13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Şubat 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY SEFİLLİK DİZ BOYU ekonomi 9 Bloomberg Sefalet Endeksi: Türkiye dünyanın en sefil ekonomileri içerisinde bu yıl 2017’ye göre iki basamak daha kötüleşerek beşinci sıraya yükselecek Bir taraftan yüksek işsizlik oranı diğer taraftan çift haneye demirleyen enflasyon nedeniyle Türkiye’deki sefalet de her geçen yıl artıyor. IMF verilerine göre dünyanın en büyük 17. ekonomisi konumundaki Türkiye sefalete gelince en üst sıralarda yer alıyor. Son verilere göre 6 milyon civarında işsizin bulunduğu Türkiye’de enflasyon ise yüzde 11’ler seviyesinde. Bu durum yoksulluğu da arttırıyor. Yüksek fiyat tehdit Dünyanın 66 ekonomi piyasasındaki enflasyon ve işsizlik görünümlerini bir araya getiren Bloomberg Sefalet Endeksi’ne göre bu sene yük Yüzde 3.8 büyüme Bloomberg’in anket yaptığı ekonomi uzmanlarının tahminine göre 2018’de de yıldan yıla büyüme oranı 2011’den beri yaşanan en iyi sene olan 2017’ye yetişerek yüzde 3.8 civarında olacak. Bazı ülkelerin şansı yaver gitmedi. Venezüella’da aşırı enflasyon yüzünden pek çok ekonomi uzmanı fiyatlarda yaşanan gerçek artış seviyesi nedeniyle elini çekmek zorunda kaldı. Kayıt dışı döviz oranları rakamlar hakkında biraz bilgi sağlarken, birtakım sıra dışı önlemler günlük fiyat dalgalanmalarına karşı kullanıldı. Hükümetin son dönemde gıda fiyatları üzerinde aldığı önlemler enflasyon artışına kısa bir erteleme sağladı. selmekte olan fiyatlar küresel ekonomi için işsizliğe göre daha büyük bir tehdit oluşturuyor. 2017’de sefalet endeksinde 7. sırada yer alan Türkiye bu yıl zirveye yaklaşarak Yunanistan’la birlikte 5. sıraya yerleşiyor. Venezüella 2017’de elde ettiği puanı üçe katlayarak dördüncü yıl üst üste ‘dünyanın en kötü durumdaki ekonomisi’ seçildi. Tayland ‘en az sefalet çeken’ ekonomi olarak seçilse de, ülkenin işsizlik oranlarını ölçmek için kullandığı benzeri olmayan yöntem yüzünden ikinci sıradaki Singapur’u da dikkate almak gerekiyor. Öte yandan enflasyon oranlarının daha kontrollü hale geldiği Meksika sıralamada yükselirken, tam zıttı olarak Romanya artan enflasyon oranları nedeniyle ‘sefalet’ listesinde geriledi. Endekse göre Tayland, Singapur, Japonya ve İsviçre ekonomik görünüm beklentileri anlamında dünyanın en ‘az’ sefil ilk dördü olmaya bu yıl da devam ediyor. ‘Bloomberg Sefalet Endeksi’ çok uzun süredir kullanılan düşük enflasyon ve düşük oranda işsizliğin genel olarak bir ekonomi içinde yaşayanların ne kadar iyi durumda olduğuna işaret ettiği kavramına dayanıyor. ahvalnews’te yer alan habere göre bazen iki kategoriden birinde düşük oranlar olumsuz anlama da gelebiliyor. Fiyatların her sene düşük olması tüketici talebinin düşük olması, işsizlik oranının sürekli düşük olması da iş değiştirmek isteyen çalışanların bunu başaramadığı demek olabilir. l Ekonomi Servisi Enflasyon ve işsizlik artıyor Bloomberg Sefalet Endeksi’ne göre 2017 rakamlarına kıyasla bu sene en büyük düşüşü göstermesi beklenen Suudi Arabistan da “en sefil” 10 ekonomi arasına girdi. n Bu sene 16 sıra birden yükselerek en iyi performansı gösteren Meksika hakkında ekonomi uzmanları, ülkenin merkez bankasının geçen sene yaşanan yüzde 6 oranındaki enflasyonu yüzde 4 seviyesine indirebileceği ni düşünüyor. İşsizlik oranının da yüzde 34 aralığında kalması bekleniyor. Meksika’nın işsizlik oranları, kayıt dışı ekonomi içinde çalışan yüzde 60 kadar iş gücünü dikkate almıyor. Bu sene yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, tüketici güven oranı hâlâ çok düşük ve Nafta ile yapılan görüşmeler mutlu bir sonla bitmeyebilir. n Malezya bu sene enflasyon kontrolü yüzünden ‘sefalet endeksinde’ 52. sıradan 43. sıraya yük seldi. Bölgede kemer sıkma politikalarına ilk başvuran ülke olmasına rağmen enflasyon oranlarındaki donukluk Malezya Negara Bankası’nın faiz arttırma konusunda sabırlı olmasına olanak tanıdı. n Üçüncü sıradaki Arjantin, son yıllarda aldığı puanlara ters düşerek 2013’ten beri en düşük skoru elde etti. 2013’te IMF Arjantin’i yüksek enflasyon oranlarını saklamaktan ötürü sansür altına almıştı. IMF’den kritik ısınma uyarısı Uluslararası Para Fonu (IMF), yayınladığı değerlendirme raporunda Türkiye ekonomisinin hedefin oldukça üzerinde enflasyon ve daha geniş cari açık olmak üzere aşırı ısınma ibareleriyle karşı karşıya kaldığı yorumunu yaptı. Bu durumun Türkiye’nin değişen küresel şartlardan olumsuz etkilenme ihtimalini yükselttiği kaydedilerek, iç ve dış dengesizliklerin mali politikaların dikkatli yönetimi ile parasal sıkılaşmayı içeren bir politika kombinasyonuyla çözülmesi tavsiyesinde bulunuldu. Türkiye’nin bu yıl yüzde 4 büyümesinin öngörüldüğü raporda, TL’deki değer kaybı, artan talep ve maliyet baskılarından ötürü yükselen enflasyonun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) daha fazla faiz artırmaması durumunda tek haneli rakamlara düşmeyeceğine yönelik açıklama yapıldı. Türkiye’deki cari açığın bu yıl Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 5’in üstünde seyredeceği öngörüsüne de yer veren IMF, bunda yükselen petrol fiyatlarının ve güçlü iç talebin önemli rol oynayacağı kaydetti. l Ekonomi Servisi Kadına iş yok Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) ülkeleri arasında Türkiye, kadınların çalışma hayatına katılımı konusunda 100 üzerinden yaklaşık 35 puanla sondan üçüncü sırada yer aldı. OECD ortalamasının 60 olduğu bu alanda ilk sırayı 80’in üzerinde puanla İsveç aldı. Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı yüzde 41.4, ücretleri ise yüzde 6.9 oranında erkeklerden daha az olurken kadın yönetici oranı yüzde 15’te kaldı. Kadınların parlamentodaki oranı yüzde 14.6 olurken, şirketlerin yönetim kurullarında kadın üye sayısının sadece yüzde 13.4 olduğu belirtildi. Londra merkezli The Economist dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, kadınların çalışma hayatına katılımı ve cinsiyet eşitsizlikleri alanında ülkeler arasında büyük farklar bulunmaya devam ederken, 2017’de cinsiyet eşitliği adına az da olsa ilerleme kaydedildi. Listede İskandinav ülkeleri başı çekerken, Japonya, Güney Kore ve Türkiye son üç sırayı paylaştı. Listede ilk sırada yer alan İsveç’te kadınların işgücüne katılımı yüzde 80, kadınların parlamentodaki oranı yüzde 44 oldu. 2 bin şirket kepenk indirdi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, 2018 Ocak ayında kapanan şirket sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14.62 artarak 2 bin 211 adet oldu. Öte yandan TOBB, Türkiye’de bu yılın Ocak ayında 9 bin 631 şirket ve kooperatif kurulduğunu açıkladı. Ocakta kurulan şirket sayısının bir önceki aya göre yüzde 61.04 artarak 9 bin 535 olurken; geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 53.54 artışla 1535 olarak gerçekleşti. Ocak ayında kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı ise 844 oldu. l Ekonomi Servisi Rekor için ‘adım atın’TİM 170 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için dört talepte bulundu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), hükümetten 2018 yılında ih racatta “tüm za manların reko runu” kırmak için dört ta lepte bulun du. Talep ler, “Güm Mehmet Büyükekşi rüklerde fazla me sai ücreti kaldırılmalı. Firmalara, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü için danışmanlık desteği sağlanmalı. İhracata devlet destekleri, vergi hesaplamalarından istisna tutulmalı. İstanbul’da uluslararası standartlara uygun bir fuar alanı olmalı” şeklinde sıralandı. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda TİM’in organizasyonuyla gerçek leştirilen İhracatçılarla İstişare Toplantısı, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın katılımıyla yapıldı. TİM Başkanı Meh met Büyükekşi, “2 yıl önce, tüm bakanlıklara iletmiş olduğumuz 210 sorunluk bir talep listemiz vardı. Bunların 101’i kısmen veya tamamen çözüldü. Nasıl geçen yıl ihracatta atılım yılı dediysek, 2018 için de rekorlar yılı diyoruz, 169 milyar dolarlık hedefi aşıp, 170175 milyar doları hedefliyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Torbadan, bakanlık, ödül, ağırlaştırılmış müebbet... çıkabilir... Hak, hukuk, adalet, demokratik düzenin varlığı, örgütlülük, bireysel hakların işleyişi, diktatoryal tek adam rejimi, İktidarları için ağır tehdit oluşturduğunda, terazinin çivisi çıktığında... Sivil diktatoryal düzenin fiili işleyişleri, askeri diktatörlüklerin kurallarından daha acımasız, ilkesiz uygulamaların aracı kılınınca... Torbadan, vicdanlarda daha ağır suçlu, sorumlu olanlar için bakanlık, ödül, en azından bilinçli, kasıtlı, kanıtlı suçlu olmayanlar için ise ağırlaştırılmış müebbet cezaları çıkabilir... Yakın tarihimizde yaşanan dramlardan bile hiç ders alınmıyor. İktidar çarkları, kirli çıkarlarının tombala torbasını ellerinde tutanların, siyasi erk adına devlet gücünü ele geçirip, kullanabildikleri ölçeklerle doğru orantılı olarak, dünün kurtarıcıları, kahramanları, en ağır bedellerin ödetildiği, en ağır suçlarla damgalananlar, cezalandırılanlar olabiliyor. Geri dönüşü olmayan idam cezası infazlarında, 27 Mayıs yargısının Menderes’lerin infazlarının rövanşı adına, 12 Mart Deniz Gezmiş’lerin, yaşı büyütülen gençlerin idam infazları sayılır. Yakın tarih yargılamalarında askeri darbelerin hukukunun göreceli daha bir bilinen kendi hukukunun kuralları çerçeveleri içinde işletildiği, birinci, ikinci Silivri sivil darbe süreçlerinde ise terazinin dengesi, çivisinin çıktığı hallerinin abartılı, zikzaklı iniş çıkışlara aracı kılındığının örnekleri ise çok daha çarpıcı... Sonuç, en çarpıcı tablo ise dünün illegal, terör örgütü suçlusu olarak en ağır bedeller ödetilerek işkenceden geçirilenler, en insanlık dışı koşullarda uzun soluklu yargısız infaz, sonrasında en ağır cezalarla illegal örgüt, terör suçlusu olarak yargılananların bir sonraki süreçte genellikle davaları düşürülerek suçsuzlukları kabul edilenler, mahkum olmuş olsalar da sonradan aklananlar, mağdur, kahramanlaştırılan saflara geçebilenler olarak binler, on binleri oluşturmaları... HHH Günümüz için en yakıcı yeni boyut ise ülkemiz ölçeğinde, halen geçerli anayasal, hukuk devleti düzeninin, yaşamın tüm alanlarına dönük olarak fiilen işleyişinin ayaklar altına alınmış olması. İktidar erkinin yasal geçerliliği söz konusu olmayan Tek adam rejimi, iradesine gönüllü teslim olunması ile doğrudan orantılı, Meclis, Hükümet, adalet, eğitim alanlarında en yakıcı, yıkıcı sonuçlarıyla kamu erki, iradesinden vazgeçilmesiyle ortaya çıkan kaotik tablo... Devlet ile siyasi erk gücünün tartışılması noktasında, bir hafta içinde yaşanan suçlar, uygulamalar, haksız erk kullanımlarında bile akıl almaz yıkıcı, çarpıcı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Akıl almaz boyutlarda, özünde kaygılardan, korkulardan, işlenmiş ekonomik, sosyal, siyasal suçlardan, hesaplaşma, hesap vermek zorunda olmadan beslenen haksız, hukuksuz iktidar erki kullanımında tek geçerli ölçü, kendilerine yönelik tehdit algısı. Kaçınılmaz sonucu bedel ödemek, hesap vermekten kurtulma adına her türden, uzlaşma, yeni ittifak arayışlarında her yolun geçerli kılınması... Torbadan, haksız, hukuksuz OHAL yetkileri ile çıkarılan düzenlemeler içindeki tuzaklarda yok yok. Son kipkirli siyasal ittifak cephesi formülünde, cepheye girmeyi kabul etmeyecek, anayasal parlamenter düzeni savunmada direnecek, dünyada bir örneği daha olmayan, en diktatoryal Tek adam rejimine karşı muhalefet yapmaya kalkacak sağ, siyasal İslamcı, milliyetçi, merkez partilere, Meclis’e sokmama tehdidi. Teslim olacaklara barajdan kurtarma ile Meclis’e girebilme rüşveti... Kirliliğin bu boyutlarında ülkemiz için tek ortak payda, en yaşamsal duyarlılık alanında, Türkiye’nin parçalanması tuzağına karşı toplumsal duyarlılık, ortak değerlerde buluşma en yüksek değerlere ulaşmışken... Türkiye Cumhuriyeti, kurtuluş, kuruluş savaşları, laik Cumhuriyet, Atatürk devrimlerinin kazanımlarının korunmasına karşı çıkılması söz konusu değilken... Gerçekler üzerinden bu kadar ağır kirli siyasal çıkar oyunları, tuzakları nasıl kurulabiliyor? Askere çuval giydirmenin suç ortaklarından, kozmik odayı açanlardan, FETÖ’cü siyasi erkin başkahramanlarından yeni siyasal ortaklığa önderler çıkarılması girişimleri sahnede... Yeni bakanlar, belediye başkanları çıkarma hazırlıkları içinde, toptancı, kanıtsız, bilinçli suçlu olamayacak, on binler, yüz binler açlığa mahkum ediliyor. Siyasi suçlu parlamenterler, gazeteciler, bilim insanları, hukukçular, doktorlar... kanıtsız terör suçlusu mahkumu oluyorlar... Yargının, bilimin, eğitimin, meslek örgütlenmelerinin temel taşları kurumları yıkma operasyonları... Vodafone 3 dalda finalde Bu yıl 26 Şubat1 Mart tarihleri arasında İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenecek olan Dünya Mobil Kongresi kapsamında Dünya GSM Birliği (GSMA) tarafından verilecek olan ve GSM sektörünün Oscar’ı olarak bilinen 2018 Global Mobil Ödülleri’nde Vodafone Grubu 3 dalda finale kaldı. Buna göre Vodafone, ‘En İyi Şebeke Yazılımı Buluşu’ dalında, uzun dönemli hastalıklarda çocuklar ve gençlerin günlük aktivitelerinden geri kalmaması amacıyla geliştirilen avatar robot AV1 ile ‘Sağlığa Yönelik En İyi Mobil İnovasyon’ dalında ve vücut sensörleri ile ‘En İyi Giyilebilir Teknoloji’ dalında finalist oldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle