bölgesel bir savaş çıkma tehlikesi ne karşı da uyarıda bu lundu. Doğu Guta’da yüz lerce kişinin bombar dıman altında ölmesini lanetleyen Arakçi, Suriye’deki kendi varlık Arakçi larını ise “Bizim orada olmadığımızı bir düşünün. Şam’da ya da Beyrut’ta şimdi IŞİD olurdu” sözleriyle gerek çelendirdi. Ülkesinin İsrail’le yaşadı ğı son gerilim hakkında da konuşan Arakçi, İran’ın Suriye’deki varlığının İsrail’e karşı yeni bir cephe oluştur madığı görüşünü dile getirdi. Ahmedinejad ‘Acil seçim’ çağrısı yaptı İran’da 2009 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hile yapıldığı gerekçesiyle başlayan kitlesel protesto gösterilerinin şiddetle bastırılmasından sorumlu tutulan eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, dini lider Ali Hamaney’e gönderdiği açık mektupta “acil başkanlık ve meclis seçimi” çağrısında bulundu. Ahmedinejad mektubunda, “Devrim Muhafızları’nın ve diğer güvenlik güçlerinin müdahil olmadığı bir atmosferde özgür bir biçimde seçim yapılması acil bir ihtiyaçtır” ifadesini kullandı. Geçen aralık ayında hayat pahalılığına karşı başlayan ve 25 kişinin ölümüyle sonuçlanan rejim ve hükümet karşıtı protestolara mektupta değinilmedi ancak eski Cumhurbaşkanı’nın “acil ihtiyaç” ifadesiyle, toplumsal tepkilere göndermede bulunduğu da yapılan yorumlar arasında. İran’da iki dönem cumhurbaşkanlığı yapan Ahmedinejad, geçen yıl mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçim kurulunun yasağı nedeniyle yeniden aday olamamıştı. Bu adımın arkasında, bir dönem ittifakta olduğu Hamaney’in kendisine yönelik muhalefeti olduğu yorumları yapılmıştı. ‘Döverek katlettiler’ İsrail güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria’da önceki geceki operasyonlarında gözaltına aldıkları bir Filistinli’yi döverek öldürdükleri iddia edildi. Haaretz’in haberine göre, İsrail ordusu, askerlere saldırdığı gerekçesiyle bu kişiye ateş açıldığını, yaralanan Filistinli’nin bir süre sonra da öldüğünü savundu. Ancak yerel kaynaklar Filistinli’nin cansız bedeninde kurşun yarası olmadığını aktardı. Haberde, Filistinli kaynakların bu kişinin askerlerce gözaltına alınmasının ardından dövülerek öldürüldüğünü söylediklerini ortaya koyan görüntülere de yer verildi. Kaçırılan öğrencilerin 76’sı kurtarıldı Nijerya’nın kuzeyindeki Yobe bölgesinde bir okulda pazartesi akşamı Boko Haram tarafından kaçırılan 111 kız öğrenciden 76’sının sağ kurtarıldığı, ikisinin hayatını kaybettiği açıklandı. Diğer kayıp çocukların bulunması için operasyonların sürdüğü belirtildi. Trump’tan okulları da ‘Öğretmenlerikan gölüne çeviren şiddete karşı silahlandıralım!’tuhaf öneri: ABD’nin Florida eyaletinde bir lisede geçen hafta 17 kişinin ölümüne sebep olan silahlı saldırının ardından yükselen bireysel silahlanma karşıtı protestolar devam ederken Başkan Donald Trump, katliamdan kurtulan öğrenci ve öğretmenlerle yaptığı toplantıda yeni bir tartışma daha başlattı. Okullardaki silah yasağının bu bölgeleri saldırılara daha açık hale getirdiğini savunan Trump, öğretmenlerin silahlandırılması gerektiği önerisini dile getirdi. Beyaz Saray’da gerçekleşen toplantıya katılan 40 öğrenci, öğretmen ve ailelerinin taleplerini de dinleyen ABD Başkanı, “Okulda silah taşıyan bir öğretmen bulunsaydı, bu saldırıyı daha çabuk sonlandırabilirdi. Elbette bu hak, silah taşımaya ehil olan kişiler için gerekli olmalı” diye konuştu. Trump, Florida’dan başlayarak ülkenin dört bir yanına yayılan bireysel silahlanma karşıtı tepkiler üzerine önceki gün, silah yasalarının sertleştireceği sözünü vermiş, saldırıda kullanılan AR15 tipi taarruz tüfeğinin satışlarına yaş sınırı getirilebileceğini ve yarı otomatik silahları tam otomatik silahın ateş hızına eriştiren özel dipçiklerin satışının yasaklanabileceğini dile getirmişti. Silah lobisi NRA’nın itirazlarının ardından Trump’tan gelen ve silahlanmanın daha da artmasına neden olabilecek öğretmenlere yönelik öneri ise silah karşıtları tarafından tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine Trump, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “bunun sadece bir ihtimal olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylediğini” savundu. Öğrenciler ayakta Diğer yandan toplantı öncesinde Beyaz Saray önünde bir araya gelen öğrenciler Trump’ı protesto etti. Florida’da ise binlerce kişiyi bir araya getiren bir eylem gerçekleştirildi. Chicago, Illinois, Pittsburgh’un da aralarında olduğu pek çok kentte öğrenciler dayanışma için sınıflarını terk etti. “Hayatlarımız için Yürüyüş” kampanyası kapsamında, 24 Mart’ta ABD’de bireysel silahlanmaya yönelik yasal kısıtlamalara gidilmesi çağrıları eşliğinde ülke genelinde öğrenci protestoları sürüyor. Trump önceki gün Beyaz Saray’da son okul saldırısına tanık olan öğrenciler ve kurbanların aileleriyle bir araya geldi. ülke çapında kitlesel gösteriler düzenlenmesi planlanıyor. 3.5 milyon dolar tazminat Öte yandan Washington’da 2016 yılında polisin silahsız siyahi bir vatandaşı öldürmesi üzerine kurbanın ailesi tarafından açılan dava sonucu hükümetin aileye 3.5 milyon dolar tazminat ödemesine karar verildi. Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser, “Terrence Sterling’in ailesinin acısını paylaşıyoruz. Bu, yanlışı düzeltme adına attığımız bir adımdır” dedi. Lula vazgeçmiyor Brezilya’da eski Devlet Başkanı Lula da Silva, mahkemenin yolsuzluk suçlaması nedeniyle hakkında verdiği 12 yıl hapis cezasını onamasına rağmen İşçi Partisi’nin (PT) başkan adaylığı teklifini kabul etti. Daha önce de 9.5 yıl cezaya çarptırılan ve kamu görevinden men edilen 71 yaşındaki Lula, “çete” olarak nitelendirdiği yargıçların kendisi hakkındaki kararlarının PT adayı olmasını engellemek amacı taşıdığını iddia etti. Lula, Belo Horizonte’de düzenlenen bir et kinlikte destekçileriyle buluşurken, “yargıçların bir sonraki adımlarında PT’yi suç örgütü olarak da tanımlayabilecekleri” uyarısında bulundu. muhalefet ‘boykot’ dedi Ekonomik darboğazın yanı sıra siyasi krizin de derinleştiği Venezüella’da muhalefet, 22 Nisan’da gerçekleşmesi planlanan başkanlık seçimlerine, “adil ve özgür şartlarda olmayacağı” gerekçesiyle katılmayacağını duyurdu. Muhalefetin kurduğu “Demokratik Birlik Masası” (MUD) “sırf hükümet olmayan meşruiyetini kanıtlasın diye yapılan seçimlere” katılmayacaklarını açıkladı. Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise “muhalefetli ya da muhalefetsiz yapılacağını” duyurduğu başkanlık seçiminin parlamento, eyalet ve yerel seçimlerle birleştirilmesini istedi. Münih’ten yansıyanlar Bizler Suriye özelinde Afrin’deki toz dumanla iştigal ederken, geçen hafta sonunda küresel gidişata ışık tutan mühim bir konferans düzenlendi. Hitler’e meydan okumuş itibarlı Prusyalı aileden gelen Ewald von Kleist’in 1963’te başlattığı Münih Güvenlik Konferansı. Burası odağa küresel güvenlik sistemi alınarak uluslararası siyasi dengelerin ele alındığı önemli bir platform. Hükümet yetkilileri ve uzmanları buluşturur. Münih’ten Türkiye medyasına yansıyanlar ikili anlaşmazlıklar, Ortadoğu’da hasımların bildik atışmaları oldu. Asıl mevzu ise ‘büyük resimde’ görünen ‘karanlık tablo’ idi. 2018 konferansının başlığı için ‘Eşiğine Gelip, Oradan Dönmek’ tercih edilmişken, Konferans Başkanı Wolfgang Ischinger’in “Dünya gittikçe ve daha da fazla önemli bir çatışmanın eşiğine geliyor” sözleri hakikaten dikkat çekiciydi. HHH Münih; 2000’lerde Rusya Federasyonu’nun eski Sovyet günlerini kenara koyarak uluslararası sisteme kendi meşrebince dahil olma arzularını beyan ederken, Batı’nın neoliberal sistemi tarafından ‘yenilip yutulmaya’ razı olmayacağının dile getirildiği zemin olmuştu. Bu açıdan Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2007 tarihli Münih konuşması dikkate şayandır. Bu sene ise Münih’in yaratacağı zemini tahmin ettiğinden olsa gerek Putin gitmedi. Yerine Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Rusya Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosachev’i yolladı. Hakikaten Münih’i belirleyen ‘Trumpistler’ oldu. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Savunma Bakanı James Mattis, bu kez sağlığı elvermeyen neocon başrol oyuncusu John McCain’in yerine Lindsay Graham, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Suudi Dışişleri Bakanı Adil el Cübeyr... HHH Bu manzara aslında ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ve Çin’i ‘dünya kurulu düzenini zorlayan revizyonist güçler’ diye niteleyen yeni ulusal güvenlik stratejisinin tezahürüydü. Rusya, 2016 Amerikan seçimlerine ‘müdahale ettiği’ iddiaları üzerinden suçlandı. McMaster, Rus internet trollerini Amerikan halkını etkilemekle suçlayıp ‘demokrasimizi bozuyorlar’ buyurdu. Doğu Avrupa’da ‘dondurulmuş’ Ukrayna krizinin NATO için yarattığı fırsatlara vurgu yapıldı. ABD’li Nicholas Burns ‘NATO’nun Rusya’yı sınırlandıracak şekilde birlik içinde güçlü tavır alacağını’ vurguladı. Medya eşlik etti. CNN, ‘ABD donanmasının Rusya’nın Karadeniz’deki artan varlığına karşı burada varlığını artırması’ başlıklı sunumlar yaptı! HHH Çin de hedefteydi. McMaster dolaylı imalarla “Bu sene uluslarımız ve aslında insanlık için kritik bir zamanda toplanıyoruz. Haydut rejimler Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da uluslararası güvenliği tehdit ediyor” diyerek Çin’i ihmal etmedi. Amerikalıları yankılayan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel “Avrupa’yı kimse bölmemeye çalışmalı” derken, en başta Rusya ve Çin’i itham etti. Trump ABD’sini de eklemesi Transatlantik’teki pürüzleri gibi görünse de son tahlilde orası ‘çözülür’. Tabii Rusya bunları yanıtsız bırakmadı. Lavrov Rus tehdidi beyanlarını ‘irrasyonel mit’ diye niteledi. AB’ye uluslararası ilişkiler sistemini yenileme, AB ve ABD’ye ‘eşit ortaklık’ temelinde işbirliği mesajını tekrarladı. Kosachev, “Ne yazık ki Batı karşı karşıya olduğu bütün problemlerden ötürü Rusya’yı suçlamayı deniyor” vurgusu yaptı. HHH Batılı güvenlik analistleri Rusya ve Çin’in askeri tehdit teşkil ettiklerine pek ikna olmuyor. Rusya’nın savunma bütçesi ABD’nin onda biri. Çin’in yeni İpek Yolu projesi varken, arka bahçesinde savaş istemeyeceği aşikâr. Gel gör ki, karşımızda kapitalizmin başedemediği sistemik sorunları yüzünden kriz ve çatışmalar üzerinden militarist politikalar güden bir Batı var. Bu sene Doğu Avrupa’da NATO’nun Soğuk Savaş sonrası 100 bin askerlik en büyük tatbikatı düzenlenecek. Suriye’de barışı imkânsız kılacak siyasal İslam yatırımı da ısrarlı ‘Balkanlaştırma’ siyaseti de devam ediyor. Kuzey Kore için kâbus senaryoları da öyle. Münih dünyanın ‘iyi bir yere’ gitmediğinin işareti. Bu noktada Türkiye kritik yerde. Ve ‘kendi yeni Osmanlıcı’ projesiyle yalpalıyormuş gibi görünse de emperyalist paylaşım savaşının parçası olmak için yanıp tutuşmakta. ABD elçiliğine saldırı Karadağ’ın başkenti Podgorica’daki ABD Büyükelçiliği binasına el bombasıyla saldırı düzenlendi. Önceki gece yarısı gerçekeleşen ve can kaybına neden olmayan saldırının failinin daha sonra intihar ettiği açıklandı. Karadağ medyasına göre, saldırıyı gerçekleştiren kişi 43 yaşında, Sırbistan doğumlu. Büyükelçilik Sözcüsü saldırganın kimliğinin tespit edilmesi için polis ile işbirliği içinde çalıştıklarını aktardı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle